HadısŞerifKülliyatı-47-01

47-Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 47

47  Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 47

 

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

‘’Elhamdülillahi rabbil alemin vessalatü vesselamü ala rasulina Muhammed ve ala ali Muhammed euzu billahissemiil alimi mineşşeytanirracim min hemzihi ve nefkıhi ve nefsih bismillahi zişan azimüs sultan şedidül burhan kaviyyül erkan maşaallahü kan, euzubillahi min külli şeytan insün ve can’’

 

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Sevgili dostlarımız; hadisi şerif külliyatından keşif notlarımız devam ediyor. İslam’da bina konusunu işlemeye devam ediyoruz, sevgili Peygamberimiz (A.S.V) evin içerisin de bir köşe de buluğa ermiş kızların kalması için hıdır denen bir çadır kurduğunu haber verir. İşte bura da evin kadın erkek kız oğlan durumuna göre evin ona göre hazırlanmasının gerektiğini görmekteyiz, hatta evlendireceği zaman çadırın önüne oturur ve falanca falancayı kızın ve erkeğin ismini söyleyerek istiyor der. Eğer içerideki sükût ederse onu isteyenle evlendirirdi, istemediği takdir de vururdu ve Hz. Peygamber (A.S.V) de istemediğini anlayarak ona vermezdi denmektedir bu da bir töredir. Demek ki sükût edilirse razı olduğunu kapıya tık tık hafif vurulursa razı olmadığını gösteren alametlerin olduğunu görüyoruz. Demek ki evlerin durumu içindekilerin durumuna göre hazırlanmalıdır yeteri kadar olmalıdır mesela Fransa’da bekâr yaşayan bir kimse için 14 metrekare bu normal genişlik kabul edilmiş, Amerika’da bu 36 metrekaredir. Keza Amerika’da iki kişi için 67 metrekare, 3 kişi için 90 metrekare, 4 kişi için 103 metrekare tespit edilmiştir. Ebeveyn için bir yatak odası veya her biri için birer oda, oturma odası gusül hane mutfak ve diğer hela gibi sayı ve genişliği evde kalanların sayısına göre değişir denmektedir. Dünya medeniyetleri her şeyi İslam’dan öğrenmiştir ister kabul etsinler ister inkâr etsinler fark etmez. Ne batılılar, ne doğulular İslam’dan önce bunların hiçbirini doğru dürüst bilmiyorlardı. Evet, kıymetli ve muhterem izleyenler; sevgili Peygamberimiz (ASV) efendimizin evi zevcelerinden her birine birer oda isabet edecek şekilde idi. Mısırlı cariyesi Maria annemiz de ayrı bir yerde kalıyor. Bütün hanımlarına bir oda tahsis etmişti hatta cariyesine bile onu da biliyorsunuz kendisine hanım edindi Müminlerin o da annesidir (Radıyallahu Anhünne) Allah hepsinden razı olsun.

 

Dakika 5:10

 

