306- Tefsir Ders 306 hayat veren nurun keşif notları

306- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 306

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

(Enfâl Sûresi 31’inci Âyet-i Kerime’den 40’ıncı Âyet-i Kerime’ler)

Muhammed ne yaptı? Bütün cihana küfrün bağrına basa, basa îmân ve İslam dünyaya yerleşti. Kefereyi şecere 14 asırdır Allah’ın rahmeti bütün âlemlere İslam ile tecellî etmektedir. Gâvur istemese de böyle! Bütün insanlığın kârine bütün insanlığı kucaklayan Allah’ın rahmetidir İslam. Onun için insanoğlu kendine yaptığı kötülüğü kimseye yapmıyor. Kendine yapmakla kalmıyor bir de insanlığın nasibini yok etmeye, rahmetini yok etmeye çalışıyor. Muhammed’i yok etmek demek ne demek? İnsanlığın bütün âlemlerin rahmetinin yok olmasına çalışmak demek. Ama her küfür kendini her sahibi kendini helâk etmiştir, edecektir. Her zulüm sahibini mahvetmiştir edecektir. Her şirk sahibini mahvetmiştir edecektir. Kurtulan sadece îmân ehli ve Amel-i Sâlih ehlidir. Bundan başkası kurtuluş yoktur. Bu da şunun dediği, bunun dediği îmân ve Amel-i Sâlih değil, Allah’u Teâlâ’nın İslam ile Muhammed ile ortaya koyduğu hak ve hakîkatlerdir.

وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا قَالُواْ قَدْ سَمِعْنَا لَوْ نَشَاء لَقُلْنَا مِثْلَ هَذَا إِنْ هَذَا إِلاَّ أَسَاطِيرُ الأوَّلِينَ ﴿٣١﴾

Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman: “İşittik dilersek bunun gibisini bizde söyleriz. Bu, eskilerin efsanelerinden başka bir şey değildir diyorlardı.” Hakk’a ehli küfür böyle karşı koyuyordu Kur’an-ı Kerim baştan sona Allah’ın kitâbıdır. Allah’ın sözleridir, Allah’ın kânûnlarıdır ve geçmişi yenilemiştir bütün geleceğin bütün delilleri de kendindedir. Geçmişin eşsiz şahididir. Ezeli şahitlik Kur’an’dadır ebedi deliller Kur’an-ı Kerim’dedir. Bunu bil ve unutma!

Cenab-ı Hak bu gerçeği de söyledikten sonra bak ne diyor Yüce Rabbimiz;

وَإِذْ قَالُواْ اللَّهُمَّ إِن كَانَ هَذَا هُوَ الْحَقَّ مِنْ عِندِكَ فَأَمْطِرْ عَلَيْنَا حِجَارَةً مِّنَ السَّمَاء أَوِ ائْتِنَا بِعَذَابٍ أَلِيمٍ ﴿٣٢﴾

Bir vakitte diyor, “Ey Allah, eğer bu senin katından gelmiş bir hak kitap ise, hiç durma üstümüze gökten taşlar yağdır veya bize daha acı bir azâb ver” demişlerdir. Bakın şirkin aklı, müşrikin aklı böyledir, münkirin aklı böyledir, zâlimin aklı böyledir. Hemen başına belâyı o anda gelip helâk olmayı istiyor.

Allah ne diyor bakın;

وَمَا كَانَ اللّهُ لِيُعَذِّبَهُمْ وَأَنتَ فِيهِمْ وَمَا كَانَ اللّهُ مُعَذِّبَهُمْ وَهُمْ يَسْتَغْفِرُونَ ﴿٣٣﴾

Hâlbuki sen diyor Hz. Muhammed’e sen içlerinde iken Allah, onlara azâb edecek değildi. Muhammed onların içinde iken Allah onlara azâb etmiyor. Niye? Muhammed onlara Hakk’a tebliğ ediyor, Hakk’a çağırıyor, Hakk’a tebliğ ediyor. Şimdi Muhammed onların arasında olduğu müddetçe bakın Allah gâvuru bile helak etmiyor. Ve diyor ki Cenab-ı Hak                                     (وَمَا كَانَ اللّهُ مُعَذِّبَهُمْ وَهُمْ يَسْتَغْفِرُونَ ) yine Yüce Rabbimiz istiğfar ettikleri sürece de Allah onlara azâb edecek değildir diyor. Bakın, onları tövbeye, istiğfara, îmâna çağırıyor. Tövbe edin, istiğfar edin ki helâk etmeyeyim sizi diyor. Bakın, helâk olmamanın burada iki sebebini Allah anlattı. Ne dedi? Muhammed aranızda oldukça dedi bir de îmân eder istiğfarı tövbeye gelirseniz birde o zaman sizi dedi helâk etmem dedi. Ama bir gün aranızdan bu Muhammed çıkarsa, sizde tövbe etmezseniz, îmâna gelmezseniz başınıza gelecek belâyı da bekleyin diyor Cenab-ı Hak. İyi kulların demek ki bir toplumun içinde iyi kulların olması o toplumun helâk olmaması için Yüce Allah ne yapıyor?  O topluma o iyilerin hürmetine azâbını o an için vermiyor ya erteliyor yahut da tövbe istiğfar, îmâna gelirlerse azâbı kaldırıyor. İyi kulların kıymeti bilinmelidir her ortamda.

