[jw7-video]

150- Amelde Fıkhı Ekber Ders 150

AMELDE FIKHI EKBER DERS 150

Bu şekilde israfları bir aile halkı tarafından karşılanan bir kimsenin hizmetçi ve bunun gibilerinde ev halkı lehine şehadeti caiz değildir. İspat yollarından biri şahitlik olduğu gibi diğeri ikrardır. İkrarında şartları şöyle bir baktığımız zaman üç kişiden kalem kaldırılmıştır buyuruyor peygamberimiz. Ergenlik yaşına gelinceye kadar küçükten uyuyunca uyanıncaya kadar uyuyandan ve ayılıncaya kadar da deliden buyuran hadis-i şerife istianeden ikrar eden kişinin akıl ve buluğ ehliyetinin olması gereklidir.  Kendi isteğiyle yapması ümmetinden hata isyan ve üzerinde zorlandıkları şeyin sorumluluğu kaldırılmıştır buyuruyor peygamberimiz. Bu peygamber buyruğuna istinaden kendi isteğiyle yapması gerekir. İkrar edenin ikrar altında zorlama altında olmaması gerekir. Yine töhmet altında bulunmamak sonra bilinir olması yani ikrarda bulunan kişi bilinir bir kişi olması. Yine ikrardan ispat yollarından bir ikrar olduğu gibi şahitlikten sonra biride yemindir. Yemin etmek davalıya düşer buyuruyor peygamberimiz fakihlerin ittifakı yemin. Yemin ettirenin niyetine göredir. Yemin, yemin teklif edenin niyetine göredir buyurdu peygamberimiz. Senin yeminin senin arkadaşının kendisi ile seni doğrulayacağı şey üzere olur. Olumlu halde mesela Allah’a yemin ederim ben şu kadara sattım mefi halinde de Allah a yemin ederim şu kadara satmadım diye yemin eder. Yine kitabet meselesi yazı yani fakihlerin ittifakı ile buda bir delildir. Ey iman edenler belli bir sürüye kadar birbirinize hoşlandığınızı zaman bunu yazınız bakara suresi 282 de daha öncede geçtiği gibi Hanefi uleması simsarın sarrafın ve satıcının defteri ile amel edileceğini açıkça belirtirler ancak alacak ve vereceklerini kaydederler birde karineler vardır ispat yollarından biride karinedir karine bir şey ile birlikte gizlice bulunan işaret veya belirti demektir. Kesin delalet derecesine ulaşabilir bazen duman gibi ateşin varlığına delalet eden kati bir karinedir. Kimi zamanda o kadar zayıf olur ki efendim ihtimal haline dönüşür. Bir kimsenin bir evden elinden kana bulanmış bıçak olduğu halde şaşırmış bir vaziyette çıktığının görülmesi evde de kana bulanmış bir kişinin görülmesi bu evden çıkan kişinin katil kabul edilmesine kesin delildir işte karinedir bu. Yine karine ifade ediyorsa hasmın yemini ile birlikte kabul edilir.

5:00

Karine hâkimin zankasına feraset ve firasette iştihadına dayanır hâkimin bizzat sahip olduğu bilgisi konusunda Hanefi uleması Hanefilerin mutekaddim âlimleri hâkim bizzat sahip olduğu bilgi ile hüküm verir demişler. Yüce Allah’ın halis kulları olan haddi gerektiren suçlarda sahip olduğu şahsı bilgisi ile hüküm vermesi caiz değildir. El kesme haddi ile değil malın ödenmesi ile hüküm verebilmesidir. Hâkim olmadan önce olayı biliyorsa imamı azama göre bilgisine dayanarak hüküm veremez.  Ebu Yusuf ile Muhammed ise hüküm verebilir yeter ki hak adalet yerini bulsun. Şafiler Hanefiler yakın görüştedirler hüküm verebilir demiştir onlarda. Zina hırsızlık hira da yol kesicilik sarhoşluk verici şeylerin içilmesi gibi Allah için halis olan hadler konusunda ise sahip olduğu şahsi bilgisi ile hüküm veremez. Bunlar şüphelerle bertaraf edilir bunların setredilmeleri Memduh dur. Yine Hanefi ve şafiler şafilerin sonraki âlimleri fetvaya esas olan görüş günümüzün hâkimlerinin fesadı sebebiyle zamanımızda hâkimlerin sahip oldukları şahsi bilgileri ile hüküm vermelerinin mutlak olarak caiz olmadığı şeklindeki görüştür. Malikilerle Hanbeliler hak olsun başka konularda olsun hâkim şahsi bilgisi ile hüküm vermez dediler. Yine şöyle bir ifade geliyor sevgili Peygamberimize istinaden ben ancak bir insanım sizler ise benim huzurumda davalaşıyorsunuz olur ki sizden biriniz kendi delilini bir diğerinden daha açık bir şekilde ortaya koyabilir. Bende işittiğime uygun olarak hüküm verebilirim. Her kimin lehine kardeşini hakkından bir şey hükmedecek olursam onu almasın. Çünkü işte aslında bu ona ateşten bir parça kesip ayırıyorum işte bu hâkimin bildikleriyle değil işittikleriyle hüküm verebileceğinin delilidir. Ya sen 2 şahit getirirsin veya o yemin eder senin ondan bunun dışında bir isteyeceğin olamaz buyurdu peygamberimiz birisine. Yine bilgi yani hibre ki buna Türkçe de tercüme ve gözle görmek yani buna da muayene denmektedir. Bilgi hibre gözle görmek muayene fakihlerin ittifakı ile bu iki yolla ispat caizdir. Hâkimin başkasına yazı yazması mali haklar ile ilgili olarak hüküm verme hakkına sahiptir dediler. İşte görüyorsunuz kıymetli ve muhterem izleyenler imamı malik de hâkimin hadlerde kısaslarda da hadlerde de aynı şekilde bir diğer hâkimin yazısına dayanarak hüküm vermesini caiz görmüştür.

10:08

Ve yine delil fakihlerin ittifakı ile hakkı ortaya çıkartır. Şahitlerin adil olduklarının sabit olması da şarttır kazayı hükümler konusunda hüküm hâkimin bağlayıcı olmak üzere davanın çözülmesi hüküm yargının amacı ve adaletin sembolüdür. Sulh daha hayırlıdır buyuruyor yüce Allah buyuruyor. Hz Ömer de şöyle buyurmuştur; sulh yapana kadar davacıları geri çeviriniz çünkü mahkemenin verdiği hüküm onlar arasında bir takım kinleri düşmanlıkları doğurabilir fakihlerle danışmak is hususunda onlarla istişare et Al-i İmran suresi 159 yani fakihlere de danışması gerekir hâkimin bilgisini çok takviye etmesi gerekir. Ben şanlı peygamberden sonra ondan daha çok arkadaşları ile istişarede bulunan kimse görmedim diyor. Kim? Ebu Hureyre Hz. Hükmün bir takım nitelikleri vardır. Hakkın sabit olmasından sonra hüküm çabucak verilmesi şüphe hali yine sulh umudu davalıya şahitliği reddetmek için belli bir süre mühlet vermenin dışında hükmü geciktirmek caiz değildir. Hükmün dava taraflarının önünde ve onların huzurunda verilmesi Hanefi uleması hazır olmayanın aleyhine hüküm vermeyi caiz kabul etmezler. Hanefilerin dışında kalanlar ise caiz kabul ederler verilen hükümlerin gerçeklerinin açıklanması gerekçelerinin açıklanması hükümlerin tedvini özel defterlerde kaydede gelmişlerdir. Uygulanması konusunda hükümlerin infaz edilme hakkı otoritenin varlığına bağlıdır. Şahsi intikamın engellenmesi yahut hak sahibinin lehine sorumlunun aleyhine şahsi herhangi bir sultanını otoriter yetkinin bulunmaması özel yetki devlete aittir. Düzenin korunması anarşinin önlenmesi fesadın anlaşmazlıkların ve intikam alma âdetinin ortadan kaldırılmasıdır. Sıradan herhangi bir insanın kısas celp sopa vurma kesme hapsetme azarlama teşhir yahut ilam gibi uygulamaları yapması caiz değildir. Bunları yetkili organlar yapacak veya yaptıracaktır katilin boynunu vurmak isterse kısas devletin veya yetkilinin kontrolü altında gerçekleşir.

Birileri rastgele bu işi yapamaz eğer borçlu darlık içindeyse ona kolaylıkla ödeyebileceği bi zamana kadar mühlet veriniz. Bakara suresi 280. Ayeti kerime hâkimin borçlu borcunu ödemeye mecbur etme hakkı vardır.