Sonra evde hela, gusülhane, misafir odası, namazgâh gibi bazı kısımlar İslam’ı kültürün bir icabı olarak Müslüman evlerin planın da hemen hemen umumi bir şekilde yer almıştır. Hela, gusülhane, misafir odası ki ziyafet odası demek daha doğrudur, evin zekâtı da ziyafettir buyrulmuştur. Hela Buhari, Müslim gibi rivayetler de İslam’dan önceki Arap cemiyetlerin de evler de hela bulunmadığını anlamaktayız. Yakın zamana kadar Avrupa evlerin de ve hatta saraylar da bulunmadığı gibi, tesettür ayetinin gelişine kadar devam etmiş ancak ondan sonradır ki evlerde helalar inşa edilmiştir. Bu bütün medeniyetlerin aslı esası İslam medeniyetinden doğmuştur. Bunlar ifrata tefrite götürmüşlerdir ama gerçeği İslam’dadır. Kazayı hacet ve bevl sırasın da ön ve arkanızı kıbleye çevirmeyin, bakın şu medeniyete bakın şu terbiyeye bakın, kutsallara karşı saygıya bakın. Helallerin istikametinde de yön vermiştir görüyorsunuz yani hela da kazayı hacet ve bevl sırasın da ön ve arkanızı kıbleye yani Kâbe’yi Şerife çevirmeyin. Sehil İbni Hanefi hususi elçi olarak yollanmıştır Mekke ahalisine bu durumu bildirmek için. Rivayetler Mısır’a ve Şama gelen Müslümanların orada yönü kıbleye müteveccih olarak eskiden inşa edilmiş olan helalarda bile imkân nispetin de bu emre riayet ettiklerini gösteriyor. Başka helalarda şu bulundurmak suya imkân verecek şekilde inşa etmek, bakın bu da tesis edilmiştir. Hz. Aişe’nin hücresin de gusül hane olduğu hükmüne varılmıştır. Evet, kıymetliler; bu medeniyetin temelin de abdest ve gusül temelin de esastır. Onun içinde gusül hane abdesthane İslam evlerin de, Müslümanların evlerin de İslam’ın ta başından itibaren buluna gelmiştir. Ev ve çocuk huzursuzluk kaynağı olacaktır evler dar olduğu zaman kıymetliler onun için evleri yeteri kadar çocuğun da kendine ait bir odasının olması gerekir. Onu çocuk diye eğer ki görmemezlikten gelirsen o çocuğun gelişimi normal olmaz. Mefruşat sadeliğin esas olduğunu göstermektedir, lifle doldurulmuş bir yastık Peygamber efendimizin bakın yastığı lifle doldurulmuş bir yastık vücudunun ancak bir kısmını kifayet eden hurma yaprağından örülmüş bir hasır, 3 adet deri ve bir miktar da deri işleme de kullanılan ağaç yapraklarından görür.

 

Dakika 10:03

 

Hasırın örgülerinin izler yapmış olduğunu gören Hz. Ömer, hasırın üstün de uyumuş Peygamberimiz yüzün de hasırın izlerini görünce Hz. Ömer ağlamaya başlamıştır, sevgili Peygamberimiz (A.S.V) niçin ağladığını sorar. Şu Kisra ve Kayser nehirler meyveler içerisinde altın tahtlar ipek ve atlas yataklar üzerin de saraylar da olsunlar, sen ise Allah’ın Resulü böyle yokluk çek sana da yatak yapsak olmaz mı? Der Hz. Ömer. Şu şanlı Peygamberin sözüne cevabına bakınız (A.S.V) benim dünya ile ne alakam vardır, ben dünya da kendimi bir ağacın altın da gölgelenip sonra bırakıp giden yolcu gibi görüyorum der. Ey dünya ey ehli dünya aldanıyorsunuz. Sergi konusunda da hasır zikredilir, gündüzleri alta yayılan bu hasır geceleri de evi bölmek için perde olarak kullanılmaktadır. Evet, kıymetliler; o şanlı Peygamber elini uzatsa cennete cennet nimetlerine ulaşacak bir Peygamber ama insanoğluna en büyük örnek ve önder olduğu için gerçek ölçüleri ortaya şer’i ölçüleri koymak için o şanlı Peygamber insanların nereden aldanıp nereden vurulacağını bildiği için o şanlı Peygamber dünyayı böyle kullandı. Dünyaya değer vermedi neyi var ise fakir fukaraya, yetim, garibana, gurebaya sarf ediyordu. Bütün insanlığın maddi manevi yükselişi için çalışıyordu dünyaya ve nefsine pay vermiyordu. Fakat bil ki yakın bir gelecekte halılar da olacak buyurdu Peygamberimiz. Halılar da temin ettin mi? Bakın Peygamberimiz Cabir hazretlerine buyuruyor ki; halılar da temin ettin mi? Dedi. Ben de halıyla da ne alakamız var dedim. Bunun üzerine fakat bil ki yakın bir gelecekte halılar da olacak dedi. İnsanoğlunun dünyaya meylini şanlı Peygamber herkesten iyi biliyordu ve bunu da önceden haber verdi ve çok geçmedi insanlar evlerini süslemeye cilalamaya başladılar. Kapının üzerine halı asan Hz. Aişe ‘ye Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’ın Allah taş ve toprağa elbise giymeyi emretmemiştir diyerek oradan halıyı aldırtırdı. İndir o halıyı oradan dedi bakın kapının üzerine halı asan Hz. Aişe annemize böyle dedi. İbni Hacer Hazretleri başka rivayetlere dayanarak dünya size galebe çalacak.