Yine Cenab-ı Hak buyurdu ki;

Dakika 6:34

استعيذ بالله

وَمَا لَهُمْ أَلاَّ يُعَذِّبَهُمُ اللّهُ وَهُمْ يَصُدُّونَ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَمَا كَانُواْ أَوْلِيَاءهُ إِنْ أَوْلِيَآؤُهُ إِلاَّ الْمُتَّقُونَ وَلَكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ ﴿٣٤﴾

Şimdi ise Allah’ın kendilerine azap etmemesi için neleri var ki? Diyor Cenab-ı Hak. Oysa Mescid-i Haram’dan men ediyorlar. Yani Mescid-i Haram’dan, camilerden, ibadetten, Kur’an’dan, İslam’dan birileri insanlığı men ediyor. Ogün Kâbe’yi Şerif’ten, Mescidi Haramdan men ediyorlardı. Üstelik onun hizmetine ehil kişilerde değiller. Çünkü onun hizmetine ehil olanlar ancak müttakilerdir. Lâkin çoğu bunu bilmezler. Yani müttaki olmayan kişilerin her zaman için helâki hak etmiş oluyorlar. Müttakilik içinde ne vardır? Îmân vardır, Allah’ın itaat vardır, isyân yoktur. Olsa bile günahını hemen tövbe istiğfar eder.

وَمَا كَانَ صَلاَتُهُمْ عِندَ الْبَيْتِ إِلاَّ مُكَاء وَتَصْدِيَةً فَذُوقُواْ الْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْفُرُونَ ﴿٣٥﴾

Cenab-ı Hak bu âyet-i kerimede de Kâbe huzurunda onların duaları ise ıslık çalıp en çırpmaktan başka bir şey değildir. Islık müşriklerin o zaman âdetiydi diye onu ibadet sanıyorlardı, el çırpmayı da ibadet sayıyorlardı müşrikler, putperestler. Kâbe’ye gelirler ıslık çalarlar, el çırparlar, çalarlar, oynarlar onu ibadet sayarlardı. O hâlde inkârınızdan (ve nankörlüğünüzden) dolayı bu azâbı tadın bakalım dedi. Cenabı Hak ne yaptı? Onları, Melekleri de Bedir de göndererek birinci dersi verdi kılıçtan geçirdi. Bedir de Cenab-ı Hak Allah düşmanlarının hakkından geldi. Cezanın gelmeye başladığı işte yer Bedir’dir. Oradan başladı kıyâmete kadar, mezara kadar, mahşere kadar, mahşerde ki büyük mahkemenin sonucuna kadar, oradan da cennet ve cehennem ile sonuçlanıncaya kadar bu durum böyle devam edecektir ve cehennemde de azâb ebedî devam edecektir. Dünyanın uzantısı cehennemedir, küfrün dünyadan uzantısı cehennemedir. Cehennemdeki azâbın uzantısı da ebediyyâtadır. İster inansın insanoğlu, ister inanmazsın! Bize düşen gerçeği bilmek ve söylemektir.

Bunun için sevgili dostlarımız, Cenab-ı Hak, işte bu gerçekleri yüce kelâmıyla açıklıyor.

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ يُنفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّواْ عَن سَبِيلِ اللّهِ فَسَيُنفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ إِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ ﴿٣٦﴾

Bu âyet-i kerimede de Cenab-ı Hak buyuruyor; Mallarını, Allah yolunda engellemek için sarf eden o kâfirler, diyor hiç şüphesiz yine onu sarf edecekler. Varsın sarf etsinler, sonra o yüreklerine inen bir acı olacak, sonra da mağlup olacaklar. Zaten kâfirler toplanıp cehenneme gönderilecekler.

Gâvur bütün kazancını kötü yolda harcar en çokta Allah’ın yolunu engellemek için malını harcar, Tâğutî yollarda sarf eder. Ondan sonra da ebedî hüsrân içinde kalır. Ömrünü kötüye harcamış, malını kötüye harcamış, hep küfre hizmet etmiş, îmâna düşman olmuş. Ebedî hüsrân da kalacaktır. Cenab-ı Hak önceden hatırlatıyor ki duyduk duymadık demeyesiniz diye!

