20- Tefsir Ders 20 hayat veren nurun keşif notları

20- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 20

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

Demek ki rûh canlıdaki hayat kuvvet, hareket, idrâk, hayat kaynağı, bizâtihi mevcûd, lizâtihi canlı kaynak, cüzî küllî idrâk noktası mebde-i algılama hayat eseri idrâk sâhibi her rûh canlıdır. Şuur idrâk irâde ve hareket şuura bağlıdır. Akıl rûhun görünümü akla mahkûm irâde olduğu gibi şehvete, heveslere, mahkûm akıllarda vardır. Buraya dikkat edin! Akıl rûhun görünümü akla mahkûm irâdeler vardır olduğu gibi şehvete, heveslere mahkûm akıllarda vardır. İşte bir türlü îmân edemeyen aklını doğruya kullanamayan nicelerinin aklı şehvetine, heveslerine, hevâsına kendi kötü arzu ve isteklerine aklı mahkûmdur. Bunun için rûh hayat cevheridir. Şunları da içine alır his, şuur, akıl, idrâk, irâde bunlar rûhun muhteviyâtındadır. Psikoloji rûhu şuur olarak ele alır. Rûhun kuvvetleri duyusal olanlar acı, tatlı, hoşlanma, nefret zihinsel olanlar idrâk, düşünce, tasarı, tasavvurlar. Aklî, istek ve irâde gibi harekete geçiren kuvvetler aklî olanlar ki istek ve irâde gibi harekete geçiren kuvvetler. Rûh yükseldikçe hayatın mânâsı yükselir. Rûhu ne yükseltir. İşte hayat veren kaynaktan rûh gıdâsını almadığı müddetçe rûh alçalır, hayvanlaşır, bitkisel duruma düşer daha aşağı düşmeye doğru gider. Rûhu yükselten, rûhu yaratan Allah onu nasıl yükseleceğini ortaya koymuş rûha hayat veren gerçek onun gıdâsını bütün değerlerini muhtaç olduğu ne varsa ona hayat veren kaynağı da ortaya koymuştur ki bu önce rûhun yaratılışındaki İslam fıtratıydı. Rûhlar, bedenler İslam fıtratı üzerine yaratılmıştır kalpler ve bu fıtratı yükseltende İslam’ın kendi değerleridir ki başta Kur’an-ı Kerim’dir. İslam’ın bütün emirleri işte rûha hayat verir ve yükseltir. Rûh hayatın hareketin idrâkin sahibidir. Rûh da hayat vardır hareketin, idrâkin sahibidir. Cenab-ı Hak ona bu özellikleri vermiştir. Rûhun mertebeleri en yüksek rûh halîfeliğe mazhâr olan Peygamberlerin rûhudur. İşte yüksek rûhlar Peygamberlerle başlar ki rûhlar tevhîd âleminde yarış yaptılar. Evliyâların, Velîlerin ve bize gelen bâzı haberlerde bütün Peygamberler diyor tevhîd âleminde yarıştılar. Rûhlar yarıştı. Hz. Muhammed’in rûhu birinciye geldi diyor. Bütün Peygamberler yüksek şahsiyetlerdir ama onlarında birbirinden derecesi yüksek olan vardır. En yüksek derecesi olan Hz. Muhammed’dir. Çünkü evrensel bütün âlemlere Peygamberdir. Şehir, devlet Peygamberi, kavim Peygamberi değildir.

 

Dakika 5:06

 

