HadısŞerifKülliyatı 64-01

64- Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 64

64- Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 64

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

‘’Elhamdülillahi rabbil âlemin vesselatü vesselamü ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain sübhaneke la ilme lena illa ma allemtena inneke entel alimül hakim, euzu billahi Zişan azimüs sültan şedidül burhan kaviyyül erkan maşaallahu kan euzubillahi min külli şeytan insün ve can’’

 

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Çok kıymetli ve muhterem izleyenler, hadisi şerifler külliyatından derslerimiz devam ederken konumuz yine esbabı nüzul hakkındadır. İbni Abbas (R.A) Hazretleri size ne oluyor da Rabbiniz bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, katından bize bir sahip çıkan gönder, katından bize bir yardımcı lütfet diyen zavallı çocuklar erkekler ve kadınlar uğrun da ve Allah yolun da savaşmıyorsunuz diyen ‘’Nisa Suresi 75. Ayeti Kerimesi’’ ile ilgili olarak şunu söyledi; İbni Abbas Hazretleri tekrar hatırlatıyoruz ki unutulmasın. Annem ve ben burada ifade edilen zavallılar arasında idik diyor, yani İbni Abbas o zaman daha çocuk annesi ve kendisinin diyor bakın annem ve ben bura da ifade edilen zavallılar arasında idik, görüyor musunuz âlimler daima gerçeği hakiki âlimler geç de olsa itiraf ederler. Yine Buhari’nin İbni Abbas’tan gelen haberin de bakın ne diyor yeni Nisa Suresi 98. ayetin tilavet buyurduktan sonra, ayetin kısa anlamını verelim, çaresiz kalan yol bulamayan zavallı erkek kadın ve çocuklar müstesna. Bu hem hicret hem de düşmanla savaş meselesi bu ayeti diyor tilavet buyurduktan sonra ben ve annem Allah’u Teâlâ’nın mazur addettiklerindendik, ben çocuklardan annem ise kadınlardan mazur idi dedi Buhari Şerif bunu rivayet ediyor. Ayeti kerime de İslam’ın yaşanmayacağı yerden hicret etmeyenler bakın bunların hakkın da, hicrete gücü yetmeyen zavallı kadın erkek ve çocuklar. Şimdi 97 ve 98. Ayetlerin meallerini verelim. Kendilerine yazık edenlerin canlarını aldıkları zaman melekler onlara ne yaptınız bakalım deyince biz yeryüzün de zavallı kimselerdir diyecekler. Melekler de Yüce Allah’ın arzı geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya? Cevabını verecekler. Onların gidecekleri yer cehennemdir.

 

Dakika 5:01

 

