HadısŞerifKülliyatı 33-01

33-Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 33

  33 Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 33

 

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

‘’Elhamdülillahi rabbil alemin vesselatu vesselamu ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain rabbi euzu bike min hemezatişşeyatiyn ve euzu bike rabbi en yahdurun euzu billahissemiil alimi mineşşeytanirracim min hemzihi ve nefkıhi ve nefsihi’’

 

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Sevgili izleyenler; hadisi şerifler külliyatından keşif notlarımız devam ediyor. Huzeyfe Hazretleri rivayet ediyor şanlı Peygamberimizden (A.S.V) diyor Peygamberimizden şöyle işittim; ipek ve ibrişim elbise giymeyin, altın ve gümüş kaplardan su içmeyin, onlar da yemek yemeyin zira bu iki şey dünya da onlar kâfirlere ait ahirette de sizin içindir. Dünya kâfirler dünyalık oldukları için onlar dünya ziynetlerine daha düşkündürler. Ahirette de diyor cennet ve cennette ne varsa hepsi sizin içindir ki cennetin altınları, gümüşleri ipeklileri dünyadakilerin sadece ismi olarak isim benzerliği var, tariflere sığmayan güzellikler ora da, bunu Buhari şerif Müslim ve diğerleri tamamı rivayet etmişlerdir. Çok kıymetli ve muhterem izleyenler; işte durum kendini göstermektedir. Sevgili Peygamberimiz yine Ümmü Seleme’den gelen haberde de Peygamberimiz şöyle buyurdular; gümüş kaptan su içen karnına cehennem ateşi dolduruyor demektedir, bunu da Buhari, Müslim ve diğerleri rivayet etmişlerdir. Yine Müslim’in rivayetin de kim altın veya gümüş bir kaptan içerse diye başlamıştır hadisi şerif ki karnı da cehennem ateşi dolduruyor demektir buyurmuşlar. Tabii bunların fıkıh amel de fıkıh kısmını, amelde fıkhı ekber de bunların ulema değerlendirmesini yapmışlardır ve oradaki derslerimiz de bunları işledik. Tekrar oraya dönmemek için hadisi şeriflerin kaynağından sizlere o külliyattan keşif notları veriyoruz. Fakihlerimiz Kur’an’ı Kerim’e göre, sahih hadise göre, icmaya göre ne yapmışlardır hükümleri ortaya koymuşlar, bu kaynakları iyiden iyiye delilleri nasları incelemişlerdir ve naslar da bulunmadığı zaman içtihada geçmişler ve içtihat etmişlerdir, bunun için fıkıh ilmi bunların tamamının ilmidir. Yine Peygamberimiz ehli kitabın yaşadığı bir yerdeyiz onların kap kacaklarından yiyip içebilir miyiz diye Peygamberimizden diyor sordum Ebu Salebe El Huşeni’den bu haber de Peygamberimizden aldığını söylüyor.

 

Dakika 5:09

 