15:00

Hapis hacir altında olmak ve mecburi satış hapis ödeme imkânı olun. Borçlunun borcunu ödememesi halinde meşrudur. Ödeme imkânı olan kimsenin yan çizmesi onun haysiyetine dokunacak işleri yapmayı ve cezalandırılmayı helal kılar. varlıklının savsaklaması bir zulümdür. Borcunu savsaklayan borçlu imamı azama göre borcunu ödeyinceye kadar hapseder hapsedilir. imameyn ve diğer mezhep imamları ise bu konuda sıkıştırılmak kastiyle hapsedilir derler. Hacir altına alınır malı mecburen satılır pay edilir şayet ödeme zorluğu çektiği sabit olursa serbest bırakılır. Mühlet vermek ve zorluk halinde serbest bırakmak hapsin sadece borcunu ödemek için bir zorlama yolu olduğunu Romalılar da olduğu gibi borçlunun şahsi aleyhine şahsı aleyhine bir uygulama olmadığını delilidir. Hanefilerin meteahkir olanları da yani sonraki ulema seddüz zerai için varlıklının ödemekten yan çizmesi onun haysiyetine dokunacak uygulamaların ve cezalandırılmasını helal kılar. Peygamberimiz buyuruyor bunu da maliki fakihleri ile ham veliler bunlarında meteahkir olanları harici desteklerler imamı şafi hâkim hüküm verebilir demiştir. Malikiler de Ebu Yusuf ve ima Muhammedîn görüşünü paylaşmışlardır şafilerde ham velilere hacir altına alınmaksızın baştan beri malının satısını caiz kabul etmişlerdir. Şafilerle han veliler en yüksek fiyatı tutturabilmek içinde açık artırma yolu ile gerçekleşir dediler çok kıymetli ve muhterem izleyenler; İslam’ın her emri yücedir onu yargısı yargı yürütme yasama organları da mükemmeldir. İslam adaletini dünya uygularsa hepsi rahat eder huzur bulurlar. İmanı ile ilmi irfanı ile ruhlara İslam yerleşirse insanlar işte hayat veren gerçek hayatı yaşamış hayat veren değerlere kavuşmuş olurlar ki bu yüce İslam’dır onu ortaya koyanda yüce Allah’tır (C.C). Çok kıymetli muhterem izleyenler; amelde fıkıh Ekberler onun keşif notlarıyla dersimiz devam ediyor. Şuan da dersimiz evlilik hakkındadır ve evlilik öncesinde tabiki Müslümanlar evlenecek çiftleri bilhassa kendilerini yetiştirmiş ve hazırlamış olması gerekir bu konu da sizlere keşif notları vermeye devam edeceğiz. İnşallahuteala evliliğin sağlam temeller ve prensipler üzerine bina edilmesi ailenin mutluluğu istikrar ailevi kutsal bağın güçlü olup sevgi ve huzur içinde yaşanması işte buna dikkat edilmesi.

20:12

Rum suresi 21. Ayeti kerimeye şöyle bir bakalım yüce rabbimiz buyuruyor; size nefislerinizden kendilerine kaynaşmanız için sevgi kaynaşmasıyla ısınıp kaynaşmanız için eşler yaratmış olması aramızda bir sevgi ve merhamet yaratması da onun ayetlerindendir. Şüphe yok ki bunda düşünen bir kavim için elbette ibretler vardır. İşte bu Ayeti Kerime de rabbimizin yüce buyruğundan bunu anlıyoruz. Tabii ki nişan yapılır. Öncelikle bunun adı hıtbe terim olarak hıtbedir. hıtbe evlenme istediğini açıklayarak bunu kadına veya ailesine bildirmektir. Kızın veya ailesinin onaylaması halinde nişanlanmış olurlar ve bunun tabi hıtbenin yani nişanın hikmetleri vardır. Birbirlerini tanımalarına imkân sağlar. Ahlak mizaç ve eğilimleri -inceleme fırsatı verir İslami ölçüler çerçevesinde yapılır. Güven huzur mutluluk ve sevgi içinde kanaati hâsıl olursa burada ilk adım atılmış olur ve bunun hıtbenin çeşitleri falanla da evlenmek istiyorum üstü kapalı ve ima yoluyla seninle evlenilir. Şanslı ola seninle mesut olur senin gibi uygun bir kız arıyorum gibi üstü kapalı cümlelerle hıtbe yapılır. Buna nişan çeşitlerinden birisidir bu şimdi şeri yükümlülükler vardır. Nişan evlilik olmayıp yalnızca evlilik vadidir evlilik bilinen akittir. Nişanlılar birbirlerini haram olmakta devam eder el ve yüzden başkası yerine bakmaksa caiz değildir nişan üstüne nişan olmaz. başkasının nişanlısı olduğu bilindiği halde bir kadına evlenme teklif etmek haramdır. İlk nişanlı nişanı bozmamışsa ikinci nişan haram olur. Âlimler bu konuda icma etmişlerdir ve asi olunmuş olur. Şanlı Peygamber (A.S.V) sizden biriniz Müslüman kardeşinin satısı üzerine satış yapmasın. Müslüman kardeşinin nişanı üstüne de izni olmadıkça nişan yapmasın buyurmuştur. Hz Peygamber (A.S.V) bir kimsenin Müslüman kardeşinin satışı üzerine satış yapmasını nişanlısı bırakmadan ya da kendisine izin vermeden Müslüman kardeşinin nişanlısına talip olmasını yasakladı.

25:18

Bu peygamberimizden gelen hadisi şerif Fatiha suresinin okunmasıyla efendim her şeyin mubah olacağı inancıyla tamamen yanlıştır. Nişan vaat olup akit değildir. Mahremliği kaldırmaz istişareye devam ediliyor ve kararsızlık içinde bulunduruyorsa Hanefi mezhebinde mekruh sayılır. Cumhurun görüşü ikinci nişanın mubah olacağı Fatıma Binti karısı kocasını Ebu Amr Bin Havsbin El Muğire boşadıktan sonra iddet’i tamamlandıktan sonra 3 kişi istemiştir. Ebu Cehin sopasını omzundan indirmez Muaviye’nin malı yoktur. Usame Bin Zeyd ile evlen diye peygamberimizin bir tavsiyesi var bu kadına. Fatıma Binti kayısı hakkında oluyor bu İslam adabı düşünme görüşme ve istişare dönemi beklemeyi gerektirir. Bir neticeye bağlanana kadar insanlar arasındaki sevgi ve dostluk bağlarını korur. İslam yüce İslam evliliğin uzun ömürlü iyi bir eş seçimi yapılmasını esas alır. Yuvanın huzur ve mutluluk karşılıklı güveni sağlayacak sağlam bir temel üzerine bina edilmesi şarttır. Bu temel din ve ahlaktır. Dikkat et buraya! Bu temel ailede din ve ahlaktır. Dindarlık yaşlandıkça daha da artar ailenin temeli daha da sağlam hale gelir, ahlak olgunlaşır. Zenginlik güzellik ve soy sop gibi geçici efendim kibri övünmeyi ve ilgi çekmeyi getirmektedir. Nedir o zenginlik ve güzellik ve soy sop nedir? Bunlar geçici olur evlilik bağının devamını sağlamaz bunlar üstelik bu özellikler peşin sıra neyi getirir? kibiri neyle kibirleniyor ben zenginim diyor güzelliğini soyluyor soy sopunu övünüyor kibiri övünmeyi ve ilgi çekmeyi getirmektedir. Peşinden bunların temelinde din ve iman varsa bunlar o zaman daha da güzeldir. O zamanda güzellikte olsun, zenginlikte osun soy sop olsun, ama temelde din ahlak yeteri kadar olmazsa bunların hiç, hiç birisi para etmez. Başına belada olabilir ilgi çekmeyi getirmektedir. Nedir ilgi yanındakini küçük görüyor başkalarının ilgisini çekmeye çalışıyor o zamanda ailede huzur diye bir şey kalmaz ki cihan peygamberi Hz. Muhammed A.S.V kadın dört şeyi için nikâh edilir.

