326- Tefsir Ders 326 hayat veren nurun keşif notları
326- Kur’an-ı Kerim Tefsîr Dersi 326
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Çok kıymetli ve muhterem dinleyenler,
Yüce Allah’ın selâmı, rahmeti, mağfireti, necatı Yüce Allah’a îmân eden, Allah’u Teâlâ’nın emrinde çalışan ve insanlığın hayrına hizmette bulunan, sırf Allah için yapan yaptıklarını ne kadar dünya da inananlarımız varsa bu sıfatları taşıyan hepsine selâm olsun. Hepsini Allah’ın rahmeti, mağfireti uçsuz bucaksız necatı onlar üzerine olsun, bizler üzerine olsun. Hayat veren nurun dersleri devam etmektedir ve anlamını verdiğimiz yüce âyetlerin keşif notlarını vermeye devam ediyoruz. Cenabı Hak yarattığı kulların kim ki hilkatini, fıtratını ve tabiatını kim bozar yanlış bir kazanımla ruhunu, kalbini kirletirse, işte o kirli ruhların ruh hâlini Cenab-ı Hak anlatırken münâfıkların da ruh hâllerini bize anlatmaktadır. Münâfık içi başka dışı başka ve göründüğü gibi olmayan dışı Müslüman içi ise tam bir İslam, îmân düşmanı gizli ajan ve câsusların adıdır. Peygamber Efendimize bunlar her türlü tuzak kurmak için çalıştılar. Şimdi vereceğimiz notlar münâfıklarla başlamaktadır. Münâfıklar, Aleyhisselâtu Vesselâm Efendimiz Hazreti Muhammed hakkında ileri gelir konuşuyorlardı kulağına gider diye de sakınıyorlar ve kulağına gider diyenlere, Cülâs Bin Süveyd isminde bir münâfık şöyle diyordu: “Biz dilediğimizi söyleriz inkâr eder bir yemin bastırırız inanır gider Muhammed çabuk inanır” diyorlardı münâfıklar. Hâlbuki Muhammed Mustafa (Sallallâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem) Yüce Allah’ın âyetleri geliyordu. Cebrâil Aleyhisselâm inip, inip çıkıyordu içinde bunu sezenler de vardı ama yine de bir türlü îmân edemiyorlardı münâfıklıklarından vazgeçemiyorlardı. Münâfıklar hak hakîkat düşmanıdırlar Hazreti Muhammed’in düşmanı idiler. Ondan önce Îsâ’yı çarmıha germek isteyen ve Mûsâ’ya karşı gelen, “Sen ve Rabbin gidince savaşın” biz burada otururuz diyen İsrâiloğulları’nın ve daha önce İbrâhim’in karşısına çıkan zihniyetler ve diğer peygamberleri şehit eden ve nice kavimlerin helâk olmasına sebep olan zihniyet. İşte kâfir, müşrik, münâfık, fâsık ve zâlim zihniyettir. Aynı zihniyet Hz Muhammed’e de düşmanlıkta geri kalmadılar darbe yapmak için gece gündüz gizli uğraşıyorlar süper devletlerden o zaman da ne yapıyorlar? Yardım almaya çalışıyorlardı. Kıymetli dostlarımız, Kur’an-ı Kerim ezelîn ve ebedîn haberlerini verir bütün insanlığın ruh hâllerini sana okur. Hiçbir sosyoloji, hiçbir psikoloji, Kur’an-ı Kerim’in sana verdiği ruhun hâlleri hakkında bilgiyi kimse veremez. Çünkü Kur’an-ı Kerim Allah’ın kitâbı insanoğlunu, bizleri ve âlemi yaratan Allah’u Teâlâ.
