11-Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 11
11- Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 11
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
‘’Elhamdülillahi rabbil alemin vessalatü vesselamü ala rasulina muhammedin ve ala alihi ve ezvacihi ve ashabihi ve etratihi ecmain. Euzu billahissemiil alimi mineşşeytanirracim min hemzihi ve nefkıhı ve nefsih, rabbi euzu bike min hemezatiş şeyatin ve euzu bike rabbi en yahdurun’’
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Çok kıymetli ve muhterem izleyenler; usulü hadis ilminin keşif notları ile derslerimiz devam ediyor. Hadis külliyatından sizlere keşif notları vermek amacıyla dersimize başlamış bulunmaktayız. İnşallah sizlere sahih hadis külliyatının tamamından keşif notları vererek geldik vererek devam ediyoruz İnşallahu Teâlâ. Tabi ki hayat veren yüce İslam’ın kendisidir, Cenabı Hak kullarına yüce İslam ile rahmetiyle mağfireti ile merhametiyle lütfü keremiyle ihsan eylemiş tecelli eylemiştir. İslam ile insanlar dünya da hayat bulurlar, yüce İslam’ın ikinci kaynağı da asli delillerin ikincisi de hadisi şerifler, yani kitaptan sonra icma sünnet gelmektedir, icma, kıyas bunlar aslı delillerdir. Şimdi tabii ki sünnet dediğimiz zaman hadisi şerifler Peygamber efendimizin (A.S.V) sözleri, işleri, takrirleri bunlar akla gelmektedir. Şimdi hadisi şeriflerin sahih olanları ve sahih olanların kısımları şimdi sahih biliyorsunuz ki Lizatihi sahih, Ligayrihi sahih diye ikiye ayrılmaktadır. Sahih Lizatihi bütün şartları yani sıhhatinin bütün şartlarını eksiksiz, eksiksiz taşıyan sahihe denmektedir ki buna sahih Lizatihi deniyor. Sahih ligayrihi ise dıştan gelen bir destekle derecesi yükselen ve sahih addedilen hadisi şeriflere denmektedir. Evet, kıymetliler, bir gün sahabe’den Muhammed İbni Amir Al Kame’nin rivayet ettiği hadisi şerifte Peygamber efendimiz şöyle buyurmaktadır; Ümmetime meşakkat vereceğini bilmesem her namaz vaktin de misvak kullanmalarını emrederdim buyurduklarını rivayet ediyor.
Dakika 5:00
Evet, kıymetli efendiler, bu hadisi şerif çeşitli yönlerden desteklendiği için bu sıfatı almıştır. Bir de hasen hadisi şerifler vardır. Bu hasen hadisi şerifler de zabıt yönünden biraz zayıflık olan hadise hasen denmiştir. Evet, yine bu da İbni Hacer’in tarifi ile bakın ne diyor; adalet şartına haiz olmakla beraber zabıt yönünden sahih hadis ravilerinin derecesine ulaşamayan kimselerin muttasıl isnatla rivayet ettikleri şaz ve illetten ali hadislere hasen denilmiştir. Yani o kıymetli âlimlerimiz bunları bir, bir incelemişlerdir. Cenabı Hak bol, bol onlara rahmet eylesin İslam âlimlerinin tamamına. Hattabi de şöyle diyor; ulemanın çoğunluğunca kabul edilmiş hadistir diyor o da, yani hasen hadisler ulemanın çoğu tarafından kabul edilmiştir. Hasen mahreci bilinen ricali meşhur hadisin ekseni bunun etrafın da dönen, ulemanın çoğunluğunca da kabul edilmiş hadislerdir hasen hadisler diyor. Evet, kıymetliler; ulema gereken görevini yaptı yaparak geldi. Yine İbnu’s Salah hasen hadisler diyor iki kısımdır diyor o da, birinci kısım senedin de ehliyet iyice bilinmeyen mestur bir Ravi bulunan ancak bu mestur rivayetlerin de çok hata yapan veya hadisin de kiziple müttehem birisi olmayacak. Yani burada da teferruata geçerek hadisi hasen hadisleri İbni Salah da böyle incelemeye tabi tutmuştur. Yine hasenin kısımları, hasen Lizatihi, hasen Ligayrihi, sahihte olduğu gibi hasende de bu kısımlara ayrılmıştır. Hasen Lizatihi zaptın da hafif bir kusuru sebebiyle adalet yönü tam olmakla birlikte zaptın da hafif bir kusur bulunan ravilerin muttasıl bir senetle şaz ve illetten salim olarak yaptıkları rivayetler diye tarif edilmiştir. Hasen Ligayrihi hadisi şerifin tarifin de ise başka tariklerden gelen benzerlerinin desteği ile giderilip hasen derecesine yükseltilen hadise de hasen Ligayrihi denmiştir. Evet, kıymetliler işte görüyoruz ki sahih hadisler de, hasen hadisler de iyiden iyiye incelendiğini görüyoruz, zabıt azalırsa hadis hasen Lizatihi olur.
