173- Amelde Fıkhı Ekber Ders 173
AMELDE FIKHI EKBER DERS 173
Çok kıymetli ve muhterem izleyenlerimiz yine sizlere diğer varislerin durumu ile ilgili Hanefilerin görüşünü de kısaca oraya da değinelim. Nesebi meçhul olmalıdır. Yani başkası üzerine nesebi ikrar edilen şahıs hakkında nesebi meçhul olmalı o ikrarı eden aleyhine sahihtir. Başkasının üzerine ikrar edilmiş olmalı. Yine ikrarı üzere ölmeli. Nesebi ikrar edilen bu şahsın nesebi başkasından sabit olmuş olmamalıdır. Üçte birden fazla vasiyet edilen şahsın terikesi hakkında Cumhur’u ulema hakkı üçte birdir fazlası Beyt-ül Male aktarılır. Varisler bulunurda buna müsaade ederlerse alır. Hanefi uleması ölenin varisi ve başkası üzerine nesebi ikrar edilen bir şahıs bulunmazsa üçte birden fazlayı terikeden almaya hak kazanır. Zarara uğrayacak varis bulunmadığına göre hepsini alır diyor Hanefiler. Koca üçte birden sonra kalanın yani üçte ikinin yarısını hanım ise dörtte birini alır. Vasiyetin üçte birden fazlası varislerin izni olmadıkça yerine getirilmez. Veraset veya vasiyet yoluyla alacak birisi bulunmuyorsa Beyt-ül Male konulacağı hususunda tüm mezheplerin ittifakı vardır. Malikilerin sonraki âlimlerine göre ise Beyt-ül Mal gayesine uygun çalışıyorsa bu mala varis olabilir demişlerdir. Diğer konularda da gayri Müslimlere varis olmak hamlin mefkut kayıp kişinin esirin hünsanın, ğarga, etma, harka ve benzerlerinin mirası veledi zina ve veledi lia’nın mirası birincisi hariç diğerleri takdir ve tahmin edilerek varis olurlar. Gayri Müslimlerin durumu hakkında Muaz Bin Cebel ve bazı sahabeler ve Cumhur’a göre din farkının mirasa mani olduğunu beyan etmiştik. Hadisi şerifte açıkça ifade edildiği gibi kâfir Müslümana Müslüman da kâfire varis olamaz. Mürtet asla başkasına varis olmaz. Cumhur’u ulemaya göre başkası da ona varis olamaz. Malı fey Beyt-ül Male konulur. Ebu Hanife İmam-ı Azam Müslüman iken kazandığı malın malına varis olunur. Mürtet iken kazandığı mal ise fey olarak Beyt-ül Male konulur. İrtidat eden kadın ise onun malı Hanefilere göre varislerinindir. Bu kadın öldürülmez tövbe etmesi istenir. İslam’a dönünceye veya ölünceye kadar tazil cezası tatbik edilir. Onun irtidadı ölüm sayılmaz. Bunun hakkında muteber olan İslam’dır.
Dakika 5:03
Mürtet erkek ise böyle değildir. Üç gün tövbe istendikten sonra tövbe etmezse o mürtet cezası uygulanır. İrtidat onun hakkında ölüm sayılır. Malikiler Âli Cumhur’a göre bunlar birbirlerine varis olurlar. Kâfirler birbirlerinin velisidir. Buda kâfirler içindir gayri Müslimler evlilikte kabul edilmeyecek cinsten bir evlilik ise varis olamazlar. Annesi, kızı ve kız kardeşi gibi nesep ve süt akrabalığı üç talak ile boşadığı hanım ile ikinci bir koca ile evlenip boşanmadan evlenmesi ve iddeti bitmeyen bir kadın ile evlenmesi gibi hallerde varis olamazlar. Kabul edilebilecek cinsten ise yani evlilikleri şahitsiz evlenmeleri gayri Müslim kocasından iddet bekleyen bir kadınla iddeti içinde evlenmeleri gibi. Hanefi uleması bunlar birbirlerine varis olurlar demiştir. Nesepte ise gayri Müslimlere göre batıl bir nikâhta da olsa nesep sabit olur. Yine hamlin varis olma şartları ile ilgili Malikiler ’in dışında iki şartla miras bırakan vefat ettiği sırada hamlin sağ olarak ana karnında mevcut olduğu sabit olmalı sağ olarak dünyaya gelmesi lazımdır. Sağ olarak doğması ise Hanefi uleması ekseriyeti çıktığında sağ ise çoğul kül tamamı hükmünü alır demişlerdir. Cumhur’a göre tamamının sağ olarak çıkması lazımdır mülk edinme ehliyeti ancak vücudu kâmil ile tahakkuk eder. Aksırık ağlama gibi belirtilerle bilinir. Sevgili Peygamberimiz bebek doğumunun akabinde ses çıkarırsa öyle bir durumu varsa varis olur