507- Tefsir Ders 507 hayat veren nurun keşif notları
507- Kur’an-ı Kerim Tefsîr Dersi 507
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Kıymetli dostlarımız,
Hayat veren nurun dersleri, keşif notları ve irşâd notları isimli dersimiz Kâfirûn Sûresi ile devam ediyor. Dersimiz buraya gelmiştir. Bu sûre-i celile de Mekke döneminde inzâl edilen âyet sayısı 6 sıra numarası 109 olan Sûre-i Celilelerimizden birisidir.
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
قُلْ يَٓا اَيُّهَا الْكَافِرُونَۙ﴿١﴾
لَٓا اَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَۙ﴿٢
وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۚ ﴿٣﴾
وَلَٓا اَنَا۬ عَابِدٌ مَا عَبَدْتُمْۙ ﴿٤﴾
وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۜ ﴿٥﴾
لَكُمْ د۪ينُكُمْ وَلِيَ د۪ينِ﴿٦﴾
Allahu Ekber Velillahi’l-hamd. De ki; Ey inkârcılar, ey kâfirler! Sizin taptıklarınıza ben tapmam, böyle söyle. Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz. Ben aslâ sizin taptığınıza tapacak değilim. Sizde benim taptığıma tapacak değilsiniz. Sizin bâtıl inancınız olan sapık olan dininiz size benim dinim banadır çünkü hak din sadece İslam’dır. Öbürleri ise mecâzen dindir, hiçbiri hak değildir. Eğer hak olsa idi onları Hz. Muhammed niye İslam’a çağırsın ki? Onun için gerçekleri doğru anlamaya çalışalım hep beraber.
Şimdi kıymetli dostlar, bu sûre-i celilenin keşif notlarına da şöyle bir bakalım. Sevgili Peygamberimizden gelen sağlam rivâyet ve dirâyette gerçek Ulemâ ve tapu ve senetlerle keşif notlarımız devam ediyor. Bu sûreye „Mukaşkışe“ Sûresi de denmektedir, başka güzelim isimleri de vardır. Uyuzdan, çiçekten kurtulma kaşkaşe, müberrie şirkten nifâktan, küfürden kurtuluş, Türkçe de kışkışlamak gibi bir ifâde tarzı vardır. İbadet, ihlâs, ihlasayn gibi isimleri vardır. İbn-i Ömer Hz. Âişe’den (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) sabah akşam namazların da Peygamberimiz bu sûreyi okurdu yani sünnetlerin de bu sûreyi ve İhlâs Sûresi’ni okurdu ki, bunların ikisine ihlasayn denmiştir, iki İhlâs Sûresi. İbn-i Mâce, Âlûsî bunu nakletmişler. Ahmed Bin Hanbel, Taberânî, Cebel Bin Hârise bunlar Habbabe’ye yani Enes’e (Radıyallâhu Anhüma ve Erdahüm Ecmaîn) uyku esnasında bu sûreyi oku demiş Peygamber Efendimiz. Ahmed Bin Hanbel ve diğerleri de rivâyet etmişlerdir.
Yine Efendimiz (A.S.V), sizi şirkten korur demiştir.
Dakika 5:00
Bu sûrenin anlamını bilerek okunursa şirkten, küfürden korur buyurmuşlardır. Anlamını da öğrenmeye çalışmak lâzım, hayat veren nurun dersleri işte okumak ve okutmak, amaç budur. Okuyacağız hep beraber okutacağız, Şanlı Kur’an’ı tebliğ edeceğiz, nurlu İslam’ı, Muhammed’i şeriatı tebliğ edip Emri Bil Mâruf Nehy-i Ani’l Münker görevini yapmaya çalışacağız. Efendimiz (A.S.V); “Münâfık kuşluk namazı kılmaz” demiş, bu sûreyi de okumaz demiş beraberin de. Dikkat edin münâfık bu sûreyi okumaz, kuşluk namazı da kılmaz demiş. Tabii başka haberler de var, burada konumuzla olduğu için onu söylüyoruz. Diğer derslerimiz de zaten onları da gördünüz ve göreceksiniz. Bu sûre Kur’an-ı Kerim’in dörtte birine denktir Deylemî bu haberi veriyor, Âlûsî naklediyor. Abdullah Bin Cerat, Sâ’d Bin Ebî Vakkâs da yine bu haberi nakil edenlerden. Kur’an- Kerim ibadetlerin ruhu, ihlâs ve tevhîttir. Muameleler, ibadetler, muameleler, âhiret hükümleri, kıssalar gibi konuları içerir. Efendimize (A.S.V) îmânsızlar: “Bırak bu davayı sana ne istersen verelim diyorlardı, mal verelim, servet verelim, dilediğin kızlarımızdan verelim seni hükümdar yapalım diyorlardı. Bunu yapmazsan bir sene bizim ilâhlarımıza tap, biz de bir sene senin İlâhına tapalım” diyorlardı. İşte kıymetliler îmânsız da akıl olmaz. Ebû Hayyân bu haberi naklediyor. Âs Bin Vâil ve yanındakiler Efendimiz (A.S.V) önüne gerildiler: “Ey Muhammed (A.S.V)! Gel bir sene senin İlâhına biz tapalım, sen de bizim ilâhımıza tap” dediler. Suyûtî bunu naklediyor, yine Âlûsî de bunu naklediyor. Başına el sürüver de yani putlarına kastediyorlar, şu bazı putlarımıza el sürüver de seni tasdik edelim, tanrına ibadet edelim dediler. Efendimiz (A.S.V) sabahleyin Kâbe-i Şerif’e gitti, müşrik bir heyetin, bir topluluğun başına Peygamberimiz dikildi, bu sûreyi onların yüzüne okudu ve ümitlerini kestiler müşrikler. Bu haberi de yine Suyûtî naklediyor. İbn-i Cerîr Râzî, Zümer Sûresi 64’de: “Başkasına kulluk nedir?” Derseniz, tam cehâlettir hem de çağdaş cehâlettir. Bu sûre, bu âyet Zümer Sûresi’nin 64’üncü âyeti nâzil oldu. Başkasına, Allah’tan başkasına kulluk cehâlettir ama tam çağdaş cehâlettir diyen bu âyet nâzil oldu.
