HadısŞerifKülliyatı 18-01

18-Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 18

18- Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 18

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

‘’Elhamdülillahi rabbil alemin vessalatü vesselamü ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve ezvacihi ve ashabı ecmain’’ ‘’Allahümme salli ve sellim ve barik alâ Muhammed ve ala ali Muhammed bismillahillezi la yedurru maasmihi şeyün fil erdi vela fissemai ve hüves semiul alim’’

 

Çok kıymetli ve muhterem izleyenler, sizlere hadisi şerif külliyatından keşif notları vermeye devam ediyoruz. Hz. Ömer’in oğlu Abdullah’a gelen kişiler şu soruyu sordular; memleketimiz de kader hakkın da konuşanlar var bunlar kader yoktur her şey hadistir ve Allah önceden bunları bilmez iddiasındalar haşa, Abdullah (R.A) onlarla tekrar karşılaşırsan haber ver ki ben onlardan beriyim onlarda benden beridirler. Abdullah (R.A) sözünü yeminle de tekit ederek şöyle tamamladı. Yüce Allah’a kasem olsun onlardan birinin Uhud dağı kadar altını olsa ve hepsini de hayır yolun da harcasa kadere inanmadıkça Allah onun hayrını kabul etmez dedi. Sahabenin en büyük âlimlerinden biri de Abdullah İbni Ömer (R.A) Hazretleridir. Çünkü o da Peygamber okulun da iyi okumuşlardandır (A.S.V). Sonra Abdullah dedi ki babam Ömer İbnü’l Hattab (R.A) bana şunu anlattı; ben Hz. Peygamber (A.S.V)’in yanın da oturuyordum derken elbisesi bembeyaz saçları simsiyah bir adam yanımıza çıkageldi, üzerin de yolculuğa delalet eder hiçbir belirti yoktu, üstelik içimizden kimse onu tanımıyordu. Gelip Hz. Peygamber (A.S.V)’in önüne oturup dizlerini dizlerine dayadı, ellerini bacaklarının üzerine hürmetle koyduktan sonra sormaya başladı; Ey Muhammed (A.S.V) bana İslam hakkın da bilgi ver, Hz Peygamber (A.S.V) açıkladı. İslam, Allah’tan başka ilah olmadığına Hz. Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmen, namaz kılman, zekât vermen, Ramazan’ı Şerif’te Ramazan’ı Şerif orucu tutman gücün yettiği takdir de Beytullah’a hac etmendir. Soruyu soran yabancı doğru söyledin diye tasdik etti. Biz hem sorup hem de söyleneni tasdik etmesine hayret ettik. Sonra tekrar sordu bana iman hakkın da bilgi ver.

 

Dakika 5:23

 

Şanlı Peygamber (A.S.V) açıkladı yüce Allah’a meleklerine kitaplarına Peygamberlerine ahiret gününe inanmandır. Kadere yani hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna da inanmandır. Yabancı yine doğru söyledin diye tasdik etti, sonra tekrar sordu bana ihsan hakkında bilgi ver dedi, o âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (A.S.V) ihsan Allah’ı sanki gözlerinle görüyormuşsun gibi yüce Allah’a ibadet etmendir sen onu görmesen de o seni görüyor. Adam tekrar sordu bana kıyametin ne zaman kopacağı hakkında bilgi ver dedi, Peygamberimiz (A.S.V) kıyamet hakkın da kendisinden sorulan sorandan daha fazla bir şey bilmiyor karşılığını verdi. Yabancı öyleyse kıyametin alametinden haber ver dedi, Hz. Peygamber (A.S.V) şu açıklamayı yaptı; köle kadınların efendilerini doğurmaları, yalın ayaküstü çıplak fakir davar çobanlarının yüksek binalar yapma da yarıştıklarını görmendir dedi. Bu söz üzerine yabancı çıktı gitti ben epeyce bir müddet kaldım bu ifade Müslim’deki rivayete uygundur, diğer kitaplar da ben 3 gece sonra Hz. Peygamber (A.S.V)’le karşılaştım şeklindedir. Hz. Peygamber (A.S.V) Ey Ömer sual soran bu zatın kim olduğunu biliyor musun? Dedi. Ben yüce Allah ve onun şanlı Peygamberi daha iyi bilir deyince şu açıklamayı yaptı; bu Cebrail (AS.) idi, size dininizi öğretmeye geldi bunu Müslim, Nesai, Ebu Davud, Tirmizi gibi sahih hadis kaynakların da rivayet edildiğini görüyoruz. Ebu Davud bir başka rivayette Ramazan’ı şerif orucundan sonra cünüplükten yıkanmak maddesini de ilave etmiştir. Cebrail Aleyhisselamın sorusun da bu da vardı diyor, orucun peşinden bunu da söyledi. Yine Ebu Davud’un bir başka rivayetin de şu ziyade vardır; Yüzeyne veya Cüheyne kabilesinden bir adam sordu? Ey Allah’ın Resulü hangi işi yapıyoruz olup bitmiş levh-i mahfuza kaydı geçmiş bir işi mi yoksa henüz Levhi Mahfuza geçmemiş şu anda yeni başlanacak olan bir işimi? Resulullah (A.S.V) olup biten bir işi dedi. Adamcağız veya cemaatten biri yine sordu

