[jw7-video]

157- Amelde Fıkhı Ekber Ders 157

AMELDE FIKHI EKBER DERS 157

Kıymetli ve muhterem izleyenler; Mehir’le ilgili dersimiz devam ediyor mehrin sahih olmayan bir şekilde belirlenmesi konusunda da kıymetli âlimlerimiz bakın neler söylediler; Malikiler akit fasit olur zifaftan önce ölüm veya boşama gibi bir sebeple erkek kadından ayrılırsa belirttiğimiz gibi kadın için bir şey vacip olmaz demişlerdir. Mehri müsemmanın vacip olma durumu ile ilgilide gerçek bir zifaf halinde Mehir vacip olur yine sevgili Peygamberimizden gelen haberde ki Hz Ayşe’yi Sıddık’a validemiz rivayet ediyor; hangi kadın velisinin izni olmadan nikâhlanırsa nikâh batıldır nikâh batıldır. Eğer erkek onunla ilişkide bulunursa onun nefsinden kendisine helal kıldığı karşılığında ona kadına Mehir vardır hadisi şerifine istinaden bu bunu açıklarken Hanefi uleması vacip olan Mehri misildir kadın için Mehri misil vardır demiş Hanefi uleması. Yine Hambeliler kadınla cinsi münasebette bulunması sebebiyle erkeğin kadına verdikleri kadının hakkıdır demişlerdir. Fakihler şüpheli ilişkinin Mehri misili gerektirdiğine ittifak etmişlerdir Darul İslam da yapılan cinsi ilişki ya Mehri ya da hac cezasını gerektirir. Hanefi uleması da İslam ülkesinde 2 mesele bunun dışındadır diye görüşlerini açıklamışlar genç çocuk velisinin izni olmadan bir kadınla evlenir ve onunla cinsi ilişkide bulunurda babası nikâhını geri çevirirse çocuğun üzerine ne hat nede Mehir vacip olur demiştir. Kim ki cariyesini satar ve müşteriye teslimden önce onunla cinsi ilişkide bulunursa onun üzerine hat veya Mehir vacip olmaz demiştir Hanefi uleması. Çünkü burada bir nikâh ve bir cariye meselesi bu ki Mehir’de hak sahibi olanlar Allah’ı Teâlâ’nın hakkı mehrin vacip olması akdin bir sonucu olarak akit Mehir siz olamaz. Hanefi uleması 10 dirhemden Malikilere göre çeyrek dinar veya 3 dirhemden az olmaz ise Hambeli ve şafilerde ise azı için bir sınır yoktur demişlerdir. Sen ve malın babana aitsin diyor peygamberimiz bir gün muhakkak ki kazancınızdan yedikleriniz en güzelidir ve muhakkak ki çocuklarınız kazancınızdandır buyuruyor sevgili Peygamberimiz (a.s.v) mehrin hemen verilmesi ve ertelenmesi konusunda da Hanefi uleması ertelenmesi hemen veya ertelenmiş olarak verilmesi sahihtir.
Dakika 5:07
Örf ve adete göre amel edilmektedir zengin oluncaya kadar seninle bine evlendim derse aşırı bilinmezlik sebebiyle erteleme sahih değildir bilinmezlik aşırı olmaması lazım ne zaman verileceği belli olması lazım örf gelenek yoksa Mehri hemen almayı hak eder yani anında susulan susulanın söz söylenmemenin hükmü hemen verilmesi gerekenin hükmüdür. Zira asıl olan da mehrin verilmesidir. Şafi ve Hambelilere göre ertelenir ve ertelenme zamanı söylenmese Hambelilere göre Mehir sahihtir verilme zamanında ölüm ve boşanma zamanıdır. Şafilere göre ise bu Mehir fasittir ve kadına Mehri misil verilir Malikilere göre mehil belirli olup ev elbise ve diğerlerinde olduğu gibi Aktin yapıldığı gün kadına veya velisine verilmesi gerekir. Ertelenmenin caiz olması için bazı şartlar vardır. Maliki ulemasınca verme zamanın belli olması yine uzak olmaması bu konuda aşağı yukarı bütün mezheplerin görüşleri birbirlerine yakındır. Hepsi de işi sağlama almak için bu güzelim keşiflerde bulunmuşlardır. Koca aciz kalırsa zevcenin evliliğin fesi iptalini istemeye hakkı yoktur. Kocasıyla beraber olmama gibi haklara sahiptir. Şafi ve malikiler zevce evliliğin fesini isteme hakkına sahiptir demişlerdir. Yine Hanefilerden imamı Ebu Yusuf mehrin teslim zamanı gelince ye kadar zevce kocasıyla beraber olmaya bilir istihzam delili gereği fetva bu görüşe göredir. Yine velinin Mehri tazmin etme konusunda Hanefi uleması o sahihtir demişlerdir yani veli Mehri tazmin eder mehrin alınması konusunda yine Hanefi uleması Mehri muaccelin hepsi verilinceye kadar zifaftan veya kocanın evine gitmekten kocayı men etme hakkına sahiptir demişlerdir. Mehir’i kadın istediği zaman Mehir ortada artık bir şart olarak ortaya çıkmaktadır. Malikilere göre imamı Ebu Yusuf ve Muhammet le aynı görüşte olarak makililer görüş beyan etmişlerdir müeccel olup tehir edilip de verilme vakti gelen Mehri teslim edinceye kadar kocayla zifaftan halvetten kendini alıkoyabilir Hambeliler ve şafilerde imamı Muhammet ve Ebu Yusuf ‘un görüşünü uygun görürler. Buradan anlaşılıyor ki Hanefi imamlarından İmameyn ’in görüşünü diğer bütün mezheplerin kabul ettiğini görüyoruz. Şafilere göre kadın kendini alıkoyma hakkına sahiptir. Evet, aynı görüşü benimsemiş oluyorlar.
