Tefsir 502-01

502- Tefsir Ders 502 hayat veren nurun keşif notları

502- Kur’an-ı Kerim Tefsîr Dersi 502

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

 

Fâtihâ’yı Şerif’te biliyorsunuz 5’inci âyette: “Ancak sana ibadet ederiz ancak senden yardım isteriz.” Halka yardım övülmüş dilenmek yerilmiştir, yardım et ama Allah’tan başkasından yardım istememeye çalış, tabii ki Şanlı Kur’an’ın ilmi irfânı ve âlimlerin ilminden faydalanmaya da gayret et. Diriden isteyemediğini yani câiz olmayanı ölüden istenmez, onların ilminden amelinden yani eserlerinden böylece ruhâniyetlerinden faydalanılır. Yani âlimin ilminden faydalanacaksın amelinden faydalanacaksın eserlerinden faydalanacaksın. İşte onun ruhâniyetinden faydalanmak demek bu demektir.

 

İbn-i Kemâl, Keşfü’l Hafâ’da bir haber de: “İşler de şaşırdığın zaman kabir ehlinden yardım isteyiniz bu haberin sıhhati tespit edilmemiştir.” Yani böyle bir haber var ama bunun gerçek bir sahîh olduğuna dair elde delil yoktur. Elde delil kesin olmayan bir haberle de amel edilmez çünkü o habere başka kuvvetli haberler eğer karşı çıkıyorsa onunla amel edilmez. “Sabırla namazla Allah’tan yardım isteyin” bakın, ‘’Bakara Sûresi 153’’ işte Allah’tan yardım iste. Nasıl? “Sabırla namazla Allah’tan yardım isteyin”, doğrusu budur. Merhum Elmalı’da bura da (Rahmetullâhi Aleyh ve Mağfiratüh) buna işaret etmiştir.

 

İbn-i Âbidîn (Rahmetullâhi Aleyh) Reddi Muhtar da: Velî’ler yakınlıkta farklıdırlar. Yani Allah’ın veli kulları vardır ama dereceleri yakınlık dereceleri farklıdır. Ziyaretçinin menfaati de marifeti de ve sırları oranındadır bakın. Ziyaretçinin menfaati de marifeti de sırları oranındadır kitaptan faydalanma gibi kabir ziyaretinden de etkilenir kalbin incelmesi gaflet perdesini sıyırması ömrünü güzel amellerle geçirmek gibi faydalanabilir ama herkes kendi durumuna göre yakınlık derecesine göre faydalanır. Herkesin yakınlık derecesi bir değildir. Yalnız herkesin uyacağı kurallar şer-i kurallardır o kurallara uymalı bilmeyenler bilenlerden öğrenmelidir. Gâye yakîne ermektir, Râgıb, anlayışın sebatı ile nefsin sükûnudur demiş yakîn şeksiz ilimdir aynı zaman da ilmin sıfatıdır yakîn ilmin sıfatıdır yani şeksiz şüphesiz kesin ilimdir ki Kur’an-ı Kerim’in âyetleri sahîh mütevâtir sünnetler kesindir. İlmel yakîndir şeksiz şüphesizdir. Onun için İslam’ın aslî delilleri kitap sünnet icmâ ümmet kıyas-ı fukahâ bunları iyi kavramalıdır.

 

Dakika 5:18

 

