41-Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 41
41 Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 41
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
‘’Elhamdülillahi rabbil alemin vesselatu vesselamu ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain rabbi euzu bike min hemezatişşeyatiyn ve euzu bike rabbi en yahdurun’’
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Çok kıymetli ve muhterem izleyenler; yüce İslam’da aldanma ve aldatma olmadığına dair sevgili Peygamberimiz’den gelen haberleri sizlere vermeye devam ediyoruz, hadisi şerifler külliyatından keşif notları veriyoruz. Sevgili Peygamberimiz’den İbni Ömer rivayet ediyor o efendimiz (A.S.V) bir adam Peygamberimize gelerek alışverişte aldatıldığını söyledi. Peygamberimiz kendisine alışveriş yaptığın kimseye aldatmaca yok de buyurdu, Buhari Müslim ve diğerleri rivayet etmektedir bu hadis-i şerifi. Hanefi, Şafii ve diğer bazılarına göre alışverişte esas bir tarafın aldanmasıdır aldanma az da olsa çok da olsa aldanana bir hak tanınır. Fakat bu baştan dikkat etmesi gereken bir olaydır, buna hıyar hakkı diyor sağlamaz dediler, esas olan görüş bu da dedi budur dediler ama mahkemeye müracaat hakkı vardır dediler. İş işten geçmiş adam aldandığını fark etmiş ama iş işten geçmiş mahkemeye müracaat hakkı vardır dediler. Kim dedi? Hanefiler, Şafiiler ve diğerleri. Yine Abdülmecit İbnu Vehb anlatıyor; sevgili Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın bana yazdığı bir mektubu sana okuyayım mı? Dedi. Bunu da El Addâ İbnu Halit (R.A) anlatıyor memnuniyetle deyince bir mektup çıkardı mektupta şunlar yazılıydı, bu mektubu yazan Peygamber efendimizdi (A.S.V), bu El Addâ İbni Halid İbni Zehve’nin Muhammed Aleyhisselatu Vesselam’dan satın aldığın şeyi tevsik eder yani vesikalandırır bir el senedi şeklinde. El Addâ ondan bir köle veya cariye satın aldı köle de ne herhangi bir hastalık ne de zina hırsızlık kaçma gibi bir düşkünlük, ne de satışını gayri meşru kılan hür asıllı bulunmamak hür asıllı bulunmamak emanet ve rehin olarak olmak gibi haramlık taşıyan vasıflar yoktur. Bu Müslümanın Müslümana satışıdır Tirmizi bak malının güvencesini nasıl veriyor, İbni Mace ve Tirmizi bu hadisi şerif’i rivayet ediyorlar. Görüyorsunuz sağlanmalı sağlam bir satış yapılıyor ve bunu da vesikalandırıyor.
Dakika 5:19
İçin de herhangi bir kusurun olmadığını bildiriyor, yine Peygamberimiz’den gelen haber de onu diyor ikna için senin vermediğin parayı ödedim diye Allah’a kasem etmişti. İbni Ebi Evfa anlatıyor, bir adam çarşıya satmak üzere mal koydu Müslümanlardan biri alıcı çıkınca onu ikna için senin vermediğin parayı ödedim diye Allah’a kasem yemin etmişti. Yani ben senin verdiğin paradan daha üst yukarı bir paraya satın aldım sen az verdin malıma demek getirdi ve yemin etti. Bunun üzerine şu ayeti kerime nazil oldu; Allah’ın ahdini ve yeminlerini az bir değere değişenler var ya işte onların ahirette bir payları hakları yoktur. Yüce Allah kıyamet günü onlara hitap etmeyecek, onlara bakmayacak, onları temize çıkarmayacaktır. Elem verici azap onlar içindir. ‘’Ali İmran Suresi Ayeti Kerime 77’’ de bu ayetleri Buhari Şerif rivayet ediyor bunu da. İşte eğer yalan yere yemin ederek müşteriyi kandırmak istiyorsa birileri vay haline. Evet, sevgili dostlar; yine Ebu Hureyre’den gelen haber de Peygamberimizden haber veriyor (Radıyallahu anhüm ve Erdahüm Ecmain) o sevgilisi efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (A.S.V) çarşı da bir yiyecek yığınına rastlayınca elini yığına daldırıp çıkarttı, parmaklarına rutubet bulaştı. Adama ey satıcı nedir bu? Diyerek çıkıştı. Adam, ey Allah’ın Resulü yağmur ıslattı deyince bu yaşlığı üste getirip herkesin görmesini sağlayamaz mıydın? Kim bizi aldatırsa o bizden değildir buyurdu. Evet, kıymetliler; (Men ğaşşana feleyse minna) buyurdular. Yine Peygamber efendimiz ’den gelen haber de bu da Ebu Davud’un rivayet ettiği bir hadisi şerifte şu ziyadeyi görüyoruz; elini yığına daldır diye vahiy edildi Peygamberimize, pazara uğradı o yığına daldır diye vahiy edildi o da elini daldırdı yığın ıslaktı aldatan bizden değildir buyurdu Peygamberimiz. Evet, kıymetliler; burada da (Leyse minna men ğaşşe) buyurdu. Ukbe İbni Amir Hazretleri bakın ne diyor; Müslüman bir kimsenin bir mal da kusur olduğunu bildiği halde müşteriye haber vermeden satması haramdır.
