İslam Tarihi Ders 11
İslam Tarihi Ders 11
Çok kıymetli ve muhterem izleyenler. Dersimiz tarihten ibrahim (a.s) ın çağındaki olaylar ve Hud’un çağındaki hükümdarlar ile ilgili ki bunlar genelde Acem Şahlarıdırlar. Hz.Nuh ile Hz.İbrahimin arasında ancak Hz.Hud ile Hz.Salih Peygamber olarak gönderilmişlerdi. Hz.İbrahim (a.s)’ın nesep şeceresi İbrahim bin Tarah bin Nahur bin Saruh bin Ervu bin Falağ bin Gabir bin Şalah bin Kaynan bin Erfahşet bin Sam Sam bin Nuh (a.s) dır. (Efendim) Yüce ALLAH (c.c) Hz.İbrahim (a.s)ı topluma (efendim) huccet kullarına elçi olarak göndermek isteyip te onun dünyaya gelme zamanı yaklaşınca, müneccimler Nemrudun huzuruna gelerek: ‘Biz senin şu beldende şu yılın şu ayında İbrahim adında bir çocuğun doğacağını biliyoruz. O sizin dininizi terk edecek ve putlarınızı da kıracak. Evet sevgili dostlarımız, böyle dedi müneccimler nihayet müneccimlerin haber verdikleri yıl gelip çatınca Nemrut bütün hamile kadınları yanında hapsetti ancak Hz.İbrahim in annesinin gebeliği belli olmadığından onun hamileliğinin farkına varamadılar. Cenab-ı Hak herşeye Kadir bu yüzden onu hapsetmedi hatta Nemrut o yıl içinde doğan bütün erkek çocukları boğazlayıp öldürmüştü. Hz.İbrahim’in annesi doğum sancısını hissedince geceleyin evinden çıkarak kendisine yakın olan bir mağaraya geldi ve çocuğu İbrahim (a.s) ı o mağarada doğurdu. Yeni doğan çocuk için yapılaması lazım gelen şeyleri yaptıktan sonra mağaranın ağzını kapatıp hemen evine geri döndü. Bundan sonra Annesi oğlu İbrahim in (efendim) ne halde olduğunu görmek için onu sık sık yokluyordu. Hz.İbrahim başkalarının bir ay içerisinde gösterdiği gelişmeyi bir günde gösteriyordu. Annesi mağaraya geldiği vakit YÜCE ALLAH onun rızkını baş parmağının içersinde kıldığı için onu baş parmağını emer bir vaziyette hep sağlıklı sağ salim buluyordu. Hz.İbrahim’in babası Azer bir gün hanımına gebeliğinin durumunu sormuştu oda bir oğlan çocuğu doğurdum fakat öldü demiş kocasıda onun bu sözünü tasdik edip inanmıştı. Rivayet edildiğine göre Azer İbrahim’in doğduğunu biliyordu fakat hükümdar Nemrudun bu hadiseyi unutmasına kadar İbrahim’in doğdununu saklamıştı hatta birgün Azer: ‘Benim bir oğlum var fakat ben onu sakladım eğer ben onu meydana çıkarırsam Hükümdar tarafından ona bir zarar gelmesinden endişe duyarmısınız?’ diye sordu. Azer’in arkadaşları ise: ‘Hayır onun hakkında bir endişemiz yok diye cevap verdiler. Bunun üzerine Azer oğlu İbrahim’i mağaradan çıkardı İbrahim mağaradan çıkınca hayvanlarla diğer yaratıkları gözden geçirip süzdü. O bundan önce anne ve babasından başka hiçbirşey görmemişti. Bu yüzden babasına gördüklerini soruyordu.(06:01)
