394- Tefsir Ders 394 hayat veren nurun keşif notları
394- Kur’an-ı Kerim Tefsîr Dersi 394
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
(Enbiya Sûresi 11’inci Âyet-i Kerime’den 35’inci Âyet-i Kerime’ler)
وَكَمْ قَصَمْنَا مِنْ قَرْيَةٍ كَانَتْ ظَالِمَةً وَاَنْشَأْنَا بَعْدَهَا قَوْماً اٰخَر۪ينَ﴿١١﴾
فَلَمَّٓا اَحَسُّوا بَأْسَنَٓا اِذَا هُمْ مِنْهَا يَرْكُضُونَۜ﴿١٢﴾
لَا تَرْكُضُوا وَارْجِعُٓوا اِلٰى مَٓا اُتْرِفْتُمْ ف۪يهِ وَمَسَاكِنِكُمْ لَعَلَّكُمْ تُسْـَٔلُونَ﴿١٣﴾
قَالُوا يَا وَيْلَنَٓا اِنَّا كُنَّا ظَالِم۪ينَ﴿١٤﴾
فَمَا زَالَتْ تِلْكَ دَعْوٰيهُمْ حَتّٰى جَعَلْنَاهُمْ حَص۪يداً خَامِد۪ينَ﴿١٥﴾
وَمَا خَلَقْنَا السَّمَٓاءَ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِب۪ينَ﴿١٦﴾
لَوْ اَرَدْنَٓا اَنْ نَتَّخِذَ لَهْواً لَاتَّخَذْنَاهُ مِنْ لَدُنَّاۗ اِنْ كُنَّا فَاعِل۪ينَ﴿١٧﴾
بَلْ نَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَى الْبَاطِلِ فَيَدْمَغُهُ فَاِذَا هُوَ زَاهِقٌۜ وَلَكُمُ الْوَيْلُ مِمَّا تَصِفُونَ﴿١٨﴾
وَلَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَمَنْ عِنْدَهُ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِه۪ وَلَا يَسْتَحْسِرُونَۚ ﴿١٩﴾
يُسَبِّحُونَ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ لَا يَفْتُرُونَ﴿٢٠﴾
اَمِ اتَّخَذُٓوا اٰلِهَةً مِنَ الْاَرْضِ هُمْ يُنْشِرُونَ﴿٢١﴾
لَوْ كَانَ ف۪يهِمَٓا اٰلِهَةٌ اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتَاۚ فَسُبْحَانَ اللّٰهِ رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ﴿٢٢﴾
لَا يُسْـَٔلُ عَمَّا يَفْعَلُ وَهُمْ يُسْـَٔلُونَ﴿٢٣﴾
اَمِ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِه۪ٓ اٰلِهَةًۜ قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْۚ هٰذَا ذِكْرُ مَنْ مَعِيَ وَذِكْرُ مَنْ قَبْل۪يۜ بَلْ اَ كْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَۙ الْحَقَّ فَهُمْ مُعْرِضُونَ﴿٢٤﴾
وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمٰنُ وَلَداً سُبْحَانَهُۜ بَلْ عِبَادٌ مُكْرَمُونَۙ﴿٢٦﴾
لَا يَسْبِقُونَهُ بِالْقَوْلِ وَهُمْ بِاَمْرِه۪ يَعْمَلُونَ﴿٢٧﴾
يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يَشْفَعُونَۙ اِلَّا لِمَنِ ارْتَضٰى وَهُمْ مِنْ خَشْيَتِه۪ مُشْفِقُونَ﴿٢٨﴾
وَمَنْ يَقُلْ مِنْهُمْ اِنّ۪ٓي اِلٰهٌ مِنْ دُونِه۪ فَذٰلِكَ نَجْز۪يهِ جَهَنَّمَۜ كَذٰلِكَ نَجْزِي الظَّالِم۪ينَ۟﴿٢٩﴾
(‘’Sadakallahülâzım)
Kıymetli izleyenlerimiz,
Dersimiz keşif notları, irşâd notları hayat veren nurun dersleri ki bu bizzat insanlığı rahmetin ebedî saadetin içine yerleştirip mutlu etmesi için insanlık âlemine takdim edilen İslam’ın, Kur’an-ı Kerim’in, Hazreti Muhammed’in Peygamberliğinin ve bütün âlemlere Allah’ın rahmetinin bir tecellîsidir. Dersimiz işte bu asîl kaynaktan size irşâd notları bir keşif notları hayat veren nurun dersleri olarak devam etmektedir.
Dakika 5:00
Cenab-ı Hak, hem bu dünyada hem öbür âlemde ebediyyû’l-ebed bu İslam rahmetinin içinde olmayı hepimize Cenab-ı Hak lütfu ihsân ile lütfeylesin. O’nun keremini diliyoruz, O’nun lütuflarını diliyoruz. Hiçbir zaman kendi ibadetlerimize güvenmiş değiliz. O’nun rahmetine güveniyoruz. Çünkü yaptığımız her işte kusurlar eksikler vardır kul beşerdir. Peygamberler en seçkin zatı muhteremdirler Aleyhimüsselâm. Onlarda Rablerine boyun eğmişler ve aczini hepsi de itiraf etmiştir. Bunun için Evliyâlar da böyledir kendini bilen herkes böyledir câhiller bunu bilmezler. Yarım, çarpık, kusurlu, bozuk işler yapar câhiller bunları dört dörtlükmüş gibi hiç kusursuzmuş gibi takdime çalışırlar bu bir cehâlettir gaflettir. Kul Müslüman kul en iyisini yapmaya çalışacak. Ama aczini, cehlini, gafletini de unutmayacaktır. Biz bunlarla birlikte bu yüce dinin, yüce Kur’an’ın, Yüce İslam’ın meşrebinden içelim içirelim gayemiz bu. Kurtulalım, kurtaralım faydalı olalım faydalıyı yaşayalım gayemiz bu. Bunların hepsinin de hedefi Yüce Allah’ın rızâsını kazanmaktır. O, râzı olursa ebedî kurtulursun bütün ebedî sermayeler senin olur ama O’nu râzı edemezsen ebedî hüsrân da kalır her şeyi kaybedersin yazık olur bunun için çırpınalım. Cenab-ı Hak bu yüce âyetlerinde bize yüce mesajlar veriyor buradan aldığımız yüce notları sizlere vermeye çalışalım.
