Tefsir 509-01

509- Tefsir Ders 509 hayat veren nurun keşif notları

509- Kur’an-ı Kerim Tefsîr Dersi 509

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

 

Kıymetli izleyenler,

 

Dersimiz yine (اِذَا جَٓاءَ نَصْرُ اللّٰهِ) yani Nasr Sûresi’nin keşif notları ile dersimiz devam ediyor. Gerçek hayatın okulunda okuyoruz okutuyoruz. İslâmî değerler Yüce İslam’ın kendisi gerçek hayat okuludur. Bunun için Yüce İslam’ı, Şanlı Kur’an’ı kendi kaynağından iyi bilmeli, hayatı iyi okumalıdır, Yüce İslam’ı iyi okuyan hayatı okumuştur. Hayatı iyi okuyan başkalarına da faydalı olmuş, başkalarını da doğru okutmuştur, önemli olan doğru okumak doğru okutmaktır. Biliyorsunuz ki Sevgili Peygamberimiz, kendisine dünya bütün yönüyle avucuna konmuş fakat o Yüce Allah’a teveccüh etmiş dünyaya teveccüh etmemiştir. Çünkü âlemler Allah’ındır, biz Allah’ın kullarıyız. Mahlûktan Hâlik’a dön, mağfireti ile cemâlinin lütfuna gark olmak üzere huzur-u ehâdiyetine kabul edilmek için, O’nun rızâsına ulaşmak için, gece gündüz tövbe et. Ya Tevvâb, ya Ğaffar, ya Afüvvü, ya Rab diye yalvar! O’nun en güzel isimler O’nun en şerefli en güzel isimleri ile Allah’a yalvar. Onun için bu sûrenin de sonu Tevvâb ismi ile Cenab-ı Hak bu sûreyi sona erdirmiştir ve en son nâzil olan sûrelerden olup bir de sûrenin en son bitimin de Allah’ın Tevvâb isminin bulunmasına dikkat et. Bütün insanlık istiğfar ile tövbe, tövbe ile istiğfar bütün dünyayı Cenab-ı Hak îmâna tövbe istiğfar çağırıyor, Yüce Allah bütün âlemlere ben Tevvâb’ım diyor, tövbeleri ziyadesiyle kabul ederim diyor. Onun için bütün dünya, ben Allah’ın kuluyum diyen tüm insan ve cinler tamamı tövbeye sarılmalı tövbe etmelidir. Bütün şeytanlar şeytanlıktan vazgeçsinler tövbe etsinler Müslüman olsunlar, bütün şeytanları da İslam’a çağırıyor, Yüce İslam bütün şer güçleri de kurtarmaya çağırıyor, kurtuluşa çağırıyor. Çünkü şer güçler o şerle beraber ebedî helâk olacaklardır, Yüce İslam onları da kurtarmaya geldi. Kurtarıcı olan kurtardığından hiçbir şey beklemez, sadece ona doğruları telkin, tebliğ eder. Sonra yanlışa karşı yanlışın tüm ümitlerini İslam keser, doğruyu ortaya koyar. İşte Kâfirûn Sûresi ile Nasr Sûresine bakarsan, Kâfirûn Sûresi bütün dünya da İslam’ın dışında bâtıl inançların ümidini kesmiş, gerçeği ortaya koymuş, sadece hak ve hakîkat bir olan Allah’ın ortaya koyduğu düzen, nizâm Şeriat-ı Muhammedi’ye Allah’ın kânûnlarıdır (C.C). Salât ve selâm o Şanlı Peygambere olsun.

 

Dakika 5:25

 

Onun için kıymetliler, yanlışa bâtıla kavuk sallayarak, boyun eğerek taviz vererek gerçeği ortaya koymadan bâtılın ümidini kesmeden, katiyen gerçekçi olamazsın. Peygamber Efendimize, sen bir sene bizim putlarımıza tap biz de senin İlâh’ına tapalım bir sene diye müşrikler gece gündüz uğraşırken Yüce Allah Kâfirûn Sûresi’ni gönderiyor müşriklerin yüzüne

 

