İslam Tarihi Ders 8

İslam Tarihi Ders 8

İslamTarihi Ders 8

Çok kıymetli ve muhterem izleyenler, dersimiz Tarihle devam ediyor.

Hz. Nuh (a.s) ın zamanında meydana gelen hadiselerle ilgili sizlere keşif notları vermeye çalışacağız. Hz. Nuh’un Peygamber olarak gönderildiği kavmin diyaneti hakkında alimler faklı görüşler ortaya atmışlardır. Fakat söz kestiren gerçek haber ise; Allah’ın kitabı Kur’anı-ı Kerim’de (efendim) onların putperest bir kavim olduklarını açıkça söylüyor ve bir Ayet-i Kerime de onlar: ‘Topluma sakın taptıklarınızı bırakmayın hele; vebden, suadan, yeustan, yeukten ve nesirden asla vazgeçmeyin dediler. Onlar böylece pekçokkimseyi saptırıp baştan çıkardılar.’ Bu da Nuh SuresiAyet 23,24 te buyrulmaktadır. İşte Nuh kavminin putperest bir kavim olduğu açık açık beyan edilmektedir. Puta tapan bu kavim Sabiilerin bir kolunuda teşkil etmektedir. Sabiilik mezhebinin esası ise ruhanilere ibadet etmekten ibarettir. Bu ruhanilerde meleklerdir. Onların meleklere ibadet etmelerinin sebebi ise kendilerini Allah’a yaklaştıracakları inancından kaynaklanmaktadır . Aslında Sabiilerin kainatın bir yaratıcısı bulunduğunu ve onun kudret ve hikmet sıfatlarına sahip mukaddes bir varlık olduğunu itiraf ederler. Bununla birlikte bize düşen görev O’nun celal ve azametini  kavramaktaki aczimizi bilmek, O’na yaklaştırıcı vasıtalar olan ruhanilerin aracılığı ile yaklaşmaya çalışmak olmalıdır derler. Yani putları aralarına vasıta kabul ediyorlar. Ruhanileri gözle göremedikleri içinde, kainatı idare ettiklerine inandıkları büyük varlıklar ‘Heyakil’ yani yedi gezegenden ibaret olan yıldızlar vasıtasıyla ruhanilere yaklaşmaya çalışırlar. Sabiilerden Eshabul-Eşhaz denilen bir grup; bu büyük varlıkların yani yedi gezegenin doğup battıklarını, gece görünüp gündüzün görünmediklerini, düşünerek gözlerinin önünde devamlı bulunmak üzere putlar ihdas etmişlerdir. Onların bundan maksatları putlar vasıtasıyla ‘Heyakil’denilen yedi gezegene bunlarla ruhanilere ruhaniler ile de Kainatın Yaratıcısına tevessül edip, yaklaşmaya çalışmaktı. İşte bu tarz bir düşünceden yeryüzünde ilk defa putlar ortaya çıkmıştır. İlk putperestlik böyle ortaya çıktığı beyan edilmektedir.  Yakın zamana (efendim) yani İslamiyetten biran öncesine kadar arapların arasında da bu itikadı taşıyanlar vardı. Bu hususla ilgili olarak bir Ayet-i Kerime de onlar derler ki: ‘Biz bunlara putlara ancak bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye tapıyoruz.’Bu da Zümer suresi Ayet Kerime 3’te buyrulmaktadır. Neticede putlara tapmaktan; Sabiilik,küfür, hayasızlıklar ve diğer günah çeşitleri meydana gelmiştir. Bir yanlış temeli atıldığı zaman artık ona niceleri ilave etmektedir. Bir sapıklık nice sapıklıklara vesile olmaktadır. (5:55)