Orası ne kötü dönülecek yerdir, çaresiz kalan yol bulamayan zavallı erkek kadın ve çocuklar müstesnadırlar. İşte Yüce Allah’ın onları affetmesi umulur, Yüce Allah affedendir bağışlayandır. ‘’Nisa Suresi 97 ve 99. Ayeti Kerimeler’’ Yine İslam fıkhının çocuk ebeveynden hangisi Müslümansa ona tabidir hükmüne delil bulmuştur bu rivayetlere göre. Evet, çünkü İbni Abbas’ın durumu o zaman böyleydi. Yine İbni Abbas Hazretleri bakın (R.A) Hazretleri anlatıyor; Abdurrahman İbni Avf ve bir kısım arkadaşları Mekke’de Hz. Peygamber Aleyhisselatu Vesselama gelerek söyle dediler; Biz müşrik iken izzet ve itibarı olan kimselerdik. Müslüman olduktan sonra zelil duruma düştük, müsaade edin müşriklere karşı koyalım bu müşriklere Hz. Peygamber (A.S.V) onlara, ben affetmekle emir olundum sakın müşriklerle mücadeleye kalkmayın dedi. Ancak Medine’ye hicretten sonra Cenabı Hak cihad emretti bu sefer onlar durakladılar bunun üzerine şu ayeti kerime nazil oldu. Kendilerine elinizi savaştan çekin namaz kılın zekât verin denenleri görmedin mi? Onlara savaş farz kılındığın da içlerinden bir takımı hemen insanlardan Allah’tan korkar gibi hatta daha çok korkarlar ve Rabbimiz bize savaşı niçin farz kıldın, bizi yakın bir zamana kadar tehir edemez miydin? Derler. Ey Muhammed (A.S.V) deki; dünya geçimliği azdır, ahiret Allah’a karşı gelmekten sakınan için çok hayırlıdır, size zerre kadar zulüm edilmez Nisa Suresinin 77. bu cihad ayeti. Bu da işte cihad farz kılmadan önce savaşalım deyip cihad farz olunca da böyle diyenler hakkın da bu ayeti kerimenin inzal edildiği nüzul sebeplerinden birisinin hicret etmeyenler bir de cihad ayetleri geldikten sonra savaşa. Gitmek istemeyenler hakkın da bu güçsüz dönem de sabır gerçekten en müessir bir silah gibi iş görüyordu. İslam’ın ilk günlerin de sabır gerekiyordu, birçok gönüller zulme isyan ediyor Müslümanlara karşı yumuşuyordu. Hz. Hamza ve Hz. Ömer (R.A) Hazretleri, İslam’a onları İslam’a kazandıran sebepler arasın da sabırla mukabele edilen zulmü de zikretmek gerekir. Hidayetin hepsi Yüce Allah’tandır ama Cenabı Hak sebepleri de ortaya koymuştur. Zalimler arasın da kopmalar hizipler de meydana getiriyordu o sabır. Hicreti Cenabı Hak emretti yine de mukabele ve kavga izni vermedi, bu bir dönemdi, bu da müminlerin hayatta kalmasına az da olsa sayılarının artmasına imkân sağladı.

 

Dakika 10:11

 

Cihat izni Medine dönemine aittir, burada artık bir devlet teşekkül etmişti, sayı artırmıştı, yok edilme tehlikesi ortadan kalkmış gibi görünüyordu. Ganimetlerle maddi olarak güçlenmeye kazanılan zaferler ile de manen güçlenmeye itibarın artmasına yol açmıştır. Sabır hicret ve cihad ey Müslüman dikkat eyle, Müslüman da sabır hicret ve cihad İslam’ın ilk boyutları bunlar, İslam dünyaya doğarken böyle doğdu. Her üçü de aynı maksatla şartlara göre başvurulan silahlardır, sabır zamanın da cihad zarar açısından neyse cihad zamanında da sabır odur, cihad edilecek zaman sabrın şekli değişir artık cihad edeceksin aslanlar gibi cihad edeceksin. İşte sabır cephe de savaşmak içindir zahmetlere tahammülün adıdır sabır. Cihad emri gelmeden önce savaşacak gücün yok o zaman da yine sabır ama o günkü sabrın şekli farklı, sabır hicret ve cihad müesseselerinin yerini çok iyi bilmesi gerekiyor. Kimin? Müslümanların. Evet, kıymetliler Harice İbni Zeyd (R.A) Hazretleri anlatıyor Allah hepsinden razı olsun Sahabeyi Güzinin Zeyd İbnü Sabit (R.A) şöyle derken dinledim; kim bir Mümini kasten öldürürse cezası için de temelli kalacağı cehennemdir. Yüce Allah ona gazap etmiş lanetlemiş ve büyük azap hazırlamıştır Nisa Suresi 93. ayeti kerime, Furkan suresindeki onlar Allah’ın yanın da başka ilah tutup ona yalvarmazlar, Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar bu da Furkan Suresi 68. ayetinden 6 ay kadar sonra nazil olduğunu görüyoruz. Evet, kıymetli efendiler, Nesai merhumun bir rivayetinde de şöyle ziyade mevcuttur; kim bir Mümini kasten öldürürse cezası için de ebedi kalacağı cehennemdir ayeti kerimesi inzal edildiği zaman ayette ifade edilen şiddet sebebiyle çok korktuk. Bunun üzerine bize rahatlık getiren Furkan suresindeki onlar Allah’ın yanın da başka Tanrı tutup ona yaz varmazlar. Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ayeti nazil oldu, bunu da Ebu Davud, Nesai rivayet ettiğini görmekteyiz. İşte Kıymetliler gerçekler sahih hadislerle esbabı nüzul ortaya konmuştur. Sait İbni Cübeyr (R.A) Hazretleri anlatıyor; İbni Abbas (R.A) bir Mümini kasten öldürenin tövbesi makbul olur mu diye sorduğun da bana hayır diye cevap verdi, ben de kendisine Furkan suresindeki onlar ki Allah’ın yanında başka Tanrı tutup ona yalvarmazlar, Allah’ın haram kıldığı cana kıymazlar.