قُلْ يَٓا اَيُّهَا الْكَافِرُونَۙ ﴿١﴾

لَٓا اَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَۙ ﴿٢﴾

وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۚ ﴿٣﴾

وَلَٓا اَنَا۬ عَابِدٌ مَا عَبَدْتُمْۙ ﴿٤﴾

وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۜ ﴿٥﴾

لَكُمْ د۪ينُكُمْ وَلِيَ د۪ينِ ﴿٦﴾

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki dersimiz de geçti bu sûre okunuyor. Yani kavukçuluğu bırakalım doğru söyleyelim birbirimize. İşte insanoğlu çalışmasından başka kendisine bir şey yoktur ama doğru çalışmalı, Hakk’ın emrin de hak yolda çalışmalı, bâtılın kölesi olmamalı, bâtıl ameller işlememeli, hak ameller işlemeli. Gece gündüz Allah’ım, her işimi her sözümü hak ve nur kıl diyen Hz. Muhammed’i her konu da örnek almalı, Hz. Muhammed (A.S.V) ilâhî okulda okudu, Hz. Muhammed Aleyhissalâtu Vesselâm’ı okutan doğu, batı üniversiteleri değil Allah okuttu onu, Cebrâil (AS.) de vahiy getiriyordu. Şimdi Peygamberi öğrenci göstermeye çalışıp da hangi okul da okuduğunu onun öğreteni kimdir? Bunu söylemeden peygamberi öğrenci göstermek, işte o zaman kime öğrenci, kimin öğrencisi bunu söylememek câhilliktir, en önce. Hz. Muhammed (A.S.V) ilâhî okulda okudu Allah okuttu Cebrâil (AS.) vahiy getirdi. Ve bütün dünyayı okutan Peygamber Hz. Muhammed Aleyhissalâtu Vessselâm’dır. İşte İslam’ın Okulu Allah’ını kurduğu düzenin okuludur. Bunun başındaki önder ve rehber hidâyet ve rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Aleyhisselâtu Vessselâm’dır. Bu okulda mezara kadar okuyalım gelin beraber okuyalım, okutalım okuyalım, okuyalım okutalım. Hem kıraat hem tilâvet, hem kitâbî âyetleri keşfedelim hem kevnî âyetleri keşfedelim. Yerde gökte keşif yolların da çalışalım.

 

İşte sizlere keşif notları adlı dersimiz Nasr Sûresi ile devam ediyor. Zafer ve fethin gereği dünya saltanatı ve ganimetinin teveccühü… Dikkat edin! Zafer ve fethin gereği, dünya saltanatı ve ganimetinin teveccühü dünyaya meyil ve iltifat etmeden, Allah’ın lütuf ve yardımı olan ecrini kirletmeden âhiret daha hayırlıdır demek ve Allah’ın rızâsına o vuslata kavuşmak. İşte Yüce Allah’ın lütuflarına ebedî mazhâr olmak, Yusuf Sûresi 101’inci âyet-i kerimesin de:         رَبِّ قَدْ آتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِن تَأْوِيلِ الأَحَادِيثِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ أَنتَ وَلِيِّي فِي الدُّنُيَا وَالآخِرَةِ تَوَفَّنِي مُسْلِمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ ﴿١٠١﴾ Dünyada, ukbada dostum sensin. Kim dostun? Allah’u Teâlâ.

 

Dakika 10:08

 

Allah onu işte tercih etti, Allah onu tercih etti o da Allah’ı tercih etti. Allah’ın likâsına huzuruna O’nun cemâline, rızâsına kavuşmayı tercih etti. Dünyada peygamberlerin görevi bitince dünyada durmazlar. İnsanlarında ömür içerisin de onlara bir görev bir imtihan meydanı herkese verilmiştir. O ömür süresi içerisin de görevini doğru yapmaya çalış, Hakk’ın Yüce Allah’ın emrin de ol. Mâide Sûresi 3’üncü âyeti sık sık oku hiç unutma! Ne diyor; “Dininizi ikmâle (kemâle) erdirdim, size nimetimi tamamladım, size din olarak Yüce İslam’ı seçtim, İslam’ı beğendim diyor Cenab-ı Hak. İnsanlık yaratılalı başka din hiç olmamıştır olmaz Allah bir, dini de birdir o da İslam’dır. Veda Haccından sonra (Elâ hel bellağtü Elâ hel bellağtü). İşte Buhârî’nin Müslimin ve diğerlerinin rivâyetinde Peygamberimiz bu sözleri sık söylemiş söylemeye başladı. Bakınız tebliğ ettim mi? Bakınız tebliğ ettim mi? Çünkü dünyadan göçecek yarın büyük mahkeme de o da ne yapacak, görevinden tebliğ edip etmediğinden hesaba çekilme korkusu var. Yani ben Peygamberlik görevini doğru yaptım mı? Size Allah’ın emirlerini dosdoğru tebliğ ettiğim mi? Diye Ashâbına sık sormaya başladı. Artık dünyadan göçeceğini Allah’ın huzuruna, O’nun rızâsına, cemâline ulaşacağını, bunun yanında hesap vereceğini bilerek böyle söylemeye başladı, o Makâm-ı Mahmûd’un sahibi Peygamber, “Hayr-ı Kesir” verilen şanlı Peygamber, Hz. Muhammed (A.S.V) böyle demeye başladı. Ey insanoğlu! O görevini iyi yapan Peygamber, en büyük makama ulaşan Peygamberin bakın korkusu var endişesi var, ne diyor; (Elâ hel belağtü bellağtü) ben tebliğ ettim mi, size görevimi yaptım mı? Yarın sizi benden beni sizden soracaklar. İşte kıymetliler, ders almalıyız hep beraber iyi okumalıyız iyi okutmalıyız. Meşhûr olan bakın Peygamberlere vefatları irâde ve seçimine bırakılmıştır, peygamberler onların irâdesine göre eğer yaşamak isterlerse onlar yaşarlar Allah’u Teâlâ onların ölümünü de, yaşamını da peygamberlerin irâdesine bırakmış. Fakat her peygamber Allah’ın cemâlini likâsını tercih etmiş, vakit saat gelince Allah’a yürümüşlerdir. Son âyet bakın Bakara Sûresi 281, bu da en son inzâl edilen âyet-i kerimelerden, “Kazancınız, kazancınız ödenir dönüş Allah’adır, zulüm yok adâlet var” derken 11’inci hicri sene safer ayının sonlarında Sevgili Peygamberimiz de baş ağrısı görülmeye başladı.