30:00

Malı soyu güzelliği ve dini sen dindar olanı seçki evin bereket bulsun buyuruyor. Bakın bu dört şeyden sen dindar olanı seç diyor. Dindarlık kalıcıdır gençlikte de, yaşlılıkta da delikanlılıkta da, dünyada da, mezarda da, mahşerde de din iman kalıcıdır. Öbürleri din iman yoksa basına bela olanlardır. Din iman olursa onlarda güzeldir. Erkeklere dindar bir kız bulduklarında ondan vazgeçmemelerini aksi takdirde yoksulluğa ve iflasa maruz kalacaklarını bildirmiştir. Kim? şanlı Peygamberimiz (A.S.V) evlilikte dindarlık dışındaki bir tercihi açıkça yasaklamıştır. Kim? Peygamber Efendimiz kadınları güzellikleri için nikâhlamayınız. Olur ki güzellikleri ahlakça düşmelerine sebep olur. Onları malları içinde nikâhlamayın zira malları azgınlıklarına yol açabilir. Kadınları dindarlıklarından dolayı nikâhlayın şüphesiz dindar olan yırtık elbiseli siyah bir cariye böyle olmayanlardan daha üstündür. Şanlı Peygamber (A.S.V). Efendimiz kadınların hangisinin daha hayırlı olduğuna dair diğer bir hadisi şeriflerinde buyuruyor hangi kadın daha hayırlıdır diye sordular. Şöyle buyurdu; kocasının kendisine baktığında hoş görünen emrettiğinde itaat eden malında ve özel yaşantısında onun sevmediği şeyleri yapmayan kadındır diye peygamberimiz cevap verdi. hayırlı kadın kocasını mutlu eder hayırlı erkekte karısını mutlu eden erkektir. Başkası için giyinen kuşanan kadından kadın olmaz. Karısını ihmal edip başkalarına kendini teşhir eden erkekten de erkek olmaz. Şanlı Peygamber Efendimiz A.S.V hadrai dimenden sakının. hadrai dimenden nedir bu? Sahabeler sordular aynen bizim dediğimiz gibi hadrai dimen nedir Ya Resul Allah diye sordular? Bunun üzerine A.S.V bataklıkta kötü cevrede yetişen güzel kadın cevabını verdi. Şimdi hadrai dimen nedir? Pisliğin içinde kırmızı bir gül açtığını kabul et pisliğin içinde olduğu için gül kırmızı ama koklayınca pislik kokuyor şimdi bataklıkta kötü çevrede yetişen güzel kadınların durumu işte hadrai dimen dedi.  Peygamber Efendimiz bundan sakının dedi iyi bir kadını seçmenin 2 amacı vardır. Mesut olması şimdi bir defa erkek mesut olacak erkek mesut olunca karısını mesut edecek çocukların iyi bir ahlak verilerek ve doğruluk üstüne yetiştirilmesi görüyorsunuz.

35:00

Birinciye mutluluk ikinciye iyi bir evlat yetiştirmek nesil yetiştirmek güzel ahlak ve İslami prensipler üzere gerçek yetiştirilen evlatların içinden nice güzelim devlet adamları, nice güzelim âlimler, nice güzelim komutanlar ve nice güzelim başka kıymetli branşlar da yetişen değerli insanlar hakiki aileden bunlar yetişir, rütbeleriniz için ve çocuklarınızın istikbali için seçiminizi yapın ve size denk olanlarla evlenin, işte burada denk dediği şanlı Peygamberin sözüne dikkat et denk kendini bir defa iyice İslam üstüne yetiştireceksin ve denginle birde evleneceksin. Sen şimdi sen İslam’dan haberin yok güzel bir dindar kadın aldın yazık olur. O kadına sende yoksa sende var. Dindarlık aldığın kadında yoksa sana yazık olur dengini bul. Kadında başlıca özellikler Şafiler Hanbelilere diğer mezheplerin görüşlerine göre bakın ne dediler. Bu kıymetli ekolun yüksek âlimleri dindar olanı seç. Çünkü hadisi şerifte bu zaten açıklandı dindar olması kocasını sevebilecek doğurgan kadınlarla evlenin. ben diğer ümmetlere karsı kıyamet günü çokluğunuzla iftihar edeceğim buyuruyor. Yine Peygamberimizin hadisi şerifiyle 2. Maddeyi de böyle koydular yine sevgili peygamberimizin bakire ile evlenseydin ya sen onunla o seninle oynaşırdınız. Burada da bakire olması ama öyle dullar vardır ki çok kıymetlidir. Ona da bir sözümüz yok genel kavram olarak. Dindarlık ve kanaatkârlıkta ailede yetişmiş olması yani tanınan bir ailede iyi bir aileye dayanması aldığın kızın veya kadının çocuk kız tarafından birine çekebilir. Yani burada da soylu soplu olması Peygamber Efendimizin bu konuda da hadisi şerifi var. Soyu için diyor çünkü çocuk soyada çekiyor biliyorsunuz. Çünkü soya çekim diye bir şey var yine kadının güzel olması denildi ki ey Allah’ın resulü kadınların hangisi daha hayırlıdır güzeldir diye biraz önceki geçen hadisi şerifte beyan edildi. Şafiler çok güzel kadınla evlenmeyi mekruh görmüşlerdir. Yine kadının yakın akrabadan değil yabancı olması çocukları daha sağlıklı ve necip olur dediler. Yabancılar daha necip ancak kızları daha sabırlı olur demişlerdir. şimdi bakın bunlar sayılanlar kadındaki özelliklerdir. Kıymetliler şu İslam âlimlerinin yüce İslam’ın ortaya koyduğu bu prensipleri daha bu dünya hala bu prensiplerin çok gerisinde İslam çağların çok ilerisinde olduğunu görüyorsunuz.

40:00

Yakın akraba ile evlenmeyin zira çocuk zayıf doğar. Görüyorsunuz bu haberler bugün tıp dünyasının ileri sürdüğü mesele değil. Tıp daha bu konuları iyice karara bağlamışta değil daha 15 asır önce bu gerçekleri ortaya koymuştur. Daha bilim İslam’ın yanında dili yeni dönen çocuk gibidir yine sevgili Peygamberimiz biriyle iffetini koruyabilecek durumdaysa birden fazla evlilik yapmaması yani iffetini nasıl koruyacaksa o sekil evlensin. Kadınlarınız arasında adalet ve eşitlik yapmaya gayret gösterseniz bile asla buna gücünüz yetmez. Bu gönül âleminde olan kısmıdır. Zahirde ki adaleti insanlar elinden gelen adaleti uygulamak zorundadır. Ve yapmaya çalışırlar ama gönül âleminde belki iki hanımı olan bir insanın birine sevgisi fazla kayabilir. Bu Ayeti Kerimeden bu anlaşılmaktadır nice hikmetlerle beraber. Sevgili Peygamberimizde şöyle buyuruyor; iki hanımı olup da birine meyil eden kimse kıyamet günü vücudunun yarısı eğik olarak sarkık olarak gelir buyurmuştur. Görüyorsunuz İslam da ikinci evliliği yapan iki hanım alan insanlar veya 3 hanım alan 4 hanım alan insanlar ki 4 ten ötesine zaten müsaade yok ki. Dolayısıyla burada ya adaleti gözetecek ya da bir taneyle yetinecektir nişan evliliğin başlangıcı ve ona götüren yoldur. Nişanlanmakta mubahtır mubah olması için 2 şart aranmıştır. Şer’ an evlenilmesi haram olan kimselerden olmaması ebedi tahrimle haram kılınmış olan kız kardeş,  hala, teyze geçici tahrimle haram kılınmış olan baldız ve evli kadın gibi kimselerle evlenmek haramdır. Ebedi olarak haram kılınanlardan sebep efendim büyük bir zarar bulunmasıdır. Geçici tahrimle haram kılınmış olanlarla evlenmek ise çekişme ve fesada götürür. mesela iki kız kardeş bir arada alınmaz ama birisinden boşandıktan sonra veya birisi ölürse ondan sonra öbür baldız alınabilir. Buraları da iyi anlamak gerekir iddet bekleyen kadınla nişanlanmak geçici tahrim hallerinden biride iddet beklemekte oluşu fakihlerimizin ittifakı ile kimdir Fakihler? Yüce İslam’ın seçkin âlimleri müştehilerimiz mesela İmamı Azam, Malik, Şafi Hanbeli ve o ekoldeki diğer yüksek âlimlerin tamamı fakihlerimizdir. Çok kıymetli çok yüksek şahsiyetli fakihlerimiz müştehilerimiz vardır. Bunların başını 4 mezhebin âlimleri çeker. hak mezhepler diye anılır. Bunlar Ehlisünnet mezheplerdir ve aynı zamanda Ehlisünnet ve cemaat bunların dışında kalanlara ehli bidat denmiştir.

