HadısŞerifKülliyatı 90-01-01

90- Hadis i Şerif Külliyatı Ders 90

90- Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 90

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

‘’Elhamdülillahi rabbil alemin esselatu vesselamu ala rasulina Muhammed ve ala ali Muhammed rabbi euzu bike min hemezatişşeyatiyn ve euzu bike rabbi ey yahdurun’’

 

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Sevgili dostlarımız, esbabı nüzul ile ilgili derslerimiz devam ediyor. Bıraktığımız yerden dersimizi almak gerektiğin de bakın sevgili Peygamberimiz (A.S.V) buyurmuştu; biriniz kadın isteyeceğiniz zaman ona bakmasın da bir vebal yoktur, yeter ki ona istemek maksadıyla baksın yani nikâh için. Muğire İbni Şube (R.A) Hazretleri anlatıyor; ben bir kadına talip olmuştum. (A.S.V) efendimiz onu gördün mü? Dedi. Ben hayır deyince bana git bak onu önceden görmen aranızdaki sevginin devamını sağlar buyurdu. Bu rivayetler evlenmek istediği takdir de kadının yüz ve ellerine şehvet niyetiyle bakmanın caiz olduğuna delalet eder. Bu hususa keza şu ayet-i kerime de delalet eder; ey Muhammed (A.S.V) bundan sonra sana hiçbir kadın cariyelerin bir yana güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir Ahzap Suresi ayet 58 burada güzelliği hoşa gitmek ancak yüzlerine bakmakla olur. Nevevi merhum şöyle özetler; evlenme niyetiyle bakma da kızın rızasına hacet yoktur. Hatta haberi olmadan bakmak daha uygundur. Ancak İmam Malik haberi olmadan bakmayı uygun bulmam demiştir. Şafi uleması erkeğin istemezden önce kızı görmesi müstehaptır Şafiiler de böyle demiştir. Zaten Peygamberimizin sözü açıktadır, erkek bizzat görmezse güvenilir bir kadın göndererek baktırır. Alışveriş sırasında da kadının yüzüne bakar, kadın şahitlik yapacağı zaman kadına bakabilir. Bu şehvet niyetiyle kadına bakmaktır işte yasaklanan bakış budur, şehvet niyetiyle kadına bakmak yasaktır. Gözler zina yapar buyurmuş Peygamberimiz bu göz zinasıdır. Şehvetle bakmamak gerekir, evet keza Hz Cabir başımı derhal çevirme mi emretti, Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’a gözün ani bakmasından sordum bana başımı derhal çevirme mi emretti. Daha önce de derslerimiz de geçtiği gibi birinci bakış elin de olmayarak bir rastlantıdır, 2. bakış ise senin kendi iradenle olduğu için ikinci bakış şehvetle asla caiz değildir.

 

Dakika 5:01

 

