Tefsir 371-01

371- Tefsir Ders 371 hayat veren nurun keşif notları

371- Kur’an-ı Kerim Tefsîr Dersi 371

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

(Ra’d Sûresi 15’inci Âyet-i Kerime’den 18’inci Âyet-i Kerime’ler)

 

(فَيُصِيبُ بِهَا مَن يَشَاء وَهُمْ يُجَادِلُونَ فِي اللّهِ وَهُوَ شَدِيدُ الْمِحَالِ )

Ve Yüce Allah şimşekler gönderir de her kimi dilerse onunla onu bulur. Yıldırım gönderir o kimseye isabet ettirir, çarptırır yakar. Her günahın karşılığında elbette ki onun bir adli ilâhî de bir cezâsı vardır. Böyle olduğu hâlde onlar yani inanmayanlar yüce Kur’an’a, Hazreti Muhammed’in Peygamberliğine Yüce Allah’ın yüce sıfatlarıyla O’nun ortaya koyduğu yüce kânûnlarıyla İslam nizâmına ve ilâhî kânûnlara inanmayanlar işte o hadlerini bilmezler de Allah’la mücadele ederler. (وَهُوَ شَدِيدُ الْمِحَالِ) “Oysa Allah’ın havli ve kuvveti pek şiddetlidir çok çetindir.” Allah’la mücadele edilir mi? Bütün âlemleri yaratan Yüce Allah inkâr edilir mi? O’nun kânûnlarına karşı konur mu? Yüce Kur’an, Allah’ın kânûnları yüce Kitâbı’dır. Hz. Muhammed rahmet Peygamberidir, evrensel ruhu millînin Peygamberidir, ezelîn ebedîyyâtın Peygamberidir ve Makâm-ı Mahmûd’un sahibidir. Öyle bir Peygamber inkâr edilemez ve hiçbir peygamber de inkâr edilemez.

 

Kıymetli dostlarımız,

 

Burada bir olayı bize bu âyet-i kerimelerin tabii ki bütün insanlığa verdiği derslerin yanında bir de özel olarak tepelerine yıldırımlar inen peygamber düşmanları vardır ki, peygamberlerin düşmanı Allah’ın düşmanıdır. Erbed bin Rebia ile Amir bin Tufeyl olayına işaret olunduğu naklediliyor. Şöyle ki; meşhur Şair Lebid Bin Rabia’nın kardeşi olan Erbed bin Rebia ile Amir bir Tufeyl ikisi birlikte Hazreti Muhammed’e suikast yapmak için başına kılıç vurup öldürmek için bunlar bir meşveret kurmuşlar. Bunlar Peygamberimiz mescitte iken mescide girmişlerdi. O Şanlı Peygamber Hazreti Muhammed (Aleyhisselâtu Vesselâm) Efendimiz de Ashâbtan bazı kişilerle birlikte orada oturuyordu, bu iki teröristten Amir çok yakışıklı birisiydi güzelliği ve şıklığı oradakilerin dikkatini çekti ona bakıyorlardı. O terörist Amir arkadaşı Erbed’e daha önce şöyle tembih etmişti; Ben Muhammed ile konuşmaya başlayınca yavaşça arkasına geç ve boynuna boynunu kılıçla vur demişti. Kendi kafasına ineceği yıldırımdan hiç haberi yok o teröristin bu kâfirin. O gün günkü çağın kâfiri bunlardı teröristleri bugün de Hakk’a hakîkate saldıranlar bugünkülerde bu çağın hâinleridirler.

 

Dakika 5:20

 

Hazreti Peygamber, Amir ile konuşmaya başlamış Erbed de arkasına dolaşıp geçmişti, kılıcını bir karış kadar çekmiş fakat Allah’u Teâlâ izin vermediğinden tamamıyla sıyıramamıştı. Bak burada Cenab-ı Hak ona îmâna gel diye bir uyarıda bulunuyor kılıcı bir türlü çekemiyor Allah müsaade etmiyor. Amir, ne duruyorsun haydi dercesine gözüyle, kaşıyla işaret etmeye başladı Peygamber Efendimiz de, bu durumu gördü ve hemen Yüce Allah’a şöyle dedi; (Allahümmekfinîhâ bimâ şitte) Hak düşmanlarına karşı bu duayı okuyun hiç unutmayın ezberinizde bulunsun! Bakın Peygamberimiz şöyle bir dua etti orada Allah’ın korumaları altındadır peygamberler Hazreti Muhammed de cihân Peygamber olduğu için tamamen koruma altındadır. ‘‘Allahümmekfinîhâ bimâ şitte’’ ‘‘Allahümmekfinîhâ bimâ şitte’’ de burada ki zamir tabii çifte zamir olarak da okunur umum zamiri olarak da okunur. Ey Allah’ım! Bu ikisine dilediğimi yaparak bana yardım eyle diye Sevgili Efendimiz Allah’ın sevgili kulu o Şanlı Peygamber böyle dua etti Cenab-ı Hakk’a. Bunlar tabii ki onların Müslüman olması için onlara da bir mûcize gösterildi. Bak bir de îmân edecek kadar o mûcizeden sonra bir zaman tanındı bunlar defolup oradan gittiler. Allah’u Teâlâ açık bir yaz günü Erbed ’in tepesine bir yıldırım indirdi, hem de gökyüzünde bulut da yok apaçık bir günde güpegündüz,  gök gürlemesi yok, şimşek çakması da yok. Ya? Özel yıldırımlar geldi. Erbed ‘in tepesine bir yıldırım indirdi ve onu yaktı. Amir de kaçarak gitti yanında Amir de vardı şimdi ötekine bir şans daha verildi Müslüman olabilmesi için. Fakat insanoğlu bu fırsatları hep kaçırır. Her nefes bir fırsattır Müslüman olan için ayrı fırsattır, hayırlı amel işleyip hak yolda cihâd etmek için îmânsızlara da derhâl îmân etmek için her nefes bir fırsattır bu fırsatı kaçırma! Amir de kaçarak gitti Benî Selül ’den bir kadının evine indi, sabah olunca büsbütün rengi atmış ve benzi solmuştu. Sonra atına bindi silâhını çekti hiç bu gâvur akıllanmamış. Çölde bir yandan sağa sola at koşturuyor bir yandan da: “Çık karşıma ey ölüm meleği! Haydi, çık diyerek şiir sayıklıyordu ve yemin ederim ki sırada Muhammed ve onun koruyucusu olan ölüm meleği karşıma çıksa ikisini de mızrağımla deler geçerim diyordu.