Hz. Nuh’un kavmi küfür ve isyanlarında direnince Allah (c.c) kendilerini azabından sakındırmak tevbeye hakka dönmeye ve Allah’ın emirlerini yerine getirmeye davet etmek üzere Hz.Nuh (a.s)ı  50 yaşında iken onlara Peygamber gönderdi. Ve Hz.Nuh kavminin arasında 950 yıl kaldı. Evet Sevgili dostlarımız, işte görüyorsunuz hidayette nasibi olmayan helak olacak milletler laf dinlemezler gerçeğide kabul etmezler. Neslin iman etmesini beklediği fakat ne yazık ki sonra gelen nesil öncekinden daha beter çıkıyordu. Bu arada onlardan birisi bu adam bizim atalarımızla birlikte yaşadı ozamanda şimdiki gibi mecnundu, atalarımız onun hiçbir sözünü kabul etmediler dedi. Hz. Nuh kavmi tarafından dövülür (efendim) bir beze sarılarak evine atılırdı. Öyle döverlerdi ki; onu öldü sanarlardı. Nuh (a.s) kendiisne gelince gusleder ve kavminin arasına çıkarak onları Allah’a imana davet ederdi. Durumun uzadığını ve her gelen neslin atalarından daha fena olduğunu gören Hz. Nuh ellerini kaldırıp: ‘ Ey Rabbim kullarının bana yaptıklarını görüyorsun eğer senin bunlara bir ihtiyacın varsa onları doğru yola ilet, şayet onlara ihtiyacın yoksa onlar hakkında hükmünü vermen için bana fırsat ver ‘ diye dua etti.Bunun üzerine Allah (c.c) vahiy yoluyla Hz. Nuh’ a inanlar hariç diğerleri (efendim) inanmayanlar inanmayacaktır’ buyurdu. Artık o nesilden imanlı kişi türemeyecek. Bazı cahil müfessirlerimiz kendini müfessir zannedenler daha doğrusu, Hz.Nuh bu duayı yaptı diye kınıyorlar, veyahut niye böyle yaptı şöyle yapsaydı diyorlar.Halbuki cehalet kendilerinde Hz. Nuh’ta değil.Cenab-ı Hak ne diyor bunlardan artık imanlı bir nesil gelmeyecek diyor.  Nihayet kavmin imanından ümidini kesen Nuh (a.s) onların aleyhine bedduada bulundu.Gördün mü ? Allah (c.c) onun beddusaını bize şu ayetlerle haber veriyor: ‘ Ey Rabbim yeryüzünde kafirlerden yurt tutan hiçbir kimse bırakma çünkü sen onları bırakırsan mümin kullarını yollarından çıkarırlar. Onlar kafir ve facirlerden başkada evlat doğurmazlar. Ey Rabbim beni anamı babamı iman etmiş olarak evime giren kimseleri erkek mü’minleri ve kadın mü’minleri sen mağfiret eyle. Zalimlerin helakinden başka birşeylerinide artırma.’Nuh (a.s) Nuh suresinin 26 ve 28 de böyle buyrulduğunu görüyoruz. Nuh (a.s) böyle bir dua da bulundu. (…)  Zaten bir kavmin helaki mukadderse onu kimsenin kurtarma şansı da yoktur. Hz. Nuh /a.s) kavmini Allah’ a şikayet edip onlara karşı yardım isteyince kendisine Yüce Allah tarafından: ’Ey Nuh bizim nezaretimiz ve vahyimizle gemi yap, zalimler hakkında bana birşey söyleme çünkü onlar suda boğulacaklardır. Gördün mü ? Yüce Allah artık o kavmin batacağınıo kavimden imanlı bir zümre gelmeyeceğini Hz. Nuh’a bildiriyor. Hud suresi Ayet 37 de böyle buyruldu. Bunun üzerine Nuh (a.s) gemi yapmaya yöneldi dine davet işini durdurup; ağaç, demir, zid, gibi gemi için gerekli olan şeyleri hazırlamaya başladı. Bu arada Hz. Nuh geminin inşaası ile meşgul olurken yanindan gelip geçen kavmi onu alaya alıyordu. Bir Ayet-i Kerimede bildirildiği üzere Nuh (a.s) da onlara: ‘ Eğer bizimle eğlenirseniz biz de sizinle o eğlendiğiniz gibi eğleneceğiz. Artık kenidisini rüsva edecek olan azabın kime gelip çatacağını, daimi azabında kimin başına geleceğini ilerde bileceksiniz. Bu da Hud suresi ayet 38 ve 39 da buyrulmaktadır. Bu şekilde Nuh (a.s) onlara karşılık veriyordu. Bu arada kavmide ona: ‘ Ey Nuh Peygamberlikten sonra şimdi de marangoz oldun’ diyerek alay ettiler. Nihayet Allah (c.c) onların kadınlarını kısır hale getirdi. Bu yüzden onlar çocuk yapamaz oldular. Hz. Nuh gemisini saç yani Hindistan’da yetişen bir  (efendim) o saç ağacından yapıp tamamladı ve Allah’ın emri ile uyunluğunu 80, genişliğini 50, yüksekliğini ise 30 arşın yaptı, bu konuda başka haberlerde bulunmaktadır. Ayrıca Yüce Allah (c.c) Nuh (a.s)a gemisini üst, alt ve orta olmak üzere üç katlı yapmasını emretmişti. Bu emre uygun olarak hareket edip  tamamladı ve gemisiyi hazır hale getirdi. Yüce Allah (c.c) Hz.Nuh’a vermiş olduğu bir söz üzerine Nihayet emrimiz gelipte fırın kaynadığı zaman Nuh’ a dedik ki : Ey,her birinden her çeşit hayvandan erkek ve dişi olmak üzere  ikişer çift ile, aleyhinde söz geçen helakleri takdir edilen kimselerden gayrı aileni ve iman edenleri gemiye yükle. Zaten onunla birlikte iman edenlerde pek az idi.’ Bu da Hud suresi ayet (efendim) 40 da buyrulmaktadır. Yüce Allah (c.c) bu fırını kendisiyle Peygamberi olan Nuh (a.s) arasında bir alamet kılmıştı. Biz bunları tefsir derslerinde işledik burda da konuyla ilgili kısmına değiniyoruz. Fırında suyun kaynadığını gören eşinin bunu Nuh (a.s)a haber verdiğini söylüyorlar. Ayrıca Allah’ın emriyle Kabe-i Şerif Cebrail (a.s) tarafından 4. Kat göğe kaldırıldı. Yukarda da bahsi geçtiği üzere Kabe-i Şerif Cennet yakutundan (efendim) yapılmıştı. El-Hacer-ül Esved denilen taşda yine Cebrail (a.s) tarafından Ebu Kubeys dağının bir yerine gizlice bırakılmıştı. Hz. İbrahim (a.s) Kabe-i yeniden inşaa edip bu taşı yerine yerleştirinceye kadar bırakıldığı yerde kalmıştı. Nihayet fırın yani Tennur kaynayıp fışkırınca Yüce Allah (c.c)un gemiye almasını emrettiği kimseleri Hz.Nuh gemisine aldı. Bunlar Hz. Nuh’un 3 oğlu Sam, Ham ve Yafez ile bunların hanımları ve diğer 6 kişiden ibaretti. Böylece Hz. Nuh ile birlikte gemiye binenlerin sayısı 13 olmuştu. Bu konuda başka değişik haberlerde bulunmaktadır. Ama Kur’an-ı Kerim de zaten inananların az olduğunu beyan etmektedir.İbn-i Abbas’a göre gemide 8 erkek kişi bulunuyordu. Bunlardan biri Cürhüm idi ve hepside Hz. Şit (a.s)ın oğullarındandı. El-Ameş ise gemide bulunanların 7 kişiden ibaret olduğunu söylüyor. Fakat bunların arasında Hz. Nuh’un hanımının bulunduğunu zikretmiyor. Katade’ye görede gemide 8 kişi vardı. Bunlar Hz. Nuh, hanımı ve 3 oğlu ile bunların hanımlarından ibaretti. Hz. Nuh kendisiyle birlikte Hz. Adem (a.s)ın cesedini gemiye aldı,sonra Allah’ın yanına alınması emrettiği hayvanları gemiye aldı. Fakat kafir olan oğlu Yam ise gemiye binmedi. Bu Yam’ın diğer adı Kenan’dır. Bu arada gemiye en geç binen hayvan merkeptir. (efendim) Bu konuda da (ibrethamis!) haber bulunmaktadır. Merkeb gemiye alınırken göğsü gemiye girdiği halde iblis kuyruğuna yapıştığı için ayakları bir türlü yerden kalkmıyordu. Hz.Nuh merkebe gemiye girmesini emrettiysede o bir türlü girmeye güç yetiremiyordu. Nihayet Nuh (a.s) merkebe: ‘ Şeytan yanında olsa dahi gemiye gir’ diye seslendi. Böylece Hz. Nuh’un ağzından sürçü lisan kabilinden bu söz çıkmış oldu. Hz. Nuh bu sözü söyler söylemez şeytan merkeb ile birlikte gemiye girdi. Bunun üzerine Hz.Nuh : ‘ Ey Allah’ın düşmanı seni gemiye kim koydu?’ diye (efendim ) şeytanı sorduya çekti. Şeytanın: ‘ Her ne kadar yanında şeytan bulunsa dahi gemiye gir diye merkebe seslenen siz değilmiydiniz ‘ demesi üzerine onu serbest bıraktı. Zaten iblise Cenab-ı Hak kıyamete kadar ruhsat verdi. Dünyada imtihan devam ediyor. Hak-batıl imtihanı ki; iblis batılın, küfrün, şirkin, nifakın, zulmün bütün kötülüklerin önderi iblistir.Hz.Nuh (a.s)ın gemiye hayvanları alması emredilince o: ‘Ey Rabbim şimdi ben aslanla sığırı, oğlakla kurdu, kuşla kediyi birarada nasıl barındıracağım’ dedi. Bunun üzerine AllahuTeala ve Tegaddes Hz.(c.c) O’na: ‘ Daha önce aralarına düşmanlığı koyan şimdi de onların arasını bulur’ cevabını verdi ve Aslanın üzerine Humma hastalığını atarak onu kedisiyle meşgul etti. İşte bu yüzden bir şiirde: ‘Uzun ömürlüde olsa köpek humma hastalığına yakalanmaz, fakat humma hastalığı aslanın alın yazısıdır‘ diye bir şiir okunduğu söylenmektedir. Hz.Nuh geminin en alt katına kuşları, orta katına vahşi hayvanları yerleştirdi. Kendisiyle birlikte bulunan ademoğullarıda en üst kata yerleştirdiler. Hz.Nuh gemide kendisini garanti altına alıp,alınmaları emredilenleri gemiye yüklediği zaman bir rivayette bizim zikrettiğimiz gibi, diğer bir rivayette ise 600 yaşlarında bulunuyordu. İşte bu sırada sular boşanmaya başladı.Nitekim bu hususla ilgili bir Ayet-i Kerime’de: ‘Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık, yeryüzünde kaynaklar fışkırttık, her iki su takdir edilmiş bir işin olması için birleşti.’ Bu da Kamer suresi Ayet-i Kerime 11 ve 12 de buyrulmaktadır. Göklerden ırmaklar gibi su akıyor yerlerden sular fışkırıyordu.Suların boşanmaya başlaması ile geminin su üzerinde yükselmesi arasında 40 gündüz ve 40 gecelik bir zaman geçti, hatta gittikçe sular çoğalıp yükselmeye başladı. Hz. Nuh (a.s) kendisinin ve beraberlerindekilerin üzerine geminin çatısını kapatıp örttü. Sonra gemi dağlar gibi dalgalar arasında yüzmeye başladı. Bu sırada Hz.Nuh kendisinden ayrılıp bir kenarda bekleyen ve helak edileceklerden olan oğlu Yam’a diğer adı Kenan’a : ‘ Yavrucuğum sende bizimle beraber gemiye bin, kafirler ile beraber olma!’ Hud suresi ayet 42 de bu şekilde oğluna seslendi. Fakat o inanmayan oğlu Yam yani Kenan babasına: ‘ Beni sudan koruyacak bir dağa çıkacağım’ Bu da Hud suresi ayet 43 de buyrulduğu gibi, bu inanmayan oğlan böyle bir cevap verdi. Hz. Nuh’un oğlu Yam barınak ve sığınak yerleri olan dağlara çıkıp kurtulmak istemişti. Bunun üzerine Hz. Nuh oğluna: ‘Bugün Allah’ın emrinden, azabından merhamet sahibi olan Allah’tan başka koruyucu yoktur.’ Bu da Hud Suresi ayet 43 te. Hz.Nuh böyle diyerek uyardı oğlunu. Ama ne yazık ki bu sırada aralarına bir dalga girdi ve oğlu Yam suda boğulanlardan oldu. Bu da yine Hud suresi ayet 43 te bildirilmektedir. (25:55)