Biz halkı zâlim olan nice memleketleri kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka milletler var ettik. İşte görüyorsunuz Allah zâlim milletler iyi yok etti yerine başkalarını getirdi. Allah’ın mülkünde zulüm edenlerin hep sonu budur istersen hoplasın, ister sıçrasın, çalsın oynasın sonuç budur. O bir müddet çalar, oynar, hoplar, sıçrar ebedî ağlar ebedî feryat eder. Allah’ın mülkünde Allah’a isyân edilmez Allah ve O’nun dini İslam O’nun âyetleri inkâr edilemez edilmemeli. Ey zâlimler, Ey inkârcılar! Bunlardan vazgeçin îmâna gelin Müslüman olun kurtulun. Bu Allahu Teâlâ’nın Celle Celâlühü taktimi teklifidir bu insanların kurtuluşu içindir herkesin kendi kârinedir. Sen Müslüman olmazsan Allah’ın bir zararı olmaz, zarar senindir. Allah’a isyân ederse Allah’ın zararı olmaz, zarar senindir küfür edersen zarar senindir.
Dakika 10:00
Îmân edersen kâr senindir kurtuluşta senindir. Bunun için biz Allah’a muhtacız O bize muhtaç değil ki, biz O’nun emrinde olacağız biz O’nun kullarıyız O kimsenin emrinde olamaz olmaz. O’nun bir yücelik hakkı var. O Allah, bütün hak hukûk O’nda bütün mahlûkata da ne yapmış; Hakkını hukûkunu vermiş. Bize de diyor ki: Hakka, hukûka, hukûkun üstünlüğü riâyet edin. İslam’ın tamamı Yüce Allah’ın ortaya koyduğu hak ve hukûktur. Çünkü bunları ortaya koyan Allah olduğuna göre hangi hakkı çiğnersen Allah’ın hakkına tecâvüz etmiş olursun. Bunu da unutma! Karıncayı yaratıp karıncaya karınca olabilme hak ve hukûkunu kim verdi? O verdi. İnsanoğlunu yaratıp eşrefi mahlûkat ona bir hak hukûk verdi bir görev yükledi bunlar bu hak hukûk bu ilâhî adâlet yerine gelmelidir. Ben yaptım oldu dersen yarın büyük mahkemede hesaba çekilirsin. Hiç unutma bunu!
Onlar azâbımızın şiddetini hissettikleri zaman oradan kaçmaya koyuluyorlardı. Kimse kaçamaz ki Allah’tan kaçış olur mu? “Koşup kaçmayı; sizden nimet verilen yere, yurtlarınıza dönün ki, sorguya çekileceksiniz?” dedik. Onlarda: “Vay bizlere! Biz gerçekten zâlimler idik” dediler. Her zâlim sonunda zâlimliğini itiraf edecek ama iş işten geçmiş olacak şimdi hemen şimdi tövbe et îmâna gel. Biz, onları biçilmiş bir ekin ve bir yığın kül haline getirinceye kadar hep sözleri bu feryat olmuştur. Bu feryatlar hiç faydasız feryatlar cehennemdeki feryatlar bunlar. Biz gök ile yeri ve aralarındaki şeyleri, boş bir eğlence için yaratmadık. Ey insanoğlu! Dünya eğlence için yaratılmadı bunu daha iyi bil boşa da yaratılmadı. Bunun hikmeti var gayesi var, bu gaye Yüce Allah’ı tanımak onun tükenmeyen rahmetine mazhâr olmaktır. İnkâr edip de azâbına çarpılmak değil. Bak, sen gayenin dışına çıktığın için işte Allah da seni ne yaptı; Rahmetinin dışına attı cehennem bunun için yaratıldı. Allah’u Teâlâ’nın rahmeti her şeyi kuşatmışken sen Allah’ı tutup da O’nu, O’nun kânûnları olan İslam’ı yüce Kur’an’ı onun âyetlerini inkâra kalktığın zaman kendini rahmetin dışına kendin dışlıyorsun. Artık inkârın olduğu yerde rahmetten kovulma tard edilme vardır. Orada işin yok artık çık oradan gideceğin yer küfrün yeri nereyse küfrün hak ettiği yer orasıdır.
Dakika 15:05
Îmân ve Amel-i Sâlih’in olduğu yer rahmettir bu da işte İslam dininin bizzat kendisi Allah’ın rahmetinin tecellîsidir. Kendine yazık etme!
Biz gök ile yeri aralarındaki şeyleri, boş bir eğlence için yaratmadık. Eğer bir eğlence edinmek isteseydik, elbette onu katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık öyle yapardık. Hayır, biz hakkı bâtılın başına çarparız da onun beynini parçalar. Dikkat et bu âyeti kerimeye! Hak bâtılı parçalar yok eder. Niçin? Bâtılın hakkı yok olmaktır da onun için. Bâtıl nedir? Hakkın tam tersidir. Allah hak varlıktır O’nun ilkeleri haktır. İşte Allah tanımayan zihniyet O’nun ilkeleri olan İslam’ı tanımayan zihniyet bâtıldır, bu kendini mahveden zihniyet bu zihniyettir. Allah’ı yoksa sayarsan bil ki sen, rahmetin içinde yoksun azâbın içine çoktan atıldın. Sen kimi yok sayıyorsun? Seni yoktan yaratan bir damla o hor hakir sudan spermadan o nutfeden seni yaratan O, yüce varlığı nasıl sen yok sayarsın? Emirlerini neden yok sayarsın? Bunu nefsime söylüyorum Ey kudurmuş nefisler! Kimi inkâr ediyorsunuz siz? Var edildiğiniz yaratıldığınız ortada, yaratanı nasıl inkâr edersin? O’nun hiçbir emri inkârı kabul etmez inkâr götürmez O’nun emirleri o bir Hak’tır Hak varlık (Allâhu’l Hak) işte Allah’u Teâlâ Hak varlıktır. O’nu yok sayan her şey bâtıldır, O’nun emirlerini yok sayan her şey bâtıldır ve bâtıl parçalanmaya mahkûmdur. Bu Allah’ın adâletinin gereğidir. Allah zulümden münezzehtir. İşte ‘’Enbiya Sûresi 18’inci âyeti kerimedeyiz’’
Hayır, biz hakkı bâtılın başına çarparız da onun beynini parçalar. Bir de bakarsın (bâtıl) o anda yok olup gitmiştir. Allah’a yakıştırdığınız vasıflardan dolayı size yazıklar olsun. Ey Müşrikler, Ey putperestler yazıklar olsun size! Allah’ın eşi benzeri yok. O öyle bir varlık ki tek yüce, tek yüce. Zâtında, sıfatlarında, efâlinde, her şeyinde tek bir varlık ‘’Ferdüssamet, Allah’u ehad, Allahüsamed, Ferdüssamet Lem yelid velem yu’let velem yeküllehû küfüven ehad’’ Ey insanoğlu! Rabbini tanı, doğru tanı Kur’an-ı Kerim’le tanı, Hazreti Muhammed ile tanı, doğru kaynaktan tanı. Yanlışa yollara gitme yanlışın içinde doğru bulunmaz. Doğruyu doğru da arayacaksın doğruların, rahmetin, hakkın, hakîkatin kaynağı Kur’an-ı Kerim Yüce İslam ve bulun önderi Hazreti Muhammed’dir (A.S.V).
