HadısŞerifKülliyatı 29-01

29-Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 29

 

 29 Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 29

 

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

‘’Elhamdülillahi rabbil alemin vessalatü vesselamü ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain rabbi euzu bike min hemezatiş şeyatin ve euzu bike rabbi en yahdurun’’

 

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Çok kıymetli ve muhterem izleyenler; sevgili Peygamberimizden gelen haber de Müslim’i Şerif’in ve Tirmizi’nin rivayet ettikleri hadisi şerifte bakın ne buyruldu. Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki; nefsimi kudret elinde tutan Zatı Zülcelal’e kasem olsun siz benim yanımdaki hali dışarıda da devam ettirip cennet ve cehennemi hatırlama işini koruyabilseniz melekler sizinle yataklarınız da yollar da musafaha ederdi. Fakat Ey Hanzala bazen öyle bazen böyle olması normaldir bu münafıklık değildir. Evet, kıymetliler; siz bizim meclisimizden uzaktayken de meclisimizde ki ahval-i devam ettirebilseniz en mükemmel hal üzeresiniz demektir. Beşeri mânialara rağmen böyle olabilen bir kimse meleklerin kendisi ile her yerde her vakitte teberrük edip saygı arz ettiğini görebilir. Ey kıymetliler; kendini huzuru ilahi de Kuran-ı Kerim’in bütün emirlerini, sahih sünneti yani Allah’ın ve Peygamberin emirlerini iyi inanıp onun ameli ile amel işleyen ihlas ile kendini huzur da ilahi huzur da görebilen Allah’ın kendisini gördüğünü hiç unutmadan ibadetin için de ve dışın da bu duygu ile yaşayan insanların durumunu eğer bu durumu insanlar koruyabilselerdi melekler onlara arkadaş olurlardı ve tokalaşırlardı diyor işte insanlar ihlas durumunu ihsan derecesini kazanmaya çalışmalıdır. Bunu kazandığı an Rabbisinin himayesi altındadır, artık Rabbi ’sinin huzurundadır. Rabbi ’si onu rahmetinin fazlının içine almış onu kuşatmıştır lütfu ilahi ile. Böyle olmak için gayret eyle ey Müslüman. Yarabbi sen muvaffak eyle lütfun kerem’in fazlın ile muvaffak eyle, rahmetinin fazlının içine al. Yarabbi ya Rabbil âlemin ya Erhamerrahimin ya Erhamerrahimin yazel celali vel ikram ya hayyu ya kayyum la ilahe illa ente. Allahümme salli ve sellim ve barik alâ Muhammedin ve ala ali Muhammed (ASV).

 

Dakika 5:10

 

Evet, kıymetli ve muhterem izleyenler; işlerin en hayırlısı orta ve itidal üzere olanıdır buyurdu Peygamber efendimiz bu da Ebu Hureyre hazretlerinden gelen bir rivayettir. Evet, insanoğlu güven verecek, güven duyacak sadakat doğru olacak doğruluktan şaşmayacak, emniyet için de olacak karşıya da emniyet güven verecek. Evet, kıymetliler; yapılması emredilen veya yasaklanan farzlardır, ibadetlerdir demişlerdir İbni Abbas farzlardır diyor aynı şeyi söylüyorlar. ‘’Ahzap Suresi 72’’ de doğrusu biz emaneti göklere yere dağlara sunmuşuzdur da onlar bunu yüklenmekten çekinmişler ve ondan korkup titremişlerdir. Pek zalim ve çok cahil olan insan ise onu emaneti yüklenmiştir, işte bu emanetin farzlar ve ibadetler olduğunu söylemiştir ulema ki dinin her emri sana emanettir. Birinin sana getirip de emaneten bıraktığı maddi manevi her şey emanet olduğu gibi Allah’u Teâlâ’nın sana teklif eylediği İslam adına ne varsa emanettir. Bunları korumak zorundasın, farzları yerine getirmedikçe haram ve günahlardan kaçmadıkça Allah’a itaat edip isyandan vazgeçmedikçe emaneti korumuş olmazsın. İhanet için de olursun, hem yüce değerlerine hem kendine, bütün tekliflerdir demişlerdir ki esası budur ilahi İslam’da ne teklif varsa bunlar emanettir. Allah’ın insanlardan aldığı misaktır demişlerdir, hepsi aynı şeyi söylemektedir. Evet, kıymetliler; yüce Allah kulundan ahdi misakını aldı ve İslam’ı da insanoğluna teklif eyledi, bunların hepsi birer, birer emanettir. Emanet din adalet duyguları insanların kalplerinin derinliklerine yaratılışların da fıtri meyiller olarak konmuştur. Sonradan Kuran-ı Kerim inzal edildi, kişi uykuda imiş gibi farkın da olmadan kalbinden emanet alınır. İnsanlar kalplerine konmuş olan bu fıtri temayüllerin Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şerifler de teyidini buldular. Sevgili efendimiz (A.S.V) bize bu emanetin kalplerden kalkmasından da bahsetti ve buyurdu ki kişi uykuda imiş gibi farkın da olmadan kalbinden emanet alınır.