 

Dakika 15:00

 

Bakın Peygamberimiz buyuruyor, Peygamberimizden haber veriyor, dünya size galebe çalacak siz bir elbise ile evden çıkıp bir başka elbiseyle geri döneceksiniz. Evlerinizi de Kâbe’yi örter gibi örteceksiniz yani evler süslenecek dedi. Bunlar israftır tefrittir, ne İslam ifrata ne tefrite müsaade etmez. Şafiyyenin kerahetine hükmettiğini belirtir, Hanefiler de bu çeşit tezyinatta mübalağayı tavsiye etmezler. Sonuçta bütün âlimlerin görüşü aynıdır, izah tarzları farklıdır ama sonuç aynıdır. Karyola, Hz. Peygamber (A.S.V) bir karyolası da vardı serir deniyor. Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’ın karyolası lifle çatılmış tahtalardan mamul idi. Beni Ümeyye zamanın da satıldı bir adam bunu 4000 dirheme satın aldı kutsallığından dolayı. Ebu Rifaa hazretleri anlatıyor (R.A) Hz. Peygamber Aleyhisselatu Vesselam’ın ayakları demirden olan bir sandalyesi olduğunu rivayet etmektedir. Hz. Ali (R.A) Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın kızı Fatıma’nın el değirmeni kullanmaktan ellerinin yara ve nasır bağladığını söylemektedir. Yatak meselesine gelince kendisinin tek yatağı olduğu Peygamber efendimizin tek bir yatağı olduğu bunun da kılıfının deri içerisinin ise hurma lifleri ile doldurulmuş bulunduğu belirtilir. Yastığı için de aynı tavsif de bulunulmuştur. Sadelik ve zühdünü ifade etmektedir. Çocukların yatağı sert olması için yapılan tavsiyeler ta o gün işte bugün ortopedik sağlıklı yatak diye kabul edilen ta o gün tavsiye edilmiş Peygamberimiz tarafından. Perde konusunda da Hz. Peygamber (A.S.V) efendimizin penceresin de iki kanatlı perde kullanmış olabileceğine hükmedilebilir denmiştir. Leğen meselesi, bazı rivayetler Hz. Peygamberin (A.S.V) evde hurma kütüğünden bir leğen bulunduğunu geceleyin bunu kullanıp karyolasının altına koyduğunu haber verir bazı âlimler. Yine bazı âlimler evde bevl’i bekletmeyin, zira melaike bekletilmiş bevl’i olan eve girmez, evde leğen içerisin de bevl bekletilmesin. Çöplerin bevl’lerin evde bekletilmesi ta o gün Peygamberimiz tarafından yasaklanmıştır. Kandil konusunda da Buhari Şerif’in rivayetin de yanık bırakılan bir kandilin fitilini bir fare alıp tavana götürdüğünü geceleyin uyanmış olan Hz. Peygamber (A.S.V) bunu görür ve muhtemel bir yangının önüne geçer. Hâkimin tahricin de bu fitilin fare tarafından geri getirilip Hz. Peygamber Aleyhisselatu Vesselam’ın yanına bırakıldığı dirhem büyüklüğün de bir yerin yanmasına sebep olduğu sarahatine rastlanmaktadır.

