17- Amelde Fıkhı Ekber Ders 17
AMELDE FIKHI EKBER DERS 17
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabb’il âlemin. Vessâletü vessalâmû âlâ Rasulûna Muhammedin ve âlâ âli Muhammed. Rabbi euzûbike min’hemezatişşeyâtîyn ve euzûbike Rabbi enyehdûrun. Bismillahirrahmanirrahim.
Çok kıymetli ve muhterem izleyenler! Fıkıh ekolündeki derslerimiz devam ediyor. Şimdi dersimiz misvakla ilgili. İnşâAllah dersimiz yürüyecektir (Biiznillahi Teâlâ). Misvak dediğimiz zaman şer’i istilahta; dişlerde ve dişlerin etrafında bulunan sarılığın ve buna benzer diğer şeylerin giderilmesini sağlamak amacıyla misvak ağacından yapılmış çubuğun veya buna benzer çöven ve sabun gibi şeylerin kullanılması demektir. Tabii diş fırçası da bunlardandır. Fakat misvak ağacı macunu ile beraber özel yaratılmıştır Cenab-ı Hakk tarafından. Onun için misvak kullanmalı ve doğal olan, kendi macunu dişler için, ne kadar faydalı olduğu ortadadır. Tıp ilerledikçe misvak ağacının önemi daha iyi bilinecektir. Bir de Yüce İslamî ilimler dünyada bütün insanlık bu okulda okuduğu zaman bilhassa tabipler İslam okulundan mezun olup, bilimsel olarak incelendiği zaman misvakın 14 asır önce ve 14 asırdan beri dünyaya -bakın- Yüce İslam diş fırçasını misvakı tavsiye etmiş ve Yüce İslam’da o yer almıştır. Şimdi misvakın hükmüne bakalım. Misvak fıtratın sünnetlerindendir. Şimdi fıtrat, yaratılışın sünnetlerindendir. Yani sünnetten -yani Yüce İslam’ın hem sünnetinde ve İslam’da- zaten fıtrat dini olduğu için dindendir. Allah Teâlâ’nın razı olmasına sebep olur. Çünkü Allah temizlikten yanadır, temiz olanları sever. Ağız temizliği, dış diş temizliği ve bu temizliğin parçalarından biridir. Yüce İslam daha önceki derslerimizde de geçtiği gibi her yönüyle tam bir temizlik üzerine kurulmuş bir Yüce ilahi kurumdur. Kıymetliler Sevgili Peygamberimiz’den (A.S.V.) misvak ağzın temizliği, Rabb’in de razılığı vardır diyor Peygamberimiz. Bakın, bu Hadis-i Şerif birçok kıymetli muhaddislerimiz tarafından rivayet edilmiş. Rivayet edilen bunlardan biri Ayşe Annemiz’dir. Ayşe Annemiz’den rivayet edilmektedir. Yine şöyle bir bakıyoruz. Buna göre her vakitte misvak kullanmak müekked sünnetlerdendir. Hiçbir hâlde vacip değildir. Yine Sevgili Peygamberimiz’den -bakın- gelen haberde; ‘’Şayet ümmetime zorluk vermeyecek olsaydı her namaz öncesinde misvak kullanmalarını emrederdim’’ diye buyurmuştur.
