İslam Tarihi Ders 13
İslam Tarihi Ders 13
Çok kıymetli ve muhterem izleyenler, İslam Tarihinden keşif notlarımızla dersimiz devam ediyor.
Mekke-i Mükerreme’nin tam merkezinde Beyt-ül Haram yani Kabe-i Şerifin inşaası hakkında dersimiz buradan başlamaktadır. Rivayet olunduğuna göre bundan sonra Yüce Allah c.c) Hz.İbrahim’e Kabe-i Şerifi inşaa etmesini emretti. Fakat Hz. İbrahim Kabe-i Şerifin inşaa edileceği yer hususunda sıkıntaya düştü. Bunun üzerine AllahuTeala ve Tegaddes Hz. (c.c) rehberlik etmesi için ona sekine denilen, kıvrıla kıvrıla hareket eden ve yumuşak esen iki başlı bir rüzgar gönderdi. Hz. İbrahim sekineyle birlikte hareket etti. Sekine bugünkü Kabe-i Şerifin bulunduğu yere gelince, kalkan veya buna benzer bir şekilde kıvrılıp durdu. Bunun üzerine Hz. İbrahim’e sekinenin elip durduğu yere Kabe-i Şerifi inşaa etmesi emredildi. O da bu emre uyarak Kabe-iŞerifi buraya inşaa etti. Zaten Kabe-i Şerifin temelleride ordaydı. Diğer rivayette ise;Yüce Allah (c.c) Hz. İbrahim’e insan başı gibi başı olan ve buluta benzeyen bir varlık gönderdi. Ve o Hz.İbrahim’e hitaben: ‘Ey İbrahim Kabeyi benim büyüklüğüm veya gölgemin çevrelediği kadar yap. Fazla veya eksik yapma’ dedi. Hz. İbrahimde onun talimatına uygun bir vaziyette Kabe-i Şerifi yaptı. Bu iki görüş Hz.Ali (r.a) Hazretlerinden nakledilmiştir. Subti ise Hz. İbrahim’e Kabenin yerini gösterenin Hz. Cebrail (a.s) olduğunu söylemektedir.
Hz. İbrahim Mekke’ye hareket etti ve buraya geldiğinde oğlu İsmail’i buldu. İsmail (a.s) ise zemzem kuyusunun arkasında oklarını düzeltmekle meşgul idi. Hz. İbrahim oğlu İsmail’e hitaben: ‘ Ey İsmail, Allah (c.c) bana kendisi için bir ev yapmamı efendim) emretti’ dedi. Hz. İsmail’de babasına: ‘ Rabbine itaat et’ dedi. Hz. İbrahim oğlu İsmail’e: ‘Rabbim senin bana yardım etmeni emretti’ dedi. İsmail (a.s) ‘Ohalde bu emri derhal yerine getiririm’ karşılığını verdi. Bunun üzerine Hz. İsmail kalkıp iş başına geldi. Hz.İbrahim Kabe-i Şerif’in temelini yükseltirken oğlu İsmail’de kendisine taş veriyordu. Bu arada Hz. İbrahim oğlu İsmail’e: ‘Bana öyle güzel bir taş bulup getir. Ben onu insanlara bir işaret olsun diye ruknün üzerine koyacağım’ dedi. Bu esnada Ebu Kubeys dağı Hz. İbrahim’e bende bir emanetiniz var. Hacer-ul Esved var. Gelin alın!’ diye seslendi. Bir rivayete göre Hacer-ül Esvedi İbrahim (a.s)a haber veren Hz. Cebrail idi. Neticede Hz. İbrahim Hacer-ül Esvedi alıp yerine koydu. Hz. İbrahim ile oğlu İsmail Kabe-i Şerifin inşaasını sürdürürken şöyle dua ettiler. ‘Ey Rabbimiz bizden kabul buyur. Sen işiten ve bilensin’ Bakara suresi ayet 127 de buyrulduğu gibi. Bu şekil Allah’a yalvarıyorlardı.(5:15)