Dakika 20:12
Bu yolu bize kadar getiren gerçek ‘’Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemâat’’ âlimleridir. Gerçek ilim ehliyle beraber ol dersini oradan al. Yanlış çeşmeden su içme, dersini gerçek ilim erbâbından al, Kur’an’ın bizzat kendinden al, İslam’ı İslam’ın kendinden öğren. Hele kendine çağıranlardan uzak kal. Kur’an ile Allah’a çağıran sünnet ile icmâ kıyasla tamamen Allah’a çağıran ve ilmi ortaya koyan kendisinin Allah’a kulluktan başka hiçbir gâyesi olmayan gerçek Ulemâ’nın ilmiyle hareket et. Müçtehit âlimlerimize dikkat et! Müçtehit olmayan ve kendisini ilmi ehliyeti olmadığı hâlde kendini ilim erbâbının yerine koyanlar ve kendine çağıranlar var ya! İşte bir de Kur’an’ı Kur’an olarak anlatmayanlar üstadım şöyle dedi, liderim böyle dedi, önderim şöyle söyledi, ağalar böyle dedi, paşalar şöyle dedi diye din anlatılmaz. Din kendi kaynağıyla anlatılır o da Kur’an-ı Kerim’in âyetini âyet açıklar. Âyetini Sevgili Peygamberimiz hadis-i şerifler açıklar. Yani ilim erbâbı ilmi, irfânı, ilmi metotları ele geçirmek dini kendi kurallarıyla açıklamaktır. Eğer dini birinin kafasına göre birilerinin yorumlarının göre din anlatılmaz. Yorumlarla fetvâ da verilmez Kur’an’ın aslî metninde orijinal aslında Kur’an-ı Kerim’in âyetleri de sahîh sünnette müçtehitlerin değerlendirmesiyle ortaya Kur’an’ın kendi hükmü ortaya çıkar, İslam’ın kendi hükmü ortaya çıkar. Güneşten parlak ve gerçektir. Onun için dikkat edelim dikkat edersek bu kadar sağlam elimizde delillere var. Sağlam delilleri olan insanlar sapmazlar aldatılmazlar. Tabii ki Allah’a biz, mütevekkil yaşarız. Bütün başarı O’ndandır, ama O’nun verdiklerini O’nun rızâsı yolunda biz çalışmalıyız gayret etmeliyiz bütün gücümüzle çalışmalıyız. Çalışarak tevekkül olur. Allah’a olan görevini terk ederek isyân ederek tevekkül olur mu? Çalışarak tevekkül olur, hem de bütün gücünle en güzel şekilde çalışarak tevekkül olur. Bunun için Cenab-ı Hak, yazıklar olsun diyor müşriklere ve şirk koşanlara.
Göklerde ve yerde olan bütün varlıklar Allah’ındır. Kimsenin değil yerde gökte ne varsa yaratanındır. Kullarına veriyorsa lütfundan veriyor ve bunu Allah’ın yolunda kullan diye veriyor. Allah’a isyân et diye vermiyor şunun, bunun hakkını hediye vermiyor kendi hakkına râzı ol helâlden sakın ayrılma.
Dakika 25:00
Bunun için Cenab-ı Hak; Katında olanlar O’na kulluk etmekten ne çekinirler, ne de yorulurlar. Bütün âlemlerde ne varsa Allah’ı tesbih eder. Melekler O’nun kulları O’nun katında O’na kulluk eden nice kulları vardır ki, O’na ibadet ederler hiç yorulmazlar, usanmazlar. Sürekli rükûda bulunan melekler, sürekli secdede bulunan melekler sürekli kıyamda Allah’u Teâlâ’yı tesbih eden O’nu zikreden kulların haddi hesabı yoktur. Ey insanoğlu! Bu yerler gökler içindekiler senin için yaratıldı. Kıymetini bil nankör olma Rabbini tanı O’na teslim ol iyi Müslüman ol. Cenab-ı Hak yüce âyetlerinde yine buyuruyor; Gece gündüz (hep Allah’ı) tesbih ederler, usanmazlar. Kim onlar? İşte Allah’ın kendi emrindeki kulları… Yoksa (Mekke müşrikleri) ve diğer müşrikler birtakım ilâhlar edindiler de yerden ölüleri onlar mı diriltecekler? Şöyle bir bakın dünya da Allah’tan başkasına kulluk edenlerin durumuna bir bakın, Allah’tan başka hiç bir yaratıcı var mıdır? Yok. Ölüyü dirilten var mıdır? Yok. Kendi ben ölmek istemiyorum ölmeyeceğim diye Azrâil Aleyhisselâm’a karşı koyan var mıdır? Yok. Allah’tan başka ilâh yok ki, yaratıcı yok, bunun için putperestlerde akıl yok. Allah’ın verdiği aklı bunlar geliştirmemiş tam tersine aşağı doğru terfi etmişler derece yerine dereke almışlar aşağı gitmeyi tercih etmişler. İslam kişiyi geliştirir seni Âlâ’yı illiyyîn’e çıkarır tâ cennet cennete yükseltir, küfür seni cehenneme indirir. Onun için müşrik de akıl olmaz. Akıllığını kötüye kullanan adam küfre kullanan adam aklını şimdi rasyonel düşündüğünü zanneden ve felsefeci olduğunu zanneden ve mütefekkir olduğunu filozof olduğunu zannedenler var. Eğer bunlar Yüce Allah’ı îmân edip emrine girmeyen mütefekkir, mütefekkir değildir. O tefekkürünü şeytanın yolunda inkâra kullanmış aklını kötüye kullanmış kendini mahvetmiş. Aklı kâmil vardır ki, aklıselim vardır akıl Allah’ın emrinde olan akıl akıldır. Allah’ı inkâr eden akıl, akıl mıdır? Allah’ın âyetlerini inkâr eden akıl, akıl mıdır? Şöyle bir düşünün putperestlerin aklına bir bakın, putperestin aklı onu nereye götürüyor? İblîsin kadrosuyla cehenneme götürüyor yazık oluyor. İslam bunları kurtarmaya geldi.
Eğer yer ile gökte Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, bunların ikisi de muhakkak fesada uğrar yok olurdu. O hâlde Arş’ın Rabbi olan Allah, onların vasıf etmekte vasfetmekte oldukları şeylerden (bütün noksanlıklardan) münezzehtir, beridir. Çünkü Allah yüce sıfatlarla muttasıf noksan sıfatlardan münezzehtir.