Dakika 10:01
Bunu da Buhari Şerif aynı zaman da kayda aldığını görüyoruz. Ey Müslümanlar, doğru dürüst olun, kimse kimseyi aldatmasın helal kazanç oradadır yüce Allah’ın rızası da bereket de oradadır. Bir de insanların hile yaptığı konulardan biri sütü hayvanın memesin de bekletmesidir, çünkü hayvanın memesi büyük görünsün sütlü görünsün diye hayvanı bir iki gün sağmayanlar pazara öyle götürenler hakkın da bakın ne buyurdu Peygamber Efendimiz bunu da Ebu Hureyre yine Peygamberimizden bildiriyor. O şanlı Peygamber şöyle buyurdular; deve ve koyunun memelerin de süt bekletmeyin kim böyle sütü bekletilmiş bir sağmal hayvan satın almışsa sağdıktan sonra muhayyerdir dilerse kabul eder dilerse bir sa miktarın da kuru hurma da vererek o malı geri iade eder. Buhari Şerif, Müslimi şerif ve diğerleri bu hadisi şerifi eserlerine almışlardır. Yine Buhari’den gelen başka rivayette memnun kalırsa hayvanı tutar, memnun kalmazsa iade eder iade ettiği takdir de sağdığı süt için bir sa kuru hurma verir denmektedir. Yani İslam dinin de hak hukuk göz edilmektedir ne aldan ne aldat ilahi adalet budur. Aldanma aldatma, Müslümanların şiarı bu olmalıdır aldanmamak aldatmamak, yine Müslim’in bir rivayetin de bakın ne buyuruldu; müşteri satın aldığı sütü bekletilmiş sağmal hayvan hakkın da 3 gün muhayyerdir iade edecek olursa beraberin de bir sa miktarın da yiyecek verir, buğday dışın da denmiştir burada da. Evet, kıymetliler; yine İbni Ömer Hazretlerinden yapılan rivayette Peygamber efendimiz buyurdular; kim sütü memesin de bekletilmiş bir deve satın alırsa o üç gün muhayyerdir şayet iade edecek olursa hayvanla birlikte sütü mislince veya sütünün iki mislince buğdayda verir. Bunu da Ebu Davud, İbni Mace rivayet etmişlerdir yani buğdayın da o süt bedeli olarak verilebileceğini bu hadisi şeriften öğrenmekteyiz. Evet, kıymetli efendiler; bir de fiyatları kızıştırmak için yapılan hareketlerin doğru olmadığını Peygamberimiz bakın şöyle buyurdular; alıcı olmadığınız halde fiyatları kızıştırmak için müşteri ile satıcının aralarına girmeyin Peygamber efendimiz buyurdu.