 

Dakika 10:00

 

Geri de benek izi gibi bir iz kalır. Sonra ikinci sefer yine uykuda imişcesine kişi farkın da olmadan kalbindeki emanet duygusundan bir miktar daha alınır. Bunun da kalpte bir kabarcık izi gibi bir izi kalır. Yani şöyle ki ayağın üzerinden bir kor parçasını yuvarlanacak olsan dediği yerleri kabarmış görürsün, ne var ki için de işe yarar bir şey yoktur. Ey kıymetli, emaneti korumazsan emanet duyguları senin iç dünyandan bir, bir silinmektedir, ihanetin olduğu yerde riayet işte kalkmaktadır. Evet, sevgili Peygamberimiz (A.S.V) bir çakıl tanesi aldı onu ayağının üzerin de yuvarladı ve sözüne devam etti; emanet bu şekilde peyderpey azalmaya devam eder, o hale gelinir ki artık alışverişe giden insanlar da itimat güven doğruluk ve emanet tamamen kaybolur Muhafazan Allah’u Teâlâ. Hatta dürüstler falanca kabile de dürüst insanlar varmış diye parmakla gösterirler, bazen de kalbin de zerre miktarı iman olmayan bir kimsenin ne civanmert ne kibar ne akıllı kişi diye övüldüğü olur bunu da Huzeyfetül Yeman Hazretleri rivayet etmektedir. İşte durum ne kadar kritik ne kadar tehlikeli şuna bir bakın kıymetliler. Ben öyle günler gördüm ki Huzeyfe Hazretleri devam ediyor, hanginizle alışveriş yaptığıma aldırmaz güven için de güveniyordum aldırmazdım muhatabım Müslüman idiyse bana karşı hile yapmasına dindarlığı mani olurdu. Muhatabım Yahudi veya Hıristiyan idiyse onu da amirinden validen gelen korku ve disiplin adalet korkusu bana hile yapmaktan alıkoyardı. Onlar da hile yapamazdı adaletten korkuyorlardı İslam adaletinden. Fakat bugün sizden sadece falanca, falanca ile gönül huzuruyla alışveriş yapabilirim bakın ta onların sağlığından emaneti koruyanların azaldığını söylüyor. Bunları Buhari Hazretleri, Müslimi Şerif, Tirmizi, İbni Mace gibi muhaddislerimiz eserlerine almışlar bunlar rivayet etmektedirler, bu kıymetli sahih hadis kitapların da yer almıştır bunlar. Evet, kıymetliler; SâhibûtTahrîr de bu emanet ise imanın ta kendisidir der. Emanetin en başın da iman gelir ve ilave eder iman kalpte bir yerleşti mi kişi onun emrettiğini yapar yani imanın emrindedir iman ise Allah’a bağlılık emri ilahi Allah’tandır. Yasakladığından da kaçar aynı görüşte olan İbnü’l Arabi emanetten murad iman ve İslam ilkeleridir, kötü amellerin imanı gitgide zayıflatacağı en sonun da imandan sadece bir iz kalacağı belirtiliyor. İbni Hacer de şu ilaveyi yapar bu iz ise dil ile telaffuzdan ve kalbin zahirin de kalan ve amele aksetmeyen zayıf bir itikadın itikattan ibarettir der.