Dakika 30:00
Müşriklerin ortaya attıkları şirk olarak ortaya ne attılarsa Allah onlardan münezzehtir ve O, Subhân’dır Subhânehü ve Teâlâ Celle Celâlühü O, şanı eşsiz bir yüce şanın ve sıfatların güzel isimlerin sahibidir bütün kudret ve kuvvet O’ndadır. O, yaptığından sorumlu olmaz. Yüce Allah yaptığından sorumlu olmaz her şeyin en güzelini yapar. Çünkü Allah’tır en güzelini yapar kusurlu iş olmaz her işin hikmet dolup taşar. Onlar ise sorumlu tutulacaklardır. Herkes Allah’a hesap verecek ama Allah kimseye hesap vermez. Yoksa O’ndan başka ilâhlar mı edindiler? De ki: “Kesin delilinizi getirin. İşte benimle beraber olanların kitabı ve benden öncekilerin kitabı.” Hayır, onların çoğu gerçeği bilmezler de onun için yüz çevirirler. Senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki, ona şöyle vahiy etmiş olmayalım. Yani her peygambere şöyle vahiy ettik diyor Cenab-ı Hak; “Habîbim Ey Muhammed!” diyor sana da öbür peygamberlere de şöyle vahiy ettik: “Gerçek şu ki benden başka ilâh yoktur.” Allah bunu her peygambere söyledi. Îsâ da bunu söyledi Mûsâ da, İbrâhim’i de diğerleri de. Îsâ, ben Allah’ın oğluyum demedi, Üzeyir, ben Allah’ın oğluyum demedi Aleyhimüsselâm demezler öldürsen yine demezler. Niye? Allah’ın oğlu kızı olmaz Allah’ın kulları olur. Îsâ da Allah’ın bir kulu sadece babasız yaratılmış. Âdem de annesiz babasız yaratılmış. Allah her şeye kâdir yaratmanın her türlüsünü Allah biliyor gücü yetiyor. Cenab-ı Hak bu gerçekleri bakın bütün peygamberlere ne dedi Cenab-ı Hak; “Benden başka ilâh yoktur” dedi. Allah iki olmaz, ilâh iki olmaz, üç olmaz Allah birdir Allah’tan başka da ilâh olmaz ilâh yoktur başka Allah vardır. “Onun için bana ibadet edin” diyor Cenab-ı Hak, sadece Allah’a ibadet olur. Elhâm’ı Şerif’ten Fâtihâ’yı Şerif de (إِيَّاكَ نَعْبُدُ) diyoruz. Niçin? “Ancak sana kulluk ederiz.” Çünkü ondan başka ilâh yok ancak Allah’a ibadet ederiz ediyoruz. (إِيَّاكَ نَعْبُدُ) Bunu günde beş vakit namazda en az 40 defa tekrar ediyoruz. Sünnetleriyle beraber 40 rekât namaza şöyle baktığımız zaman, bir Müslüman günde 40 defa yalnız sana kulluk ederiz ibadet ederiz biz diyor bakın; biz, biz yalnız sana kulluk ederiz. Burada da ümmetin tevhîd îmânı taşıyan ümmetin bir bütün olduğu ortaya çıkıyor. Biz diyor bak, ben demiyor. İslam’da biz vardır ben yoktur bir bütünlük vardır. Ümmet bir bütündür, Ümmet-i Muhammed bir bütündür bölünemez parçalanamaz Allah bir, kıble Kâbe bir, Kur’an-ı Kerim kitap bir, Peygamber bir ortaya konan değerler ortada.
Dakika 35:10
Peki, ümmetin bölünmeye parçalanmaya hiç hakkı var mı? Yok. Peki, neden bölünüyor parçalanıyor? Sırf gerçek müçtehitlerimiz âlimlerle hareket edilmediğinden. Bilenlerle hareket edilmezse işte o zaman bölünme oluyor ortaya cehâlet giriyor. Câhillerin keyfi şahsî hevâları giriyor ve neticede ne oluyor? Rantlar devreye giriyor, çıkarlar devreye giriyor hakîkatin önüne perde çekiliyor gerçek görülemiyor. Allah’la, Kur’an’la aranda hiç kimse olmayacak ilim, irfân ortada olacak âlimin dahi kendisi ortada yok ilmi vardır, onun için âlimsiz olmaz. Âlim neden lâzımdır? Peygamber niçin lâzımsa âlimde onun için lâzımdır ta kıyâmete kadar. İlim, ilim, ilim. Kur’an’ı bilmek, İslam’ı bilmek ilimle oluyor ilimsiz olmuyor. İlim elde etmek için ömrünü vereceksin bu da yetmez Allah’ın rızâsını kazanıp vehbî ilimlerle de dene donanmış olacaksın. İlim iki türlü kazanılır biri iktisâbî çalışarak bütün gücünle ikincisi de senin samîmî ihlâsla çalıştığın için Allah’ın sana lütuflarıyla vehbî ilimler sana verilir. Vehbî ve iktisâbî ilimlerle donatılırsın. İşte o zaman faydalı olursun Allah’ın lütfu keremiyle. Çünkü bütün nimetler lütuflar hep O’ndan.
Cenab-ı Hak bu yüce sözleriyle bakın ne diyor; Cenab-ı Hak: “Benden başka ilâh yoktur onun için bana ibadet edin.” Böyleyken dediler ki: “Rahmân çocuk edindi” dediler. Hâşâ! Allah bundan münezzehtir. Doğrusu melekler (Allah’ın çocukları değil) Allah’ın nurdan yarattığı kullarıdır ikrâm olunmuş kullardır bunlar. Onlar Allah’ın sözünün önüne geçmezler, hep O’nun emriyle hareket ederler. Görüyorsunuz melekler yemezler, içmezler Allah’u Teâlâ’ya itaat ederler hiç usanmazlar yorulmazlar. Allah’ın sözünün emrinin önüne geçmezler emrine itaat ederler tam tamına. Hep O’nun emriyle hareket ederler. Tuttular melekler Allah’ın kızları dediler. Bu vahşi zihniyet kendi kızlarını da diri, diri toprağa canlı canlı toprağa gömdüler gömüyorlardı. İslam imdadına yetişti o kız çocuklarının, o garibanların, o mazlumların, o mağdurların, o boynu eğri yetimlerin imdadına yıldırım hızıyla yetişti Yüce İslam. Hz. Muhammed’in merhamet kanatları altına girdi dünya Allah’ın lütfuyla. (وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ ﴿١٠٧﴾) diyor Yüce Allah. ‘y Muhammed! Seni âlemlere rahmet olarak gönderdik diyor. Rahmet Peygamberi geldi İslam tamamen rahmet.
