Tefsir 267-01

267- Tefsir Ders 267 hayat veren nurun keşif notları

 

267- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 267

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

(En’am Sûresi 131’inci Âyet-i Kerime’den 140’ıncı Âyet-i Kerime’ler)

 

Şu duaya bakın; ‘’Allahümmahfaznî bi hıfzul Kur’an veffassû aleyye’’ şuna bak! Durma, ey Allah’ın kulları durmayın! Allah’a kul olmanın çaresine bakın, Şanlı Kur’an’ı, Hz. Muhammed’i iyi keşif edin, Allah’a kul olun. Allah kendisine nasıl kul olacağımızı İslam ile beyân etmiştir. İslam’ı ve şeriatı bize teklif etmiştir bizi mükellef tutmuştur kulluğa sarılın demiştir. Biz kulluğa sarılacağız ebedî de mutlu olacağız. İşte hayat veren nura ve onun mutluluğuna ebedî kavuşmuş olacağız. Allah’a kulluk Allah’ın dediği gibi olur. Birinin dediği gibi Allah’a kulluk olmaz. Putperestler de putlara ne diyorlardı? Biz bunları Allah’a aracı olarak yapıyoruz Allah’a tapıyoruz diyorlardı. Ama Allah onlara en şiddetli azâbı yapacağını ve yaptığını hiçbir amellerinin kabul olmadığını, olmayacağını beyân ediyor. Tevhîd îmânıyla, İslam îmânıyla îmân edeceksin ve İslam ile Allah’ın ortaya koyduğu ibadetleri yapacaksın. Allah’a kulluk Allah’ın istediği gibi olur. Muhammedi de örnek kılmış Cenab-ı Hak Habîbi Muhammed bana nasıl kulluk ettiyse itikatta, amelde, ahlâkta nasıl İslam’ı yaşadıysa size nasıl gösterdiyse ben bunu kabul ediyorum diyor Cenab-ı Hak. Muhammed’e tâbî olun bana öyle gelin diyor.

(قُلْ إِن كُنتُمْ تُحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمُ اللّهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٣١﴾)

‘’Âli İmrân Sûresi 31’inci âyet-i kerime ’’

Hz. Muhammed’e tabi olacaksın. Onun Allah’a kulluk ettiği gibi kulluk edeceğiz, İslam’ı bize nasıl anlattı öğrettiyse öyle yapacağız. Muhammed âlemlerin hem Peygamberi hem öğretmenidir. Bismarck öyle diyor; “Bütün dünya Muhammed’in Ehl-i İyâli talebesidir” diyor. Dünya ne öğrendiyse Muhammed’den öğrenmiştir diyor  (A.S.V) için. Bir batılılardan da bu gerçeği görenler var. Onun için dünya gerçek mânâ da bilimde, sosyal adâlette çok geç kaldılar ama yine de tamını yakalayamadılar. Îmân ve sosyal adâleti dünyada ki sulh ve barışı daha hâlen yakalayamadılar. Bilimsel bazı keşiflerde bulundular. İslam’ın dünya çok gerisinde bunu yine bir Fransız bilgini öyle diyor; “Dünya ne kadar ilerlese Muhammed’in medeniyetine ulaşamaz” diyor yine bir batılı söylüyor bunu da Rooy da bunlardan biri. Daha niceleri de gerçeği gören herkes aynıdır. Gerçeği göremeyen kalbi mühürlü, gözü perdelidir. Cenab-ı Hak bak ne diyor;

ذَلِكَ أَن لَّمْ يَكُن رَّبُّكَ مُهْلِكَ الْقُرَى بِظُلْمٍ وَأَهْلُهَا غَافِلُونَ ﴿١٣١﴾

Bu şundan dolayıdır ki, Rabbim halkı habersiz iken ülkeleri zulüm ile helâk edici değil diyor. Allah kullarını uyarmadan helâk etmez. Peygamber gönderir, kitap indirir orada güzide İslam âlimleri ortaya çıkar hakîkî adâletle hükmedecek âlimler ortaya koyar. Ne zaman ki bir millet, bir topluluk, bir devlet hakîkati kabul etmemekte direnirse işte ondan sonra hepsi de helâk oldular.

