[jw7-video]

44- Amelde Fıkhı Ekber Ders 44

AMELDE FIKH-I EKBER DERS 44

 Çok kıymetli ve muhterem izleyenler, fıkıh ekolünde okumaya devam ediyoruz. Amelde Fıkh-ı Ekber dersimiz; yine konumuz namazın mekruhları ile dersimiz yürürken nerelerde namaz kılmak mekruhtur? Şimdi bir de ona bakalım ve okuyalım, okutalım. Hanbelilerin bazı yerlerde namaz kılmanın haram olduğunu, Şafiîler ile Hanefilerin mekruh kabul ettiklerini görüyoruz. Hanefilerde kerahet tahrimîdir. Yine nehiyler sünnetle sabittir, yasaklamalar. Şöyle bir bakalım, Sevgili Peygamberimiz’den (A.S.V.) gelen haberde, yedi yerde namaz kılmasını yasaklamıştır diye bize gelen haber bulunmaktadır. Bunu da kıymetli muhaddislerimiz haber veriyor. Bunlardan birisi çöplüklerde namaz kılmak, hayvan kesilen yerlerde namaz kılmak, kabristanda, yol kenarlarında, hamamda, deve ahırlarında ve Beytullah’ın üstünde namaz kılmaktan -diyor- Peygamberimiz buralarda men etti, buralarda namaz kılmayın dedi. Bu haber, Sevgili Peygamberimiz’den gelen bir haberdir, rivayet eden ravinin de Ashab-ı Gûzin’den İbn-i Ömer, Hazreti Ömer’in oğlu olduğu da rivayeti mevcuttur. Aynı zamanda bunu İbn-i Mâce, Tirmizi gibi kıymetli muhaddislerimiz rivayet ederken, yine İbn-i Humeyd Müsned’inde rivayet ettiği de elimizdeki kaynaklarda görülmektedir. Tirmizî’deki gelen isnadın kavi olmadığı ve zayıf bir ravinin bulunduğu söylenmiş olmakla beraber bu Hadis-i Şerifleri diğerleri güçlendirmektedir. Dolayısıyla buralarda namaz kılmak yasaklanmıştır. Kıymetliler, Hanefiler ile Şafiîlere göre şöyle bir yolların kenarlarında namaz kılmak da bunlar da mekruhtur demişlerdir, Hanefiler ve Şafiîler. Buralar insanların geçtiği yerler yine buralar kirli olmaktan hâli değillerdir. Yine insanların huşûsu bozulabilir, yine namazı sahih olsa da namazlar mekruh olur. “Yeryüzü benim için mescit ve tertemiz kılınmıştır, nerede namaz vakti sana ulaşırsa orada namazını kıl. Çünkü orası mescittir.” diyen haber de Sevgili Peygamberimiz’den gelmiştir ama istisnaları göz önünde bulundurmak gerekir.

 

Dakika 5:08

 