 

Dakika 10:05

 

Derken Allah’u Teâlâ ona da bir melek gönderdi ona bir tokat attı o melek kanadıyla da çarptı. Bakın bir şans daha verildi onu melek orada öldürmedi. Melek onu bir kanadıyla çarptı yere yuvarladı. O vakit dizinde büyük bir gutte yani hıyarcık çıbanı çıktı. Açıkçası vebaya yakalanmıştı. Bakın, yine bir şans verildi ona bunun üzerine o kadın evine geri döndü deve guddesi gibi gutte Beni Selül ’den zavallı bir kadının evinde artık ölüm diyordu. Hayır, olmaz bu işte, hayır olmaz bu işte diyordu. Ve yine atını istedi bindi ve sürdü daha geri dönmedi geberdi doğru cehenneme gitti îmân etmek için ona nice fırsatlar verilmişti. Bakın, insanoğlunun tamamında işte bu fırsatları ihmâl ederek bu fırsatları kaçıranların haddi hesabı yok herkes için böyle. Ey Müslümanlar! Her nefesinizdeki bu fırsatı değerlendirin daha güzel amel işlemeye gayret edin, sevabınıza sevap katın, hayır yarışında olun, Allah’u Teâlâ’nın emrinde en önde olmaya gayret edin. Fırsatları kaçıranlar gibi olmayın! Bak, Cenab-ı Hak ne diyor; لَهُ دَعْوَةُ الْحَقِّ  “Hak dâveti ancak Yüce Allah’ındır.” Hak dâveti nedir? Hakk’a dâvet hak din olan İslam’a dâvet her dünyada Müslümanın görevidir. İnsanlığı Hakk’a, hakîkate, İslam’a şanlı Kur’an’a dâvet etmek ve hayat veren nurun dersleriyle yeryüzünde bu dersten nurunu alabilmek ölümsüz hayatı kazanabilmektir. İşte Kur’an’ın, İslam’ın dersleri hayat veren nurun dersleridir. Hakla ve hakîkatle Allah’a çağırılır. Kur’an’sız, Peygamber’siz, ilimsiz, irfânsız Kur’an’a, sünnete, icmâya, kıyasa  dayanmayan bilgilerle Hak’ka çağırma olmaz. Onların birer birer alternatifi var. Bir lider şöyle der öbür lider öyle der, bir Prof. şöyle der öbür Prof. öyle der, bir filozof öyle der öteki şöyle der. Bunların hep alternatifi vardır. Ama Allah’ın, İslam’ın, şanlı Kur’an’ın alternatifi olmaz Hz. Muhammed ise Hak ve hakîkatle donatılmış bir Peygamber. Bununda alternatifi olmaz ikinci peygamber olmaz çünkü o son Peygamber. Hak dâvet biliyorsunuz Hakk’a dâvet Allah’tan başkası nâmına yapılan dâvetler propagandalar hep bâtıldır. Hak dâvet, hak dua, hak yalvarış ancak Allah’a yapılan duadır ve ibadettir ve çağırma Allah’a çağıracaksın herkesi. Allah’ı çağırmak demek ne demektir? Kur’an’daki ilkeler Allah’ın ilkeleri O’nun kânûnlardır İslam O’nun nizâmıdır oraya çağıracaksın, buraya çağırırsan Allah’a çağırmış olursun. Allah’a çağırmayanlar kime çağırıyor? Birine çağırıyor. O zaman ne oluyor?

 

Dakika 15:08

 

Allah’ın dışındaki çağrılanlar birilerinin rabbi, ilâhı oluyor ve şirke saplanıyor. Yazık değil mi!…  Dünyaya 10 kere gelmiyor ki insan bir kere geliyor. Şirkle yaşa şirkle öl buna af da yok cehennemden çıkmakta yok. Küfürde böyle, nifâkta böyle, zulümde böyle… Hak yola dâvet, hak yol nedir? (قُلِ اللّهُ يَهْدِي لِلْحَقِّ) De ki: “Allah hakka hidâyet eder ancak o doğru yola iletir.” Elhâm’ı Şerif’in içinde Fâtihâ’nın günde 40 rekât namaz kılan bir Müslüman