Dakika 10:02
Mümine borçlarından ilk sorulacak olan eşinin Mehir’dir. Peygamberimizden gelen bir haber bu ve kim eşine mehrin de zulüm ederse kıyamet gününde bir zani olarak Allah’u Teâlâ’ya kavuşur diye peygamberimizden bu hadislerle bu durum istiklal edilmiştir. Hambelilere göre kadın mehrin tamamını alıncaya kadar kendini alıkoyabilir. İşin özüne baktığımız zaman hemen verilmesi gereken Mehri, Mehri muacceli alıncaya kadar zifaftan önce kadının kendini alıkoymadaki haklılığı üzerinden ittifak edildiğini görüyoruz Mehri müeccelde ise bu haklılığa sahip değildir. Biliyorsunuz Mehir muaccel olduğu zaman kadın bu haklara sahiptir. Tecil edilmiş sonraya bırakılmış Mehir için kadın o haklara sahip değildir. Çünkü daha günü gelmemiştir. Zifaftan sonra Ebu Hanife alıkoyma engellemeye hakkı vardır, Cumhur hakkı yoktur demişlerdir. Mehri alacak kişi sefihlikten küçük olduğu için mali velisi Mehrini almayı üstlenir. Hanefilerde malı veli şu 6 kişiden biridir. Baba dede kadı sonra onun vasiyet ettikleridir. Malikilere göre ve şafi ve Hambelilerde zahir sayılan görüşlerinde reşit olan kadın kendi Mehrini alır değilse velisi vekâleten onun yerine alır. Malikiler zevcenin onu mecbur edecek olan velisi baba ve onun vasiyet ettiği kişidir demişlerdir. Mehir de tasarruf konusun dada reşit olan kadının istediği şekilde tasarrufta bulanabileceği üzerine ittifak vardır bütün âlimlerimiz fıkıh âlimleri Mehir de artırma veya azaltma olabilir mi konusunda olabilir demişlerdir. Hanefi uleması koca reşit olmalı ziyade bağıştır fazlalık demişlerdir. Fazlalığın miktarı belli olmalıdır evliliğin devamı halinde yapılması zevcenin velisinin mecliste kabul etmesi bu fazlalık hibedir hicap meclisinde kabul edilmesi gerekir Hambelilerde Hanefiler gibi akitten sonra Mehir’de ki fazlalığın akde tabi olduğunda ittifak halindedir. Şafi ise fazlalık akde tabi değildir demiştir delil Hambeliler delil olarak o Mehri takdir edip kararlaştırdıktan sonra aranızda anlaşmanızda size bir günah yoktur nisa suresi ayet 24 bu ayeti kerimeye istinaden demişlerdir. Mehri azaltmak veya ondan vazgeçmek Hanefilere göre reşit olan zevcenin koca kabul etsin veya etmesin akdin tamamlanmasından sonra mehrin bir kısmı veya tamamında vazgeçmesi sahihtir.
Dakika 15:19
Zevce küçük olursa babanın Mehir’den vazgeçmesi sahih değildir. Küçüklerin hakkı korunması için bakın ben kızımın yerine Mehir almıyorum diyemez. Baba çocuk küçükse onun bütün hakkını ve hukukunu baba gözetmek zorundadır, Mehrini de almak zorundadır. Diğer bütün hak ve menfaattarını düşünmek şartıyla ibra ile mümkündür hükmü hibenin hükmü gibi olur hibe sahihtir. Mecliste kocanın kabul etmesi gerekir. Malikilere göre eğer kadın zifaftan önce kocasına bütün Mehrini hibe ederse bir daha koca hiç bir şeyi ona geri vermez. Vermez derken yani borçtan kurtulmuş olur. Yoksa koca karısına ne vermez ki onun mutluluğu için elinden geleni yapar şafilere göre veli mehrin affetme yetkisine sahip değildir buda güzel bir keşiftir. Kocasını Mehir’den affeder kadın zifaftan önce onu boşarsa hiç bir şeyi geri vermez yine Hambeliler baba ve başkasının hacir altında olan kadının Mehrini affetmeye yetkisi yoktur. Kocasının Mehir’inden affederse kadın kocası bundan af olunur. Yani beraat etmiş olur. mehrin vacip olması Fakihler mehrin bizzat akit ile vacip olduğu konusunda ittifak halindedirler Hanefileri dışında kalan cumhur, eğer sahihse akitle kadın müsemma Mehir’e malik olur. Malikiler akitle yarıya malik olacağını kabul etmektedirler. Mehrin kesinleşmesi, sahih olan akikte mehrin zifaf veya ölüm sebebi ile vücubunun kesinleştiğine dair fakihler ittifak etmişlerdir. Yine Hanefi ve Hambeliler şöyle demişlerdir. Sahih olan halvet ile de Mehir kesinleşir. Maliki ve Şafiiler burada muhalefet etmişlerdir. Malikiler Mehir zevcenin zifaftan sonra 1 yıl cinsi ilişki olmaksın kalmasıyla sabit olur ve tahakkuk eder demişlerdir halvet konusunda Hambeliler ise ölümcül hastalık durumunda ve ilişkiden önceki mirasçı olmasından kaçmak için yapılan boşamada da mehrin kesinleştiğini eklemişlerdir. Buna firak talakı demişlerdir ki geçmiş derslerimizde bunlara değindik gelecek derslerimizde de yeri geldikçe inşallah değineceğiz. Hakiki duhul gerçek cinsi ilişki kocanın üzerine mehrin vücubu kesinleşir O nedenle verdiğiniz o Mehri zevcenizden nasıl alırsınız ki birbirinizle karılıp katıltınız ifsa kelimesi cinsi temas anlamındadır bu ayet nisa süresi 21. ayeti kerimedir
Dakika 20:01
Hakiki duhul ile Mehir gerçekleşiyor yine eşlerden birinin ölümü ilişkiden önce ittifakla sahih olan halvetten önce Hanefi Hambelilere göre eşlerden birini bir ölürse kadın mehrin tamamını hak eder. Çünkü halvet gerçekleşmiş akit ölümle fes edilmez fakat müddetinin bitmesinden dolayı ölümle son bulur. Bunun müddeti insan ömrü olup onun bitmesiyle Aktin bütün hükümleri kesinleşir bu hükümlerden biride Mehir’dir. Fakat teffiz nikâhı yani mehrin tesmiye edilmediği belirlenmediği nikâh da eşlerden biri ölürse Malikilere göre hiçbir şey lazım gelmez. Ölüm boşamaya kıyas edilir zifaf halvet ve mehrin tesmiyesinden önce yapılan Talaktan dolayı ise hiç bir şey lazım gelmez. Ölüm de onun gibidir demiştir Maliki uleması. Cumhur ulema bundan Mehri misil vacip olur demişlerdir. Onun için Mehri misil vardır bunda ne aldatma ne de hile vardır. Kadın iddet bekler miras hakkına da sahiptir ve Makil İbni Sinan da şöyle dedi; şanlı Peygamber a.s.v efendimiz Vaşık kızı Berva hakkında senin hüküm verdiğin gibi hüküm verdi diyen hadisi şeriflere istinad edilerek bu hükümler ortaya kondu öldürme ölüm gibi midir? Konusunda ölüm durumu gibidir Mehri kesinleşir dediler zevcenin kendisini kasıtlı olarak hükmünde şafi ve Hambeliler de Züfer muhalefet ederek mehilden bir şey hak etmez demiştir. Cumhur ise intiharın iddete kıyaslanmasının doğru olmadığı cevabını vermiştir halvet ve zifaftan önce kadın kocasını kasıtlı olarak öldürmesinden dolayı Mehir’e hak kazanır mı yoksa hakkı düşer mi? Hambeliler ve imamı Züfer dışında Hanefiler şöyle derler; Mehir de hakkı düşmez mehrin düşmesiyle ilgili bir delil yoktur. Malikiler Şafiler ve imamı Züfer ise şöyle der öldürmeyle Mehri düşer çünkü kocasını öldürmesi cinayettir kocasını öldürmesi cinayettir mehrin tamamını düşürür. Mehir de de hiç kimsenin hakkı olmaz sahih olma halvet baş başa kalma konusunda da tabi engel akıllı 3.bir şahsın bulunmasıdır. Eğer tam halvet değil yanlarında biri varsa bu engeldir hissi engel hastalığın bulunmasıdır şerri engel birini ramazan orucunu tutuyor olmasıdır. Veya hac ya da nafile veya farz olan bir umre için ihramda bulunuyor olmasıdır bunlar birer birer halvet için engeldirler dediler. Hanefi ve Hambelilere göre sahih olan halvet ile mehrin tamamı kesinleşir.
