103- Tefsir Ders 103 hayat veren nurun keşif notları
103- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 103
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Ecel-i Müsemmâ, Ecel-i Kazâ şimdi ecel âyetleri okundu. Öz anlamı verildikten sonra Ecel-i Müsemmâ, Ecel-i Kazâ olay ne ise ömür, ecel odur. Burayı iyi anla! Olay ne ise ömür, ecel odur, vakti ondan ibârettir. Zavallı eceli gelmeden kazaya uğradı derler. Eceli gelmeden kimse ölmemiştir, ölmez, her ölen eceliyle ölür. İster Ecel-i Kazâ, isterse Ecel-i Müsemmâ olsun. Kaderin sırrı belli değildir. Çünkü kaderin sırları Allah’ın ilmine aittir. Bize düşen Kur’an-ı Kerim’i iyi anlamak, kadere iyi inanmaktır. Kaderi Allah’u Teâlâ ezelden, ebede ilmiyle her şeyi kuşatmış olacak olanların tümünü bütün incelikleriyle, teferruatıyla yazmıştır. Burada Yüce Allah’ın önceden her şeyi bilip yazması kimsenin irâdesini zorlaması falan da değildir. Kişinin irâdesine göre yazılan bir kader var buna kader-i muallik denir. Birde mübrem olan kader var sırları ise Allah’a âittir. Allah’ın ilmini iyi tanıyan kişi kadere kolaylıkla inanır ve kavrar. Bunun için hayatın ölümün dayanağı bizzat Allah’ın dilemesidir. Burayı da unutma! Hayatın ölümün dayanağı, istinatgâhı bizzat Allah’ın dilemesidir. Cenab-ı Hak kime nasıl ömür vereceğini, ecel ve saatinin ne zaman ecel saatinin geldiğini, geleceğini ölüm listesini toplu veya ferdî hiç değişmez Allah için milyarların ölümü de aynıdır, bir kişinin ölümü de aynıdır. Azrâil (AS.) emrinde ordular vardır, can alan görevliler, ruhları kabz eden görevliler vardır. Azrâil (AS.) da ordularının sayısını ancak Mevlâ bilir. Onun için Allah’ı iyi tanı, Kur’an-ı Kerim’i iyi keşfet, iyi anla. Hayatın meyvelerini toplamak ise, beşer irâdesi ile ilgilidir. Sen hayatın meyvelerini toplamak istiyor musun? Hayat sermâyesinin ebedî kârını istiyor musun? Îmân Allah’a îmân et, emrine gir, öyle ibadet etki ruhun ve kalbin tamamıyla Allah’a kulluk et, ibadet et, zevk ile ibadet et, tadına doyulmaz bir ibadet et. İyice îmân edip tanırsan Rabbini bu ibadetin tadına doyamazsın, artık hürriyetin tadını orada tadarsın. Hürriyet Allah’a kulluktadır. Allah’a kulluk etmeyen başkalarının kullarıdır. Ebedî zelîl ve esirdir. Bunu unutma! Tağutun kulları Allah’ın kulu olmuyor, baş tanesinin kulu olmuş. Bunlar zibidi kimisi nefsinin kulu, kimisi putun kulu, her birisi kimi paranın kulu, kimisi bilmem mevki makamın kulu, kimisi şehvetinin veya rütbesinin kulları.
Dakika 5:06
Allah’a kul olan mevkiini de, makamını da, rütbeni de, ilmini de, irfânı da, maddî manevî bütün güçlerini Allah’ın yolun da harca Allah’a kullukta harca İ’lây-ı Kelimetullah da harca. Hayatın meyveleri işte böyle toplanır. Hayatın meyvesi cenneti kazanmaktır. Kısacık bir ömrün var çok kısa o kısa ömrün de îmân ve amelin güzel oldu mu sana Cenab-ı Hak bu hayatın karşılığında öyle meyve veriyor ki cenneti ölümsüz hayatı veriyor. İslam seni o ölümsüz hayata hazırlıyor. Ölümsüzlüğe hazırlayan ebedî mutluluğa hayat tarzı İslam dininin hayat tarzıdır. Bunu unutma! İşte Kur’an-ı Kerim’in dersleri hayat veren derslerdir. Bizde ona tercüman olmaya çalışıyoruz. Şimdi Rabbânî’lerden bahsediyor. Rabbânî kimdir? Velî imamlar yani Allah’ın emrine giren, Allah’ın kıymetli kulları, 4 Halîfe bunlardandır. Yani Rabbin emrinde, Rabbin hükmüyle hükmeden, emriyle emredenlerdir. Birde Ribbiyyûn var. Kim bu Ribbiyyûn? Onların yani askeri, halkı, cemaati terbiye öğrenim görmüş toplulukta Ribbiyyûn ’dur. O velî imamların cemaati, ordusu, milletidir. Bunlar Ribbiyyûn tam terbiye ve öğrenim görmüş topluluktur. Çünkü Sahâbe-i Güzin Muhammed okulundan (A.S.V) okulundan mezun oldular. Kimisi Sıddıklık rütbesini aldı, kimisi Fâruk, kimisi Zinnureyn, kimisi Murtazâ, kimisi Ensâr, kimisi de Muhâcir, kimisi de tamamı da şu rütbeyi aldı Ashâb-ı Güzin şanlı sahâbeler gökyüzündeki