(اهدِنَا الصِّرَاطَ المُستَقِيمَ ) diyor. İşte hak yola dâvet, Sırât-ı Müstakîm’dir o da İslam’ın kendisidir Kur’an’ın kendisidir önderi Hz. Muhammed’dir ve onun izinde giden münamün aleyhtir münamün aleyhimdir. Bunun için kıymetli dostlar ve onların (وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِ اللّهِ) ve onların yani inanmayanların Allahtan başka dâvet ettikleri veya dua edip durdukları propaganda yaptıkları ne kadar putlar uğur saydıkları adakları adak adadıkları neleri varsa kime ibadet ediyorlarsa hepsi başlarının belâsıdır. Allahtan başka Allah’ın ortaya koyduğu yüce değerlere göre o ilâhî ölçülere göre yapılmayan hiçbir ibadet, ibadet değil şirktir. Ehl-i bid’at yolları İslam’ın dışındaki yoldur Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemâat yolu Hazreti Muhammed’e Allah’u Teâlâ’nın öğrettiği yaşanan bilinen İslam’dır. İşte Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemâat ekolünden gelen bütün müçtehitler bu hak İslam’ı Peygamberimizin öğrettiği ve uyguladığı yaşanan İslam’ı ilmen, amelen, ahlâken, hukûken ne yaptılar o yolu koruyarak geldiler. Bunun adı Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemâat. İmâm-ı Âzâm’lar ve Mâlikî’ler, Şâfiî’ler, Hanbelî’ler bu ekolün en büyük müçtehitleridirler. Bunların başında da ne vardır? Tâbiîn ve Ashâb-ı Güzin onların başında Hazreti Muhammed onun başında Cebrâil Aleyhisselâm ve Allah’u Teâlâ’dır bu ekol budur. Birilerin uydurduğu İslam’a Kur’an’a Ehl-i Sünnet’in din İslam anlayışına uymayan uydurukça bidat yollarıyla ortaya çıkarılan ibadet tarzları ve inanç sistemleri bunlar insanlığın başının belâsıdır. Bunlar insanlara iyilik etmiyorlar, doğrunun üstünü örtüp yanlışı doğru diye beyaza kara diyenler bunlar. Hakka bâtıl diyenler, bâtıla hak diyenler, harama helâl diyenler, helâle haram diyenler bunlar. İşte Hakk’a dâvet etmek için Kur’an-ı Kerimin kendisiyle sünnetiyle, icmâsı, kıyasıyla gerçek müçtehitlerimizle, mürşitlerimizle bizzat Kur’an’ı sapmadan ona ilave etmeden onu azaltmadan çoğaltmadan Kur’an’ı Kur’an olarak bu dünyaya doğru anlatabilmektir. Hak dâvet, Hak’ka dâvet bizzat işte budur. Bunun için Cenab-ı Hak, uzaktan avuç açmakla diyor su gelip de insanın ağzına girmez.

 

Dakika 20:02

 

Bugün İslam’ın dışındaki davranışların tamamında adam, su uzakta buradan avucunu açıyor yani uzaktaki su gelip avucuna girecek. Bu kadar hayalperest peşinde koşan gerçekten uzaklaşmış hayalleri, kuruntuları gerçek sayan gerçeğe ise karşı koyan zihniyet işte suya uzaktan avuç açandır ki, eli boştur susuz kalmaya mahkûmdur. Kur’an’ın deryâsından gel iç ruhları doyur, kalpleri doyur. Kur’an deryâsından iç Kur’an bahçesinden yesin kalbin içsin o zaman bak sen şu cennet gıdalarını ruhuna dünyadayken vermiş olacaksın ve gerçek mutluluğun tadını almış olacaksın. (وَالَّذِينَ) edatı daha çok akıllı varlıklar için kullanılmıştır. İnsanoğlu tanrılaştırılan nice liderler var bunlara dikkat! Veya şahıslarında o cansız putlar gibi onları da ilâhlaştıran ve onların sözünü Allah’ın sözünü yerine koyanlar onların her neyini Allah’ın yerine koyanlar, işte onları rab edinenlerdir. Ey insanoğlu! Bunlardan kurtar paçanı Allah’a kul Allah’a! Kur’an’ın yerine başka bir kitap koyamazsın, Allah’ın kânûnlarının yerine başka kânûn koyamazsın, Allah’ın yerine başka ilâh koyamazsın çünkü başka yok ilâh. Allah’tan başka ilâh yok peygamberin yerine peygamber koyamazsın; çünkü peygamberi Allah seçer gönderir. Kur’an’da Allah’ın Kitâbı’dır. Bunun için aklını başına al! Allah’a kulluk ederken Allah’ın kânûnlarını ve nizâmını iyi tanı! Allah’a isyân ederek Allah’a kulluk olur mu? Allah’ın emirlerini kânûnlarını tanımadan Allah’a kulluk olur mu? Şöyle bir bak kâinata şu taş başka bu taş başka bir varlıktır taşlar arasında bak ayrıcalık var. İki cevherin bir birinden diğerine tesiri geçebilecek ilişki kurabilmeleri filozofları hayrette bırakan çetin bir felsefi mesela olmuştur. İnsanoğlu çok âcizdir kim olursa olsun ruh cisme cisminde ruha etkisini nasıl geçirebiliyor. Üzerinde hepsinin üzerinde hâkim olan o yüce o yüceler yücesi olan Allah‘ ki o büyük kudretten sarfınazar edecek edilecek olursa, bütün varlıkların darmadağınık ayrı, ayrı parçalardan ibâret kalır. Şimşekler çakmaz, bulutlar oluşmaz, yağmurlar yağmaz, yıldırımlar düşmez Ahmed’in feryadını kimse duymaz. Bunlar olabiliyorsa Yüce Allah’ın emriyle ve O’nun tedbiriyle oluyor. Duanın hakkı da ancak Yüce Allah’adır  ve tüm dualar ibadetler sadece Allah’a yapılır. Allah’ın izni bile olmadıkça nefes bile kimse alabilir mi? Kimse nefes alamaz.

 

Dakika 25:00

 