Dakika 5:46
Allah’tan bunu iyi bilen olur mu? Olmaz. Onun için biz Levh-i Mahfuz’dan, Arş’ı Âlâ’dan, Allah’ın ilminden gelen Kur’an-ı Kerim’in bize hayat veren vurulduğunu bir defa unutmayacağız, katıksız, katkısız Kur’an-ı Kerim’i iyi anlayacağız. Kur’an-ı Kerim’in Allah’ın peygamberin tarafını tutarak hak dinin kendi delilleriyle, kaynaklarıyla hareket ederek din anlatılırsa işte insanlar hayat bulur, doğruyu bulur, ölümsüz hayata kavuşur, hayat veren nur ile aydınlanır. İşte ebedî ilericilik ve yükseklik yükselmenin yolu buradadır. Yoksa küfürle, nifâkla, şirkle insanlar battıkça batırıyor bunun sahipleri de insanlığı batırdıkça batırmaya çalışıyor. Bir taraf aşağı gidiyor, bir taraf yükseliyor „A’lâ-yı ılliyyîn’e gidiyor. Kur’an-ı Kerim’e sarıl Arş’ı Âlâ’ya doğru yoluna devam et. Hazreti Muhammed o yollara gitti geldi, Miraç’a gitti geldi oraları bilenle yola çık Muhammed’in önderliğinde artık gökleri keşfetmeye Arş’ı Âlâ’ya doğru yol almaya bak. Bu Kur’an-ı Kerim’in ilminden, irşâdından Muhammed’in önderlik ve rehberliğinden geçer. Hak dinin ve diyanetin bütün üsvesi ve örneği önder Hazreti Muhammed de olduğunu unutma! Hidâyet sırlarının tamamının Kur’an-ı Kerim’de olduğunu unutma! Doğru bilelim, doğru keşfedelim, dosdoğru sarılalım ve Allah’ı bırakıp da başkasına sığınmayalım, başkasına sakın kul olmayalım. Yüce Allah’ın iyi tanıyalım, Allah’ın hidâyetini, O’nun Tevfik’ini, O’nun refakatini isteyelim, lütfu ihsânını isteyelim, O’ndan isteyelim, ama Kur’an’la isteyelim Muhammed’in getirdiği İslam şeriatının yüce emirleriyle isteyelim, kulluk yaparak isteyelim, itaat ederek isteyelim. Yatarak, isyân ederek istemez. Öncelikle haram ve günahları, küfrü, şirki, nifâkı, zulmü terk edelim. Cehâleti bırakalım ilme, irfâna sarılalım bilimsel çalışmalar gerçek bilimsel çalışmalar Kur’an-ı Kerim’in dosdoğru olduğunun ispatı açıkça delili ve burhânıdır gerçek bilim budur. Onun için Araplar câsusa “ayn” diyorlardı yani göz diyorlardı, saf olana da üzüm kulak diyorlardı. Cenab-ı Hak da diyor ki: “Benim Rasûlüm Muhammed hayır ve hak dinler Muhammed’in dinlediği hayırdır hak olanı dinler, hayır olanı dinler. Çünkü rahmet Peygamberi hayrı kesirin tamamı Hazreti Muhammed’in şahsında âlemlere tecellî etmiştir. Onun için (إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ) içeriğine bir baktığın zaman nice hayrı kesirler var. Risâlet’inin, nübüvvetinin içeriğinde ezelî, ebedî Cenab-ı Hak İslam nimetini ve rahmetini Muhammed Mustafa ile tecellî ettirmiş âlemlere de.
Dakika 10:45
Onun için Hz. Muhammed için Cenab-ı Hak diyor ki: “O benim Rasûlüm, o benim Habîbi Kibriyâ’m, Şanlı Habîbim, bütün peygamberlerin Sultânı, Evliyâların Sertacı benim Habîbim Halîm Peygamberidir. Hak Peygamberdir hayrı dinler diyor ve hak olanı dinler. Ey münâfıklar! Muhammed bâtılı dinlemez bâtılı düzeltmeye bâtıldan insanlığı kurtarmaya geldi.