Nerede sana namaz ulaşırsa orada namaz kıl. Çünkü orası mescittir; tabi ki namaz kılınmayan yerler veya mekruh olan yerler müstesnadır. Kıymetliler, bu haberler Peygamberimiz’den gelen haberlerdir. Fakat imkânlar oldukça, zarûret olmadıkça tabii ki mekruh olan yerlerde namaz kılmamalıdır. Mâlikîlere göre caizdir, necis olmadığından yalnız emin olman şartı vardır. Bu da güzeldir. Zaten hepsinin neticede ortaya koydukları gerçekler, temelde aynıdır. Şüpheli ise namaz bâtıl olur diyor -bak- Mâlikîler de. Hem o kolaylığı ortaya koyarken hem de ne diyor; şüpheli ise temiz olma değilse -diyor- temiz mi değil mi konusunda şüphe varsa yeniden kılınır -diyor bakın- Mâlikîler de. Hanbelilere göre yol kenarlarında namaz kılmanın haram olup sahih olmayacağını söylemişlerdir. Çöplüklerde, mezbahalarda, hamamlarda, deve ahırlarında namaz sahih olmaz. Biraz önceki Hadis-i Şeriflere istinaden Hanbeliler de sahih olmaz demişlerdir. Cünüp kimsenin mescidin çatısında durmasının yasaklanmasıdır. Yine Hanbelilere göre, özür sebebiyle namaz kılmak da caizdir. Özür olunca zaten bütün mezhepler burada çok az farklarla birleşmektedirler. Kabristan dışında namaz kılmakta bir beis yoktur da demiştir Hanbeliler. Kabristana biraz daha soğuk bakmışlardır. Yani bu namaz kılma cihetinden; yanlış anlaşılmasın. “Yeryüzü bana mescit kılındı.” Hadis-i Şerifi. Bu emir umumîdir demişlerdir. “Sizden öncekiler peygamberlerinin ve sâlih kulların mezarlarını, kabirlerini mescit ediyorlardı. Sakın sizler kabirlerinizi, mezarlarınızı mescit edinmeyin. Ben sizleri bundan, bunlardan men ediyorum.” Kim diyor bunları? Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki: “Allah’ın laneti Yahudilerin ve Hıristiyanların üzerine olsun. Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescit edindiler.” İşte, görüyorsunuz, Peygamberimiz (A.S.V.) hiçbir peygamberin kabri dâhil mescit edinilemez buyurmuşlardır. Birçok muhaddisimiz bunu Hadis-i Şerifi rivayet ettiklerini görmekteyiz. Evet, kıymetliler. Allah’tan başkasına kulluk edilme konusunda şiddetle Yüce İslam burayı, bu kapıları kapatmış. Yalnız Allah’a kulluk edileceğini, kula kulluğun olmadığını, ibadetlerin tamamının Allah’a yapılacağını ortaya kesinlikle koymuştur. Hamam içinde namaz kılmak da Hanefi, Şafiî ve Hanbelilere göre mekruhtur.

 

Dakika 10:08

 

Şeytanların sığındığı, avret yerlerinin açılma durumu ile baş başa kaldığı, pisliklerin döküldüğü yerdir hamamlar. Onun için -bakın- Hanefi yüksek âlimleri, Şafiî ve Hanbeliler gibi yüksek şahsiyetler (R.A.) ne dediler? Buralarda da namaz kılmak mekruhtur dediler, deve ahırlarında namaz kılmak mekruhtur. Evet, kıymetliler. Şimdi Hanefiler ile Şafiîler bu konuda namaz kılan kişinin rahatsız olacağını, namazı kesmeye vesile olabileceğini, hususuna, huşûsuna engel olacağını da hesaba katarak böyle demişlerdir. Mâlikîlere göre de yine davar, deve ahırlarında namaz kılmak mekruhtur. “Koyun ahırlarında namaz kılın, deve ahırlarında namaz kılmayın.” Peygamberimiz’den gelen haberlerden biri de budur. Çünkü koyun ahırının özelliği ile deve ahırının özelliği aynı değildir. Koyun ahırlarında namaz kılmanın caiz olduğu, mekruh olmadığı konusunda ittifak vardır buyurdular. Mâlikîlere göre deve ahırında kılınan namazın yeniden kılınması gerekir. Eğer birisi deve ahırında namaz kılıyorsa -Mâlikîlere göre- o namazın yeniden kılınması gerekir. Kıymetliler, mezbahalar temiz bir yaygı yayılır da üzerinde namaz kılınırsa mekruh olmaz. Çünkü mezbahalar temiz olmayan yerlerdir. Oralarda da temiz bir köşede, temiz yaygı bulursa ancak o zaman olur. Yoksa mekruhtur, şeriat temiz olmayan yerlerde -mesela tuvaletlerde- Allah’ı zikretmeyi ve orada konuşmayı yasaklayınca tabii namaz kılmanın da yasaklığı ortaya çıkar. Kilise, havra ve benzeri gayrimüslimlerin ibadet ettikleri yerlerde namaz kılmak, cumhur ile İbn-i Abbas’a göre mekruhtur -bakın Cumhur ile İbn-i Abbas’a göre mekruhtur-. Cumhur deyince ne anlıyorsunuz? Tabii çoğunluk, İslam âlimlerinin, mezheplerinin çoğunluğu. Bu arada İbn-i Abbas da bu görüşte olmak üzere kiliselerde, havralarda benzeri gayrimüslimlerin ibadet ettikleri yerlerde namaz kılmak cumhur ile İbn-i Abbas gibi büyük bir sahabenin görüşüne göre mekruhtur. Bu yerlerin şeytanların barınakları olmalarıdır. Çünkü oralarda haç vardır, şirk vardır, resim ve heykellerden boş olmazlar. Çünkü oralarda resimler, heykeller vardır,