5:10
Şimdi, ‘Her bir abdestle birlikte misvak kullanmalarını emrederdim’ diyor. Burada Peygamberimiz’in (A.S.V.) sözlerinden farz kılınmıyor ama önemi belirtiliyor. Çok önemli olduğu anlaşılmış olmaktadır. Yine Buhari’nin de rivayetinde ‘’Her abdest alışlarında misvak kullanmalarını emrederdim’’, buyuruyor Peygamberimiz. Bakın, bunun hikmeti -şimdi acaba- ümmetime zorluk vermeyecek olsaydı diyor, Yüce İslam, hem işin önemini Sevgili Peygamberimiz bildiriyor hem de ümmetine zorluk olmayacak şekilde misvak kullanılması gerekiyor. Ve misvak fıtratın sünnetlerindendir. Kıymetli efendiler! Yine Sevgili Peygamberimiz’den gelen bu haberler sahih haberlerdir. Şimdi, müekked sünnet olduğunda ulema(lar) ittifak etmişlerdir. Yani ‘Misvak devamlı işlenen müekked bir sünnettir’ hükmüne gelince, şöyle bir bakalım. (Önceki) hükme gelince, Hanefilere göre her abdest alışta mazmaza esnasında misvak kullanmak sünnettir. Görüyorsunuz, Hanefilerde hükmü yine her abdest alışta, ağıza su verişte, mazmaza esnasında misvak -diyor- Hanefilerde sünnettir. Mâlikîlere göre ise abdestin faziletlerindendir demişlerdir. ‘’Şayet ümmetime zorluk vermeyecek olsaydı her abdest alışlarında misvak kullanmalarını emrederdim’’. Eğer Peygamberimiz kesin emretseydi farz olurdu. Farzı da ümmet yapmayınca suçlu olurdu, cezaya çarptırılırdı. Çünkü her farzı terk eden cezalı, suçludur. -Bunun için kıymetliler-. Unuttu, unutacak olursa mendup olur. Şimdi Şafiî ve Hanbelilere göre de; ‘müstehap bir sünnettir’ demişlerdir. Bakın şöyle bir baktığımız zaman Hanefiler, ‘Kesin sünnettir’ dediler. Diğerleri de buna yakın ifadelerde bulundular. Şimdi Huzeyfe (R.A.) Hazretleri’nin hadisi şu şekildedir; ‘’Resûlullah (S.A.V.) geceleyin uyandığında ağzını misvaklar idi’’. Peygamberimiz sürekli misvak kullanmaya devam ediyordu. Çünkü o Peygamber, içi nur, dışı nur, tertemiz bir zat-ı muhterem olduğu için son derece her yönüyle temizdir. Ümmetine de bu temizliği tavsiye etmiş, hayatı hem kolay tutmuş hem de gereken tavsiyesinde bulunmuştur. Kur’an-ı Kerim okumak, şer’i sözler ve şer’i ilimler öğrenmek; Yüce Allah’ın zikirleri için yatmadan önce, uyandıktan sonra, evine girince, ölüm döşeğinde, seher vaktinde, yemek için vitirden sonra, oruçlu için öğleden önce misvak kullanmak gerekir.
10:03
Şafiîler ‘yemek kırıntılarını çıkartmak da’ -ayrıca onlar Şafiîler bunu da eklemişler- ‘bu da sünnettir’ demişlerdir. Zaten misvaktan maksat ağzın temizliği, tam temizliğidir. Ayşe’den (R.A.), Annemiz Ayşe’den yapılan şu rivayette; ‘’Peygamber Efendimiz (A.S.V.) evine girdiğinde misvak kullanmakla işe başlardı diyor.’’ Sevgili Annemiz. Cihan Peygamberi için böyle diyor. Yine Ebu Umame’den gelen haberden diyor ki: ‘’Ben misvak kullanırdım, o kadar ki ağzımın ön taraflarının aşınacağından korktum’’ diyor. Yine Ayşe Annemiz’den rivayete göre; ‘’Resûlullah (A.S.V.) Efendimiz gece veya gündüz olsun uyuyup uyandığı zaman abdest almadan önce mutlaka misvak kullanırdı’’ diye yine Annemiz, Ayşe’den (R.A.) rivayet edilmiştir. Bunu da Ebu Davud ve diğer muhaddislerimiz rivayet etmişlerdir. Tabii misvakın pek çok faydaları vardır. Bunlardan biri ağız kokusunu gidermektir. Ve dolayısıyla meşru kılınmıştır. Şafiî ve Hanbelilere göre zevalden sonra oruçlunun misvak kullanması mekruhtur. Buhari ve Müslim’de şöyle denilmektedir; ‘’Oruç tutan kimsenin ağzının kokusunun değişmesi Allah katında misk kokusundan daha hoştur’’. Şimdi bu kıymetli müçtehitlerimiz böyle anlamışlar. Şafiî