37-Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 37
- Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 37
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
‘’Elhamdülillahi rabbil alemin vesselatu vesselamu ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain Euzu bikelimatillahit tammati min şerri ma haleka ve zerea ve berea rabbi euzu bike min hemezatiş şeyatın ve euzu bike rabbi en yahdurun’’
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Çok kıymetli ve muhterem izleyenler; hadisi şeriflerin külliyatından sizlere keşif notları vermeye devam ediyoruz. Konumuz şuanda yetimlere karşı Müslümanların görevleri sevgili Peygamberimiz buyurdular; Sehl İbnu Sa’d Hazretleri anlatıyor sevgili Peygamberimiz buyurdu ki; ben ve yetime bakan kimse cennette şöyleyiz orta parmağı ile başparmağını yan yana getirip aralarını açıp kapayarak işaret etti, bakın orta parmağı ile baş parmağını, işte şu şekil de işaret buyurdular. Ben ve yetime bakan kimse cennette şöyleyiz orta parmağı ile başparmağını yan yana getirip aralarını açıp kapayarak işaret etti. Yine İbni Abbas Hazretleri’nden gelen rivayette sevgili Peygamberimiz buyurdu ki; kim Müslümanlar arasından bir yetim alarak yiyecek ve içeceğine dâhil ederse affedilmez bir günah şirk işlememişse Allah onu mutlaka cennetine koyacaktır. İşte imanı olan bir Mümin Müslüman amellerinin arasına yetimi de bu şekilde katarsa yetime bakarsa bu müjdelere mazhar olması Peygamber efendimizin müjdesiyle ortadadır. Evet, kıymetliler; işte kim Müslümanlar arasından bir yetim alarak yiyecek ve içeceğine dâhil ederse affedilmez bir günah şirk işlememişse Allah onu mutlaka cennete koyacaktır buyurdular Tirmizi eserine almıştır. Yetimle ilgili meseleleri başlıca şu başlıklar altın da toplamaya çalışmış olacağız yetime iyi muamele ve maddi yardım, istikbalinin düşünülmesi, yetimin ıslahı yani edep ve terbiyesi, malının korunması, evlendirilmesi gibi yetime karşı Müslümanlar bu görevlerini üzerlerine düştüğü zaman yapmalıdırlar. Yine ‘’Duha Suresi Ayeti Kerime 6 ve 9’’ Rabbin bir yetim olduğunu bilip de seni barındırmadı mı? O halde yetime gelince buna sakın kahretme yetimi azarlama, siz yetime iyilik etmezsiniz bakın ‘’Fecr Suresin de’’ Cenabı Hak, Müslüman olmayanları anlatırken onların bir özelliği de kâfirlerin yetime siz yetime iyilik etmezsiniz diyor bu Cenabı Hak.
Dakika 5:34
Bu davranışı kötülenirken Maun suresin de yetime yapılan kötü muamele de bir nevi dini inkâr olarak tarif edilir. ‘’Maun Suresin de’’ Cenabı Hak 1 ve 3. Ayeti kerimelerin de; Ey Muhammed (A.S.V) dini yalan sayanı gördün mü? Yetimi itip kakan yoksulu doyurmaya yanaşmayan kimse işte odur. Evet, kıymetliler;
اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يُكَذِّبُ بِالدّ۪ينِۜ ﴿١﴾
فَذٰلِكَ الَّذ۪ي يَدُعُّ الْيَت۪يمَۙ ﴿٢﴾
وَلَا يَحُضُّ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْك۪ينِۜ ﴿٣﴾
فَوَيْلٌ لِلْمُصَلّ۪ينَۙ ﴿٤﴾
اَلَّذ۪ينَ هُمْ عَنْ صَلَاتِهِمْ سَاهُونَۙ﴿٥﴾
اَلَّذ۪ينَ هُمْ يُرَٓاؤُ۫نَۙ ﴿٦﴾
وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ ﴿٧﴾