 

Dakika 10:03

 

Öyleyse niye çalışılsın ki? Hz. Peygamber (A.S.V) şu açıklama da bulundu; cennet ehli olanlara cennetliklerin ameli müyesser kılınır. Ateş ehli olanlara da cehennemliklerin ameli müyesser kılınır. Yine benzer bir hadisi şerifte Buhari (R.A) Ebu Hureyre’den rivayet etmektedir ki bu hadiste hadise Tirmizi hariç diğerlerin de rastlanır, mevzubahis rivayette şehadete bulunman yerine Allah’a ibadet edip hiçbir şeyi ortak koşmaman ifadesi yer alır. Bu hadiste ayrıca yalın ayak, üstü çıplak kimseler halkın reisleri olduğu zaman ziyadesi de mevcuttur. Hadisi şerifler birbirini tamamlarlar. Şu ziyade de mevcuttur; kıyametin ne zaman kopacağı Allah’tan başka kimse tarafından bilinmeyen 5 gaypdan, mugayyebatı hamse bu 5 gaypdan birisidir buyurdu ve şu ayeti kerimeyi okudu; kıyamet saatini bilmek ancak yüce Allah’a mahsustur, yağmuru o indirir rahimler de bulunanı o bilir kimse yarın ne kazanacağını bilemez ve hiç kimse nerede öleceğini bilmez. ‘’Lokman Suresinin 34. Ayeti Kerimesi’’ bunu da Buhari şerif rivayet etmiştir. Bir başka rivayette üstü çıplaklar tabirinden sonra sağır ve dilsizler arzın melikleri kralları oldukları zaman ziyadesi de vardır. Şimdi bura da dedi ki hayır Muhammed’i hakikat ile birlikte irşat ve hidayet edici olarak gönderen zata, yüce Allah’a yemin olsun ki ben o hususta kıyametin ne zaman kopacağı hususun da sizden birinden daha bilgili değilim. O gelen de Cibril (AS.) idi, Dihyetül Kelbi suretin de gelmiş idi. Kıymetli efendiler, ehli kitaptan aldığı kaderi inkâr fikrini ilk ileri süren kişi bilinen Ma’bed-ül Cüheni’nin ölümü hicri 80’dir. Yani Hıristiyan ve Yahudilerden aldı kaderi inkâr etmeyi, bu fikri inkâr fikrini bu Cüheni’nin, Ma’bed-ül Cüheni’nin ilk defa kaderi inkâr eden kader hakkın da konuşan kişinin bu olduğu söyleniyor ölümü de hicri 80 tarihidir ve bu inkâr fikrini de Hıristiyan ve Yahudilerden aldığı söylenmiştir. Bu devre de henüz birçok sahabe hayattadır, öyle ise Mabet pek çok sahabe ile karşılaştı ve görüştü. İşte sahabe ile görüşen kişi dahi böyle sapıtabiliyor hidayet dışına atılabiliyor, Peygamberi gördüğü halde amcası Ebu Leheb ‘in perişan bir İslam düşmanı Peygamber düşmanı olarak öldüğü gibi. Ebu cehillerin ve onun gibilerin imansız geberip gittikleri gibi.

 

Dakika 15:00

 