buyurmuştur. Hâkim uzman doktorlardan veya doğumda hazır bulunanlardan istifade edilir. Hamlin en uzun müddeti konusunda fukaha’nın istikra ilmi araştırma konusunda muhtelif görüşlerini görüyoruz. Malikilere göre beş yıl Şafilere göre ve Hanbelilere de esah olan kavle göre dört yıl Hanefiler de iki yıl Zahirilerde dokuz aydır. İmam-ı Malikin talebelerinden Muhammed bin Abdul Hakeme göre de bir kameri yıl yani üç yüz elli dört gündür. Hamlin en kısa müddeti Cumhur’a göre altı aydır. Çocuğun hamlı ve sütten ayrılması otuz aydır. Buda ayeti kerime( Ahkaf suresi 15. ayeti kerimedir.) Çocuğun sütten ayrılması iki yılda olur. Buda ( Lokman suresi ayet 14) Geriye haml için sadece altı ay kalmaktadır. Hz. Ali ve Hz. Abbas da böyle anlamış ve ifade etmişlerdir. Hamil varsa miras taksim edilir mi? Malikilere göre taksim edilmez. Doğuma kadar ertelenir. Taksim doğuma kadar durdurulması gerekir. Hamlin hakkını onlardan geri alması da zordur. Cumhur’a göre doğumu beklemeden taksim edilir. Varislerden bir kefil alınır demişlerdir. İstihlal çocuk dünyaya geldiği zaman ağlaması kımıldaması gibi yaşadığına işaret eden belirtilere istihlal denmiştir.
Dakika 10:11
Hamlin sayısı konusunda da Hanefi uleması bir tane farz edilir fazla olanı nadirdir ihtiyaten birden fazla olduğunu farz ederiz malı geri alması içinde bir kefil alır. Hanbelilere göre iki tane farz edilir. İmam-ı Azam’a göre hamil dört tane farz edilir. Şafilerde ise sınır olmaz. Hamlin terike de ki hissesi konusunda da hacb olunacak birisi ise bir şey ayrılmaz başka varis yoksa. Şafilerin reyine göre farz sahiplerine hisseleri verilir kalanı doğuma kadar bekletilir. İmam-ı Azam’ın meşhur fetvasına göre dört kız veya dört erkek hissesinden hangisi çoksa alıkonulur. İmam-ı Muhammed Bin EL Hasene göre üç kız veya üç erkek hissesinden hangisi çoksa o alıkonulur. İmam-ı Ebu Yusuf bir erkek çocuk hissesi alıkonulur. Fetva Ebu Yusuf’un reyine göre verilmiştir. Muvakkat varis kabul edilir hissesi muhafaza edilir. Haml için söylenmiştir buda. Hissesi erkeklik veya dişilik sebebiyle değişiyorsa daha fazla olanı o haml için muhafaza edilir. Ana karnındaki varis çocuğa en iyisine göre muamele yapılır farklar doğuma kadar muhafaza edilir. Ölü doğarsa mal varislere iade edilir. Mal kendisine verilir. Bir tane ise alıkonulan mal kalanı diğer hak sahiplerine iade olunur. Birden fazla ise varislerden ve kefilden fazla olarak aldıklarını geri vermeleri istenir. Haml meselesinin tashihi konusunda da muvafakat varsa birisinin vefki ile diğerinin tashih edilmiş aslı çarpılır. Mübayenet varsa asıllardan biri diğeri ile çarpılır çıkan meselenin tashihidir. Erkek olması halinde hissesiyle kız olması halinde hissesi çarpılır. Tevafuk durumunda ise bu hisselerden birinin vefki diğeri ile çarpılır. Hangisi az ise bu varise o verilir. Varisler bir kız, anne, baba ve ölenin hamile hanımı olması halinde ana karnındaki çocuk erkek farz edildiği takdirde yirmi dörtten hesap edilir. Hamlin kız olduğu farz edildiği takdirde yirmi yedidendir. Yine bu mesele mimberiyye meselesidir ve ona göre de taksimat yapılır. Varisler bir öz erkek kardeş, baba haml’i ölenin babasının olmayan hamile bir anne olsa çocuk varis olmaz. Annesi bir erkek ve kız kardeşleri baba mirastan hacb eder. Oğlunun veya babasının hamile hanımı olsa tek varis o çocuktur. Oğlun oğlu veya oğlun kızıdır. Oğlun oğlu asabe olur ve terikenin hepsini alır. Oğlun kızı olması halinde farz veya ret olarak yine terikenin tamamını alır. Varisler hanım, baba, anne ve oğulun hamile hanımı olsa miras o hamlin erkek farz edilerek taksim edilir. Buna göre hanım sekiz de bir alır. Baba ve anneden her biri altıda bir alır.
