241- Tefsir Ders 241 hayat veren nurun keşif notları
241- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 241
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Şimdi bütün mutluluklara dönerken bu hayat veren ölümsüz reçeteyi uygularken Allah’a yürüyüm, mutlu olayım Huzur-u İlâhî de ebedî mutlu olayım diyenler işe tövbe istiğfar, gerçek îmân ve doğru bilgiyle işe başlamak gerekmektedir. Bunun içinde şöyle bir temsil verilmiştir konu anlaşılsın diye tabi.
Tövbe kökünü diyor istiğfar yaprağını kalbin havanında döv, kalp havanına koy, tevhîd tokmağı ile onu döv diyor. Şimdi ne diyor? Tövbe kökünü, istiğfar yaprağını, kalp havanına koy diyor ve tevhîd tokmağıyla döv diyor. Aynı zaman da insaf eleğinde ele diyor. Yani kendi kendini bir gözden geçir, bütün kötülüklerini gözünün önüne koy, kendini bir kontrol bir muhasebeye çek diyor. Bir murâkabe ve muhasebe, nefsi murâkabe, nefsi muhasebe çok önemlidir. Yani insaf eleğinde ele diyor. Gözyaşıyla yoğur diyor. Allah’a ağla tövbe istiğfâr ederken Allah’a ağla, hâlini yalnız Allah’a arz et. Ve gerçek bu işten iyi anlayan, ilâhî reçeteyi iyi okuyanlara da daima git onlardan gerçekleri öğren. Ama Allah’a ağla, gözyaşıyla yoğur bunu, sevgi ateşinde pişir diyor. Yani Allah’a ağlamamız gerekiyor. Issız köşelerde bilhassa gayri ihtiyârî bazen toplum içinde olabilir ama esası ıssız köşeler de Allah’a ağlayıp, gerçek tövbe etmemiz gerekiyor. Tövbenin şartlarını yerine getirmemiz gerekiyor. Sevgi ateşiyle pişir diyor. Bütün varlığımızla Allah’ı sevmeliyiz ve O’nun sevgisini, rızasını kazanmak için çırpınmalıyız, çalışmalıyız. Biz O’nun kullarıyız hepimiz de. Diyor ki: “Bunları yerine getir kanaat kaşığıyla da ye” yani burada ölçülü ol diyor. Ölçülere uy, şer’i ölçülere uy ona göre hareket et diyor. Bunun için irşâd olmak için şu kâinata bir bakalım kâinatta bize nasihat ediyor. Kâinattan bütün ses her mahlûktan, her zerreden ve kürreden, yerden, gökten bize bir ses geliyor. Nedir o? Bizi her şey Allah’a çağırıyor, tevhîde çağırıyor, Allah’ın hükümranlığını herkes tesbih ediyor. Onun birliğini, vahdâniyetini, eşsiz hükümdarlığını bize bildiriyor. Bu sesi Kur’an’dan duyalım Kur’an ile kâinatta ki sesi de duyalım. Kur’an’a bakalım Kur’an penceresinden Hakk’ım hakîkati görelim ve Kur’an penceresinden kâinata bakalım kâinatı görelim. Ve Allah’a İslam’ın ortaya koyduğu selâmetli yol olan Sırât-ı Müstâkim ile Allah’a, O’nun rızâsına, vuslata erelim. Yoksa yanlış itikatla, yanlış bilgilerle, yanlış giderek yanlış yollarla Allah’a O’nun rızâsına ulaşılmaz. İş çok kötüye gider cehennemle iş neticelenir. Cennete, Allah’ın rızâsına, cemâline götürecek tek yol işte Kur’an’ın, Hz. Muhammed’in rehberliğinde Sırât-ı Müstâkim İslam’ın kendi yoludur.
Dakika 5:10
Bütün yollar şirk doludur. Gerçek yok, hak yok, hakîkat yok. Hak kitap yok ki ellerinde kimsenin. Kur’an’dan başka bu dünya da bozulmamış, taptaze, bozulmayacak olan kitap Kur’an-ı Kerim ve İslam dinidir. Din tektir (إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ) o da tek Allah katında din İslam dinidir. Başka hiç din olmamıştır, bütün Peygamberlerin dini İslam’dır. Cenab-ı Hak Muhammed’le İslam’ın şeriatını yenilemiştir ve yepyeni taptazedir. Bunu unutma! İslam kemâle erdirilmiştir İslam da eksiklik yoktur, İslam’ı bilmeyenler de eksiklik vardır, inanmayanlar ise tamamen eksiktir. İnanıp da İslam’ı tam bilmeyenler de tersini yapanlar da kusur ve eksiklik insanoğlundadır. İslam’da hiç kusur ve eksiklik yoktur. Bütün çağları peşimden gelin diyor doğruca cennete, Arş’a çağırıyor. Yüceliklerin, güzelliklerin tamamı İslam da bunun için kıymetli dostlar kâinatı da görelim Kur’an penceresinden, Muhammed’in aynasından kâinata iyi bakalım. Mir’atı Muhammed’den Hakk’ım görürüz, hakîkati görürüz. Yanlış pencerelerden bakarsak nefsimizi görürüz, firavunları, tağutları görürüz. Onların cilalı, süslü ortaya koydukları şeyleri de gerçek zannederiz. Hak penceresinden bakmadan Hak görülmez hakîkate erilmez.
Dakika 7:18