300- Tefsir Ders 300 hayat veren nurun keşif notları
300- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 300
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Peygamberler, âdil hükümdarlar, rabbânîler, bunlara uyanlar son Peygambere Hazreti Muhammed’e îmân edenler ki: “Bunların halefleri kuru taşlardan pınarlar akıtır”. İkinci Sûre 60’ıncı âyet bulut da onlarla gidiyor onlarla duruyordu birer ümmet 12 ayrı cemâattiler. Beyinlerinde ki hercümerce ve hasede dayalı anlaşmazlığa yatkın idiler. Geçmişte Mûsâ’ya ve Tevrât’a karşı koyan Benî İsrâil’in ruhunu okuyor Cenab-ı Hak bu âyetlerde. İkinci Sûre 58’inci âyet de: “Mükerrer sanılanların birçok özel yönleri vardır”. Cenab-ı Hak bunlara “hıtta” deyiniz dediği hâlde onlar ne yaptılar? Onlar bu “hıtta yerine hınta” dediler yani buğday deyiniz dediler. Hâlbuki “hıttanın” anlamı bağışlanma dileyiniz ve istirahat ediniz ikâmet ediniz gibi anlamları değiştirdiler “hıttanın yerine hınta” dediler buğday deyiniz diye bağırıştılar. Tevrât’ı böyle tahrîf ettiler. Bir yandan kelimeleri değiştiriyorlar bir yandan da yanlış mânâ veriyorlardı. Yine İkinci Sûre 56’ncı âyet-i kerimede kasaba Medyen Taberiye değil Medyen ile tur arasındaki eyledir. Bunlar balık avlıyorlardı, ekonomi, ticaret sönecek zenginlik elden gidecek. Bunlar yevmi sebtin yani cumartesi gününün kutsallığını da korumadılar. İyiler azınlıkta kaldı fâsıklar çoğunluktaydı iyilerin bir kısmı ümitsizliğe kapılmış nasihati bırakmışlar köşeye çekilmişler sinmişler. Öbür iyiler ise nasihate ve mücâhedeye devam etmişler farzı kifayeyi terk etseler hepsi günahkâr olacaklardı. Ümmet-i Muhammed Kur’an-ı Kerim’i anlamayı, anlatmayı, yaşamayı, tebliğ etmeyi bırakırsa bırakanların tamamı günahkâr olur gücünün yettiği kadar mesuldür. Onun için Tevrât’a da vaktiyle böyle yaptılar. Ve gerçeği bilenler ise ne yaptılar? Nasihate ve mücâhedeye devam ettiler. Devam etmeseler hepsi günahkâr olacaklardı. Sinmiş olanlar bunu düşünmemişlerdi. Kötülükten vazgeçirmeye çalışmak son nefese kadar görevdir bunu unutma! İnsanlığa hakkı tebliğ etmek, kötülükten vazgeçirmeye çalışmak son nefese kadar görevdir farzı kifâyedir ümitsizlik caiz değildir. Nasihate devam iyidir yoksa fenalık kolay yayılır meydanı alır hızı artar. İnsanlık azdıkça azarlar işte onlar da azdılar maymun oldular hoşt hoşt diye kovulan maymunlara çevrildiler.
Dakika 5:13
Dâvûd Aleyhisselâmın zamanında oldukları rivâyeti de vardır. İkinci Sûre 66 âyet, Beşinci Sûre 60 ve 78’inci âyetler de: “İbret öğüt olsun Dâvûd ve Îsâ’nın diliyle lânetlendiler.” İnsanlık deneniyor, ey insanlık âlemi! İnsanlığın tümü deneniyor. Bu imtihanı kazanmak zorundayız hep beraber. Yedinci Sûre 129’uncu âyet yükselme, kalkınma, parlak dönem sona ermiş fâsıklara, zâlimlere boyun eğmişler ne zaman? İşte Tevrât’a Mûsâ’ya ihânet ettikleri zaman başlarına belâyı istemiş oldular. Hangi belâyı nasıl istediler? Fiili talep ile istediler. Başlarına Buhtunnasar musallat oldu devletlerini yaktı yıktı eli silah tutan erkeklerini katletti, kadın ve kızlarını esir etti geri kalanını da ağır vergilere mahkûm etti. Bu geçmişteki Mûsâ’nın kavminin durumunu Îsâ’ya da bunlar aynı şey yaptılar, Mûsâ’ya da, Tevrât’a, İncîl’de böyle yaptılar. Yüce Allah bu geçmişi Kur’an ile insanlığa niçin anlatıyor? İnsanlık ibret alsın diye. Ey Ümmet-i Muhammed! Bilhassa bütün insanlık şu anda Muhammed’in ümmetidir. Ey Ümmet-i Muhammed Aleyhisselâtu Vesselâm! Tövbe edin tövbe edin Hazreti Muhammed’e ve onun getirdiği şeriatına tâbî olunuz. Rahmeti ve mağfireti sınırsızdır. Kimin? Allah’ın. Allah’ın, rahmeti ve mağfireti sınırsızdır gelin bu rahmetin içine girin ve mağfireti kazanın. Bölünme, çözülme devletin sonunu getirmiştir. Derece derece alçaldılar kötülerin çoğunluğu yönetimin kötünün eline geçmesi sıhhat, servet, refah ne oldu? Hastalığa dönüştü, kıtlığa yokluğa dönüştüler. Îran’lılar, Romalıların ve diğerlerinin eli altında acı mı acı devreler yaşadılar kim? İşte bu Tevrât’a, Mûsâ’ya, İncîl’e, Îsâ’ya ihânet edenler Kur’an’a, Muhammed’e ihânet edenler ve bugünün önüne Kur’an-ı Kerim geçmişi bugün insanların önüne koyuyor. Aklınızı başınıza alın diyor! Ne oldular? Acı mı acı devreler yaşadılar, dejenere (yozlaşmış) oldular. Kitaplarına, Tevrât’a sahip çıkmadılar hükmüne uymadılar işlerine geldiği gibi kullandılar. Allah’ın kitapları kimsenin keyfine göre kullanılamaz. Çıkarları için hakkı değiştiriyorlardı, günah bağışlıyorlardı, affedecek nasıl olsa diyorlardı, kendileri yanlış saplanmışlardı, Tevrât’ı tahrîf ediyor bozuyor yanlış anlıyor yanlış anlatıyorlardı, rüşvet alıyorlardı, tövbe bile etmiyorlardı, kitaplarıyla oynuyorlardı. Onun için bu durumlara düşmeyin diye Cenab-ı Hak geçmişi Kur’an-ı Kerim ile bütün insanlığın önüne koyuyor. Geçmişte peygamberlere yapılan işte bu isyanların, azgınlıkların, inkârların, nifâkların, şikâkların, küfürlerin, şirklerin dünya milletlerini ne hâle geldiklerini Cenab-ı Hak kullarına duyuruyor, en sağlam kaynakla duyuruyor, Kur’an-ı Kerim’le duyuruyor. Bizde aczimizle beraber bunları sizlere tebliğ etmeye çalışıyoruz ki, ebedî kişiyi mutlu bir ortamda yaşaması için işte hayat veren Kur’an nurunun dersleridir bunlar.
Dakika 11:32