Dakika 10:04
Zayıf, zayıf hadis azıt yani destek olan bir başka rivayet ile hasen mertebesine çıkarsa bu da hasen ligayrihi olur. Bu tariflerin birbirini tamamladığını ve konunun açıklığa kavuşturulduğunu görmekteyiz. Muaz İbnu Cebel Hazretleri ve rivayet ettiği bir hadisi şerifte ilim öğrenin, çünkü onun öğrenilmesi Allah’a karşı haşyet aranması da ibadettir. Bu hadisi kaydettikten sonra bu cidden hasen bir hadistir ne var ki kuvvetli bir isnadı yoktur der. Bunu da İbnü’l Berr açıklamaktadır. Fakat mana itibariyle bu hadisi destekleyen başka hadisi şerifler de bulunduğu için hasen ligayrihi hadislerden olduğu ortaya çıkar. Evet, kıymetliler; şöyle baktığımız zaman hadis İslami ilimler konusun da hiç bir âlimin rastgele bir şey konuştuğunu görmüyoruz hep bunlar ilmi ölçülere göre ilmi delillere göre hareket ettiklerini görüyoruz. Onun için İslam âlimleri hakkın da konuşanlar mutlaka dikkat etmelidirler. Bazı tabirlerinden bahsedeceğiz, ceyyit tabiri sahih manasın da kullanılmıştır. Kavi de ceyyit gibidir, salih sahih ve hasen her ikisine de şamildir. Maruf münkerin mukabilidir, mahfuz şazın mukabilidir, mücerret ve sabit sahihe şamildir. Müşbih zayıf hadis için kullanılmıştır. Bunlar da hadisler hakkın da kullanılan bazı tabirlerdir. Zayıf hadis ve çeşitleri, sahih ve hasen hadis de aranan vasıfları ihtiva etmeyen rivayetler zayıftır. Bir iki Ravi’nin adalet ve zapt yönlerinin tam olması, senedin muttasıl olması, başka rivayetlere muhalif şaz ve münker olmaması, illetten salim olması hasen hadisler için şart koşulan mütabaat yani ikinci bir tarikten gelen rivayetle desteklenmesi. Onun için kıymetliler işte zayıf hadislerle sahih ve hasen hadisler arasındaki farkları bu şekil de incelemiş kıymetli âlimlerimiz. Bu altı vasıftan biri veya birkaçı eksik olursa hadis zayıf sayılmıştır.