Kıymetli efendiler,
Allah’ın ilminde ebedî îmâna gelmeyecek olanlar biliniyor, bun da şüphe yok. Sabit sıfatları, tabiatları şirktir küfürdür olanlar biliniyor.
Dakika 10:01
Küfür, şirk, nifâktan uzak olmak için gizli açık bu sûreyi okuyun, içeriğini anlayın. Bu sûre muhkem bir süredir, kendisin de nesih yoktur. Mü’min başka tanrı tanımaz, Allah’tan başka İlâh yoktur. Müşrikler hayal ve hevalarına taparlar. Geçmişte, hâlde, istikbâlde hiçbir zaman onlara ibadet edici değilim. Yani Müslüman tavrını putlara, şirklere karşı koyacak. Şirk ibadetinizi hiçbir zaman yapan değil şirkten beri her Müslüman bu tavrını koyacak, tevhîd îmânını ilân edecek göğsünü gere gere. Tekit de takviye için vardır, faydası kâfirin ümidini kesmektir. Bu süreyle kâfirler ümitlerini kestiler artık Muhammed Allah’ın birliğine bağlı, tevhid îmânına bağlı, İslam ülkelerine tam bağlı dediler müşrikler ümitlerini kestiler. Kâfirin ümidini kesmek önemlidir, tekidin faydasıdır. Cümlenin tekidi sünmeden başkasıyla olmaz. Tesiste esas koyma ifâde eder. Kıymetli dostlarımız, Müslüman, Müslümanlığının tavrını ortaya koyacak. Tevhîd îmânını göğsünü gere gere dünyaya (Lâ İlâhe İllallah Muhammedur Rasûlullah) diyecek, (إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ) din İslam’dır diyecek.
İbn-i Abbâs’tan gelen haber de: “Küfrünüz sizin, ona îmân, tevhîd, ihlâsta benimdir.” Ne diyor? Küfrünüz sizin olsun, îmân, Allah’a îmân, tevhîd, ihlâsta benimdir diyor. İbn-i Abbâs bu haberi rivâyet ediyor. Kimden? Peygamberimizden, zaten sûrenin anlamında da var. Ne diyor sonun da (لَكُمْ د۪ينُكُمْ وَلِيَ د۪ينِ) Sizin o din olarak kabul ettiğiniz küfür var ya o şirk putlar onlar sizin olsun. Gerçek îmân, tevhîd, ihlâs dini olan İslam, Yüce İslam benim olsun diyeceksin göğsünü gere gere. Medde başlangıç meâd âhirettir. Sizin hesabınız size, benimki bana, sizin cezanız size, benimki bana, tek kahrediciden korkmanız gerekir ey müşrikler! Şirk âdetiniz sizin olsun. Rabbimden aldığım vahyi ilâhîler de benim olsun. İşte o (لَكُمْ د۪ينُكُمْ وَلِيَ د۪ينِ)’in içinde bu tür anlamlar devam ediyor. Tahsis ifâde ediyor, istilam el sürmek.
Kıymetli dostlar, tebliğ ile biz yükümlüyüz, herkes kendi vebâlini taşıyor, herkesin çalışmasının karşılığı var. Öyle ise iyi çalışalım ve emâneti koruyalım, görevimizi tam yapalım. Zarar size ait, işiniz şirktir diyor bu sûre müşriklere. Benim dinim tevhîd dinidir diyor. İktibas ve aktarma, temessül şekle sûrete girmek, Allahümme yardım et. İşte kıymetiler. Burada da bu sûrenin de sonuna geldik ve Nasr Sûresine gelmiş bulunmaktayız. Nasr Sûresi ile de dersimiz devam ediyor.
Dakika 15:32