ve Hanbeliler böyle anlamışlar bu Hadis-i Şerifleri. Şimdi orucun ağız kokusu ile -misvak kullanmanın oruca ve ağız kokusunu değiştirse dahi iyi başka güzel kokular ortaya çıkacağından dolayı- orucun faziletin de bir eksiklik olmadığı gibi, ağız kokusu da mesela temiz ağzın kokması ile temizlenmemiş ağzın kokması da farklıdır. Yüce İslam her zaman temizlikten yanadır. Oruçlu ol, istersen olma fark etmez, hep temiz ve temiz olacaksın. Mâlikî ve Hanefilere göre; ‘’Oruç tutan kimsenin misvak kullanması mutlak olarak mekruh değildir’’. Görüyorsunuz Mâlikî ve Hanefiler de böyle dediler. Biz hangisini almalıyız? Ben burada Hanefilerle, Mâlikîlerin görüşünü alırım. Öbürlerine de sevgi saygı gösteririm. Kıymetliler! Oruç tutan kimse için en hayırlı hasletlerden birisi de misvak kullanmaktır. Bakın, bu da yine Ayşe Annemiz’den gelen, Peygamberimiz’den rivayet edilen haberdir. Görüyorsunuz değişik haberler var. Bu değişik haberlerin içinde bir defa misvakın, fıtrat, sünnet olduğuna bakarsak, amacın da ağız temizliği olduğundan hareket ettiğimiz zaman; burada haberleri de müçtehitlerimiz güzel değerlendirmiştir. Mâlikîler ve Hanefiler burada bu haberlere göre istinad etmişlerdir. Şimdi müstehap; oruçlu olan kimsenin günün başlangıcında da sonunda da misvak kullanmanın müstehap olduğudur.
15:15
Bu da Şevkâni bunu söylüyor. Efendim. Yine ‘İmamların çoğunun, cumhurun görüşü de budur’ diyor. Evet, kıymetliler; misvakın keyfiyeti ve aracı Peygamber Efendimiz (A.S.V.) ayakkabısını giyerken, taranırken, temizlenirken ve bütün işlerinde sağdan başlamayı severdi. Şimdi misvakta da sağdan başlanması burada tavsiye olunuyor. Misvak kullandığınız zaman enine doğru misvaklayınız. İşte bu haberler de yine muhaddislerimiz tarafından bize gelen haberlerdir. Yine başka bir haberde; ‘’Uzunlamasına misvaklanması sünnettir’’ buyrulmuştur. ‘’Resûlullah’a bizi taşıyacak binek vermesini istemek için gittik’’, diyor. Kim bunu diyor? Ebu Bürde. ‘’Onun dili üzerinde misvak kullandığını gördüm’’, diyor. Şimdi hurma ve erak ağacından misvaklanabilir, misvak kullanabilirsiniz bu ağaçlardan, misvak ağacından olmasıdır. Yani eftâl olan misvak ağacından olmasıdır. Hoş kokulu kuru ağaç parçası, öd ağacından olması da eftâldir, denmiştir. ‘’İzin verildiği takdirde mekruh değildir’’, diyor. Mesela başkasının misvakını kullanacaksın, ‘’Başkası izin verdiği zaman mekruh değildir’’ diyor. ‘’Vermezse haram olur’’ diyor bakın. Çünkü başkasının mülkiyetine izinsiz katiyen insanlar, -orada onun- başkasının malını kullanamaz. Yine Annemiz Ayşe’den gelen haber de; ‘’Resûlullah (S.A.V.) yanında iki kişi olduğu sırada misvak kullanmakta idi. Bu iki kişiden birisi öbüründen büyüktü. Ona misvakın fazileti konusunda misvakı büyük olan kimseye ver’’ şeklinde vahiy edildi. Çünkü büyük olan kimse sorumludur, mükelleftir. Küçük daha o çağa gelmemiştir. Sevgili izleyenler şöyle bakıyoru; Hanefilerle Mâlikîlerin görüşüne göre misvak olmadığı takdirde parmak ile de misvak kullanılabilir yani misvaklanılabilir, demişlerdir. Hz. Ali (R.A.) Hazretleri ‘Ağzı temizlemek şahadet parmağı ile olur başparmak ise misvaktır’’ demiştir. Demek ki misvakın olmadığı yerde bu parmaklar misvak görevini yapmaktadır. Parmaklar misvakın yerini tutar. Bakın. Hz. Enes’ten mevzu olarak gelen bir haberle de böyle demiştir. Bunun da ravîleri Beyhâki ve diğerleridir. Yine diğer haberde ‘’Ey Allah’ın Resûlü! Ağzının kokusu değişen kimse misvaklanır mı?’’ diye sordu.