 

Dakika 15:38

 

İşte iman artık zayıfladığı zaman ibadetleri terk edersin haramları cayır, cayır işlersin, Allah muhafaza buyursun. Ey Müslüman, en başta iman emanetini İslam emanetini iyi koru, bunu da Resulullah (A.S.V) bedenin zahirindeki bir ize benzetmiştir. İmanın zayıflığına da uyku haline benzetmek suretiyle imada bulunmuştur. Kalpten imanın gidişini de ifade için ayak üzerinden kayıp yere düşen bir taşın temsilini vermiştir. Sen kötülükleri işleye işleye Allah’ın emrettiği ibadetleri farzları terk ede, ede iman kalpte zayıflıyor en sonun da kayıp senden gidiyor. Bir eser bile kalmıyor işte Peygamberimizin temsilin de bir kabarcık diyor kalır içinde de dışında da hiçbir şey yok bomboş diyor. Cenabı Hak imanı kâmil ameli salih ve iman da İslam’da daim olan kullarından eylesin ebediyülebet. Huzeyfe Hazretleri 36 hicri yılında vefat ettiğine göre görüyorsunuz insanlar hızla zayıflamaya başlamışlar. Peygamberimizden sonra hızla zayıflamaya başlamışlar, dünya ehli olmaya başlamışlar ve emaneti koruyanlara ne mutlu, emanet kaybedilince kıyameti bekleyin. Emanet nasıl kaybolur? Diye sordular. İşler ehil olmayanlara teslim edilince diye cevapladı diyor Peygamber Efendimiz (A.S.V) bunu da Buhari şerif rivayet etmektedir Ebu Hureyre’den gelmektedir o da Peygamberimizden haber veriyor. Yine Ebu Hureyre’den gelen Ebu Davud’un ve Tirmizi’nin rivayet ettiği hadisi şerifte sana emanet bırakanın emanetini geri ver, sana ihanet edene ihanet etme. Dikkat et! Sana ihanet edene dahi sakın ihanet etme, sen emaneti koru. Sana emanet bırakanın emanetini geri ver, sana ihanet edene ihanet etme buyurdu sevgili Peygamberimiz. İyilik ve fenalık bir değildir, ey inanan kişi sen fenalığı en güzel şekil de def et.

 

Dakika 20:04

 

‘’Fussilet Suresi Ayeti Kerime 34’’ de Cenabı Hak böyle buyuruyor; iyilik ve fenalık bir değildir, ey imanlı kişi sen fenalığı en güzel şekil de sav def et. Evet, Müslüman iyiliğin adamıdır kötülüğü def etmesini bilir ve iyilik ona yerleşmiş o da iyiliğin hepsini kabul etmiştir. Kötülüğe nefret eder aklını başına al, yine Ebu Musa’dan gelen haber de Peygamber efendimizden şöyle rivayet eder bunu da Buhari, Müslim, Ebu Davut, Nesai eserlerine almışlardır. Emin bir Müslüman mal muhafızı olsa ve vazifesini dürüstlükle yapsa şöyle ki kendisine sadaka vesaire nevinden emredileni gönül hoşluğu ile eksiksiz ve tam olarak yerine verse sadakayı veren iki kişiden biri gibi olur o da aynen o hayırları işlemiş gibi olur. Dürüstlük insanlara doğruluk neler kazandırıyor, bunlar sevgili Peygamberimizden gelen haberler. Yine Nesai de şöyle rivayet etmiş; Mümin kişi diğer Mümine karşı duvar gibidir birbirlerini takviye ederler. İşte Mümin Müminin böyle yardımcısıdır hep iyilikte yardımlaşırlar kötülükten ise kötülükten nefret ederler. Evet, kıymetliler; ne mutlu gerçek Müslümanım diyene. Şimdi de kıymetliler; Emri bil maruf nehyi anil münker hakkın da sizlere sevgili Peygamberimizden hadisi şerifler külliyatından keşif notları vermeye çalışacağız. Evet, Kuran’ı Kerim’le ilgili bunların hepsini tefsir derslerimiz de, itikadi ve ameli Fıkhı Ekberler de bunları sizlere vermeye çalıştık şimdi de hadisi şerifler külliyatından özel olarak sizlere keşif notları sunmaya devam ediyoruz. Tarık İbni Şahap’tan gelen haber de bakın ne buyruldu Peygamber efendimizden mervi; sizden kim sünnetimize uymayan bir münker görürse seyirci kalmayıp onu eliyle düzeltsin, buna gücü yetmezse lisanı ile düzeltsin, buna da gücü yetmezse kalbiyle buğuz etsin bu kadarı imanın en zayıfıdır. Yani eliyle düzeltme şansı varken düzeltmezse, diliyle düzeltme şansı varken düzeltmezse işi kalbe bırakırsa kalbin buğzuna bu imanın en zayıfıdır diyor bunu da Müslimi Şerif, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace gibi zati muhteremler rivayet etmişlerdir.