 

Dakika 15:07

 

haçlar vardır; dolayısıyla huşû elde edilemez. Bir içten gelerek huşû ile kilisede, havrada benzeri yerlerde zevkle namaz kılma şansın olmaz. Bir de ortada engeller bulunmaktadır. Hanbelilere göre temiz olan yerlerde bir beis yoktur demişler. Delilleri de Hz. Peygamber’in Kâbe’de namaz kılmasıdır. Hanbeliler Peygamberimiz Kâbe’de namaz kılıyordu diyor. Şimdi Kâbe ile kiliseyi birbirine kıyaslamak ne kadar doğru? Orada yüksek âlimlerimize biz sevgi ve saygı ile beraber sadece bunların kıyası şudur: Kâbe-i Şerif, Mekke fethedilmeden önce Kâbe-i Şerif’te putlar asılı idi. Fakat Peygamberimiz Kâbe’de putlara karşı değil, Kâbe’ye karşı namaz kılıyordu. Fakat bir kilisede orada heykellerden, haçlardan, resimlerden başka neye göre namaz kılacaksın? Temiz bir yer bulup da Kâbe’ye yönelebilirsen ihlas ile huşû ile ancak o zaman Hanbelilerin görüşü bu gerçeğe yaklaşmış olur. Kâbe’de Peygamberimiz’in namaz kılmasıdır diyorlar. Mekke’nin fethinde Kâbe’de namaz kıldığı zaman, burada resimler ve heykeller bulunmaktaydı diyor Hanbeliler. Ama orası Kâbe; bir Peygamber her tarafı put olsa Peygamber’e putların tesir etmeyeceği, onun şahsiyeti bambaşka bir şahsiyet olduğundan dolayı burada görüş cumhurun görüşüdür ve kiliselerde, havralarda; buralarda namaz kılmak kesin mekruhtur. Evet, kıymetliler. Dolayısıyla namaz sana nerede ulaşırsa orada namaz kıl. Çünkü orası mescittir, bu söz umumîdir. Fakat istisnai namaz kılınmayacak yerler de dâimâ bulunur, istisnaidir. Bunu da göz önünde tutmalıdır. Yine kabristanlarda namaz kılma konusunda -bakın- Mâlikîler dışında diğer kıymetli âlimlerimizin çoğunluğuna göre yine namaz kılmak mekruhtur. Nerede? Kabristanlarda. Peygamberimiz’in biraz önce Yahudiler ve Hıristiyanlarla ilgili sözünü duyduk. Ne dedi onlara: “Allah lanet etsin Yahudilere ki onlar eygamberlerinin kabirlerini mescit edinmişlerdir; benden sonra kabrimi sakın mescit edinmeyin.” diye Peygamberimiz sıkı tembihte bulunmaktadır. Hanefilere göre kabir, namaz kılanın önünde olduğu zaman mekruhtur. Kabir önünde olmazsa, yanı başında, arkalarda olduğu zaman kabir -bakın Hanefilere göre- bir sakıncası yoktur. Şafiîlere göre yine kabristanda namaz mekruhtur; namaz kılmak. Bu kabristanın neresinde olursa olsun Şafiîlere göre fark etmez: Mekruhtur.

