Tefsir 257-01

257- Tefsir Ders 257 hayat veren nurun keşif notları

257- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 257

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

Her şeyi koruyan O’dur kâinatı ayakta tutan Allah’u Teâlâ’dır ortağı da imkânsızdır. Allah’ın ortağı olmaz, şeriki olmaz, dengi olmaz bu imkânsızdır. Yaratan yaratılana ortak olamaz çünkü yaratılan her şey Allah’a muhtaçtır. Nasıl ortak olsun ki? Onun için müşriklerde akıl diye bir şey yoktur. Şirk koşanlar aklını kötüye kullananlardır. Mutlak kemâl Allah’ındır, mutlak kemâl yüce kudretin, kemal sıfatların, yüce sıfatların, yüce isimlerin tamamı mutlak hâkimiyet, mutlak kudret Allah’a âittir. (وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ ) Çünkü aklen kendisi müstesnâdır her şeyi yaratan Allah’tır. Bunun için basîreti Allah’u Teâlâ insanoğluna birde basîret vermiştir. Şöyle 111’inci âyet-i kerimeye de baktığımız zaman nice gerçekleri görmekteyiz. Basîreti kapalı kimselere tüm mucizeler gösterilse, melekler gelse, ölüler dirilse konuşsalar bütün ölüler, vahşiler şahitlik etseler Kur’an-ı Kerim’e ve Hz. Muhammed’e yine inanmazlar. Niye? Basîretleri kapanmıştır. Basîreti kapalıysa bir insanın kendi kazancı küfrüyle küfrü kazanmış o küfür, şirk ve nifâk ve cehalet onun basîretini kapatmışsa artık o kendi inanma şansını elinden kendisi almıştır. Onun için basîreti kapalı kimselere tüm mucizeler gösterilse, melekler gelse, ölüler dirilse konuşsalar, vahşiler şahitlik etseler yine Kur’an-ı Kerime inanmazlar. Yine Hz. Muhammed’e inanmazlar. Göklere çıkarın bütün gökleri gezdirin getirin yine inanmazlar. Niye? Basîretleri kapanmıştır. Kalbi mühürlüler diye Kur’an-ı Kerim’de mühürlülerden bahsedilir. Allah bunlardan eylemesin! 102 ve 107’nci âyetler arasında ki notlarımızı da şöyle vermeye çalışıyoruz: Sahibiniz, Terbiyeciniz, Velî nimetimiz en Mukaddes Ulu zât ki, bu Yüce Allah’tır. Sahibimiz Allah, terbiyecimiz Allah, velî nimetimiz Allah, en Mukaddes Ulu zât Allah’u Teâlâ’dır (C.C) Sebepleri, sebepler âlemini hepsini hak ve adâletle yaratan sadece Allah’u Teâlâ’dır. Dikkat et buraya da! Sebepleri, sebepler âlemini hepsini hak ve adâletle yaratan sadece Allah’u Teâlâ’dır ve böyle yaratmıştır. Mücâdele Sûresinin 22’nci âyetine bir bak nice gerçekleri göreceksin. Onun taraftarları kurtuluşa ermiştir. Kimin taraftarları? Allah’ın tarafındakiler.

Dakika 5:00

Kur’an’ın, Sünnet ’in Muhammed’in, İslam’ın tarafında olanlar kurtuluşa ermişlerdir. Çünkü Allah’ın tarafında olmayan herkes dalâlettedir, küfürdedir, şirktedir. Allah’ın tarafında İslam vardır, Muhammed vardır, Kur’an-ı Kerim vardır ve bu yüce değerlere iyice inanan hakîkî Müslümanlar vardır. Bütün insanlığı da Allah buraya davet etmek için İslam’ı göndermiştir. İslam bütün milletlerin dinidir. Eğer birisi bu hakîkatten Rahmet-i Rahmân’dan, Rahmet-i Rahimden eğer birisi mahrum oluyorsa bu kendini mahrum edenlerdir.