Dakika 15:00
Ebu Hureyre de Peygamberimizden duyduğunu rivayet eyledi. Bunu da Buhari Müslim ve diğerleri rivayet etmektedir. Müşteri kızıştırmayı yasakladı şanlı Peygamber, bu da başka bir hadisi şerif. İbni Ebi Evfa (R.A) buyurdu ki müşteri kızıştıran riba yemiş haindir dedi. Riba nedir? Faiz yiyen haindir dedi. Bu iş batıl bir aldatmadır helal değildir diye rivayet eyledi, bunu da Buhari sahabe sözü şeklin de rivayet etmişlerdir. Hanefilere göre satıcı günahkâr olsa da satış sahihtir, İmamı Malik müşterinin hakkı hıyarına dolayısıyla dilerse akti bozabileceğine kaizdir, ehli hadisten bazıları ile zahirlere göre akit fasittir. İşte görüyorsunuz bu gibi aldatmalara da araya simsarlar sokmak ve malı pahalandırmalar satmak aldatmak karşı tarafı bunlar helal değil. Evet, kıymetliler; İbni Mesut hazretlerinden gelen rivayette kendisi hanımından bir cariye satın alır ancak karısı bir şart koşarak der ki şayet cariyeye satacak olursan satın aldığın fiyatla ben alacağım, bu hususta Hz. Ömer Radıyallahu Anha sordum diyor. Bana cariyeye yaklaşma onda başka birisi için şart var dedi bu da Muvatta’nın kayda aldığı haberdir. Mülkiyet hakkı tam değildir, çünkü şartlı satışlar da mülkiyet hakkı tam tahakkuk etmemiştir. Hz. Ömer bunu hatırlatmıştır, Hz. Peygamber (A.S.V) böyle satışları yasaklamıştır dediler, bak sonuçta Peygamberimize dayandı haber. Evet, kıymetliler; bey’ul urbanı yasaklamıştır, İmamı Malik bey’ul urbanı şöyle tarif eder; sana şu kadar dirhem veya dinar veriyorum şu şartla ki ben bu malı satın alır veya senden kiraladığım hayvana binersem sana vermiş olduğum para malın bedelinden veya hayvanın kirasından sayılacaktır. Şayet malı almaktan veya hayvanı kiralamaktan vazgeçersem sana önceden vermiş olduğum para senin olsun der. İşte bu da yasaklanmıştır buna bey’ul urban deniyor bu da yasaklanmıştır bunu da Muvatta, İbni Mace, Amir Bin Şuayb, İbni Muhammed’den gelen bir haberdir. Abdullah İbni Ebu Bekir’in anlattığına göre dedesi Muhammed İbni Amir El Efrak adındaki bağının meyvesini 4000 direme sattı.
Dakika 20:02
Bundan 800 dirheme tekabül eden hurmayı müstesna kıldı, Muvatta bunu da bildiriyor rivayet ediyor Abdullah İbni Ebi Bekir’den geliyor haber. Evet, kıymetliler; İmamı Malik şunu da açıklar ki bu bir kimsenin diğerine şöyle demesidir; senin malını şu, şu fiyata alıyorum ancak bir şartla sen de benden şunu ve şunu selef suretiyle satın alacaksın bu çeşit bir muamele caiz değildir dediler şartlı satış bunlar. Evet, bura da seleften maksat tarladan çıkacak buğdaydan şu kadar miktarına şimdiden şu kadar para olarak satmak, selef bir de karz yani herhangi bir menfaat beklemeden borç para vermek manasına da gelmektedir. Sevgili Peygamberimiz (A.S.V) karzla veya selem ile satışın birleşmesini yasakladı, çünkü karz karşılıksız olmalıdır aksi takdir de faiz olur ve haramdır buyurdular. Evet, kıymetliler; Hz. Cabir’den gelen bir haberde de Peygamber efendimiz ne diyor (A.S.V) ile birlikte gazveye katıldım diyor ben sutaşıma da kullandığımız devemizin üzerin de giderken sevgili Peygamberimiz (A.S.V) bana kavuştu devem