Kabe-i Şerifin yapısı yükselince yaşı ilerlemiş olan Hz. İbrahim taşları kaldıramaz olmuştu. Bu sebepten bugün Makam-ı İbrahim denilen taşın üzerine basarak taşları alıp inşaata devam ediyordu. Nihayet Hz. İbrahim Kabe-i Şerifi tamamlayıp bitirince Allah (c.c) ona insanları Hacca çağırmasını emretti. Bunun üzerine Hz. İbrahim: ‘Ey Rabbim ben sesimi onlara duyuramam’ dedi. Allah (c.c) Ona: ‘ Sen onları Hacca çağır sesini onlara duyurmak bize aittir’ buyurdu. Bu durum karşısında Hz. İbrahim: ‘Ey insanlar Allah (c.c) size Beyt-ül Atika yani Kabe-i Şerif’e gidip Hac yapmanızı farz kıldı’ diye seslendi. Hz. İbrahim’in bu sesini yer ile gök arasında bulunan herşey hatta babaların sulbünde, annelerin rahminde bulunan herkes duydu. Netice de iman edipte kıyamete kadar Allah’ın ilminde Hac yapmaları takdir edilen, tesbit edilen kimseler bu sese icabet ettiler ve: ‘ Ey Rabbimiz samimiyet ve imanla bu davetini kabul ediyoruz’dediler. (…) Bundan sonra Hz.İbrahim oğlu İsmail ve diğer müslümanlarla birlikte Telviye; Zilhiccenin 8.günü Mina’ya gelip 8. Günü Mina’ya gelip konakladı ve onlara öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kıldırdı. Geceyi Mina’da geçiren Hz. İbrahim onlara sabah namazını kıldırdıktan sonra Arafat’a hareket etti ve onlarla birlikte orada bir müddet kaldı, Vakfe yaptı. Güneş batı tarafına meyledince yani zeval vaktinden sonra öğle ve ikindi namazlarını birleştirerek kıldıktan sonra onlarla beraber bugün imamın durmuş olduğu Arafat’taki vakfe yerine geldi ve Berat denilen yerin üzerinde durdu. Güneş batınca Hz.İbrahim ve beraberindeki hacılar oradan kalkarak Müzdelife’ye geldiler.Hz.İbrahim burada onlara akşam ve yatsı namazlarını birleştirerek kıldırdı. Sonra Hz. İbrahim ve beraberindekiler geceyi burada geçirdiler. Tan yeri ağardıktan sonra onlarla birlikte sabah namazını kıldı ve ortalık aydınlanıncaya kadar Kuzah denilen yerde bekledi. Bundan sonra Hz.İbrahim beraberindeki müslümanlarla birlikte oradan ayrıldı ve onlara şeytanın nasıl taşlanacağına kadar olan Hac ile ilgili hususları bir bir gösterip öğretti. Hatta onlara kurban kesilen yeride gösterdi. Bu işlerden sonra bizzat kendisi kurban kesip, traş oldu ve tavafın nasıl yapılacağını da onlara gösterdi. Bundan sonra şeytanın nasıl taşlanacağını göstermek için Mina’ya döndü ve böylece Hac işlerini bitirip tamamlamış oldu. (09:50)
Hz.Peygamber (a.s.v)dan rivayet edilen bir Hadis-i Şerifte Haccın nasıl yapılacağını Hz.İbrahim’e klavuzluk edip bildirenin Hz.Cebrail olduğu haber verilmektedir. Ayrıca bu Hadis-i Şerifi İbn-i Ömer(r.a) Hazretleri de Peygamber (a.s.v)dan rivayet etmiştir. Hz.İbrahim (a.s) tarafından inşaa edilen Kabe-i Şerif ilerdede bahsedeceğimiz üzere Hz.Peygamber (a.s.v)ın doğumundan 35 sene sonra Kureyş tarafından yıkılmasına kadar devam etmiştir.