Şanlı Peygamber buyurdu ki onlarınkinden başka kap kacak bulabilirseniz onlarınkinden yemeyin, başka bir şey bulamazsanız onları yıkadıktan sonra kullanın buyurmuşlardır, Ebu Davud, Tirmizi bunu rivayet etmişlerdir kitaplarına eserlerini almışlardır. Evet, kıymetliler; yüce İslam bir şeyin helal olup haram olması konusunda da delillere dayanmadıkça bir şeyi ortaya koymamışlardır. Evet, Peygamber efendimizden gelen yine haber de İbni Ömer’den geliyor bu haber sevgili Peygamberimiz buyurdular; sen dünya da bir garip veya bir yolcu gibi ol diyor. Evet, bunu da Buhari, Tirmizi gibi kıymetli âlimlerimiz rivayet ediyor ve yolcu gibi ol kendini kabir ehlinden say diyor. Garip ve yolcu gibi ol ölümden sonrası için hazırlan zühdü elden bırakma buyurdular. Evet, kıymetliler; eğer insanlar ahiretine hazırlık yaparlarsa ömürlerini değerlendirmiş dünya da imtihanı kazanmak için çalışmış olur. Yine sevgili Peygamberimizden gelen haber de Ebu Hureyre hazretleri anlatıyor; o şanlı Peygamberden duyduklarını, ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenabı Hak her çeşit özür ve bahaneyi kaldırmıştır buyurdular, bunu da Buhari, Tirmizi rivayet etmişler, İbn-i Mace de kayda almıştır. Yine Tirmizi’ den gelen bir haber de ümmetimin vasati ömrü 60-70 yıldır bunu aşabilenler azınlıkta kalacaklardır buyurdular. Bu konu da Rezin der ki çoklukla ölümün cereyan ettiği dönem 60-70 yaş arasıdır. Yüce Allah (C.C) kime ömrün de 40’ına kadar mühlet verdiyse ondan özrü kaldırmıştır. Ulemadan ve sulehadan ve hatta hulefadan çoğunluğu 60-70 arasın da vefat etmişlerdir (Rahmetullahi Aleyhim Ecmain). Halifeler âlimler arifler salihler 60-70 arasın da kuvvetler de noksanlık ve gerileme başlar. Dikkat edin! 60-70 arasın da kuvvetler de noksanlık ve gerileme başlar, bu yaşa gelenlerin tam olarak ahirete yönelmeleri gereklidir, ta ki bidayette olduğu üzere kuvvet ve canlılığı yeniden bulsun. Evet, kıymetliler; uhrevi maksatlarla yapacağı ibadet ve zikir gibi faaliyetler de gençken dünyevi işlerdeki başarısına denk bir başarıya erişeceğini böylece allık verdiği bu yeni sahadaki başarılarını görerek kişinin yenileneceğini ve bilhassa zamanımız da çok görülen ruhi çöküntüden kendisini kurtararak daha dinç, daha mukavim bir yaşlılık geçireceğini ifade etmiş oluyorlar.

 

Dakika 10:35

 

İşte ahirete yöneldiği zaman kişi yeniden gençlik kazanıyor, kuvvet kazanıyor dedi ulema. Evet, kıymetliler; âlimlerimiz böylece dünyevi meseleleri tahsil faaliyetlerin de zaaf ve geriliğe düşen kimsenin uhrevi maksatlarla yapacağı ibadet ve zikir gibi faaliyetler de gençken dünyevi işlerdeki başarısına denk bir başarıya erişeceğini böylece ağırlık verdiği bu yeni sahadaki başarılarını görerek kişinin yenileneceğini ve bilhassa zamanımız da çok görülen ruhi çöküntüden kendini kurtararak daha dinç, daha mukavim bir yaşlılık geçireceğini ifade etmiş oluyorlar. Peygamber efendimiz ‘’Nasr Suresi’’ geldiği zaman (A.S.V) ibadet ve zikrini daha da artırmıştır, şu hal de yaşlılıkta dindarlığını arttırmak mümin ihtiyarların adabıdır. Yaşlılıkta ibadetini artırabiliyorsa bu mümin olmanın adabındandır. Evet, kıymetliler; eğer arttırmıyorsa gençliğini de gafletle geçirmişse artık gaflete da dalmış demektir. (Muhafazan Allah) Kıymetliler; şimdi de anne babaya iyilik konusundaki hadisi şeriflere gelmiş bulunmaktayız. Ebu Hureyre Hazretlerinden gelen haber de bir adam gelerek ey Allah’ın resulü, iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyade kim hak sahibidir? Diye sordu. Sevgili Peygamberimiz (A.S.V) annen diye cevap verdi. Adam, sonra kim? Dedi. Yine efendimiz (A.S.V) annen diye cevap verdi. Adam, tekrar sonra kim? Dedi. Peygamberimiz (ASV) yine annen dedi ve 3 defa annen diye cevap verdi. Adam, tekrar sordu sonra kim ya Resulallah? Deyince dördüncüyü baban diye cevapladı. Evet, kıymetliler; anne baba yüce Allah’u Teâlâ’ya itaatten sonra, Peygambere itaatten sonra anne babaya iyilik etmek gelir. Onun için Kuran-ı Kerim’de bunlar Kur’an’da ki naslar işlendi, bunlar da hadisi şeriflerdi, bu haber Ebu Hureyre’nin rivayet ettiği Peygamberimizden bu haberi Buhari ve Müslim’de kayda alınmıştır. Doğum sırasın da ölen şifasız dertlere giriftar olan anneler çoktur, hizmeti doğumdan sonra başlar annelerin çocuğuna karşı.