Babasıda ona şu deve, şu sığırdır gibi cevaplar veriyordu bu arada İbrahim (a.s) bu yaratıkların bir Rabbi olması lazımdır dedi. İbrahim’in mağaradan çıkışı güneşin batışından sonraya rastladığı için başını kaldırıp göğe baktı ve muşteri Jüpiter yıldızını gördü. İbrahim (a.s) işte bu benim RABBİM dir dedi. Yıldız çok geçmeden kayboluncada ben batmak suretiyle kaybolan RABBI sevmem dedi. İbrahim’in mağaradan çıkışı ayın sonuna rastladığı için ayı görmezden önce yıldızı muşteri görmüştü. Rivayet edildiğine göre Hz.İbrahim onbeş aylık iken düşünmeye başlamıştı. Bir ara İbrahim (a.s) mağarada iken annesine beni mağaradan dışarı çıkarda bir bakayım demişti. Bunun üzerine annesi onu mağaradan dışarı çıkardı fakat çıkış zamanı akşam vaktine rastladığı için o yıldızı yani muşteri gördüğü göklerle yerin yaratılışını düşündü. Yıldız hakkında ise yukarda bahsi geçen sözleri söyledi bundan sonra Ay ı doğan halde görünce RABBİM işte budur dedi fakat oda batıp kaybolunca eğer RABBİM beni hidayete ulaştırmazsa mutlaka sapanlardan olurum dedi. Buda (Enam suresi ayet 77) de bildirilmektedir. Nihayet gün aydınlanıp güneş doğunca İbrahim (a.s) güneşi o ana kadar gördüklerinden daha büyük ve Nurlu buldu bunun üzerine o işte RABBİM budur bu hepsinden büyüktür dedi. O da kaybolup batınca: ‘Ey kavmim ben sizin ALLAH’a eş tuta geldiğiniz şeyden kattiyen uzağım dedi. Buda (Enam suresi ayet 78) de buyruluyor. (08:48)
Bundan sonra Hz.İbrahim kavminden uzaklaşmış ve RABBI nı tanıyıp öğrenmiş olarak Babasının yanına döndü fakat onlara bunu duyurmadı ayrıca annesi İbrahim’e kendisini nasıl saklayıp gizlediğini haber verdi ve İbrahim buna çok sevindi. Onlar bayram yerlerine çıktıkları zaman İbrahim (a.s) bu sözünü (efendim) hastalığını söylemişti ve onlarla birlikte bayrama çıkmamıştı. İşte bu sırada tek başına putların yanına gelen İbrahim: ‘ALLAH’a yemin ederim ki siz arkanızı dönüp gittikten sonra ben putlarınıza elbette bir tuzak kuracağım. Buda (Enbiya suresinin ayet 51) de bildirilmesi üzerine Hz.İbrahim in bu sözünü arkada kalanlarıyla zayıfları duymuşlardı. Bundan sonra İbrahim putların yanına geri döndü putlar ise büyük bir puthanenin içersinde bulunuyorlardı ve yan yana dizilmişlerdi hatta puthanenin kapısına kadar bu putlar büyükten küçüğe doğru sıralanmışlardı. Bu arada onlar bayram yerine çıkmazdan önce ilahları olan putlarının önlerine yemekler hazırlayıp bırakmışlardı ve bayram yerinden döndüğümüz vakit ilahlarımız bu yemekleri takdis etmiş olurlar bizde takdis edilmiş bu yemekleri yeriz demişlerdi. İbrahim (a.s) putların önlerindeki yemeklere bakarak onlara;: ‘Ne duruyorsunuz yemeyecek misiniz?’ Bu da (Saffat suresi ayet 91) de bildirilmektedir. İbrahim (a.s) cevap alamayınca: ‘Ne oluyor size de konuşmuyorsunuz.’ Buda (Saffat suresi ayet 92) de. Bu şekil seslendi putlara İbrahim (a.s) bundan sonra o gizlice sağ eliyle bir vurup onları kırdı.Bu da (Saffat suresi ayet 93) de bildiriliyor. Hatta İbrahim (a.s) eline almış olduğu baltayı (efendim) bütün putları bu baltayla kırdı ve sağlam bıraktığı en büyük putun eline baltayı bırakıp oradan ayrıldı. Nihayet bayram yerinden dönen ahali o putperest toplum putların başına gelen bu hali görünce korktular ve bunu büyük bir hadise sayarak bunu bizim İlahlarımıza yapan kimse zalimlerdendir dediler. (Enbiya suresi ayet 59) da bildiriliyor bu da. Bu arada onlar İbrahim adında bir gencin İlahlarımızı putlarımızı diline doladığını duyduk dediler. Buda (Enbiya suresi ayet 60) da bildirilmektedir.(13:00)