Malumun sıfatı müteyakkan şüphesiz bilinen ölümünde bakın ismidir ölüm kesin yakın bir bilgidir tam kesindir herkes öleceğini bilmesi kesin bir ilimdir. Ölümü bilmek öleceğini kesin bilmesi yakîndir yani tam kesin şüphesiz bilgidir marifetin dirâyetin benzerlerinin üstündedir bakın marifetin dirâyetin benzerlerinin üstündedir. Ne? Yakîn, bunu Râgıp yakini böyle anlatıyor. İlmi yakîn denilir ki, bu kesin bilginin adıdır sağlam bir iş demektir, Seyyid, şeksiz şüphesiz ilim yakîn öyledir başka türlü olmaz yani mesela ölüm öleceksin bunun başka türlü anlamı yoktur illâ öleceksin vaktin saatin gelince illâ öleceksin. Yani yakîn o öyledir başka türlü olmaz. Melekleri görmesi ile mesele kişi cana kuruldu ölüyor gözünden perde kalktı melekleri görmesi ile ölümü bilmesi bu aynel yakîndir. Bak, ilmel yakîn ’den aynel yakîne geçmiştir, öldüğü andaki bilişte hakkal yakîndir çünkü gerçekten ölmüştür hakkal yakîn ölüm vuku bulmuştur bu da hakkal yakîn yakînin bizzat kendisidir. İlerisini kesin bilseniz bakın, bura da Levin cevabı hazfedilmiş burada da ittifak vardır. Diyor ki; İlerisini kesin bilseniz öyle yapmazdınız, kesin ilimle bilseniz niye nice iyi amel işlerdiniz bu da tahkik ehlinin tercihidir. Kur’an-ı Kerim’e kesin îmân gerektiğine göre kesin de ilmel yakîn olduğuna göre Müslümanın Kur’an-ı Kerim’in emirlerine göre amel etmesi kaçınılmazdır mutlaka ilâhî emirler kesin olan Kur’an-ı Kerim’in yakîn ilmi ve o kesin emirler yerine getirilmelidir. Bu da senin îmânının gücüne bağlıdır. Burada âlimlere tehdit de vardır gururu terk etmedikçe yakîn hâsıl olmaz. Bir adam da gurur varsa yakîn olmaz onda kesin bilgi de olmaz ilmine îmân ve Amel-i Sâlih lâzımdır. Yani ilme îmân ve amel lâzımdır ilmi ile amel edenin ilmi ilimdir. Misal yolcular karanlık yerden geçmişler geçerken taşlardan zahmet çekmişler, birçokları bir an evvel gidelim diye geçip gitmişler, bazıları o taşlardan ceplerine torbalarına koymuşlar karanlıktan çıkınca bakmışlar ki, o taşlar cevahir çok kıymetliymiş o zaman her ikisi de hasret nedâmetle ah çekmişler. Şimdi o taşlardan alanlar niye daha çok almadık diye ah çekmişler, almayanlar da niye almadık diye ah çekmişler ve gam yemişler.

 

Dakika 10:18

 

Çırpınıp dövünmüşler kıyâmet ehlinin durumu da buna benzer. Gençler ey kıymetli gençler! Yakîn ilmine çalışmalıdır yakîn ilmine çalışın ey gençler! Aydınlık buradadır, buradadır, dünya eğlenecek yer değil istikbal geçicidir sırat çok tehlikelidir, sırat köprüsü çok tehlikelidir. Yakîn ilim elde etmeye bakınız ey gençler duyduk duymadık demeyin! Bugün gençlere kurulmuş nice tuzaklar var. Ey yakîn ilmi ile donanmış gençler! O tuzaklar size zarar vermez yakin ilmini elde eder îmânla amel ederseniz. Yakîn ilmine çalışınız aydınlık buradadır dünya eğlenecek yer değil istikbal geçicidir sırat köprüsü çok tehlikelidir. Tekasür Sûresini doğru okuyun doğru keşfedin. hakkal yakîn bilen biliş bilinen gören görüş görünen cehenneme girmekle olur Allah korusun kimi görecek cehennemi kimi de içine girecek. Herkes aklını başına alsın! Hayat, sıhhat, afiyet bir yudum su eğer tat alınan her nimeti içerecek her nimetten hesaba çekilecek ve sorulacaktır insanoğlu her nimetten hesaba çekileceksin her nimetin hesabını vereceksin. Tat alınan her nimeti içermektedir ki, hayat nimeti sıhhat nimeti afiyet nimeti bir yudum su da olsa her nimetten hesaba çekileceksin sorulacaksın. Oyun ve gafletle dinden görevden alıkoyanların vay hâline! Oyun oynuyor gaflete düşmüş Allah’a olan görevlerini farzları vacipleri sünnetleri yerine getirmiyor. İşte bunlar seni dünyadaki oyun eğlenceler dinden görevinden alıkoyanlar bu dinine engel olanlar başına iş açmışlardır derhâl paçanı kurtar. Keşşâf bütün himmeti lezzetlerini elde etmeye sarf edilmiş olan ancak hoş yemek yumuşak giyinmek vakitlerini oyun ve eğlence ile geçirmek için yaşayanlar ilim ve amele önem vermeyenler nefsine görevin zorluğunu yüklemeyenlerdir ki bunlar çoktan dâvâyı kaybetmişlerdir. Bunlar derhâl tövbe etmeli hakîkate sarılmalıdır. İlim ve amel için ondan kuvvet alan mesela adam yiyor içiyor ama Allah yolunda sarf etmek için enerjisini orada tüketmek için işte şükrüne çalışanlar hâriç demiştir bu haberi de Zemahşerî beyân etmiş.