Rûhun mertebeleri en yüksek rûh halîfeliğe mazhâr olan Peygamberlerin rûhudur. Mûcize vahyi idrâkin üstünde birer ilimdirler. Buraya dikkat et! Mûcize, vahiy, idrâkin üstünde birer ilimdirler. Alışılmışa şartlanmış olanlar aklın en aşağı ölçüsü ölçüsüyle hareket edenler mûcizeyi vahyi inkâr etmişlerdir. İşte alışılmışa şartlanmış olanların aklı bu kadar. İşte aslında beton kafalılık, gericilik, aşağı dereke, aşağı düşüş burada yatmaktadır. Alışılmışa şartlanmış olanlar aklın en aşağı ölçüsüyle hareket edenler mûcizeyi, vahyi inkâr etmişlerdir. Küfürde burada başlamaktadır. Çünkü Vahyi İlâhî Allah’ın kitaplarıdır. Mûcize Peygamberlerden zuhûr eder. Mûcize Peygamberlere gelen bütün emirler Allah’tan vahiydir. Mûcizeyi vahyi inkâr etmişlerdir. Kim onlar? İşte alışılmışa şartlanmış olanlar aklın en aşağı ölçüsüyle hareket edenler bunlar mûcizeyi, vahyi inkâr etmişlerdir. Aklın ilmin konusu inkâr edilemez. Gericiliğe dikkat işte en asîl derin gericilik, yobazlık, çağdışılık cehâlet buradadır. Çünkü aklın, ilmin konusu inkâr edilemez. Sadece deneysel ilmin fenninde içine hapsedilemez. Adam deneyin dışında bir ilim göremiyor, görmüyor. Rûhu var denesene, aklın var denesene avucuna alsana rûhunu yok desene. İşte bunlar aklım yok diyecek, rûhum yok diyecek kadar kendîni kaybetmiş insanlar bunlar. Sadece deneysel ilmin fenninde içine hapsedilemez. Burada ifrât ve tefrîtin önüne geçilerek yeni buluşlara keşiflere doğru yürü gelişimi değişimi unutma. İslam ilme, akla, mûcizeye, Vahyi İlâhî’ye dayanır. Burayı tekrar ediyorum. İslam neye dayanır? İlme, akla, mûcizeye, Vahyi İlâhî’ye dayanır. İslam parlayan, sönmeyen, sevginin güneşidir. Bütün varlığını sevginin içinde seni besler büyütür. İslam tamamen sevgidir bu sevgi Allah sevgisidir. Onun için kıymetli dostlarım, Allah sevgisinden oluşan bir îmân, Allah sevgisiyle dolmuş taşan bir kalp, Allah sevgisiyle dolmuş taşan bir rûh, oradan vücuda sirâyet eden, vücut rûhtan rûh vücuttan bu sevgiyle beslenen sevgi dolu kalpler kafalar ve parlayan İslam nûru, îmân nûru işte bunlar İslam’ın kaynakları İslam’ın dayanaklarıdır. Onun için İslam’ın neye dayandığını bunların tümünün de İlâhî Allah’a istinâd ettiğini unutma.

 

Dakika 10:05

 

Cenab-ı Hak ilk defa aklı evveli yarattı ve ilmi ortaya koydu ve insanoğluna ilim sıfatını verdi. Allah’ın kendi sıfatıdır. Kendi ilminden insanoğluna ne yaptı? Payına düşeni nasibine düşeni verdi. Mûcizeyi de verdi insanoğluna Peygamberlere mûcizeyi bahşetti lütfeyledi. Kur’an gibi yüce İlâhî kitâbı insanlara hidâyet kitâbı olarak gönderdi ve bir nûr parladı. Bu nûr insanoğlunun kalbinde, rûhunda parlayan, sönmeyen sevgi güneşidir, sevgi nûrudur. Cenab-ı Hak zâten bütün âlemi sevgiyle yarattı. Sevgi hayatın hem özü hem kalbin gözüdür. Onun için muhabbet kelimesi hubdan gelmektedir. Yâni sevgi bu da hayatın özüdür. Hayatın çekirdeği orada başlar sevgiyle başlar. Kur’an’la bu sevgi gelişir bütün varlığını sevgi kaplar çünkü sevgi okyanusunda bir damlaya döner. Artık o damla okyanustan beslenir. İşte Allah’ın rahmetinden Allah’ın sevgisinden beslenen Allah’ı seven kalpler böyledir. İslam kişiyi Allah’ı seven Allah’ın sevdiği Allah tarafından sevilen bir kul durumuna getirir. Hayat veren nûr işte budur. Bu sevgiyle artık o ebedî ve ezelî olan Yüce Allah bu sevgiden, bu îmândan, bu İslam’dan, mürekkep kulu ne yapıyor rahmeti rahim onun ebedî nîmetleri ebedî rahmetidir. O rahmetinin içinde ebedî lütuflarıyla yaşatıyor.

 

Ey ahmak! Rahmân ve Rahim olan rahmetine nihâyet bulunmayan, rahmetiyle bütün her şeyi kuşatan, kudretiyle her şeye hâkim olan, kudreti sınır tanımayan, irâdesinin önüne geçilemeyen böyle bir Allah’ı ve onun kitâbı Kur’an’ı nûrlu İslam’ı bırakıp da nereye gidiyorsun sen yazık etmiyor musun kendîne başka İlâh yok ki nereye gideceksin? Allah’ın yarattıklarından İlâh olmaz. Dîne, ilme önem vermeyenler hem de hârika peşinde koşanlar yeni fikir yeni görüş peşinde olduğunu zanneden hem ilkel hem câhil hem sapık başıbozuk olmaktan öte gidemezler. Buraya dikkat! Dîne karşı ilme önem vermeyenler hem de hârika peşinde koşanlar yeni fikir yeni görüş peşinde olduğunu zanneden hem ilkel hem câhil, hem sapık, hem başıbozuk olmaktan öte gidemezler. Çünkü rûhları gelişen terakkî eden rûhları o rûhun terakkî etmesi için ne lâzımsa onları insanoğluna lütfeden Allah’u Teâlâ’dır ki o en büyük âlemleri kaplayan lütuf rahmet lütfu İslam’ı yeryüzüne…

 

Dakika 14:38

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(Visited 138 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}