 

Dakika 20:20

 

Kandillerin söndürülmesini Hz. Peygamber (A.S.V) sıkı sıkıya tavsiye etmiştir. Mahremiyet konusu, yüce İslam’da bir de mahrem namahrem kuralı vardır. Ev mahrumiyeti sağlama yeridir yani mahremiyeti, bu sebeple eve haram denmiş ve buraya sahibinin izni olmadan girilmesi yasaklanmıştır. Evet, mahrem yani ki kişinin iffetini haysiyet ve şerefini koruma tesettür altına alma için ev 1. derece de haremlik-selamlık denmesinin sebebi oradan gelmektedir. İhlal, sadece girmek yani evleri ihlal etmeyin sadece girmek değil bakmakla da vukua gelir, evlerin içerisine bakılmaz. Kim izinsiz bakarsa aynen girmiş gibidir denir ve o fiil helal olmayan fiiller meyanın da zikredilir izin istemek gerekmektedir. Kim bir başkasının evine ıttıla peyda ederken gözü çıkarılır da diyet için müracaat etmeye kalkarsa bilsin ki hiçbir hak talep etmeye hakkı yoktur. Bir insan bir insanın evine eğer ki camdan kapıdan gizli bakmaya çalışıyor da gözü çıkmışsa çıkarılmışsa tazminat hakkı yoktur buyrulmuş. Bilseydim ki içeri bakıyordun şu tarağı gözüne sokardım der, birisinin pencereden baktığını gördüğü zaman. İbni Abbas Hazretlerinin bildirdiğine göre Hakem İbni Ebil Asi (Radıyallahu Anhü) içeriye bakarken tespit eden Hz. Peygamber (A.S.V) ben sağ olduğum müddetçe Medine’de oturmayacaksın diye onu sürgüne göndermiştir Taife sürmüştür. Bir eve izinsiz içeriye baktığı için. Hz. Peygamber (A.S.V) bir kimse kapısı açık bırakılmış veya giriş kısmın da perde olmayan bir eve uğrar da içeriye bakarsa suç onda değil ev sahibindedir buyurulmuştur. Ev sahibi de kapısını penceresini perdesini ona göre dikkat etmesi gerekir. Ev sahibi kapıyı pencereyi her tarafı açık bırakırsa suç ev sahibindedir, ev sahibi kabahatlidir buyrulmuştur. Dâhili mahremiyet var bir de sevgili Peygamberimiz (A.S.V) kişi çocuğundan ne kadar yaşlı da olsa annesinden, erkek kardeşlerinden, kız kardeşlerinden ve babasından izin almalıdır. Yani içeri gireceği zaman, Kuran-ı Kerim’in belirttiği üç vakitte buna dikkat lazım evet istizan yani izin istemek gerekmektedir.

 

Dakika 25:03

 