Ondan başkasından böyle birşey duymadık herhalde bunu İlahlarımıza o yapmıştır dediler. Putların kırıldığı haberi Nemruda ve ahalinin ileri gelenlerinde duyrulduğu zaman onlar o halde onu halkın gözünün önüne gitirin ki bizim onu ne gibi cezalara çarptıracağımızı toplum görmüş olur. Buda (Enbiya suresi ayet 61) de bildirilmektedir. Bazı müfessirler ayette geçen halk görmüş olur cümlesini Nemrud un ve ileri gelen kişilerin İbrahim’in delilsiz ve şahitsiz bir şekilde yakalanıp getirilmesini hoş görmediklerinden halkın onun aleyhine şahitlik yapmaları umulur tarzında tefsir etmişlerdir. Hz.İbrahim yakalanılıp getirilip halk hükümdarları Nemrud un yanında İbrahim (a.s) için toplanınca onları: ‘Ey İbrahim İlahlarımıza sen mi bu işi yaptın diye(Enbiya suresi ayet 62) de Sordular. Hz.İbrahim de: ‘Bu işi onların şu büyüğü büyük put yapmıştır. O halde konuşuyorlarsa bunu onlara sorun. (Enbiya suresi ayet 63)de buyruldu. Hatta İbrahim (a.s) onlara büyük putun hepsinden daha büyük olmasına rağman kendisiyle birlikte kendilerine tapılan büyük putlara kızarak onları kırdığını söyledi. Bunun üzerine onlar putları kırma konusunda İbrahim’e isnat ettikleri suç iddasından vazgeçerek kendilerine döndüler ve İbrahim i buraya getirmekle zulmettik bizde onun söyledikleri gibi düşünüyoruz dediler. Sonra onlar putların zarar ve faydalarını olmadığını kırmak gibi bir kudrete sahip bulunmadıklarını öğrendikten sonra Hz.İbrahim’e: ‘Andolsun ki bunların söz söylemediklerini sende bilirsin dediler. Buda (Enbiya suresi ayet 65) O halde ilahlarınıza bunu yapanın kim olduğunu bize haber verki sana inanalım dediler. Hz.İbrahim’in onların aleyhine hüccet getirmesi sadedinde YÜCE ALLAH (c.c) sonra yine onlar eski kafalarına döndürüldüler. Buda (Enbiya suresi ayet 70-65) de buryruluyor.(16:27)
Bunların söz söylemediklerini sende bilirsin. (Enbiya suresi 65) de demeleri üzerine Hz.İbrahim: ‘Öyleyse ALLAH’ı bırakıpta size hiç birşeyle ne fayda vene de zarar verecek olan putlara mı tapıyorsunuz size ve ALLAH’ı bırakıpta tapmakta olduğunuz putlarınıza yazıklar olsun hala aklınızı başınıza gelmiyecek misiniz’ dedi İbrahim (a.s). Buda (Enbiya suresi ayet 66-67) de bildirilmektedir. Bundan sonra Nemrud İbrahim’e ‘Taptığın ve başkalarınıda tapmaya davet ettiğin İlah nasıl bir şeydir’ diye sordu. Hz.İbrahim benim RABBİM öldürür ve diriltir (Bakara suresi ayet 258) de buyruluyor ki bu cevabı verdi İbrahim (a.s). Bunun üzerine Nemrud: ‘bende öldürür diriltirim’ dedi. Hz.İbrahim: ‘bu nasıl olur? dedi. Nemrud: ‘Ölüme mahkum olmuş iki kişiyi yanıma çağırırım bunlardan birisini öldürürüm böylece onu öldürmüş olurum diğerini ise affederim onuda diriltmiş sağ bırakmış olurum dedi. Bunun üzerine Hz.