Tebük Seferine giderken münâfıklardan bir süvâri bölüğü de önde gidiyordu. Ama dikkat edin İslam ordusuna bir bölük münâfık bölük de katılmıştı ve bunlar önde gidiyorlardı Tebük Seferine giderken. Kur’an-ı Kerim’de Efendimiz Hazreti Muhammed hakkında bunlar ileri, geri konuşuyorlar alay ediyorlardı bakın Kur’an’la alay ediyorlar, Efendimiz Aleyhisselâtu Vesselâm ile alay ediyorlardı münâfıklar. Şu an şu adama bakın diyorlardı münâfıklar Peygamberimizden için şu adama bakın, Şam Kalelerini köşklerini fetih etmek istiyor heyhat diyorlardı. Yani Bizans çok güçlü onlar için o zaman Muhammed Mustafa’nın ise bir avuç İslam ordusu var. Bununla Bizans fetih edilir mi? Şam Sarayları, Şam Köşkleri fetih edilir mi? Bu adama bakın, şu adama bakın, Şam Kalelerini, Şam Köşklerini fetih etmek istiyor heyhat diyorlardı. Yüce Allah onların bu durumunu da Allah haber verdi hemen bu âyetleri indi. Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak hem içinde bulunduğun ortamı hem istikbâli hem de geçmişi yani mâzî hâl ve istikbâlin tamamına ait haberleri Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak bu haberleri verdi. Onun için Kur’an-ı Kerim ezelî ve ebedî bütün çağların kitâbıdır çağları kuşatmıştır. Bütün çağlar ve milletler Kur’an’ın arkasından zor geliyorlar, gelemiyorlar. Kur’an ve Muhammed medeniyetine bir türlü ayak uyduramıyorlar. Onun için bir batılı bilim adamı Rooy da bunlardan; “Dünya ne kadar medeniyette ilerlese Muhammed’in medeniyetine ulaşamaz” diye itiraf edenler de vardır. Çünkü İslam medeniyeti îmân ve adâlet medeniyetidir Hak ve hakîkat medeniyetidir Allah’ın rahmetinin âlemleri kuşatma medeniyetidir. Yerde, gökte bütün varlıkların mutluluğunu isteyen bir eşi bulunmayan yüce bir medeniyettir. Allah’ın kendi medeniyetidir İslam. Onun için kıymetli dostlarım, hepimiz yüce Allah’ın kullarıyız artık sen ben kavgasını bırakalım da Hakka hakîkate bakalım Yüce Allah’ı tanıyalım, Allah’ın âyetlerini tanıyalım, hayat veren nurun derslerini okuyalım hayat veren nurun kendisi Kur’an-ı Kerim İslam dinidir. Bunun işte Arş’ı Âlâ Üniversitesinin baş hocası da Hazreti Muhammed’dir. Ona da bütün dersleri öğreten Allah’u Teâlâ’dır, aracılık yapanda Cebrâil Aleyhisselâm’dır.