45:08

Tabi doğruları vardır ehli bidat yani bidat yönleri vardır bu 4 mezhebi iyi bilenler ötekilerin yanlışın da doğrusunu da bilirler. Fakihlerin ittifakıyla böyle bir kadınla sarihte olsa karşılıklı sözleşmeyle de olsa nişanlanmak mutlak olarak haramdır. iddet bekleyen kadınla nişanlanmaz. Daha iddet’i bitmemiş çünkü kocası ölse yine iddet bekleyecek boşansa yine iddet bekleyecek bu iddet vefat iddet’i vain veya rici boşanma iddet’i de olsa durum değişmez. Böyle kadınlara üstü kapalı bir şekilde evlenme teklif etmenizde veya içinizden onlarla evlenmeyi geçirmenizde size sorunluluk yoktur. Allah onları alacağınızı bilir sakın meşru sözler dışında onlarla gizlice sözleşmeyin müddet sona erene kadar nikâh akdine kalkışmayın yüce Rabbimiz Bakara suresinin 235. Ayeti Kerimesinde bu emir ve fermanını duyurmaktadır. Şimdi sarihten maksat seninle evlenmek istiyorum. iddetin bitince seninle evleneceğim gibi ifadelerle evlenme isteğini açıkça dile getirmektir. Evet, kıymetliler; buna dikkat etmek lazım. Yine bu boşayan erkeğin hakkına bir tecavüzde sayılır. Bu iddet bekleyen kadın belki kocasıyla tekrar evlenme şansıda olur bu hak önce zaten ikisinindir. Öyle karı koca arasına iddet halinde bile araya girilmez ve bu tecavüz olur. Aşırıya gitmeyin haddi aşmayın doğrusu Allah aşırı gidenleri sevmez. Buda bakara suresi 190. Ayeti Kerimedir. Bu ayeti kerimeye göre de yine haramdır. İşte görüyorsunuz vatandaşın en az bildiği bilgilerden biride veya bilmediklerinden biride iddet halindeyken kadınlarla nişanlanmak, nikâhlanmak caiz değildir. Tariz efendim meselesi dolaylı yoldan evlenme teklifi kim bilir ne kadar çok talibin vardır güzelsin senin gibi birini kim bulabilir. Senden vazgeçemem umarım Allah Saliha bir hanımı bana nasip eder ve benzeri sözleri söylemek tarizdir. dolaylı yoldan karşısındaki kadına bu bir teklif sayılmaktadır. İddet sebebi kocanın ölümüyse eğer kocası ölmüşte iddet bekliyorsa teklif etmek fakihlerin ittifakı ile o zaman caizdir. Boşanma vicri talakla teklif etmek fakihlerin ittifakıyla eğer vicri talakla kadın boşanmış da o zaman teklif ediyorsa kadına bu kesin haramdır. Çünkü o vicri talakla kadın kocasına kesin dönebilir. Kocasının iddet esnasında ona yeniden dönme hakkı vardır.

50:00

Boşayan kocanın hakkına tecavüz sayılır. Bahtın talakla vuku bulmuşsa bu talak büyük boşamada boşama yani büyük beynune de olsa küçük beynune de olsa iddet bekleyen kadınla kadına teklif konusunda Hanefi uleması evlenme teklif etmek haramdır dediler. Küçük beynune halinde boşayan yeni bir akitle eski karısıyla evlenme hakkı olduğu gibi büyük beynune halinde de iddet esnasında teklif teklifi men edilmiştir. Evlilik teklifi caiz görülmemiştir buda Bakara suresi 234. Ayeti Kerimeye istinaden cumhur ulema ise bu görüşle şimdiki anlattıklarımıza göre Hanefi âlimlerinin görüşüne göreydi. Cumhuru ulema ise diğer mezhepler böyle kadınlara üstü kapalı bir şekilde evlenme teklif etmenizde veya içinizde onlarla evlenmeyi geçirmenizde size sorumluluk yoktur diyen Ayeti daha önce okuduk bu Ayeti Hanefilerinde görüşlerinde bu Ayet yine vardı. Ayetimin hükmünün umumi olduğunu söyleyerek bayin talaktan dolayı cevaz vermişlerdir. bayin talakta kocanın yetkisi sona ermiştir. Büyük beynune cumhura göre küçük beynune de ise Hanefilerin görüşü tercih edilmiştir edilmelidir. Büyük beynune de talak tamamlanmamış büyük beynune de talak tamamlanmamış efendim yine iddet beklemekte olan bir kadınla evlenme akdi yapılır ve zifaf vuku bulursa evlilik fes edilir. Görüyorsunuz tek tehlike hepsinde bulunmaktadır. Cumhur da sadece büyük beynuneyi ortaya koydu. Diğerleri için onlarda Hanefilerin görüşüne katıldı. Âlimler ittifak etmişlerdir imama malik imamı Ahmet Ahmed bin Hanbel ve Şabi gibi kıymetli âlimlerimiz bu kadın fesihten sonrada ebediyen o adama haram olur dediler. Görüyorsunuz Hz. Ömer de böyle hüküm vermiştir. Yani yanlış bir nikâh yaparsanız bir daha onu doğrultma şansınız kalmıyor ve nikâh feshediliyor evlenemiyorsunuz o kadınla helal olmayan bir şeyi kendisine helal kılmıştır. Tehlike burada katilin mirastan mahrum olması gibi. Mesela katil mirasına konmak için adamı öldürüyor ama katilin dediği gibi değil ebedi o katil o adamın mirasından mahrum ediliyor. Yanlış nikâh kıymalarda böyle oda kadından mahrum olmakla cezalandırılmıştır yani cezalıdır bu adam yanlış nikâh kıydığı haram olduğu anda daha iddet’i bitmediği halde nikâh kıymış

55:00

Hanefiler ve şafiler nikâh fes edilir. Görüyorsunuz bütün mezhepler aynı kanaatte iddet bitiminde evlenmesi caiz olur demişler. Sadece bunlar bak hepsi nikâh fes edilir diyor. Ötekiler ebedi evlenemez derken iddetten sonra evlenebilir diye Hanefi şafiler. Önceki nişanlısında ayrılmış olması gerekiyor sonradan evlenebilmen için daha nişanı atmadan sen gidip ona dünür olamazsın, talip olamazsın. Sizden biriniz Müslüman kardeşinin nişanlısına o bırakmadan veya bırakmadan kendisine izin vermeden talip olmasın buyuruyor. Kim? sevgili Peygamberimiz nişanlı kıza talip olmak bu hadisi şerife göre caiz değildir. Haramlara delalet etmektedir. Zarar vermeyi yasaklamaktadır buna rağmen nişanlanır ve evlenirse cumhurun görüşüne göre nikâh sahihtir. Ancak o günahkâr olmuştur. Yasak akdin kendisiyle değil bunun hakikat dışında bir konuyla ilgilidir. Çalınmış bir suyla abdest almakta buna benzer. İmamı Malik ve imamı Davud’a göre akit sahih değildir görüyorsunuz burada ulema ihtilaf etmiştir şigan nikâhı gibi batıdır demişlelerdir. Hâkimin akdi zifaftan önce bain talakla fes etmesi gerekir dediler. Kim dedi bunu? Hem İmamı Malik hem de Davud söyledi. Davud kim? Zahiri ulemasındandır kendisi oda değerli âlimlerdendir. Kadının avretine bakması haramdır mesela evlenmek istenen kızı görmek istiyorsun ama avret yerlerine bakamazsın. Avret yeri nedir? Yüzünden başka elinden topuktan aşağıya ayağından başka hiçbir her tarafı avrettir. Avret deyince sadece önü veya peşist değildir kadında avret tepeden tırnağa kadardır. Sadece yüz el ve ayak topuktan altı caiz görülmüştür. Hatta topuktan altı Hanefilere göredir caiz. Öbür mezheplere göre topuktan altına bakmakta caiz değildir. Kadının avreti yüz ve elleri dışında bütün vücududur dedi. Ulema işte görüyorsunuz burada kıymetli âlimlerimizin Cessasın tefsirinde de Eşheüssabir de de böyledir. daha başka kıymetli kaynaklarımız bulunmaktadır. El-Kavaninü’l Fıkhiyye de bunlardan biridir. Bakış fitneye sebep olur ve şehveti körükler. Yüce Allahu Teâlâ Celle Celalühü ve Tekaddes Hz. buyuruyor müminlere söyle gözlerine harama bakmaktan sakınsınlar, kızlarını korusunlar bunlar için daha temiz ve faydalıdır. Nur suresi 30. Ayeti Kerime cihan Peygamberi Hz. Muhammed buyuruyor; Ya Ali bakış bakışı takip etmesin ilk bakış senindir mubahtır.

1:00:00

Ancak ikinci bakışa bakış hakkın yoktur buyuruyor Peygamberimiz (A.S.V) Hz. Ali (R.A) Hz. Şahsın da bütün dünyayı ve çağlara mesaj veriyor. Yine sevgili Peygamberimiz Müslümanın gözü mahremi ya da nikâhlısı olamayan bir kadının güzelliklerine takılır da sora Allahtan korkarak yüzünü ondan sakınırsa Allah Teâlâ bu davranışından dolayı ona ibadet sevabı verir. O kimsede kalbinde kulluğun zevkini hisseder buyurdu sevgili Peygamberimiz bu hadiste imamı bin Ahmet Bin Hanbeli’n rivayet ettiğini görüyoruz. Bakış şeytanın oklarından bir oktur buda kutsi bir hadistir hadisi şerif. Bakış şeytanın oklarından bir oktur. Kim benden korktuğu için yani cenabı hak diyor kim benden korktuğu için terk ederse imanını güçlendiririm diyor Cenabı Hak. Oda kalbinde bu imanın tatlılığını hisseder buyuruyor. Kutsi hadislerin manası Allah’tandır lafzı peygamberdendir. Yine Şafilere göre sahih olan görüşlerinde murahikun içinde buluğa iyice yaklaşmış olan çocuğun durumu büyükler gibidir. Kadınların örtünüp sakınması gerekir. Bunun yanın dada diyor bak yani mürahık olanın yanında da şafiler kadınların örtünüp sakınması gerekir delinin hükmü de akıllı insanlar gibidir yani avretlere muttali olması bakımından şafilerin tüysüz gençlere bakmakta haramdır demişlerdir. Hanbeliler ise caiz görmüşlerdir şehvete sebebiyet vermedikçe sakallı kimse gibidir demiştir. Hanbeliler bu görüşlerin hepsi doğrudur adamına göre sakın zannetmeyin ki öbürü öyle dedi beriki böyle dedi bunların hepsi adamına göre yerli yerince doğru keşifler olduğunu görürsünüz. Şüpheli yerlerden kaçınmak ve şüpheli şeylere kapıları kapatmak kayınbirader, amcaoğlu gibi kadının mahremi olmayan kimselerin yanında mahremi olmadığı sırada kadınla bir arada bulunmaları haramdır. Niçin bunlara da nikâh düşüyor sizden kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa yanında mahremi olmayan bir kadınla baş başa kalmasın zira bunu yaparsa 3. Şeytan olacaktır buyuruyor. Kim? şanlı Peygamberimiz Hz. Muhammed (A.S.V) yine bunu da İmamı Ahmed Bin Hanbel Buhari Müslim gibi kıymetlilerin rivayet ettiğini görüyoruz. Yine Peygamberimiz başka bir hadisi şerifte sakın mahremiz ya da nikâhlınız olmayan kadınların yanlarına girmeyin buyuruyor. Bunun üzerine Ensar’dan bir adam ya Resulullah yanına girecek kocasının kardeş ve amcaoğlu gibi yakınlarıysa ne dersiniz diye sorunca? O peygamberimiz kocanın yakınları ölümdür felakettir buyurmuştur.