İbrahim ALLAH güneşi doğduğu yerden getiriyor haydi sende onu batıdan getir dedi. Buda (Bakara suresi ayet 258) de yine Hz.İbrahim in bu sözü karşısında Nemrud tutulup kaldı ve ona hiçbir şekilde cevap veremedi işte bundan sonra Nemrud ve adamları Hz.İbrahim in öldürülmesine karar verdiler ve aralarında –Onu yakın bu suretle ilahlarınıza yardım edin buda (Enbiya suresi ayet 68) de diye böyle konuştular Nemrud ve adamları. Abdullah bin Ömer (R.a) Hz.İbrahim in ateşe atılarak yakılmasını ilk tavsiye eden kişinin Farslardan göçebe bedevi birisinin olduğunu söylüyorlar kendisine Farslarında bedevileri var mıdır? diye sorulduğunda evet onlarında bedevileri vardır bunlar kürtlerdir diye cevap vermiştir tabi ozamanın putperst kürdü Müslüman kürtler bunun dışında. Rivayet edildiğine göre bu kürdün adı Hezyen idi bu kişiyi yer yuttu ve kıyamete kadar da yerin tabanına doğru inmeye devam edecektir. Bu İbn-i Ömer’den gelen bir haberdir bunlar. Nemrud un emri üzerine her çeşit ağaçtan odunlar toplanmaya başlandı hatta İbrahim (a.s) ın memleketinden bir kadın dileklerine ermek ve dininden sevap kazanmak maksadıyla Hz.İbrahim in yakılması için hazırlanan ateşe odun toplamak için adak yapmıştı. Hz.İbrahim’i bir an evvel yakmak istiyorlardı Hz.İbrahim i ateşe atmak istedikleri zaman onu ateşin yanına getirdiler toplanan odunları öyle tutuşturdularki üzerinden uçan kuş ateşin sıcağından ve şiddetinden yanarak yere düşüyordu. Nihayet onlar Hz.İbrahim i ateşe atmak üzere toplandıklarında İnsanlar ve Cinler hariç yer gök ve bunların üzerinde bulunan bütün yaratıklar hep bir ağızdan feryad ederek Ey RABBİMiz yeryüzünde İbrahim’den başka kulluk eden kimse yok oda uğrunda ateşe atılıp yakılacak bize izin ver de İbrahim in yardımına koşalım diye ALLAH’a yalvardılar. Bunun üzerine YÜCE ALLAH (c.c) eğer o sizden yardım isterse dileyen ona yardım etsin eğer benden başkasını yardımına çağırmaz ise ben onun yardımcısıyım buyurdu Cenab-ı Hak nihayet Hz.İbrahim i ateşe atmak üzere binanın tepesine çıkardıklarında o başını göğe kaldırıp: ‘Ey ALLAHım sen yerde de göktede teksin! ALLAH bana kafi, ve o ne güzel vekildir’ diyerek dua etti. Hz.İbrahim ateşe atılmazdan önce bağlı bir vaziyetteyken Cebrail (a.s) kendisine göründü ve: ‘Ey İbrahim bir ihtiyacın var mı?’diye sordu. Hz.İbrahim ise sana ihtiyacım yoktur diye cevap verdi. Bundan sonra onalar Hz.İbrahim i ateşe fırlattılar bu esnada YÜCE ALLAH (c.c) ateşe: ‘Ey Ateş İbrahim’e karşı serin ve selamet ol Cenab-ı Hak ateşe böyle hitapta bulundu. Bu da (Enbiya suresi ayet 69) da buyrulmaktadır.(23:55)