Evet, kıymetliler emin bir doktor sünnetçinin sünnet edeceği kimsenin sünnet ederken bakması, bunlar da zaruret vardır. Zaniye kadının fercine zina hususun da şehadet edebilmek için amden şahitlerle onun zina ettiğini ispat edebilmek için, tabii ki muayeneden geçirilebilir. Keza doğuma şehadet edebilmek için de yine doğum esnasın da kadına orada görevlilerin bakması gibi, şimdi yine süt emme vakasında da şahadet için kadının memesine oradaki şahidin, süt emme olayına şahitlik yapabilmek için onu görmüş olanın bakması gibi. Doğum ve yine emme meselesin de kadının şehadeti makbuldür. Kadının yanma boğulma tehlikelerine maruz kalsa, kurtarılması için vücuduna o andaki kurtarırken ki zaruri bakmalar, işte bunun gibi yüce İslam hayatın her safhasını gözden geçirmiştir. Zaruret anların da farzlar mübah olur. Ebu Hanife merhum erkeğe cariyenin bakılması helal olan yerlerine dokunması da caizdir demiştir. Cariyenin bakılması helal olan, yerlerine dokunması da caizdir demiştir. Bu mana da şimdiki dünya da cariye görülmemektedir. O günkü dünya da öyleydi şimdi başka türlü cariyeler çıktı, hürriyet adı altın da insanların köleleştirildiği bir dünya da yaşıyoruz. İş sırasın da açılmayan yerleridir demiştir, işte bakılması yasak olan, iş sırasın da açılmayan yerlerdir. Evet, kıymetliler, zira ferce bakmanın bir nevi körlüğe sebep olacağı rivayetler de gelmiştir. Kadının fercine bakmanın caiz olmadığı da söylenmiştir. Sizden biri cariyesini kölesi ile veya işçisiyle evlendirirse artık göbekten aşağı ve dizden yukarısına bakmasın. Bu da yine cariye için ama diğerleri için de bu geçerlidir. Erkek kadına yabancı ise erkeğin ona karşı avreti göbek diz arasıdır. Evet, kıymetliler, ancak eller ve yüz hariç bütün bedenidir, işte kadın için durum farklı. Tıpkı erkeğe karşı kadının avreti gibi, yine kadının bedeni zatı itibariyle avrettir. Avret ne demektir? Örtünmesi gereken bütün vücudun örtülmesi gereken yerlerin örtülmesi demektir. Kadın vücudu açık namaz kılamaz, hâlbuki erkek kılabilir. Göbekten diz altı kapalı olsa bir erkek namazını kılabilir ama kadın kılamaz.

 

Dakika 10:00

 

Zira Ümmü Seleme (R.A) Hazretlerinden gelen rivayette Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’ın yanın da Meymune (R.A) ile otururken ama olan İbni Ümmü Mektum çıkageldi ve yanlarına girdi. Resulullah (A.S.V) onlara İbni Ümmü Mektum’a karşı örtünün diye emretti. Bak ama birisine karşı Peygamberimiz oradaki hanımlarına örtünün dedin. Buradaki kadınlar da dâhil, Ümmü Seleme ey Allah’ın Resulü, bu zat amadır bizi görmez ki diye karşılık verince (A.S.V) efendimiz açıklar; sizde mi körsünüz siz de mi amasınız onu görmüyor musunuz? Sadece onun bakması mı? Onun bakması ona ait sizinki size. Ancak fercine bakmak mekruh olur, tıpkı erkeğin kendi fercine bakmasının mekruh olması gibi. Kendi kocası bile olsa kendi ferci kendi mesela erkeklik organına bile keyfi olarak bakmaması gerekir. Kadın da böyledir erkek hanımına da hanımı erkeğine karşı da edep yerlerine bakmaması adaptandır. Tek başına bile olsa evde çırılçıplak oturamaz. Avretini örtmesi gerekir, çünkü Resulullah (A.S.V) şöyle buyurmuştur; sakın çıplak durmayın, zira sizin yanınız da hela ve eşlerinizle temas esnası hariç sizden hiç ayrılmayan melekler vardır. İşte görüyorsunuz hiç ayrılmayan meleklere karşı da örtünmek gerekiyor. Bu kula ait cepheden görülen durum, öte taraf kulu ilgilendirmiyor kulun kendine düşen görevini yapacak kul. Evet, sevgili dostlarımız, İbni Abbas (R.A) Hazretleri; ey Muhammed Mümin kadınlara söyle, gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar diye başlayıp kadınlara örtünmeyi emreden ayeti kerime Nur suresi 31, daha sonra gelen şu ayet nesh etti ve istisna getirdi. Evlenme ümidi kalmayan ihtiyarlayıp oturmuş kadınlara, süslerini açığa vurmamak şartıyla dış esbaplarını çıkartmaktan dolayı sorumluluk yoktur. Ama sakınmaları kendileri için daha hayırlı olur bu da Nur Suresi 60. ayeti kerime Ebu Davud rivayet etmiştir. Hz. Cabir (R.A) Hazretleri anlatıyor; Abdullah İbni Ubey İbni Selül cariyesine git bu münafıkların başkanı olan bir adam, git biraz fahişelik yap da para kazan diye emretti. Bunun üzerine Cenabı Hak dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın, bu da Nur Suresi ayet 33 mealindeki ayeti inzal buyurdu Cenabı Hak, bunu da Müslim, Ebu Davut rivayet etmektedir.