Çok kıymetli efendiler; yine ‘’Beled Suresinin 8 ve 16. Ayeti Kerimelerin de’’ biz insanoğlu için iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Biz ona eğri ve doğru iki yolu da göstermedik mi? Ama o zor geçidi aşmaya girişmedi. O zor geçidin ne olduğunu sen bilir misin? O geçit bir köle ve esir azat etmektir, onları hürriyetine kavuşturmaktır, esirliği köleliği dünyadan kaldırmaya çalışmaktır yahut açlık günün de yakını olan bir yetimi yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır. İşte kıymetliler; bunlar da ayeti kerimeler zaten ayetlerdeki olanları tefsir bölümümüz de, fıkıh bölümün de bunları hakkın da sizlere keşif notları verdik. Şimdi de hadisi şerifler külliyatından vermeye çalışıyoruz. ‘’Enfal Suresi 41. Ayeti Kerime de’’ kulumuz Muhammed’e indirdiğimize inanıyorsanız bilin ki ele geçirdiğiniz ganimetin beşte biri Allah’ın Peygamberin ve yakınlarının, yetimlerin, düşkünlerin ve yolcularındır. İşte Cenabı Hak Allah ve Resul’üne ayrılan beşte biri bakın bu yoksullar için ayırıyor. Bunların için de kimler var? Yetimler var, şanlı Peygamberin ehli iyali var, düşkünlerin ve yolcuların durumu var, düşkünler var, yolcular var. Yine ‘’Haşr Suresi Ayeti Kerime 7’de’’ yüce Allah’ın fethedilen memleketler halkının mallarından peygamberine verdikleri Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yol da kalmışlar içindir, ta ki içinizdeki zenginler arasın da elden ele dolaşan bir devlet malı olmasın.
Dakika 10:07
Yani yüce İslam, yüce Allah’ın adaleti ile zengin fakir arasındaki dengeyi sağlamıştır. Allah zengine veriyor fakire de ona da fakirliği veriyor ama birini fakirlikle, birini zenginlikle deniyor. Ey zengin sana nimeti, malı mülkü veren yüce Allah’tır seni imtihan ediyor. Onun için aklını başına al nimet Allah’ındır, Allah’ın sana verdiklerini sen de Allah’ın ver dediği yerlere vermek zorundasın bunlardan biri de yetimlerdir. Evet, kıymetli ve muhterem izleyenler; gerçekler orta da. Miras taksimin de yakınlar yetimler ve düşkünler bulunursa ondan onlara da verin güzel sözler söyleyin. İşte İslam’da asil olanca cömertliktir. Allah’ın verdiklerini Allah rızası için Allah yolun da harcamaktır esas olan budur. Allah yoluna harcamazsan çarçur etmiş olursun bu da başına bela olur, sonuçta nereye harcadın diye sorarlar. Miras taksiminde ki yakınına bakın sana varis olmasalar bile mal taksim ediyorsunuz mirasçılar arasın da orada da yetimler var yetimlere de verin, düşkünler varsa düşkünlere de verin, ondan onlara da verin güzel sözler söyleyin, ne arıyorsunuz bura da deyip kovmayın. Onlar hangi şeyi nafaka olarak vereceklerini sana sorarlar? Deki maldan vereceğiniz şey ananın, babanın, akrabanın, yetimlerin, yoksulların yolda kalmışların hakkıdır. ‘’Bakara Suresi Ayeti Kerime 215’’ İşte görüyorsunuz burada da onlar hangi şeyi nafaka olarak vereceklerini sana sorarlar? Deki maldan vereceğiniz şey annenin, babanın, akrabanın, yetimlerin, yoksulların yol da kalmışların hakkıdır. Yüzlerinizi doğudan yana ve batıdan yana çevirmeniz iyi olmak demek değildir. Lakin yaygın hayır ve gerçek iyilik, iyilik ve iyi olan Allah’a ahiret gününe, meleklere, kitaplara, Peygamberlere inanan, onun sevgisiyle yakınlarına yetimlere düşkünlere yolculara yoksullara ve köleler uğrun da mal veren namaz kılan zekât veren ve ahitleştiklerin de, söz verdiklerin de sözlerin de ahitlerine vefa gösterenler. Zor da dar da ve savaş alanların da sabredenlerindir. İşte bu özellikler vasıflar kim de varsa iyilik için de geniş hayra hasenata iyiliğe sahip olan onlardır iyi kimseler onlardır.