Şu âyeti kerimeye dikkat et! Cenab-ı Hak ne diyor Mücadele Suresi 22’nci âyette: “(أَلَا إِنَّ حِزْبَ اللَّهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ ) diyor. Allah’ın tarafındakiler felâha onlar ermişlerdir” diyor. Felâha erenler kurtuluşa erenler onlardır diyor. Kim? Allah’ın tarafındakiler. Kim bunlar? İslam dinine iyiden iyiye gereği gibi inanmış inancını da gereği gibi yerine getirmiş, taat etmiş Allah’a taatte bulunmuş isyân etmemişler. Herkes gücü nispetinde iyi bir Müslüman olmaya gayret edecektir. Mâide Sûresi 56’ıncı âyetinde: “O’nun taraftarları üstün gelecektir” diyor. Hep üstün gelmiş ve üstün gelmeye ebedî devam edecektir. (فَإِنَّ حِزْبَ اللّهِ هُمُ الْغَالِبُونَ) burada da Cenab-ı Hak öyle diyor. “Muhakkak ki Allah’ın tarafındakiler onlar hep galip gelmişlerdir galip geleceklerdir ebedî”. Fâtihâ Sûresi 5’inci âyet-i kerimeye de şöyle bir bak. Ne diyor? “Ancak sana kulluk ederiz her türlü yardımı senden bekleriz” diyor. Bizi Sırât-ı Müstakîmine hidâyet eyle diyor. Sırât-ı Müstakîm ise işte İslam’ın kendisi İslam milletinin bizzat kendisi önderi Hz. Muhammed’dir, izinde gidenlerde MünamünAleyhim’dir. Allah’ın inamda ihsânda bulunduğu kimselerdir önderleri Hz. Muhammed’dir (A.S.V). Gözünü yumsan da minarenin kendisini görüyorum. Şöyle bir bak gözünü yum birçok gördüğün şeyleri gözün açıkken gördüklerini gözünü yumsan dahi görebilirsin. Neyi gösteriye bu insana Cenabı Hak iç dünyasına neler vermiş. Bak gözümü yumsam da minarenin kendisini görüyorum olduğu yerde idrâk ediyorum. Bunlar Cenab-ı Hakk’ın kuluna verdiği nelerdir? Kuvvelerdir, kuvvetlerdir, duyulardır, idrâklerdir, tefekkürlerdir, tezekkürlerdir, tefehhümlerdir, mükemmel mevhumlardır ve kuruntular vehimler değil gerçeklerdir. Işık bile bana diyor gözüme kavuşması anında ışık oluyor. Işık ne zaman ışık oluyor? Bana diyor gözüme kavuşması anında ışık oluyor. O zaman parlıyor görme o zaman meydana geliyor. Yoksa dikkat et! Işığın ışık olmasına dikkat et ışık bile bana gözüme kavuşması anında ışık oluyor o zaman parlıyor görme o zaman meydana geliyor.

Dakika 10:02

Burayı biraz düşünürsen neler anlarsın. İdrak işinin sır ve mâhiyeti akılların idrâk ve kavrayışının dışındadır. İdrak işinin sır ve mâhiyeti akılların idrâk ve kavrayışının dışındadır. Şöyle sana verilen akıl ve idrâki de bir değerlendir. Bunlar neyin dışında çıkıyor? İşte bunlar idrâk işinin sır ve mahiyeti akılların idrâk ve kavrayışının dışına çıkıyor. Bunlar insanüstü yaratılmış Allah’a Allah tarafından kuluna verilmiştir bunlar. Bu bütün yaratılanlar tabiatüstü yaratıcının eseridir. Bütün varlıklara hâkim olan kudretin eseridir. Yerindeki minareyi gözün yumuk olarak algılıyorsun bu nasıl oluyor? Kendine sor gözünü yumuyorsun minareyi algılayabiliyorsun. Sana bu idrâk kuvvetinin nasıl verildiğini bir düşün. Bu noktada fen bilimleri, felsefeler, filozoflar şaşkınlık içinde ve safsata batağındadırlar. Tabii istisnâlar her zaman kaideyi bozmaz istisnâlar hariçtir. Bu nokta da fen bilimleri felsefeler, filozoflar şaşkınlık içinde ve safsata batağındadırlar ve safsata batağındadırlar. Yaratıcıyı inkâr ederek hiç kimse kendisi bataktan kendisi kurtulamaz. Yaratıcıyı bir defa O’nun şanına yakışan şekliyle O’nun kendini tarif ettiği gibi yaratanı tanıyacaksın. Şunun, bunun tanıttığı gibi değil O’nun tanıttığı gibi. Kur’an-ı Kerim O’nun kitâbı Kur’an’la Allah kendini bize tanıtıyor. Esmâsıyla, evsâfıyla tanıtıyor doğru tanıyacaksın. O gözleri idrâk ve ihâta eder Allah gözleri ihâta eder kuşatır. O gözleri idrâk ve ihâta eder, her lütuf onun nuru da onun lütfudur. Dikkat et! Sana bunları şimdi keşfediyor. Hiçbir bilim sana bunu böyle açıklayamaz. Bundan üstün yüce keşifler olmaz. Yalnız ne zaman Kur’an-ı Kerim’i dünya anladığı zaman gerçek kâşifin, gerçek ilmin Kur’an da olduğu Kur’an kâinatı keşfeder. İnsanoğlu da ne yapar? Kur’an’la bütün âlemden faydalanmayı en güzel şekilde bilir. Onun için zaten Kur’an-ı Kerim Allah’u Teâlâ kullarına ipuçlarını vermiş. Gerçek sosyal adâletin nizâmını kurmuş İslam ile kurmuş. Onun için Yüce Allah gözleri ve idrâkleri ihâta eder yani kuşatır. Her lütuf O’nun idrâk nuru da O’nun lütfudur her lütuf O’nun, idrâk O’nun, O’nun lütfudur. Bize idrâk nuru vermiş. İdrâke bir bak, anlayışa bir bak akıl yürütmeye bak! Şöyle bir fikre fikir yürütmeye bir bak, tefekküre bak varlıklar üzerinde aklın yürüyüşüne bir bak şöyle tefekküre bak! Kur’an-ı Kerim her insanı Müslümanı tefekküre mütefekkir olmaya çağırıyor, davete ediyor.