Yine ecel gelince kimse nefes alabiliyor mu? Alamıyor ecel geldi  Azrâil ver canını dedi. Vermese ya? Tabipler toplansa ölüye bir nefes alabilirler mi? Eğer böyle olsaydı tabipler önce kendilerini ölmezdi. Hani o hükümdarlar nerede,  o tabipler nerede, o filozoflar nerede, o kodamanlar zenginler nerede? Her türlü imkânları ellerinde olanlar nerede? Hep bunlar birer birer Azrâil’e (AS.) can vermediler mi? Vermeyecekler mi? Verdiler verecekler. Onun için Allah’ı tanı birinci vazifemiz bizi yaratanı tanımak onun emrinde olmak. İşte bütün mutluluklar yüce devletler tükenmez nimetler burada ölümsüz hayat burada ölümsüz hayat veren nurun dersi de burada. Onun için işitebilmesi bir insanın neyle oluyor? İnsan işitiyor, görüyor bunlar Allah’ın izniyle emriyle olmuyor mu? Başka yaratıcı yok ki, yaratan ne güzel yaratmış. Yardım edebilmeleri de kimden ne yardım görürsen gör Allah’ın izniyle yardımlar gelir sebeplerin tamamını Allah yaratır. Sakın ola ki tevhîd inancını tamamla tevhîdi tamamlamadan sakın ölme! Tevhîdi tamamlamadan ölürsen cennete giremezsin. Tevhîd inancı Yüce Allah’u Teâlâ’yı iyi tanımak O’nun birliğini O’nun kemâl sıfatlarıyla muttasıf olduğunu, noksan sıfatlardan münezzeh olduğunu  iyi tanıyacaksın. Allah’tan başka Rezzak yok, O’ndan başka yaratıcı yok O’ndan başka sebepleri yaratan da yok nereden ne geliyorsa O’nun yaratmasıyladır.  Sadece insanoğluna O irâde-i cüziye vermiştir irâde-i cüz ’iyeyi kullanma yeteneğini de Allah vermiştir, O’nu da yine Allah vermiştir. Kul kesb edince hâlk eden Allah’u Teâlâ’dır kul bir şey yaratmaz kul kesb eder Allah hâlk eder. Onun için hem insanoğlunun kendisini hem de amellerini yaratan O’dur işte âyet-i kerimeler bir, bir sana cevap veriyor. Allah’ın sözlerini iyi anla! İslam demek Allah’ın sözleri Kur’an’ın Muhammed’in getirdiği İslam’ı iyi anlamak iyi keşfetmek demektir kâşif olacaksın. Cenab-ı Hak müsaade etmedikçe duyan kulaklar duymaz, gören gözler görmez, gönüller bir şey isteyemez. Ancak hâkimiyet kayıtsız şartsız yaratıcılık, hükümranlık, ezelî ebedî Allah’ındır. Cenab-ı Hak, (فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ) Muhakkak ki ben yakınım dua edenin duasını kabul ederim Allah bize bizden daha yakın. Cenab-ı Hak, bizim doğamıza ya cevap veriyor veyahut da yoksa onu yaratıp da veriyor her şeye kâdir, kâdir olmadığı bir şey yok ki. Onun için melekler akıl sahibi ruhlar ve yüce kuvvetler oysa yalnızca Allah’adır. Nedir? Bütün secdeler Allah’adır bütün secde edenler Allah’a secde ederler.

 

Dakika 30:20

 

Nerede? (مَن فِي السَّمَاوَاتِ) Bütün göklerdeki kimseler kim varsa Allah’a secde ederler ve (وَمَن فِي الأَرْضِ) ve yerdeki kimseler insanlar cinleri segaleyn bunlar tamamen Allah’a secde ederler. Nasıl? (طَوْعًا وَكَرْهًا) gerek (طَوْعًا) gerek (وَكَرْهًا) yani ister istemez secde ederler. (وَظِلالُهُم بِالْغُدُوِّ وَالآصَا) Ve bunların sabah akşam yere düşen gölgeleri dahi Allah’a secde ederler. Çünkü o gölgede bir varlıktır o da secde eder onun yaradılışında her şeyin yaradılış hilkatinde Allah’a secde etmek vardır çünkü yaratan Allah’u Teâlâ’dır. Yaratılmış yaratanına secde ile o hilkatte yaratılmıştır. Onu tesbih eder o hilkatte yaratılmıştır onu zikreder kendi hâl diliyle zikreder kimse onun farkına varmaz o yaratılış hilkatinde o vardır. Göklerin yerlere kapanışı bile Allah’ın emriyle olmaktadır o emre bağımlıdır ruhlar nûrânî cisimler zulmânîdir. Onun için ruhunu da cismini de bedenini maddî ve manevî yapının tamamını Allah’a kullukta ne yap? Seferber ol bütün varlığınla Allah’a kulluk et sadece dilin papağanlar gibi dilin değil bütün varlığınla kalp, ruh bütün organ sistemlerin hücrelerin dokularınla Allah’a îmân et ve ona kulluk et çünkü her şeyimizle biz O’na aitiz.

 

قُلْ مَن رَّبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ قُلِ اللّهُ قُلْ أَفَاتَّخَذْتُم مِّن دُونِهِ أَوْلِيَاء لاَ يَمْلِكُونَ لِأَنفُسِهِمْ نَفْعًا وَلاَ ضَرًّا قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الأَعْمَى وَالْبَصِيرُ أَمْ هَلْ تَسْتَوِي الظُّلُمَاتُ وَالنُّورُ أَمْ جَعَلُواْ لِلّهِ شُرَكَاء خَلَقُواْ كَخَلْقِهِ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْ قُلِ اللّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ ﴿١٦﴾

 

 

Yüce Rab yüce kelâmlarıyla ne diyor; De ki: “Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?” Sor diyor. Yine cevap ver ki, de ki: “Allah’tır.” Şimdi Cenab-ı Hak bütün insanlara soruları sormuş cevaplarını vermiş ki, imtihanı herkes kolayca kazansın diye. Hayatın ebedî soruları İslam’dadır bütün cevaplar İslam’dadır. Seni ebediyyû’l-ebed mutlu edecek bütün cevaplar İslam’dadır. Buna cevap vermen için îmân ve Amel-i Sâlih’inle Allah’a “Lebbeyk” demen gerekiyor.  Nedir? Emrine hazırım diyeceksin ama yaşantınla, hizmetlerinle, takvân ile güzel ahlâkın ile hukûkun üstünlüğüne ilâhî adâlete bağlılığın ile O’nun yolunda cihâdınla, mücâhitliğinle “Lebbeyk” diyeceksin, kuru kuruya değil. Onun için kıymetli dostlarım, de ki: “Allah’tan başkalarını, o kendi kendilerine ne bir fayda nede bir zarar verebilenleri dostlar mı ediniyorsunuz?”

