358- Tefsir Ders 358 hayat veren nurun keşif notları
358- Kur’an-ı Kerim Tefsîr Dersi 358
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Çok kıymetli izleyenlerimiz,
Hazreti İbrâhim evlatlarından Medyen’in nesli merkezleri “Şap Denizi” kıyısında Şuayb Aleyhisselâm da bu kavmin soylularından idi. Yani Şap Denizi kenarlarında bir şehirdir burası. Medyen oğlu, yeşkur oğlu, Mekil oğlu Şuayb’dir. Peygamberlerin hatibi ünvanı ile anılır Hatib’ül Enbiyâ adı verilmiştir. Kasas Sûresinde geleceği üzere Mûsâ Aleyhisselâm Şuayb peygambere hizmet etmiş ve kendisine damat olmuştur. Şuayb peygamberin kavminin en çok yaptığı iş ticarettir. Ne yazık ki ticaret âdil olmalıdır, hakça olmalıdır, hukûka uygun olmalıdır, hukûkun üstünlüğüne sıkı sıkıya bağlı olmalıdır. İşte hak hukûk tanımayan hukûkun üstünlüğüne inanmayan ve garibanları sömüren bu zihniyeti de Allah helâk etti. Ne yaptı? Bir depremle alttan salladı yok etti. Ve bunlar ne yazık ki o kötü durumlarından vazgeçmek istemediler. Bunlar fakir bir kavimde değillerdi ama hak hukûk tanımayan sömürücü bir zihniyetleri vardı. Bugünkü çağın zihniyetine bakın, bugün elinde dünyayı sömürüp insanlığın kanını emenlere bakın, emperyalist davrananlara bakın ve dünyanın bir tarafı lortlar âlemi, fildişi kuleler âlemi yaşarken bir tarafı da ekmek bulmakta zorlanıyorsa bugünkü dünyanın hâline bir bakın. İşte İslam yeryüzünde gerçek adâleti, hukûkun üstünlüğünü, barışı, kardeşliği ve merhameti sağlamak için geldi. Cenab-ı Hak ‘’A’râf Sûresinin 86’ncı âyetinde’’ de: “Her yolun başını tutup da tehdit ederek Allah’a îmân edenleri Allah yolundan çevirmeyin ve o yolun eğriliğini arzu etmeyin” buyurmaktadır. Bugün Yüce Allah’ın adâletini hukûkun üstünlüğünü ve İslam’ın barış dini olduğunu bile, bile İslam’ı dünyadan yok etmek isteyenler, dünya da barışı yok etmek isteyenlerdir. Yeryüzünde sosyal adâleti, hukûkun üstünlüğünü yok etmek isteyen zorba zihniyettir. Onun için bunu bile, bile yapanlar yeryüzünün bozguncularıdırlar zorbalardır bunlar hakka hukûka ve adâlete riâyet etmeyenlerdir. Ancak demagoji (Lafebeliği) yapanlardır. Çünkü İslam A’dan Z’ye vahyi ilâhîdir Allah’ın emirlerini ukalalık yapılamaz karşı konulamaz. Lütuf ve Kerem hazinesi âlemleri üzerine İslam ile tecellî etmiştir. İslam’a karşı koymak dünyada insanların huzurunu elinden almaktır insanlığın yolunu cehenneme çevirmektir dünyayı cehennem hâline getirmektir. İslam bu dünyayı Cennet hâline çevirmeye geldi. Bak ne diyor Şuayb Aleyhisselam; “وَمَا تَوْف۪يق۪ٓي اِلَّا بِاللّٰهِۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَاِلَيْهِاُن۪يبُ” diyor.
Dakika 5:05
Bu duayı herkes okusun bu da Kur’an-ı Kerim’in dualarındandır ve Şuayb Aleyhisselâmın okuduğu dualardandır bütün peygamberlerin bu duaları okur. Peygamberimizde bütün peygamberlerin tamamını birden fazlasını bulursunuz Hz. Muhammed de daha da fazlasını bulursunuz. Çünkü Kur’an-ı Kerim geçmişi içinde toplar geleceği kuşatır birde daha önce kimseye verilmeyen yüce değerler hazineler verilmiştir. Bütün çağları kuşatmıştır ne diyor; (وَمَا تَوْف۪يق۪ٓي اِلَّا بِاللّٰهِۜ ) “muvaffakiyetin de ancak Allah iledir ancak onun yazdığını sayesindedir”. (عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ) Ben ancak ona tevekkül ettim (وَاِلَيْهِاُن۪يبُ) ve ancak O’na inabe ederim hep O’na yönelirim, her işimle O’na sığınırım ve O’na teslim olurum diye dua ediyordu. En güzel nasihatleri Kur’an-ı Kerim Allah’ın âyetleri yapar, peygamberler yapar. Bize düşen görevde bunları insanlık âlemine dosdoğru azaltmadan, çoğaltmadan doğruları rivâyet ve dirâyet de ilmin tam istikâmetinde Allah’ın tarafını ve rızasını takip ederek bunu doğru anlatmaktır. İşte hayat veren nurun dersleri budur.