 

Dakika 20:04

 

Peygamberlerin kabirleri ile şehitlerin kabirleri bu hükmün dışındadır demiş Şafiîler. Toprağa Peygamberlerin cesetlerini yemeyi haram kılmıştır. Yine bakıyoruz onlar diridirler, şehitler de kabirlerinde diridirler demiş Şafiîler ve burada peygamberlerin kabirleri ile şehitlerin kabirleri bu hükmün dışındadır demişler. Evet, kıymetliler. Şunu da söylemişler: Kabir ister önde ister arkada ister sağda ister solda ister altta olsun fark etmez; mekruhtur. Ancak peygamberlerin ve şehitlerin kabirleri müstesna demişlerdir. Bu hükmün dışında demişlerdir. Hanbelilere göre, kabre karşı, mezara karşı namaz kılmak yasaktır; kılmamak şarttır demişlerdir. Kabre karşı namaz kesinlikle mekruhtur demişlerdir. Yeryüzü bütünüyle mescittir, ancak kabristan ile hamamlar müstesnadır diye bir haber de Hanbeliler yine delil olarak ortaya koymuşlardır. Bu haberde merfû’ olarak Ebû Said’den gelmektedir. Başka bir haber de: “Kabirlere karşı namaz kılmayın, kabirler üzerinde oturmayın.” Bu da başka bir Hadis-i Şerif de güçlüdür, cemaatin rivayet ettiğini muhaddislerimiz bildirmektedir. Kâbe’nin üstünde namaz kılmak da; o konuda da mekruhtur demişler; Kâbe’nin üzerinde. Hanbelilere göre, Mâlikîlere göre Kâbe’nin içinde namaz, farz namaz kılmak sahih değildir demişler. Hanefiler ile Şafiîlere göre Kâbe-i Şerif’in içinde mutlak olarak namaz kılmak sahihtir demişlerdir. Burada da kıymetli âlimlerimizin keşiflerine bakıyoruz. Çok kıymetli keşiflerde bulunduklarını görmekteyiz. Rahmet caddelerinin genişlediğini, bu keşiflerin rahmet olduğunu açıkça görmekteyiz. Ümmet-i Muhammed’in işi, hem delillerle Yüce İslam ortaya konmakta, hem de ümmetin işin kolaylaşmakta, caddeler genişlemekte, rahmetler dalgalanmaktadır. Kıymetliler, yine şöyle bir baktığımız zaman; resim üzerine secde edilmemesi gerekir. Resimler üzerine secde olmaz, bunlara da dikkat lazım. Bunlar da birer birer mekruhtur, ayak altında, arkalarda olan resimler zarar vermez. Ama önünde ve secde ettiğin yerde resim kat’iyen olmamalıdır. Yine Sevgili Peygamberimiz’den gelen sahih haberlerde, yine birine göre Peygamberimiz (A.S.V.) namazdayken iki siyahın; akrep ile yılanın öldürülmesini emretmiştir.

 

Dakika 25:09

 