 

Dakika 25:00

 

Maruf aklın ve şeriatın güzel kabul ettiği her şeydir. Marufu emredeceksin, münker de yine aklın ve şeriatın çirkin gördüğü her şeydir. Eğer bir şeyi akıl ve şeriat reddediyor ise bu münkerdir. Bunu insanları bundan sakındırmaya çalışacaksın, maruf ki aklın ve şeriatın güzel kabul ettiği her şeyi de insanlara tebliğ etmeye çalışacaksın. İçin de bulunduğun bu konuma imkânlarına göre. Bir hadisi şerifte bakın ne buyruluyor; içerisin de iyilerin daha mümtaz daha güçlü bulunduğu bir kavim de kötülükler işlendiği halde iyiler müdahale edip ıslahta bulunmazlarsa bir başka rivayette; müdahale edecek güçte bir kimsenin bulunduğu bir kavim de kötülükler işlenir ve fakat bu kimse müdahale de bulunmazsa yüce Allah (C.C) herkese ulaşacak umumi bir ceza gönderir. Kötülükleri önlemezseniz ey iyiler, iyilerin güçlü olduğu zaman kötülükler işleniyor da engellenmiyorsa kötülükler işte o zaman bela umumi olarak gelir diyor. İyiler de kurtulamaz o zaman, niye görevini yapmadılar da ondan. Kötülüğe engel olmak istemediler, onun için emri bil maruf nehyi anil münker görevi ferdi içtimai ve devlet olarak yerli yerince yerine getirilmelidir. İbni Mesut Hazretleri’nden geliyor Peygamber efendimiz buyurdular; benden önce Allah’ın gönderdiği her Peygamberin mutlaka ümmetinden havarileri ve arkadaşları olmuştur, bunlar onun sünneti ile amel ederler emirlerini de yerine getirirlerdi. Sonra bu Peygamberlerin ardından öylesi kötüler zuhur etmişti ki yapmadıklarını söyleyip kendilerine emredilmeyeni de yapmışlardır. Kim bu güruhla eliyle mücahede ederse mümindir, kim onunla diliyle mücahede ederse o da mümindir, kim de onlarla kalbi ile mücahede ederse o da mümindir bunun gerisine artık zerre miktarı iman yoktur. Görüyorsunuz ki bunlarla eliyle diliyle kalbiyle mücahede eden mümindir, bunun gerisin de zerre iman yoktur diyor kötülüğe karşı koymak gerekiyor. Bu gücün nispetin de bakın el, dil, kalp, elin gücü yetmezse dilinle, dilin gücü yetmezse kalben en az buğuz etmen lazım, kalbin buğuzu imanın en zayıfıdır, el dil dururken işi kalbe bırakırsan, bura da gücü yetenler daha da mesuldürler. Gücü yetmeyenler ise mazurdurlar, kalben buğuz ederler. Nedir buğuz? O kötülüğe kalbin olmamasıdır. Öyle kötülükler işlenir insanlar da o kötülüklere alışmış ha, ha ile gülenler kötülüklerden zevk alıp alkış tutanlar bunlar belayı isteyenler ve hak edenlerdir.