Kurban etme kıssası ile ilgili kurban edilecek kişinin Hz.İsmail olduğunu bildiren Hadis-i Şerife gelince Sunabiyi rivayet ediyor ve şöyle diyor: ‘Biz Muaviye bin ebu Süfyan’ın yanında bulunuyorduk. Söz kurban edilecek kişiden açılınca Muaviye meselenin iç yüzünü bilen birisine rastladınız dedikten sonra şöyle söyledi: ‘Biz Rasulullah’ın yanında bulunuyorduk. Birisi gelerek: ‘ Ey iki kurbanlığın oğlu Allah’ın sana ganimet olarak ihsan ettiklerinden bana da ver’ dedi. Rasulullah ise onun bu sözüne güldü. Muaviye iki kurbanlıktan ne kastedildiği sorulduğunda O şunları söyledi: ‘Abdul Muttalib zemzem kuyusunun kazısını başarı ile tamamladığı takdirde oğullarından birisini kurban etmeyi adamıştı. Kura ise Hz. Peygamberin (a.s.v)ın babası Abdullah’a çıkmıştı. Fakat Abdul Muttalib 100 deve fidye ederek Abdullah’ı kurban etmekten kurtarmıştı. Biz bu konuyu Allah izin verirse ilerde zikredeceğiz. İkinci kurbanlık ise Hz.İsmail’dir’ dedi. Evet sevgili dostlarımız, kurban edilecek kişi hakkında haberler iki kaynakta haberler gelmektedir. Hz.İshak: ‘Ey Allahım,gelmiş ve geçmiş kullarından herhangi birisi sana şirk ve ortak koşmadan vefat ederek sana kavuşursa onu Cennetine koy’ diye dua etti. Ubeyd bin Umeyr anlatıyor: ‘ İbrahim (a.s) bana hiçbirşeyi denk tutmadı’ (Yüce Allah buyuruyor.)İshak ise benim uğrumda kurban olma cürretini gösterdi. (efendim) Yakub’a gelince ben ona bela ve cefayı artırdıkça O da bana karşı olan hüsn-ü zannını artırdı’ diye cevap verdi. Bu cevap Hz. Musa (a.s)ın: ‘Ey Rabbim, insanlar; Ey İbrahimin, İshak’ın, Yakub’un Rabbi diye hitab ederler. Acaba onlar bu şerefe nasıl nail oldular?’ diye sorduğu zaman bu cevap verildi. (14:30)
Kurban edilecek kişinin Hz. İsmail olduğunu ileri sürenlerin delili; Said bin Cübeyr,Yusuf bin Mihran, Eşşabi, Mücahid ve Ata bin Ebu Revah’ın müştereken İbn-i Abbas’tan rivayet ettiklerine göre o şöyle demiştir: ‘ Kurban edilecek olan kişi Hz. İsmail’dir.’ Yahudiler ise bunun İshak olduğunu iddia ediyorlar. Dolayısıyla yalan söylüyorlar. Ebu Tüfeyl ile Eş-Şabi kurban edilen koçun boynuzlarını Kabe-i Şerifte gördüklerini söylüyorlar. Muhammed bin Kab ise şöyle diyor: ‘Allah’ın (c.c) Hz.İbrahim’e oğullarından kurban etmesini emrettiği kişi Hz. İsmail’dir. Çünkü biz Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim’de Hz.İbrahimin kıssasında ve oğlunu kurban etmek için verilen emirde kurban edilecek kişinin Hz.İsmail olduğunu buluyoruz. Bunun ispatı ise şöyledir: ‘Allah (c.c) Hz.İbrahim’in iki oğlundan kurban edilecek olanın kıssasnı tamamladktan sonra ona, İbrahim’e salihlerden bir peygamber olmak üzere İshak’ı müjdeledik.’ Bak Saffat suresi Ayet 112 de buyuruyor Cenab-ı Hak ayrıca Allah (c.c) biz onu Sare’ye (efendim) İshak’ı onun ardından da torunu Yakub’u müjdeledik. Bu da Hud Suresi Ayet 71’de buyruluyor. Ve Yakub’dan sonra oğulları ve torunlarıyla bu müjde devam ediyor. Ohalde bu durum karşısında Hz. İbrahim’e oğlu İshak’ı kurban etmek için Allah’ın emir vermesi burda mümkün değildir. Aynı zamanda Allah (c.c) Hz’lerinin Hz. İbrahim’e İshak ile ilgili olan vaadin neslinin devamı kurban edilecek olan kişinin Hz.İshak değil Hz. İsmail olduğunu göstermektedir. Muhammed bin Kab bu görüşünü Halife Ömer bin Abdulazize anlattığı zaman o : ‘ Ben bu meseleyi bu güne kadar düşünmemiştim. Görüşüne katılıyorum’ demiştir. Evet sevgili dostlarımız durum böyle.