 

Dakika 35:10

 

Allah’tan başka dost olmaz bir de Allah’ın dostları var onlar sana dosttur. Onlarda îmânı bütün, ahlâkı bütün  gerçek müminlerdir insanlığın hayrına çalışan imamı zümrelerdir. De ki: “Hiç gören bir olur mu? Hakkı hakîkaten bilenle bilmeyen bir olur mu? Hiç karanlıklarla aydınlık bir olur mu?” Yoksa Allah’a onun gibi yaratan birtakım ortaklar buldular da bu yaratış kendilerince birbirine benzer mi göründü de böyle yaptılar? De ki: “Allah her şeyi yaratandır, (خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ) Allah her şeyi yaratandır. O birdir her şeyi üstün ve kahhardır.” (وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ) Yüce Allah vâhid-i kahhardır. Ey insanoğlu! Allah’ı tanı Allah’ın “Vahid’ül Kahhar” olduğunu tanı o öyle bir vâhid ki her şeyinde bir, öyle bir kahhar ki, her şeyi emri altına istese de bütün âlemler istese de Allah hâkimiyeti altına bütün âlemleri almıştır, istemesen de almıştır. Mesele inanmayanlar inkârcılar Allah’ın hâkimiyeti altında değiller mi? Değiller ise ölmesinler, değiller ise Allah’ın mülkünden çıksınlar gitsinler, değiller ise Allah’ın nimetini yemesinler, Azrâil’e can vermesinler. Hepsi Allah’ın nimetini yiyorlar Azrâil’e can veriyorlar verecekler kabre mezara inecekler mezardan fırlayıp sırat köprüsünün başına gelecekler. Gelmesene bütün Firavunlarda Allah’ın kahhar sıfatına mahkûmdur  Allah’ın hâkim olmadığı kimse olmaz Allah’tan kaçılmaz. Onun için Yüce Allah’ın Vahid’ül Kahhar olduğunu kimse unutmasın! O Vahid’ül Kahhardır her şeye üstündür ve her şeyi hükümranlığı altına almıştır herkes O’na mahkûmdur şeye O hâkimdir.

 

أَنزَلَ مِنَ السَّمَاء مَاء فَسَالَتْ أَوْدِيَةٌ بِقَدَرِهَا فَاحْتَمَلَ السَّيْلُ زَبَدًا رَّابِيًا وَمِمَّا يُوقِدُونَ عَلَيْهِ فِي النَّارِ ابْتِغَاء حِلْيَةٍ أَوْ مَتَاعٍ زَبَدٌ مِّثْلُهُ كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللّهُ الْحَقَّ وَالْبَاطِلَ فَأَمَّا الزَّبَدُ فَيَذْهَبُ جُفَاء وَأَمَّا مَا يَنفَعُ النَّاسَ فَيَمْكُثُ فِي الأَرْضِ كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللّهُ الأَمْثَالَ ﴿١٧﴾

Gökten bir su indirdi de vadiler, kendi miktarlarınca sel olup aktılar. Ey insanoğlu! Bir damla suyu kimse yaratamaz şu gökten inen şırıl, şırıl yağmura bir bak, okyanuslara bak, o güzelim en yüksek tepelerin ucundan çıkan o güzelim çeşmelere bir bak o çaylara, o ırmaklara bak! Sana Allah göz verdi, kalp verdi, kulak verdi bak şöyle bir de Hakk’ı hakîkati tanı.

 

Dakika 40:08

 

Selde suyun yüzüne çıkan bir köpük yüklendi. Bir ziynet eşyası veya biz değerli mal yapmak için ateşte üzerini körükledikleri maddelerden onun gibi bir köpük meydana gelir. İşte Allah hak ile bâtılı böyle çarpıştırır fakat köpük atılır gider, insanlara faydası olan ise yerde kalır. İşte Allah böyle misaller verir. Cenab-ı Hak her türlü misali kullarına veriyor ki anlasınlar diye madenler çeşitli madenler cevherler yaratılmış insanoğlu için.

 

لِلَّذِينَ اسْتَجَابُواْ لِرَبِّهِمُ الْحُسْنَى وَالَّذِينَ لَمْ يَسْتَجِيبُواْ لَهُ لَوْ أَنَّ لَهُم مَّا فِي الأَرْضِ جَمِيعًا وَمِثْلَهُ مَعَهُ لاَفْتَدَوْاْ بِهِ أُوْلَئِكَ لَهُمْ سُوءُ الْحِسَابِ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمِهَادُ ﴿١٨﴾

 

Rablerinin emirlerine uyanlar için daha güzeli vardır. Yüce Allah kendi yolunda ki mü’min samîmî ihlâslı müttekî ehli takvâ kullarına güzeli de daha güzelini vereceğini söylüyor çünkü O’nun yolunda, O vermeyi seviyor. Kendisi ölümsüz bir varlık, zengin bir varlık bütün mahlûkatın yediği içtiği O’nun hazinesinden zerre bir şey eksiltmez milyarlarca yeseniz O peşinden katrilyonları yaratır. O’na itaat etmeyenler ise yeryüzünde bulunan ne varsa hepsi kendilerinin olsa da O’nu ve bir o kadarını bütünüyle kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. Amma verdikleri kabul edilmez ve kurtulamazlar. İşte onları hesabın kötüsü kendileri için olanlardır. En kötü hesaba çekilecek onlar şiddetli bir hesaba Mahkeme-i Kübrâ da, inkâr etmenin İslam’ı kabul etmemenin Kur’an-ı Kerim’e karşı koymanın o Şanlı Peygamberi inkâr etmenin Allah’u Teâlâ’nın ortaya koyduğu hüküm ve emirleri hem kabul etmeyip ve inkâr etmenin cezâsı neymiş? İşte bu en kötü hesaba çekilecekler diyor ve kurtuluş yok. Bu dünya gibi nice dünyaları bunlar kendilerini kurtarmak için fidye olarak verirler ama kabul edilmez. Varacakları yerde tam tamına cehennemdir orası da ne fenâ yataktır. Ne diyor; (أُوْلَئِكَ لَهُمْ سُوءُ الْحِسَابِ) En kötü hesaba çekilecekler. Hem de (وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ) yerleri, yurtları cehennem (وَبِئْسَ الْمِهَادُ ) orası ne kadar kötü bir yataktır diyor. Altı ateş, üstü ateş katırlar gibi akrepler develer gibi yılanlar  orada zakkumlar ateşler, kanlar irinler akıl hayale gelmeyen azâb çeşitleri zincirler tomruklar ve demirden dikenler ateşten demir dikenler… Saymakla bunlar tarife sığmayacak kadar korkunç bir âlemdir cehennem. Cennetin nimetleri de, akıllar hayallere sığmayan güzellikte nimetler var orada da.