Evet, kıymetliler, Zühri İslam kelimedir iman ameldir diye hükmetmiş, bedeviler iman ettik derler sen ey Muhammed onlara deki hayır siz inanmadınız, öyleyse boyun eğdik deyin henüz iman kalplerinize girmedi ‘’Hucûrat Suresinin 14. Ayetinden’’ böyle anladığını söylemiştir. İslam ve imanın aynı şey olduğunu söylemişlerdir bazı âlimler de, bunun üzerine suçlu milletin arasın da bulunan müminleri çıkardık, zaten orada Müslümanların kaldığı tek ev vardı ‘’Zariyat Suresi 36’’ bu da iman ile İslam’ın aynı şey olduğuna dair bu ayeti kelimeyi delil olarak koymuşlardır bazı âlimler. Yine Hattabi şöyle der; her mümin mutlaka Müslümandır ama her Müslüman mutlaka mümin değildir. Bunların hepsi güzeldir imanın aslı tasdik İslam’ın aslı itaat etmek ve boyun eğmektir. Kişi zahir de itaat eder de içinden boyun eğmez bazen de içinden de boyun eğdiği halde zahir de muti değildir. Yine Hattabi iman 70 küsur şubedir hadisi ile alakalı olarak şunu söyler; bu hadisi şerife göre şeri iman şubeleri ve yüksek alçak cüzleri bulunan yani yüksek mertebeleri bulunan bir manaya isimdir. Bu durum da iman ismi bu cüzlerin hepsi için kullanıldığı gibi bazıları için de kullanılmaktadır. Hakikat bütün şubelerin mevcudiyetini gerektirir ve hepsine şamil olur tıpkı şeri namaz gibi demiştir. Hayâ imandan bir şubedir. Bu hadisi şerif iman noktasın da Müminlerin kimisi üstün, kimisi geri olmak üzere çok farklı mertebeler de bulunduklarını da ifade etmektedir. Bu konu da hadisi şeriflerden ve ayeti kerimelerden hüküm çıkarıp iman ile ilgili ilmi ve gerçek bilgileri İmamı Azam’ın itikatta fıkhı ekberin de bunlar gösterildi. İmamı Bağavi Hazretleri de şunu söyler; İslam kelimesini amelden görünenlere isim yapmıştır iman kelimesini de itikada giren batini şeylere isim yapmıştır. Bunları toplama dini teşkil eder, iman İslam şeriat bunların hepsinin adı dindir o da İslam dinidir. Size Cebrail (AS.) gelerek dininizi öğretti dedi Peygamberimiz. Yine iman ve İslam konusun da Allah nezdin de muteber din İslam’dır Ali İmran suresi ayet 19, size din olarak İslam’ı uygun gördüm Maide suresi ayet 4, kim din olarak İslam’dan başkasına yönelirse bu ondan kabul edilmeyecektir. ‘’Ali İmran Suresi Ayeti Kerime 85’’ işte kıymetliler imansız İslam, İslamsız iman yok.

 

Dakika 20:08

 

Ruh ve beden gibi, onun için kalp ile tasdik dil ile ikrarını yaptın mı? Yüce değerlerin tamamını kalp tasdik etti mi? Dil ikrar etti mi? Ondan sonra ameller sana farz kılındı mı? Kılındı. Öyleyse imanın İslam imanı olsun amelin İslam ameli olsun, itikatta amel de ahlakta hukukta dört başı mamur mütekâmil kemal derecesin de bir Müslüman olmaya gayret et. Bunun dışındaki anlayışlar seni eksik bırakır. Kemal’e erdirmez imanım var deyip ameli terk edenler, amelim var deyip imana önem vermeyenler bunların hepsi kaybeder hüsrana yuvarlanır giderler aklınızı başınıza alınız. İman ile yaşamak iman ile ölmek için Allah’a itaat etmen, isyan etmemen de gerekir unutma bunu. Onun için de farzları vacipleri sünnetleri müstehapları yerine getir haram ve günahlardan sakın. İhsan konusunda da yüce Allah’ı görüyor gibi ibadet etmendir, yüce bir mertebeye âlem olmaktadır ihsan derecesi, kişi bilhassa ruhi ve fikri olarak ilahi murakabe ve müşahede altın da olduğunu idrak etmeyi zihnin de her an canlı ve sabit kalacak bir alışkanlık haline getirebilir. Dinin en yüksek mertebesi ihsan derecesidir. Yüce Allah’ın huzurun da olduğunu bil, Allah sürekli seni gördüğünü seni duyduğunu, seni yaşatanın o olduğunu, senden sana daha yakın olduğunu, onu yüce sıfatları ile muttasıf noksan sıfatlardan münezzeh olarak, eğer onun huzurun da olduğunu şuur için de hatırın da tutarak yaşamanın adı ibadeti de bu şekil de Allah’ı görür gibi yapmanın adı ihsan derecesidir. Evet, ihsan kıymetli ve yücedir kıymetliler, belki karıncaya sormuşlar da ne yapıyorsun diye yangını söndürmeye gidiyorum demiş. Peki, bu sendeki azıcık damla bile olmayan su ile yangın söner mi, oraya ulaşabilir misin? Ben elimden geleni yapayım da demiş o yol da yeter ki o yolda hareket edeyim gayret edeyim, çünkü görevimi yapmış olayım diyor. Köle kadınların efendilerini doğurması kıyamet alametlerindendir. Evet, kıymetliler bir gün kıyamet kesin kesin kopacaktır. Senin kıyametin ölümdür ömrün tükenip ecel saatinin gelmesidir, bir defa kendi ölümüne 1. Kıyamete hazırlan, o büyük kıyamet de zaten kopacak bir gün. Bunun alametlerini sordu Cebrail (AS.) Peygamberimize hadisi şerifte geçtiği gibi ne buyurdu; köle kadınların efendilerini doğurması, evlatlar annelerine efendinin kölesine yaptığı tarz da kötü muamele yapacaklardır dedi İbnü Hacer bu yorum da bulundu.