Dakika 15:08
Yani bu sayılan şartlardan bir tanesi yoksa mesela tekrar edelim Ravi’nin adalet ve zapt yönlerinin tam olması gerekirken tam değilse, senedin muttasıl olması gerekirken muttasıl değilse, başka rivayetlere muhalif olmaması gerekirken yani şaz ve münker olmaması gerekirken şaz veya münker olursa, illetten salim olması gerekirken illetten salim değilse, hasen hadisler için şart koşulan destekler olması gerekirken yoksa işte o zaman bu altı şarttan biri noksan olursa buna zayıf hadis denmiştir. Bunlar hep incelenmiştir şimdi muallak olanlar mürsel, mudal, munkatı, müdelles, muallel, şaz, münker, müdrec, metruk, maklup, mustarip, musahhaf, muharref, zayıf zayıfın meşhur olan çeşitlerindendir. Bu saydıklarımız zayıf hadis çeşitleridirler. Mürsel hadis, asıl kaynağını görmeden yapılan rivayettir. Yine Ravi’nin muasırı olmadığı kimseden rivayette bulunması, hiç karşılaşmadığı kimseden rivayette bulunması. İşitmediği hadisi rivayet etmesi, yine irsali celi, hadisteki irsal hemen görülüp anlaşılabilecek durum da ise buna irsali celi denmektedir. İrsali hafi, mütehassısların anlayabileceği kadar kapalı olan ve kapalılık arz ediyorsa buna da irsali hafi denmiştir. Sahabe Mürsel’i bundan müstesnadır, yine ulema, sahabe Mürsel’i sahihtir diye cevaplamışlardır. Tabiinin Mürsel’i muhaddis, fakih usul-i her çeşit ulemanın ıstılahın da yaygın olan kullanışa göre mürsel deyince tabiine mensup herhangi bir zatın Resulullah şöyle buyurdu; Peygamberimiz şöyle yaptı; diyerek hadisi hangi sahabeden dinlediğini belirtmeden yaptığı rivayete denmektedir. Azınlıkta kalan bir kısım âlimler bu çeşit rivayet tabiinin büyüklerinden olursa Mürsel’dir ama küçüklerinden olursa munkatıdır, mürsel değildir demiştir. Mürsel’in hükmü prensip olarak zayıftır. Şafi fukaha ve ashabı usulden çoğu nezdin hâl de zayıf hadistir. İmamı Malik ve bir grup başkası ile Ebu Hanife şöyle demişlerdir; mürsel bir başka vecihten müsned olarak gelmişse veya önceki rivayetten farklı bir tarik ile mürsel olarak ikinci bir tarikten gelmişse sahihtir demişlerdir.
Dakika 20:07
Aslın da hepsi mükemmel söylemişlerdir güzel çalışmışlardır. İbnu Cerir tabiinin tamamı Mürsel’i kabul etmek gerektiği hususun da icma ederler diyor. 200 yılının başına kadar imamlardan kimse aksini söylemedi diyor İbni Cerir. Bunların hepsi güzel hepsi mükemmeldir çünkü ne anladığına bağlı anlatılanları nasıl anladığına bağlı, ulema bunların hepsini zayıfın geçerli hale gelmesi için o zayıfı başka yönden desteklerini aramışlardır. Buldularsa kabul etmişlerdir, Beyhâkî İbnü’l Sirin’ in şu sözünü kaydeder; Ehlisünnet rivayet etmişse hadisi alınır, ehli bid’a rivayet etmişse hadisi terk edilir. Bak buda şahanedir, ehli bidatin kendisi zaten sapmıştır, sapan insan saptırmaya da müsaittir. Suyuti Terğipte bakın ne diyor; mürsel hakkın da ulemadan varit olan hükümleri on madde de hülasa ettiğini söylüyor, mutlak olarak hüccettir, bazı kayıtlarla hüccettir, ilk 3 asrın Mürselleri hüccettir, Adil’den başka kimseden rivayet etmemekle bilinen zatın Mürsel’i hüccettir. Sadece Said İbnü’l Müseyyem’in Mürselleri hüccettir. Bir bab da başka rivayet yoksa mürsel hüccettir. Müsnetten daha kavidir, irsal ile amel vacip değildir menduptur. Sahabe Mürsel’i hüccettir demişlerdir. Bunda bu maddeleri de ortaya koyan Suyu tidir. Munkatı olan hadisi şerifler kopukluk inkıta bulunan hadislere Munkatı denir. Bu tarife göre mürsel, muallak, mu’dal rivayetler de Munkatı sayılır. Mu’dal hadis, senedin de artarda iki veya daha fazla Ravi’nin düşmüş olduğu hadislere de mu’dal hadisler denmektedir. Mu’dal hadise Munkatı da denmiştir. Mürsel diyen de olmuştur, mu’dal zayıf hadistir ve zaafı munkatı’dan fazladır. Destek görmedikçe kendileri ile amel edilemezler, destek başka rivayetler de eğer onun desteği varsa kabul edilmiştir. Nevevi de bak ne diyor; İmamı Malikin bir rivayetini mu’dal’e örnek olarak kaydediyor, Malik der ki bana Ebu Hureyre ve (R.A) kölelerin hakkıdır. Yapamayacakları işte verilmemelidir.