Dakika 25:05
Mehri müsemma tesviye yoksa veya fasit ise Mehri misil tam olarak kadına verilir. Malikiler ve yeni mezheplerin de Şafiler cinsi ilişki olmadan yalnız halvet ile mehrin vücubu kesinleşmez onu boşarsa yarısı Mehir belirlenmemiş ise muta vacip olur. Yani bir miktar ona bir şeyler verebilir zevcenin gerdeğe girdikten sonra cinsi ilişki olmaksızın kocanın evinde 1 yıl kalması Mehir kesinleşir Malikilere göre şafiler bununla Mehir kesinleşmez Hambeli ve Hanefilerde sahih halvetin olmasıyla Mehir kesinleşir demiştir burada şafiler yalnız kalmaktadır öbürleri Mehir kesinleşir demişlerdir. Zifaftan önce ölüm hastalığı halinde miras kaçırmak için kadını boşama durumunda Hambeliler boşanması durumunda Mehri tam olarak kesinleşir dediler. İşin özüne baktığımız zaman Hanefiler Mehir 3 sebepten biriyle kesinleşir demişlerdir. Bu büyük kâşif ulema birisi gerçek olan ilişki sahih olan halvet ve eşlerden birinin ölümü bunlar varsa bunlardan biri Hanefi uleması Mehir bunlarla kesinleşir demişlerdir. Malikilere göre 3 sebepten biriyledir yapılan ilişki yine birinin ölümü duhul yani haram olsa dahi baliğ olan erkek tarafından gücü yeten kadınla yapılan ilişki yine eşlerden birinin ölümü kadının gücünün yetmesi ve erkeğin buluğa ermesi şartıyla cinsi ilişki kurmaksızın duhulden sonra 1 yıl beraber kalmak Şafilere göre cinsi ilişki eşlerden birinin ölümü demişlerdir. Hambelilerde ilişki ölüm veya öldürme kadınla ilişkide bulunulmadan önce kocanın ölümcül hastalığında yapılan boşanma ki aşağı yukarı aralarında çok az farkla hepsi aynı konuya güzelim açıklık getirmişlerdir. Her yönüyle yarısının vacip olması mehrin ilişkiden önceki ayrılma durumunda mehrin yarısının verilmesi feshetme örneklerinden ila lian kocanın dinden dönmesinin veya karısının İslami kabulünden sonra kocasının İslam’ı kabullenmeye yanaşmaması sayılabilir. İla lian kocanın dinden dönmesi veya karısının İslami kabulünden sonra kocasının İslami kabullenmeye yanaşmaması sayılabilir bu konularda da mehrin yarısı verilir denmiştir bunun delilleri de bakara suresi 237 ayeti kerimesinde
Dakika 30:02
Eğer siz onları kendilerine temas etmeden önce boşar fakat daha önceden onlara bir Mehir tayin etmiş bulursanız o vakit tayin ettiğiniz yarısı onlarındır buyuruyor Cenabı Hak. Ayrılma şekilleri de buna kıyaslanmışlardır Mehir aslen akitte belirlenmese Mehir siz evlenme konusunda anlaşırlarsa veya belirleme sahih değilse ayrılma gerçekleşmişse ve ayrılma ilişkiden ve halvetten önce ise Hanefi ve Hambelilere göre kadın için Mehir’den bir şey vacip olmaz. Muta verilmesi vacip olur muta neydi onun gönlünü hoş tutmak için bir miktar bir şeylerin verilmesi idi kendileri ile temas etmediğiniz yahut kendilerine bir Mehir tayin etmediğiniz kadınları boşadınızsa bunda size günah yoktur. Şu kadar var ki onları maruf bir faide muta ile faydalandırınız buda bakara suresi 236. ayeti kerime. Erkek Müslüman bir erkek veren el olması için buradan muta söz konusudur. Diğer ayrılmalarda boşanmaya kıyaslanmıştır. Maliki uleması ilişkiden önce ayıptan dolayı nikâhı reddeder veya fes ederse kadına bir şey verilmez. Hanefilerde ilişkiden veya halvetten önce boşanmasız ayrılma açıklayacağımız gibi nehri düşürür. Mehir akitten sonra karşılıklı rıza veya hâkimin hükmüyle kararlaştırırsa yani akit sırasında zikredilmeyip te böyle bir durum olursa Hanefi uleması eğer halvetten ve ilişkiden önce ayrılma olursa bunun için yalnız muta vacip olur demişlerdir. Cumhur da akitte tesmiye edilen akitten sonra karşılaştırılan mehrin ve yarısı verilir ve Hambelilere göre halvet ve ilişkiden önce ayrılma olursa mehrin yarısı vacip olur demişlerdir. Yine belirlenmiş olan Mehir’e akitten sonra koca tarafından yapılan fazlalıktır Hanefiler bu fazlalık kocanın üzerinden düşer ve ilişki ve halvetten önce ayrılma durumunda yarısı verilmez. Cumhur ise düşmez ve akitte belirlenen gibi yarısı verilir demişlerdir. Hanefi ulemasına göre yarısı verilecek olan Mehri müsemmadır. Cumhur onlara kararlaştırdığınızın yarısı Hanefilere göre bundan kastedilen akit sırasındaki karşılaştırılandır demişlerdir. Cumhur ise kararlaştırmak takdir etmektir oda ister akitten önce veya sonra olsun takdir edilen her şeye şamildir demişlerdir. Mehrin tamamının düşmesi konusunda da kadın da halvet ve zifaftan önce talak yani boşama olmaksızın ayrılma mehrin tamamını düşürür. İslami reddetmesi bir ayıptan dolayı evliliğin feshini istemesi gibi bunlarda mehrin tamamını düşürür.