 

Dakika 15:06

 

Çocuğun emzirilmesi, giydirilmesi, temizliğinin yapılması, terbiye edilmesi, tedavisi gibi ardı arası kesilmeyen vasati 15 yıl sürecek hasbi bir hizmet dönemi doğumla başlar. Bunun bir de hamilelik dönemi vardır. Anneleri istirahatini, sıhhatini yeme içme ve giyinmesini düşünmeden bütün imkânlarıyla çocuğuna hizmete sevk eder. Evladın bu hizmeti maddi bir karşılıkla ödemesi mümkün değildir. Babanın da hukuku vardır, maddi ihtiyaçların teminin de gerekli fedakârlıklar ondandır babadandır. Doğumdan sonra annenin maruz kaldığı maddi ve manevi sıkıntılara o da ortak olmuştur, şu hal de evlat ikisine de borçludur medyunu şükrandır. Anne babanın hakkı ödenmez, mademki hakkı ödenmeyecek bu değerli şahsiyetlere anneye babaya iyilik etmekte kusur etmeyiniz. Kaşınızı bile çatmayınız sözün en güzelini söyleyiniz, o da yüce Allah’ın Kur’an’ı Kerimde ki beyanıdır. Evet, İbni Mace ve Hâkimde de gelen bir rivayet şöyledir; sevgili Peygamberimiz (A.S.V) kişiye üç sefer annesini tavsiye ettikten sonra sırasıyla babasını ve mevlasını azatlısını birer kere tavsiye eder. Evet, kıymetliler; muhakkak ki yüce Allah size annelerinizi vasiyet etmektedir. Sonra yine annelerinizi vasiyet etmektedir, sonra yine annelerinizi vasiyet etmektedir, sonra babalarınızı vasiyet etmektedir, sonra yakınlık derecesine göre akrabalarınızı vasiyet etmektedir. Evlatların annelerini babalarına nazaran ikinci plana atmalarından annesinin hukukunu hafife almalarından ileri geldiğini söylemiştir ulema. Çünkü anneler daha çok imal edilirler, bunun için Peygamberimiz annenin üzerin de durduğunu buna istinat ettirmişlerdir, hamilelik doğum emzirme gibi hizmetleriyle annenin babaya nispetle evlatta 3 kat fazla hakkı bulunduğunu da söylemişlerdir. Evet, kıymetliler; yine birçok ayeti kerime de mesela şu ayetler görülebilir, ‘’Bakara Suresi 83- 180- 215’’,’’ Nisa Suresi 7- 33-36’’, Enam Suresi 6-151’’, ‘’İbrahim Suresi 41’’, ‘’Meryem Suresi 14’’, ‘’Neml Suresi 19’’, ‘’Ankebut Suresi 8’’, ‘’Lokman Suresi 14’’, ‘’Ahkaf Suresi 15 ve 17 ayetlerin de’’ anne babayı Cenabı Hak bütün evlatlara ne diyor? Vasiyet ediyor, tavsiye ediyor, emrediyor.

 

Dakika 20:04

 