Dakika 40:00
Merhamet Peygamberi geldi İslam tamamen merhamet. Adâlet geldi İslam tamamen adâlet. İlim irfân geldi İslam tamamen ilim irfân. Kovduğu cehâlet. Onun için İslam zulme dur demeye küfre şirke dur demeye geldi. Îmânı, tevhîd îmânını, hakkı, adâleti, ilmi, irfânı, rahmeti, merhameti, sevgiyi yeryüzüne yerleştirmeye geldi. Çünkü İslam A’dan Z’ye Allah sevgisidir her şeyi kuşatan sevgidir, gerçek sevgidir, hak sevgidir. Uydurma yapmacık değildir. Allah sevgisinin olmadığı yerdeki sevgiler aynen bir putu sevmiş gibidir şirktir. Allah’ı sevki mahlûkatı doğru sevesin. Allah için sevdiğin zaman ne oluyor o zaman? Allah’ı seven Allah’ın kullarını da Allah için seviyor Allah gibi değil Allah için seviyor. Onun için sevgide tektir Allah sevgisidir bu sevgi mahlûkatın iliğini kemiğini kuşatan yerlerde, göklerde kuşatmadığı yer bulunmayan bir sevgidir. Okyanusları kuşatır, Arş’ı kuşatır ezelî ebedî bu sevgi kuşatır. Allah’ın Rahmeti-Rahmân’ı işte böyle tecellî etmiştir. Allah Rahmân’dır sevgi de rahmeti ile kuşattığı her şeyi rahmetiyle yarattı. Burada bir iyilik var ve iyiliğin tamam sevgi var lütuf kerem var. Sevgi muhabbet hayatın özüdür kalbin gözüdür bu Allah sevgisidir tevhîd îmânıyla ortaya çıkan bir sevgidir tevhit olmadığı yerde gerçek sevgi yoktur. Sahtekârlık vardır, taklit vardır, sahtesi vardır işe yaramaz başına belâda olur.
Bunun için kıymetli dostlarımız; Kur’an’ı anlamak onunla sohbet etmek Allah’u Teâlâ’yı dinlemektir Allah’ın sohbetini dinlemektir direk Celle Celâlühü. Bunun için aklın varsa Allah’ı dinle. Kur’an’ı dinlersen Kur’an Allah’ın sözleri Allah’la sohbet etmiş olursun. Hadis-i şerifleri dinlediğin zaman peygamberle şefaat etmiş sohbet etmiş olursun. Gerçek âlimlerin dinlediğim zamanda ilim ilmi sohbet yapmış olursun. Münâfığı dinlediğin zaman mikrop kapmış olursun. Mülhitleri, inkârcıları dinlediğin zaman zehirlenmiş olursun. Mü’min ile sohbet edersen gıda almış olursun, gerçek âlim ile sohbet edersen şifâyı da almış olursun. Onun için önce Rabbin ile sohbet et yani Kur’an’la sohbet et. Ve Peygamberimizle hadis-i şeriflerle sohbeti et ve bu liyâkatte bu değerde ilmi değerde olan ilimle meşgul ol. Bu derslerin üniversitesi Arş’ı Âlâ ’da ki, oradaki kitaptan gelen dersler bunlar Levh-i Mahfuz’dan Yüce Allah’ın bizzat kendisinden gelen dersin üniversitesi bunlar. Kur’an Üniversitesi, İslam Üniversitesi bu ki, bunun derslerini Allah ortaya koydu ki Kur’an Allah’ın Kitâb’ı. Gel ‘’Kur’an Üniversitesine’’ kayıt ol bu dersleri kaçırma.
Dakika 45:20
Bunun için kıymetli efendiler; Onlar Allah’ın sözünün önüne geçmezler, hep O’nun emriyle hareket ederler. Bugün Kur’an-ı Kerim’i yok sayanlar kim bunlar ne yapıyorlar? Allah’ın emrinin önüne Allah’ın sözünün önüne geçip geçen kişi yarın Firavunlarla beraber haşr edilir Allah’ın huzuruna getirilir. Allah onların, önlerindekini de, arkalarındakini de, (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar, Allah’ın hoşnut olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler. Hepsi de O’nun korkusundan titrerler. Korku tektir sevgi pektir Allah korkusu Allah sevgisidir. Tevhîd, işte buradadır tevhîd inancında bunlar olmalıdır. Artık mahlûkat korkusunu kalbimden sil Allah korkusu ve Allah sevgisi ile donan bu Allah korkusu Allah sevgisi seni Allah’a doğru iki kanatla uçurur seni uçarak Allah’a gidersin bu iki kanatla. Biri Allah sevgisi biri Allah korusudur. Sen bunun ortasında iki kanatlı bir yıldırımdan daha fazla hızla Allah’a gidersin. Yeter ki Allah’ın sevgisini kazan Allah’ı sevmeli Allah’a sevilmeli işte sevginin hedefi budur. Allah’ı sevmek O’na sevilmektir. Nasıl? Allah’ın sevdikleri ortada şeriat İslam’ın kendi emir ve kuralları Şârî Teâlâ’nın şeriatı Şârî Teâlâ Allah’ın kendisi ortaya koyduğu da O’nun şeriatı İslam düzeni. İslam’da ki ilâhî emirleri bir, bir yaşayacaksın. Allah’ı sevmek demek Allah’a sevilmek demek budur. Allah’ın emirlerine itaat etmezsen O’nun sana teklif ettiği Yüce İslam’ın yüce emirlerini gereğini yerine getirmezsen, hem Allah’a isyân edeceksin hem de seviyorum diyeceksin. Bu sadece kendini aldatmaktır başka bir şey kazandırmaz. Hüsranını arttırır delâletini arttırır, sapıklığını arttırır. Hem şirk koşacaksın, hem başkalarına tapacaksın, hem Allah’ın emrinin yerine başkalarının emrini koyacaksın hem de Allah’ı seviyorum diyeceksin. Bunu ancak yapsa yapsa deliler yapar ama deliler de bir iki kısımdır içlerinden öyle deliler vardır ki aklı Allah’a kaçmıştır deli zanneder millet. Öyle deliler vardır ki ne yaptığını bilmez sorumlu da değildir. Bunların günah yazılmaz bunlara çünkü sorumlu değil aklı yok. Ama öyle delide vardır ki her şeyi kötülüğe ayarlanmıştır kötülük yapar ve iyilik yaptığını zanneder. Onun için dünyaları kim akıllı kim deli bunun ölçüsünü eğer bulalım diyorsanız normal insanda anormal insanın ölçüsü doğu-batı üniversiteleri değil Allah’u Teâlâ’nın ortaya koyduğu ölçüler bir bak, ölçü ilâhîdir.