Dakika 35:07
Akti feshetmek hiç olmamış gibi yapmaktır. Maliki uleması bu izanı yaptığımız görüş Hanefilerdir. Malikilere göre zifaftan önce zevcedeki bir ayıptan dolayı koca nikâhı fesheder veya reddederse kadın için bir şey vacip olmaz Hanefilerle muvafakat halindedirler yani burada Malikiler Hanefilerin görüşündedirler teffiz nikâhında ilişkiden önce koca boşar veya ölürse kadına bir şey yoktur demişlerdir. Şafi Hambeliler şafiler ve Hanbeliler ilişkiden önce veya önce zevce tarafından yapılan ayrılma mehrin tamamını düşürür kadının dinden dönmesi de böyledir eğer siz onları kendilerine dokunmadan önce boşamış da daha evvel Mehir tayin etmişseniz o vakit tayin ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır buyuyor Kuran-ı Kerim de Cenabı Hak. Zifaftan önce veya sonra Mehir karşılığında hul yapılması İmam-ı Azam çünkü hul de beraat anlamı vardır. İlişkiden önce veya sonra mehrin tamamından ibra etmek ibra etmek düşürmedir zevcenin mehrin tamamını kocaya hibe etmesi kocanın hibeyi mecliste kabul etmesiyle mümkün olur. Bu görüşler içinde şafilerin Malikilerin görüşlerine de yer verdiğimiz görüşlerin kısmı hepsi Hanefilere aittir. Şimdi de malikiler hibe ile Mehir düşer demişlerdir. Şafiler mehrin yarısını verir Hambelilere göre ibra ederse hibe ederse zifaftan önce boşarsa ona mehrin yarısı geri verir demişlerdir. Eğer siz onları kendileri temas etmeden önce boşamışta daha evvel onlara Mehir tayin etmişseniz o vakit tayin ettiğiniz mehrin yarısını onlarındır diyen ayeti kerimeye istinaden söylediler. Konuları iyi dinleyenler iyi anlama şansları vardır tekrar tekrar dinleyenler daha iyi anlarlar bunlar fıkhı konulardır. Kamuoyunda fazla bilinmeyen konulardır onun için bunları iyi dinlemek lazım burada geniş bir keşif vardır. Ulema mükemmel çalışmış her konuyu keşfetmiş tespit etmiş sonuca hükme bağlamış onun için ulemamızın bu kadar geniş keşfi insanlık âlemi için başta ümmeti Muhammed’i için bir rahmetin yaygınlığı ve genişliğidir yol İslamin çizdiği yol çok geniştir. Yalnız İslami bilmek lazım Hanefilere göre mehrin yarısını düşmesi konusu zifaftan önce mehrin tesmiye edip belirlendiği fakat alınmadığı nikâhta ki boşanma takdir ettiğinizin yarısı diye ayeti kerimeye göre mehrin yarısının manevi olarak düşmesi tesmiye olmayan bir nikâh da zifaftan önce koca tarafından yapılan her türlü ayrılmadır dediler.
Dakika 40:15
Yine Hanefi uleması eğer kadın Mehri alırsa zifaftan önce boşarsa kadın aldığının yarısını geri vermek zorunda yine Malikiler Mehri telef olursa kimin elinde kaybolmuşsa zifaftan önce talak olursa mehrin yarısını sahibine vermek zorunda bırakılır. Burada da görüşler Hanefilerin görüşüne ya aynısı veyahut ta en yakın olarak görüşler belirtilmiştir. Şafiler kocanın elinde telef olursa akit tazminatı borcu olarak onu üstlenir demişlerdir yine Mehir alındıktan sonra telef olursa bedeninin yarısını kocaya vermesi gerekir Hambelilere göre kadın Mehri alır ve onu ayıplı bulursa kadın kendini zifaftan alı koyabilir. Mehri artırma konusunda da Hanefi uleması asıldan meydana gelmişse viya er yaralama diyeti gibi asıldan meydana gelenin hükmündeyse bu Mehir’dir demişlerdir. Bu fazlalık da ve Mehir’e dairdir Mehir’dir demişler. Eğer fazlalık asıldan gelmemiş ise bakılır kadınında aslın kıymetinin yarısını vermesi gerekir eğer fazlalık hibe ve kazanç gibi asıldan ayrı bulunuyor ise Mehir değildir imamı azaba göre hepsi kadınınındır ve yarılanmaz. Yine İmameyn’e göre bütün bunlar Mehir’dir. İmameyn kimdi? İmam-ı Ebu Yusuf İmam-ı Ebu Muhammed Hanefi mezhebinin en üst âlimlerinden İmam-ı Azam’dan sonra gelen âlimler ve asılla beraber yarılanır. İmameyn’ e göre bütün bunlar Mehir’dir ve asılla beraberdir yarılanır tabidir. Kocanın elinde iken bir fazlalığın olması halindedir kararlaştırdığınızın yarısı ayeti kerimede çünkü böyle geçmektedir. Malikiler fazlalık zifaftan sonra kadına aittir şafilerde kadına aittir demişlerdir. Hambeliler sadece akitle Mehir kadının mülkiyetine girer fazlalık ve eksiklikte ona aittir eğer siz onları kendilerini temas etmeden önce boşamış da daha evvel onlara Mehir tayin etmişseniz o vakit tayin etiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Bu ayet bu konularda sık sık delil olarak gösterilmelidir buna dikkat lazım eğer siz onlara kendilerine temas etmeden önce boşamışta daha evvel onlara Mehir tayin etmişseniz o vakit tayin ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Yüce Allah şanlı kuranda bakara suresi 237 de bu ayette böyle buyuruyor Mehir de anlaşmazlık konularında tesmiyesinde belirlenmesinde ihtilaflar konusunda Hanefi uleması tesmiyeyi kabullenmeyen mukarrer yemin eder.
Dakika 45:20
Delil getirmek iddia eden yemin inkâr edenin üzerinedir kaçınırsa yeminden tesmiye sabit olur yemin ederse Hanefi imamlarının ittifakıyla Mehri misil vacip olur. İhtilaf boşamadan sonra zifaftan önce ise muta verilmesi vacip olur demişlerdir. Maliki uleması davacı delil ortaya koyarsa hükmedilir delil ortaya koyamazsa yeminiyle birlikte örfün kabullendiği kişinindir yine Hanefilere göre yeminiyle birlikte kocanın sözü geçerlidir. Ölüm veya zifaf halinde kadına Mehri misil verilir koca boşar ve kadınla ilişkiye girmezse kadına muta verilir. Şafilere göre yemin eder müsemmanın miktarında ihtilaf konusunda da İmam-ı Azam Ebu Hanefi ve Muhammed şöyle der İmam-ı Muhammed hangisi delil ortaya koyarsa kabul edilir. Yine sıfatı ile ilgili ise kıymetine göre hükmedilir İmam-ı Azam ve Muhammet hükmü Mehri misille misile dayandırmaktadırlar. Fakat eğer ihtilaf mehrin cinsi türü veya iyilik ve kötülük bakımından sıfatı ile ilgili ise kıymetine göre hükmedilir dediler bu kıymetli imamlar. Ebu Yusuf’ta şöyle der delil davacının yeminle inkâr edenin üzerinedir. Malikilerde yemin ederler karşılıklı fes ederler demiştir. Şafi uleması da yemin ederler Mehri misil vacip kılınır. Hambeliler misli iddia edenin sözü geçerlidir Mehri misili iddia edilenin sözü geçerlidir demişlerdir. Ne güzel çalışmış bu kıymetli âlimlerimiz yüce rabbimiz bunlara ve bütün âlimlerimize çok rahmet eylesin her konuyu güzel keşfetmişler bu hak mezheplerin kıymetini bütün dünya bilmeli bol bol âlimlerimize rahmet okumalıdırlar. Mehri Muaccelin alınması kabzı ile ilgili durumlarda da Hanefi uleması ihtilaf zifaftan önce ise yeminiyle birlikte kadının sözü geçerlidir. Kocanın delille ispatlaması gerekir demiştir Hanefi uleması şafi ve Hambeliler Hanefilerle ittifak halin delerdir Hanefi ulemasının görüşü bunlarda kabul etmişlerdir işin özüne baktığımız zaman eşler Mehri kabzetme hususunda ihtilaf eder. Zevce almadım kocada aldı derse cumhur yani şafi imamı Ahmet imamı şafi imamı servi ve İmamı Ebu Sevir bunlara göre kadının sözü geçerlidir.