Dakika 15:00
İsrail oğullarından Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, anne babaya yakınlara yetimlere düşkünlere iyilik edin, İnsanlarla güzel güzel konuşun, güzel geçinin, namazı kılın, zekâtı verin diye söz almıştık. Bak Cenabı Hak İsrail oğullarından böyle bu şekilde söz aldı ama sözlerin de durmadılar. Başlarına da gelmedik bela kalmadı hala durumları meydan da. Ben ve yetime bakan kimse cennette şöyle iki parmağıyla göstererek yan yanayız, işte ben ve yetime bakan kimse cennette şöyle iki parmağı ile göstererek yan yanayız. İşte Buhari şerif, Müslimi Şerif bunu rivayet etmektedirler. Yine İbni Mace’nin rivayetin de Müslümanlar arasın da en hayırlı ev içerisin de yetim olan ve yetime iyi muamele yapılan evdir. En kötü ev de için de yetim bulunup da ona kötü muamele yapılan evdir. Yine Tirmizi’nin rivayetin de kim Müslümanlar arasın da bir yetimi evine alıp, kendi yediğinden yedirir, kendi içtiğinden içirirse affı kabil olmayan bir günah yani şirk işlemediği takdir de Allah onu mutlaka cennetine koyar. İşte imanı olan Mümin Müslümanların yetime bakanlarına bu müjdeler var. ‘’Yine Kehf Suresi 82. Ayeti Kerime de’’ duvar ise şehirdeki iki yetim erkek çocuğa aitti, duvarın altın da onların bir hazinesi vardı, babaları da iyi bir kimse idi, Rabbin onların ergenlik çağına ulaşmasını ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarmalarını istedi. Hızır (AS.) yıkılacak bir duvarı doğrulttu, o duvarın altın da hazine vardı o hazine de yetimlerindi. Yetimler de küçüklerdi, büyüyünce o duvarı yıkıp altındaki hazineler yetimlerin eline geçsin diye Hızır Aleyhisselama Cenabı Hak bu görevi böyle yaptırdı. Bu da yetimler hakkın da yine yetimleri evlenme çağına gelinceye kadar deneyin, onlar da rüşt olgunlaşma görürseniz mallarını kendilerine verin, yetim hakkı sakın ola ki yemeyin. Evet, kıymetliler; yetim hakkı yiyenlerin vay haline! Cenabı Hak yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsinler buyurmaktadır. Onun için ey insanoğlu merhametli ol ki Allah’ın merhametine, mağfiretine, merhametine mazhar olasın. Çünkü yetimin merhamete ihtiyacı var da senin yok mu? Senin de merhamete mazhar olman için merhametli olman gerekiyor merhametsiz olursan günahlarından dolayı sana da cezayı uygularlar.
Dakika 20:04
Merhamet etmediğin için merhamet olmazsın. Onun için aklını başına al, ne ekersen onu biçersin. Yine Cenabı Hak yetimlerin zulmen mallarını yiyenler, muhakkak karınların da sırf bir ateş yerler ve yarın çılgın ateşe yaslanırlar, işte Nisa Suresi Ayeti Kerime 10. Ayetten bunları anlıyoruz. Yetimin malına rüştüne erinceye kadar, o en güzel olanından başka surette yaklaşmayın, ‘’Enam Suresi 6 ve 152, İsra suresi 17. Ayeti Kerimeye’’ baktığımız zaman bunları görüyoruz. Evet, yetimin malını muhafaza et, yetimin malını arttırmaya çalış, zamanında da yetime malını teslim etmeye çalış, yetimleri nikâh çağına ermelerine kadar gözetip deneyin. O vakit kendilerinde bir rüşt hissettiniz mi? Hemen mallarını kendilerine teslim edin, büyüyecekler de ellerine alacaklar diye o malları israfla yemeye kalkmayın, ihtiyacı olmayan zengin olan tenezzül etmesin, muhtaç olan fakir olanda meşru surette bir şey yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman da karşıların da şahit bulundurun, hesabınızı doğru tutmak için Allah’ın harekâtınızı hesaba çekmekte olması yeter, Allah sizi hesaba çekecektir. Onun için yaptığınız işleri sağlam yapın, doğru yapın, yetimin hakkını yemeyin, Allah’tan korkun da yetimlere mallarını verin ve temizi murdara, helali harama karıştırmayın ve bu şekil de haram ile helali değişmeyin, onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Çünkü onda büyük bir vebal bulunur ‘’Nisa Suresi Ayeti Kerime 2 ve 4’’ Evet, kıymetliler; işte ‘’Nisa Suresinin 2. Ayeti Kerimesinden de’’ bunları anlamaktayız. Cenabı Hak kullarına bütün gerçekleri doğruları açıklıyor ki Müslüman dosdoğru insan demektir, içi doğru dışı doğru, Allah’ın emrettiği gibi İslam’ı yaşarsan doğru olan sensin. Şimdi Allah’ın emrettiklerini yapmıyorsun emir olunduğun gibi Müslüman değilsin. Ondan sonra da tutuyorsun kalbime bak diyorsunuz, o öyle Allah’ın emrettiği gibi yaşamayan adamın kalbi de bozuk, kendi de bozuk. Allah’ın emirlerini tanımıyorsun emir olunduğun gibi yaşamıyorsun, tutuyorsun kalbime bak diyorsun, her tarafın yılandan eğri ama kalbime bak diyorsun. Her tarafın için de yılan dışın da yılan ki her tarafın epeğri, eğer için doğru olsaydı dışın doğru olmaz mıydı?