Hz. İbrahim’e oğlunu kurban etmekle emredilmesinin sebebi hikmeti, kurban ediliş şekliyle şöyle anlatılmaktadır; Kur’an-ı Kerimin Saffat suresinin 100. Ayetinde cenab-ı Hakka İbrahim (a.s): ‘ Ey Rabbim bana salihlerden olacak bir evlad ver’ diye dua ettiğini Kur’an-ı Kerim bize haber veriyor. Muhammed bin İshak anlatıyor; Hz. İbrahim oğlunu kurban etmekle emrolunduğu zaman oğluna: ‘ Ey oğulcağazım, yanına bıçakla ip al. Ailemiz için odun toplamak üzere şu dağdaki vadiye gidelim’ dedi. Hz. İbrahim ile oğlu dağa gitmek üzere yola çıktıklarında iblis Hz. İbrahim’i geri çevirmek için onun yolunu kesti. Bunun üzerine Hz.İbrahim ona: ‘ Ey Allah’ın düşmanı benden uzak dur. Allah’a yemin ederim ki O’nun emrini yerine getireceğim’ dedi. Bu defa iblis Hz. İsmail’in yolunu keserek ona babasının kendisini keseceğini söyledi. Bunun üzerine Hz. İsmail: ‘ ben Rabbimin emrini dinler O’na itaat ederim’ dedi. Hz.İsmailden de ümidini kesen iblis, son olarak Hacer annemize gelip durumu ona bildirdi. Hacer annemizde (Rahmetullahi aleyhe ve selamun aleyha) : ‘ Eğer İbrahim’in Rabbi ona oğlunu kurban etmesini emretmiş ise, Allah’ın emrine teslim olmak gerekir’ karşılığını verdi. Anneye bak anneye. İşte annemiz Hacer annemiz. Ey Hacer annemiz! Allah senin mezarını nurla ebediyy-ül ebed doldursun. Bunun üzerine iblis oradan öfkeli bir vaziyette ayrıldı ve onları hiçbir şekilde saptıramadı aldatamadı. Hz. İbrahim oğlu İsmail ile birlikte Sebir vadisinde tek başlarına kaldıkları bir sırada Hz. İbrahim oğluna: ‘ Yavrucuğum rüyamda seni boğazladığımı görüyorum, bir düşün ne dersin’ dedi. O da: ‘ Babacığım emrolunduğun şeyi yap.İnşaAllah beni sabredenlerden bulursun’ dedi. Bu da Saffat suresi Ayet 102 de buyruluyor. Sonra o babası İbrahim’e : ‘Ey babacığım eğer beni boğazlayıp kurban edeceksen el ve ayaklarımı sıkıca bağla ki kanımdan sana birşey sıçramasın, aksi takdirde sevabım eksilir.Çünkü ölüm tahamülü ağır ve şiddetli bir hadisedir.Aynı zamanda bıçağını iyice bileki keserken beni rahat ettiresin.Yine beni boğazlamak için yatırdığında yüzü koyun yatır. Zira ben senin yüzüne bakıpta merhamete kapılarak Rabbinin emrini yerine getirmemenden korkar ve endişe duyarım. Eğer gömleğimi annem Hacer’e götürmeyi münasip görürsen bunu yap, zira bu annem için daha teselli edici olabilir’ dedi. Bunun üzerine Hz.İbrahim: ‘ Oğulcağazım Allah’ın emrini yerine getirmem hususunda sen ne güzel yardımcısın ne güzel evlatsın’ dedi. Allah’ım ebediyyül ebed bunların üzerine salat-ü selam olsun. Senin emrine teslim olan ne güzel kullar bunlar. Nihayet Hz. İbrahim oğlunun isteğine uyarak onun ellerini ve ayaklarını sıkıca bağladıktan sonra bıçağını biledi ve onu alnı üzerine yatırdı. Bu da Saffat suresi Ayet 103 te bildiriliyor. Ondan sonra bıçağı eline alıp oğlunun boğazına bastırdı. Fakat Allah (c.c) bıçağın ağzını tersine çevirdi. Hz.