 

Dakika 15:17

 

Ancak tövbe eden inanıp faydalı iş işleyenlerin işte Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir, yüce Allah bağışlar ve merhamet eder Furkan Suresi 68 ve 70. ayetini okudum, bana şu cevabı verdi; senin okuduğun ayeti kerime Mekke’de nazil olmuştur. Onu Medine’de nazil olan kim bir Mümini kasten öldürürse cezası için de ebedi kalacağı cehennemdir ayeti nesh etmiştir. Bakın burada da nasih mensûh olayı var, Nisa Suresi 93. ayeti kerimesi nasih bir önceki adı geçen ayetin de mensûh olduğu. Yine hem Saad İbni Cübeyr hem de İbni Abbas Hazretleri olayı anlatmaktadırlar, bunu da bu hadisi şerif Müslim, Ebu Davut, Nesai eserlerine aldıklarını görüyoruz bu hadisi şerifi. İbni Abbas (R.A) anlatıyor; şu ayet onlar Allah’ın yanın da başka ilah tutup ona yalvarmazlar. Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar, zina etmezler bunları yapan günaha girmiş olur. Kıyamet günü azabı kat, kat olur orada alçaltılarak ebedi kalır Furkan Suresi 68-69. ayeti kerimeleri Mekke’de nazil olduğu zaman Müşrikler söyle dediler; İslamiyet bize ne bahşediyor hep azap vadetmek de, zira biz Allah’a şirk günahını işledik, Allah’ın haram ettiği cana kıydık, diğer birçok kötülüklere bulaştık. Bunun üzerine Cenabı Hak şu ayeti indirdi; ancak tövbe eden inanıp faydalı iş işleyenler var ya işte Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Yüce Allah bağışlar ve merhamet eder bu da Furkan Suresi 70. ayeti kerime bir rivayette şu ziyade var. Kim İslam’a girer ve onu idrak eder sonra da katil olursa onun tövbesi kabul olmaz. İşte efendiler konuları biz hadisi şerifler ışığın da esbabı nüzul anlatıyoruz, bunların hükümleri amelde Fıkhı Ekber de Fakihlerimiz tarafından bunlar iyice anlatılmıştır. Burada da aslın haberini vermeye çalışıyoruz, her zaman hatırlattığımız gibi bunların hükmü fıkıh de belirtildi. Amelde Fıkhı Ekber bölümün de bunları size duyurduk şimdi de aslı size hadis külliyatını onun keşif notlarını veriyoruz unutmayalım. Ebu Davud’dan gelen bir rivayette de şöyle denmektedir; kim kasıtlı olarak bir Mümini öldürürse onun günahını hiçbir şey ortadan kaldırmaz. İşte görüyorsunuz haksız yere bir Müslümanı öldürmenin durumu. Nesai ve Tirmizi ’den gelen bir rivayette de şöyle denir; İbni Abbas (R.A) Hazretlerine bir Mümini kasıtlı olarak öldürüp sonra da tövbe edip imana giren güzel ameller işleyen ve hidayete eren bir kimse hakkın da soruldu şu cevabı verdi; buna nasıl tövbe olur ben Hz. Peygamber (A.S.V) şöyle söylerken işittim. Maktul avurtları kana bulanmış olan katile asılı olarak getirilir.