Bura da zikredilen fertlerin ayrı ayrı evler de yaşamaları halin de raci ’dir, herkesin odası ayrı herkes odasına girilmeyecek vakitler de girmek isterse izin istemesi gerekir. Bu birincisi sabah namazından önce, ikincisi yatsıdan sonra, bir de öğle istirahatin de bu kaylüle zamanın da. Ya Resulallah annemin yanına girerken izin isteyeyim mi? Diyen birisine evet cevabını verince, adam tekrar eğer ben evde onunla berabersem Hz. Peygamber izin iste dedi. Adam itirazla ben ona hizmet etmekteyim dedi. Bunun üzerine Resulullah öfkelendi annenden izin iste onu üryan olarak görmekten hoşlanır mısın? Dedi. Adam, hayır deyince öyle ise her seferin de yanına girerken annenden izin iste dedi. İşte anlamayanlara bu şekil anlatmak tarzında da Peygamber efendimiz ne yapıyor gerekeni yapıyor. Müsait müstakil bir odaya muhtaç olduğu ifade edilmektedir, herkesin müstakil bir odaya ihtiyacı vardır. Aile fertleri müstakil birer odaya sahip olmalıdır, ideal mesken tipi budur. Evet, kıymetliler; tezyin yani dekor meselesi, Buhari’nin kayda aldığı Ayşe annemizden gelen haber de bakın Peygamberimiz ne buyurdular; Peygamberimizin evde üzerin de haç bulunan her eşyanın haçını mutlaka bozduğu bildirilmektedir. Evin dekorasyonuna tezyinine dikkat ederken İslam’a aykırı şeylerin de bulunmaması gerekir, tasvirin olduğu yere yani resim, resmin olduğu yere melek girmez. En büyük azaba maruz kalacak kimseler müsavirlerdir yani tasvirciler. Dünya da suret yapana kıyamet günü haydi yaptığına ruh üfle denecek ve üfleyemeyecek. Yine onun yokluğu esnasın da üzerinde kanatlı at timsalleri bulunan bir durnuku eve asmıştım diyor Aişe annemiz. Bana onu indirmemi emretti indirdim buyuruyor, hadisin bir başka veçhinde de üzerin de timsaller bulunan bir kramımı sehve denen duvardaki diyor hücrenin üzerine örtmüştüm, Hz. Peygamber (A.S.V) onu görünce çıkardı ve kıyamet günü azabın en şiddetlisine duçar olarak kimseler duçar olacak kimseler Allah’ın yarattıklarını taklit edenlerdir dedi. Ben de ondan bir veya iki yastık yaptım bir başka veçhinde de iki numruka yani minder yaptım diyor, bunlar evdeydi ve Hz Peygamber (A.S.V) üzerine otururdu diyor. Resimli tarafını içine getirerek minder yapılmasın da yine yastık yapılmasın da bir sakınca olmadığı israftan yine bu şekil kurtulmanın yolu bulunduğunu görüyoruz.

 

Dakika 30:13

 

Evet, kıymetliler; âlimlerin gölgesi olmayan tasvirlerin üzerine oturmak basmak gibi hakir durumlar da kullanılan halı döşek vesaire eşya üzerin de bulunmasına cevaz verdiği belirtilir. Nevevi bu görüşün sahabe ve tabiine mensup cumhuru ulemanın görüşü olduğunu belirttikten sonra bu meyan da Sevri, Malik, İmamı Azam Ebu Hanife ve Şafii’nin ismini zikreder. Nesâi’nin bir tahricinde de Hz. Peygamberin (A.S.V) yanına girmek için gelmiş olan Cibril (AS.) eve girmez ve nasıl gireyim evin de tasvirler ihtiva eden bir örtü var. Ya suretlerin başını kopar, ya örtüyü üzerine basılan bir sergi yap, biz melekler tasvirin bulunduğu bir eve girmeyiz der Cebrail (AS.). İşte burada da resimli evlere meleklerin girmediğini görüyoruz. Resimler ya yarım olacak, ya üstü kapalı olacak yahut kellesi resmin kellesi koparılmış olacak. Onun için resimler konusunda da Müslümanların keyfi hareket etmemeleri gerekir, tabii bunların o zaman bu kadar önem taşıması ve resimlerin ortadan kaldırılmasına yönelik bu titizlik nereden geliyor. O zaman insanlar putperest idi işte suretlere tasvirlere elleriyle yaptıkları putlara tapınıp duruyorlardı. Yüce İslam putperestliği kaldırmak için burada görüyorsunuz ki bu çarelere de başvurmuştur. Hz. Peygamber Abdullah İbni Ömer Radıyallahu Anh’ın rivayetin de davet üzerine diyor gelmiş olduğu kızı Fatıma Radıyallahu Anha’nın evine kapıya asılmış olan nakışlarla süslü perde sebebiyle girmeden eve diyor geri döndü diyor. Kızının evine dahi bakın böyle bir şeyler kapıya astı diye eve girmedi diyor. Abdurrezzak’ın bir tahricinde de keşke tek renk olsaydı diyerek girmeksizin geri döner. Yani cilalı çeşitli renklerden cilalı boyalı şeyleri Peygamberimizin hoşlanmadığını görüyoruz, sadeliğin esas olmasını irşat buyurduğunu görüyoruz. İlim adamları bu rivayetlerden içerisin de muharremat bulunan eve girmek ve davete icabet etmek için önce izalesine çalışılır, muktedir olunmazsa girilmez, icabet edilmez hükmünü vermişlerdir. Keşke tek renk olsaydı bakın dediği 1. misalde de geri dönüş sebebini soran Hz. Ali’ye dünya benim neyime, nakış benim neyime diyor. Hz. Ali soruyor niye geri döndün ya Resulallah deyince? Hz. Aişe’ye verdiği emir ile ilgili hadisi şerifin bazı vecihlerin de zira bu bana dünyayı hatırlatıyor zira üzerindeki tasvirler namaz esnasın da dikkatimi dağıtıyor, zira eve her girişim de bunu görüyorum dünyayı hatırlıyorum dedi ve onları indir oradan dedi.