Bu da İslam dini her konuda koruyucudur. Burada da zehirli yılan ve akrep de insanları zehirleme konusunda söz konusudur. İnsanların korunması her şeyden önde gelir. Onun için burada, namaz içerisinde bunların yapılabileceği, Sevgili Peygamberimiz’den gelen bu güçlü habere göre tehlikeye karşı korunmak gerekir. Yine namaz kılmak haram olan bazı yerler bulunmaktadır ki buralar kıymetli âlimlerimizin çoğunluğuna göre veya hepsinin ittifakına göre gasp edilen bir toprak üzerinde namaz kılmak haramdır demişlerdir. Eğlenmek de haramdır demişlerdir. Bakın; gasp edilmiş yerler. Buralarda namaz kılınmaz; eğlenmek haramdır demişlerdir. “Gasp edilen toprakta kılınan namaz sahih olur mu?” konusunda da kıymetli âlimlerimiz (R.A.), Hanbelilerin dışında diğer çoğunluğa göre namaz sahihtir, sevap kazanır, yine de günahkâr da olur. Çünkü namazından dolayı sevap kazanır; namaz kıldığı için fakat gasp edilmiş bir yerde kaldığı veya üzerinde namaz kıldığı için ayrıca günahkâr olur. Bakın, bir tarafta namazdan dolayı sevap kazanıyor, orada bulunduğu için gasp edilmiş yerde veya orada namaz kıldığı için de ayrıca günahkâr olur demişlerdir. Kazanmak da var, kaybetmek de var. Hanbeliler de sahih değildir; yani orada kılınan namaz sahih değildir demiş Hanbeliler. Bilmeyerek veya unutarak gasp edilmiş bir yerde namaz kılarsa, namaz o zaman sahih olur buyurmuşlar. Çünkü bu kişi günahkâr değildir demişlerdir. Çünkü bilmeyerek yapmış. Peygamberimiz’den gelen haberde; “Ümmetimden hata, unutma ve tehdit altında yaptırıldıkları şeylerin günahı kaldırılmıştır.” buyurulmuş Peygamberimiz tarafından. Bakın, hataya af var, unutmalara af var, tehdit altında yapılanlara da af var. Bunların günahı kaldırılmıştır buyuruldu? Kim buyurdu? Sevgili Peygamberimiz’den gelen haber -ki Peygamberimiz buyurdu-. Yine gazaba uğramış topraklar üzerinde namaz kılma konusuna da şöyle bir bakalım: Mesela Babil, Semud kavminin ülkesi gibi: Buralarda namaz kılmak sahihtir. Hicr ve Mescid-i Dırâr gibi; buralarda namaz kılmak ise mekruhtur. Evet, kıymetliler. Peygamber (A.S.V.) Semud kavminin diyarı olan Hicr bölgesinden geçtiği gün -bakın- o Şanlı Peygamber ne buyurdular? Buyurdular ki: “Bu azaba uğrayanların bulunduğu yere, onlara isabet eden azabın size de isabet etmesinden korkmanızdan dolayı ağlayarak girin.” İşte bu haber de müfessirlerimizden İbn-i Kesîr’in tefsirinde bulunmaktadır.

 

Dakika 30:37

 

Bu haberde gazaba uğramış topraklar üzerinde bulunan insanların ilk yapacağı şey oradan ibret almaktır, ona göre hareket etmektir. Evet, kıymetliler. Ve bu konuda da kıymetli âlimlerimiz görüşlerini açıkladılar. Bir de namazda giyilen elbise konusunda Şafiî ve Hanefiler görüş beyân etmişler bu konuda. Bakalım namaz için yeterli olan elbiseler hangi elbiselerdir? Resulullah’ın (A.S.V.) tekbir elbise içerinde namaz kıldığını Ümmü Seleme’nin evinde görmüştür. Kim diyor bunu? Bu, Amr bin Seleme’den gelen bir haber. Evet, kıymetliler. Cihan Peygamberi, Kıymetli Efendimiz (A.S.V.) elbisenin iki ucunu omuzu üzerine atmıştır. Şimdi bu haberlere de baktığımız zaman, bunları da kıymetli muhaddislerimiz rivayet etmişlerdir. Avret yerlerini örtmek vaciptir, deriyi gösterecek tarzda olursa caiz değildir. Elbise, vücudun altındaki deriyi göstermemelidir; gösterirse caiz değildir. Bir de fazilet elbisesi giymek caiz olan elbise, yeteri kadar bir de fazilet elbisesi vardır. İmkânlar dâhilinde insanlar fazilet elbisesiyle namaz kılmalıdır, o cihanı adaletiyle titreten, cihanın en adil halifelerinden olan, İslam’ın ikinci halifesi olan Hz. Ömer (R.A.) Hazretleri’nden gelen bir haber: “Allah Teâlâ (C.C.) sizlere genişlik verdiği zaman sizler de geniş hareket edin. Bir kimse, üzerinde elbisesi bulunduğu hâlde Cuma kılar. Bir adam, üzerinde izâr ve bürde bulunduğu hâlde namaz kılar veya izâr ve kamış ile veya izâr ve kaftan ile veya şalvar ve rida ile veya şalvar ve kamis ile veya şalvar ve kaftan ile veya iç donu ve kamis ile namazlarını kılar.” Şimdi kıymetliler, sizden birinin iki kat elbisesi olduğu zaman ikisiyle beraber namaz kılsın. Eğer sadece bir elbisesi bulunuyorsa onu izâr edilsin. Yahudilerin bütün vücutlarına sardıkları gibi giyinerek namaz kılmasın. Bakın burada da en güzel elbise ile namaz kılmaya çalış, bu fazilet elbisesi budur.