Dakika 25:01
Hadis mudaldir, çünkü İmamı Malik ile Ebu Hureyre arasın da iki Ravi düşmüştür. Fakat önce de sözü geçtiği gibi bu hadis başka yollardan da desteklendiği zaman kabul edilir duruma gelir ve gelmiştir. Kıyamet günü kişiye sen şu, şu işlemi yaptın denince ben öyle bir şey yapmadım diye inkâra kalkar, bunun üzerine ağzı mühürlenir ve azaları konuşmaya başlar hadisini Ameş, Şabi’ den sanki onun sözüymüş gibi rivayet etmiştir. Bu da başka yollardan desteği olduğu için kabul edilmiştir, dikkat edilecek konulardan biri mu’dal, Munkatı ve mürsel hadislerin çokça rivayet edildiği eserler, Said İbnu Mansur’un süneni ile İbnu Ebi’d Dünya’nın telifatıdır. Müdelles hadis, işitmediği bir şeyi veya muasırı olduğu halde karşılaşmadığı bir kimseden işitmiş gibi bir şeyi rivayet edecek olursa bu rivayete müdelles hadis denmiştir. Bu işi yapana da müdellis bu davranışa da tedlis denmiştir. Tedlis atılan malın kusurunu müşterinin gözünden gizlemek, ayıbı örtmek manasına gelmiştir ve bu manada olduğu söylenmektedir. Kısacası ıstılah olarak tedlis rivayet edilen hadis de mevcut bir kusuru gizlemek için başvurulan bazı hilelerin müşterek adıdır. Tedlis-ül isnat, istemediği bir rivayeti sanki işitmediği bir rivayeti sanki işitmiş gibi rivayet etmesidir. Şube’nin bu yüzden tedlis yapmak benim nazarım da zina yapmaktan daha büyük bir cürümdür dediği rivayet edilmiştir evet kıymetliler. Şube tedlis yalanın kardeşidir diyor yine, ancak mürsel hadis ile ameli caiz görenler müdellisin rivayetini makbul addetmişlerdir. Onlar da bu hadisi yine başka yollardan sahih olduğuna ulaştıkları zaman. Tedlis-üt tesniye, için de rivayet sırasın da atlamasıdır, rivayetin yapanlar arasın da bir atlama bulunduğu zaman, tedlis-üt tesniye ismini almıştır. Bir de tedlis-üş şuyuh, bu da zayıflardan rivayet ediyor dedirtmemek için bunu yapmışsa buna da tedlis-üş şuyuh’un en fenası denmiştir. Evet, kıymetliler; tedlis-ül atıf, iki ismi beraberce zikreder ama aslın da ikinci Ravi’den hadis dinlememiştir.
Dakika 30:06
Buna da tedlis-ül atıf denmiştir. Tedlis-üs sükût, bir isim söyler mesela Ameş der, aslın da Ameş ’ten hadis dinlememiştir ama bu suretle dinlemiş zannını uyandırır buna da tedlis-üs sükût denmiştir. Muallel hadisler; otoriteler tarafından keşfedilebilen, sıhhati bozan bir kusur taşıyorsa buna muallel hadis denmiştir, ancak gerçek hadis âlimleri bu kusuru bulabilmektedir başkalarının o kusuru bilme şansı çok zayıftır. Mustarip hadis, rivayetin sıhhatle zaaf arasın da kalması, birbirine müsavi muhalif vecihlerden rivayet edilen hadis diye de tarif edilmiştir. Zaptın noksanlığına delil olduğu için mustarip rivayet zayıf addedilmiştir. Buhari’den gelen rivayete göre sevgili Peygamberimiz (A.S.V) Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer (Radıyallahu Anhüm ve erdahüm ecmain) her üçü de namaza (Elhamdülillahi rabbil âlemin) ile başlıyorlardı. Bu hadiste besmele ile alakalı bir sarahat yok okunacak mı, okunmayacak mı? Ancak İmamı Şafii (Radıyallahu Anhüm ve