 

Dakika 30:15

 

Evet, kıymetliler; bu hadisi şerif de Müslim Hazretleri eserine almıştır İbni Mesud da Peygamberimizden rivayet etmiştir. Yine İbni Mesud Hazretleri Peygamberimizden şu rivayeti yapıyor; İsrail oğulları bir kısım günahlar işlemeye başlayınca âlimleri onları bu işlerden men ettiler, ancak onlar dinlemediler vazgeçmediler zamanla âlimler de onlarla oturmaya dayanışmaya ve beraber içmeye başladılar. O kötülerle âlimlerle beraber yatıp kalkmaya düşüp kalkmaya başladılar, Allah da bunun üzerine berikinin delaletini öbürüne katarak biriyle diğerinin küfrünü artırdı. Davud’un (AS.) ve Meryem oğlu İsa’nın (AS.) dili ile onları lanetledi. Bu da ‘’Maide Suresi 78. Ayeti Kerimede’’ de bu durum bildirilmiştir İbni Mesud hem hadisi hem ayeti kerimeyi de bu konu da dile getirmiştir Peygamberimizden. Hayır, nefsimi kudret elin de tutan yüce zata, yüce Allah’a yemin ederim onları hak adına kötülüklerden men etmezseniz siz de rıza’ya eremezsiniz bu da Ebu Davud’un, Tirmizi’nin rivayetidir. Evet, kıymetliler, yine İbni Mace de rivayet etmiştir Sevgili Peygamberimizden geliyor bu haberler. Ey iman edenler siz kendinize bakın, doğru yol da iseniz sapıtan kimse size zarar veremez. ‘’Maide Suresi Ayeti Kerime 105’’ Peygamber Aleyhisselatu Vesselam’ın insanlar zalimi görüp elinden tutmazlarsa Allah’ın hepsine ulaşacak umumi bir bela göndermesi yakındır dediğini işittik diyor. Kim bunu rivayet eden? Kayıs İbni Ebu Hazım anlatıyor. Hz. Ebubekir (R.A) Cenabı Hakk’a hamdü ve senadan sonra buyurdu ki; ey insanlar sizler şu ayeti okuyor ve fakat yanlış anlıyorsunuz dedi Ebubekir. Bakın ey iman edenler siz kendinize bakın doğru yol da iseniz sapıtan kimse size zarar veremez bu ayeti kastediyor Ebubekir. ‘’Maide 105’’ Hz. Peygamber (A.S.V) insanlar zalimi görüp elinden tutmazlarsa Allah’ın hepsine ulaşacak umumi bir bela göndermesi yakındır dediğini işittik. Keza ben Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’ın içlerin de kötülükler işlenen bir cemiyet bu kötülükleri bertaraf edecek güçte olduğu halde seyirci kalır müdahale etmezse Allah’ın hepsini saran umumi bir bela göndermesi yakındır dediğini işittim dedi Ebubekir Hazretleri.

 

Dakika 35:06

 