Dakika 50:00
Malike göre zifaftan önce kadının sözü zifaftan sonrada erkeğin sözü geçerlidir. İmamı Malikin arkadaşları Medine’deki örf kocanın Mehri verinceye kadar zifafa girmemesi şeklinde olduğu için İmamı Malik böyle fetva vermişlerdir. Bu örf yoksa eğer memlekette bu örf yoksa daima kadının sözü geçerlidir. Koca olur Mehir olduğunu iddia ederken kadında hediye olduğunu iddia ederse yeminiyle birlikte erkeğin sözü geçerlidir. Hanefi ve şafilere göre de kadının delil ortaya koyması gerekir. Cihaz yani çeyiz konusunda da Malikiler Mehir’den aldığı kadarıyla çeyiz kadının üzerine vaciptir eğer bir şey almazsa yükümlü de değildir. Öf veya şart koşulması dışında Mehir’den fazlasıyla çeyiz yapmak zorunda değildir. Hanefi uleması çeyizinde erkeğin üzerine vacip olduğu görüşündedirler. Verilen Mehir de çeyizin karşılığı değildir. Armağan ve hediyedir o kadının kocası üzerine düşen bir haktır. Cihaz yani çeyiz veya mefruşat kapkaçak gibi ev eşyaları hakkında eğer bir ortada ihtilaf varsa maliki uleması yeminiyle birlikte kadının olduklarına hükmedilir erkek elbiseleri kitaplar ve silahlar gibi erkeğe ait olan eşyaların yeminiyle birlikte erkeğin olduklarına hükmedilir. Dinarlar ve dirhemler gibi her ikisinde yarayanlar ise yemin etmesi ile beraber erkeğindir. Sahnun derki onlardan birine ait olduğu bilinen eşya yeminsiz onundur buda daha güzeldir Hanefi uleması imam-ı Azam ve İmam-ı Muhammed Malikiler muvafakat etmişlerdir aslında malikiler onlara muvafakat etmiştir. Çünkü imamı Azamın ve Hanefi ekolunun başı çektiğini gördüğünüz zaman o zaman cümleleri yerine koymak gerekiyor Ebu Yusuf ise şöyle der geleneğe göre kadına çeyiz yapılabilecek miktarında yeminiyle birlikte kadının sözü muteberdir. Geriye kalanında ise erkeğin sözü geçerlidir demiştir. Karsani gibi malik ve şafiden şöyle naklettiğini görüyoruz; bütün eşyalar eşler arasında ikiye bölünür demiştir. O da eğer başka türlü yol bulunmadıysa belgeler yoksa buda güzel bir öneridir. Ebu Hanife’nin İmam-ı Azam’ın söz yeminiyle birlikte eşlerden hayatta olanındır böyle söylemiştir bu büyük imam mehrin miras bırakılması veya hibe konusunda Malikiler Mehir kadının ön hakkıdır hibe etme hakkına sahiptir. Reşit olan kadınının nikâhta kararlaştırılan mehrin tamamını kocaya hibe etmesi caizdir.
Dakika 55:06
Bununla beraber şayet bundan bir kısmını gönül hoşluğu ile kendileri size bağışlamış olurlarsa onu da içinize sine sine yiyin buyuruyor Kuran-ı Kerim de Nisa suresi ayeti kerime 4 Cenabı Hak burada bu ayette böyle buyuruyor. Yine muta konusunda muta fayda sağlanan şey demektir hac mutası birde nikâh belirli bir süreye kadar nikâh mutası boşanan kadınların mutası diye kısımlara ayrıldığını görmekteyiz. Bunun hükmü Hanefi uleması muta vacip ya da müstehap olabilir. mufavvizanın zifaftan önce boşanması kendilerine temas etmediğiniz yahut kendilerine bir Mehir tayin etmediğiniz kadınları boşadınızsa bunda size günah yoktur. Ne var ki onlara maruf bir şekilde faydalandırınız buradaki faydalandırınız işte bu mutadır. Onlara bir iyilikte bulunmaktır bu ihsan edenler üzerine borç bir haktır ayeti kerime 236 Bakara suresi muta mehrin yarısına bedeldir. Mehir’in yarısı ise vaciptir vacip olanın bedeli de vaciptir. Teyemmümün abdestin bedeli olduğu gibi evet kıymetliler ey müminler mümin hanımları nikâhlayıp da sonra kendilerine temas etmeden onları boşarsanız artık üzerinize sahih duracağınız size bir iddet size yoktur. Bu takdirde onları faydalandırınız Ahzap suresi ayet 49 da buda muta konusunda yine bir ayeti kerimedir onları faydalandırınız şeklindedir buradaki faydalandırma kadına bir miktar bir şeylerin verilmesidir Hanefilere göre zifaftan sonra Mehri misil veya müsemmayı alırsa mutaya gerek yoktur. Yine boşanan kadınlarında meşhur surette faidelerin faydalandırılmaları haklarıdır ki bu Allahtan korkanlar için bir vazifedir buda Bakara 241. ayeti kerime Hanefi uleması mufavviza yani Mehir siz evlendirilip zifaftan önce boşanan veya fasit bir şekilde Mehri belirlenen veya Mehri akitten sonra belirlenen kadın demektir. mufavviza bu Hanefilerde mufavviza hariç her boşanan kadına muta verilmesi müstehaptır. Maliki uleması her boşanan kadına muta verilmesi müstehaptır. Onlar da Hanefilerin aynısını söylediler takva sahiplerin üzerine borç bir hak ihsan edenler üzerine borç bir hak bunlar birer birer ayeti kerime bakara 241 bakara 236
Dakika 1:00:01
Yine yüce Allah’u Teâlâ emri takva ve ihsana bağlı kılmıştır vacipler ise onlara bağlanmaz. Şafiler muta vermek vaciptir derler. Her ayrılma sebebiyle muta vermek gerekir. Onları faydalandırın boşanan kadınların da meşru bir şekilde faydalanmaları haklarıdır buyuruyor Cenabı Hak ashap 49 Bakara 241 ey Peygamber a.s.v hanımlarına deki eğer siz dünya hayatını ve onun ziynet ve ihtişamını arzu ediyorsanız gelin size boşanma bedellerini vereyim ve sizi güzellikle salıvereyim. Ahzap suresi 28 evet kıymetli ve muhterem efendiler; Hambeli mezhebi Hanefi mezhebine uygundur. Malikilerde öyle Hanefiler her konuda başı çektiğini görüyoruz. Çünkü Hanefi uleması diğerlerinin hocasıdırlar başı çekmektedirler ve temelde bulunmaktadırlar. Onlara faydalandırın ihsan edenler üzerine borç bir haktır. Vacibi yerine getirmek ihsandandır mufavviza bir kadınında mutadan başka alacağı bir şey yoktur. Mufavviza hariç her boşanan kadına muta vermek müstehaptır. Boşanan kadınlarında meşru bir şekilde faydalanmaları haklarıdır. Kendilerine Mehir kararlaştırılanlara belirlenenin yarısını efendim kararlaştırılmayanlara muta vermeyi vacip kılmıştır ve o her kısmın kendi hükmüyle ayrıldığını göstermektedir. Kocası ölene muta yoktur. Muta Mehri müsemmanın yarısı yerine sayılmıştır. Onun düştüğü her yerde düşer. Şafiler kendisi için Mehir belirlenip zifaftan önce boşanan kadın hariç muta vermeyi vacip görmektedir. Cumhur ulema muta vermeyi müstehap kabul etmiştir. Malikiler ise bütün boşanan kadınlara verilmesini müstehap kabul etmişlerdir. Hanefiler ve Hambelilerde Mehir ’siz evlendirilen mufavviza hariç her boşanan için müstehap kabul etmişlerdir. Evet, güzel keşfetmişlerdir. Cenabı hak çok rahmet eylesin bu kıymetli alimlerimize mutanın miktarı ve türü konusun dada Hanefi ekolunun yüksek alimleri himal yani muta bir (dır) bir baş örtüsü ve bir milhafe demişler kadınları maruf bir şekilde faydalandırınız bu iyilik etme prensibine sahip olanların ise üzerine bir borçtur. Bu ayeti kerimedir kadına da dışarı çıkarken tam örtünmesi için en az 3 elbise gereklidir. 5 dirhemden de aşağı olmaz eşlerin durumuna göre tespitidir.