İbrahim boğazlama işini bitirmek için tekrar bıçağı oğlunun boğazına bastırdı. O esnada kendisine: ‘ Ey İbrahim rüyayı doğruladın’ Saffat suresi Ayet 104 ve 105 te bildiriliyor bu da. buyruldu ve: ‘İşte şu oğlunun yerine gönderilen kurbanlıktır onu boğazla’ diye Cenab-ı Hak ona bir kurbanlık gönderdi. Rivayet edildiğine göre, Allah (c.c.) boğazlanma esnasında Hz. İsmail’in boğazına bir bakır levha yerleştirmişti. İbn-i Abbas Hz. İbrahim(a.s)a gönderilen koçun 40 yıl cennette otladığını bildirmektedir. Bu habere göre İbn-i Abbas’ın haberine göre Cennetten gelen bir koç idi bu. (25:00)
Evet Sevgili dostlarımız işte görüyorsunuz ki, Yüce Allah(c.c) tarafından Hz. İbrahim’in imtihan edilmesi konusuna değineceğiz. Hz. İbrahim Nemrutla ve oğlunu kurban etmek suretiyle imtihan edilmesinden sonra Allah (c.c) onu tekrar imtihana tabi tuttu ve Rabbi İbrahim’i bir takım kelimelerle imtihan etti. İbrahim de bu kelimeleri tamamen yerine getirdi. Bu da Bakara Suresi Ayet-i Kerime 124 te bildirilmektedir. Bu ümmetin ilk dönemde gelen Alimleri bu kelimeler konusunda zengin görüşler, farklı görüşler ileri sürdüler. İkrime’nin rivayet ettiğine göre İbn-i Abbas; ‘ Rabbi İbrahim’i bir takım kelimelerle imtihan etti’ayetini açıklarken şöyle diyordu: ‘ Bu din ile imtihan edilen İbrahim’den başka hiçbir kimse bu dini ayakta tutamadı. Bu hususta Allah onun hakkında İbrahim aldığı emirleri tastamam yerine getirdi. Bu da Necm suresi 37 de bildiriliyor.Cenab-ı Hak buyuruyor. Bu kelimeler emirler (efendim) 30 tanedir.Bunların ilk 10’u Tevbe Suresinde, ikinci 10’u Ahzab Suresinde, üçüncü 10’u ise Mu’minun Suresinde geçmektedir. Tevbe Suresinde geçen 10 kelime hakkında Allah (c.c) şöyle buyuruyor: ‘ Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyehat edenler, oruç tutanlar veya cihad edenler, ruku edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülüğü nehyedenler, Allah’ın sınırlarını koruyanlar sen o Mü’minlere Cenneti müjdele.”Tevbe Suresinin 112. Ayeti Kerimesinde bunlar buyruluyor. Ahzab Suresinde geçen ikinci 10 kelime hakkında Yüce Allah şöyle buyuruyor: ‘Şüphesiz ki Allah’a ramolup boyun eğen erkeklerle Allah’a ram olup boyun eğen kadınlar, iman eden erkeklerle iman eden kadınlar, taat ve ibadete devam eden erkeklerle taat ve ibadete devam eden kadınlar, sadık erkeklerle sadıka kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, mütevazi olan erkeklerle mütevazi olan kadınlar,sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, avret yerlerinin namuslarını haramdan koruyan erkeklerle avret yerlerini namuslarını haysiyet ve şereflerini haramdan koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkeklerle Allah’ı çok zikreden kadınlar işte bunlar için Allah’ın mağfiret ve büyük mükafat hazırlanmıştır. Allah bunlar için mağfireti büyük mükafat hazırlamıştır.’Bu da Ahzab Suresi Ayet 35te bildirilmektedir. Mü’minun Suresinde geçen üçüncü 10 kelime hakkında ise Yüce Allah şöyle buyuruyor: ‘Mü’minler felah buldu, kurtuluşa erdi. Namazlarında huşu gösteren boş faydasız şeylerden yüz çeviren, zekatlarını veren, ırz ve namuslarını koruyan ancak karılarını ve cariyelerine yaklaşmaları kınanmayarak bundan istisna edilmiştir o halde kim bunların ötesini aşmak isterse şüphe yok ki onlar haddi aşanlardır. Emanetlerini ve ahidlerine riayet eden ve namazlarına devam eden mü’minler muhakkak felah bulmuşlardır. Bu da Mü’minun suresi Ayet 1-9 da geçmektedir. (30:38)