1:05:00

Görüyorsunuz işte nikâh düştü mü tehlike her zaman dedikodu kapıları da açılır. Tehlike de büyür ve adamına insanına göre de bu bir cinayet felakettir. Yüce İslam her türlü tedbiri almıştır. Bu hadisi şerifte sahihi bir hadisi şeriftir. şimdi görüyorsunuz harama giden bütün yolları aştılar töhmet kapılarını açtılar artık namuslu olanlar suçlu hale düştüler. Yani namuslu olanlar suçlu duruma düşer haline geldiler niye harama giden yollar açıldı. Allahu Teâlâ ne derse onun tersini yapan bir zihniyet ortaya çıktı şu adına veya bu adına batılı olma, doğulu olma, kuzeyli olma, güneyli olma meselesi değil ki bu Allah’ın emirleri ve ölçüleri şeriatın emir ve ölçüleri ne doğuludur ne batılıdır. Allah’ın kendine aittir, Peygamberine aittir. Oda yarattıklarının nasıl koruma altında mutlu olacaklarını doğuludan, batılıdan, kuzeyliden güneyliden, uzaylıdan, dünyalıdan iyi biliyor. Çünkü yaratan yarattığının ne olduğunu biliyor kuralları ona göre koymuş sen kalbime bak diyor. Tamam, kalbine şarabı yukardan aşağıya ya akıtıyorsun ondan sonra yine diyorsun ki kalbime bak e tamam doldurdun işte şarabı. Allah ne diyor şaraba (رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ )buyuruyor. Ondan sonra gidiyorsun putun önünde eğiliyorsun sonra kalbime bak diyorsun tamam işte kalbin şirk dolu şirke af ta yok. Öbürü başka günahı işliyor kalbime bak diyor, beriki Allah’ın emirleri farzlarını terk ediyor kalbime bak diyor e tamam kargada leşi yiyor ağzını oyana buyana çalıyor tertemizim diye çekip gidiyor. Kimse kendini aldatmasın Allah’ın Peygamberi ne diyorsa doğrusu gerçeği odur itaat edilecek kural odur. Allah’ın kanun ve kurallarıdır. Şeriattan kaçanlar Allah’ın gazabına koşanlardır. Şeriatı adam kendine öcü görmüş birisi ona öyle demiş oda hapı yutmuş tam mutlu olacak kaynağından kendini koparmışlar mutlu hayatı bırakmış bir defa insanı İslami dünyevi ve uhrevi hayatı terk etmiş başka hayat seçmiş başka hayat tarzını Allah kabul etmiyor ki. Allahu Teâlâ insanlara teklif ettiği hayat tarzı yüce İslam’ın hayat tarzıdır. Hayatımı yaşayacağım dediğin zaman iyi bir Müslüman olacaksın İslam hayatını yaşayacaksın. Şafilerce fitneye sebep olduğu zinaya da zina başlangıcı olan fiillere götürdüğü takdirde yüz ve elin tamamının da avret sayıldığı işte görüyorsunuz şafi uleması rastgele bir ulema değil ki mükemmel âlim bunlar. Yerine göre eğer diyor bak ne diyor? Fitneye sebep olursa da diyor. Yüzümü de kapat diyor. Şafiler diyor. Zinaya da zina başlangıcı olan fillere götürdüğü takdirde yüz ve elin tamamının da avret sayıldığı ve bakılmasının haram olduğu ifade edilmiştir. Bu şafi ulemasıdır şafiler fitneden emin olunması halinde şehvetsiz bakışın dahi haram olduğunu Müslümanların hanımlarını sokağa yüzü açık çıkmaktan men etmekte ittifak ettiklerini söylemişlerdi.

1:10:20

Şafi halife şayet ellere ve yüze lezzet almak maksadıyla şehvetle bakılacak olursa fitneden emin olunsa dahi katiyetle haram olur. Bir demiş şafi uleması sen safi ulemasını yok sayabilir misin bu dünyada? Dünya da Hanefilerden sonra şafilerin sayısı yeryüzünde az değil ve kıymetli âlim bunlar. Ben Hanefi mezhebine mensubum ama bütün İslam âlimlerinin hepsine hayranım niye hiçbiri boş konuşmuyor ki şafisi de, Hanbeli’si de, Hanefi’si de, Maliki’si de ellerinde Kur’an, Peygamberin sünneti, icma ve kıyasla hareket ediyorlar. Tam ilmileriyle ve yaratanı rızasını nerde olduğunu keşfeden bunlar mükemmel âlimler insan sosyolojisini insan psikolojisini insanın fiziksel yapısını, insanın ruh yapısını, insanın içgüdülerini ve insan mizacını yaratandan daha iyi bilen var mı? Yaratan yarattığını mutlu olması için bu kuralları koydu. Sende sandın tosunla düveyi bir araya şimdi hangi tosundan hangi düve hangi dana hangi bilecek kimden olduğu şimdi şüphe edilir hale geldi. Danaları hangi tosundan olduğu hangi inekten olduğu belli değil hale geldi namuslu haysiyetli şerefli olanlara gönlü pak yüzü ak olanlara sözümüz yok ama ortada bir gerçek var bir İslam’ın ortaya yüce Allah’ın ortaya koyduğu gerçekler var. Birde insanların uyguladığı koyduğu bir sistem var aradaki farka bak şimdi boşanmalar niye çoğaldı? Yuvalar niye yıkıldı? Huzur ortadan niye kalktı? Tamam, ailede güven bırakmadın ki kocaya sevgi kalmadı, karıda karıya sevgi kalmadı, kocada niye birisinin gözü başkasında, öbürü başkasında, böyle değil ise namuslu ise birinin namusu yoksa öbür namuslu ıstırap çekiyor öbürü namusluysa beriki, beriki değil de öteki ikisini de doğru yetiştirsen sağlam aile temellerini atsak olmuyor mu? Bunu istiyor işte dersimizin başında bunlar geçmedi mi? yüce Allah sevgi bağlarıyla yarattı kadın ve erkek arasındaki sevgi ile yaratıldı. Sen bu sevgiyi söndürmeye çalışıyorsun farkında değilsin ve yıktın yuvaları yuvalar yıkıldı ve işte her gün ya boşanmaları görüyorsunuz yahut ta bilmen ne türlü kavgaları gürültüleri huzursuzları çocuklarda hal kalmamış ruh bozukluğu psikolojik bozukluk kadında ayrıldıktan sonra temelli kafayı yemiş depresyon geçiriyor. Koca yine öyle cinayetlere doğru gidiyor. Bu işi sağlam bir temele atsak da herkes Allah’ın emrine göre evlense ayrılacağı zamanda hoşlukla yine tatlılıkla ayrılacaksa Allah’ın emrine göre ayrılsalar olmuyor mu ayrılacaklarsalar?