 

Dakika 20:36

 

Katili şöyle şikâyet eder; Ey Rabbim buna sor bakalım beni niçin öldürdü suçum neydi, İbni Abbas (R.A) ilave etti. Allah’a kasem olsun Allah bu hükmü indirdi fakat nesh etmedi, bu Nesâi’nin rivayetidir. Evet, kıymetliler kasten suçsuz yere Müslüman öldürmenin bura da durumu çeşitli bir şekil de anlatılıyor; Ebu Nicles merhum kim bir mümini kasten öldürürse cezası için de ebedi kalacağı cehennemdir. Ayeti kerimesi hakkın da söyleşi söylemiştir; Evet bu cürmün cezası budur ancak yüce Allah dilerse onun bu cezasını affeder bu da gerçek bir mümin, gerçek bir Müslüman, gerçek bir tövbe istiğfar nasip olursa, imanla ölürse günahlarına tövbe ederse artık Allah’ın dilemesine kalır o da ayrı. Kim bir mümini kasten öldürürse cezası için de ebedi kalacağı cehennemdir Nisa Suresi 93. ayeti hakkın da bakın Küfe uleması ihtilafa düşerek mümin bir başka mümini öldürdüğü takdir de mağfiret olma ihtimali var mı yok mu diye münakaşa ederler. Sait İbni Cübeyr bu hususu sormak üzere İbni Abbas’a sormak üzere seyahatte bulunur, sırf bunu öğrenmek için İbni Abbas’ın yanına gelir (R.A), İbni Abbas’ın bu hususta Mümin bir kimse taammülen yani kasten bir mümini öldürdüğü takdir de bunun tövbesi yoktur. Onun cezası ebedi cehennemdir dediği meşhurdur, yaşlılığında da bu mevzuda kendisinden sorulur? Soru sahibine kim bir mümini kasten öldürürse cezası için de ebedi kalacağı cehennemdir mealindeki ayeti kerimeyi okur ve ilave eder. Bu mevzuda en son nazil olan ayet budur, Resulullah (A.S.V) vefat edinceye kadar bunu nesh eden başka bir ayet gelmedi. Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’dan sonra da vahiy gelmedi der, adam tekrar sorar tövbe eder imana gelir salih amel de bulunur sonra da doğru yolu bulursa, İbni Abbas (R.A) ona nasıl tövbe ve hidayet olabilir cevabını verir. İşte görüyorsunuz İbni Abbas’ın tutumunu bu konu da. Hz. Peygamber (A.S.V) şöyle buyurmuştur; Allah iki kişinin ki hariç bütün günahları affedebilir; bu iki kişiden biri kâfir olarak ölen, diğeri de bir mümini taammüden yani kasten bile, bile haksızlıkla öldüren, yine görüyorsunuz bu rivayet İbni Hanbel ve Nesâi’nin yine sahabeden yaptıkları bir rivayettir. Ayeti kerime İbni Abbas Hazretleri ayeti kerime Mikyas İbni Subabe hakkın da nazil olmuştur. Mikyas ve kardeşi Hişam Müslüman olmuşlardı, Hişam’ı Ensar’dan bir Müslüman öldürdü.

 

Dakika 25:38

 