 

Dakika 15:03

 

Rahatsızdı Rebiyülevvel ayının 12’nci gününe kadar devam etti, son 3 gün hâriç namazı kıldırıyordu. Bu durumda Fadl Bin Abbâs, Hz. Ali arasında hutbeye çıkıp hamd ve senâ ile hutbesin de: “Ey insanlar! Ben kimin sırtına bir değnek vurdumsa işte sırtım aynen bana gelsin vursun bu iş Mahkeme-i Kübrâ’ya mahşere kalmasın, herkes hakkını benden alsın hakkı olanlar. Ve kimin ırzına sövmüşsem işte aynı sözü bana söylesin. Ben kimin malını almışsam işte malım ondan alsın ve benim tarafımdan düşmanlık olur diye kimse korkmasın o benim şanımdan değildir” dedi ve hutbeden indi. İşte buradan da dünyaya tam bir mesaj veriliyor. Bir Peygamber her kimin zerre kadar diyor ben de hakkı varsa gelsin alsın ve diyor benim tarafımdan düşmanlık olur diye sakın korkmasın tam özgür ve hür olarak herkes gelsin hakkını benden alsın varsa diyor. Dünya da zerre kadar bir haksızlık etmeyen Peygamber böyle diyor. Tam bir adâletin bakın peygamberi olduğu, tam yeryüzün de bir adâlet önderi hukûkun üstünlüğünün en büyük rehberi Hz. Muhammed’i burada da görüyoruz. Kimsenin hakkı yedirilmemiş, kimsenin hakkı yenmemiş, ilâhî adâlet İslam dini ile Hz. Muhammed’in eliyle tecellî etmiş ve yeryüzüne evrensel adâlet, sosyal adâlet, hukûkun üstünlüğü ve gerçek barış, gerçek hak ve özgürlükler ortaya konmuş ve Yüce İslam bunu 14 asır dünyaya ispat etmiştir. Öğleyin yine Sevgili Peygamberimiz, öğleyin yine hutbeye çıktı aynısını tekrar etti, kimin ben de bir hakkı varsa gelsin alsın dedi. Kimin sırtına vurmuşsam işte sırtım gelsin vursun, kimin ne hak alacağı varsa gelsin alsın, hiç mi hiç çekinmesin diyordu. Birine 3 dirhem verildi ve dedi ki: “Dünya mahcupluğu âhiretinkinden ehvendir” dünya da mahcup olalım ama büyük mahkeme de mahşer de mahcup olmamaya çalışalım dedi. İşte korkusu da dünyaya verdiği mesaj da bu idi, dünya da adâlet sağlansın büyük mahkemeye, âhiretteki Rûzi Ceza’ya mahşer mahkemesine herkes borçlu gelmesin, dünya da borçlar haklar ödensin, görevler yapılsın. “Dünya mahcupluğu âhiretinkinden ehvendir” dedi. Uhud Ashâbına dua ve istiğfar etti, bir kul ona kavuşmayı seçti, yani ben Rabbime kavuşmayı seçtim, ben Rabbime kavuşmak istiyorum diyordu. Ebû Bekir ağlıyordu (Ve fedeynake li enfüsinâ ve emvalinâ ve âbâinâ ve evlâdınâ) diyordu, Ebû Bekir ağlayarak böyle diyordu. Ne diyor; sana kendimizi, mallarınızı, babalarımızı, evlatlarımızı feda ederiz ya Rasûlallah diye ağlıyordu.