Evet AllahuTeala’ya karşı iman zafiyeti göstermeyin Ey insanoğlu! Doğru inanın. O Yüce varlığa karşı doğru inanmazsanız, Peygamberin oğlu olsanızda kurtulamazsınız helak olursunuz, babanız Peygamber olsa da kurtulamazsınız, oğlunuz Peygamber olsa da kurtulamazsınız. İbrahim(a.s)ın babası helak olmadı mı? Nuh’un oğlu helak olmadı mı? Hz.Adem’in iki oğlundan Kabil kendini helak etmedi mi? Daha nice örnekler aramıyor musunuz? Hz. Muhammed’in özbe öz amcası Ebu Leheb hakkında Tebbet suresini okumuyor musunuz? Ebu Talib hakkında hiç düşünmüyor musunuz? İyice iman edin ki paçanızı kurtarın. İman ve amel-i salihte bulunun. Kurtuluş İslamdadır. Onun imanında onun amel-i salihindedir.

İbn-i Abbas (r.a ve herdaim ecmain) Yüce Allah (c.c) 40 gün yağmur yağdırınca yağmur ve çamurdan rahatsız olan hayvanlar ve kuşlar Hz.Nuh’un yanına gelip onun emrine boyun eğdiler. Bunun üzerine Hz.Nuh Allah’ın emrettiği üzere onlardan alınacakları gemiye yükledi, nihayet Hz. Nuh ve beraberindekiler 13 Ağustos gününe rastlayan Receb ayının 10. Gününde gemiye bindiler.Muharrem ayının 10. Günü olan Aşure gününde gemiden dışarı çıktılar. İşte Aşure günü oruç tutanlar bundan dolayı tutarlar’ diye de haber Hz. Abbas’tan gelmektedir.