 

Yine Sevgili Peygamberimiz’den; “Bizi doyuran suya kandıran ve Müslümanlar olarak yaratan Allah’a hamdolsun.”

 

Dakika 15:07

 

Demiş Peygamber Efendimiz Sahiîh-i Müslim’in rivâyetinde ve diğerlerinde ( Elhamdülillâhillezî et’amenâ , vesegânâ,ve cealenâ minel müslimîn).“Bizi doyuran suya kandıran ve Müslümanlar olarak yaratan Allah’a hamdolsun.” Dinden gaflet eden kâfirler görevini yapmayan gafil fâsık mü’minler de dâhildir. Görevini yapmayan Müslümanın da başından bela eksik olmaz dünyada mezarda mahşerde. Sizi oyalayan nimetler dünyası dininden alı koyanlardır. Bir adamı dünyası dinine engel oluyorsa işte sizi oyalayan nimetler onlardır. Dünya dinine engel olursa o dünya başına belâ olur dinine Allah’a kulluğa engel olmamalıdır kâfirlere mahsus diyenler olmuş. ‘’Sebe Sûresi 17’de’’ “Nankör cezâlanır” buyuruyor Cenab-ı Hak, diğer bir kısmı ise hitap kâfirlere mü’minlere aittir fâsık sâlih tüm insanlara aittir demişlerdir. Yani sadece kâfirlere değil fâsık mü’minlere de bakın bura da bu tehlike haber verilmiştir.

 

Kıymetli dostlar,

 

Yine Tirmizî’nin Abdullah Bin Zübeyr ’den o da babasından naklettiği haber de; Hangi nimetlerden? Diye sorulmuş. Kime? Sevgili Peygamberimize. Peygamberimizden alınan cevap şudur; (İnnemâ hümel esvedâni kemru vel mâu) o iki siyahtan ibâret su hurma. Bakın, yani yediğiniz hurmadan da içtiğiniz sudanda sorulacaksınız hesaba çekileceksiniz. ‘’Buhârî Müslim ve diğerleri’’ (Emâ ennehü seyekûnü) muhakkak bu olacak hesaba çekileceksiniz. Ebû Hûreyre’den gelen haber de: “Sıhhat vermedik mi soğuk suya kandırmadık mı?” Bakın, diyor Cenab-ı Hak. Tirmizî, buna garip demiştir. Hz. Ömer’den gelen haberde de: “Memleketimizden çıkarıldık neden sorulacağız?” Diye bir sual ortaya atılınca meskenlerin ağaçların çadırların gölgeleri sıcak günde içtiğin soğuk sudan buyurdu ve hesaba çekileceksiniz buyurdu Peygamberimiz. Herkes hazırlansın her nimetin bir hesabı var. Yine

 

Tirmizî, İbn-i Mâce ’den gelen haber de: “Yurdunda emniyete bedeni afiyette gününün azığı yanın da olana dünya onun olmuş gibidir.” Bakın, burada da eğer için de bulunduğun ortam emniyette ise bu nimettir, hesaba bunun hesabını verirsin bedenin afiyette ise görevini yapmalısın şükrünü edâ etmelisin.