 

Dakika 45:07

 

Gözlerin görmediği kulakların duymadığı akıl hayallere gelmeyen güzel nimetler var Cennet-i Âlâ’da. İşte ölümsüz hayata oraya seni hazırlayan şanlı Kur’an nurlu İslam ve Hazreti Muhammed onun yolundaki Ehl-i Sünnet âlimleridir. Cenab-ı Hak ne diyor; Küfür ve şirk kat kat karanlıklardır. İnsanoğlunun karanlığa götüren ruhunu karartan içini kalbini karartan dışını karartan yerini yurdunu cehennem yapan katran hâline getiren nedir? Küfürdür, şirktir, inkârdır bunlar nifâktır kat kat bunlar karanlıklardır. Önü karanlık sonu karanlık katmerli bir karanlık ki katmerli bilgisizlik, îmânsızlık sonunda oluyor. İlacı nedir? Mârifetullah Allah’ı tanıyacaksın. Nasıl tanıyacaksın? Kur’an-ı Kerim Allah’ı tanıtan kitap.  Hazreti Muhammed ve İslam Allah’ı sana doğru tanıtan işte ilâhî bütün kânûnlar ilâhî Hak ve Hakîkat gerçek İslam’ın kendisi Kur’an-ı Kerim’le, sünnetle, icmâ ile  Hz. Muhammed’in Allah’ı tanıdığı gibi tanıttığı gibi ve Kur’an-ı Kerimi Hz. Muhammed’in anladığı gibi anlattığı gibi  yaşadığı gibi Allah’ı tanıyacaksın. Dinini tanıyacaksın, ortaya koyduğu kânûnlarını tanıyacaksın, şeriatın ölçülerini tanıyacaksın. Bizim hukûk âlimlerimiz, fâkihlerimiz, müçtehitlerimiz ömür boyu göz nuru döktüler anladılar keşfettiler. Şuanda İslam’ın her şeyi sapasağlam ortada bozulma imkânı yok, bütün insanlık bozulsa İslam bozulmaz. İslam’ı kimse bozamaz çünkü Kur’an-ı Kerim eşsiz bir mûcize son kitap. Onun için bunun çâresi Marifetullah’dır. Allah’u Teâlâ’yı önce isim ve sıfatlarıyla Kur’an-ı Kerim’le tanıyacaksın. Ve Hazreti Muhammed’in ortaya koyduğu ekol var. İlmi kelâm âlimleri Mâturîdî Hazretleri bu işte başı çekiyor, Ebu’l Hasen el-Eş’arî Hazretleri başı çekiyor. İtikat açısından îmân ve ilmi kelâm ekolünde işte bu hayat veren nurun derslerinde bunların hepsi iyi işleniyor işlenecektir. Ve bütün dünya da bu işte bir ehliyeti olan bütün gerçeklerle âlimlerimizde bu yolda seferberdirler.  Onun için Allah’ın isim ve sıfatlarıyla tanı tam sıdk ve ihlâs üzere ol kalbinle Allah’ın kapısından itikâfta bulun kalbinle Rahmân-Rahim olan Allah’ın kapısına gel kalbinle itikâfa gir. Ve ondan sonra nefsin sultasından iblîsin sultasından paçanı kurtarırsın o zaman nefsin hevacisleri, havatırları onun entrikaları ortadan kalkar endişeler ortadan kalkar. Nefsin hevası onun verdiği endişeler, iblîsin verdiği endişeler kesilir gider ve kalbinle Hakk’ın kapısında itikâfta bulunursun.

 

Dakika 50:05

 