Dakika 5:08

Nuh kavmi Nuh’un şeriatını kabul etmedi helâk oldu. Hud Kavmi helâk oldu, Sâlih’in Kavmi helâk oldu İbrâhim’in karşısında Nemrut devleti dünyanın en güçlü devletiydi helâk oldu. Mûsâ’nın karşısında firavun helâk oldu ve dünya da şeddat’lar bütün feverân eden firavunlar hep helâk oldular. O çağınkiler öyle oldu, bu çağınkiler böyle olacak ya gelecek çağlarlarda da durum böyle gidecek. Allah ile savaşılmaz Allah ile savaşıp da kimse savaş kazanamaz. Allah ile savaşılmaz. Firavunluk işte burada, aptallık burada Allah ile savaşılmaz. Firavun güçlü bir devlet adamıydı Allah’ın gönderdiği hükümleri kabul etmedi peygamberiyle savaştı. Ne oldu? Helâk oldu gitti. Nereye? Cehennemin dibine hâlbuki o da Allah’ın kuluydu Allah onu da kurtarmak iste Hakk’a çağırdı ve büyük bir Peygamber gönderdi. Ama Peygamber tanımadı, Allah kitap indirdi kitâbı tanımadı. Kendi hükümranlığı onun içinde ki firavunluğu feverân etti kendini ilâh yerine koydu. Kendi kanunlarını Allah’ın kanunları yerine koydu. Nitekim ne oldu? Peygamberi, Allah’ı yok saydı Allah da onu dünyadan yok etti cehenneme attı. Şuanda akşam, sabah cehennem kabir azâbı ateşe sokulup çıkarılmaktadır. Şuanda firavun geberdiği günden beri akşam ve sabah ateşe arz edilmektedir. Aç Kur’an’a bak haber Allah’ın verdiği haberdir. Ezelî ebedî kuşatan Allah’ın verdiği haberdir, Muhammed’in verdiği, Kur’an-ı Kerim’in verdiği haberdir. Muhabir, basın, yayın, görsel basın olsun, diğerleri olsun yanılabilir, yanlış yazı yazabilir, doğruda yazar, yanlışta yazar. Ama Allah doğrunun ve peygamberi tam doğrunun, Kur’an-ı Kerim tam doğrunun hakikatin bizzat kendisidir. Aklını başına al!

وَلِكُلٍّ دَرَجَاتٌ مِّمَّا عَمِلُواْ وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلٍ عَمَّا يَعْمَلُونَ ﴿١٣٢﴾

Her birinin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir. Allah kimsenin yaptıklarından habersiz değil. İlmiyle, kudretiyle bütün âlemlere hâkim olmuş ilmiyle kuşatmış. Sen Allah’ın gözetiminde Allah göre, göre sen Allah’ı inkâr ediyorsun Allah göre, göre. Allah bile, bile sen Allah’ın huzurunda o göre, göre Allah’a isyân edip haram işliyorsun. Şirke saplanıyorsun Allah’a isyân ediyorsun. Bunun faturası çok ağır olacak yazık vazgeç, küfürden vazgeç, şirkten nifaktan vazgeç, zulümden vazgeç. Kur’an’a düşman olmaktan Allah’a karşı koymaktan Muhammed’i inkâr etmekten vazgeç. Muhammed kendini Peygamber yapmadı Allah onu Peygamber gönderdi. Kur’an-ı Kerim’i Allah gönderdi Allah’ın kitâbı.

وَرَبُّكَ الْغَنِيُّ ذُو الرَّحْمَةِ إِن يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَسْتَخْلِفْ مِن بَعْدِكُم مَّا يَشَاء كَمَآ أَنشَأَكُم مِّن ذُرِّيَّةِ قَوْمٍ آخَرِينَ ﴿١٣٣﴾

Cenab-ı Hak Rabbin, hiçbir şeye muhtaç değildir, O (وَرَبُّكَ الْغَنِيُّ) O eşsiz zengin, zengin eden O’dur. (الْغَنِيُّ) Munî O (ذُو الرَّحْمَةِ) rahmetin sahibi O merhamet sahibidir.