Dakika 15:15
Kalan on üç hissede asabe olan oğlun oğluna verilir ve taksimat bu şekilde devam eder. Mefkud’un mirası konusunda mefkut kayıp kişiye denilir. Hükümleri hanımı malı ve varis olması ile ilgili hükümler vardır. Hâkimin takdir ve görüşüne bırakılmıştır. Hanefilerdeki esas görüş fetvanın verildiği görüş budur. Hz. Ali’nin şu sözleri mutlaktır. Mefkud’un hanımı kesin ölüm haberi gelmedikçe evlenmesin demiştir sabretsin demiştir Hz. Ali. Hanbeliler ise emniyetli bir ortamda hâkim ölmüştür kanaatine varırsa ölümüne hükmeder sürenin tayini de hâkimin içtihadına bırakılmıştır. Ölümü kuvvetle muhtemel ise hâkim kaybolma tarihinden dört yıl sonra ölüm kararını verir. Malikiler hâkime müracaatından itibaren dört yıl sonra hâkim mefkud’un öldüğüne hükmeder. Malikilerdeki yine durum hâkim üzerinden bir yıl geçince hanımını boşamış sayar. Buda Hanefilerden başka bir kavildir. Şafiler zannı gaibe göre süre geçmedikçe mesela akranının ölmesi gibi öyle bir süre geçmedikçe öldüğüne dair hüküm verilemez. Mallarına ait hükümlerde bütün mezhep imamları bütün kıymetli âlimlerimizin hepsi delil bulunmadıkça veya hâkim vefatına hükmetmedikçe o kişi sağ kabul edileceği üzerinde ittifak etmişlerdir. Malı varislerine taksim edilmez. Hâkim hanımı usulü ve füruundan nafakası için harcar. Mahkeme vekil tayin eder. Malı muhafaza edilir. Sağ çıkarsa malını alır. Şer’i delillerle öldüğü sabit olursa varislerin mirasından alır. Yine fıkıh usulünde İstishap denilir buna bir delille aksi sabit olmadıkça önceki halin olduğu gibi devam etmesidir. Buna İstishap denmektedir. Başkasına varis olması İstishap Hanefi ulemasının tamamı varis olması vasiyet alması gibi icabı haklar mefkut için sabit olmaz. Yani çünkü daha mefkut hakkında hüküm verilmedikçe İstishap def için hüccettir ispat için değildir. İstishap bilinen halin değiştiğini iddia eden kişinin o iddiasına ret için uygun bir delildir. İspatı için bir delil değildir. Malının varisler arasında taksimi hanımının ayrılması gibi hususların reddi bakımından müessirdir ki işte bu selvi olumsuz zararına haktır selvi haktır. Ona intikali hususunda geçerli değildir ki buda icabı haktır. İstishap malı üzerinde başkasının mülkiyetini def etmek için delildir. Başkasından gelecek mal üzerine mefkud’un mülkiyetini ispat için delil değildir. Miras ve vasiyet alamaz. Hayatta olması şarttır. Mefkut miras alamaz ve mirasta dağıtılamaz. Maliki, Şafi, Hanbeli, Zahirinin Cumhur’una göre o başkasına varis olur istishabı hal yani bilinen halin devam ediyor kabul edilmesi hem def hem de ispat için hüccettir.