Dakika 12:30

لِيَمِيزَ اللّهُ الْخَبِيثَ مِنَ الطَّيِّبِ وَيَجْعَلَ الْخَبِيثَ بَعْضَهُ عَلَىَ بَعْضٍ فَيَرْكُمَهُ جَمِيعاً فَيَجْعَلَهُ فِي جَهَنَّمَ أُوْلَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ ﴿٣٧﴾

قُل لِلَّذِينَ كَفَرُواْ إِن يَنتَهُواْ يُغَفَرْ لَهُم مَّا قَدْ سَلَفَ وَإِنْ يَعُودُواْ فَقَدْ مَضَتْ سُنَّةُ الأَوَّلِينِ ﴿٣٨﴾

Allah, murdarı temizden ayırt etmek için ve birde murdar kısmını birbiri üzerine bindirip hepsini bir araya getirmek ve topunu birden cehenneme koymak için böyle yapar. Gâvuru tıka, basa cehenneme atar. İşte bunlar hüsran içinde kalanların tâ kendileridir. O kâfirlere deki: yani bu Kur’an-ı Kerim’i anlatın dünyaya ki, İnanan, inanmayan herkes duysun! Eğer bu işe son verirlerse yani inkârlarına, zulümlerine şirklerine son verirlerse önce yaptıkları bağışlanacak. Kim Müslüman olursa geçmiş bütün günahları affa uğrar. Cenab-ı Hak onu anlatıyor burada. Yok, yine karşı koymaya başlar, isyana dönerlerse, önceki ümmetlere uygulanan kurallar kendilerine de uygulanacak. (Artık o ilâhî uygulamayı beklesinler.) Nûh’un kavmi ne oldu? Allah Nûh tufanında Nûh’un kavmini, şirk koşan kavmini yok etti. Hûd’un kavmini de yok etti. Sâlih’in kavmini de yok etti. Ve İbrâhim’in karşısında Nemrut’u da yok etti, Şuayb’ın, Lut ’un kavimlerini de yok etti. Firavunu da yok etti. Güçlü devletleri vardı bunların ve Hazreti Muhammed’in karşısından Ebû Cehilleri dünyanın en süper tâğutî güçlerini de yok etti, yıktı, Hakk’ı hâkim kıldı. Ey çağın hak ve insanlık düşmanları! Kim varsa hepiniz îmâna geliniz, Allah’ın emrine giriniz, insanlığa dost olunuz, sosyal adâlet uygulayınız, yoksa Allah’ın geçmiştir uyguladı kânûnları size de uygulayacaktır. Gelin helâk olmayın. Helâk olmayın ebedî mutlu hayatı bulun. İşte Kur’an-ı Kerim cihana ebedî kurtuluşu haykırıyor ezelî hakîkat, ebedî hakîkat Kur’an’ın cihana haykırışıdır. Gelin Kur’an’ı anlayın, dinleyin, Muhammedi anlayın, dinleyin ebedî mutlu olun! Allah’ın rahmeti varken Allah’ın gazâbına çarpılmayın. Cennet varken cehenneme gitmeyin. Rahmet aslîdir küfrü insanoğlu uyduruyor. Gelin küfre sapmayın Kur’an-ı Kerim yalvarıyor ve sizin adınıza sizi Hakk’a çağırıyor, sizin kurtulmanızı istiyor. Allah’ın rahmetinin tecellî etmesini bu rahmet sofrasına herkesin oturmasını istiyor.

Cenab-ı Hak, şunu da diyor; dünyada haktan, hakîkatten, barıştan, adâletten yana olanlara diyor ki;

استعيذ بالله

وَقَاتِلُوهُمْ حَتَّى لاَ تَكُونَ فِتْنَةٌ وَيَكُونَ الدِّينُ كُلُّهُ لِلّه فَإِنِ انتَهَوْاْ فَإِنَّ اللّهَ بِمَا يَعْمَلُونَ بَصِيرٌ ﴿٣٩﴾

وَإِن تَوَلَّوْاْ فَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ مَوْلاَكُمْ نِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ ﴿٤٠﴾

Ortalıkta fitne kalmayıp, din tamamıyla Allah’ın dini oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki, Allah yaptıklarını görür. Yok, vazgeçmez de tekrar eskiye dönerlerse artık bilin ki, Allah sizin yardımcınızdır. O ne güzel Mevlâ, ne güzel yardımcıdır. Bütün insanlara Cenab-ı Hak çağırıyor diyor ki: “Fitneyi dünyadan kaldırın diyor hakkı hakîkati sosyal adâlet olan Allah’ın hukûkunu onun üstünlüğünü hâkim kılın diyor. Dünyaya insanlığı kurtarın diyor ve insanlığın tam kurtuluşu sağlanıp hak hâkim oluncaya kadar barış için savaşın” diyor.

Cenabı Hak öyle bir lütuf ihsânın da bulunsun ki, bütün insanlığı îmâna, İslam’a koşmayı ve cihana ilâhî adâletin hâkim olmasını sevginin, merhametin, rahmetin cihana hâkim olmasını İslam ile bunların tecellî ettiğini bu tecellî içinde insanlığın burada üzerine düşen görevi Allah’ın hidâyeti ve lütfu ile yapmış olmasını da Cenab-ı Hak nasip eylesin.

Dakika 19:22