yıldızlar gibi birbirinden parlayan parlak yıldızlar gibi. İşte Ümmet-i Muhammed kıyâmete kadar gökteki yıldızlar gibidir. Îmânı ve ameli olan, hak yol da olanlar, işte Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemâat yolunda tarihler boyunca, asırlar boyunca Allah yolun da İ’lây-ı Kelimetullah için çalışanlar, cihâd edenler işte hayatın meyvelerini kat kat aldılar. Ölümsüz hayata İslam’ın yüce değerleriyle hazırlandılar. Hiç inanan bir kul Allah’a namaz kılmaz mı? Oruç tutmaz mı? Hacca gitmez mi? Cihâd etmez mi? Malını, yoluna Allah yoluna harcamaz mı? Bir can vermiş sana Cenab-ı Hak milyonlarca tekrar sana can ve ruh vermeye kadir. Sen bir canını Allah’a verirsin, binlerce geri can alırsın Mevlâ’dan. Mevlâ sana lütufta bahşişte bulunduğu için sana ebedî hayat veriyor cennette. Aslında biz fânî yaratıklarıyız. Bak bizim gibi fânîleri bâkî olarak yaşatıyor Cenab-ı Hak. Aklını başına al ey insanoğlu! Ey Ümmet-i Muhammed! Bu şans sana vurmuş kıymetini bil Allah’a gerçek kul ol. Ömrü çarçur etme, israf etme, mâlâyanî de ömrünü harcama, tek nefesini bile israf etme, bütün varlığın Allah de, Allah’ın emrine gir. Bırak şu nefse uşaklığı bırak ve şehvete, dünyaya uşak olma dünyanın sırtına bin vur kırbacı Allah’ın yoluna kullan dünyayı. Herkesten daha çok çalış,
Dakika 10:00
Miskinliği, tembelliği, gafleti bırak, ilim irfânla donan şahlan kalk ayağa tüm insanlık seninle kurtuluşa ersin. İslam kurtarıcıdır. Bunun için kıymetli dostlar, Yüce Rabbimiz işte bu ümmeti överken şöyle diyor; (وَلَكِن كُونُواْ رَبَّانِيِّينَ وَلَكِن كُونُواْ رَبَّانِيِّينَ) bunu dedikten sonra bak diyor ki; Rabbi hâlis kullar olun dedikten sonra (كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ) işte bu ümmetin özelliği budur bunu hiç unutma! Siz diyor insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, en hayırlı ümmetsiniz. Siz insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmet oldunuz, Rabbânî bir ümmet olmalısınız. Öncekiler kadar olamayacak mısınız? Çünkü bizim Sahâbilerimize bakın Ensâr’a, Muhâcire tarihteki ecdadımızın kahramanlığına bakın şimdikiler niye olmasın, gelecektekiler niye olmasın. Olmamak için bir sebep yok çünkü aynı yüce değerler bugün olduğu gibi elimizde hattâ onlar kazandılar biz kazanılmış, kurulmuş sofra başındayız. İslam şimdi tastamam önünüzde bütün ilimleri hazırlanmış. İtikâdî, amelî, ahlâkî, hukûkî düzen kurulmuş ve geçmiş cağlar da İslam’ın emirleri bir, bir güzel uygulanmış ve bize hazır ol vaziyette önümüze konmuş. Şimdikilerin durumu daha şanslıdır, daha kolaydır. Ecdat işin zorunu başarmış. Bizde bu çağın imkânlarını kullanarak hem kendinizi hem de insanlığın tümünü İslam kurtarıcıdır, İslam ile kurtulacağız, kurtaracağız. Bunun için kalpler de korku mahlûkat korkusu kalpte olmayacak, tek sevgi Allah sevgisi dolup taşacaksın bu sevgiyle tek Allah korkusu. Bu iki kanatla Allah’a uçacaksın, onun yolun da uçacaksın, onun yolunda yürüyeceksin, onun yolunda amel işleyeceksin, cihâd edeceksin. Her hayırlı iş cihâddır. Cephedeki kahramanca yapılan müdafaalar cihâd olduğu gibi şehâdet bunun zirvesi olduğu gibi, her hayırlı iş de cihâddır. Bilhassa Kur’an-ı Kerim’i, İslam’a dünyaya iyi anlatmak Cihâd-ı Kebir’dir. Nefsin üstesinden gelmek işte birinci cihâddır. Nefsi Allah’a itaat ettireceksin. Sen nefsine itaat etme, nefsine tapma. Nefsin emirlerini yapıyorsun, Allah’ın emirlerini yapmıyorsun bu nefse tapmaktır. Kimse kendini aldatmasın. Doğruyu söyleyelim putlara, tağutlara, dünya malına tapma. Dünyayı eline geçir kalbine koyma Allah’ın yolunda dünyayı kullan, meşru olarak kullan. Tüm insanlığın hayrana kullan ki Allah razı olsun senden. Yoksa eğer benim olsun başkasının olmasın diyenler, eti yenmeyen bir şeyler var ya eti şişman eti yenmeyenler onlar gibi olma insanlın hayrına çalış. O zaman işte Rızâ’yı İlâhî’yi kazanmış olursun.
Dakika 14:49