 

Dakika 20:00

 

Hesabını vereceksin, günün azığı yanın da olana bir günlük yiyeceğin varsa dünya onun olmuş gibidir diye Peygamberimizden bu haber nakledildi. Bir genç Müslüman olmuştu, Efendimiz (A.S.V)  Tekasür Sûresini de ona öğretmişti bir kadınla evlendirdi gerdeğe girince bakın bu genç büyük çeyiz birçok nimet görünce bu genç çıkıp gitti. Sebebini sorunca; Nimetlerden sorulacaksınız diye öğretmedin mi? Dedi bu genç. Bunların şükrünü ben nasıl edâ ederim? Dedi çekti gitti. Bir fakir sormuş ben de nimet var mı? Diye sormuş. Bakın, cevap şu; (Zıllünnaleyn mâun bâridün) gölge var gölgede misin? O gölgenin de bir nimet olduğunu ondanda hesaba çekileceksin ayağındaki nalin yok mu? Tamam, o da nimettir hakkını vermedikçe hesaba çekilirsin. Soğuk su içmiyor musun? Buyurdu. Bunların hakkını ver de o hesapta berat et her nimetten hesaba çekileceksin her nimetin hesabını vereceksin. Gölge 2 nalin soğuk su buyurdu.

 

Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâi, İbn-i Mâce ve diğerleri Sevgili Peygamberimizden bir rivâyette: Ebû Bekir, Ömer açlıktan çıkmışlardı bir gün birlikte Ensar’dan birine gittiler. Vardılar evinde yok o Ensâr’ın hanımı buyurun merhaba dedi, su almaya gitti. Derken, Ensârî geldi Elhamdülillah dedi benden şerefli misafiri olan yok dedi hemen hurma dalı getirdi koruğu da hurması da vardı. Buyurun dedi Sevgili Peygamberimize ve yanındaki o kıymetli Ashâbına ikrâmda bulundu, hemen bıçağı aldı bir koyun kesti. Efendimiz (A.S.V) sağılır kesme dedi, yediler içtiler, Efendimiz (A.S.V) yemin ederek: “Canım kudret elin de olan Allah’a yemin olsun ki ve buyurdu ki, bundan sorulacaksınız.” Yani şu yediğiniz içtiğiniz nimetlerden hesaba çekileceğiz dedi, Peygamberimiz. Tabii her nimeti yemeli içmeli ama Allah yolun da sarf etmeli yoksa bunun hesabını veremezsin. İbn-i Hibbân, İbn-i Merdiyye, İbn-i Abbâs’tan gelen haber de: “Bu Ensârî Ebû Eyyub El-Ensârî’dir onun evine gittiler. Sadece haber de öbüründe koyun kesti derken bu haber de oğlak kesti ve Fâtımâ’ya yetiştir o günlerdir böylesini tatmadı. Gözleri yaşardı sorulacaksınız dedi Bismillah deyin doyunca (Elhamdülillahillezi eş ba’na ve en’ame aleyna ve eftale) hamdolsun Allah’a ki bizi doyurdu nimetler verdi ve lütfu ile ihsan buyurduğu deyiniz bu ona yeterlidir buyurdu. Bunu da Suyûtî nakletmektedir.

 

Dakika 25:33

 

Şükredenler kurtulur denmiştir. Şükür nedir? Gerçek îmân, Amel-i Sâlih, Allah’a itaat olacak isyân olmayacak nimetleri Allah yolun da kullanacaksın.

 