yorgundu ve bu yüzden gerilerden yürüyordu. Durumu görünce Hz. Peygamber (A.S.V) geri de kalarak deveyi sürdü ve ona dua buyurdu, bunun üzerine bütün develerinin önünden gitmeye başladı. Bana deveni nasıl görüyorsun? Diye sordu. Çok iyi görüyorum bereketiniz değdi dedim. Onu bana satar mısın? Buyurdu. Ben utandım bundan başka su taşıyan devemiz yoktu yine de evet dedim ve Medine’ye varıncaya kadar sırtı benim olmak şartıyla deveyi kendilerine sattım ona ey Allah’ın Resulü yeni evliyim diyerek izin istedim, bana izin verdiler. Bunun üzerine Medine’ye gelince beni dayım karşıladı, deveden sordu deveyle ile ilgili yaptıklarımı anlatınca beni ayıpladı, izin istediğim sıra da Hz. Peygamber (A.S.V) bakire ile mi dul ile mi evlendin diye sormuştu? Ben dul biriyle dedim. Niye bakire ile değil? O seninle sen de onunla şakalaşırdınız buyurdu. Ben ey Allah’ın Resulü babam vefat etti birçok kız kardeşim var hepsi de küçük onlarla aynı yaşta onların terbiyeleri ile meşgul olamayacak, onlara bakamayacak çok genç biriyle evlenmeyi uygun bulmadım bu sebeple onunla onlara bakıp terbiyelerini yapacak bir dulla evlendim dedim. O şanlı Peygamber (A.S.V) Medine’ye diyor gelince deveyi vermek üzere yanlarına gittim bana parasını verdi ve deveyi de iade etti.
Dakika 25:29
Bakın hem deveyi satın alan Peygamberimiz hem deveyi geriverdi hem parasını verdi, işte bura da ona Peygamber efendimiz nasıl yardımcı oldu ki onurunu takviye etti ona da yardımcı oldu. Cihan’ın en büyük önderi ve örneği olan şanlı Peygamber (A.S.V) bunu Buhari Müslim ve diğer bütün hadisi şerifler meşhur olan muhaddislerimiz sahih kitapların da yer aldıklarını görüyoruz. İşte hayır hasenat böyle olur efendiler, aldatarak Müslümanlık olmaz aldatarak da kazanç helal olmaz, haram kazanç da başının belasıdır dünyada da mezarda da mahşerde de. Haram yoldan para kazanma hiçbir konu da harama nefret eyle, evet Müslüman sevaptan zevk alır haram ve günahlardan nefret eder. Üzüntü duyar imanın ilkesidir bunlar. Evet, kıymetli efendiler; yine bakın gelen haber de deve devemizdir buyurdu sonra birkaç ukiyye altın gönderip bunu Cabir’e verin dedi. Sonra bana parayı aldın mı? Diye sordu. Evet dedim. Bunun üzerine para da deve de senindir buyurdu ve deveyi de geri verdi. Evet, kıymetliler, bütün insanlığa bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberdir o (A.SV). Ey dünya Hz. Muhammed’e tabi olun ve kurtulun ona yüce İslam yüce Allah’tan inzal edildi, o da yüce İslam’ı dosdoğru tebliğ eyledi. Ey dünya Hz. Muhammed’e tabi olun gerçek Müslüman olun Allah’a kul olun Peygambere ümmet olun sıkı sıkıya Muhammed’in şeriatına tabii olun. Evet, kıymetliler; istediği zaman binmek şartıyla hayvan satışı yapılabileceği hükmünü çıkarmış bazıları, Ebu Hanife ve Şafi Hazretleri böyle bir satışın batıl olacağına hükmetmişlerdir. Şartlı satış tam mülkiyet oluşmadığı için bakın hem Hanefi hem de Şafii uleması bu satışa batıl demişlerdir. Bakire ile evlenmeye teşvik vardır, yoksa dulun da kıymetlisi kıymetlidir bakirenin de kıymetlisi kıymetlidir, bazı içtimai şartlar dulla evlenmeyi eftal kılabilir.