 

35:00

 

Yahudiler her taraflarını kapatırlar; bunu da yasaklamış. Onlar gibi yapmayın demiş Peygamberimiz ve Peygamber’den, Peygamber okulunda okuyan, Peygamber’in tedrisatından geçen Hazreti Ömer de onları hatırlatmış. Kadınlar başlarını ve boyunlarını başörtüsü, bedenlerini örtecek olan entari -ki sık dokunmuş- bir dış örtü âbâye denilen bir örtü ki Hz. Ömer’in şu sözüdür: “Kadınlar üç elbise içinde namaz kılarlar. Bunlar gömlek yani bluz, başörtüsü ve etek.” Abdullah bin Ömer de şöyle buyurmuşlardır: “Kadınlar bluz, başörtüsü ve dış örtü ile namaz kılarlar.” Kadınların cilbâblarını kalın tutmalarıdır, bu onlar için müstehaptır, daha sevaptır, örtüler azaların vücutlarını göstermeyecek şekilde olmalıdır. Evet, kıymetliler. Bunlarda, faziletli elbiselerle kadın-erkek namaz kılmalarında fazilet vardır. Mekruh elbiseler de vardır, bunlara da kısaca değinmeye çalışalım: İçtimalüssamma, ellerini göğüsten çıkartması tarzındaki giysi, tek bir örtüye bürünüyor ki bu izdiba giyinişidir. Yine sedil tarzında bir elbise: Bu da mekruhtur. Elbisesini kibirlilik dolayısıyla her kim uzatırsa, Allah Teâlâ ona rahmet nazarıyla bakmaz. Yani elbiseler normal olmalı, haddi aşmamalı, kibre götürmemeli. Namaz esnasında her kim izârını kibirlenmek sebebiyle uzatırsa- ne haremde ne harem dışında- Allah Teâlâ katında onun zikri geçmez, yani ibadeti kabul olmaz buyurmuş. Kibir, riyâ, vücup gibi, suma gibi şeyler Müslümanda asla bulunmamalıdır. Erkeğin ağzını veya yüzünü örtmesi mekruhtur namazda. Sevgili Peygamberimiz (A.S.V.), Efendimiz; erkeğin namazda ağzını örtmesini yasaklamıştır. Yine salât-ü selâm üzerine olsun Sevgili Peygamberimiz, erkeklerin zaferan rengine boyanmış elbise giymelerini yasaklamıştır. Zaferan kadınlara has bir hem koku hem renktir. Sevgili Peygamberimiz (A.S.V.) bunu ümmetine tembihte bulunmuştur; bilhassa ümmetinin erkeklerine. Zaferan, kadınlara mahsustur. Evet, kıymetliler. Giyilmesi ve namaz kılınması haram olanlar, şöyle bir bakalım: “Erkekler için ipek ile altının giyinilip kuşanılması ümmetimin erkeklerine haram olup kadınlarına helâl kılınmıştır.” buyurdu. Kim? Sevgili Peygamberimiz (A.S.V.).