Dakika 50:10
Gökleri doğunun batının terazileri tutmuyor orada direksiz. Allah’ın düzeni Allah’ın terazisi Allah’ın ortaya koyduğu mizânı O kudreti Rabbânî tutuyor bunları hep bir ölçüyle. Hiçbiri ölçüsüz değil yerli yerince yaratılmış ona ünitesini koymuş onun kimyasal birleşiğini maddî ve manevî yapısını miktarını bütün vasıflarını nicelik ve niteliğini mükemmel yaratmış Cenab-ı Hak. Sen daha hâlâ ilâhî hak ölçüleri bırak başka yerde ölçü ara bulursun gözle ararken ömrün biter. O zaman ne yapıyordun sen, sen arıyordum ne arıyordun? Doğu da, batı da bir şey arıyordun. Peki, Allah’ın ölçülerini duymadın mı? Hiç oraya yaklaşmamış Allah’ın ölçülerine bakmamış gerçek Allah’ın kurduğu üniversiteye bakmamış oraya kayıt olmamış. Allah’ın kurduğu üniversite eşi benzeri yok bunun. Bu İslam ve Kur’an üniversitesidir bunun baş rektörü Hazreti Muhammed’dir onun talebeleri Ümmet-i Muhammed’dir ve onun oradaki öğretim üyeleri de müçtehitlerdir. Aklın varsa bu üniversiteye kayıt ol. Gel burada okuyalım burayı bitirelim bu âyet kitâbî âyetleri keşfedelim ondan sonra kevnî âyetleri kâinatı keşfetmeye kalkalım. Allah’ı inkâr ederek olmaz bu iş. Îmân ederek yapalım bu işi tam gerçek sevgiyle gerçek muhabbetle tam adâletle sosyal güzelim yaygın merhametle hakkın hukûkun üstünlüğü ile barış içinde kardeşlik içinde yapalım bunları. Birilerini dışlayarak değil hele hakkı hakîkati dışlayarak Allah’ın emirlerini yok sayarak bu işler olmaz. İşte olursa böyle olur; Dünyanın bir tarafı ne yapar? Atom yapar bomba patlatır bir tarafı öldürür. Bitarafı yanlış kimyasal maddelerin icat eder tabiatı, bozar ekosistemi bozar, sağlık bozulur. Karada, denizde, havada ne yapar; düzen bozulur. Eğer Hakk’ın okulundan mezun olsaydınız Allah’ın kurduğu üniversiteden mezun olsaydınız bu sahte üniversite mezunları var ya insanlığın zararına çalışan, ilmi kötüye kullanan bu zihniyete meydan vermezdiniz. Bugün vatandaş giydiğinden, yediğinden, içtiği sudan, teneffüs ettiği havadan şikâyetçi duruma geldi ekosistemin düzeni bozuldu. Kim bozdu bunu? Yanlış üniversiteler yanlış ders veriyor. Doğru bilimsel çalışmalar çok kıymetlidir ama yanlış yapılan her şey mahlûkata zararlıdır. İslam ise zarardan kurtaran faydalıyı celbeden yüce bir nizâm-i ilâhîdir tabiri câizse eşi bulunmayan yedi kat göklerin üzerinde kurulmuş bir üniversitedir İslam dini, şanlı Kur’an Allah’ın Kitâbı’dır. Sen bunu yok sayıyorsun. Kime diyorum? Yok, sayanlara diyorum var sayanlara bir şey dediğimiz yok, diyemeyiz.
Dakika 55:00
Tebrik ederiz takdir ederiz Allah iyilerin sayısını arttırsın bütün insanlığın hayrına çalışanların sayısını arttırsın amacımız bu.
Evet, kıymetliler,
Allah’ın kulu olduğum için Allah’ın tarafındayım. Kur’an-ı Kerim Allah’ın kitabı olduğu için Kur’an’ın talebesiyim ölünceye kadar orada kayıtlıyım. Bunun notunu başarısını Yüce Rabbim verecek kimseden not almaya ihtiyacın falan da yok. Ne doğu-batı üniversitelerinden bir şey almak gibi bir niyetim yok. Olamazda Rabbim râzı olursa bana yeter. O’nun rızâsı için çalışmak boynunun borcudur hepimizin görevidir.
Cenab-ı Hak bu yüce âyetlerinde bunları söylerken ne diyor Yüce Rabbimiz ne diyor; (مِنْ خَشْيَتِه۪ مُشْفِقُونَ) diyor. İşte “hepsi de onun korkusundan titrerler.” Melekler Allah’u Teâlâ’yı severler ve korkarlar titrerler. Bütün mahlûkat öyledir ama irâdesini küfre kullanan kâfirler şu anda Allah’tan korkmuyorlar. Ama onlarda ebedî korkacaklar ebedî titreyecekler ebedî feryat edecekler. Onların şurada at oynattıkları bir müddettir, bir mühlettir çok geçici bir zamandır. O da ömür süreleri kadardır ki, o ömür sürelerinin içinde de dünyevî hak ettikleri tabii ki musibetler başlarından eksik olmayacaktır. Ama onlar saptıkça saparlar, daldıkça dalarlar dalâlete kötülükte sürekli yükselmek isterler ve istidrâcı da mutluluk veya yükseliş zannederler. istidrâç, kişiyi yukarı kaldırıp aşağı atmanın adıdır. Nice zenginler, nice mevki makam adamları, nice servetler, nice rütbeler… Eğer bunu insanlığın hayrına kullanmıyorsan Allah’ın rızâsı yoksa orada o senin için istidrâçtır başına belâdır.
İçlerinden kim: “Ben ondan başka bir ilâhım” derse, biz ona cehennemi cezâ olarak veririz. Zâlimleri biz böyle cezalandırırız. Firavunlar (أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَى) dedi Firavun. Ben sizin yüce Rabbinizim dedi. ‘’Hâşâ Sümme Hâşâ!’’ Allah’u Teâlâ’yı tanımayıp emirlerini kânûnlarını tanımayıp da birisi kendini rab gibi göstermeye çalışırsa işte bunlar yarın mahşerde Allah’a bunun hesabını verirler, mezarda veriler, dünyada başlarına geleceğe hazır olsunlar. Onun için Cenab-ı Hak bütün âlemi hak ve hikmetle yaratmış her şey hak ve hikmetle yaratılmış Allah’ın yüce kudretini apaçık göstergesidir. “Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibârettir.” Dünya çok geçicidir dünyayı Allah yolunda kullanabilmenin oyun ve eğlence ile heder isrâf etmemelidir.
