122- Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 122
122- Hadis-i Şerif Külliyâtı Ders 122
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ*
وَالصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ*
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Sevgili ve muhterem izleyenler,
Hadis-i şerifler külliyâtından keşif notları adlı derslerimiz devam ediyor. Rüya tâbiri üzerinde sizlere bilgi almaya bilgi vermeye çalışacağız İnşâ’Allah’u Teâlâ. Rüya tâbir kelimesi rüyayı tefsir mânâsında kullanılmıştır. Tâbir bir hâlden diğer bir hâle geçmek mânâsına gelen ğabir kökünden gelir. Öyleyse tâbir rüyanın zâhirinden bâtınına geçmek demektir. Rüya kişinin uyurken gördüğü şeylere denir, toplum arasındaki bilgi de budur. Kurtubî ise (Rahmetullâhi Aleyh) ona göre rüya nefse ait idrâklerdir. Rüya Yüce Allah’ın yaratması ile meydana gelen bir hadisedir. Ebû Bekir İbnü’l Arabî şöyle der; insanın kalp ve şuuruna hakîkat veya kinâye olarak koyduğu rûhî idrâklerdir. Uyanık hâldeki benzeri zihne gelen hatıralardır. İntizâm dâhilinde zihne doğar. Bazen de intizâmsız ve karmakarışık hayâle dökülebilir. Yüce Allah melek vasıtasıyla uyuyanın idrâk mahâlline, şuur, kalp görülen şeyleri atar. Buraya dikkat et! Yüce Allah melek vasıtasıyla uyuyanın idrâk mahâlline, şuur kalp, görülen şeyleri atar. Mübeşşir, münzir olabilir. Rüya olmuş veya olacaklar için Yüce Allah’ın âlem kıldığı şeyin hayâlde teşekkül eden misallerinin uyku esnasında enfüsî olarak idrâk edilmesidir diye de tarif edilmiştir. Olmuş veya olacaklar için Yüce Allah’ın âlem kıldığı şeyin hayâl de teşekkül eden misalleri misallerinin uyku esnasında enfüsi olarak idrâk edilmesidir diye tarif edilmiştir. Peygamberler (Aleyhimüsselâm) bunların rüyalarının hepsi doğrudur. Sâlihlerin rüyaları, bunların rüyaları çoğunluk itibariyle doğrudur. Bunlar da bazen tâbire muhtaç olmayacak açıklıkta görülürler. Diğer insanlar bunlar doğru veya doğru olmayan her ikisini de görürler bunlarda kısımlara ayrılır. Mestur olanlar, yani hâli kapalı olanlar. Bunların rüyaları hâlleriyle muvâzî gider yani kendi hâllerine uygun rüyalar görürler. Fâsıklar bunlar karışık, mânâsız doğru kısmı pek azdır.
Dakika 5:01
Yani bunların rüyalarına çoğunlukla (أَضْغَاثُ أَحْلاَمٍ) “edğasü ahlâm” cinsindendir ve karışıktır, mânâsızdır, doğru kısım pek azdır. Kâfirlerin gördüğü rüyalar, bunların rüyasında sıdk iyice azdır. Bu duruma rüyaca en doğruları sözce en doğrularıdır hadisi işaret eder. Yani kişi kendisi en doğru olursa rüyası da en doğrulardan olur ki kâfirler de bu sıfat yoktur. İstisnâi olarak Cenab-ı Hakk’ın gizli sırları vardır. Mü’minin rüyası Ebû Bekir İbnü’l Arabî der ki: “Sâlih mü’minin rüyası nübüvvetin cüzü olduğu söylenen rüyadır”. Mü’minin sâlih olması demek, istikâmet ve nizam üzere olması demektir. Kâfir, fâsık ve karışık kimseye gelince bunların rüyası bazen sâdık bile olsa nübüvvetten sayılmaz. Yalancının bazen doğru söylemesine benzer. Peygamberliğin cüzlerinden sayılmaz lâkin falcı, müneccim ve benzerlerinin sözü gibidir. Rüya üç kısımdır; hak ve gerçek olan rüya, Rüyayı Sâliha, Rüyayı Sâdıka, Rüyayı Hasene gibi farklı ifadeler kullanılmıştır. Bu kişinin mazhâr olacağı yakın bir hayrın habercisidir. Bu sebeple Yüce Allah’tan Büşra, müjde kabul edilmiştir. Kişinin nefsine konuştuğu rüya: Bu kişinin uyanık hâlde zihninden geçen vehimlerin tesiriyle gördüğü rüyadır. Şeytanın üzüntü verdiği rüya: Hoşa gitmeyen, can sıkıcı rüyalar buraya girer. Hâdisûn nefs: Nefsin konuşması yani arzuların tesiriyle görülen rüya şeytanın eğlenmesi, hadis-i şerifte: “Şeytan biriniz ile rüyada eğlenirse bunu başkasına anlatmayın” buyrulmuştur. Uyanıkken yapmaya alıştığın rüyada alıştığını rüyada görmek, belli saatlerde yemeği ihtiyat edenin o saatte uyursa kendini yemek yer görmesi gibi. Edğas: karışık, yalancı rüyalara “edğasü ahlâm” (أَضْغَاثُ أَحْلاَمٍ) şeklinde ifade edilmiştir.