Tufan hadisesinde yükselen sular iki yönden geliyordu. Bu suların yarısı gökten boşanıyor diğer yarısı ise yerden fışkırıyordu. Hz. Nuh’un gemisi bütün yeryüzünü dolaştı ve hiçbiryerde karar kılamadı. Nihayet hareme Kabe-i Şerife Mekke’ye geldi ve içine girmeden bir hafta onun çevresinde dolaştı sonra buradan ayrıldı. İçinde bulunanlarla birlikte yeryüzünü dolaşarak Musul topraklarındaki Kardağa’da bulunan Cudi dağına gelip onun üzerine karar kıldı. İşte bu anda Yüce Allah tarafından zalimler güruhuna: ‘uzak olsunlar’ denildi. Hud suresi ayet 44 te buyruluyor. Gemi Cudi dağının üzerine karar kılınca yine Allah (c.c) tarafından : ‘Ey yeryüzü suyunu yut, Ey gök sende suyunu tut’ denildi.Bu da Hud suresi ayet 44 te bildirilmektedir. Nihayet yeryüzü suyu yutup içine çekti. Sular çekilinceye kadar Hz. Nuh gemide kaldı. Bundan sonra Nuh (a.s) gemiden çıkıp El Cezire topraklarında bulunan Karda tarafında bir yere gitti ve orada bir köy kurup, Semanin 80 adını verdi. Çünkü yanında bulunanların sayısı 80 kişiden ibaretti ve herbiri kendisi için bir ev yapmıştı. Bu köy halen de Sukus Semanin adını taşımaktadır.

Evet Sevgili Dostlarımız, fakat bu hususlarda söylenen en doğru söz AllahuTeala’nın (c.c) : ‘ Biz onun Nuh’un zürriyetini yeryüzünde devamlı kıldık.’ Saffat suresi ayet 77 de buyurduğudur. Çünkü gemide birlikte bulunduğu kimselerden oğulları; Sam, Yam, Yafez hariç hiçbir kimse onun neslini devam ettirmemiştir. Bu 3 oğlundan nesli devam etmektedir Nuh (a.s)ın. Hz. Nuh (a.s) ölüm döşeğinde iken kendisine ‘ Dünyayı nasıl buldun’ diye sormuşlar O da: ‘İki kapılı bir ev gibi buldum, bir kapıdan girdim diğer kapıdan çıktım.’ Buyurmuştur. Hz. Nuh ölümünden sonra yerine en büyük oğlu Sam’ı vasi tayin ettiği bildirilmektedir.

Evet Sevgili dostlarımız, AllahuTeala imanı kamil ve daim olan kullarından eylesin, helak olanlardan eylemesin, küfürden şirkten nifaktan kötü ahlaktan ve kötü bakışlardan da muhafaza eylesin.(32:47)

(Visited 100 times, 1 visits today)