 

Dakika 40:12

 

“İpek ve altın, erkeklere haramdır. İpek elbise giyinmeyin, ipek elbise giyinen bunu âhirette giyinemeyecektir, bundan mahrum kalır âhirette.” diyor, bunlardan buyuruyor. Çok kıymetli ve muhterem izleyenler, derslerimiz devam etmektedir. Şimdi de dersimiz namazların peşlerinden yapılan tespihler, zikirler, tekbirler. Bir de bunlara şöyle bakalım: Yüce Allah’ı her namazın peşinden tesbih etmek, zikretmek, duaları okumak, istiğfarda bulunmak: Bunlar sünnettir. Sabah namazı ile ikindi namazında olduğu gibi ya farzdan sonra veyahut da farzdan sonra sünneti olmayan: bu sabah ve ikindide olduğu gibi. BBir de farzından önce ve sonra sünnet bulunan öğle, akşam ve yatsı namazlarında olduğu gibi son sünnetleri bitirdikten sonra yapılır bu zikirler, tespihler, dualar. Çünkü istiğfar, namazın noksanlarını karşılar. Dua, hisse almaya bir yoldur; yani dua Allah Teâlâ’ya yaklaştıran sevap ve ecirden hisse almaya bir vesiledir. Aynı zamanda seni Allah’a yaklaştıran bir yoldur. “Hz. Peygamber (A.S.V.) namaz kıldığı zaman yüzünü bize doğru döndürürdü.” Bakın, bu Hadis-i Şerife şöyle bir bakalım: Bu kıymetli muhaddislerden Ebû Davud, Müslim, Buhârî; bunlar rivayet etmişlerdir bu Hadis-i Şerifi. Şimdi burada bu sünnete uymayan, birini yapan, birinden kaçan cemaatleri görmekteyiz. Bunlar caminin, cemaatin, birliğin, beraberliğin, imama iktidanın ne olduğunu öğrenememiş kaçak cemaatler bulunmaktadır. Sünneti yaptığını zannederek bid’atten kaçtığını zannedere, bid’at işlediklerini, sünnetleri terk ettiklerini görüyoruz. Kıymetliler, üç defa Estağfirullah: Bu farzı kıldığımız zaman üç defa ‘’Estağfurullah’’ namazın peşinden yapıyoruz. Şöyle bir bakalım: Bu; Estağfirullah el azim ellezi lâ İlahe illâhu el hayyel kayyume ve Etubü İleyh. Şimdi bunu okumak; bu bir istiğfardır. Namazdan sonra selâm verince bunu okumak; bu bir istiğfardır ve sünnettir.

 

Dakika 45:00

 