Resulullah (A.S.V) katile haber göndererek Mikyasa kardeşi Hişam’ın diyetini ödemesini emretti; bu emir yerine getirildi ancak Mikyas malı aldıktan sonra diyeti getiren elçiyi öldürdü ve irtidat ederek Mekke’ye kaçtı. Bunun üzerine yukarıdaki ayeti kerime nazil olur, Resulullah (A.S.V) bu herifi Mekke’nin fetih günü af dışı tutar ve yakalandığı yer de öldürülmesini emreder. İşte görüyorsunuz bura da hem katil hem mürtedlik var irtidat, hem katillik var hem diyeti alıyor hem de irtidat ediyor hem de adamı öldürüyor tekrar diyet getireni. Kim kötülük işler veya kendine yazık eder de sonra Allah’tan bağışlanma dilerse Allah’ın mağfiret ve merhamet sahibi bulur Nisa Suresi 110. Ayetidir. Bütün Ehlisünnet âlimleri bu görüşte ittifak ederler. Evet, kıymetliler Cenabı Hakk’ın af kapısı her tövbekâra açıktır. Tövbe kapısı açıktır işin ciddiyeti ortadadır ama tövbe kapısı da açıktır. Hz Peygamber (A.S.V) kıssaya göre 99 kişiyi öldüren bir katil yaptıklarına pişman olarak tövbe imkânı olup olmadığını araştırmaya başlar, sana tövbe imkânı yok diyen birisini rahiplerden birini de öldürerek yüze tamamlar yani 100 kişiyi öldürmüş olur. Salihlerin bulunduğu bir köye tövbe ve ibadet için gitmesini başka bir âlim buna tavsiye eder, bakın başka bir âlim de ona günahlarına tövbe et kötüleri bırak kötü ortamdan kötü çevreden ayrıl, salihlerin bulunduğu bir köye tövbe ve ibadet için gitmesini tavsiye eder. Bu âlim bu bir başka âlim daha yarı yolda iken ölen cani niyeti sebebiyle affedilir. Çünkü öncekilerin sırtındaki pek çok ağır yükler, bu ümmetten kaldırılmıştır. Ey Ümmeti Muhammed senin sırtından çok yükler kaldırıldı, kıymetini bil tövbe istiğfar eyle, gerçek iman eyle, İslamiyet’i öğren, Allah’a itaat et isyan etme katillerden sakın olma, tövbe istiğfar eyle Allah’tan ümidini kesme korku ile ümit arasın da yaşa. Yine İbni Abbas Hazretleri anlatıyor (R.A); Müslümanlardan bir grup sürüsünü otlatan bir kimseye rastladılar.

 

Dakika 30:00

 

Adam onlara Esselamü Aleyküm diyerek İslami adaba uygun selam verdi ama onlar adamı yakalayıp öldürdüler ve sürüsüne el koydular. Bunun üzerine şu ayeti kerimeyi inzal edildi; Ey iman edenler Allah yolun da cihada çıktığınız zaman meselelerin tam bir açıklamasını bekleyin size Müslümanca selam verene dünya hayatının geçici menfaatini arayarak sen mümin değilsin demeyin, işte Allah’ın katın da birçok ganimetler vardır. Evvelce siz de böyle iken Allah size lütfeyledi ‘’Nisa Suresi 94. Ayeti Kerime’’ bu şekil inzal edildi. Esselam olan kelimeyi Esselam olarak kıraat buyurdu, İbni Abbas ayeti okudu ve ayette geçen ve Nafi kıratına göre Esselam olan kelimeyi Esselam olarak kıraat buyurdu, Buhari, Müslim, Ebu Davud da bunu rivayet etmektedir bu haberi. Evet, kıymetliler, yeri geldikçe sizlere durum anlatılarak, konular haberler birbirini açığa vurmaktadırlar, iyi dinleyenler konuyu anlarlar. Yine İbni Abbas (R.A) Hazretleri anlatıyor; Resulullah (A.S.V) Hz. Mithat (R.A) Hazretlerini bir kimse için de yaşadığı kâfirlere karşı imanını gizler, sen karşılaştığın zaman imanını açığa vurursa sakın öldürme bu hayatını kurtarmak için müminim dedi diyerek onu öldürecek olursan cinayet işlemiş olursun. Nitekim Mekke’de iken bir zamanlar sende imanını gizlemiştin buyurdu Peygamberimiz bunu da Buhari Şerif rivayet ediyor. Bunun daha iyi açıklanması için bakın son 3 rivayete bakın ey iman edenler Allah yolun da cihada çıktığınız zaman meselelerin tam açıklanmasını bekleyin, size Müslümanca selam verene dünya hayatının geçici menfaatini arayarak sen Mümin değilsin demeyin, işte Allah’ın katın da birçok ganimetler vardır. Evvelce siz de böyle iken Allah size lütfeyle de ‘’Nisa Suresi 94. Ayeti Kerimesi’’ Bu durumu açığa çıkarmaktadır, açıklamaktadır. Yine Resulullah (A.S.V) bunun da bulunduğu bir seriyye yola çıkarır Miktatla ilgili rivayetlere göre, Miktat’a şu tembih de bulunur; imanını etrafındaki kâfirlere karşı gizleyen müminler ile karşılaşabilirsin. O imanını sana izhar ettiği halde öldürecek olursan hata edersin, çünkü daha önce Mekke’de iken sen de imanını geziyordun diye tembih de bulundu Peygamberimiz Miktat Hazretlerine ve diğerlerine. Katilin Cessame İbnül Esved olduğunu söyleyen rivayet de, Cessame’nin tövbe için Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’ın huzuruna çıktığı vakit senin için mağfiret yok buyurduğu.