Ne demek bu? Kur’an ile alışveriş yapacaksın Kur’an ve İslam ne derse onu yapacaksın ki, karşılığını Allah’tan bir Rahmeti-Rahmân olarak alacaksın birde Rahmeti-Rahim olarak kat kat alacaksın. Ve artık sana Cenab-ı Hakk’ın teveccühü, rızâsı sende tecellî etmeye başlar. Sen bütün ruhunla, bütün kalbimle Hakk’a yalvarmaya kulluk etmeye devam et. Artık içine ilhâmlar dolar Kur’an’dan feyizler dolar, iktisâbî dolar vehbî yoldan dolar, dolar da dolar kalp havuzu deniz olur. Çünkü Kur’an’ın deryâlarından al doldur kalbini ve iktisâbî yoldan doldur birde vehbî yoldan senin göremediğin dolduruluyor senin samîmîyetine bağlı, ihlâsına bağlı, sadâkatine bağlı. Çünkü Cenab-ı Hak, Rahmân ve Rahim vermeyi çok seviyor rahmeti önde gidiyor azâbını kul kendi istiyor. Cehennemi kul kendi istiyor adâletin gereğidir cehennem cehennemi küfür ekenler biçtiler cehennemi. Allah’u Teâlâ’nın rahmeti önde gidiyor inkâr ettiğin cehennemi buldun. Yaratan inkâr edilir mi? Birilerine uşaklık yapacaksın Allah’ı inkâr edeceksin. O zaman o adâlet mahkemesinde o adâlete nasıl çarpılacağını bir düşün! Allah inkâr edilmez, O’nun Kitâb’ı Kuran-ı Kerim inkâr edilmez, peygamberler inkâr edilmez hiçbir peygamber. İslam’ın amentüsü ezelî kuşatmış ebediyyâtı kuşatmış bütün peygamberler bütün ilâhî değerler İslam’ın amentüsündedir. Muhammed’in ruhu evrensel âlemlerin evrensel vicdanı ve evrensel  ruhun bütünlüğü Hz. Muhammed’dedir. Onun için rahmet Peygamberidir. Bunu nasıl inkâr edersin sen? Bunu niçin söylüyorum, sana ne kadar acıyorum biliyor musun? İkimiz de Allah’ın kuluyuz onun için, ikimizde Âdem’in çocuklarıyız Havvâ’nın çocuklarıyız ikimiz de onun için. Niye birimiz cennete gidip birimiz cehenneme gidelim? Cennette herkese yer var fazlasıyla var uçsuz bucaksız Allah’u Teâlâ’nın nimetleri cennetleri var. Niye cehenneme gidesin? Ben sana karşı görevimi yapıyım diye çırpınıyorum. Ey aziz dostum, ey  Allah’ın kulları! Beylerin, paşaların kulları olmayın Allah’ın kulları olun.  Liderlerin, önderlerin kulları olmayın Allah’ın kulları olun Peygamberimiz Hazreti Muhammed’e ümmet olun. Şu felsefe bu felsefe demeyin bilimde yarışın ama sakat felsefelere doğru cevapları verin. Bütün doğruların adresi Kur’an-ı Kerim’dir, Yüce İslam’dır, Hz. Muhammed’dir ve İslam’ın kâşif âlimleridir. Onun için çâre Mârifetullah Allah’ı iyi tanımaktır. Kur’an-ı Kerim’le, Hz. Muhammed ile Allah’ın esmâsı ve evsâfıyla Allah tanınır, kitâbî âyetlerle tanınır, kevnî âyetlerle tanınır kâinattaki ne görüyorsanız bunlar Allah’ın kudretinin açık, açık delilidir. Allah’ın varlığının birliğinin delilleridir ve bütün kâinattaki kânûnları Allah’ın kânûnlarıdır.

 

Dakika 55:05

 

Kimse suyu içindeki hidrojeniyle, oksijeniyle, diğer onun muhteviyâtı ile bir damla suyu kimsenin yaratma şansı yok. Bir yaprağı, bir çiçeği, bir çimeni, bir tane bitkinin tohumunu zerre kadar bir ot tohumunu  pirenin gözü kadar bir taneyi kimsenin yaratma şansı yok. Yaratılmışları inceliyoruz anlayabildiğimiz kadar gücümüz hep sınırlı o da Allah’tan aldığımız güçtür. Her şeyi O yaratıyor kimse Allah’ın parçası değil Allah’ın kulları, Allah’ın parçası olmaz Allah’tan kimse cüz değildir hiçbir şey Allah’u Teâlâ’dan cüz olmaz. Allah zâtında sıfatlarında  tekbir ferdüssamet bir varlıktır. Herkes Allah’ın kuludur yarattıklarıdır Allah’ı doğru tanımazsan birilerine Allah’tan cüzdür, küldür diye inanırsan, reenkarnasyona inanırsan, hulûle, tenâsühe inanırsan îmân, îmân olmaz. Allah’ı Allah’ın tanıttığı gibi bileceksin, mahlûku mahlûk bileceksin, Hâlikı Hâlik bileceksin. Birbirine karıştırdın mı îmân tevhit ortadan kalkar. İncîl’e ihânet edenler, Tevrât’a ihânet edenler Kur’an-ı Kerim’i doğru anlayıp doğru anlatmayan hâinler de aynı ihânetin içindedirler. Her şeyin doğrusu ortadadır. Allah İncîl de öyle, Kur’an da böyle çelişkili bir şey söylemez. Sadece kânûnlarını yeniler kendisi, kendisi Şârî’dir şeriatı Allah yeniler. Ve ne yapmıştır? Geçmiş Suhuflar’ı Tevrât ile Tevrât’ı İncîl ile hepsini de Kur’an ile yenilemiştir. Bu Allah’ın Şârî olmasıyla şeriatını kendi yeniler. Âlemdeki yenileme devam ediyor sürekli âlemde yenilenme var, gelişme var ve sürekli hayat yaratılıyor, bir taraf ölürken bir taraf doğuyor. Vücutta ki yenilenmelere bak vücut yenilemese kendini Cenab-ı Hak böyle bir insanoğluna lütufta bulunmasa insan birden eskir. Eğer ilâhî reçeteyi insanoğlu iyi uygulasaydı insan eskimeyecekti. İslam yeniler insanoğlunu İslam yenilemeye geldi seni cennete hazırlamaya geldi İslam seni yanlışlardan kurtarmaya geldi. Hukûkun üstünlüğünü adâleti barışı, kardeşliği yerleştirmeye geldi ve dünyadaki kâtillere teröristler dur demeye geldi. İnsanlığın hakkını kanını emen vampirlere dur demeye geldi. Cehâleti ortadan kaldırıp ilmi, irfânı hâkim kılmaya geldi. Bütün güzellikler Allah’u Teâlâ’nın ortaya koyduğu yüce nizâmın içindedir bu kâinatta buna dâhildir. İnsanoğlunu Cenab-ı Hak ne yaptı? Vazifeli, görevli yarattı halîfe kıldı insanoğlunu dikkat et birini beşini değil. (اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ) Her şeyin Hâlik’ıdır yaratıcısıdır. Buraya dikkat et! (وَاللَّهُ خَلَقَكُمْ وَمَا تَعْمَلُونَ ﴿٩٦﴾) 2Allah sizi de sizin yaptıklarınızı da yaratandır.2 ‘’Saffat Sûresi âyet 96.’’ Burada insanoğlunun yaptıklarını da o yaratıyor sadece insan irâdesini kullanıyor kullanma gücünü de O veriyor yine. Özgür bırakmış onun özgürlüğünü de vermiş ona irâde kullanmayı da vermiş.