Peygamberden duyduğunu söylüyor bu ayeti böyle anlayacaksınız. Ne demek? Zalimi zulmünden vazgeçireceksin, zalimin zulmünü alkışlamayacaksın, zalimden yana olmayacaksın, zalimlerle beraber olmayacaksın, zalimin zulmüne karşı koyacaksın, hem zalimi kurtaracaksın hem de zalimin zulmettiği insanların tümünü zulümden kurtarmış olacaksın. Bunu yapmazsanız diyor bakın Allah’u Teâla’nın hepsini saran umumi bir bela göndermesi yakındır buyuruyor. İşte bunu sevgili Peygamberimizden ben böyle işittim diyor Ebubekir Hazretleri. Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace gibi zatlar eserlerin de bu hadisi şerifi de zikir eylemişlerdir. Yine Huzeyfe Hazretleri anlatıyor; Huzeyfetül Yeman Peygamberimizin sır kâtibidir biliyorsunuz, sevgili Peygamberimizden şunu duyuruyor; nefsimi kudret elin de tutan zata kasem olsun ya marufu emreder ve münkerden de yasaklarsanız veya Allah’ın katından umumi bir bela göndermesi yakındır o zaman yalvar yakar olursunuz da duanız kabul edilmez. Tirmizi rivayet etmiştir Huzeyfe Hazretleri Peygamberimizden duyduğunu anlatmaktadır. Evet, kıymetliler; durum meydan da emri bil maruf nehyi anil münkerin ne kadar önemli olduğu ortadadır. Dini doğru tebliğ etmeli emri bil maruf da nehyi anil münker de bulunmalı, işte o zaman görevini yapmış olursun. Elin çalışıyorsa elinle, dilin çalışıyorsa dilinle, bunlar görev yapamazsa kalbinle buğuz edeceksin, bu görev ferdi içtimai ve devlet olarak herkesin ortak görevidir imkânları dâhilin de, herkes Müslümanlar görevi başına. Görevini yapmazlarsa umumi bir bela gelir işte Müslümanların başın da zalimler zulmediyor niye işte zalimlere birlik beraberlik için de zalimin zulmüne dur demediler. Bir kısmı alkışladı zalimi, bir kısmı yağ yaktı, bir kısmı yardımcı oldu, bir kısmının da gücü kalmadı karşı koyacak, işte Müslümanların gerçek Müslüman olup birlikte hareket edecekler, Allah’ın emrin de Peygambere tabi olarak zalime dur diyecekler ama birlikte beraberlikte. Zalim mazluma her türlü zulmü yapıyor, her türlü çamuru atıyor aklara kara karalara ak diyor mazlumları terörist göstermeye çalışıyor, teröristleri vatanperver olarak göstermeye çalışıyorlar aklını başına al. Bunun doğrusu ne? Allah’a kul Peygambere tabi olmakla İslam’ın ilkeleri ile hareket eden kişi ile beraber ol.

 

Dakika 40:02

 

Adam kahrolsun şeriat diye bağıra bağıra geldiler, yıllardır bir asırdır kahrolsun şeriat sen bunlara yağcılık yaptın, onlarla beraber oldun başında da bunlar çullandı kaldı. Ey Müslümanlar Allah’ın emrin de birleşin, Peygambere sıkıca tabii olun İslami emirleri bilerek birlikte hareket edin, o zaman dünya da kurtulur siz de dünyaya barış gelir, İslam tam bir adalet tam bir barıştır. Tam bir İslam bir merhamettir, gerçek sosyal adalet İslam’ın bizzat kendisidir. Hz. Ömer’in hilafet devrin de koyunlara kurtlar saldırmıyordu. Niye? Koyunların için de kurtlar yatıyordu ama koyuna saldırmıyordu. Neden adalet tesis edilmişti? Ne zaman ki koyunlara kurtlar saldırdı çoban oturdu ağladı. Niye ağlıyorsun ey çoban dediler öbür çobanlar? Hz. Ömer sağ olsaydı adalet eğer ki kapısı kırılmasaydı bu kurt bu koyuna saldırmazdı, çobanın ağladığı ve kurdun koyuna saldırdığı an ki saate o güne baktılar o saate Hz. Ömer camii de hançerlenmiş ve kapı kırılmış fitne içeri girmiş. O gün bugündür fitne çıkmadı ey ümmeti Muhammed birlikte tövbe istiğfar edin, milli bir tövbe ile milli bir istiğfar ile İslam’a sarılın. Bir ve olun bütün olun Allah’ın emrin de kul olun, Peygambere tabi olun, senin rabbin Allah senin önder’in Peygamber Hz. Muhammed (A.S.V) (C.C) Allah’a kul ol Peygambere ümmet ol İslam’ı bilerek hareket et. Ehlisünnet vel cemaat yolun da İslam anlayışını iyi oku iyi de okut. Yoksa yanlışın için de doğru bulunmaz, ehli bidatten yakanı da sıyır, paçanı sıyır İslam düşmanlarına kanıp aldanma bizden söylemesi, ötesi size kalmış biz hem tebliğ ederiz hem de sizin için dua ederiz. Ama herkes amelinden Allah’a hesap verecektir. Herkes bunu unutmasın.

 

Dakika 43:51

 

 

(Visited 122 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}