1:15:10

Buluğa ermemiş çocuğun, delinin bakmaya mecbur kalan kimsenin, yabancı kadınlara bakması caizdir bu çocuklar için deliler için. Birde mecburen mesela doktor, hâkim alışveriş esnasında ki buda tabi zaruretler miktarıncadır. O miktar aşılmamasıdır yine orada da ölçü vardır ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Kim diyor bunu? Yüce Allah söylüyor ya Cenabı Hak insanların gözleriyle karşıya ne verdiklerini, ne vereceklerini, bakışlardan neler çıkacağını yaradan senden iyi bilmiyor mu? Psikologlar mı daha iyi biliyor? Allah mı daha iyi biliyor. psikologları da gelip tedavi etmen gerekiyor. İstisnalar kaideyi bozmaz. Nur suresinin 31.Ayetinde Cenabı Hak böyle buyuruyor. Erkekliği kalmamış kimselerin bakması mubahtır. Süslerini kocaları ve babalarını veya kayınpederleri veya oğulları veya erkekliği kalmamış tabiîlerden başkasına göstermesinler. İşte bunu da Cenabı Hak yine Nur suresinde 31. Ayeti Kerimede buyuruyor kıymetli efendiler Allah’ı dinlemeyen dünyanın çekeceği vardır daha ötesi yok. Allah’ı, peygamberi dinlemeyen kadınların kocaların çekeceği vardır çekecekleri var birde o çocuklar neler çekecekler çektirecekleri de var. Başkalarına verecekleri zararda var. Kendi depremler oluyor görüyorsunuz ortalıkta bir perişan ortam çıkıyor esas ailelerde deprem her gün yaşanıyor ruhlarda kalplerde deprem yaşanıyor. Tabiîlerle kadınlara meyli ve ihtiyacı olamayan dilenciler ve hizmetçiler kastedilmektedir. Şimdi orada tabiî kelimesi geçti. Bunlar kadınlara meyili ve ihtiyacı olmayan dilenciler ver hizmetçiler kastedildi diyor kıymetli ilim adamlarımız. Mezhep imamları ve selefi salihin ayette geçen Ulü’lirbe kelimesiyle kimlerin kastedildiği konusunda ibni Abbas o erkeklik aleti işlemeyen kadınsı erkektir derken mücahit ve katade kadınlara meyili olmayanlar demişlerdir. Şafiler muhannes kadınsı olan erkeğin mecbuhu penisi kesik erkek hayâsı erkeklik organı burularak işlenemez hale getirilen kimse, hunzain müşkili aynı anda erkeklik ve dişilik organına sahip olan kimse, kadınlara bakış hususunda normal insanların sınıfına koymuşlardır. Kimler? Şafi uleması Hanefilerde muhannesin mahremi olmayan kadınlara bakmasının caiz olmadığı konusunda Şafiler Hanefiler gibi düşünmüşlerdir burada. Hanefilerle şafilerin görüşleri aynıdır yine şanlı peygamber bakın ne buyuruyor (a.s.v.)

1:20:00

Ayşe annemizden gelen haberde Hz. Peygamberin hanımlarının yanına bazen uğrayan bir muhannes vardı. Onu şehvet sahibi olmayan sınıftan kabul ediyorlardı. Bir gün Resulullah (a.s.v.) eve geldiğinde onu bir kadının özelliklerini anlatıyor buldu şöyle diyordu; önüne döndüğünde 4 arkasını döndüğünde 8 oluyordu. Bunu işiten Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurdu; bakıyorum da bu burada olup biteni biliyor bir daha yanınıza girmesin bir daha da onu sokmadılar ve yanlarına almadılar. Evet, kıymetli efendiler görüyorsunuz işte muhannes kimdir? kadınsı olan erkek muhannes kadınlar gibi kırıtıyor kadınlar gibi yürüyen erkeklere muhannes denmektedir. Yüce İslam’ın ilim dilinde ve terimsel olarak yine sevgili peygamberimiz (a.s.v.) erkeklerin hanımlarını başka erkeklere anlatmalarını yasakladığına göre başka erkeklerin karısının özelliklerini anlatması hayli hayli yasak olur. Yani yüce İslam namus konusunda görüyorsunuz en namuslu ulvi değerleri ortaya koymuş yüce İslam tam bir namus dinidir. Karının özelliğini dışarda anlatan erkek, erkek midir? Bak peygamberimiz bunu nasıl yasaklamış 15 asır önce sonra kadın kocasıyla olan ilişkilerini dışarıda anlatırsa o kadın en kötü kadınlardandır. Yaptığı işlerde en kötü günahlardandır diye peygamberimizden haber vardır dikkat et çünkü karı koca arasında sırlar vardır. Bunlar namus, iffet sırlarıdır bunlar dışarıda kadın kadına bile konuşmaz. Sadece ihtiyacı olana üstü kapalı bilgi verilir ihtiyacı olana oda sağlam bilgi ihtiyacı olduğu için gayri denin kadınlara ihtiyacı olmayan herkes olduğudur.

Şerbeti kalmamış ihtiyar kadınlara ilgi duymayan bunak penisi kesik erkek buruk cinsel organı olmayan iktidarsız hizmetçi ve kadınları başkalarına vasıf etmeyen muhannes dâhildir. Tabi muhannesler de kısım kısımdır. Her muhannes bir gün tutmayabilir onun içinde burada bura da onu da muhannesi de öbür muhannesten ayırdı. Onlardan biri kadınlara muttali olacak ve onları vasfedecek durumda ise onunda yabancı kadınlara bakması haram olur. Mezhep emzirme, evlilik gibi bağlarla mahremi olan kadınlara şehvetsiz olarak bakması caizdir. Kimin? Erkeğin. Bak buraya dikkat et! Mezhep emzirme, evlilik gibi bağlarla mahremi olan kadınlara şehvetsiz olarak bakması caizdir.

1.25:07

Göbek ve diz arasında kalan yerlere bakması ise icma ile haramdır. Bu kim olursa olsun göbekle diz altına kimsenin bakamazsın. Bu ister uzak, ister yakın olsun. Erkeğin erkeğe, kadınında kadına diz ve göbek arasında ki kısım hariç bakması o zaman caizdir. bak erkeğin erkeğe göbek ve diz altında kalan kısma bakması caiz değildir. Kadın kadınında göbekle diz altı arasına bakması caiz değildir. Ama göbekle diz arasının dışındakilere bakması caizdir dediler. Erkeğin erkeğe, kadınında kadına burayı da iyi anlamak lazım. Hatta yeri gelince söylenecektir yabancı kadınlara karşıda bizim Müslüman kadınların kapalı olmasını isteyen dini görüşler olduğunu göreceksiniz. Niçin? Yabancı kadınlar Müslüman kadınlara gide başka ortamlarda işte falanın karısı şöyleydi, şöyle vücudu vardı böyleydi teşhir edebilir buna fırsat vermemek için burada bile titiz davranan bizim kıymetli âlimlerimiz mevcuttur. Erkeğin zaruretle ihtiyaç halinde ihtiyaç miktarınca mahremi olmayan bir kadına bakması mubahtır. Bunlar nikâh muamelesi bak mesela evleneceksin nikâh kıyılacak o arada bakılabilecek kadar işte o zaman yüz el mesela gibi yerler bakılabiliyor. Çünkü evleniyorsun bunlar nikâh muamelesi, alışveriş mesela alışverişte kasada alışveriş yapıncaya kadar orada bir karşılıklı az çok bir bakış olur ama bu miktarınca bakılıyor. Buraya dikkat et! Zaten cümleleri iyi anlamak mesele bide şehvetsiz olarak bakılacak. Alışveriş, icar mesela evini kiraya vereceksin veya ev kiralayacaksın bunun gibi. Borç alıp vermek, şahitlik, eğitim mesela doktordaki tedavi işleri hasta kadının veya erkeğin abdest ve taharet gibi hizmetleri, boğulanları veya yangında kalanları kurtarma gibi zaruret halleridir. O zaman caizdir, Hanbelilere göre kasık kılını tıraş etmekten aciz olan kimsenin bu hizmetini yerine getirmekte caizdir. İhtiyaç miktarınca bakılarak zaruret nedeniyle caiz olan şeye ancak zaruret miktarı bakılabilir dediler. Şafiler yalnız yüze bakılabilir dediler. Hanbeliler ise yüzle birlikte ellere de bakılması caizdir dediler. İhtiyaç olursa birden fazla bakmakta caiz olur dediler. Kadının yanında mahremi olan birisinin ya da kocasının bulunması gerekir. Asıl olan tahlim yani haram oluşturur burada dikkat et as olan tahlimdir yani haram oluşturur. Ancak zaruretle ihtiyaç miktarı işte bakılması caiz olan yerleri söyledi kıymetli âlimlerimiz.