Evet, sevgili dostlarımız!
Rüyanın doğru olması için kişinin dosdoğru bir Müslüman olması gerekir. Rüya adâbına dâir bazı sizlere hadis-i şerifler külliyâtından keşif notları verelim. Ebû Hûreyre (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) Hazretleri anlatıyor, Rasûlullah (A.S.V) buyurdular ki; Zaman yaklaşınca mü’minin rüyası neredeyse yalan söylemeyecek. Esâsen mü’minin rüyası Peygamberliğin 46 cüzünden bir cüzdür.
Dakika 10:10
Buhârî’nin rivâyetinde şu ziyâde vardır: “Peygamberlikten cüz olan şey yalan olamaz”. Bu da Buhârî, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd gibi muhaddislerimizin verdikleri haberdir. Kıyâmete yakın görülen rüyaların sâdık olacağı, gece ile gündüzün birbirine yaklaşması, yani ilk ve sonbahar mevsimlerinde gece ile gündüzün eşitlenmesi, Hattâbî bu mevsimlerde insan tabiatının mûtedil bir hâl aldığını belirtir. Rüya yorumcuları en doğru rüyaların gece ve gündüzün eşitlendiği ve meyvelerin olgunlaştığı zamanda görülen rüyalar olduğunu söylemişlerdir. Tâbircilerin zumuna göre tâbirleri en ziyâde doğrulayan zamanlar çiçeklerin açtığı ve meyvelerin olgunlaştığı vakitlerdir, ilk ve sonbaharlar. Kıyâmetin yaklaşması ile dünya hayatının sona ermesidir. Bunu da İbn-i Battâl hadiste bu mânânın asıl olduğunu söyler ve buna Tirmizî’nin merfû bir rivâyetini de delil göstermektedir. Zamanın yaklaşması tâbirinden çıkarılan 2. mânâ kıyâmetin yaklaşmasıdır. Âhir zamanda mü’minin rüyası yalan söylemez. En doğru rüyayı, sözü en doğru sözü söyleyenler görecektir. Buna dikkat et, işte burada kal, doğru ol ki doğru rüya göresin! Zaman yaklaşınca mü’minler sâdık rüyalar görürler. Kıyâmet yaklaşınca ilmin çoğu kaldırılacak. Buraya da dikkat et! Fetret devrine benzemesi, cennetle müjdeleyip cehennemle korkutmaktan ibâret olan nübüvvetin bir cüzü kılınan rüyayı sâdıkadır. Zamanın yaklaşması, çabuk yani ömrün küsûrat ile çabuk geçmesidir diye de haber vermişlerdir. Günler çok çabuk geçiyor. Aklını başına al! Ömür çabuk bitiyor aklını başına al! Yüce İslâm’a sıkı sarıl! Zaman yaklaşacak öyle ki sene 1 ay kadar, ay hafta kadar, hafta gün kadar, gün bir saat kadar, bir saatte hurma dalının yanması kadar olacaktır diye bakın bir haber bulunmaktadır. Bunu hadis-i şerifi Müslim-i Şerif ve birçok muhaddislerin de kaydettikleri hadislerdendir. Yine Mehdî’nin zamanı olduğu, o zaman da adâlet ve emniyetin geniş hayır ve rızkın bol olacağını, yine mü’minin rüyası neredeyse yalan söylemeyecektir. Çoğunlukla sâdık rüyalar görüleceğine işarettir. Doğru rüya doğru sözlülüğün eseridir. Doğru söz nereden gelir? Îmân doğru kalp doğru, kalbin selim olacak ki dilin sâdık olsun.