Evet sevgili dostlarımız,burdan şu anlaşılıyor; İslamın bütün amir hükümlerinin hepsi burda İbrahim (a.s) bu sınavları atlattı imtihanı kazandı.Burda bu 30 emrin içerisinde İslamın bütün emirleride bulunmaktadır.Diğer Alimler ise bu kelimelerin 10 hasletten ibaret olduğunu söylüyorlar. Tağus ve diğerlerinin İbn-i Abbastan rivayetine göre o şöyle diyor: ‘Kelimeler 10 hasletten ibarettir bunların 5i başta, diğer 5ide gövdede bulunur. Başta bulunanlar: -bıyıkları kısaltmak, ağza su alıp çalkalamak, burna su çekmek, misvak kullanmak ve saçları ayırarak taramaktır. Gövde de bulunanlar ise: – tırnakları kesmek, kasık kıllarını traş etmek, koltuk altı kıllarını yolmak, sünnet olmak ve büyük abdest bozduktan sonra def-i hacet mahalini yıkamaktır. Ebu Salih ile Mücahid’in de içerisinde bulunduğu diğer Alimler bu kelimelerin Hac kuralları menasiki ile Allah’ın: ‘ Ben seni insanlara imam yapacağım’ buyurması Bakara Suresi Ayet 124 te buyruğundan ibaret olduğunu söylüyorlar. Diğer bir grup Alim ise bu kelimelerin yıldızlar, güneş, ay, ateş, hicret ve sünnet olmak gibi 6 nesneden ibaret olduğunu da söylemişlerdir. El Asen bu hususta şunları söylüyor: ‘Yüce Allah İbrahim (a.s)ı yıldız, güneş ve ay ile imtihan edince O Rabbinin ebedi ve daim olduğunu öğrendi de yeri ve gökleri yaratan Allah’a yöneldi. Sonra vatanını terkedip hicret etti. Oğlunu kurban etmek istedi ve kendisini kendi eliyle sünnet etti. Bu husuta başka rivayet ve görüşlerde vardır fakat bunun gibi muhtasar tarih kitaplarına yer vermeye ihtiyaç olmadığı için bu kadarla yetiniyoruz. Bu biz bu kadarını ise kitabın fasılları arasında bir boşluk kalmasın diye zikredip alıyoruz. Bunların hepsi dahildir imtihanın içine. Çünkü İslamın tüm emirleri, kulun imtihandan geçmesine ve başarısına bağlıdır. Onun için İbrahim (a.s) imanı tam olmasaydı ameli mükemmel olmazdı. Amelleri mükemmel olmasaydı ahlak mükemmel olmazdı. Hak ve Adalet Allah’a teslimiyet mükemmel olmazdı.Hepsini bir arada bakın nasıl kendisinde toplayan bir İbrahim (a.s) görüyoruz ki imtihanı kazandı. İşte Cenab-ı Hak kullarını imtihan ediyor. İmtihanı kazananlara da büyük müjdeler veriyor.Bu müjde Cennet ve Allah’ın rızası ve Cemalidir.
Ey insanoğlu! İslamın sana teklif edilen bütün emirleri imtihandır. Sana yasak edilen haram ve günahların hepsi imtihandır Allah’ a itaat edersin isyan etmezsin, şeriatın bütün kurallarını uygularsın imtihanı kazanırsın. Ozamanda büyük müjdeye mazhar olursun. Cenab-ı Hak lutf-u Keremiyle, fazlı ile rahmetinin fazlının içine aldığı ve imtihanların tümünü kazandırdığı kullarından eylesin. (35:54)