Dakika 10:30

Sizi başka bir kavmin soyundan getirdiği gibi dilerse sizi de yok edip sizden sonra yerinize dilediğini getirir. Tarihte nicelerini yok etti başkalarını getirdi. Onun için;

إِنَّ مَا تُوعَدُونَ لآتٍ وَمَا أَنتُم بِمُعْجِزِينَ ﴿١٣٤﴾

Size vaat edilenler muhakkak gelecektir. Bu Kur’an-ı Kerim’de Allah ne vaat ettiyse hepsi olacaktır. Muhammed Allah’tan ne haber getirdiyse İslam adına hepsi olacaktır olmuştur, olacaktır. Siz onun önüne geçemezsiniz. Allah’ın önüne geçilmez, Kur’an’ın önüne geçilmez, Muhammed’in önüne geçilmez. Çünkü Muhammed Allah’ın emrinde bir Peygamber, Kur’an Allah’ın kitâbı, İslam Allah’ın kurduğu düzen bunların önüne geçilmez. Bunu inkâr ettiğin zaman kendini mahvettin işte o kadar başka bir şey yapmadın, kendini mahvettin.

قُلْ يَا قَوْمِ اعْمَلُواْ عَلَى مَكَانَتِكُمْ إِنِّي عَامِلٌ فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ مَن تَكُونُ لَهُ عَاقِبَةُ الدِّارِ إِنَّهُ لاَ يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ ﴿١٣٥﴾  

Ne diyor Yüce Rab, de ki: Ey kavmim! Gücünüz yettiğince yapacağınızı yapın, bende yapıyorum. Yakında (dünya) yurdunun sonunun kimin olduğunu bileceksiniz. Muhakkak zâlimler kurtuluşa eremezler.” Zâlime kurtuluş yok ki! Demek sen o mazlumların, mağdurların hakkını yiyeceksin yaptığın yanına kalacak öyle mi? Allah’ı yok sayacaksın öyle mi? Allah’ın adâletini yok sayacaksın öyle mi? Allah’ın intikamını yok sayacaksın öyle mi? Ey zâlimler! Kendinize azıcık acıyorsanız zulmünüzden, küfrünüzden, şirkinizden, sömürünüzden vazgeçiniz. İnsanlığın kanını akıtmayınız kâtillikten vazgeçiniz. Ey çağın kâtilleri, bundan vazgeçiniz. Îmân, adâlet, dostluk, kardeşlik, sevgi, barış varken bu düşmanlık nereden geliyor? Senin küfründen geliyor, zulmünden şirkinden geliyor. İblîsinden geliyor, şeytânî kadrolarından geliyor, senin localarından geliyor senin kalbinde ki şeytanın kurduğu locadan geliyor. Cehâlet orada üretim yapıyor orada ki cehâlet zulüm üretiyor, şirk üretiyor, küfür üretiyor ve insanlığın tepesine bomba yağdırıyor ve nitekim terör estiriyor. Bundan vazgeç kendine acıyorsan bundan vazgeç. Azrâil (AS.) seni elinde liste ensende duruyor. Ordularıyla alıp götürecek vakit saate bakıyor bunun ömrü oldu mu olmadı mı diye saati bakıyor ve ömrün tamam olur olmaz Azrâil (AS.) ensende duruyor alıp götürecek Allah’a. Kendin bilirsin! Biz şanlı Kur’an’ı tebliğ edelim duyduk duymadık demeyin!

Dakika 15:00

Hiçbir zâlim kurtulmayacak kurtulamayacaktır.

وَجَعَلُواْ لِلّهِ مِمِّا ذَرَأَ مِنَ الْحَرْثِ وَالأَنْعَامِ نَصِيبًا فَقَالُواْ هَذَا لِلّهِ بِزَعْمِهِمْ وَهَذَا لِشُرَكَآئِنَا فَمَا كَانَ لِشُرَكَآئِهِمْ فَلاَ يَصِلُ إِلَى اللّهِ وَمَا كَانَ لِلّهِ فَهُوَ يَصِلُ إِلَى شُرَكَآئِهِمْ سَاء مَا يَحْكُمُونَ ﴿١٣٦﴾