Dakika 1:05:01
Şafi uleması 30 dirhem daha az olmaması müstehaptır demiştir. Çünkü ayeti kerimede onları faydalandırınız buyuruyor Cenabı Hak onları zengin olan kudretine göre fakir olanda gücü yettiği kadar maruf bir şekilde faydalandırınız. Ayeti kerime buda boşanan kadınlarında meşru bir şekilde faydalanmaları haklarıdır. Maliki ve Hambeliler durumuna göre tespit edilir. Hanefilerin dediği gibi 3 elbisedir. Birisi (dır) yani gömlek başını örten örtü ve tepeden tırnağa örten giysi İbni Abbas tan gelen haberde mutanın en yükseği hizmetçi bundan azı nafaka bundan azıda kisvedir demiştir İbni Abbas’tan gelen bu haberlerin bu keşiflerin hepsi mükemmeldir. İçinde bulunduğun ortamı değişen şartları göz önüne al bu aslı bu temel delilleri ne yap kendi çağına kendi çağındaki şartlara bunları taşımayı bil hükümler değiştikçe bak şartlar değiştikçe hükümler değişen şartlara Cenabı hak nasıl hükümler koymuş? Peygamberimiz değişik ortamlar da hükümleri uygulamış ulemada bunları o şekliyle keşfetmişler şartlar değiştikçe hükümler onlara değişen şartlara hükümler hazırdır. Yüce İslam’da yeter ki âlimlerin müçtehitlerin onların bu asli hareketleri güzelim ilimlerini bugüne taşımayı bil. Şimdi dersimiz halvetle devam etmektedir. Sahih halvet kapısı kapalı ev veya başka bir yerde beraber olmaları baş başa kalmalarıdır. Emin olabilecekleri bir yerde bu tam bir sahih halvettir. Şeri hissi veya tabi bir engelin olmaması şarttır. Hissi engel cinsi ilişkiyi engelleyen hissi bir hastalığın olması gibi. Tabi engel akıllı 3. Bir şahsın bulunması gibi nefsi ilişkiden alıkoyan durumlardır. Şeri engel mescitte itikâf da olmak farz olan namazda girmek hayız ve nifas hac veya umre sebebiyle ihrama girmek ramazanı şerifte oruçlu olmak gibi şeri engellerdir bunlar. İlişkiyi haram kılan bir durumun olmasıdır. Kıymetli âlimlerimizin fakihlerimizin halvet konusunda malikiler ve şafiler cinsi ilişkisiz ve perde çekmeden tek başına halvet kadın için mihri kesinleştirmez. Sahih bir halvette bulunur sonra cinsi ilişki de bulunmadan boşarsa sadece Mehri müsemmanın yarısı ya da Mehri müsemma yoksa muta vermesi vacip olur. Muta Malikilerde vacip değil müstehaptır. Maliki ve şafi ulemasının görüşü böyle
Dakika 1:10:04
Delilleri ise eğer siz onları kendilerine dokunmadan önce boşamışta daha evvel onlara Mehir tayin etmişseniz o vakit tayin ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır diyen ayeti kerime. Dokunmak cinsi ilişkiden kinayedir. Cinsi ilişki anlamında açıklanmıştır. Malikilere göre sahih halvetin 2 hükmü vardır ilişkinin olmadığına eşler ittifak etse bile iddet beklemek vacip olur. Yine ilişkinin olmasıyla ilgili eşlerin ihtilal etmesi durumunda eğer kadın yeminden kaçınır da koca yemin ederse mehrin yarısını vermesi gerekir. Eğer koca yeminden kaçınırsa mehrin tamamını vermesi gerekir. Halvet bir şahit kabul edilir. Yeminden kaçışta diğer bir şahittir. Hanefi ve Hambeli uleması halvet mehrin tam olarak verilmesi iddetin gerekli oluşu soyun sabit olması kız kardeşin haram olması iddetin bitinceye kadar 4. Bir hanımı nikâhlayamama gibi hükümlerde cinsi ilişki gibidir. Hambelilere göre şehvetle öpmek ve dokunmakta ilişki gibidir. Sahih halvetten sonraki boşanma bayın boşanma olup aşağıdaki hükümler onun üzerine bina edilir demişlerdir. Mehrin tamamının kesinleşmesi nesebin sabit olması iddetin vacip olması boşayan kocanın iddet nafakasını vermesi oda yemek kalacak yer ve giyimdir. İddet de iken evlenmesi haramdır. Temizlik süresi sırasında kadını boşama ne güzel keşiflerde bulunduklarını görüyoruz. Her taraflarından bu zatı muhteremlerin ilim parlıyor ey dünya dünyayı okutan âlimler bunlar ekoller asırlardır. Hanefiler, Malikiler, Şafiler, Hambeliler deyince dünyada açılmış bütün dünyayı okutan ekoller ve muhteşem okullar bunlar bu okulların hocaları işte bu müçtehitler bu yüksek âlimler. 14 15 asırdan beri dünya bunlardan çok şey öğrendi. Kimisi nankör kimisi müteşekkir biz rahmet okuyoruz ebedi okuyacağız ömrümüz oldukça fırsat buldukça Hambeli ve Hanefilerin delilleri halveti ilişki gibi kabul ederek aşağıdaki delilleri ileri sürmüştür. Hanefiler ve Hambeliler yüce Allah buyuruyor eğer bir zevceyi bırakıp ta yerine başka zevce almak isterseniz evvelkine yüklerle Mehir vermişte bulunsanız o verdiğinizden bir şey almayınız o malı bir iftira veya açık bir günah isnadı yaparak geri alır mısınız? Nisa suresi ayet 20 verdiğiniz o Mehri zevcenizden nasıl alırsınız ki birbirinizde birleşip katıldınız ve onlar sizden kuvvetli bir teminat nikâh sözleşmesi aldılar. (Ayet Nisa 21)
Dakika 1:15:14