 

Dakika 35:01

 

Bakın Peygamberimiz ağlayarak huzurundan ayrılan Cessame’nin 7 gün sonra öldüğü, defnedildiği zaman toprağın kabul etmeyip birkaç sefer dışarı attığı durum Resulullah (A.S.V) anlatılınca bu kürreyi arz var ya bu arkadaşınızdan daha şerir kötü nicelerini kabul etmiştir. Bunu da kabul etmeyişinin sebebi Cenabı Hakk’ın size ders vermek La ilahe illallah Muhammedurresulullah’ın ehemmiyetini göstermek istemesindendir buyurdu. İşte La ilahe illallah dediğin zaman yanın da Muhammedurresulullah vardır içerisinde ve bütün İslam’ın tamamı vardır. Onun için kıymetliler konuları doğru anlayarak doğru anlatarak görevimizi yapmaya çalışmamız gerekiyor. Yine İbni Abbas (R.A) Hazretleri müminlerden özür sahibi olmaksızın evlerin de oturanlarla Allah yolun da mallarıyla canlarıyla savaşanlar bir olmaz buyuran Nisa suresinin 95. ayetini Bedir Savaşı’na katılanlara uygulanarak şöyle demiştir; Bedir Savaşı’na gitmeyip evlerin de oturanlar ile ona katılanlar bir olmaz bunu Buhari Şerif rivayet ediyor. Yine insanlardan özürsüz olarak yerlerin de oturanlar ile mal ve canlarıyla Allah yolun da cihad edenler birbirine eşit değildir Yüce Allah (C.C) mal ve canlarıyla cihad edenleri mertebece oturanlardan üstün kılmıştır. Allah hepsine de cenneti vaat etmiştir ama Yüce Allah cihad edenleri oturanlara büyük ecirler dereceler, mağfiret ve rahmetle üstün kılmıştır. Yüce Allah bağışlar ve merhamet eder bu da ‘’Nisa Suresi 95-96’’ Buhari ve Tirmizi bunları da rivayet etmektedir. Evet, kıymetliler, El Bera (R.A) Hazretleri anlatıyor; müminlerden oturanlarla Allah yolun da mallarıyla canlarıyla savaşanlar bir olmaz. ‘’Nisa Suresi Ayet 95’de’’ bu ayeti kerime nazil olduğu zaman Hz. Peygamber (A.S.V) Zeyd (R.A) çağırdı Zeyd bir kürek kemiği ile ayeti yazmaya geldi, bu sırada İbni Mektum gözlerinin ama oluşundan yakınıyordu bunun üzerine ayetin devamın da özür sahipleri istisna edildi. Müminlerden özür sahibi olmaksızın evlerin de oturanlarla Allah yolun da mallarıyla canlarıyla savaşanlar bir olmaz Buhari, Şerif Tirmizi ve Nesai bunu rivayet ediyorlar. Pek çok ayeti kerime bir soru bir itiraz bir vaka ile alakalı olarak nazil olmuştur. Evet, sevgili dostlarımız, bunlar işin aslını haber verirken bunların hükümleri fıkıh ilmin de anlatılmıştır tekrar hatırlatalım. Yine İbni Mektum Ümmü Mektum Hazretleri Abese Suresinin nüzulüne de bu zat vesile olmuştur.