Dakika 20:16
Miras alır malı varislerine dağıtılmaz. İstishap icabı ve selvi iki hakkı da ispat eder. Hanbeliler dört yıl geçtikten sonra artık ne varis olur nede varis olunur demişlerdir. Mefkut nasıl miras alır konusunda da tek başına varis ise bekletilir başka varis varsa mefkut bir sağ birde ölmüş farz edilerek mal iki defa taksim edilir. Sonra bu iki mesele birleştirilir. Daha çok hisse düşüyorsa o bekletilir. Varislere de daha düşük olana göre hisseleri verilir. Sağ olarak ortaya çıkarsa bekletilen malı alır. Sadece mefkud’un oğlu konusunda da izahlar yapılmış müddet takdir edilir mi? Konusunda evet belirlenir hâkim içtihadıyla takdir eder. Maliki ve Hanbelilere göre bir süre belirlenir. Malikilerde dört yıldır. Hanbelilerde dokuz yıl geçmelidir. Hanefilerde Zahir rivayete ve Şafilerde süre takdir edilmez. Yine Hanefilere göre mefkud’un beldesindeki akranları ölüp onlardan hiç kimse kalmadığı zaman öldüğüne hükmedilir. Ne zamandan itibaren mefkut sayılır vefatı delille sabit olur. Hâkim vefatına hükmederse o delilin tayin ettiği tarih vefat tarihi olarak alınır. Hâkim vefat hükmünü içtihadı ve zannı galibe dayanarak vermişse Hanefi ve Malikilere göre kaybolduğu tarih ölüm tarihi kabul edilir. Şafi ve İmam-ı Ahmet’e göre mahkemece karar verildiği tarih esas alınır. Esirin mirası konusunda da varis olur başkası ona varis olamaz. Müslüman nerede olursa olsun Darül İslam halkından sayılır. Darül İslam da irtidat edenle Darül harp irtidat eden arasında fark yoktur. Hali meçhul ise mefkud’un hükmüne tabidir. Malı taksim edilmez. Hanımı başkası ile evlenemez. Buda esir hakkında kıymetli izleyenler; Müşkül ve gayri müşkül hünsa gayri müşkül galip olan hünsadır. Erkeklik ve dişilik tarafı galip olan hünsadır. Bevl etmesine sakalın çıkmasına hayız görmesine göre tespit edilir. Erkek sayılırsa erkekler gibi miras alır kadın sayılırsa kadınlar gibi varis alır. Müşkül ise erkek veya dişiliği bilinmeyen kişidir. Aynı anda her iki uzvundan da istimal bulunması sakalının çıkıp göğüslerinin büyümesi gibi modern tıbbın yardımıyla bunlar tespit edilmeye çalışılır. Müşkülün mirası müşkülün hanımı veya kocası olması düşünülemez. Evliliği sahih olmaz. Hanefi uleması iki hisseden az olanı verilir. Diğer varisler ise iki hisseden çok olanını alırlar. Malikilere göre kadın erkek olarak alacağı hissenin yarısı verilir. Yine Şafilere göre de az olanı verilir. Bir erkek çocukla bir hünsa müşkül çocuk kalsa yarı yarıya taksim edilir. Kadın olduğu takdirde hünsa bir bölü üç oğul da iki bölü üç alır.