Dakika 1:00:15
Onun için Cenab-ı Hak, ne yaratmışsa hikmetle yaratmış ve yarattığı her şey hikmetin tâ kendisi olmuştur. Çünkü Yüce Allah mükemmel bir kudret sahibidir bundan dolayı eşi benzeri olmadı olmayacaktır. Yüce Allah bütün hâkimlerin hâkimidir bütün hâkimleri o hesaba çekecektir. Bütün sebep ve etkenlerin yaratıcısı ve icâd edicisi olan istediğini yapan tek ilâh Allah’u Teâlâ’dır. Onun için kendisi eğlence edinmekten de münezzehtir. O’na karşı şuna dikkat edin! Her yaptığı hikmetin tâ kendisidir. Allah’ın yaptığı işler hikmet doludur sen bunun bir kısmını belki bilir bir kısmını bilemezsin. Her yaptığı hizmetin tâ kendisidir. O’na karşı şu neden şöyle oldu niçin böyle yaptın söyle bakalım deme hakkına kimse sahip değildir ve kimsenin haddine de değildir. Allah’ı kimse hesaba çekemez. Ama (وَهُمْ يُسْـَٔلُونَ) ama herkes hesaba çekilecektir. Yani o kullar sorgulanırlar hesaba çekilirler. Kim olursan ol ağa ol, paşa ol, mareşal ol, bu dünyanın tek başına geçmiş bir hükümdar ol Allah hesap vereceksin hesaba çekileceksin. Herkes kendi imkânları dâhilinde görevini doğru yapmak zorundadır herkes. Doğru yapan paçasını kurtarır. Din işlerinde delilsiz söylenen sözlerin hiçbir hükmü yoktur. Eğer birisi din adına konuşacaksan o delille konuşacaktır. Delil, Kur’an’ı Kerim’dir Hazreti Muhammed’in bizzat kendisi de onun fiili, kavlî, takrîrî sünnetidir ve icmâ, ümmettir kıyâs-ı fukahâdır. İslam’ın aslî delilleridir bunlar. Din adına konuşacaksan Kur’an’ı bilerek konuş bir sünneti bil, icmâ ve kıyası bil, müçtehitlerinde görüşlerini de bil gerçek müçtehitlerimiz var bizim çok kıymetli öyle güzel ekol var ki o ekollerden çok güzel âlimlerimiz yetişmiş. Allah hepsine bol bol rahmet eylesin onların nurunu “Nurun Alâ Nur”, nur üstüne nurlarını arttırsın hepsini bütün gerçek âlimlerimizin hepsini mağfiret eylesin ruhları şâd olsun. İslam âlimlerine sürekli rahmet okumalıyız onlar bizim kıymetli büyüklerimiz. Sevgili Peygamberimizin Ashâb-ı Güzin’in yolunu İslam dinini yanlışlara karşı doğru ilim ve irfânla bize kadar getiren ömürlerini veren ömür boyu göz nuru döken bunlar kahraman insanlardır. İslam âlimleri dünyanın en büyük kahramanlarıdırlar.
Dakika 1:05:00
Dünyanın en büyük filozofları onlardır onların emsâli bulunmayan onlar dâhî ve deryâdır. Ve İslam âlimleri Allâme-i Cihân’dır. Onun için Allah onlara çok rahmet eylesin kandım deyinceye kadar onlara rahmet eylesin. Bizim çok kıymetli geçmişimiz var çok kıymetli âlimlerimiz var. Bu hak dâvâ uğrunda çok güzel çalışan ecdâdımız var bir Ümmet-i Muhammed var. Bütün
Ümmet-i Muhammed’in tamamına Cenab-ı Hak gerçek ümmet olmayı Allah nasîb eylesin hepsine de Yüce Allah merhamet eylesin. Ümmetin tamamının kalplerini birleştirsin güçlerini birleştirsin. Yeryüzüne İslam’ın barışın, adâletin, hukûkun üstünlüğünün yeryüzüne yerleşmesini yine bu kıymetli ümmetim eliyle Allah nasîb-i müyesser eylesin o günleri yakîn eylesin. Bütün dünyayı bu ıstıraplardan hunharca insanlığın haksız yere katledilmesinden ve dünyanın sömürülmesinden insanlığı bütün ıstıraplarından kurtulduğu bir günü yakîn eylesin. İslam bütün insanlığın ruhlarına da doğan bir rahmet, merhamet ve adâlet, barış, kardeşlik, ilim, irfândır ve bütün güzellikler İslam’dadır benim söylediklerimden çok, çok daha yücedir.
استعيذ بالله
اَوَلَمْ يَرَ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اَنَّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ كَانَتَا رَتْقاً فَفَتَقْنَاهُمَاۜ وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَٓاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّۜ اَفَلَا يُؤْمِنُونَ﴿٣٠﴾
وَجَعَلْنَا فِي الْاَرْضِ رَوَاسِيَ اَنْ تَم۪يدَ بِهِمْ وَجَعَلْنَا ف۪يهَا فِجَاجاً سُبُلاً لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ﴿٣١﴾
Cenab-ı Hak bu yüce âyetlerinde de: O inkâr edenler diyor görmediler mi ki, göklerle yer bitişik bir hâldeyken biz onları ayırdık. Hayatı olan her şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmıyorlar mı? Bu âyetle bugünkü bilime bakın bu âyet 14 asır önce bu gerçekleri bilimsel gerçekleri ortaya koymuştur bilim ise buna daha yeni yaklaşmıştır. Onun için bütün gerçek bilim ve onun kaynağı Kur’an’ı Kerim’dir. Bunun için Kur’an-ı Kerim’in eşsiz bir mûcize olduğu, Hazreti Muhammed’in eşsiz bir Peygamber olduğu ortadır. İslam’ın hak din olduğu açıkça ortadadır. Eğer belge istiyorlarsa işte ilmi belgeler bunlar.
Yeryüzünde, insanlar sarsılmasın diye sabit dağlar yarattık, rahat gidebilsinler diye dağların aralarında geniş yollar var ettik.
Cenab-ı Hak bunları derken bak ne diyor;
Dakika 1:09:56
وَجَعَلْنَا السَّمَٓاءَ سَقْفاً مَحْفُوظاًۚ وَهُمْ عَنْ اٰيَاتِهَا مُعْرِضُونَ﴿٣٢﴾
وَهُوَ الَّذ۪ي خَلَقَ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَۜ كُلٌّ ف۪ي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ﴿٣٣﴾
وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَۜ اَفَا۬ئِنْ مِتَّ فَهُمُ الْخَالِدُونَ﴿٣٤﴾
كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِۜ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةًۜ وَاِلَيْنَا تُرْجَعُونَ﴿٣٥﴾
Yüce Rabbimiz bu âyet-i kerimelerle de: Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. İnkârcılar ise, gökyüzünün alâmetlerinden (Allah’ın kudret ve azametine delâlet eden delillerinden) yüz çeviriyorlar.
Öyle bilimsel deliller gerçekler var ki bu âyetlerde ve kâinatta onu görmeye göz lâzım inanmaya kalp lâzım.
Geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O’dur. Bunların her biri kendi dairesinde dolaşmaktadır.
Bu da bilimsel tam bir âyeti kerimelerden birisidir. Gidin ayı, güneşi, dünyayı ve diğer bütün gezegenleri ve yıldızları şöyle bir bakın, bu âyet ne diyor bugünkü bilim nereye ulaştı? Bu âyet 14 asır önce hangi bilimsel gerçekleri ortaya koydu daha bilim bunun yanına daha yeni yaklaştı. Onun için bütün dünya Kur’an-ı Kerim’in talebesidir hem de yeni kayıt olmuş acemi öğrenci gibidir Kur’an’ın yanında herkes. Kur’an-ı Kerim’in yanında bütün dünya bu kadar okula yeni kayıt olmuş yeni acemi öğrenci gibidir. Kur’an-ı Kerim eşsiz yücedir Allah kelâmı.