Dakika 15:42
Bu yüce işte ilâhî okul yeryüzünde Muhammed’in şahsında İslam adı altında âlemlere tecellî etmiştir. Hakk’ın okulunda okuyalım, Hakk’ı tanıyalım, Hakk’ın emrine girelim o zaman bak sen bu işin tadına. İnsanlar o zaman kardeş olurlar bütün sevgiyle kuşatılırlar. Merhamet, sevgi, adâlet ve hepimiz Allah’ın emrine girer yeryüzüne barışı sulhu yerleştirmiş oluruz. Yoksa tanrılar çoğaldıkça uydurukça tanrılar putlar çoğaldıkça tanrılar savaşı başlar. Allah’tan başka ilâh yok ki ilâhlar savaşı başlar nitekim senin ilâhın, benim ilâhım, ötekinin putları, berikinin putları Allah’tan başka kime tapıyorsun bu senin putların savaşı putlar savaşıdır. Putların hâkim olduğu put zihniyetinin hâkim olduğu dünyada barış olmaz. Olmuyor işte kan akıyor bak Kur’an-ı Kerim ne diyor, Yüce Allah ne diyor; “Bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir” diyor. “Bir hayat kurtarmak bütün insanlığı kurtarmak gibidir, bütün insanlığa hayat vermek gibidir.” Kur’an-ı Kerim’e bak hakîkati anlayalım, gerçeği keşif edelim, kâşif olalım kâşif! Hakîkatin üzerini örterek yalancı kâşiflere kâşif demeyelim. Hakîkatin üzerini örtenler Hakk’ı hakîkati inkâr edenler kâşif olamazlar. Kâşif olmak için Hakk’ın üzerini örten o küfürleri alıp atalım, şirkleri zulümleri alıp atalım, Hakk’ın parladığına bakalım Hak nasıl parlıyor. Onun için münâfıklar Hazreti Muhammed’e böyle diyorlardı Şam Kalelerini, köşklerini fethetmek istiyor bu şu adama bakın diyorlardı terbiyesiz herifler. Allah’ın Rasûlüne şu adama bakın denir mi? Onun adını duyup da salavat getirmeyen kişi bedbahttır. Heyhat diyorlardı bunların bu durumunu Yüce Allah haber verdi âyetler inzâl edildi âyetler geldi. Kime geliyor da âyetler? Hz. Muhammed’e. Kur’an-ı Kerim kime geldi? Hazreti Muhammed’e. İslam kiminle tecellî ettiği bu âleme? Hazreti Muhammed ile. Kim görevlendirdi? Yüce Allah görevlendirdi. Efendimiz Aleyhisselâtu Vesselâm şu bölüğü durdurun dedi bu âyetler gelince bu münâfık bölük ordunun önünde gidiyordu. Şu bölüğü durdurun dedi âyetleri indi, durdurdular. Siz şöyle, şöyle söylediniz deyince yemin ettiler söylemedik diye. Münâfığın dini, îmânı yok ki hemen yalanı basar. Şakalaştık eğleniyorduk dediler bunlar. Tabii ki İslam insanları terbiye etmeye, eğitmeye, eğitim, öğretim, irşâd için insanları kurtarmaya geldiği için münâfıkların hemen acilen cezâsını da vermedi. Niye? İnsanların eğitim öğrenimi için bir mehil müddet tanır, irşâd zamanı tanır ve Peygamberimiz Mekke devrinde 13 yıl irşâd ile uğraştı. Medine devrinde de 2 yılda oradan katarsak 15 yıl irşâd ile uğraştı. Ondan sonra Allah’u Teâlâ’nın artık hükümler ile ilgili emirleri geldi. Cihâd emirleri geldi, kânûnlar geldi, hukûk anayasa ortaya kondu, tam bir eşi bulunmayan sistemi Allah’u Teâlâ Muhammed’in eliyle yeryüzüne nizâmı, İslam’ı kurdurdu ve İslam yeryüzüne yerleşti ve kızını diri diri toprağa gömen zâlimler, caniler dünyanın en âdil merhametli insanı oldular Müslüman olduktan sonra. O canavar ruhlar medenileşti îmân ve İslam sayesinde. Onun için İslam düşmanlığı demek herkesin kendine yaptığı en büyük kötülük demektir Allah’a düşman demektir. Çünkü İslam ortaya koyan Ali, Veli, Ahmet, Mehmet, Osman, Ömer, Bekir değil ki. İslam’ı ortaya koyan Allah’ın kendisi Celle Celâlühü. Neticede münâfıklar erkek, kadın böyledirler diyor Cenab-ı Hak. Münâfıkların ruh hâllerini okuyor.