Dakika 25:18
Temasül ve tevafuk tedağul ve tebayün vardır. Üç ile iki arasında mübayenet vardır. Hesaplamalar bunlara göre yapılır. Hanbelilere göre anlaşılması ihtimali varsa Şafilerin görüşü gibidir. Anlaşılması yani durumunun anlaşılması ihtimali yoksa o zaman Malikilere gibi düşünmüştür Hanbeliler. Ğarga oğlan hakkında vefat tarihi bilinmeyenlerin mirası ğarga etma yıkık altında kalan harka yangında hayatını kaybedenler ve benzeri olanlar hakkında bir gurup insan ölseler bu durumlarda önce öldüğü bilinmese hükmü nedir konusunda Hanbeliler hariç Cumhur’a göre bunlar birbirlerine varis olamazlar. Cumhur ise Hz. Ebu Bekir (R.A) bana Yemâme de şehit olanların mirasını taksim etmemi emretti diyor. Halide bin Zeyd bin Sabit’in oradan gelen haberde ki bu haber delil kabul edilmiştir. Bende sağ olanları ölenlere varis yaptım ölenleri birbirlerine varis yapmadım. Hz. Ömer’de envas taununda ölenlerin mirasını taksim etmemi emretti sağ kalanları ölenlere varis yaptım. Cemel ve Sıffin da ölenler hakkında Hz. Ali’nin de böyle yaptığı nakledilmiştir. Hanbeliler birisi önce ölmüş kabul edilerek birbirlerine varis olurlar. Yine Hanbeliler de Hz. Ömer, Hz. Ali, İbn Mesud, Şuray İbrahim En Nehayi ve Sabi’den gelen başka bir rivayeti delil almışlardır. Diğerinin ölürken sahip olduğu malına varis olur. Her biri diğerinin ölürken sahip olduğu malına varis olur kendisinden ona miras yolu ile intikal eden mala ise varis olmaz. Hanbelilere göre biri önce ölmüş farz edilerek mirası taksim edilir. Kardeşi de bunların içindedir sonra ikincisi ölmüş farz edilerek aynı şekilde varislerine taksim edilir. Birinin diğerinden aldığı mal sadece sağ kalan kendi varislerine taksim olunur. Meşru bir babası olmayan hakkında da veledi zina denmektedir ki buna veledi lian ise lian lanetleşmeden sonra hâkimin nesebinin babasından olmadığına hükmettiği çocuktur. Veledi zina ve veledi lian miras alışverişi olmaz icma vardır sadece annesi tarafından miras alır. Baba tarafından nesebi kesiktir ona varis olmaz. Şeriat zinayı nesebin sabit olması için meşru bir yol kabul etmemiştir. Veledi lian’ın nesebi ise babasından sabit olamamıştır. Dört İmam’a göre anne ve anne tarafından olan akrabalarından miras alır. Bir adam bir hür kadın veya cariye ile zina ederse çocuk veledi zinadır miras alamaz ve ona varis olunamaz. Kadın hamile idi. Oğlu annesine nispet olunurdu cari olan sünnete göre oğul annesine varis olur. Annesi de ona Allah’ın takdir ettiği hissede varis olurdu buda Peygamberimizden gelen bir haberdir. Lakit dışarıya atılmış kayıp çocuğa denmektedir. Lakit konusunda da Cumhur’a göre malı nimet külfet mukabilidir.
Dakika 30:38
Onun nafakası Beyt-ül mal yüklenmiştir. Bunun terikesi de Beyt-ül Male ait olur. Ahmet Bin Hanbel ’den gelen bir haber Lakit ‘in mirası onu bulanındır demiştir. Kıymetli ve muhterem izleyenler münasaha konusunda da nesil kökünden gelir taksim edilmeden önce varislerden birinin ölmesiyle hissesinin varislerine intikal etmesidir. Münasaha edilmeden önce ilk ölenin varislerinden birinin veya bir kaçının ölmesidir. Meselenin tashihi konusunda da terike taksim edilmeden varislerden biri ölse ve geriye varis bıraksa çözmenin usulü şöyledir. Önce ilk ölenin mirası taksim edilir tashih olunur. İkinci ölenin bu mirastan alacağı hisse muhafaza edilir. Aynı kaidelerle buda tashih olunur. Münasebete bakılır. Mümâselet vardır veya muvafakat veya mübayenet vardır. Mümâselet varsa ona göre taksimat yapılır ve tashihi uygulanır. Münasahatta da böyledir. Yine ihtisarına dairde kıymetli âlimler incelemeler yapmış örnekler vermişlerdir. Taharrut ve muharece meselesi birisinin mirastan çıkması muavaza buda bir akittir. Buda bir akittir karşılıklı konulan bir akittir. Rıza olması şartı ile bu akit caizdir. Hülefa’i Raşidin ‘in zamanında vaki olmuştur. Abdurrahman Bin Avf hanımı Tümadır Bintil Esba El Kelbiyeyi ölüm hastalığında boşadı. İddetini bitirmeden Abdurrahman vefat etti. (Radıyallahu anhüm ve erdahüm ecmain) Hz. Osman (R.A) o kadını varis yaptı. Sekizde bir hissesini kendine düşen dörtte birinden vazgeçmesi için seksen üç bin dinar veya dirheme anlaştılar. Nasıl taksim edileceği konusunda teharüc ve terike birinin hissesini ona bırakması şeklinde olur. Hissesine onun hissesi de eklenir. Evet, kıymetli ve muhterem izleyenler İslam fıkhının azameti zenginliği genişliği fukaha’nın tefekkürünün derinliği bunlara dikkat edin yine fukaha’nın ufkunun ne kadar geniş ve ihatalı olduğu araştırmaları şöyle baktığımız zaman bütün âlimlerimize hayran olmak zaten hepimizin görevidir. Hayran olmamak mümkün değildir. Çünkü ulema İslam uleması mükemmel çalışmış. Ne yazık ki bir asırdan beri Müslümanlar kendi değerlerinden uzaklaşmış kendi yüce değerlerinden kopmuş ağzım var diyen konuşmuş ve başkaları İslam’dan alıp kapıp kaçtıkları her şeyi kendilerine mâl etmişler. Müslümanlar kendi tarihlerini kendi yüce değerlerini kitap, sünnet, icma ve ümmet kıyası fukaha asli ve fer’i deliller üzerinde İslam âlimlerini iyi tanımaları gerekiyor.