1:30:05

Bir kadın, bir kadınla görüştükten sonra o kadının özelliklerini kocasına anlatmasın. Görüyorsunuz buda İslam ahlakı İslam terbiyesi. 2 kadın konuştular görüştüler veyahut hamama gittiler ne buyuruyor Peygamberimiz; o 2 kadın diyor birbirlerini kocalarına gidip falancanın karısı şöyleydi diye anlatmasınlar diyor Peygamber Efendimiz. Eğer namus anlayışın varsa bunu doğru anlarsın bu Peygamber sözü üstelik. Ama namus anlayışın yoksa zaten kulağını dürtsen de anlamazsın, ağzına tıkasan anlamazsın, şerbet yapıp içsen de anlamazsın. Bunları anlamak için iman lazım iman. Evet, çünkü Peygamberimiz ne diyor? O kadının özelliklerini kocasına anlatmasın, bunu yaptığını takdirde kocası o kadını seyrediyor gibi olur. Görüyorsunuz işte insanların ruhları kalpleri bozulunca bozuk kalple ne yapıyor? Bakıyor. Onun anlattığı özelliklere hayalinde değerlendiriyor. Nefis ve şeytanda bu işi destekliyor ve süslüyor. Evet, muhterem ve kıymetli izleyenler asıl olan tahlim yanı haram oluşturur ne demek asıl olan namustur, namus namusu korumaktır, namusu ihlal tamamen haramdır. Kadın tepeden tırnağa avrettir denmesinin hikmeti işte budur. İslam evlenebilmek istenen kızı tanımayı 2 şekilde mubah kılmıştır. Kız ve kadın neyse evlenmek isteyen erkeğin talip olunacak kıza bakması için güvendiği kadını göndermesidir. Sevgili peygamberimiz a.s.v Ümmü Süleymi bakması için bir kadına göndermiş ve ökçe üstü ayak kirişlerine bak, boynunu kokla buyurmuştur. Yani ağzı kokuyor mu, vücudunda teni kokuyor mu şeklinde dişlerini ağzını kokla, kadında erkeğe birisini gönderebileceği gibi kendi de aracısız olarak ona bakabilir. Kadında erkekte arar yanı vasıfların çoğunu kadın erkeğe evlenecek mesela kadınlar, evlenecek erkekler evleneceği kişilere bakabilir. Erkeğin aracı koymadan kıza bakması yüze, ellere ve boynuna bakar. Yüz güzelliğe eller zarafete ve hayra delalet eder. İslam yüce İslam evlenmek isteyen erkeğe talip olacağı kıza bakma ruhsatını vermiştir. Sevgili Peygamberimizden gelen haber sizden biriniz bir kadınla evlenmek istediği zaman onunla evlenmesini teşvik edecek özelliklerine bakabilirse baksın buyuruyor Peygamberimiz. Bir cariye ile evlenmek istiyordum gizlice onu gözetledim ve evlenmemi teşvik eden bazı özelliklerini gördüm sonra onunla evlendim diyor. Kim diyor bunu? Bu Cabir Hazretlerinden gelen bir haber.

1:35:00

Yine Peygamberimiz Muğire Bin Şube onun için diyor ki Peygamberimiz; git onu gör zira görmek aranızda ahenk olması bakımından daha güzeldir daha iyidir buyurdular. Yine sevgili Peygamberimizin sizden biriniz bir kadınla evlenmek istediğinde ona bakmasında bir beis yoktur. Ancak evlenme niyetiyle bakması caizdir. Bunu baktığın kadın bilmese de hüküm değişmez. Yine Peygamberimizden gelen haberde Hz. Ömer bu Hz. Ömer den geliyor peygamberimizden değil. Hz. Ömer Hz. Ali den kızı Ümmü Gülsüm’ü istemişti. Hz. Ali kızının küçük olduğunu hatırlatarak onu sana göndereyim şayet razı olursan hanımın olsun dedi. Hz. Ali kızını Hz. Ömer’e gönderdi Hz. Ömer kızının eteğini dizine kadar açıp baktı. Yani diz kapaktan alt taraftaki ayak bileklerine çocukta küçük olduğu için bir de zaten babayla Hz. Ömer’le Hz. Ali nikâh kıyılmıştı. Çocuğun nikâhı buraları doğru anlamak lazım. Bunun üzerine Ümmü Gülsüm şayet Emir-ül Müminin olmasaydın yüzüne bir yumruk yerdin dedi. Bak kızdaki titizliğe bak mükemmel bir işte İslam kızı bu. Hz. Ali ye yakışan kız işte bu kız bütün Müslümanların kızları böyle olmalıdır. Ümmü Gülsüm Hz. Ali’nin sözünden itibaren Hz. Ömer’in hanımı olmuştu zaten. Dolayısıyla bakması da helal hale gelmişti. Nitekim Hz. Ömer’in Ümmü Gülsüm ile evlendiği rivayeti vardır. Ebu Hanife İmamı Azam Hz. Ayaklara da bakılmasını caiz görmüştür evlenmek niyetiyle. Hanbeliler ise günlük ev işlerini yaptığı sırada görünen uzuvlarına bakmanın caiz olduğunu söylemişlerdir. Mesela yüz, boyun, el, ayak, baş, bacak, diz altındaki bölüm Hanbeliler bura da yani biraz daha işi serbest tutmuşlardır. Evlenmek için ama bunları da iyi anlayın. Ona bak hadisi şerifinde Hz. Ömer ve Cabir’in hareketleri de bu görüşü teyit etmektedir. Yani mezhep âlimlerinin delillerinin hepsi sağlamdır. Hiç birininki sakat değildir. Bunu bilenler biliyor bilmeyenler doğru bilsinler sakın ola ki bu 4 mezhebin âlimlerine dil uzatmasınlar herkes mezhebinin kıymetini bilsin bunlar çok kıymetli âlimlerdir. Ben bir Hanefi mezhebine mensup olan birisi olarak konuşuyorum. Dikkat edin! Evzai etli kısımlarına bakar derken Davud ve Ez zahiri ona bak hadisinin zahirine göre oda vücudunun bakılması gereken kısımlarına bakması caizdir demiştir. Bakın burada Davud Ez zahiri Zahiri ulemasındandır. Oda daha geniş tutmuştu işi koca yaşadığı sürece karısının bütün vücuduna bakabileceği gibi kadında kocasının bütün vücuduna bakabilir.

1:40:05

Karı kocanın birbirlerinin cinsi organlarına da bakmaları mekruhtur caiz olmakla beraber mekruh görülmüştür ve sünnete de aykırıdır. Çünkü Peygamberimiz ve Ayşe annemizden gelen habere göre ne o gördü ne ben gördüm demiştir Ayşe annemiz. Şafilere göre talip olmadan önce kıza bakması gerekir. Bundan kızın ve ailesinin haberi olmaması lazımdır demiştir Şafiler. kız ve ailesi incinmemiş olur buda güzel bir bakıştır çok güzeldir. Malikiler ise yüz ve ellere nikâh akdinden önce bakmanın caiz olduğunu söylemişlerdir. Kızın ve ailesinin haberdar olması gerektiğini ileri sürmüşlerdir buda güzeldir. Malikilere göre kızın kendisine bakıldığından haberi olmaması mekruhtur. Bunların bu bakışların hepsi ayrı ayrı cepheden mükemmel bakıştır. Güzel keşiflerdir. Nişanlıya halvetin haram oluşu insanlar artık flört yapıyor dağda, bağda işte gizli ortamlarda, parklarda, bilmem nerelerde, gizli ortamlarda dolaşması caiz midir? Hayır, haramdır diyor. ben demiyorum ulema diyor çünkü bu nişan evlilik değildir. Şimdi nişanlı olmayanların flört hayatlarına bakınca nedir? Kız oğlanla dolaşıyor oğlan kızla dolaşıyor gizli ortamlarda bu nedir? zinaya giden yollar komple açılmıştır. Yanında mahremi olmayan kızla baş başa kalmak asla caiz değildir. Nişanlısıyla kalması caiz olmayınca işte benim arkadaşımdı, iş arkadaşımdı, okul arkadaşımdı, diyerek bir arada kalmaları yüce İslam da asla caiz olmadığını işte anlayınız anlayalım hep beraber. Çünkü bunlar Peygamber Efendimizden gelen haberlerle delillere dayanmaktadır. Rastgele söylenmiş söz değil ulema rastgele hüküm vermez bunu herkes kulağına küpe etsin. Bir adam kendisine helal olmayan bir kadınla baş başa kalmasın. Kim söylüyor bunu? İşte cihan Peygamberi söylüyor, ahlak Peygamberi söylüyor zira. Üçüncüleri şeytan olur bir yetişmiş kız, yetişmiş oğlan, yetişkin kadın, yetişkin adam bunlar nikâhsız bir arada kaldıkları zaman üçüncüleri şeytandır diyor. Issızda kalamazlar açık bir ortamda olabilir daire açık herkese açık bir dairedir, alışveriş yeridir mesela kapısı her yere açık olan yerler vardır bunlar hariç. ama orada da şehvetle bakışlar ve şehvetli sözlerle değil orada da ihtiyaç miktarı zaruretler miktarına ölçülür. Bundan kendisinin mahremi olan kadınlar istisna edilmiştir. Mahrem kimdir? Nikâh düşmeyen yakınların. yanında mahrem olması halinde onunla konuşmakta ihtiyaca cevap vermektir. Evet, şimdi yanında birisi var iki kişinin yanında bir 3. Kişi var.