Delil, Sevbân’dan rivayet edilen şu Hadis-i Şeriftir: “Peygamberimiz (A.S.V.) selâm verince, bir rivayete göre namazını bitirince 3 kere “Estağfirullah” der ve şöyle söylerdi -dikkat et şimdi üç defa ‘’Estağfirullah’’ der şöyle söylerdi-: Allahümme entesselâmü ve minkesselâm ve ileyke esselâm tebarekte ya zel celali vel ikram.” Kıymetliler, ‘’Allahümme entesselâm ve minkesselâm tebarekte ya zel celali vel ikram’’. Şimdi işte bunlar Peygamberimiz’den gelen haberlerdir ve aynı zamanda kıymetli muhaddislerimiz bunu rivayet etmişlerdir ve Ayşe Validemiz’den rivayet etmişlerdir. Ayşe Validemiz -cihanın allâmesi olan- bakın ne diyor: “Resulullah (A.S.V.) selâm verince; ‘’Allahümme entesselâmü ve minkesselâm tebarekte ya zel celali vel ikram’’ diyecek kadar otururdu.” Görüyorsunuz, fazla otururdu demiyor Ayşe Annemiz; bu kadar otururdu diyor. Şimdi her namazın peşinden bu kelimelerin tavsiye edilmesi dünya ve âhiret hayırlarını şâmil olmalarına binaendir diye kıymetli âlimlerimiz bu konuda da telkin ve tebliğlerini yapmışlardır. Yine daha sonra şöyle söylendiği rivayeti vardır: ‘’Allahümme einni âlâ zikrike ve şükrike ve hüsni ibadetike’’. Bakın bunun delili de Muâz bin Cebel’in rivayet ettiği bir Hadis-i Şeriftir. Kıymetliler, yine bakıyoruz ki Sevgili Peygamberimiz (A.S.V.) benimle karşılaştı diyor. Kim? Muaz Hazretleri. Şöyle buyurdu: Ben sana her namazda veya her namazın sonunda söyleyeceğin bazı kelimeler söylemeni tavsiye ediyorum, bu kelimeler de şu sözlerdir: “Ey benim Yüce Allah’ım! Bana seni zikretme, sana şükür ve güzelce ibadet etme hususunda yardımcı ol.” diye dua et dedi. Kime? Muâz Hazretleri’ne. Kim? Hz. Muhammed (A.S.V.) ‘’Allahümme einni âlâ zikrike ve şükrike ve hüsni ibadetike’’. İşte kıymetliler, delillere bakın. Namazdan sonra Ayet-el Kürsi ile İhlas Suresi -bak namazdan sonra- Muavvizeteyn sureleri ve Fatiha Suresi okunur. Sevgili Peygamberimiz (A.S.V.) burada şöyle buyurdular: “Her kim farz namazların peşinden Ayet-el Kürsi’yi okursa, diğer namaza kadar Allah’ın zimmetinde olur. İşte bunu da Taberânî rivayet etmiştir ve bu konudaki haberin, delilin Hüseyin bin Ali’nin rivayeti olduğunu da muhaddislerimiz belirtmişlerdir.

 

Dakika 50:01

 

Kıymetliler, yine başka bir haberde Sevgili Peygamberimiz (A.S.V.) bana her namazın sonunda, -dikkat et buraya- her namazın sonunda Felak ve Nas surelerini okumamı emretti. Kim diyor bunu? Ukbe bin Âmir Hazretleri söylüyor, o rivayet ediyor bunu da ve bu namazın sonunda diyor. Dikkat et buraya! Şimdi namazın son olması için namazın bitmiş olması lazım; farzların, sünnetlerin bitmiş olması lazım; bu namaz sondur. Farzdan sonra dedikleri ikindi namazı ve sabah namazıdır. Namazdan sonra dedikleri de diğer namazlardır. İşte bunları doğru anlayanlar cemaat, birlik ve bütünlük içinde bu tesbihler, zikirler, namazdan sonra yapılmaktadır. Birileri burada bu Hadis-i Şeriflerin bir kısmını almış, bir kısmından hiç haberi yok. Dolayısıyla bir kısmını yok sayarak cemaatin içinde fitne fesada alet olanları görmekteyiz. Hatta sünnetlere karşı koyduklarını görmekteyiz. Bid’at işlediklerini görmekteyiz. Beraber tespih okunmasına karşı geliyorlar, sünnetleri cemaatle kılmıyorlar. Sünnetlerden namaz tamamen bitip, imamla, cemaatle birlikte tesbih okumuyorlar ve burada ayrımcılık yapıyorlar. Kıymetli ve muhterem izleyenler, İnşâAllah bu konuda derslerimiz devam edecektir.

 

Dakika 52:28

 

 

(Visited 83 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}