20:02
Bunu soran Ayşe Annemiz. Peygamberimiz: ‘’Evet’’ diye buyurdu. Ve ‘’Nasıl yapar?’’ diye sorunca şöyle buyurdu: ‘’Parmağını ağzına sokar ve onu iyice ovalar’’, yani ovar, demiş. Bu da misvak olmadığı zaman -bakın yine- misvak yerine parmaklarla da ağız temizliğine dikkat edilmelidir. Burada Peygamberimiz’den gelen haberlerdir. Şafiîlerin sahih olan görüşüne Hanbelilere göre de parmak ile misvaklanılmış olmaz, demişlerdir. Şafiîlere göre ise sert olan her şeyle misvaklanmak sahihtir, demişlerdir. Şafiîlerin bu görüşünün içinde fırçalar da bulunmaktadır. Misvakın şümulünde -tabii bilimsel olarak- sağlıklı hazırlanmış fırçalar ve sağlıklı hazırlanmış macunlar da bunun şümulünde olduğunu görmekteyiz. Ama güvenilir olması gerekmektedir bilim ve bilimsel olarak. Yine gelen haberde ‘’Allah’ın Peygamberi misvaklanır, ondan sonra misvakı yıkamam için bana verirdi. Ben de önce o misvakı kullanır ondan sonra yıkar ve onun kendisine iade ederdim’’ diyor. Bak Ayşe Annemiz söylüyor bunu. Peygamberimiz’den misvakı alınca o kullanmasının hikmeti tabii teberrük; Peygamberin ağzının değdiği şeyden bereketlenmek ‘teberrük için’ onu kullanıyor ve yıkıyor neticede. Kıymetliler! Değerli insanların başta Peygamberimiz Hz. Muhammed olmak üzere, onlardan teberrük edilir. Bunları da doğru anlamalıdır ve doğru da anlatmalıdır. ‘’Reyhan ve nar çubukları ile dişlerinizin arasını temizlemeyiniz. Çünkü bunlar cüzzam damarlarını harekete geçirirler’’ demiş Peygamberimiz. Peygamberimiz‘in burada da tıp hakkında bir derya olduğu açıkça bilinmektedir. Bir de İslam tıplar üzeri tıptır. Çünkü vahyi ilahidir. Daha bilimler, dünyadaki bilimsel çalışmalar, İslam’ın peşinden gelen -düşe kalka gelen- çocuk misâlidir. İslam dini ise vahyi ilahidir. Eğer bilim ilerlerse İslam’ın her şeyinin bir mucize olduğu ortaya çıkar. Arpa sapıyla, kamış çubuğuyla ve buna benzerle misvaklanılmaz. ‘Çünkü bunlar kaşıntı veya alaca hastalığına sebep olur’ diye bize bir haber gelmiştir. Bunlara da dikkat edin. Her şeyle misvaklanmak sağlık açısından doğru değildir. Misvak ağacı bunların başını çeker, en sağlıklısı odur. Bakın ne diyor: ‘Kaşıntı veya alaca hastalığına sebep olur’ diyor. Arpa sapıyla, kamış çubuğuyla ve buna benzer zarar veren ve yaralayan şeylerle de misvaklanılmaz, demişlerdir. İslam âlimlerinin de burada dehasını (ilmî dehasını) görüyoruz. ‘’Allah’ım kalbimi temizle ve günahlarımı sil’’ der, -kim- Sevgili Peygamberimiz bunları söylerdi. Çünkü onun hayatı hep duadır.