Annenize babanıza itaat edin onlar da itaatte, hürmette kusur etmeyin, kaşınızı bile çatmayın, sözün en güzelini söyleyin bütün ihtiyaçlarını giderin ihtiyaçları olduğu müddetçe. Evet, kıymetliler; ele alan anne babayı ele alan Kuran-ı Kerim bir ayette onlara iyilik muameleyi Allah’ı bir bilme vazifesinin ardından zikrederek bir olan Allah’a imanın bir gereği olarak Müminlere duyurur. Aklını başına al hadisi şeriflere bak ama Kur’an-ı Kerim’e de dikkat et. Rabbin kendinden başkasına kulluk etmeyin, anne ve babaya iyi muamele edin diye hükmetti, bu Kuran-ı Kerim’de ayeti kerime. Ey evlatlar eğer onlardan biri veya her ikisi senin nezdin hâl de ihtiyarlığa ererlerse onlara öf bile deme, onları azarlama, onlara güzel ve tatlı söz söyle, onlara acıyarak tevazu kanadını yerlere kadar indir ve ya Rabbi onlar bana çocukken nasıl merhamet ettilerse sen de kendilerini öyle merhametinle muamele et, onları öyle esirge de. ‘’İsra Suresi 23 ve 24. Ayeti Kerimelerden’’ bunları anlıyoruz. Annenin ziyade zahmetlerinin hususen dile getiren ayeti kerime de mevcuttur; mealen biz insana anne ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Annesi onu güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnın da taşımıştı buyuruyor Cenabı Hak. ‘’Lokman Suresi Ayeti Kerime 14’’ biz insana anne babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir, zira annesi onu karnın da zorluğa uğrayarak taşımış onu güçlükle doğurmuştur, taşınması ve sütten kesilmesi 30 ay sürer, bu da ‘’Ahkaf Suresi Ayeti Kerime 15’’. Evet, kıymetliler; Hasan’ı Basri’ye anne babaya iyilik nedir? Diye sorulunca şu cevabı vermiştir; mülkün de olan her ne varsa onlar için bezledip harcaman masiyet olmadıkça emirlerine itaat etmendir. Bakın ne varsa diyor imkânların dâhilin de onlara harcayacaksın ve onlara itaat edeceksin. Ancak onlara ne zaman itaat etmezsin? Onlar seni Allah’a isyana sevk ederlerse yani şirke, küfre, nifaka, harama günaha teşvik ederlerse onları yapma, o zaman itaat etme. Ama böyle bir durum yok yoksa ki bunlar zaten Müslüman ana baba bunu yapmaz, onun için de annene babana diyor bütün imkânlarını diyor harcayacaksın, emirlerine de itaat edeceksin diyor Hasani Basri Kuddise Sırruh Rahmetullahi Aleyh. Yine ulemadan İbnu Hacer, sonra dedeler sonra kardeşler bir hadiste de hadisi şerifte de kız kardeş, erkek kardeşten önce zikredilir.

 

Dakika 25:12

 

Anne baba bir olanlar sadece anne veya sadece baba bir olanlardan önce gelir, sonra zû rahim olanlar onların mehalimi, mehalim olanları mahrem olmayana takdim edilir, sonra diğer asabat, sonra hısımlar sıhriyet evlilik sebebi ile akraba olanlar, sonra vela azatlık ve akit akrabalığı en nihayet komşular gelir. Evet, kıymetliler; hadisi şerifler de yüce Allah’ın rızası ve cennete giden yolun anne ve babanın rızasından geçtiğini anne hukukunun cennet ayaklarının altına konacak derece de yüceltildiğini anne ve babaya hizmetin en yüce amel olarak ifade edilmiş bulunan Allah yolun da cihattan daha üstün tutulmuş olduğunu göreceğiz. Anne babaya hizmetini doğru yapan evlatlar cephe de savaşanlar gibi ve hatta daha da fazla sevap alırlar. Anne babaya itaat etmeyenler ise dünya da çekmedikçe ölmezler, cehennemi de boylarlar. Ey Allah’ın Resulü kime karşı iyilik yapayım? Diye soruyor zatı muhteremin biri sahabeden. Bunu da Kuleyb İbnu Menfa’a anlatıyor; ey Allah’ın Resulü kime karşı iyilik yapayım? Annene, babana, kız kardeşlerine, oğlan kardeşine, bunu takip eden azatlına, bu iyiliği de üzerine vacip olan bir hakkın ödenmesi yani sılayı rahmin yerine getirilmesi olarak yapacaksın. Nafile ihtiyari hasbi bir davranış tatavvu grubuna giren bir amel olarak değildir diye buyuruldu, yani bu farzlardan önce farzdır anneye babaya itaat. Ondan sonra diğerlerini saydı Peygamberimiz. İşte görüyorsunuz anne baba kız kardeşine oğlan kardeşine bunu takip eden azatlına, bu iyiliği de üzerine vacip olan bir hakkın ödenmesi olarak yapacaksın. Yani fazladan nafile bir ibadet zannetme diyor bu farzlardan önce gelen bir farz ibadettir diyor emirdir ilahi emirdir. Ey Müslümanlar, ey İslam âlemi huzurevlerine gönderdiğiniz anne babalarınızın bir defa durumuna bakıp da vicdanınız sızlamıyor mu? Huzur huzursuzluk evlerine anne baba gönderip de evlatlar anne babaya bakmıyorlarsa vay geldi onların haline! Anne babaya itaat etmeyenler dünya da çekmeyince ölmezler. Rızıkları daraltılır, başlarına bela ve sıkıntı gelmeden ölmezler. Yüzlerinin nuru da söndürdüler diye haberler mevcuttur, daha neler, neler. Evet, kıymetliler; yine Ebu Davut’tan gelen rivayet edildiği bir hadisi şerifte haberiniz olsun kişi azatlısından bir fazlasını istese azatlı Mevla bu ihtiyaç fazlasına sahip olduğu halde yerine getirmese kıyamet günü vermemiş olduğu bu fazlalık bir engerek yılanı olarak kendisine getirilir.