 

Dakika 15:01

 

Abdullah İbni Übey İbni Selül Medine’de ki münafıkların başkanıdır. Zinanın her çeşidini İslam dini kesinlikle haram kılmıştır. İşte görüyorsunuz münafıklar Müslüman görünürler ama gâvurluk içlerin de kaynar. İkrime anlatıyor (R.A); Irak ahalisinden bir grup İbni Abbas (R.A) dediler ki şu ayet hakkın da ne dersiniz? Ey iman edenler ellerinizin altın da olan köle ve cariyeler ve sizden henüz ergenliğe ermemiş olanlar, sabah namazından önce öğle sıcağından soyunduğunuz da ve yatsı namazından sonra yanınıza gireceklerin de 3 defa izin istesinler, bunlar sizin için açık bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışın da birbirinizin yanına girip çıkmakta size de onlara da bir sorumluluk yoktur. Yüce Allah (C.C) size ayetlerini böyle açıklar yüce Allah bilendir, hâkimdir. Evet, sevgili dostlarımız, bu ayeti kerime Cenabı Hak bura da kesin emir de bulunduğu halde biz bunları tatbik etmiyoruz dediler, bu soruyu soran heyet. Evet, kıymetliler, çok ağır ifadelerle İbni Abbas dile getirir, Kuran-ı Kerim’de bir ayet var insanların çoğu inanmadılar, bu izin ayetidir dedi. İşte görüyorsunuz ki ağır bir cevap verdi İbni Abbas, ayeti kerime de Kuran-ı Kerim’de, sahih sünnette, yani hadisi şerifler de, icma da, kıyasta, İslam adına ne emir varsa o emirlere inan ve uygula. Eğer bunun gereğini yapmazsan itikatta hatan varsa ayakların gümbür, gümbür kayar gider. Aklını başına al ey Müslüman, Furkan suresine gelmiş bulunmaktayız sevgili dostlarımız, İbni Abbas (R.A) hazretleri (R.A) o gün zalim kimse ellerini ısırıp keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım vay başıma gelene, keşke falancayı dost edinmeseydim. Andolsun ki beni bana gelen Kur’an’dan o saptırdı, şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor der, Furkan Suresi ayeti kerime 27-30 mealindeki bu ayet hakkın da şu açıklamayı yaptı; ayette zikri geçen Zalim İbni Ebu Muayp’tır, zikri geçen dost halil dost da Ümeyye İbni Haleftir. Dostum Ubey olduğu da söylenmiştir, ayetin inişi bunlarla ilgilidir. Şöyle ki Ukbe bir yemek hazırlayarak Kureyş’in eşrafını davet eder, Resulullah (A.S.V) da onların arasındadır. Resulullah (A.S.V) Ukbe kelime-i tevhidi söylemedikçe yemekten almayacağını söyledi.

 

Dakika 20:02

 