 

Dakika 20:16

 

Sonra Ensâr’ı tavsiye buyurdu, 3 gün mescide çıkamadı ezan okundu Ebû Bekir’e emredin namazı kıldırırsın buyurdu, doğduğu gün vefat etti, Salât-ü Selâm ona olsun, şefaati bizler üzerine olsun. Elini su bardağına ıslatır yüzünü mesh ederdi artık dünyadan gidiyordu. („Allahümme einni ala ğameratil mevt ve sekeratil mevt“ ) “Allah’ım bana sekeratına karşı yardım buyur” diye Allah’a dua ediyordu. Bu haberi Ahmed Bin Hanbel, Tirmizî, İbn-i Mâce rivâyet etmişlerdir. Kuşluk vakti ağırlaştı Hz. Âişe’nin kucağın da idi, bu âleme gözünü yumdu, dünyanın bir tarafında İslam ebedî bir bayram, öbür tarafın da dünya yetim kaldı.  Ben anadan babadan yetim kaldığıma üzülmem fakat dünya Hz. Muhammed’i kaybettiği günden beri dünya yetim kalmıştır. Yalnız yetimlere ebedî kurtuluş yolu açılmış ve İslam cihâna tecellî etmiş, İslam dünyaya yerleşmiş, bütün kıtalara İslam yayılmıştır. Bu yönüyle dünyanın bayramı vardır, Peygamberin dünyadan yürümesi ile Hakk’a yetim kalışı vardır. İşte yetimlere böyle bir yüce miras bıraktı, inanan zümre İslam ile dünyada da, ukbada da bayram ederler. Ebedî mutluluk onlarındır ve Hz. Muhammed’e onun şefaati ile onun Lİva-ül Hamd sancağı altında, Havz-ı Kevser başında ve Allah’ın cemâline birlikte seyretme ümidi ile Müslümanlar böyle yaşar. Ve öbür âlem de Sevgili Peygamberimizin Lİva-ül Hamd sancağı altında ve Cennet-i Âlâ da Allah’ın cemâlini birlikte seyrederler, Yüce Allah bizi onlardan eylesin. Peygamberimizin bakın son sözü ne oldu? Son sözü şu idi: (Belir refikil âlâ belir refikil âlâ) hayır, “Refikil Âlâ” diyerek rabbine özlemini arz etti, yani ben Rabbimi özledim diyor, artık Rabbisine gidiyordu ve gitti. İstediği olan Allah’ın likâsına kavuştu, onun isteği o idi, Allah’ın likâsına kavuşmak idi, O’nun cemâline ulaşmaktı. ‘’Âli İmrân Sûresi 144’’ Buhârî ve Müslim ve diğerleri. Tabii ki Peygamberimiz Hakk’a yürüyünce onun, onun sevenleri mensupları ona sıkı bağlı olanlar Hz. Ömer gibiler, onlar bile öldüğüne inanamadılar. Yüce Allah bakın bu âyette: “Muhammed ancak Peygamber’dir.”

 

Dakika 25:10

 

Diyen âyeti Ebû Bekir’in okuduğu ve topluma teselli verdiği rivâyetleri vardır. Kıymetli dostlarımız, (Ettehiyyatü) Buhârî ve Kütüb-i Sitte de (Salli barik) yine Kütüb-i Sitte de (rabbenağfirli rabbic’alni) gibi (Rabbenalar) İbrâhim Sûresi 140 ve 141’inci âyetler Ahmed Bin Hanbel’in rivâyet ettiği

 

(Allahümme ehyine alâ dinihi vemtina alâ sünnetihi vahşürna tahte livâihi, sübhaneke Allahümme ve bi-hamdike ve nestağfiruke ve netûbu ileyke fel yekün âhiru da’vanaa enilhamdülillâhi-rabbil âlemin).

 

İşte bunları da Ahmed Bin Hanbel rivâyet etmiştir, namazların sonunda, Ettehiyyatüden sonra bunların okunduğunu okunabileceğini bu haberlerden anlıyoruz ki Ehl-i Sünnet Ulemâsı bunları çok iyi tetkik etmiş, mezheplerine çok güzel yerleştirilmişlerdir. İşte bunları da sizlere duyurduktan sonra şimdi Tebbet Sûresi, Leheb Sûresi ile dersimiz devam etmektedir. Cenab-ı Hak bu hayat veren nurun derslerini, keşif notlarını, irşat notlarını, bu dersleri kaçırmayan iki cihânda mutlu olan, mezara kadar hep okuyan hep okutan cihâd-ı kebir yolunda mücâhit olan kullarından eylesin.

 

Dakika 27:39

 

 

 

(Visited 74 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}