 

Dakika 25:22

 

Evet, kıymetliler, yine İbnü Hacer’in kıyamete yakın içtimai nizamın iyice bozularak ahvalin tersine döneceğini söylemiştir bu yorumda da bulunmuştur. Evet, kıymetliler Kurtubi de hadis üzerine şu açıklamayı yapmıştır; bura da içtimai ahvalin tebeddül edip değişeceği haber verilmektedir yani artık ahlak bozulacak kıyamete yakın, her şey tersine dönecek aka kara karaya ak denmeye başlayacak. Allah inancı onun ahlakı kalmayacak, onun için kıyamet kolayla kopmayacak. İnsanlar dinden imandan uzaklaşacaklar, ahlak tamamen çürüyüp bozulacak. Bu nedenle kıymetliler insanoğlu kıyameti koparmanın müsebbibidir. İnsanın gâvurluğu kıyametin kopmasına sebeptir, ahlakın bozulması sebeptir, Allah’a isyan edilip itaat edilmemesi sebeptir saya bildiğin kadar say, onun için kıyameti dünyanın göklerin yıkılmasına, kıyametin kopmasına insanoğlunun gâvurluğu sebeptir kısaca öz budur. Evet, yine başka bir haber de çeşitli haberler verilmektedir kıymetli efendiler. Adam ey Abdülmuttalib’in oğlu diye seslendi; Peygamber Efendimize Peygamber efendimiz buyur seni dinliyorum dedi, Enes Hazretlerinin rivayeti bu da, sana bir şeyler soracağım sorularım da aşırı gidebilirim sakın bana darılmayasın dedi. O rahmet Peygamberi Hz. Muhammed (A.S.V) haydi istediğini sor dedi, adam Rabbin ve senden öncekilerin Rabbi adına soruyorum seni bütün insanlara Peygamber olarak yüce Allah mı gönderdi? Dedi. Peygamber efendimiz (A.S.V) kasem olsun ki evet dedi beni Allah gönderdi dedi. Yine adam Allah’u Teâlâ adına soruyorum gece ve gündüz beş vakit namaz kılmanı sana Allah mı emretti dedi. Yine şanlı Peygamber (A.S.V) Allah’a kasem olsun ki evet dedi. Allah adına soruyorum senenin şu ayın da oruç tutmanı sana Allah mı emretti dedi, yine Peygamberimiz (A.S.V) Allah’a kasem olsun ki evet dedi. Adam yine sordu yüce Allah’u Teâlâ adına soruyorum bu sadakayı zekâtı zenginlerimizden alıp fakirlerimize dağıtmanı Allah mı sana emretti? Dedi.

 

Dakika 30:06

 