 

Dakika 30:34

 

İşte görüyorsunuz bir azatlı böyle olursa öz evlatların durumunu düşünün. Abdullah İbnu Amir’den rivayet ettiği bir hadisi şerifte bir adam; ey Allah’ın Resulü benim malım ve bir de çocuğum var babam malımı almak istiyor ne yapayım? Diye sordu. Resulullah (A.S.V) sen ve malın babana aitsiniz şunu bilin ki evlatlarınız kazançlarınızın en temizlerindendir. Öyleyse evlatlarınızın kazançlarından yiyin buyurdu, bunu da Ebu Davud, İbni Mace rivayet etmişlerdir. Evet, kıymetliler; Şarih Hattabi nafaka hakkı olduğunu belirtir, belirtilen bu hakkın ihtiyaç halin de nafaka hakkı olduğunu belirtir, evlat malsız mülksüz olsa dahi çalışarak babasının nafakasını temin ile mükelleftir. Baba evladın malı üzerin de sınırsız yetki sahibi de değildir, istediği gibi tasarruf edemez, nafakadan fazlasını almaya yetkisi yoktur, yani ihtiyacı varsa nafakasını alır anne baba. Ebu Hureyre Hazretlerinden gelen yine haber de Peygamberimiz (A.S.V) bir gün burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün dedi Peygamber 3 defa. Tabii sordular kimin burnu sürtülsün? Ey Allah’ın Resulü diye sorulunca şu açıklama da bulundu; ebeveyninden yani anne babasından her ikisinin veya sadece birinin yaşlılığına ulaştığı hal de cennete giremeyenin burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün dedi. Bunu da Müslim, Tirmizi rivayet etmişlerdir. Demek ki anne babaya gereği gibi hizmet eden Müslüman bir evlat cenneti kazanmaktadır. Anne babaya hizmetini yapmayan kişinin cenneti kaybettiği bura da hatırlatmaktadır. Zira onlara gereken alakayı hizmeti gösterip, onları memnun kılmak zor bir iş değildir. Bu kadarını yapamayarak kendini helak eden kimseler burunları sürtülmeye lâyıktır. İşte Tirmizi de yine gelen bir haber de ebeveyni tarafından cennete sokulmayanın burnu sürtülsün diye rivayet edilmiştir bu da Tirmizi’nin başka bir rivayetidir. Evet, kıymetli ve muhterem izleyenler; işte görüyorsunuz derslerimiz hadis külliyatından keşif notları olarak devam ediyor.

 

Dakika 35:20

 