Dakika 22:00
Münâfıkların diyor erkeği de böyledir, kadını da böyledir diyor. Bunlar münâfıklıktan tövbe etmeleri, kurtulmaları îmâna gelmeleri gerekir bunların kurtuluşu da buradadır. Cenab-ı Hak herkesi kurtarmak için göndermiştir Kur’an-ı Kerim’i. Yoksa herkesin önünde büyük mahkeme var büyük mahkemede ki Yüce Hâkim Allah’ın kendisi bütün hâkimleri hesaba çekecek bütün hükümdarları hesaba çekecektir. Bütün kodamanların zenginini ve bütün generalleri, mareşalleri hesaba çekecek Yüce Allah. Siz kime kulluk ettiniz diyecek. Fakir demez, zengin demez insan ve cinlerin tamamını hesaba çekecek. Neye göre hesaba çekecek? Kur’an-ı Kerim’e göre Kur’an-ı Kerim’in bütün emirlerinden herkes mahşerde büyük mahkemede sorulacak. Ora da başka kitap yok, başka kânûn yok orada Allah’ın kânûnları Kur’an-ı Kerim var buna göre hesaba çekilecek. Çünkü biz Muhammed ümmetinin yaşadığı devrede yaşıyoruz. Muhammed Mustafa İslam ile görevlendirilip İslam dini dünyaya tecellî edip Hz. Muhammed Peygamberlik görevini ilân ettiği andan kıyâmete kadar güçlü insanlar Kur’an’dan sorumludurlar. Yarın mahkemede Kur’an-ı Kerim’den hesaba çekileceklerdir bütün milletler. Muhammed’den önce İncîl’den, İncîl’den önce Tevrât’tan yani Mûsâ’nın devrinde Tevrât’tan Mûsâ’dan önce Suhuflardan, Suhuflardan nereye kadar İbrâhim’e kadar. İbrâhim’den önce Nuh’a kadar, Nuh’tan önce, İdrîs Şîtlere kadar, ondan önce Âdem’e kadar bütün insanların hangi zaman diliminde hangi tarihte hangi Allah’tan kitap geldiyse o kitâbın hükmünden sorumludurlar. Yarın mahşerde Muhammed geldikten sonra cihâna kıyâmete kadar bütün milletlerin kitâbı Kur’an-ı Kerim’dir. Bütün milletlerin dini İslam’dır. Bütün milletlerin Peygamberi Hazreti Muhammed’dir. Yarın mahşerde Kur’an-ı Kerim’den sorumludur bütün milletler. Muhammed’den önce durumu farklı ama Muhammed’den sonraki durumda farklı işte kısaca özetini verdik sizlere. Çünkü gerçek hakîkat bu, çünkü Yüce Allah hangi zaman diliminde, hangi ortamda hangi emirleri, hangi milletlere hangi peygamberi gönderdiyse işte o peygamberin şeriatından o millet sorulacak. Muhammed Mustafa âlemlere, bütün milletlere, insanların tümüne ve cinlere Peygamber gönderilmiştir. Allah’ın kulu en büyük kulu, en büyük Peygamberi ve son Peygamberidir. Yüce Allah bütün kullarını Hz. Muhammed bu dünyaya geldikten sonra Muhammed’in Peygamberliğini tasdik etmeye çağırıyor bütün insanları. Kim çağırıyor? Allah’u Teâlâ.