Kör bir tabiatçı kafayla günahlarla semâvî âfetler arasında bir ilişki bulunabileceğini ihtimâl vermiyorlardı. Bunları tabiat olayı sayıp kendi günahlarında hiç mi hiç bir ilgisinin olduğunu kabullenemeyenler materyalist taş kafa bunlar çağdaş taş kafadır. Niye? Maneviyâta akılların ermez îmân etmezler günahların karşılığında Allah’ın dünyada da mezarda da mahşerde de Allah’ın adâletinin tecellî edeceği inanmazlar da, o taş kafalar îmânsız beyinler karanlık ruhlular işte böyle düşünürler. O zaman da helâk olurlar İslam dini yüce Kur’an ve Hz. Muhammed kimsenin helâk olmasını istemedi herkesi Hakk’a hakîkate çağırdı İslam’a, îmâna çağırdı. Kimse helâk olmasın herkes mutlu olsun cenneti bulsun Allah’a çağırıyor Kur’an-ı Kerim. Ağaya, paşaya çağırmıyor, putlara tağutlara çağırmıyor Allah’a çağırıyor. Îmâna, İslam’a, adâlet ve hukûkun üstünlüğüne, barışa, kardeşliğe, sevgiye tükenmez ilâhî rahmete çağırıyor. Bunun için tufanlar zelzeleler olacağını materyalist daima tabiat olayıdır der geçerler. Tabiata hükmeden kim? Tabiatı kâinatı yaratan Allah tabiata hükmeden kânûnlarla hükmeden hâkim Allah’ın kendisidir o yüce otoritedir. Senin tabiat dediğin Allah’ın hükümlerine mahkûmdur tabiat hâkim değildir tabiat Allah’ın hükmüne mahkûmdur tabiata Allah hükmeder.
Dakika 10:00
Şuayb Aleyhisselâm ve bu taş kafalılar materyalist kafalılar ne dediler? Ey Şuayb! Seni taşa tutar öldürürdük diyorlardı. Ne oldu kendileri? Kendileri, taşlandığı alttan sallandılar tabiata hükmeden kuvvet kudret onlara hak ettiği cezayı dünya da verdi. Bu Allah’ın adâletidir küfrün karşılığında zulmün ve şirkin nifâkın karşılığında bu bir adâleti ilâhîdir. Allah’ın mülkünde Allah inkâr edilmez Allah’ın mülkünde Allah’a karşı konmaz, peygamberine elçisine karşı konmaz, Allah’ın kânûnlarına karşı konmaz konursa böyle olur. Sen inanmıyor musun tamam, Azrâil Aleyhisselâm senin ensende canını çeke, çeke çıkarıp doğru muymuş yanlış mıymış diyecek sana! Hani inanmadığına şimdi inanıyor musun? Gözünden perdenin kalktığı gün inanacak o da inanacak. Ama iş işten geçecek yazık! Şimdi o an gelmeden hemen Müslüman ol. O’na ve emirlerine hiç değer vermediniz başımıza gelenler işte O’ndan. Kim o? Allah’a ve O’nun emirlerine değer vermeyenler en değersiz insanlardır. Allah’a değer vermeyen, O’nun âyetlerine O’nun emirlerine değer vermeyen en alçak değersizlerdir.
Onun için kıymetli efendiler,
İşte Şuayb’ın kavmi değer vermedi helâk oldu “Racfe” ile helâk oldular. Nedir “Racfe”? (fe ehazethümül racfe) zelzele alttan sallandılar deprem oldu. Kim emretti? Allah. Nuh’un kavmine ayrı emretti bak orada tufan ayrı, Hûd kavminin ki kum fırtınasıydı bir fırtına ile âfât geldi. Bundan sonra Sâlih’in kavmi ne oldu? Sâlih’in kavmi de yıldırımlar yağdı ateş yağıyordu. Lut kavmini zaten dinlediniz, Şuayb’ın kavmî de böyle oldu. Firavunlara Nemrutlara bakın neler oldu daha da ebediyyâta kıyâmete kadar daha neler olacaktır. Tsunamiler, ritalar katrinalar, Marmaralar, daha ötesi, daha berisi yerden ve gökten nice âfâtlar bu günahların, bu zulümlerin, bu Allah’a olan isyanın karşısında bunların zamanı geldiği zaman o Mukadder olanlar bir, bir ne yapacak? Zâlimin ensesine inecektir. İnerek geldi kimse kurtulmadı, Allah’ın adâletinden kimse kurtulamaz. Semûd ’un çığlığı üslerinden Medyen’in çığlığı da altlarından geldi. Dikkat et! Semûd hangi kavimdi? Sâlih Peygamber’in kavmiydi. Onlar tepelerinden geldi belâlar onlara, Medyen ‘in halkına da yani Şuayb’ın halkına da alttan geldi Allah alttan salladı.
Cenab-ı Mevlâ Allah’ın rahmetine merhametine vesile olan gerçek îmân sahibi Amel-i Sâlih sahibi olan Allah’ın ebedî tükenmez nimetlerine eksilmez göz aydınlığına nâil olmayı Cenab-ı Hak nasibi müyesser eylesin.
Dakika 14:51