25:14
Tamamen Yüce Allah’a teslimiyet içindedir bütün hâliyle. Şafiî âlimleri misvakta niyet edilir demişlerdir. Evet, kıymetliler! Misvakın faydaları sayılamayacak kadar çoktur; ağzı temizler Rabb’i razı eder, dişleri beyazlatır, ağızdaki kokuyu güzelleştirir, sırtı düzler, diş etlerini kuvvetlendirir, ihtiyarlamayı geciktirir, seciyeyi temizler, zekâyı parlatır, ecrin kat kat verilmesine vesile olur. Yani sevabın kat kat artmasına vesile olur. Ruhun bedenden çıkmasını kolaylaştırır, ölüm esnasında şehadeti hatırlatır. Buna benzer otuza yakın faydaları sayılmıştır ve daha başka da birçok faydaları bulunmaktadır. Dişlerin çürümesine mâni olmak; sinirler, gözler, nefes alma ve hazım yollarındaki çeşitli rahatsızlıkları önlemek için de misvak kullanmayı tavsiye ederler. Hatta hatırlamanın zayıflamasını -yani hafızanın zayıflamasını- ve zihnin tembelliğini, kötü ahlâkı önlemeye karşı da misvak bir tedbirdir, demişlerdir. Evet kıymetliler! Misvakla beraber mütalaa edilebilecek diğer güzel adetler; fıtratın sünnetleri… Fıtratın sünnetlerine şöyle bir bakalım. Şimdi Sevgili Peygamberimiz’den gelen haberde beş şey fıtrattandır; istihdat (etek tıraşı olmak), hitan (sünnet olmak), bıyıkları ağıza girmeyecek şekilde kesmek, koltuk altlarını yolmak (yani tıraş olmak) ve tırnakları kesmek. Şimdi haberin birinde bu fıtrat sünnetleri böyle sayılmıştır. Başka fıtratın sünnetleri de bulunmaktadır. İstihdat ittifak ile sünnettir, yani etek tıraşı olmak. Bu da sünnettir. Hitan, bu da sünnet olmaktır. Erkeğin sünnet olmasına izar, kadının sünnet olmasına haft denir. O hâlde kadınlar için haft ne ise, erkekler için de hitan odur, dediler kıymetli âlimlerimiz. ‘Doğumun(dan) yedinci gün olması müstehaptır’ -neyin? Hitanın. Yani sünnet olmanın-. Buna, Hanefi ve Mâlikîlere göre ‘Erkek için sünnettir, kadın içinde bir ikramdır’ dediler. Yani olursa olur, ikramdır. Yine bir Hadis-i Şerife dayanarak Hanefi ve Mâlikîler, ‘hitan, erkeklerde sünnet, kadınlarda ise bir ikramdır’ diye Peygamberimiz’den bir Hadis-i Şerif rivayet edilmiştir. Bu hadisin de ravîleri kıymetli muhaddislerimizdir. Hadislerde teflis vardır diyenler olmuştur. Şafiîlere göre ise erkek için de kadın için de sünnet vaciptir demişlerdir.
30:04
Görüyorsunuz bunlarda (Şafiîlerde) vacip (mevcut) olmadığına göre, bunlardaki vacip, farz anlamındadır. Şafiîlere göre erkek için de kadın için de sünnet, farzdır. Hanbelilere göre sadece erkek için -bakın- farzdır. Yani vacip farz anlamında, kadınlar için ise bir ikramdır vacip değildir, demişlerdir. Hanbeliler burada böyle düşünürken Şafiîler kadın-erkek ayrımı yapmadan sünnet her ikisine de vaciptir demişlerdir. Evet, kıymetliler Rahman olan Allah’ın Halil’i İbrahim, 80 yaşından sonra sünnet oldu. O keser ile sünnet oldu. Buhari ve Müslim’in rivayet ettiği Hadis-i Şerifte haber böyledir. Haber Peygamberimiz’dendir. ‘’Sünnet erkekler için sünnet, kadınlar için de bir ikramdır. Şimdi diğer Hadis-i Şerifte de ‘’Onun birazını kes, kökünden kesme!’’, Peygamberimiz’den gelen haber. ‘’Kadınları sünnet ettiğin zaman, çok hafif kes’’ demiştir Peygamberimiz. Yine