Bir riyavete göre ateşe bu şekilde seslenenin Cebrail (a.s) olduğu da söylenir. Eğer soğukluk ve serinliği selamet takip etmemiş olsaydı İbrahim (a.s) bu defa ateşten meydana gelen serinlikten soğuktan ölmüş olacaktı fakat hem serinlik, hem de selamet ortaya çıktı. Hatta İlahi hitap karşısında o gün yeryüzünde bulunun bütün ateşler hitapın kendilerine olduğunu sanarak sönmüşlerdi. Ayrıca YÜCE ALLAH (c.c) Hz.İbrahim’in suretinde Gölge Meleğini gönderdi ve bu Melek gelerek ateşin içerisinde bulunan İbrahim ile ünsiyet etmek için onun yanına oturdu. Bundan sonra Nemrud ateşin İbrahim i yakıp kül ettiği kanaati hasıl oluncaya kadar günlerce bekledi hatta Nemrud bir ara ateşe baktığında odunların yanmakta olduğunu, İbrahim’in ise kendisi gibi birisi ile ateşin içerisinde oturmakta olduğunu gördü bunun üzerine Nemrud kavmine: ‘Ben İbrahim’i sağ vaziyette diri gibi gördüm onun durumu bana karışık geliyor hemen benim için ateşi yukarıdan görebileceğim yüksek bir bina yapın’ dedi. Nemrudun adamları hemen onun için bir bina yaptılar ve o binanın üzerine çıkıp bakınca İbrahim’i kendisine benzer birisiyle ateşin içersin de oturur vaziyette gördü hatta Nemrud İbrahim e seslenerek: ‘Ey İbrahim ALLAH’ın okadar büyükmüş ki İzzet ve Kudreti seninle şu gördüğüm durum arasına girdi, yani sana zarar verdirmedi. Acaba ateşten çıkmaya gücün yeter mi? diye sordu. İbrahim evet ateşten çıkmaya da gücüm yeter diye cevap verdi.(26:51)
Nemrud ateşin içersinde kaldığın taktirde onun sana zarar vermesinden korkarmısın diye sorunca İbrahim (a.s) hayır korkmam diye karşılık verdi. Hz.İbrahim ayağa kalktı ve yürüyerek ateşin içinden dışarı çıktı. İbrahim (a.s) ateşten dışarı çıkınca Nemrud ona: ‘Ey İbrahim yanında gördüğüm sana benzeyen adam kimdi’ diye sordu.
İbrahim (a.s: ‘ benimle ünsiyet etmek için RABBİM in bana gönderdiği Gölge Meleğidir’ diye cevap verdi. Bunun üzerine Nemrud İzzet ve Kudretini yalnız ona kullukta ısrar ettiğim için sana yaptıklarını gördüğümden senin ALLAH ına kurban takdim etmek istiyorum dedi. İbrahim (a.s) ise sen kendi dinine putlara bağlı kaldıkça ALLAH senin takdim edeceğin kurbanı kabul etmez dedi. Nemrud Ey İbrahim saltanat ve mülkümü bırakmaya gücüm yetmiyor dedi ve dörtbin sığır kurban kesti İbrahim’i kendi haline bıraktı. YÜCE ALLAH ta İbrahim i Nemruddan korudu. ALLAH (c.c) Hz.İbrahim’e yaptıklarını görünce kavminden bir grup kimse Nemrud ve cemaatinden korkmalarına rağmen İbrahim (a.s) ın davetine icabet ederek iman ettiler Müslüman oldular. Hz.İbrahim’in kardeşinin oğlu olan Lut (a.s) Lut bin Haran da iman edenler arasındaydı. İbrahim (a.s) ile Haran’ın üçüncü kardeşleri ise Tarah yani Azer’in oğlu Nahur idi Nahur da Bekvinin babasıydı. Bekvin ise Laban ile Hz.İbrahim in oğlu İshak ın Hanımı ve Hz.Yakup’un Annesi olan Rabeka’nın Babalarıydı Laban da Hz.Yakup’un hanımları olan ile Rahil ile Liya nın Babalarıydı. Ayrıca Hz.İbrahim e Amcasının kızı Sare’de iman etmişti. Sare ise Hz.İbrahim in Amcası olan büyük Hara nın kızıydı. Bir Rivayete göre Sare Harran hükümdarlarının kızıydı ve İbrahim (a.s) ile birlikte ALLAH a İman etmişti.
Evet Sevgili Dostlarımız, İNŞAALLAHUTEALA bir sonraki dersimizde de bu İman eden Müslümanların İbrahim (a.s) ile olan hicretlerini dile getirmeye çalışacağız İNŞAALLAH U TEALA.(31:03)