Hadisi şerif kim ki karısının örtüsünü açar ve ona bakarsa ister onunla ilişkide bulunsun veya bulunmasın Mehir vacip olur. İşte görüyorsunuz 4 halife perdeleri kapatın ilişkide bulunsun veya bulunmasın kadın üzerine iddet gerekir mihrinin tam olarak verilmesine hükmetmişlerdir. Dikkat et 4 halifenin dördü de bunu Zürare Bin Ebi Evfa anlatıyor akli delil kadının halvet imkânını tanımış olmakla mehrin karşılığını erkeğe vermiş olur. İşte görüyorsunuz yüce İslamin şanlı şeriatının nur saçan hükümleri ve onun kıymetli âlimleri her konuda ne güzel insanlığa bilgi verdiler. Yüce İslami bidatlerden koruyarak geldiler delilleri ortaya koydular. Bütün dünyada kargaşayı ortadan kaldırdılar yüce İslam anlayışını sağlama bağladılar. Sakat görüşlere yer vermediler bidatlara karşı ne yaptılar gerçekleri ortaya koydular ehli bidat mezheplerinin görüşlerini de ortaya koydular ki işte yanlış işte doğru dediler dünyaya dünya bunu ister kabul eder ister etmez zaten dünyada 14 asırdan beri İslam nuru parlayarak geldi parlayarak gidecektir. Bu nurdan kim kaçarsa kendine yazık etmiş olur bu İslam şeriatını herkes iyi anlasın iyi kavrasın. Biz insanlığa faydalı olmak için bakın hem Kuran-ı Kerimi baştan sona yine Fıkhı Ekberi akaitte amelde Fıkhı Ekberi yine hadis külliyatından keşif notları tasavvuf külliyatından keşif notları ilmi kelamdan sizlere keşif notları vererek geldik vererek gidiyoruz. İslam’ı ilimle tanıyalım ağayla paşayla önderinle liderinle İslam tanınmaz. İşte benim şeyhim diyor benim liderim diyor ortada ilim yok değerli kardeşlerim ortaya Kur-an-ı Kur’an olarak koymadıkça birilerinin fikirleri kuran yerine geçirilirse orda kuran olur mu? Kuran-ı, Kuran-ı Kerim olarak ortaya koyacaksın müfessirleriyle beraber kelamı kelam âlimleriyle ortaya koyacaksın. Onun âlimleriyle beraber hadis ilmini yine muhaddislerle ortaya koyacaksın. Yine onun âlimleriyle beraber bütün bu ilimlerin tamamını içine alan fıkıh ilminin fakih hocalarının müçtehitlerin ilmiyle fıkıh ilmini de ortaya koyacaksın ve bunlarla konuşacaksın adam kendi aklını kuran yerine koymuş. Akşama kadar sabaha kadar konuşuyor içinde 1 ayet var öteki arkası hep kendi uydurduğu kendi fikirleri. Kimisi Kuran-ı Kerime uyuyor kimisi uymuyor. Bunu da din diye anlatıyor. Bunlara dikkat edilsin cahil cüheyla aldatılıyor. İnsanlığı kimsenin aldatmaya hakkı yoktur. Adam şeyhim diyor devrin imamıyım diyor ittihattan imtizaçtan haberi yok bunların şirk olduğunu bilmiyor.
Dakika 1:20:01
Reenkarnasyondan haberi yok hulülden haberi yok kimisinin de. Bunların şirk olduğundan haberi yok birisi çıkıyor ben işte şuna inanıyorum diyor. senin inanman inanmaman gerçeği değiştirmez ki yüce İslam bir hakikattir. Hakikati ilimlerle ortaya koyalım ehlisünnetle İslam anlayışını ehlisünnet cemaat imanını ve onu ameli Salih’ini ortaya koyalım din birilerinin ileri sürdüğü şey değil din lehte ve aleyhte delileriyle yüce İslam’ın emirlerini bilmeye dayalıdır. İmam-ı Azam’ın ne diyor fıkıh lehte ve aleyhte yüce İslamin delilleriyle İslam şeriatını bilmektir. Lehte ve aleyhte delilleriyle onun için fıkıh ilmi 4 mezhebin ve diğer onlara yakın ilmi olan fakihlerin biz bütün görüşlerine yer vererek keşif notları halinde takdim ediyoruz. Ne diyoruz bak Hanefi uleması söyle diyor deliller ortada Malikiler şöyle diyor; deliller ortada Hambeli şafisi Hambeli si böyle diyor. Deliller ortada delil ile keşif yapılacak yapacak şahsiyetler müçtehitlerdir ve bunların ilmini tefsirde hadiste fıkıhta bu ilimleri bildikten sonra kişi müçtehit derecesine yükselirse içtihadıyla hareket eder. Yükselemezse işte bu müçtehitlerin fetvasını vermekle mükelleftir. Ya müçtehit olacaksın veyahut ta müçtehitlerin ortaya koyduğu ilimleri bileceksin keşifleri hükümleri bileceksin hangi konuda hangi müçtehit hangi fetvayı vermiş hangi hükmü ortaya koymuş bunları bileceksin fetva böyle verilir ya müçtehit olacaksın ya müçtehidin ilmini bileceksin. Onun için bizim her asırda her ortamda bu ilimler mükemmel okunarak gelmiştir okunarak gidiyor ve kıyamete kadarda yüce İslam ehlisünnet vel cemaat bozulmadan devam edecektir. Bidatlara karşı ehlisünnet inancı korunma altına alınmıştır çok sağlama bağlanmıştır. Çünkü hak mezheplerin bütün kaynakları fıkıh kaynakları tevatürle gelmiştir bize içinde zayıfı da güçlüsü de açığa konmuş açıkça keşfedilmiş neyin zayıf neyin kuvvetli olduğu da apaçık ortada onun için bu ulemaya gece gündüz bu dünya rahmet okumalıdır. Cenabı Hak çok çok rahmet eylesin hepimizin kusurlarını da mağfiret eylesin bütün zayıf taraflarımızı da en güçlü hale getirsin, yanlışlarımızı en doğruya çevirsin ve rızasını kazanan kullarından eylesin. Bütün amacımız Allah’ın rızasını kazanmak ve insanoğluna faydalı olmak kendi hevamıza göre konuşmamak ilimle delillerle konuşup gerçeği ortaya koymaktır. İnsanları kendilerine çağıranlara hiç aldanmayın hiç değer vermeyin ona dikkat edin işte falan kitap yazmış filan kitap yazmış falan şunu yapmış filan bunu yapmış Kuran-ı Kerimi doğru bilenden Kur’an’ın ilminde fıkıh ilminde hadisten tefsirden ve bunların hükmünü ortaya koyan fakihlerin ilminden sakın ayrılmayın bizden söylemesi.