Ukbe bu isteği yerine getirdi, bunun üzerine dostu olan Ümeyye İbni Halef veya Ubey ona gelerek sabimi oldun dedi Ukbe, hayır ancak yemek yemeden evimden ayrılmasından utandım diye cevap verdi. Übey öyleyse gidip onun yüzüne tükürmezsen ben de senden razı olmayacağım dedi. Bu talebe müspet cevap vererek isteneni yaptı, ceza olarak Bedir günü yakalanıp idam edildi. İşte gâvur gâvuru böyle saptırıyor cehenneme gâvur gâvuru azdırıyor cehenneme birbirlerini yuvarlıyorlar. Bu rivayetin kaynağı asıl da ancak rivayeti mana olarak Taberi tefsirin de İbni Abbas rivayeti olarak kaydeder. Evet, kıymetli efendiler, kötü arkadaştan uzak kal, öbür dünya da kötü arkadaş pişmanlıktır ve pişmanlık getirir. Acı pişmanlığına dikkat çekilmektedir. İşte İbni Abbas hazretleri bir ayetin bir şahısla ilgili olarak özürlülük hükmünü umumi olmasına, kıyamete kadar muteber olmasına mani değildir. Bir kişi hakkın da ayet iner ama bütün dünyaya ibret olsun diye, ders vermek için bütün dünyaya. Ey dünya aklını başına al, İbni Mesut (R.A) Hazretleri anlatıyor; Hz. Peygamber (A.S.V) hangi günah daha büyük? Diye sordum. Şu cevabı verdi; seni yaratmış olduğu halde Allah’a karşı ortak koşmandır yani şirk koşmaktır dedi. Sonra hangisi gelir? Dedim, Seninle beraber yiyecek korkusuyla çocuğunu öldürmendir dedi. Ben tekrar sonra ne gelir? Dedim. Komşunun helalliği ile zina etmen dedi. Resulullah (A.S.V) bu sözlerine teyiden şu mealdeki ayet nazil oldu; onlar ki Allah’ın yanına başka bir tanrı daha katıp tapmazlar. Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar, zina etmezler, kim bunlardan birini yaparsa cezaya çarpar. Yani cezaya çarpılır Furkan Suresi ayet 68, bunu da Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tirmizi rivayet etmişlerdir. Şuara Suresinde de bakın İbni Abbas bu konuda da ne diyor? Yine İbni Abbas hazretleri (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain) anlatıyor;  şu sen ilkin en yakın kısımlarını inzal et. Şuara Suresi ayet 214 mealindeki ayeti inzal edildiği zaman Resulullah (A.S.V) Safa Tepesi üzerine çıktı ve şöyle seslendi; ey beni Fihir, ey beni Adiy bunlar Kureyş kabilesine mensup boylardı toplandılar, onlara söyle hitap etti;

 

Dakika 25:02

 

Ben size şu vadi de atlılar var, sizlere saldırmak istiyor desem beni tasdik eder misiniz? Hep beraber şu cevabı verdiler evet tasdik ederiz, şimdiye kadar hiç yalanına rastlamadık hep doğruyu söyledin. Öyleyse dinleyin dedi önünüz de bekleyen şiddetli bir azabı size haber veriyorum dedi Peygamberimiz. Ebu Leheb atılıp ey Muhammed, ey kuruyasıca bizi bunun için mi çağırdın dedi haşa sümme haşa, işte cehennemin ebedi yakıtı olan Ebu Leheb, imana karşı çıktı küfürle geberip giden Ebu Leheb böyle yaptı. Bunun üzerine yüce Allah Ebu Leheb ‘in 2 eli kurusun kendisi de kurudu. Ebu Leheb ‘in 2 eli helak olsun, yuh olsun ona, kendisi de helak oldu yuh oldu diye başlayan Ebu Leheb Suresi, yani (تَبَّتْ يَدَا أَبِي لَهَبٍ وَتَبَّ) diyen sureyi celile nazil oldu ve Ebu Leheb kâfir olarak azılı Peygamber ve iman İslam düşmanı olarak geberdi gitti bunu da Buhari, Müslim, Tirmizi rivayet etmektedir. Bunun iniş sebepleri hakkın da, Ebu Leheb kimdir? Bilenler biliyor bilmeyenler duysun Hz. Muhammed’in öz ve öz amcasıdır. İslam dini tedricen vahyedilen bir yüce İslam dinidir, önce imani esaslar gelmiş yavaş, yavaş da farzlar haramlar gelmiştir. Zaman için de nihai şekli almıştır, bu tedrici tedriç kanunu, önce kendi kabile mensuplarına hitap etmek, onları İslâm’a çağırmakla emir olunmuştur. Bu ayet ayrıca aleni davetin başlangıcıdır. Bu ayet tebliği emrediyor ancak en yakınlarından başla buyuruyor, daha sonra gelecek olan bir ayet ki Enam Suresi 92. ayeti kerime, tebliğin coğrafi hududunu Ümmül Kura Mekke ve etrafına oralar da yaşayanlara olmak üzere genişletecektir, daha sonra bütün dünya hedeftedir. Risaleti Muhammediyyenin beynelmilel hüviyeti daha sonra ve bilhassa hicretten sonra bütün açıklığı ile ortaya konmuştur. Âlimler rivayetleri göz önüne alarak en yakın kısımlardan maksadın Beni Haşim ve Beni Muttalip olduğunu belirtirler. Evet, kıymetliler Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’ın vereceği ziyafete davet edilenler de bu ailelere mensup olanlardır. Peygamberimiz defalarca kendi kabilelerini öncelikle İslam’a davet etmiştir. İnananlar inanmış inanmayanlar cehennemi boylamıştır. Evet, sevgili dostlarımız, Ebu Leheb konusun da Resulullah (A.S.V) arkasından uğrayıp inanmayıp, yani Peygamberimiz nerde milleti davet etse, Ebu Leheb oraya koşar buna inanmayın o sabiidir yalancıdır. inanılan hak bir şey olsaydı biz inanırdık, onu sizlerden daha iyi tanıyoruz şeklin de sözler sarf eder, tebliğin tesirini kırmaya, yok etmeye çalışırdı Ebu Leheb.