Dakika 35:32
Başta dört mezhebin ekolünü ve orda ilim kaynıyor. Onları iyi tanıması gerekiyor. Herkes mezhebini bir defa ilmi İslam’ı ilimle nasıl anladıklarını ortaya ilmi anlayışın nasıl ortaya çıktığını fıkıh ilmini A’dan Z’ye Müslümanların bilmesi gerekir. Temel esasları ortaya koyup tahkik tanzim ve mukayese meseleleri kendi kaynağından alma yönünde şimdi gayret sarf edildiğini görüyoruz her şey kendi kaynağından alınarak ortaya konmaktadır. Onun için bütün mezhepleri tahkik etmek nasıl ilmi delillere dayalı olduğunu bilmek güzelim keşiflerine iyi bakmak ve her konuyu tanzim takdim ve nasıl güzel izah ettiklerine bakmak dolayısıyla ittifak ihtilaflara bakıp ihtilafların nasıl bir zengin ve rahmete dönüştüğüne iyi bakmak. Müslümanların bu ihtilafların büyük bir sermaye zenginlik ve rahmet olduğunu kimse unutmasın. Dört mezhebe ve bütün âlimlerimize başta bu dört mezhep olmak üzere dört mezhebinde başında Hanefiler İmam-ı Azam olmak üzere bu ulemaya rahmet okunmalı şanlı Peygambere bunlar nasıl ilimle bağlandıklarını şeriatı İslam’ı nasıl tanıyıp dünyaya keşfedip tanıttıklarına iyi bakınız. Fıkhi ihtilafların bulunması bir zarurettir. İhtilaf neden vardır derseniz bu kesin vardır ve bir zarurettir. Fukaha mazurdur burada böyle olması gerekir. Nas anlamakta farklıdırlar. Nasları anlarken nasların zenginliğinden dolayı burada bir farklılık ortaya çıkacaktır. Nas deyince ne anlıyorsunuz Kuran’ı Kerim, sünnet ve icmadır. Bunlardan da istimbat uleması ne yapmış. Bunlar içtihat etmişler istimbat etmişler bilinenden bilinmeyene terakki etmişler. Maslahatı bunlara sağlam bir yoldan ulaşıp ulaşmaması bazılarına bazı deliller ulaşıyor bazılarına ulaşmamış oluyor bazılarına sağlam senetlerle geliyor bazılarına o senetlerin tamamı ulaşmamış olabiliyor. Maslahatı örfe örfü ve benzeri delilleri alıp almamakta farklıdırlar ve öyle olması gerekir. Ve şüphesiz ki bu ümmet için bir rahmettir, rahmettir, rahmettir. Mezheplerin bu zengin farklı görüşleri rahmettir. Bu Kuran’ı Kerim’in sünnetin zenginliğinden kaynaklanmaktadır. Birde işte izah edildiği gibi ortaya birçok keşifler ortaya çıkması gerekir. Ayet, hadis, icma olmayan konularda da içtihat etmeleri gerekiyor. Buda büyük bir zenginliği rahmeti ortaya çıkarıyor. Bunda büyük âlim müçtehit âlimin içtihat hakkı vardır. Müçtehit olmayanlar içtihat edemez. Bunu da kulağına küpe et. Şimdi Kuran’ı Kerim’i bilmeyen A’dan Z’ye baştan sona manasıyla sahih sünneti icmayı bilmeyen zaten müçtehit olamaz. Bir de ehlisünnet görüşüyle yetişmiş olacak bidat yollarına sapmamış olacak mezheplerin görüşleri arasında bir birlik olduğunu ortaya koymaya bakın bu anlatılan derslerden şu çıkıyor. Bu mezheplerin hepsi temelde aynı olduğunu da iyi bilmeniz de gerekir.