 

Dakika 1:00:00

 

Ama yaratıcılığın tamamı Allah’ta, kesp eden karar verme yeteneğini kesp etme irade kullanma  özgürlüğünü vermiş  ama sen kesp edip azmettiğin zaman yaratan O. Eğer seni özgürlüğünü kısıtlasaydı imtihan olmazdı bu defada imtihan meydanı dünya. Aklını irâdeni… Allah’ın irâdesini beğeniyorsan ki eşsiz yüce o irâdeni ona bağla onun emrine gir putların emrinden çık, nefsin iblîsin emrinden çık hem de Allah’tan yardım iste. Yarabbi! Ben sana kul olmak istiyorum ne olur bana yardım eyle. Sana kul olayım başkalarına kulluktan kurtulayım de gece gündüz yalvar. Bak ki, Allah’ın hidâyeti, tevfîki, avni muaveneti sana nasıl yetişiyor. Allah hazır ve nazır rahmetiyle kudretiyle her şeyiyle azâbıyla şiddet ve celâliyetiyle azâmet ve kudretiyle bütün âlemi kuşatmış hâzır ve nâzır. Onun için Allah’ı iyi tanırsan mesele kalmaz Allah’ı Celle Celâlühü iyi tanı. Önce Kur’an-ı Kerim’le bu hayat veren nurun dersleriyle esmâsıyla evsâfıyla kitâbî, kevnî âyetleriyle tanış Hazreti Muhammed’in tanıttığı gibi Allah’ı tanımaya çalış. Çünkü Kur’an-ı Kerimi en güzel anlayan anlatan bu dünyaya Hazreti Muhammed ve onun yolunu takip eden gerçek âlimler Ehl-i Sünnet âlimleri Ehl-i Bidatçılar değil buna dikkat et üzerinde bak duruyorum. Ehl-i Bidatçılar Allah’ı yanlış tanıtıyorlar. Cenab-ı Hak (وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ) Ve O, birdir O Kahhardır. Ne diyor; Hükmü altına her şeyi hükmü altına alan mukadderâtını kudretiyle elinde tutan yegâne O. her şeyin mukadderâtını Yüce Allah kudret elinde tutar. Onun için Vahid’ül Kahhardır her şey O’nun hükmü altındadır. Hiç unutma Allah’ı tanı. Çünkü  şu anda nefes alıp verdirme kudretiyle bizi yaşatan O. Gözlere pencereyi gözlerimizden bakın kâinata pencere açmış, diyor ki: Kulum sana göz verdim bak senin için bir dünya yarattım. Ey kulum! Sana kitap gönderdim Kur’an’a bak Hakk’ı hakîkati gör. Ey kulum! Kulak verdim iki tane cihaz taktım oraya Hakk’ı dinle hakîkati dinle ve sen o hiç işe yaramayan hoplama, zıplamaları dinleme kulağını isrâf etme günahlarla kirletme gözünü, gönlünü kirletme günahlarla. Gözünle, kulağınla, kalbinle Hakk’ı tanı Hakk’ı hakîkati yaşa o zaman bak sen bak sen o zaman sen bu işin mutluluğuna. Allah herkese hidâyetini Kur’an İslam’da tecellî ettirmiştir. İslam, Kur’an yeryüzüne hidâyetin tecellîsidir, rahmetin tecellîsidir, ölümsüz hayatının tecellîsidir mutluluğun kaynağı bizzat kendisidir. Sen ne istiyorsun, ne arıyorsun, nerede neyi arıyorsun? Yanlışın içinde doğru bulunmaz gel doğrunun kaynağına bütün doğrular burada. Nerede? Hakk’ın bizzat kendi nizâmında kendi emirlerinde kânûnlarında ki Kur’an-ı Kerim ve İslam’ın bizzat kendisi bu.

 

Dakika 1:05:04

 

Onun için toprağa sudan başka altın, gümüş, bakır, kalay nice madenler indirmiş Cenab-ı Hak. Kimin için? Hep insan için. Yer gök melek dolu insana hizmet ediyor, tabiatın tamamı insana hizmet ediyor. İnsan kime hizmet ediyor, etmeli? Allah’ın emrinde olacaksın dünya ve içindekiler meleklerde dâhil hep insana hizmet ediyor insan meleklere hizmet etmiyor melekler insanoğluna hizmet ediyor. Tabiata İnsanoğlu tabiattan faydalanıyor tabiat ise senin için sana hizmet ediyor senin için ayakta duruyor, otlar senin için bitiyor, elmalar senin için kızarıyor. O kuzular, koyunlar, develer senin için yayılıyor etleneyim, sütleneyim de insanoğlu benden faydalansın diye. Güneş senin için doğuyor, ay senin için nurunu yayıyor yıldızlar parlıyor. Sen ne yapıyorsun ey insanoğlu! Demek bu kâinatı bunları yaratanı inkârla mı uğraşıyorsun? Yazık, yazık hem de çok yazık bu bir hüsrandır. Kendine ne kadar yazık ettiğini biliyor musun?

 

Cenab-ı Mevlâ lütfu, keremi, hidâyetiyle birbirimizi dâima Hakk’a hakîkate tam gerçeği bizzat kendisi olan Kur’an’a Kur’an ile Allah’a Allah ile çağırmayı, Hakk’a hakîkate çağırmayı, gerçek anlamda Allaha kul olmayı hepimize nasîb eylesin.

 

Dakika 1:07:27

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(Visited 55 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}