bıyıkların kısaltılması, ağza girmemesi bıyıkların, katiyen ittifakla sünnettir. Şafiî ve Mâlikîlere göre bundan maksat, bıyıkları, dudakların çevresi görününceye kadar kısaltmaktan ibarettir. Yani tamamen kesmekten ibaret değildir, diyor Şafiî ve Mâlikîler. ‘’Bıyıklarınızı alınız, sakallarınızı serbest bırakınız. Mecusilere muhalefet ediniz ‘’ diye de bir Hadis-i Şerif bulunmaktadır. Efendim. Şimdi buradaki Hadis-i Şerifleri de kıymetli muhaddisler rivayet etmişler ve sahih olduğu söylenmiştir bu Hadis-i Şerifin. Kıymetli efendiler. Hanefilere göre bıyıkların, bundan maksat kesmektir. Çünkü az önce geçen ‘alınız ve yok ediniz’ hadisinden böyle anlamışlardır. Hanbeliler ise kesmek ile bıyıkların diplerini almak arasında muhayyer olunduğunu, ancak dipten almanın nas ile evla olduğunu belirtmektedirler. Şimdi sakalın bırakılması, Mâlikîlerle Hanbeliler, sakalı tıraş etmeyi haram kabul etmişlerdir. Dikkat edin! Sakalın bırakılması, sakalın olduğu gibi bırakılması ve onu değiştirecek herhangi bir müdahalede bulunulmaması demektir. Mâlikîlerle Hanbeliler, sakalı tıraş etmeyi haram kabul etmişlerdir. Yani kökünden sakalı kesip atmak haramdır diyor kim Mâlikîler ve Hanbeliler. Ancak bir tutamdan fazla kısmını almak mekruh olmadığı gibi, boğazın altındaki kılları almak da mekruh değildir. Çünkü İbn-i Ömer de böyle yapmıştır, dediler. Şimdi, burda İbn-i Ömer Hac ve umre yaptığında sakalının bir tutamdan fazlasını keserdi diye haber vardır, rivayet edilmiştir. Hanefilere göre sakal tıraşı tahrimen mekruhtur. Yani ‘’Kim sakalını keserse tahrimen mekruhtur.’’ demişlerdir Hanefiler.
35:06
Aynı zamanda Şafiîlere göre bu mekruhtur. Şafiîlere göre bu mekruhtur. Nevevî, Müslim’in şerhinde sakal konusunda on şeyin mekruh olduğunu zikretmiştir ki; onlardan bir tanesi de sakalı tıraş etmektir. Ancak kadının sakalının çıkması bundan müstesnadır. Kadının onu tıraş etmesi müstehaptır. Çünkü kadın sakalsız yaratılmıştır. ‘’Şayet sakal çıkarsa kadından; kadının tıraş etmesi müstehaptır’’, demişlerdir Şafiîler ve diğerleri. Koltuk altlarını yolmak, tırnakları kesmek de aynı şekilde ittifakla sünnettir. Koltuk altlarını da tırnakları da kesmek sünnettir ittifakla. ‘’Resûlullah (S.A.V.) ayakkabısını giymekte, saçlarını taramakta ve bütün işlerinde sağdan başlamayı severdi’’ denilmiştir. Şimdi, bir de fıtratın 10 hasleti vardır’’ diyegelen habere bakıyoruz. Bu haber de yine kıymetli muhaddislerimiz tarafından rivayet edilmiştir. Şimdi Ayşe Annemiz’den gelen haberde Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: ‘’10 şey fıtrattandır: Bıyıkları kesmek, sakalı bırakmak, misvak kullanmak, burna su almak, tırnakları kesmek, parmak boğumlarını yıkamak, koltuk altlarındaki kılları tıraş etmek- yolmak, eteği tıraş etmek, istincada bulunmak’’. Buna Musap Bin Şeybe der ki: ‘’Onuncusunu diyor ise unuttum, o da olsa olsa mazmazadır’’ diyor. Nevevî ise 10’uncusu hakkında şöyle demiştir: ‘’Herhalde 10’uncusu hitan, yani sünnet olmak olmalıdır, o daha evladır’’ demiştir. Evet, kıymetliler fıtri hasletler konusunda fakihlerimizin kıymetli görüşleri bulunmaktadır.
38:23