 

Dakika 30:21

 

Onun için şahsına bu Tebbet Suresinin gelmesi, Kuran-ı Kerim’de açıkça ulu orta Ebu Leheb ‘in ne kadar şiddetli bir Peygamber düşmanı olduğunu Cenabı Hak ortaya koymuştur. İbrahim Aleyhisselamın babası, bakın Nuh Aleyhisselamın oğlu, şöyle bir bakın yine Âdem Aleyhisselamın oğlunun birisi ne yaptılar gerçeklere karşı kör ve sağır dilsiz oldular saptılar dalaletin yolunu tuttular. İşte Hz. Muhammed’in amcası Ebu Leheb de bunlardandır. Hem de en şiddetli Peygamber düşmanlarından Ebu Cehil gibi en kötü firavun’un yardımcısıydı. Firavunların hepsi kötüdür ama en kötü firavun Ebu Cehildir. İbni Abbas (R.A) Hazretleri şairlere gelince bunlara da sapıklar uyar. Şuara Suresi 224. mealindeki ayet hakkın da şunları söyledi; Cenabı Hak kendilerine sapıklar uyar diye zemmettiği şairlerden iman edip de iyi amel ve hareket de bulunanlar, Allah’ı çok zikredenler ve zulme uğratıldıklarından sonra öçlerini alanlar, Şuara Suresi 227. ayeti kerime istisna edildiler. Yani kötü şairlerin içinden Mümin Müslüman şairler istisna edildiler. İbni Abbas (R.A) Hazretleri, onların şairleri her vadide hakikaten ifrata mübalağaya düşe geldiklerini ve hakikaten yapmayacakları şeyleri söylerler, insanlar olduklarını görmedin mi? Yani bir insan yapmayacağı şeyi söyleyenlerin bir kısmı da imansız kötü yolda ki şairlerdir. İyiler müstesna, ayetin Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’a hicviye düzen kâfir şairler hakkın da geldiğini onlara sapıklar uyar, inanıp ameli salih de bulunanlar istisnası ile de Hassan İbni Sabit, Abdullah İbni Revaha, Kap İbni Malikin kast edildiğini çünkü bunların Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’ı ve ashabını kâfir şairlerin hicivlerine karşı koruduğunu belirtir. Yani Allah kâfir şairlerin karşısına imanlı şairleri dikmiştir ta o zaman da. Meydan kimseye boş bırakılmamıştır bırakılmayacaktır İnşallahu Teâlâ. İslam lehin de şairleri istihdam etmiş teşvik etmiştir, İslam düşmanı şairlerle de amansız mücadele vermiştir, kim Peygamberimiz ve o mücahit kahraman ashabı ve onların içindeki şairler. Müslüman şairler, Hz. Peygamber (A.S.V) devrin de şairlerin içtimai hayattaki rolünü, bugünün gazetecisi, sporcusu ve günlük gazetelerin köşelerin de aktüalite üzerine yazı yazan müelliflerin rolüne benzetirler.