Ebu Hureyre’den gelen yine rivayette hiçbir evlat babasının hakkını bir istisna durumu dışın da ödeyemez. Bakın o durum da şudur babasını köle olarak bulur satın alır ve azat eder hürriyetine kavuşturursa ancak o zaman evlat babaya karşı görevini yapmış olur. Bunu unutma! Hiçbir evlat babasının hakkını bir istisna durumu dışın da ödeyemez, bu durum da şudur; babasını köle olarak bulur satın alır ve azat eder. Evet, böyle bir durum da olmadığına olmayacağına göre bugünkü dünya da o eskiden insanlar köle olarak pazarlar da satıldığı zamanlardaydı ama şimdi de başka türlü kölelik devri başlamış dünya başka türlü sömürge altın da devam etmektedir o da başka. Yine Abdullah İbnu Amr ’den gelen haber de (R.A) Peygamber efendimizden geliyor bu haber de yine Abdullah bunu Peygamberimizden duyduğunu şöyle anlatıyor; Allah’ın rızası babanın rızasından geçer yüce Allah’ın memnuniyetsizliği de babanın memnuniyetsizliğinden geçer, bunu da Tirmizi rivayet ediyor. Yine Peygamber efendimizin sözü merfu olarak hem de sahabe sözü mevkuf olarak rivayet eder, çünkü Abdullah İbnu Amir bir hadis âlimidir, sahabenin en yüksek âlimlerinden biri de odur. (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain) Yine İbnu Amr ‘den gelen bir haber ki bir adam cihada iştirak etmek için Hz. Peygamber Aleyhisselatu Vesselam’dan izin istedi, o şanlı Peygamber (A.S.V) annen baban sağ mıdırlar? Dedi. Onlar sağ mı? Dedi. Sordu adam, evet deyince onlara hizmette cihad sayılır sen onlara hizmet ederek cihad yap buyurdu. Bunu da Buhari, Müslim ve diğerleri rivayet etmişlerdir. Bak görüyorsunuz rivayet tapular, senetler çok sağlam bir hadisi şerif bunlar. Anneye babanın hizmete ihtiyacı varken cepheye savaşa göndermiyor Peygamberimiz, annene babana hizmet etmen cihad etmiş gibi sevap alırsın buyurdular ve cihat sayılır buyurdular. Müslim’in bir rivayetinde de sana hicret ve cihad etmek ecrini de Allah’tan istemek şartı üzerine biat ediyorum der. Resulullah (A.S.V) anne ve babandan sağ olan var mı? Diye sorar. Adam, evet her ikisi de sağ deyince yani sen Allah’tan ecir istiyorsun der.

 

Dakika 40:00

 

Adamın evet üzerine öyleyse validenin yanına dön, yani annenin babanın yanına dön onlara iyi bak, Allah’ın rızası ondadır diye emreder. Ebu Davut ve Nesai de gelen diğer bir rivayette adam ağlamakta olan ebeveynimi de geride bıraktım der, Resulullah (A.S.V) öyleyse onların yanına dön onları nasıl ağlattı isen öyle güldür sevindir, Allah’ın rızası bundadır buyurur, yani anneyi babayı sevindirirsen Allah’ı razı edersin buyuruyor Sevgili Peygamberimiz. Yine Ebu Davud’un, Ebu Sait’ten gelen bir rivayette şöyle denir; Yemen ahalisinden bir adam Hz. Peygamber (A.S.V) hicret ederek geldi. Sevgili Peygamberimiz (A.S.V) ona Yemen de bir kimsen var mı? Diye sordu. Adam, ebeveynim var, annem babam var. Deyince peki onlar sana izin verdiler mi? Diye tekrar sordu. Hayır, cevabı üzerine öyleyse onlara geri dön, onlardan izin iste şayet izin verirlerse cihada katıl, vermezlerse onlara hizmet et diye emretti Peygamberimiz. İşte görüyorsunuz kıymetliler; anne babaya itaatin ehemmiyetini Kuran-ı Kerim’de gördük, sahih hadislerde de görmekteyiz. Yine Peygamberimizin annen baban var mı diye sordu? Evet deyince öyleyse ondan ayrılma zira cennet onun ayağının altındadır buyurdu. İşte bu da Nesâi’nin rivayetidir ki annen var mı? Diye sordu. Var diyene böyle buyurdu. Evet, Cenabı Hak razı olduğu kullarından eylesin, Allah’ın emirlerini bir, bir yerine getirmeyi, anne babanın da rızasını duasını kazanmayı nasibi müyesser eylesin. Bütün annemiz babamızdan kimler dünyadan göçtü ise ahirete yüce Allah onları mağfireti ile merhametiyle lütfu ihsanı ile onları karşılasın ve lütfu ilahi ile kuşatsın. Mezarları Ravza’yı Cennet olsun. Onlara sık, sık dua etmelidir kıymetli efendiler, ölmüşlere dua etmeli ruhlarına hediyeler göndermeli, borçları varsa Allah borçları kul borçları varsa ödemeli, gücü yetenler ödemeli, ruhlarını hediyesiz bırakmamalıdır. Cenabı Hak rızasına mazhar olan, rahmetinin fazlının içine aldığı kullarından eylesin.

 

Dakika 44:26

 

 

(Visited 134 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}