Dakika 26:11
Kur’an-ı Kerim’in bütün emirlerini, âyetlerinin hükümlerine îmâna çağırıyor bütün milletleri. Kim çağırıyor? Allah’u Teâlâ. Hz. Muhammed tebliğ ile görevli Allah’ın emrini yapar. Ama emri veren Allah’ın kendisidir. Her ilâhî rızâ ekberdir. Ey aklım var diyen adam! Ey zerre kadar îmânın var diyen kişi! Her ilâhî rızâ ekberdir en büyük işte kazanım Allah’ın rızâsıdır. Allah’ın rızasını kazanmadan kimsenin cennete girme şansı yoktur. Îmân olmadan, Amel-i Sâlih olmadan, Allah îmân istediğine îmân etmeden kimse cennete giremez. Onun için ilâhî rızâ ne yapıyorsan Allah’ın rızâsını kazanmak için yapacaksın, neyi terk ediyorsan Allah’u Teâlâ’nın emrini yerine getirip O’ndan O’nun yasaklarına uyumak için terk edeceksin yap dediğini yapacaksın, yapma dediğini katiyyen yapmayacaksın. Allah’a kulluk budur, yap dedikleri Kur’an ve İslam şeriatı ile Allah bize teklif eyledi bunlar yap dedikleri, birde yapma dedikleri var bunun yanında. Onların adı ne? İşte günahlar, haramlar. Onun için her ilâhî rızânın ekber olduğunu unutma, en büyük kazanım olduğunu! Cennetten ve içindekilerden daha büyüktür. Allah’ın rızâsı eğer hangi konuda olursa olsun zerrede dahi olsa eğer Allah’ın rızâsı varsa bir şey de o öyle büyük, öyle büyük ki Allah’ın rızâsı cennetten de büyük, içindekilerden de büyük daha büyüktür daha büyüktür. Allah tanı, büyüğü tanı, yüceyi tanı, en büyüğü tanı ki neyi kazanacağını da bil. O’nun rızâsını kazan, O’nun emrinde yaşa. Ağam şöyle diyor, paşam böyle diyor, liderin böyle diyor, önderim böyle diyor. Hani Allah ne diyor o zaman sen kimin kulusun? Falanın, filanın kulu musun? Allah’ın dediklerini sen hesaba katmıyorsun ama biri şöyle dedi öbürü böyle dedi onları da af edersin emrinden dışına çıkmıyorsun. Allah’ı da var mı, yok mu hiç hesaba katmıyorsun hâşâ. Sen Allah’ın mülkündesin Allah’ın sana verdiği ruhla, canla yaşıyorsun, sen nasıl Allah’ı yok sayarsın? Kendine nasıl böyle kötülük edersin? Allah’ın kudretinden, ordularından, Allah’ın askerlerinden nasıl kurtulacaksın? Azrâil tepende duruyor canını alıp götürecek seni.
Dakika 30:00
Ben seni ne kadar acıdığım için, sevdiğim için bunu söylüyorum ama söylerken önce kendi nefsime söylüyorum. Ey nefsim! Rabbine kulluk et seni yaratana diye nefsime söylüyorum birinci derecede. Sizler, bizler, hepimiz Allah’ın kullarıyız, birbirimize yağcılık yapmayacağız doğruları söyleyeceğiz. Kur’an-ı Kerim en doğru, en güzel Allah’ın kelâmı eğer buna inanmazsan hesabını vereceksin. Muhammed’in Peygamberliğine inanmıyorsan hesabını vereceksin. Azrâil’in canını çekerek alıp o kâfir canları alıp, münâfık canları alıp, o müşrik canları alıp Allah’ın huzuruna götürecek. Ne diyeceksin? Kur’an’ı yok saydın, Muhammed’i yok saydın, Allah’ın emirlerini yok saydın, O’nun kânûn ve kurallarını yok saydın. Ne diyeceksin? Azrâil’in ordularından kurtulan hiçbir tane biri var mı? Hangi doktor kurtuldu Azrâil’in elinden? Hangi hâkim, hangi zengin, hangi Peygamber kim kurtuldu Azrâil’in elinden? Azrâil Allah’ın görevlisi dünyadan berzah âlemine, berzahtan mahşere Allah’ın ordularının böyle bir görevi var. Onları Allah böyle bir görev vermiş. Azrâil Aleyhisselâm canları, ruhları alır îmânlı ruhları da alır îmânsız ruhları da alır Allah’ın huzuruna götürür. Mahkeme-i Kübrâ da herkes nasıl yoktan yaratıldıysa bugün varsa yarın da diriltilip Allah’a hesap verecektir herkes. Buna inanmayanda îmân yoktur kendi bileceği iş. Ben inanmıyorum diyorsa kendi bilir. O zaman Azrâil’e can vermesin, mezara girmesin, mezardan kalkmasın, ben cehenneme gitmem desin, Allah’a karşı koysun, ben seni tanımıyorum desin bakalım kim kurtulacak. Bir tane kurtulan var mı? Allah’ın kudret ve kuvvetinden, azametinden ve azâbından onun adâletinden kimsenin kurtulma şansı yok. Aklını başına al! Ey tâğutların, putların kulları! Bunları bırak Allah’a Allah’ın emri gir. Zulmü bırak adâleti kendine prensip edin, cehâleti bırak tam bir bilim peşinde ilim, irfân peşinde olmaya çalış. Allah’ı inkâr ederek bilim de olmaz, ilim de olmaz. Bir defa Allah’u Teâlâ’yı tanı, emirlerini tanı, onum kânûnları tanı ve kitâbı kevnî âyetleri keşfetmeye bak bilimsel çalışmalara devam et.