erdahüm ecmain) (Elhamdü) ile Fatiha suresinin kast edildiğini ve besmelenin de bu süreye dâhil olduğunu söyleyerek okunması gerektiğine hükmetmiştir. Öte yandan Müslim ve İmamı Malik, yine Hz Enes (R.A)’dan kaydettikleri aynı hadiste namazın başın da ve sonun da besmele okunmadığını tasrih etmişlerdir. İşte müçtehit âlimlerimizin bu hadisleri inceden inceye, inceleyip çıkarttıkları hükümlerden dolayı farklılık vardır bu da rahmettir. Maklup hadis, senet ve metinleri değiştirilmiş hadislere maklub hadis denir, fıkıh ilmin de bu hadis-i şeriflerden çıkarılan hükümleri o ekoller için de müçtehitlerimiz nasıl değerlendirmişler işte amelde fıkhı ekber, itikatta fıkhı ekber, yine Kuran-ı Kerim’in tefsirinin açıklanmasın da bunlar ortaya konmuştur. Hadisi şeriflerden hüküm çıkaranlar fakihler yani müçtehitlerdir. Sen bir hadisi okuyabilirsin hükmü nedir denildiği zaman bunu müçtehitten öğreneceksin. Evet, maklup hadis senet ve metinleri değiştirilmiş hadislere maklup hadis denmiştir. Bunun örneği yol da müşriklerle karşılaştınız mı? Onlara önce siz selam vermeyin.
Dakika 35:00
Bu ona örnek gösterilmiştir, yine Ümmü Mektum ezan okuduğu zaman yiyip içmeye devam edin, bu da bir maklup hadistir, bunun doğrusu ise Bilal’i Habeşi’nin okuduğu ezan da yiyip içiniz ama Ümmü Mektum ’ün okuduğu zaman ezanı yiyip içmeyi terk edin bu hadis geçerlidir. Çünkü orada da bir maklup ortaya çıkmış, hadisin başı sonuna sonu başına getirilmiş bunlar hep düzeltilmiştir. Çünkü sahih kaynaklara ulaşılmış doğrusu bulunmuştur. Şaz hadisler, bu da muhalif rivayetidir, şaz sikanın teferrüt ettiği rivayettir. Yani teferrüt tek bir kişinin tek başına kalması anlamındadır. Muhalefet ederlerse bu çeşit şazlar merduttur. Sahih bir karşısına rivayet çıktığı zaman. Münker hadisler; metin’i ravisinden başka biri tarafından rivayet edilmemiş olan hadistir diye tarif edilmiş. Peygamber (A.S.V) helaya girince yüzüğünü çıkarırdı ve bu hadis ve bunun emsali hadisleri münker hadisler içerisin de ne yapılmıştır doğrusuna varılmıştır. Hadisteki vehim Hemmam’dan ileri gelmektedir, bunu Hemmam’dan başka rivayet eden de yoktur. Onun için başka tariklerden onun doğrusu bulunmuştur. Yine taze hurmayı kurusu ile beraber yiyin zira âdemoğlu onu yiyince şeytan öfkelenir, Nesai der ki; bu münker bir hadistir, bunun rivayetin de Ebu Zukeyr teferrüt etmiştir demiştir. İşte bu gibi hadisler düzeltilmeye muhtaç olan hadislerdir ki bunların hepsi incelenmiştir. Metruk hadisler, yalan söylemesi de Ravi’nin terki için yeterli bir sebeptir. Yani rivayet eden de yalancılık alameti varsa onun hadisi terkedilir. Müdreç hadisler, aslında olmayan ziyadeler ilave edilmiş hadisler diye tarif edilmiştir. Bu gibi hadislerin durumu, düzeltilmesi için karşılaştırma yapılır. Başka yollardan gelen vecihle, veçhi ile karşılaştırılır, muhaddislerin açıklaması vardır duruma muttali olan gerçek muhaddislerin. Yine derci yapan Ravi bunun derç olduğunu açıklamıştır ve aklen de hadisin yanlışı bilinebilir akıl yoluyla da.