 

Dakika 35:17

 

İnsanlar bütün himmetleriyle Kur’an-ı Kerim’e yönelsin, Peygamberini örnek alsın, hadis-i şeriflerle Kuran-ı İslam’ı iyi anlasın, insanların kalbi Allah’ın iki parmağı arasındadır istediği gibi oynatır evirir çevirir. Eski sapıklıklarının tekrar şu veya bu şekil de tezahüründen korkmakta idi. İnsanlar çabuk saparlar, onun için şuurlu bilgili imanı köklü ve ilmi yeteri kadar ilme ve irşada ulaşmışların sayısı daima az olmuştur. Kavmin cahiliye devrine yakındır, bakın bu sebeple yapacağım tadilatın kalplerin de nefret uyandıracağından korkuyorum, Hz. Ayşe Kâbe’yi Şerifi yenilesen olmaz mı? Dedi. Peygamberimize o da ne dedi Peygamberimiz? Kavmin cahiliye devrine yakındır, bu sebeple yapacağım tadilatın kalplerin de nefret uyandıracağından korkuyorum buyurdular. Bu da için de bulunduğun ortam da insanların ruhi ve maddi manevi psikolojik yapısını Peygamberin (A.S.V) iyi bildiğini görüyoruz. O devre ait şirklere alamet olan her şeye karşı amansız bir mücadele açtığını görüyoruz Peygamberimizin. Şirki, küfrü, nifakı, putperestliği ortadan kaldırmak için amansız bir mücahede yaptığını görüyoruz. Arapların o devir de takdis ettikleri ağaçları Hz. Peygamber Aleyhisselatu Vesselam’ın yıktırdığını rivayetler haber veriyor. Adam bir ağacı ne yapıyor kutsal kabul ediyor, biraz sonra da affedersin tapınmaya başlıyor. Bunları da Peygamberimiz o ağaçları diyor kestirdi yıktırdı ve başka şeyleri de. Evlerin kontrolü meselesi Medine’yi baştan aşağı kontrol ettirecek putları kırdırdığı, yüksek kabirleri düzelttiği tasvirleri de iptal ettiğine dair rivayetler vardır. Ensar’dan bir adamın evleri kontrolden bile geçirdiğini göstermektedir. Ya Resulallah diyor ben kavmimin evlerine girmek istemiyorum diye itirazı ve bunun üzerine Hz. Ali’nin gönderilmesi devletin bu hususla ilgili olarak koyduğu yasağın uygulanmasını takip için evleri kontrolden bile geçirdiğini göstermektedir. Bu da usul ve adabına uygun olarak evler de hangi yanlışlıklar var, putlardan eser var mı yok mu bunlar da kontrolden geçirildiğini adabına uygun olarak görmekteyiz. Evlerin içerisindeki manevi hava, binalarınıza haram taş koymaktan sakının zira bu haram olmasının esası temel sebebidir, Vehb İbni Münebbihin şöyle dediğini görüyoruz;

 

Dakika 40:10

 