Kıymetli dinleyenler,
Bu haberlerinde anlattığım haberlerin kökeninde Buhârî Şerif, Müslim-i Şerif ve diğerleri bulunmaktadır. Bu âyet-i kerimelere tabii bu şekilde açıklık getirmeye çalıştık. Size bundan daha büyüğünü vereceğim diyor Cenab-ı Hak. Cenneti verdikten sonra bakın, kullarına size bundan daha büyüğünü vereceğim diyor. Tabii cennetlikler şaşırıyor diyorlar ki, bundan daha büyüğü nasıl olur? Cenab-ı Hak diyor ki: “Size Rıdvân’ımı helâl kılacağım, size ebedî gazâp etmeyeceğim, size hiç öfkelenmeyeceğim, ebedî sizi mutlu yaşatacağım diyor. İşte ziyâde budur cennetten cennettekilerden daha ziyâdesi budur. Allah’ın artık sana Rıdvân’ını helâl kırılmasıdır. Nedir Rıdvân? Kulum diyor sen benden artık râzıyım diyor cennetime aldım seni ebedî mutlu yaşatacağım rahmetine bitmez tükenmez nimetlerime mazhâr kılacağım diyor size artık ebedî gazâp etmeyeceğim. Size artık diyor gazâp, azâb nedir, tehlike nedir, üzüntü keder nedir bunu bilmeyeceksiniz. Ebedî mutlu yaşayacaksınız diyor ve Allah’ın rızâsı, sevgisi o Allah’ın uçsuz bucaksız lütfu insanları kuşatacak. İşte cennetten daha fazlası budur daha büyüğü Allah’ın Rıdvân’ıdır ondan büyüğü de olmaz. Allah senden râzı ise işte sen O’nun rızâsına vuslata erdin, ölümsüz hayatı buldun. Sen fânî idin mutluluk içinde ebedî nimetlere gark oldun. Daha ne istiyorsun? Bunu istemeyen adam kendine iyilik mi ediyor, kötülük mü ediyor? Şöyle bir düşünün! Bunu istemiyorsun dünyada hoplayacaksın, zıplayacaksın, nefsine kulluk nefsine tapacaksın, Allah’ın emirlerini hiç yokmuş gibi dinlemeyeceksin, ondan sonra vur patlasın çal oynasın. Allah nerede? Âhiret nerede? Ölüm nerede? Hesap nerede? Bunları dinlemeyeceksin ondan sonra da Allah’a isyân ederek sen îmân biçeceksin öyle mi? Küfür ekeceksin îmân biçeceksin öyle mi? Hiç küfür ekipte îmân biçen olur mu? Küfür eken cehennemi biçer. Îmân ve Amel-i Sâlih işleyen de cenneti bulur.
Cenab-ı Mevlâ baksın görsün de aklını başına alan kullarından eylesin. Tabi bunlar hidâyet işidir hidâyet olmadan olmaz.
Dakika 37:11