Dakika 15:04
Kurtubî der ki: “Yüce Allah (C.C) bilir ya bilir ya, bu hadiste zikri geçen Âhir zamandan murad Hz. Îsâ’nın (Aleyhisselâm) Deccâlı öldürülmesinden sonra onunla birlikte olacak mü’min taifenin zamanıdır”. Nitekim Müslimin bir hadisinde şöyle buyrulmuştur; “Yüce Allah (C.C) Îsâ İbn-i Meryem’i gönderir, insanlar arasında 7 yıl kalır. Bu sırada iki kişi arasında düşmanlık olmaz. Sonra Yüce Allah Şâm cihetinden soğuk bir rüzgâr gönderir. Yeryüzünde kalbinde zerre miktar hayır veya îmân bulunan tek kişi kalmaz. Hepsinin ruhu bu rüzgârla birlikte kabzedilir, yani yeryüzünde mü’min kalmaz”. Rüyaca en doğruları sözce en doğrularıdır sözüne dikkat edin! Gerçekten bu böyledir, çünkü kim doğru söylerse kalbi nurlanır, idrâki kuvvet kazanır ve mânâlar sahîh şekilde o idrâkte nakşolunur. Böylece uyanık hâlde çoğunlukla sıdk üzere olan kimseye bu hâl uykuda da refâkat eder ve doğru olandan başka bir şey görmez. Senin yaşantın, gündüz mesela dosdoğru yaşıyorsun, senin gündüz doğru yaşantın rüyana gece uykuna yansıyor. Orada da dosdoğru rüya görme şansı sana veriliyor.
İbn-i Hacer der ki: “Rüya sâdık ve Sâlih Mü’minden sadır olduğu takdirde Peygamberliğin cüzlerinden bir cüzdür diye ifade ettiğimiz görüşü teyit eder diyor. Evet, İbn-i Ebî Cemre, Âhir zamanda mü’minin rüyası neredeyse yalan söylemez hadisini şöyle anlar: “Rüya o zaman tâbire ihtiyaç göstermeyecek bir açıklıkta olur”. İşte görüyorsunuz bunun Âhir zamana has kılınmasındaki durum mü’min o zamanda garip, yalnız kimsesiz olacağından dolayıdır. Yüce Allah onlara Rüyayı Sâdıka ile ikrâm da bulunur. Kıyâmetin yakınlığı arttıkça rüyanın doğruluğu daha da artacak ve böylece nübüvvetten cüz olma nispeti de arttığı için sayı düşecektir.
Evet, sevgili dostlarımız!
Peygamberliğin 46 cüzünden biri, yani rüya hakkında Peygamberliğin 26/1 yirmi altıda biridir. En çoğuna göre de 76/1 yetmiş altıda biridir. Bunlar hep gizli sırlar ile ilgilidir. Rüya nübüvvet ilminden bir cüzdür. Zîrâ nübüvvet kesilmiş olsa da ilmi bâkîdir. Bunu da Hattâbî söylemektedir. Evet, sevgili dostlarımız! Rüya ile nübüvvet arasında haberdeki doğruluk noktasında benzerlik kurulmuştur. Bazı âlimler de şöyle izâh etmişlerdir: “Cenab-ı Hak Peygamberine 6 ay rüyada hitap etti. Bu 6 aydan sonra ömrü boyunca 23 yıl uyanık hâlde hitap etti.