Peygamberimiz (ASV) Allah’a kasem olsun evet dedi, getirdiklerine inandım dedi adam, ben geride kalan kabilemin elçisiyim, adım Dımam İbnü Salebe ’dir dedi, Benu Saad İbni Bekrin kardeşiyim bunu 5 kitap rivayet etmiştir, metin Buhari’den alınmıştır. Bize senin gönderdiğin elçi geldi ve iddia etti ki sen Allah tarafından gönderildiğine inanmaktasın, bu da Müslimin rivayetindedir, Peygamberimiz o elçi doğru söylemiş dedi. Adam tekrar öyleyse semayı kim yarattı? Dedi. Peygamberimiz (ASV) Allah yarattı dedi. Peki dedi yine adam bu dağları kim dikti ve içindekileri kim koydu? Dedi. Peygamberimiz yüce Allah’tır dedi, adam peki semayı yaratan arzı yaratan ve dağları diken zat adına söyler misin? Seni Peygamber olarak gönderen Allah mıdır? Dedi. Peygamber efendimiz evet dedi (ASV), yine adam elçin iddia ediyor ki biz gece ve gündüz beş vakit namaz kılmalıyız bu doğru mudur? Dedi. Peygamberimiz elçi doğru söylemiştir dedi. Seni gönderen adına doğru söyle bunu sana Allah mı emretti? Dedi adam. Peygamberimiz evet dedi. İşte kıymetliler Peygamber efendimiz bunları tek tek elçinin İslamiyet’i elçiler gönderdi Peygamberimiz dünyaya her tarafa. Bunlar Peygamberimizden sonra da Ashabı Güzin dünyaya dağıldılar İslam’ı anlattılar, Devrisaadette de elçiler gidip İslam’ı anlatıyorlardı. Elçilerin söylediklerini de adam geldi Peygambere sordu o da elçiler doğru söylemiş dedi. Evet, kıymetliler, Peygamber efendimiz bu adama bu cevapları verdi ve adam dedi ki seni hakla gönderen zata Allah’a kasem olsun bu dediklerini ben bir, bir yapacağım dedi, bunları eksiltmem dedi. Bu kimse sözün de durursa dedi Peygamberimiz cennetliktir dedi. Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai, Ebu Davud gibi sahih kitapları bu haberleri rivayet etmişlerdir. Bu rivayetlere ali isnat demiştir hadis âlimleri. Dinin sadece farzlarını yapmak kurtuluş için yeterlidir dediler, fakat şunu kimse unutmasın farzları vacipleri tamamlar, vacipleri sünnetleri tamamlar, sünnetleri de müstehapları tamamlar, bu adam her ne kadar bunlar üzerine hiçbir şey ilave etmem de dedi ama farzları yerli yerince yapan için bu doğrudur.

 

Dakika 35:00

 

Yoksa farzları vacipler tamamlar unutma bunu, vacipleri sünnetler tamamlar, sünnetleri müstehaplar tamamlar, hedef farzın kusursuz olarak yerine getirilmesidir. Farz amelleri kusursuz eksiksiz yapabilmek önemli olan. Onun için bir haberi alıp öbür haberlere dikkat etmezseniz aldanırsınız. Evet, gece ve gündüz beş vakit namaz, bu 5 dışın da bir borcum var mı? Diye soruyor adam. Hayır, ancak istersen nafile kılarsın diyor. Ramazan orucu da var, bundan daha fazlası var mı? Diye soruyor adam. Hayır, ancak dilersen nafile oruç tutarsın dedi Peygamberimiz. Zekât da böyle zekâtını verirsin fazladan hayır işlersen işlersin. Hayır, ama nafile verirse o başka dedi zekât hakkında da. Bunlara ilave yapmayacağım gibi noksan da tutmayacağım dedi. Evet, sözün de durursa kurtuluşa ermiştir, sözün de durursa cennetliktir. Kasem olsun kurtuluşa erer Ebu Davud da değişik rivayetler de bakın bunlar rivayet edilmiş yeter ki sözün de dursun demiştir Peygamberimiz. Bunu da Buhari, Müslim, Nesai, Ebu Davud, Muvatta gibi sahih hadis kitapları rivayet etmişlerdir bu hadisi şerif’i de. Evet, kıymetliler, İnşallahu Teâlâ bugünkü dersimizi bura da sonlandırırken İnşallah Hadis Külliyatı hakkın da keşif notlarımız devam edecektir. Yüce Allah’ın lütfu keremi ile her zaman hatırladığımız gibi hadisi şeriflerin aslını, metnini, mealini, tefsirini veriyoruz ama fakat bunlardan çıkarılan hükümler fıkıh kitaplarına aittir fakihlere müçtehitlere aittir. Kuran-ı Kerim’den, hadisi şeriflerden hüküm çıkaranlar fakihlerdir, müçtehitlerdir, bunları da biz amelde fıkhı ekber de, itikatta fıkhı ekber de bunları verdik. Şimdi de hadisi şeriflerin hem aslından hem metninden haber vermeye, keşif notları vermeye devam ediyoruz. Bu ilimler birbirinin kökleri, dalları, gövdeleri gibidirler, hepsinin kökü, gövdesi, dalları Kuran-ı Kerim hadisi şeriflerdir. Bunlardan da hüküm çıkarılmıştır, fıkıh ilmi ortaya konmuştur. Fıkıh olmadan İslamiyet’i kimse doğru anlayamaz. Fıkhın tarifi ne idi, lehte aleyhte din de dini İslam’da ne varsa delilleriyle onları bilmenin adıydı, işte müçtehitlerimiz asırlardır çalışarak geldiler, bu ilimleri fıkıh ilmini de ortaya koydular. Onun için sofra da hepsi hazır, yemeye adam lazım adam, içi dışı mümin ve Müslüman olan iki cihan da mutlu olan kullarından eylesin Mevla.

 

Dakika 39:48

(Visited 210 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}