Dakika 40:36
Bir ağacın dalları o ağacın gücüne bağlıdır. Ağacın çok uzun dalları var. Meyvesi çok mükemmel işte dört mezhebin kökü bir gövdesi bir dalları çok zengin ezele ebede uzanan ezelden ebetten gelen yüce değerler ki Allah’ın ortaya koyduğu yüce İslam dini bu zengin olmaz mı rahmet dolup taşmaktadır. Ulema da bunu sana bilmiş öğretilmiş okumuş okutmuş aha demiş sapasağlam sana ilmi bir İslam. Mezhepler bunun için var dünyada. Mezhepsizlere tekrar ediyorum hiç değer vermeyin. Amma taassupta da bulunmayın saplantınızda olmasın gerçeklere bağlanın bu dört mezhep gerçeklere bağlı hak ekoldür bunlar. Bunlara yakın olan değerli âlimlerimiz de var. Onlarında Ehlisünnette uyan tarafı bizimdir uymayan taraflarını da kabul etmek zorunda değiliz onların. Müçtehit İmamların itibar etmedikleri Cumhur nazarında meşhur olmuş kaynağına ve nesh edilip edilmediğine bakmadan hadis fıkhı olduğunu iddia ederek ihya etmeye çalıştıkları saz şââz görüşlere iltifat etmeyin bunlara. Dikkat et buraya. Fıkıh hadis fıkhı diye ortaya fıkıhlar atılmaktadır. Dört mezhebi dışlamak için yapılanlar bunlar. Bunlara iltifat etmeyin. Yine mezhepte birden fazla mutemet ana kaynağa müracaat edilmelidir bakın bu anlattıklarımızın ana kaynakları çok sağlam bütün mezheplerin kendi kaynakları asırlardır okunarak devredilerek geldiği için tevatür yoluyla gelmiştir. Yine İmam-ı Malik (hazretlerinin) bir sözünü de hatırlatalım. Her insanın sözü kabulde edilir ret de edilir. Ancak şanlı Peygamberin sözü müstesna. Dikkat et buraya. Peygamberin sözü ret edilmez. Kuran’ı Kerim’in sözü zaten ret edilmez. Biliyorsun Allah sözüdür. Yine müçtehitler de Kuran ve sünnete icmaya göre hareket ettiklerine göre müçtehit âlimlerin de kıymeti değeri iyi bilinmelidir. İlim ehli bunlardır sorup fetva alacağın kişi bunlardır. Yoksa şu gurubun lideriymiş şunun önderiymiş şu tarikatın şeyhiymiş bunlardan fetva alınmaz. Bunlar fetvayı neye göre verecektir işte müçtehitlerimiz işte ayeti kerime işte sünneti seniyye ve müçtehidin ortaya koyduğu fetva müçtehit olmayanın yapacağı budur. Evet, kıymetli efendiler yine hiç bir insan yoktur ki bir gün bir yazı yazsında yarın veya öbür gün şuraya şöyle değiştirsem şurayı şöyle değiştirsem daha güzel olacak. Şunu ilave etsem daha iyi olacak şunu öne alsam şurayı çıkarsam daha hoş olacak demesin işte bu Kuran’ı Kerim’in beşer sözü olmadığının ispatı için en büyük ibrettir.
Dakika 45:08
Öğrenmek araştırmak fıkıh muamelatı edinmek ancak kendisinin nimeti ile salih amellerin tamamlanacağı yüce Allah’a bitmez tükenmez hamd-ü senalarla hamd etmeliyiz. ‘’Elhamdülillah bi adedi halgih vemil el mizan vemimtehel ilm ve mebla rıda ve zinetel arş’’ Ya Rabbel âlemin rızana uygun amellerden eyle. Tüm doğrulara ümmeti Muhammed’i sevk eyle. Tüm yanlışların yerine doğruları koymayı yanlışların tümünden kurtulmayı sıratı müstakime birlikte sarılmayı kalplerin ruhların birleşmesini sen nasip eyle. Bütün kuvvetleri birleştirip hakkı cihana hâkim kılmayı ümmeti Muhammed’e nasip eyle. Yarabbi sev ve cihanı sevdir. El Fatiha.
Dakika 47:03