Dakika 30:02
Resulullah (S.A.V) son derece cömerttir bun da şek şüphe yok, evet sen satın al sonra da azat et, vela hakkı azat edene aittir buyurdu. Bu da köle azat edenler için. İnsanlara ne oluyor ki alışverişlerin de Kitabullah da bulunmayan şartları koşuyorlar, Kitabullah da olmayan bir şart koşana bu helal olmaz, böyle biri 100 şartta koşacak olsa Allah’ın şartı daha doğru daha sağlamdır. Buhari, Müslim ve diğerleri rivayet ettiler şartlı alışveriş olmaz. Evet, kıymetliler; Peygamberimiz böyle buyurdu Kitabullah da olmayan şartları koşuyorlar dedi. Böyle yapmayın buyurdu, sahipleri Verire (R.A) ile mükatebe anlaşması yapmışlardı, hürriyetine kavuşacaktı bu bedel 9 ukiye idi, her biri her yıl 1 ukiye 40 dirhem gümüş ödeyerek 9 yılda hürriyetine kavuşacaktı. Efendisi vela hakkını bırakmak istemeyince Verire geldi Radıyallahu Anha’nın efendisi vela hakkını bırakmak istemeyince mesele Hz. Peygamber (A.S.V) intikal ettirildi Peygamberimiz vela hakkının azat edene ait olacağını belirtti. Bu çeşit hükümler vasıtalı olarak Kuran-ı Kerim’in hükmündedir, vasıta ise Resulullah Aleyhisselatu Vessselam’dır Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’a bu yetkiyi veren de şanlı Kuran’dır, Resul size ne getirmişse onu alın ‘’Haşr Suresi Ayeti Kerime 96’’ da Cenabı Hak böyle buyuruyor. Peygamber size ne getirmişse onu alın buyuruyor, Allah ve Resulüne itaat edin diyor yüce Allah, Allah’a itaat edin diyor ama Peygambere de itaat edin buyuruyor, onun için Resule itaat emri Kuranı Kerim’de yer aldığına göre ondan sâdır olan hükümleri Kur’an’ın hükmü gibi değerlendirmek Kitabullah ’tandır demek caiz olmaktadır. Vela azat edilen köle ile azat eden efendi arasın da teessün eden akrabalık bağıdır, buna Velâyi Ataka denir. Sen benim Mevla’m ol ölürsem bana mirasçı olursun ceza mı ödersin demesi suretiyle tevessül eden akrabalığa da Velâyi Müvâlat denmektedir. Mükatebe akdi caizdir vela hakkı azat edene aittir. Cenabı Hak köleliği ortadan kaldırmak için en büyük sevabı köleleri hürriyetine kavuşturan, köleleri kölelikten azat edenlere en büyük sevabı Cenabı Hak müjdelemiştir şanlı Kur’an ile Peygamber efendimiz ile.
Dakika 35:01
Onun için şu andaki dünyadaki kölelik başka türlüdür o günün köleleri başkaydı bugünün köleliği başkadır. Hanefiler de vela hakkını yukarıda kaydettiğimiz iki şekle hasrederler Velâyi Ataka ve Velâyi Müvâlat bunlar dışındaki velalar meşru olmaz derler. Bidat çıktığı vakit devlet reisinin müdahalesi gerekir de dediler. Evet, kıymetliler; olmaz öyle şey vela hakkı azat edene aittir satanlar 100 şartta koysalar bâtıldır dedi Peygamberimizden gelen haber bu da Buhari Şerif’in kayda aldığı bir haberdir. Evet, çok kıymetli ve muhterem efendiler; inşaAllah derslerimiz hadisi şerifler külliyatından keşif notları ile devam edecektir, şanlı Peygamberi hadisi şeriflerle Kuran’ı Kerim’le iyi anlayıp Allah’a gereği gibi kul olan habibine tabi olan gerçek mücahit ümmet olan, kullar zümresine hepimizi ilhak eylesin. Ümmeti Muhammed’in tamamına birlik beraberlik gerçek kardeşlik nasip eylesin ve batılın karşısına hakkı müdafaa ederek birlikte karşı koymayı ümmeti Muhammed’in tamamına nasip eylesin, hakka tabi olmayı bâtıla da karşı koymayı, ümmeti Muhammed’den ayrılmayan bir şiar eylesin. ‘’Elhamdülillahi rabbil âlemin vesselatü vesselam ala rasulina Muhammedin ve ala ali Muhammed’’
Dakika 37:41