Bunun için; Ey Muhammed! Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık. Yani her insan ölecektir her canlı ölecektir. Sen ölürsen de onlar bâkî kalır mı? Senin ölmenle rahata kavuşacaklarını mı sanıyorlar?
Şimdi bunlarda Muhammed düşmanları Muhammed ölse de kurtulsak diyorlardı o gün. Bugün de göklerden Yüce Allah ‘’Muhammedur Rasûlullah’’ diye Allah kendi ismiyle O’nun ismini göklerden ne yapıyor; Ezan ile burada hak cihâna haykırıyor hakkın sedası cihânı tutuyor. Muhammed, bütün varlıkların bizzat özüdür ıstıfasıdır, Mustafa’sıdır. Muhammed’siz âlem olmaz. Bütün mahlûkatın eşref-i mahlûkattın başında Hazreti Muhammed gelir. Onun için buna rağmen Muhammed ölümü tattı Hakk’a yürüdü. Çünkü canlılar için bölüm bir kânûndur bu kânûn uygulanır. Ecel saati gelince Muhammed de olsan ölürsün, Îsâ, Mûsâ da olsan ölürsün. Ama dirilmen mevki ve makamın mahşerde farklıdır. Muhammed Muhammed’in makamındadır Makâm-ı Mahmûd’dadır Mûsâ, Mûsâ makamındadır altıncı kat semâdadır, İbrâhim yedinci kat semâda, Hârun beşinci kat semâda.
Dakika 1:15:00
Îsâ ile Yahyâ üçüncü kat semâda, Yusuf ikinci kat semâda, Âdem birinci kat semâda. Hepsinin üzerine selâm olsun. Hazreti Muhammed’in makamı sidre’yi de öte taştı yedinci kat semâyı öte aştı Arş’a ulaştı ve Makâm-ı Mahmûd da en yüksek makam Makâm-ı Mahmûd ’dur. Ona tahsis edildi. Allah nimetini dilediğine tahsis eder o Allah’ın bileceği iştir O’nun işine kimse karışamaz O’nun her yaptığı iş en güzeldir eşsiz güzeldir.
Onun için kıymetli dostlarımız,
Her nefis ölümü tadacaktır. Ölüme hazırlan Ey insanoğlu! Akılı adam ölüme hazırlanır, îmânlı adam ölüme hazırlanır, Allah’u Teâlâ’yı tanıyan O’nu seven O’nun azâbından korkan ölüme hazırlanır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hayat bir imtihandır iyilikle denenirsin bazen de kötülükle denenirsin imtihanı kazanmana bak. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz. O inkârcılar seni gördükleri zaman, seni alaya alıyorlardı. Kimi? Hazreti Muhammed’i o gün inkârcılar. Ve: “İlâhlarınızı diline dolayan bu mudur?” diyorlardı. Peygamberimizin putlara tapmayın deyince onlar: “Bizim ilâhlarımızı Muhammed diline doluyor” diyorlardı. Hazreti Muhammed insanları Allah’a çağırıyordu. Allah’ın birliğine putları bırakın diyordu putperestlerle Hazreti Muhammed’e böyle diyorlardı. Hâlbuki onlar Rahmân’ın kitabını inkâr ediyorlar. İnsan aceleci olarak yaratılmıştır. Size yakında (azâba dâir) alâmetlerimi göstereceğim. Şimdi siz acele etmeyin. Azâbın vakti saati var o vakit saat gelince kurtuluşunuz yok başınıza gelecek o. “Doğru sözlü iseniz (bildirin) bu vaad ne zamandır?” derler. Yani gâvur belâsını acele ister ama Allah onu nasıl takdir ettiyse onu öyle uygular. “Bu kâfirler ateşi yüzlerinden ve sırtlarından men edemeyecekleri ve yardımda göremeyecekleri zamanı, bir bilseler!” diyor Cenab-ı Hak. Acele ettiğiniz o belâ başınıza gelecek ebedî de kurtulamayacaksınız. Şimdi alay ediyorsunuz o belâlarla o azâblarla alay ediyorsunuz ama o zaman o azâb yüzlerinizden, sırtlarınızdan sizi kuşatacak artık nen edemeyeceksiniz kurtulamayacaksın, bir yerden de yardım görmeyeceksiniz. Doğrusu bu azâb onların bu inkârları sebebiyle onlara ansızın gelecekte kendilerini şaşırtacaktır.
Dakika 1:20:00
Dikkat et! Azâb ansızın gelecek. Artık ne geri çevrilmesine güçleri yetecek, ne de kendilerine mühlet verilecektir. Göz açtırmadan bela kuşatacak hem de ansızın kuşatacak. Yemin olsun ki, Cenab-ı Hak böyle buyuruyor; Senden önce birçok peygamberle alay edildi de içlerinden alay edenleri, o alay ettikleri şey o (azâb) onları kuşatıverdi. Hepsi helâk oldular. Nuh’la alay ettiler ne oldu? Nuh tufanında hepsi battı. Hûd’la alay ettiler ne oldu? Hûd kavmi batırıldı helâk oldu. Sâlih peygamber alay ettiler ne oldu? Yıldırımlar yağdı. Lut peygamberle alay ettiler ne oldu? Üstü altına çevrildi cehennem taşlarıyla gökten taş yağdı. Şuâyb Aleyhisselâm alay etliler ne oldu? Yıldırımlar yağdı depremler oldu tepelerine. Nice ‘’Tsunamiler ’in, Katrinalar’ın’’ beteri geldi başlarına. Nemrut ne oldu? Nemrut kavmi helâk oldu. Ötekiler ne oldu? Helâk oldular olacaklar. Allah’ın mülkünde Allah’a isyân eden herkes helâk olacak, îmân eden herkes kurtulacak kurtuldular kurtulacaklar.
Şimdi sizlere yüce âyetlerin öz anlamını keşif notlarını verdikten sonra bir de bunları da keşfeden bazı notlarımız sizlere İnşâ’Allah verilecektir. Cenab-ı Hak hayırlı olarak birbirimize faydalı amellerden güzelim iyi niyetlerden Allah’ın rızâsını kazanmak için çalışıp çırpınmaktan başka bizlere Cenab-ı Hak yanlışa giden bir şey nasîb etmesin bizi o hayırdan hiç mi hiç biran bile ayırmasın bizi bize bırakmasın.
“Allahümme esleh-li şe’ni velâ tekilnî ilâ nefsî tarfete ayn.”
(Bu duaya da devam edelim.)
Dakika 1:23:00