Dakika 25:02
Eğer kalbin de iman olsaydı dışına yansımaz mıydı? İçin de doğruluk olsaydı dışın doğru olmaz mıydı? Bal küpünden dışarıya şarap sızar mı? Bal küpü balla dolu dışarı ne çıkar? Bal çıkar. Şarabı doldurmuşsun içine dışarı ne çıkar? Şarap çıkar. Kimi kandırıyorsun? Kendini kalbime bakmış, yılandan eğri yaşayıp kalbime bak diyenler yılandan daha yılandırlar fakat kendilerini bilmiyorlar. Eğer velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmek ile onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız, onlarla değil hoşunuza giden başka kadınlarla 2- 3 ve 4’e kadar evlenebilirsiniz. Buda ‘’Nisa Suresinin 3. Ayeti Kerime’’ Yine ‘’Nisa Suresi 127. Ayeti Kerimede’’ Cenabı Hak; senden kadınlar hakkın da fetva isterler de ki onlara dair fetvayı size yüce Allah veriyor. Bu fetva kendilerine yazılan şeyi vermediğiniz ve kendileriyle evlenmeyi arzuladığınız yetim kadınlara ve bir de zavallı çocuklara ve yetimlere doğrulukla bakmanız hususun da kitapta size okunandır. Ne iyilik yaparsanız şüphesiz Allah onu bilir. Evet, kıymetliler; kimin bir çocuğu olursa güzel bir isim koysun ve en iyi şekil de terbiye etsin, buluğa erince de derhal evlendirsin, buluğa erdiği halde evlendirmez ve delikanlı da bir günah işleyecek olursa bundan hâsıl olacak günah babaya da teeddüp eder. İşte buna dikkat et bu haber Peygamberimizden gelmektedir. Kimin bir çocuğu olursa güzel bir isim koysun ve en iyi şekil de terbiye etsin, buluğa erince de derhal evlendirsin, buluğa erdiği halde evlendirmez ve delikanlı da bir günah işleyecek olursa bundan hâsıl olacak günah babaya teeddüp eder. Yine ’’Kasas Suresi Ayeti Kerime 27’de’’ bana sekiz yıl çalışmana karşılık bu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum işte Şuayip (AS.) Musa Aleyhisselama bu şekil de kızının birini nikâhlamıştır. O da Şuayip Aleyhisselama 8 sene çalışmıştır. Evet, çok kıymetli muhterem izleyenler; bu da evlendiğiniz kimselerin Mehirlerini vermeniz gerekiyor. Mehri Muaccel ve müeccel denilen Mehri kadınlara vermek zorundadır evlenenler, erkek tarafı kadına aldığı kız veya kadına ne yapar Mehrini verir. Buda Mehri Muaccel ve müecceldir ama karşı taraf almak istemezse o başka mesele ama onun hakkıdır hakkı olan şeyi alması da hakkıdır, almazsa onun bileceği bir iştir, onu almaması için zorlamak sana yakışmaz ve doğru değildir o ama almak istiyorsa Mehrini vermek zorundasın. Evet, kıymetliler; yüce kitabımız Kuran-ı Kerim söylüyor, şanlı Peygamberimiz tebliğ ediyor, biz de bunları size keşif notları olarak vermeye çalışıyoruz, İnşallah bundan sonraki dersimiz de yine başka bir konu ile devam edecektir.
Dakika 30:38