Zayıfların gücü ile zorla yapılan binanın akıbeti harap olmaktır, haram yolla kazanılan malın akıbeti de fakir fukaraya düşmektir denir. Eski kutsal ilahi kitaplar da bunun yazdığını da söyler, Vehb İbni Münebbih diyor. Evin iyi bir terbiye yuvası olabilmesi için her çeşit menhiyattan sakınılması, farz ve vacibatın yerine getirilmesi, bir başka deyişle İslam’ın fiilen yaşanması gerekmektedir evin manevi havası İslam’ın yaşanmasına bağlıdır. Yasak olan oyun aletleri, ipekten mamul döşek, halı, yastık, perde vesaire altın ve gümüşten mamul kap kacak vesairenin evde bulundurulması yasaklanmıştır. Çünkü altın gümüş kaplardan kapların kullanılması yasaktır İslam’da, sevgili Peygamberimiz (A.S.V) evlerinizi kabirlere çevirmeyin sözüyle ifade eder, evler de yapılacak ibadet ve Kuran-ı Kerim’in okunması ve ilim üzere durulmasıdır. Kuran-ı Kerim okumak, namaz kılmak, tefekkür ve nefsi murakabe de bulunmak gibi evlerinizi kabirlere çevirmeyin Kuran-ı Kerim okuyun, Kuranı Kerim okunan eve şeytan girmez, kişi evin de Kuran-ı Kerim okursa ev ehline karşı genişler ve melekler burada hazır olurlar şeytanlar kaçar. Hayır bereket artar Kuran-ı Kerim okunmayan eve gelince o sahibine daralır melekler orayı terk eder, şeytanlar orayı istila eder hayır da azalır. Nafile namazlarınızı evleriniz de kılın onları kabirlere çevirmeyin kişinin evindeki namazı nurdur, öyleyse evlerinizi namazla nurlandıran. Mescitte camiler de namazınızı eda edince eviniz için de bir nasip ayırın. Zira Allah (C.C) bu namazdan dolayı eve hususi bir hayır bereket lütfeder. Farzdan sonra en hayırlı namazınız evleriniz de kıldığınız namazdır buyurmuştur. Evet, çok kıymetli ve muhterem efendiler; işte gerçekler ortada evlerin huzuru içinde asil huzuru içinde İslam’ın yaşandığı evlerdir. Fitne anın da sevgili Peygamberimiz (A.S.V) darına kabilenin akrabalarının kaldığı yere git diyor bakın fitne zamanın da evlerinize gidin der. İbni Mesud oraya da gelirse bu fitne diye sorar, sevgili Peygamberimiz beytine ailesiyle kaldığı eve diyor gir der. Oraya da gelirse fitne diye sorunca, o vakit mescidine gir buyurur. İşte görüyorsunuz fitnenin camilere giremeyeceği alameti görülmektedir. İnşaallah İslam âlemine Allah evlere ve camilere giren fitnenin çıkmasını ve hiç girmemesini Cenabı Hak’tan niyaz ediyoruz.

 

Dakika 45:08

 

Kıymetli efendiler; sevgili Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın evlerden menhiyatın kaldırılması, Kuran-ı Kerim okunması, namaz kılınması hatta mescitler ittihaz edilmesi gibi dinin yüce İslam dininin evde yaşanmasına müteallik ısrarlı tavsiyeleri bir bakıma evde yeni yetişmekte olan çocukların terbiyeleri içindir. Zira böylece onlar büyüklerinden dini meseleleri kulaklarıyla işitmiş gözleriyle görmüş halleriyle de yaşamış olacaklardır. İslam’ı evleriniz de yaşayın, öğrenin bilin eviniz hem bir üniversite olsun hem bir cami gibi olsun. Evinizi Allah yolun da Allah’a ibadet edilen hayırlarla dolup taşan bir ev olması için çalışın, bunun da yegâne yolu İslamiyet’i öğrenmek ve yaşamaktır. Evet, inşaAllah İslam’da mesken ile ilgili derslerimiz devam edecektir bugünkü dersimizin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Dünyası da mezarı mahşeri de ebedi mutluluk olan ve beratını sağ eline alan iki cihan da kurtulan, mutlu mesut bahtiyar kullarından olmamızı Cenabı Hak’tan niyaz ediyoruz.

 

Dakika 47:17

 

(Visited 128 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}