 

Dakika 35:24

 

Bizzat Hz. Peygamber Aleyhisselatu Vesselam’ın ifadesi ile şairin şiiri oktan daha yaralayıcı, kılıçtan daha öldürücüdür. Dostları düşman etme de, küsleri barıştırma da iki kabileyi kapıştırma da veya savaşmakta olanlara ani sulhu getirme de şairlerin birkaç beyti kâfidir diye haber vardır. İşte bugünkü basın yayın yazarçizerler ve dünyadaki iletişimin hızlılığına bakarsanız, işte kötülere meydanı bırakmamak için iyilerin daha iyi çalışması gerekmektedir. Bu sebeple kâfir şairlere Müslüman şairler karşı çıkmıştır. Hassan İbni Sabit (R.A) Hazretleri, Hz. Peygamber Aleyhisselatu Vesselam’ın baş şairi idi. Her çağırışın da ona ey Hassan Allah Resulü adına onlara cevap ver, Ya Rabbim onu Ruhül Kudüs ile takviye et diye dua ederdi. Hassanı şöyle teşvik ettiği diğer rivayetler de gelmiştir; sen Allah ve Resulü için söyledikçe Ruhül Kudüs yani Cebrail (AS.) seni takviye etmektedir. Ne güzel müjde bu, Mümin kılıcıyla da diliyle de cihad eder ruhumu kudret elin de tutan zata, yüce Allah’a yemin olsun dil ile attığınız da ok gibi yaralar açar diyerek hak yolun da şairliğe devam etmelerini irşat eder. İşte kıymetliler, görüyorsunuz ki  haddi aşanları o zaman ağır cezalara çarptırılmıştır. Haddi aşan kâfir şairler vardı, bunlardan Hadır İbni Haris, Ukbe İbni Ebi Muayt, Kââb İbnü’l Eşref, Amir İbni Abdillah İbni Ümeyr, Haris İbni Süveyd, Ebu Afak, Esma Binti Mervan, Abdullah İbni Hatal, Fartana, Kariba vesaire bunların bir kısmı Mekke fethin de af dışı tutulanlar arasın da yer alır. Bunların bir kısmı idam edilmişlerdir, kâfir şairlere karşı göz açtırmama ve yıldırma siyaseti de gütmüştür sevgili Peygamberimiz. Evet, kıymetli dostlarımız, şiir üzerin de birkaç hadis meali vermeye çalışalım; bazı beyan vardır ki büyüleyicidir tesiri kesindir, şiir de söz cümlesindendir. İyisi iyi bir söz gibi güzel, kötüsü de kötü bir söz gibi çirkindir. Bazı şiir vardır ki hikmetlerin ta kendisidir. Şairlerin söylediği en doğru söz Lebid ’in şu sözüdür; bilesiniz Allah’tan başka her şey bâtıldır. İşte kıymetliler, günler senin bilmediğin şeyleri sana açıklayacak, azığını vermediğin adamlar sana haberler getirecektir, işte Peygamberimizden böyle bir mısra da rivayet edilmiştir. İnşallahu Teâlâ Neml Suresi ile dersimiz devam edecektir.

 

Dakika 40:36

 

(Visited 81 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}