1:45:05

Mesela kadının mahremi var nikâh düşmeyen yakınlarından biri veya kızın kardeşi ve veya bir yakını var o zaman olur. Mesela veya erkek tarafından var bir isim 3. Kişi varsa o zaman problem yok. Oda miktarını aşmamak, haddi aşmamak kaydıyla flört etmek gezip dolaşmak yani birlikte gezip dolaşıyor yüce İslam’da yasaktır. Halk arasında hem nişanlı yalan söyler tabiri vardır. İstisnalar kaideyi bozmaz. Zararı da kıza dokunur. Şimdi flört ettik filancayla dolaşıyordu geziyordu diye adı çıktı ondan sonrada evlenemediniz ayrıldınız bu mide bulandırır. Midesi bulanan insanlar bu işi kabul etmez midesi bulanmayanların durumu da gözden geçir onları da midesi kimin bulanmaz, kimin bulanır? Namustan yana olan herkesin midesi bulanır midesi bulanmayan insanlar artık batılılar gibi olduysa o zaman doğrudur. Batılılarda karısına güzel desin adamın hoşuna gidiyor bu hale geldiysen eğer o zaman sen bilirsin bu İslam da öyle bir anlayış yok yüce İslam tam bir iffet haysiyet şeref ve namus anlayışıyla dolmuş taşan bir dindir. Her Müslüman namusludur kadınıyla erkeğiyle namuslu olmak zorundadır. Bu kurallara da uymak zorundadır. Bu kurallar benim senin kuralların değil işte temelinde ayetler hadisler var bu ayetleri de hadisleri de keşfeden yüce İslam’ın yüce kıymetli âlimler var, müçtehitler var, İslam hukukçuları var, sahabi var, Peygamberimizin yanında ashaplar var, tabin var, mezhep müçtehitleri var, mezhep âlimleri var, fatihler var ve diğer âlimler var. Sen bunların hepsini yok sayacaksın kendi kafana göre işte Müslümanlar tutucu. neyi tutucu? Harama gide yolları kapayan, sevaba giden yolları sonuna kadar açan İslam ve Müslümanlardır. Herkes karısını kızını meyhaneye, kerhaneye göndermez ve sadece kerhanede de meyhanede de zina olmaz. Zina Allah’ın zina dedikleri zinadır, haram dedikleri haramdır. Senin benim tespitlerim bir işe yaramaz Allah’ın dedikleri neyse odur hakikat odur. Haramın günaha tespiti de Allah Teâlâ’dır. Ölçüyü koyan Allah Teâlâ’dır. Kuran-ı Kerim, Sünnet Allah ve peygambere aittir. Peygamber Allah’ın görevlisidir. Allah ne derse onu yapar Peygamber o zaman ulemada bunu keşfeder anlayan dünyaya anlatın insanlardır. Ulema din ortaya koymaz, konmuş dini keşfedip anlatır dünya bilimsel olarak bunu bilsin diye. Fetvayı yerinden ol bak ben size bizleri sizlere bizlere Kuran-ı sünneti âlimlerin keşfini ortaya koyuyoruz. Dersimizin adı da keşif notları ben size hepsini söylemiyorum. Bunların içinden özünü alpta veriyorum size. Nişandan vazgeçme ve sonuçları hakkında nişan evlilik olmayıp evlilik vaadi olduğundan nişandan vazgeçmesi kişinin caizdir.

1:50:00

Ama tabi bir sebepsiz de olmamalıdır. Kızın onurunu ve evlerin mahremiyetini gözetmek lazımdır. Vazgeçilebilir ama 2 tarafta birbirinin haysiyet ve şerefini korumalıdır. Çünkü Müslümansın sen Müslüman zarar vermez, karşıya haysiyet şerefini lekelemez. Çünkü o sana, sende ona birbirinizin haysiyet ve şerefini koruyarak hareket edilir. Olur veya olmaz olmayabilir, nişan bozulabilir de olması da olmaması da Müslümanlar arasında sevgiyi saygıyı ölçüyü kırmaz kırmamalıdır. Anlaşmayabilirler vay efendim niye olmadı diye savaş mı açacaksın? o zaman sende Müslümanlık kalmaz. Müslüman ölçülere göre hareket eder olması da olmaması da mümkündür. Olurken de tatlılıkla olmayınca da tatlılıkla İslam da hep ölçüyle hareket ettiğin zaman hep ölçüyle tuttuğun zaman ne ona zarar gelir ne sana zarar gelir. Ölçülere uy kendime söylerken sana da söylüyorum. Evet, kıymetliler; duygu ve arzulara kapılarak karar vermek yanlıştır. gerçek ölçülere göre evlen bu duygularına arzularına kapılma işte o zaman bu yanlışlık ortaya çıkar yanlış yapılan işlerde bozulabilir sakın Müslümanlar ölçülere göre hareket etsinler yanlış yapmasınlar. Ahdi de yerine getirin çünkü insana ahdinden sorulacaktır. Kim diyor bunu? Yüce Allah buyuruyor İsra suresi 34. Ahdinde bulun ahdini yerine getirir çünkü hesaba çekileceksin yarın mahşerde hesaba her şeyden çekileceksin. Bu ahdinden de sorulacaksın, Sorguya çekileceksin. Bana nefislerinizden 6 şey hususunda teminat verin ki bende size cennete girmenin hususunda teminat vereyim buyuruyor Peygamberimiz. Nedir onlar? konuştuğunuz zaman doğru söyleyenü, söz verdiğiniz zaman yerine getirin, emanete hıyanet etmeyin, cinsi organlarınızı haramdan koruyun, gözlerinizi haramdan koruyun, ellerinize sahip olun, işte sahih bir hadisi şerif buda Peygamberimizden gelen yine kıymetli hadis alimlerimiz bunları rivayet ettiğini görüyoruz. Kıymetli efendiler; nişanın bozulma sebebi ne olursa olsun nişanlı kızın mehrin kıymetini veya mislini geri vermesi gerekir. bu konuda fakihler arasında tam bir ittifak vardır. İşte görüyorsunuz Osmanlı aile hukukunda eşlerden yani nişanlılardan biri vazgeçer ya da evliliğe muvafakatten sonra vefat ederse erkeğin vermiş olduğun mehrin durması halinde erkeğin ailesi onu yani alma hakkına sahiptir. Şayet Mehir telef olmuşsa kız tarafı bedelini aynen tazmin eder diye Osmanlı hukukunun 8. Maddesine de böyle yazıldığını, kayıtlara alındığını görmekteyiz. Kıymetliler; bu nişan meselesini yalnız doğru anlamak lazım Hanefi ulemasına göre bu şimdi nişanın bozulması sonucunda nişanın hibe sayılır. Hediyeleri konusunda da Hanefiler bakın ne diyor; nişan hediyeleri hibe sayılır görüyorsunuz bak hediyeler ayrı orada ki nişanda ki Mehir meselesi ayrı. hibeden dönmesi caizdir. Erkek verdiği hediyeleri durması halinde onları geri alabilir. Verilen hediyeler Zai olmuş, tüketilmiş ya da bir değişime uğramış ise erkek vermiş olduğu hediyelerin bedelini alamaz.

1:56:15

Bakın konu inşallah doğru anlatılmıştır. şimdi hediyelerin durması halinde geri alabilir. Zai olmuş, tüketilmiş ise diyor bedelini alamaz diyor. Malikiler ne diyor buna erkek vazgeçmişse de hiçbirini geri alamaz diyor. Evet, kıymetliler; Malikilerin görüşünü açıkladıktan sonra malikiler ne demişti? erkek vazgeçmişse hiç birini geri alamaz diyor. Nişandan erkek vazgeçmiş eğer vazgeçen kız ise erkeğin hediyelerini geri alması caizdir. değerini erkeğe ödemesi gerekir. Zai olmuşsa bakın Malikilerin görüşü de yerli yerincedir. Diğerleri de mükemmel olduğu gibi şafi ve Hanbeliler ise geri almaya hakkının olmadığı görüşündedirler.

Hibe geri alınmaz demiştir şafiler. İstisnası babanın çocuğa yaptığı hibedir. Nikâh akdi yapılmadan önce evlenilmek istenen kadın için velisine verilen Mehir hediye verilmesi vaat edilen şeylerin tamamı kadının hakkıdır. Nikâh akdinden sonra verilenler ise velisinindir zararı tazmim konusunda da aldatmaya dayanan tariz satışında nasıl tazminat gerekiyorsa zarar vermede zarar görmede yoktur. Keyfilik ve zulüm taassup nazariyesi ortaya konmuşsa ki bu nazariyeyi Malikiler ve Hanbeliler kabul etmiş. Ebu Hanefi de bunu komşuluk ve üs kat haklarında gözetmiştir. Maliki fıkhının meşhur görüşlerinde biride iltizam kurallarıdır. Nişanlının zararının tazmin hususunda hüküm veren bu kuraldan da faydalanılmıştır ve faydalanması da gerekir. Bir şey vaat edildiğinde vaadin yerine getirilmesi gerektiğini hüküm olur yani insanlar bir söz vermişse sözü yerine getirmelidir. Kıymetli ve muhterem izleyenler cenabı hak mutlu evlilikler nasip etsin ümmeti Muhammed’e

1:59:55

(Visited 102 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}