Dakika 15:03

Çünkü Allah kuluna tefekkür edecek kuvveleri vermiştir. O’nu dürbünlere teleskoplarla aramak Allah dürbünlerle aranmaz teleskoplarla da aranmaz. Eğer sen Allah’ı idrâki sen eğer teleskopla dürbünlerle aramaya kalkarsan o zaman sen yine maddeye takılır kalırsın mânâya ulaşamazsın mânâya ulaşmadan da Hakk’ı bulamazsın. Onun için O’nu dürbünlerle teleskoplarla aramak değil gözden gönülden uzak sanmadan O’na tam dönmelidir. Gönüllerin tüm sırlarından Allah haberdardır. Sana senden daha yakındır. Aklını başına al! Sana akıl bunun için verildi. Sana senden Yüce Allah daha yakındır. O’nu senin görmen değil O’nun görmesine îmân edilmesidir. Senin gücün belli acizsin senin O’nu görmen değil, O’nun seni görmesine senin îmân etmendir senden istenen bu O seni görüyor. Yaratan görmez mi? Yaşatan görmez mi? kalbini yaratan kalbine senden daha yakın olmaz mı? Bu âlemi yaratan âlemi kuşatmaz mı? Niye aklını iyice kullansana! O seni gördüğü için O’nun görmesine senin îmân etmen gerekiyor. İstenen bu yoksa sen acizsin derinin altını göremiyorsun ki. Bu âlemleri Yüce Yaratanın yüce kudretini görecek sende kuvvet mi var? O zaman seni görene îmân et, huzurunda el pençe dur ve elini günde beş kere bağla huzuruna gel, O’na kulluk görevini yap. En derin en büyük saygını Allah’a göster. Ahmaklık yapma, nankörlük yapma, hele şirke küfre nifaka sapma İslam’ı sakın ola ki hiç bırakma İslam’a koş! Paramparça olsan bile İslam’dan sakın ayrılma taviz verme! Biz aciz kullarız bizden söylemesi kendin bilirsin. Kim olursan ol. Allah’ın kulu musun? İster ağa ol, ister paşa ol, ister âlim ol, ister câhil ol. Ne olursan ol aklını başına al! Allah’a kulluk yap Allah’a iyi bir Müslüman ol. Yüce İslam’ın yüce değerlerini ortaya koyan Allah’ın kendisi, Muhammed görevlisi elçisi, Kur’an Allah’ın kitâbı. Sünnet Kur’an-ı Kerim’in Hz. Muhammed diliyle açığa çıkarılması ve uygulanması Kur’an’ı al sünneti de al, icmayı da al kıyası da al. Kıyas da İslam’ın yüksek âlimlerinin neyidir? Bilinenden bilinmeye terakkisidir. Göze göre basar görme neyse kalbe göre basîrette odur. Şimdi kalpte basîret var gözde görme basar var. Şimdi dış gözümüzde görme basar var birde kalbimizde basîret var esas gözümüz kalpteki gözdür. Dıştaki de dışa açılan penceredir.

Dakika 20:10

Zekâ, anlayış, firâset gereği gibi idrâk eder. Açık ve parlak olması hâline basîret deniyor. Burayı bir daha anlayalım! Zekâ, anlayış, firâset gereği gibi idrâk eder. Açık ve parlak olması hâline basîret deniyor ki, bu İlâhî nurdur. Bu basîret İlâhî nurdur. Basîretini kaybedenler de bu nur yoktur sönmüştür. İşte karanlık kalpler ruhlar ve beyinler bu basîret nurunu söndürenlerdir. Îmân olmadan bu basîret nuru olmaz. Aklını başına al! Sözünü bile edemezsin düşüncen bile oraya varmaz ulaşmaz. Yazık çok yazık Allah, ne güzel insanoğlunu yaratmış ve donatmış işte içini dışını nurlandıracak, aydınlatacak ezelî ebedî hayat veren nuru ortaya koymuş ki Kur’an-ı Kerim’in bir adı nurdur, bir adı ruhtur. Nur yönüyle aydınlatır ruh verir hayat verir. Hayat bulmak istiyor musun? İşte hayat veren nurun derslerini yapıyoruz. Hayat veren nurun dersleridir bunlar. Biz falanın, filanın görüşlerini değil bizâtihi Kur’an-ı Kerim’in aslını ve ona açıklık getirecek keşif notlarını veriyoruz.

Dakika 22:35

 

 

(Visited 51 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}