Râzî; Nimetler O’na isyâna değil itaatine sarf edilmek vaciptir. Bakın, Râzî’nin beyânında Tirmizî’ye dayanan bir haber de ne diyor; “Nimetler Yüce Allah’a isyâna değil itaatine sarf edilmek vaciptir herkes dâhildir buna soru da hepsinden sorulur.” Tirmizî bu haberi veriyor Râzî naklediyor. Yine Tirmizî’nin haberinde; Kişi ömründen sorulacak, ne ile yok ettin bu ömrünü nerede tükettin diye mahşer de sorulacak? Gençliğinden sorulacak. nerede çürüttün bu gençliği, malından sorulacak nereden kazandın nereye sarf ettin? İlminden sorulacak onunla ne yaptın? Bundan sorulmadan bunlardan sorulmadan mahşer de yerinden kımıldamaz, kımıldayamaz, kımıldatmazlar bunların hesabını vereceksin her nimet buna dâhildir. Kâfir azarlanır mü’min şereflenir şükür ve itaat etmiştir işte soruya karşı cevap böyle verildi Râzî bunu böyle anlattı. Bakın, kâfir azarlanır mü’min şereflenir. Mü’min ne yaptı? Rabbisine şükür de bulundu itaatte bulundu. Sorumluluk herkes içindir her kul Allah’ın kuludur sorumludur. Efendimiz (A.S.V) Ebû Bekir, Ömer’in ve emsalinin fakirliği açlığı zarûrî değildir isteğe bağlıdır bütün ellerindekini Allah için ümmetin ihtiyaçlarına sarf etmekten zevk duyuyorlar haz duydukları içindir ki isteğe bağlı fakirlik ile kerem ve sabır halleriydi. Yani Peygamberimizin fakirliği bütün varlığını Allah yolunda ümmetine harcıyordu Ömerler Ebû Bekirler de böyle idi bunlar isteğe bağlı fakirliktir. Yoksa onlar ellerine geçeni eğer tamamen Allah yolunda ümmete harcamasalardı onlar zengin yaşarlardı ama isteğe bağlı olarak faziletinden dolayı ellerine geçen malı mülkü tamamen ümmetin ihtiyaçlarına harcadılar bu isteğe bağlı bir fakirliktir yoksa bunların hiçbiri fakir değildir. Fakir kimdir? Fakir kula muhtaç olur Allah’a ihtiyacı da arz etmez bu tam fakirdir tam takırdır. Gerçek zengin ve gerçek fakir kimdir?

 

Dakika 30:00

 

Allah’a ebedî muhtaç olan muhtaç olduğunu bilen hâlini Allah’a arz eden Allah’a karşı ebedî fakirdir Allah’ın nimetleri ile de ebedî zengindir. Bunlar kullara karşı da ebedî zengindir kullara karşı bunların bir beklentisi yoktur. Bunlar her hâlini hâcetini Allah’tan isterler.

 

Kıymetli dostlar,

 

Durum anlaşılmıştır, Bakara Sûresi 173’de: “Zarûret hâlinde günah kaldırılmıştır sorumluluk da o ölçüdedir.” Zarûrî mesele olan ev bir zaruretten bir evin olacaktır belini kuvvetlendiren bir ekmek kırıntısı gölgelendireceği bir çatı avret yerini örten elbiseden başka neyiniz varsa hesaba çekilir ve hesaba çekilir sorgulanırsınız ancak bu adı geçenlerden sorgulanmasını demiş. Bu da zarûrî ev belini kuvvetlendiren bir ekmek kırıntısı gölgeleneceği bir çatı avret yerini örten elbiseden sadece bu kadarından sorgulanmazsınız diye bir haber vardır Tirmizî’nin rivâyet ettiği bir haberdir. Ölüm ansızın gelip malından evladından tüm dünyadan ayırır seni alır götürür seni köşkten saraydan mezara indirir mezara kabre nakleder, kabir amellerin günahların sandığı demektir. Günahların sandığı deposudur mezar mühim olandan seni alıkoyanlar işte bu lehv gaflet oyalamak aldanmak dünya sevgisi dünyanın geçici sahte güzellikleri ve dünya nimetleri seni aldatmasın, bunları Allah yolun da kullan. İbn-i Abbâs kellâ kabir azâbını göreceksiniz diye keşfetmiştir, nakletmiştir bu haberi. (Sümme kellâ) da âhiret azâbıdır. Bakın, (kellâ’da) kabir azâbını (Sümme kellâ’da) da âhiret azâbını bize göstermişlerdir. Bildiğimi bilseydiniz diyor Sevgili Peygamberimiz, az güler çok ağlardınız. Bu haberi de Buhârî Şerif naklediyor. En’am Sûresi 27’de: “Ateşin karşısında onları bir görsen cehennemi mutlaka göreceksiniz.” Emniyet sağlık yeme içme giyme atma ve zevk alınan her nimetten de sorumlusunuz hesaba çekileceksiniz. Efendimiz (A.S.V), canım kudret elinde olan Allah’a yeminle kıyâmette bu nimetlerden sorulacaksınız buyurmuş. Bu haberi de Müslim-i Şerif rivâyet etmektedir.

 

Şimdi dersimiz “Asr Sûresine” gelmiş bulunmaktadır.

 

Dakika 34:33

 

(Visited 79 times, 1 visits today)