Dakika 40:02
Çünkü gerçek manaya ters düştüğü zaman, o zaman ilmi olan aklı olan kişi bunun o anlama gelmeyeceğini bilebilir, metruk hadisler için söylenmiştir bunlar, en büyük günah hangisidir diye sorulduğu zaman? Bana Allah Celle Şanuhü seni yaratmış iken ona ortak koşmandır buyuruyor. Evet, kıymetliler, Tirmizi’nin Abdullah İbni Mesut’tan kaydettiği bir hadis ki dedim ki ey Allah’ın Resulü, en büyük günah hangisidir deyince bu cevabı verdi diyor. Bu hadisi Tirmizi rivayet ederken şöyle bir senet kullanır, An Dündar, An İbnu Mehdi An Süfyani Servi, işte bu senetler incelenip sonuçta hadisin gerçek anlamına, doğrusuna ulaşılmıştır ve incelenmeden bunlar sonuca gidilmemiştir. Merfu mevkuf ve maktu hadisler, müsned hadis, müsned ehlül hadis nezdin de senedi müntehaya kadar muttasıl olan hadistir diye tarif etmişlerdir. Muanan hadis, filan filandan, filan da filandan diye, an filan, an filan diye rivayet edilen hadislere de muanan hadisler denmiştir. Müenen rivayetler bu da enne diyerek rivayet ettiği hadise de müenen denmiştir bu da tıpkı an gibidir. Müselsel hadis dendiği zaman da zincirleme mânâsına müteselsil denmektedir. Hz. Enes (R.A) Resulullah Efendimiz buyurdular ki; kul hayır ve şerri ile tatlı ve acısıyla kadere inanmadıkça imanın halavetini bulamaz. Sonra Resulullah (A.S.V) sakalından tuttu ve dedi ki; hayrıyla şerriyle, acısıyla tatlısıyla kadere inandım, bu hadisin bütün ravileri aynı şekil de hem hadisi rivayet ederler ve hem de sakallarını tutarak inandıklarını da beyan ederler. İşte bu hadisi şerifin de müselsel hadislere bir örnek olarak verilmiştir. Musahhaf ve muharref hadisler, tasif ve tahrif hadisin isnat ve metnine arız olan bir kısım hataların adıdır. Onun için bu hatalarla incelenmiş musahhaf ve muharref hadisler de tespit edilmişlerdir. Bir de ali hadisler vardır, ravilerin azlığı sebebiyle Hz. Peygamber’e yakınlığı fazla olan hadislerdir, senet de yer alan ravilerin azlığı sebebiyle Hz. Peygamber’e yakınlığı fazla olan hadislerdir.
Dakika 45:00
Senette Ravi sayısı fazla olan hadislere de nazil hadisler denmektedir. Ali hadisler bir de nazil hadisler diye incelenmiştir. Meşhur ve müstefiz hadisler, belli bir çevre de yaygınlık kazanmış olan hadisler için kullanıldığı gibi Ravi sayısı her tabaka da en az üç olmak üzere fazla olan ve fakat mütevatir seviyesine de ulaşmamış olan hadislere de meşhur ve müstefiz denmiştir. Aziz hadisler; her tabaka da Ravi sayısı en az iki olan hadislere denmiştir ki bunların da adı aziz hadislerdir. Fert yani garip hadisler; Ravi sayısı teke düşen hadisler fert veya gariptir. Mütabi şahit ve azıt hadisler, sika olan rivayeti kabul edilen bir başka Ravi’nin uygunluk göstererek diğerinin şeyhinden rivayet ettiği hadise mütabi, şahit veya azıt denir. Şimdi geldik konumuz mevzu hadisler, yani mevzu hadis demek uydurma hadislerdir. Hadis uyduranların vazzain kimselerdir. Yalan yere hadis uyduranlardır, inşallah dersimiz onunla devam edecektir. Bugünkü dersimizin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Cenabı hak iman edip ameli salih işleyen gerçek Ehlisünnet âlimlerine tabii olan, onlarla beraber onların sahih ilmi ile yüce İslam’ın bütün kurallarına, bütün emirlerine inanan Hz. Muhammed’e tabi olan gerçek manada da Allah’a kul, Peygambere ümmet olan kullarından eylesin. Bütün çalışmamız, çırpıntımız hep rıza-i ilahi içindir. Cenabı Hak razı olduğu kullar arasına bizleri ilhak eylesin, Habibi Muhammed (A.S.V)’le, Nebilerle, sıdıklarla, şehitlerle, Salihlerle beraber eylesin.
Dakika 48:25