Dakika 1:25:00
Sahte din adamlarına sahte şeyhlere aldanmayın bunların gerçekleri İslam şeriatını İslami ilimlerle hareket edenlerdir. Gerçekleri bu ilimleri ortaya koymadan kendine çağıranlar bize gelin diyenler bizden sizden diyenler bunların eksiklerine hatalarına kusurlarına dikkat edin bunlar bölmek parçalamak için ortaya konmuş tezgâhlardır. Bunların kimisinin içine batıdan bir şeyler karışmış kimisine felsefelerden karışmış, her birisine kimisine Budizm den karışmış, kimisine Hinduizm’den karışmış, kimisine hulül karışmış, kimisine şirk karışmış. Bunların tamamından kurtulmanın yolu itikatta amelde hukukta 4 mezhebin İslam anlayışına onun ilmi kaynaklarına dikkat ederseniz bütün tehlikeler sizden uzaklaşır. Tüm karanlıklar yok olur aydınlıktan başka bir şey kalmaz ama müçtehitlerimizle bu gerçek ilimlerle hareket etmezseniz işte devrin nebisiyim diyen, devrin resulüyüm diyen, devrin imamıyım diyen ve dünyada daha da doğuda batıda nice yalancı ve sahtekârlar bu dini bölüp parçalamak için neler uydurmuşlar. Kimisi bilmem kiminle neyin işbirliği içinde öbürü bilmem neyin iş birliği içinde gizli örgütlerle işbirliği içinde hareket edipte perdenin önünde başka türlü perdenin arkasında başka türlü bunların tamamını keşfetmenin yolu İslam ilimlerini 4 mezhebi ilmini gün ışığında Kuranla, sünnetle icma ve kıyasla bu İslami ilimleri bilirseniz size ne doğudan ne batıdan kimsenin etkisi ve tesiri olmayacaktır. Sizi yanıltamayacaklardır ve şeytanlar sizden kaçacaktır şeytanlar sizi değil siz şeytanları çarpacaksınız. Müslüman şeytanı çarpan adamdır şeytana çarpılan adam değildir çünkü hakiki Müslümandan şeytanlar kaçar bir örnek vereyim; size bir gün Peygamber efendimiz oturuyordu kadınlarda sohbet ediyordu kadınlarda vardı. Tabi herkes tesettürüyle edep ve terbiyesiyle beraber Hz. Ömer geliyordu. Hz. Ömer gelince kadınlar dağıldı gitti Peygamberimiz güldü niye gülüyorsun ya Resul Allah dediler dedi şeytan dedi Ömer’in geleceğini bilse ki bir yoldan dedi şeytan o yoldan ebedi gelmez dedi. Ömer’in olduğu yere şeytan uğramaz dedi işte Müslüman budur. Ömer’in şahsında bütün Müslümanları Cenabı Hak ne yapıyor? Ömer’in şahsında Ebubekir’in, Osman’ın, Ali’nin şahsında Radıyallahu anhüm ve erdahüm ecmain Müslümanın bir defa şeytanlara karşı büyük bir güce sahip olduğu şeytanın vesveseden başka yapacak bir şeyi yok. Senin kalbine ya ilham gelir ya vesvese gelir vesveseyi şeriatın ilimleriyle bilir kovarsın Allah’a sığındı mı o kaçar. Bunun dışın dada şeytanın zai yapacak bir şeyi yoktur. Sinekleri deve yapmayın ama eğer o sinekleri üretirseniz vızıltıdan da kurtulamazsınız işte her yere giriyor biliyorsunuz. Eğer sineklik etrafta şilebeler çöpler mikroplar kirli bir ortam olunca sinekler den orayı kurtaramazsın.
Dakika 1:30:04
İlim irfan olursa güneş doğar içine eğer şeriatı bilirsen bütün tuzaklar bozulur gider. İlim, ilim, ilim, ilim bunun yanında iman ve ameli Salih bunlarla hareket et şeytanlar kaçar yanlışlar doğruya çevrilir. Artık bütün seyyiatın hasenata tebdil olur. Yolun Sırat-ı Müstakim bir sene ama bu yolun ilmi İslam şeriatı İslam fıkıh ilmini lehte aleyhte bilmene bağlıdır. Ölçü bu hangi evliyaya gitseniz fetvayı müçtehitten alın der ama cahil dervişlere gidin kendini cahil mürşit görenlere gidin o kendinden başka kimseye göndermez hep kendine çağırır. Kendi de doğru dürüst Rabbi esire anlam veremez. Hatta Kuran-ı Kerimi bugün eline açıp da okumasını bilmeyenler ve onu Arapçasını dahi yazmasından orijinalini dahi yazmasından aciz olanlar orijinalini hem okuyamıyor. Hem yazamıyor hem bilmiyor birisi önüne getirmiş Türkçe yazmış önüne koymuş doğrusu nu yanlışını da bilmiyor. Çünkü onun ilmini de okumamış adam onunla dünyaya ben diyor. Bu devrin bilmem neyiyim bu dünya bu cehaletten kurtulduğu zaman bu kendini sapıtmış başkalarını da sapıtan insanları da yola getirirsiniz. Onlara da faydalı olursunuz. (El hadine vel mehtiyin) hem insanları insanlara hidayet önderi olursunuz. Hidayetlerine vesile olursunuz sapmalarına sapıklığa gitmelerine de engel olursun. İlim, ilim, ilim biz bunun için hayat veren nurun keşif notları adı altında (hayat verende.eyi)şöyle Müslümanlar tıklarlarsa biz aczimizle gafletimizle ortaya koyduğumuz nedir kuranı kerimi kuran olarak sünneti sünnet olarak icmayı icma olarak kıyası kıyas fıkıh ilmini de bu güzelim 4 mezhebin başta diğer fakihlerde dahil onların keşiflerini fıkıh ilminden keşif notları veriyoruz. Çünkü gerçek hayat tarzı ebedi mutluluk burada İslami ilme tanıdığın zaman İlmel yakine ulaşırsın İlmel yakine ulaşmadan Aynel yakine olmaz ki, Aynel yakine ulaştığın zaman hakkal yakın saha yolu açılır. İlmel yakin bir defa doğru bilgilerle donanmaktır oda İslam fıkhını işte İslam amelde Fıkhı Ekberi veriyoruz. Daha önce fıkhı itikatta Fıkhı Ekberi keşif notlarıyla verdik. Hep keşif notu olarak işin özünü veriyoruz niye insanlar teferruata ondan sonra kendileri giderler işin özünü yakaladığı zaman insanoğlu burada hem insanların zaman tasarrufunu hem de kendimizin bu kadar ağır geniş derin ilimlere baş başa olunca özünü vermekten başka zaten kimsenin bu ötesine bunu buralara taşımaya gücü yetmiyor. Bide insanların kafası o teferruata elvermiyor dünyanın ilim okuma alışkanlığı bir defa şuanda tam artılara gelmedi İnşallah bürgün dünya okuma dinleme alışkanlığını tam kazanır. O zaman bakın neler oluyor ilim ilimde yarış ilimde yarış olmalı dünyada ömrünü en çok bütün zamanını en kıymetli zamanlarını ilime harcamalısın ilimsiz cahil gezilmez ve yaşanmaz bu dünyada evet kıymetli ve muhterem izleyenler Cenabı Hak İlmel yakin, Aynel yakin, hakkal yakin kullarından eylesin. (Âmin)
Dakika 1:35:33

(Visited 159 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}