Yüce Rab bak ne diyor; Allah’ın yarattığı ekin ve hayvanlardan Allah’a bir hisse ayırmakta ve kendilerince: “Bu, Allah’a ait; şu da ortaklarımıza ait” demektedirler. Görüyorsunuz ki müşriklerin taksimâtına bakın şirk koşanların. Ortakları için olan hisse Allah’a ulaşmamaktadır. Allah’a takvâ ulaşır Allah için ihlâsla yapılandan başkası, tevhîd îmânıyla yapılandan başkası Allah’a ulaşmaz kabul olmaz. Fakat Allah’a ayrılan hisse ortaklarına ulaşmaktadır. Yani Allah’ın hakkını putlarına veriyorlar verdikleri hüküm ne kadar kötüdür (سَاء مَا يَحْكُمُونَ) diyor Cenab-ı Hak (سَاء مَا يَحْكُمُونَ) “Verdikleri hüküm ne kadar kötüdür, pek kötüdür.” Allah’ın şeriki yok ki ne varsa, neyimiz varsa bu âlemde ve bizde Allah’a ait. O’nun ortağı yok ki                                     (Lekel mülkü küllü) mülkün tamamı Allah ait. (Velekel Hamdü Küllü) övme övülmenin tamamı O’na ait. (Biyedikel hayrı küllü) hayrın tamamı O’nun elinde O’na ait.                                       (Külli nimeti minallahi) Nimetin tamamı Allah’a ait. Ne şerikten bahsediyorsun sen, hangi putundan bahsediyorsun sen? Kimi ilâhlaştırdın kime tapıyorsun sen? Vazgeç bu yanılgıdan vazgeç bu yanlıştan! Şirkten paçanı kurtar, Allah’a kul ol, yalnız Allah’a kul ol! Allah’ın nimetine de tapılmaz. Allah değerli insanlar yaratmıştır değerli insanları gözünde büyütüp onları ilâhlaştırdığın zaman o değerli insanlara en büyük kötülüğü yapmış oluyorsun. İftirâ ediyorsun onları Allah’a şerik koşuyorsun, ortak koşuyorsun yapma bunu.

وَكَذَلِكَ زَيَّنَ لِكَثِيرٍ مِّنَ الْمُشْرِكِينَ قَتْلَ أَوْلاَدِهِمْ شُرَكَآؤُهُمْ لِيُرْدُوهُمْ وَلِيَلْبِسُواْ عَلَيْهِمْ دِينَهُمْ وَلَوْ شَاء اللّهُ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ ﴿١٣٧﴾  

Yüce Rab buyuruyor; Yine ortakları, müşriklerden çoğuna öldürmeyi güzel gösterdi ki, hem kendilerini mahvetsinler, hem de dinlerini karıştırıp bozsunlar. Allah dileseydi bunu yapamazlardı. O hâlde onları uydurduklarıyla baş başa bırak! Ne diyor burada, şöyle bir bak! Evlatlarını diri, diri bunlar bu müşrikler öldürdüler öldürüyorlardı. Hâlâ bu çağın müşrikleri insanlığı bu çağda da hunharca öldürenlerle Hz. Muhammed’in İslam nurunun cihânı aydınlattığı zaman câhiliye devrinde İslam öncesi devirde diri, diri insanlar kendi evlatlarını, bilhassa kız çocuklarını, yetişmiş kızları bile diri, diri çöllerde ne yapıyorlardı? Kumlara, kuyulara atıp öldürüyorlardı.

Dakika 20:06

İslam, imdadına yetişti insanoğlunun nerede garibanlar varsa İslam onun imdadına yetişti. Merhametiyle onları kucakladı kadına kadın haklarını insana, kölelere, câriyelere, bütün insanlığa hak ve hürriyetlerini gerçek adâleti İslam vermiştir. Muhammed vermiştir (A.S.V) Kur’an-ı Kerim vermiştir yani Allah’u Teâlâ vermiştir. Allah’ın kurduğu düzen İslam ile verilmiştir bunlar. Kadını câhil bırakan biri varsa, kadını kullanan kötüye kullanan biri varsa, insanlığı köleleştiren sömüren biri varsa bu çağın putperestleri müşrikleridir. Kadına yapılan kötülük insan haklarının çiğnenmesi, sosyal adâletin olmaması bu çağın en büyük yüz karasıdır. İnsanlığın bir tarafını aç bırakmaya, açık bırakmaya, yetim bırakmaya, dul bırakmaya, sakat bırakmaya, vücudunun bir tarafını parçalayıp atmaya kimin ne hakkı var. Dünyada ki güçleri, dünyada ki kuvvetleri birleştir barış için birleştir, sosyal adâlet için birleştir. Zerre kadar vicdanı, îmânı olanlar bunu yapacaklardır. Bu yeteri kadar yerine gelecektir. Dünyanın tamamı Allah’ındır Allah’ın mülkünde bu haksızlığa Allah dur demeyecek mi, intikamını almayacak mı? Her zâlimin yaptığını yanına mı bırakacak? Allah’ın adâleti şaşmaz. Rûz-i Cezâ’da büyük mahkeme de dünya da mezar ve mahşer de Allah intikamını alacak adâletini uygulayacaktır.