 

Dakika 40:04

 

Utbe ve Şeybe, Ebu Cehil henüz imanla müşerref olmamış bulunan Abbas İbni Abdülmuttalib, Ümeyye İbni Halef, Velid İbni Muğire gibi Kureyş reisleriyle olan sohbetinin kesilmemesi için İbni Ümmü Mektum’a iltifat buyurmaz Peygamberimiz onları dine imana çağırırken, Ümmü Mektum gelir Peygamberimizden nasihat ister. Resulullah (A.S.V) dediğimiz gibi reislerden bazılarını İslam’a kazandırmak arzusunun şiddetiyle yüzünü ekşiterek berikilerle sohbete devam eder. Ümmü Mektum ısrar ediyor Peygamberimiz de o koca gâvurları dine imana çağırıyor. Tam öyle bir ortam da ancak Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’ın bu davranışından Cenabı Hak memnun kalmaz. Abese Suresi ile hitap buyurur; yanına kör bir kimse geldi diye yani ama geldi diye Peygamber yüzünü asıp çevirdi. Ey Muhammed ne bilirsin belki de o arınacak yahut öğüt alacaktı da, bu öğüt kendisine fayda verecekti ama sen kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşısına karşına alıp ilgileniyorsun, arınmak istememesinden sana ne. Sen Allah’tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun diyen ayetler geldi. Bir Müslüman bütün dünyanın gâvurlarının hepsinden üstündür ve değerlidir, iltifat da ona gelir gerekir ister ama olsun ister köle olsun ister padişah olsun fark etmez. Mümin mi ve samimi olarak bu dinini öğrenmeye çalışıyor mu onun değeri vardır. Gâvurlar ne kadar kodaman gâvur olursa olsun, imansızlara Allah’ın hiç değer vermediğini onlar imana gelsin veya gelmesin, onlar imansız oldukları müddetçe değerlerinin olmadığını bakın Peygamber efendimizi bu konu da uyarmıştır Cenabı Hak. Peygamberimizin şahsın da bütün insanlık âlemi uyarılmıştır. Peygamber (A.S.V) Rabbimin bana hitap etmesine sebep olan sevgili dostum merhaba diye Ümmü Mektum’u nerede görse böyle karşılardı ve hatta yerine onu da kaç defalarca Medine’de ne yapmıştır idareyi kendi yerine onu bırakmıştır, idari işler de. Evet, kıymetliler Müslümanlar kıymetini bilsinler, evet Peygamber efendimiz Medine’den ayrıldıkça yerine onu bırakırdı. Tam 13 kere bu vazifeyi deruhte ettiği rivayeti vardır. Kendisiyle gazvesine sancaklar olarak, sancaktar olarak katılıp orada şehit olduğu belirtilir. Yani Kadisiye gazvesine katıldığı Ümmü Mektum’un hem de sancaktar olarak katılıp orada şehit olduğu bir rivayeti vardır. Demek ki o ama kişiye Allah ne yapıyor lütufta bulunuyor kerametler zuhur ediyor. Bir amanın savaşa katılması sancaktar olması başka türlü izah edilebilir mi? Dikkat edin ey Müslümanlar iç dünyan sağlam olunca dıştaki kusurlar ortadan kalkabiliyor. Sana kerametler geliyor nasip oluyor, lütfu ilahi seni kuşatıyor samimi Müslüman ol. Cenabı Hak imanları kâmil ve daim olan tüm amelleri salih olan yüce İslam’ı dost doğru anlayıp kavrayan, dosdoğru da dünyaya anlatan dosdoğru İslam’ı yaşayan kullarından eylesin.

 

Dakika 45:57

 

(Visited 74 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}