Onun için kıymetli dostlarımız, Cenab-ı Hak bu âyet-i kerimede de bunu buyurduktan sonra diyor ki;

وَقَالُواْ هَذِهِ أَنْعَامٌ وَحَرْثٌ حِجْرٌ لاَّ يَطْعَمُهَا إِلاَّ مَن نّشَاء بِزَعْمِهِمْ وَأَنْعَامٌ حُرِّمَتْ ظُهُورُهَا وَأَنْعَامٌ لاَّ يَذْكُرُونَ اسْمَ اللّهِ عَلَيْهَا افْتِرَاء عَلَيْهِ سَيَجْزِيهِم بِمَا كَانُواْ يَفْتَرُونَ ﴿١٣٨﴾

Yüce Rabbimiz diyor ki; Zanlarınca dediler ki: “Bunlar dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir. Bunları bizim dilediğimizden başkası yiyemez. Bunlarda sırtına binilmesi yasaklanmış hayvanlar.” Bir kısım hayvanları da üzerlerine Allah’ın adını anmadan boğazlarlar. Bütün bunları Allah’a iftirâ ederek yaparlar. Allah onları iftiralarıyla cezâlandıracaktır. İşte putlarına adadıkları uydurdukları safsatalar müşriklerin. İslam bütün safsataların karşısındadır ortada hak ve hakîkat ve Allah’ın ortaya koyduğu hak ilim nedir? İslam’ın delilleri yani Vahyi İlâhî kitap ve Peygamberin onlarla ortaya koyduğu değerler ve bilimsel çalışmalar faydayı celp eden zararı def eden çalışmalar. Gerçeğe uymayan ne kadar safsata varsa, hurâfeler varsa İslam bunları ret eder. İslam tam bir hakîkattir.

Cenab-ı Hak bunu buyurduktan sonra diyor ki;

Dakika 25:00

وَقَالُواْ مَا فِي بُطُونِ هَذِهِ الأَنْعَامِ خَالِصَةٌ لِّذُكُورِنَا وَمُحَرَّمٌ عَلَى أَزْوَاجِنَا وَإِن يَكُن مَّيْتَةً فَهُمْ فِيهِ شُرَكَاء سَيَجْزِيهِمْ وَصْفَهُمْ إِنَّهُ حِكِيمٌ عَلِيمٌ ﴿١٣٩﴾          

Dediler ki: “Bu hayvanların karındakiler sadece erkeklerimize ait olup kadınlarımıza haram dediler.” İşte buda putperest aklı, müşrik aklı. Eğer ölü doğarsa o zaman hepsi onda ortaktır. Bakın ölüleri, leşleri, meyteleri ortak olarak yiyorlar. Bu nitelenmelerinden dolayı Allah onların cezâsını verecektir. Çünkü O hikmet sahibidir, bilendir. Bu Putperest, şirk zihniyeti Hakk’ı kabul etmeyen zihniyet hakikati kabul etmiyor. Burada şirkinde direniyor Hakk’a da saldırıyor. Ne yapıyor Cenabı Hak, işte o zaman cezâlarını verecektir diyor. Yani ben bunların hep cezâlarını verdim ve vereceğim diyor. Çünkü O hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.                         (Amennâ ve Saddaknâ) buyuruyor ki;

قَدْ خَسِرَ الَّذِينَ قَتَلُواْ أَوْلاَدَهُمْ سَفَهًا بِغَيْرِ عِلْمٍ وَحَرَّمُواْ مَا رَزَقَهُمُ اللّهُ افْتِرَاء عَلَى اللّهِ قَدْ ضَلُّواْ وَمَا كَانُواْ مُهْتَدِينَ ﴿١٤٠﴾

Bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah’ın kendilerine verdiği rızkı, Allah’a iftira ederek haram kılanlar muhakkak ki, ziyana, hüsrana uğradılar. Bunlar, doğru yoldan sapmışlardır; hidâyete erecekte değillerdir. Çünkü Hakk’ı kabul etmiyor ki hidâyeti kabul etmiyor. Kur’an-ı Kerim ve İslam hem hidâyettir, hem rehberdir, hem nurdur, hem rahmettir, hem ruhtur hayat verir. Kur’an-ı Kerim’in bir adı da ruhtur hayat verir. Nurdur aydınlatır ebedî mutluluğun tamamı İslam’ın kendisindedir.

Dakika 27:53

 

 

(Visited 63 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}