Dakika 20:09
Bu 6 aylık müddet 23 yılda yıla nispet edilince 46’da 1 eder”. İşte Ulemâ her konuyu ne güzel incelemişlerdir görüyorsunuz ki. Ebû
Katâde (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn ) anlattığına göre Sevgili Peygamberimiz ’in (A.S.V) şöyle buyurduğunu işitmiştir; “Rüya Allah’tandır, hulüm sıkıntılı rüya şeytandandır. Öyle ise sizden biri hoşuna gitmeyen kötü bir rüya hulüm görecek olursa sol tarafına tükürsün ve ondan Allah’a istiâze etsin, Allah’a sığınsın. Böyle yaparsa şeytanı lâin kendisine asla zarar edemeyecektir”.
‘’ Rabbi Eûzu bike m‘in hemezâtiş şeyâtîn ve eûzu bike Rabbi en yahdurûn’’
‘’Eûzu billahis-semîîl- alimi mineşşeytanirracim min hemzihî ve nefgıhî ve
nefsih’’
Sevgili dostlarımız, şu anda ki rüya Allah’tandır, hulüm sıkıntılı rüya şeytandandır diyen hadis-i şerifi bize Buhârî, Müslim, Muvattâ, Tirmizî, Ebû Dâvûd haber vermektedir. Yüce Allah’a nispet edilecek hayırlı rüyalara hulüm denilemez. Şeytana nispet edilenlere de rüya denilmeyecektir. Hulüm Kur’an-ı Kerim’de “edğas” diye zikri geçen karmakarışık mânâsız rüyalardan başka bir şey değildir. “Şeytânî hoşlanmadığınız bir rüya gördüğünüz zaman sol tarafa tükürün, istiâze ederek şeytandan Yüce Allah’a sığınının” buyuruyor Sevgili Peygamberimiz. Yani (Eûzubillâhimîneşşeytanirracîm) denecek bir başka hadis-i şerif’te de şöyle bir rüya görenin, sol tarafına üç sefer nefes etmesi, şer ve ezâsından Allah’a sığınmalıdır.
Evet, sevgili dostlarımız!
Çünkü Allah’ın koruması olmadan hiç kimsenin hayatta bir defa rahat yaşaması mümkün değildir. Evet, mü’min muttakî Allah’ın koruması altındadır. Mü’min ve muttakî olmayanlarda imtihan sahnesindedirler, onlara da imtihan edilecek bir ruhsat, meydan verilmiştir. Yine buyruldu ki: “Sizden biri sevdiği rüya görünce bilsin ki bu Yüce Allah’tandır, bunun için Allah’a hamd etsin, bunu başkasına anlatsın. Hoşuna gitmeyen bir rüya görünce de bilsin ki bu şeytandandır. Hemen şerrinden Allah’a istiâze de bulunsun, rüyayı da kimseye anlatmasın. Zîrâ kendisine zarar verecek değildir”. Rüya rastgele herkese anlatılması doğru değildir. Rüyayı hayra ve ilmi olan kimseye yorumlayacak, ilmi yorumda bulunabilecek kişilere anlatılmalıdır. İlmi olmayan insanlara rüya anlatılmaz, rastgele konuşurlar. Buhârî’den kaydettiğimiz bir rivâyet ki, rüyayı anlatacağımız kimseler hakkında bazı kayıtlar koymaktadır. “Bilgili veya sevgili olmalıdır, âlim veya nâsih, hayırhâh olmalıdır. Yani topluma hayırlı vaazı nasihatler de bulunan ilmi olan kişi olmalıdır”. Vaat sizi seven, zirey isâbetli, faydalı görüş sahibi kimseler olmalıdır. Ebû Bekir İbnü’l Arabî der ki: “Âlim olmalıdır, zîrâ o rüyayı imkân nispetinde hayra yoracaktır. Hayırhâh, nâsih, nasihat eden ilmi olan doğruları söyleyen olmalıdır. Çünkü o faydalı olanı ve kendisine yardımı dokunacak hususlara irşâd ve teşvikte bulunacaktır. Bilgili, lebib rüyayı anlayan demektir. Böyle birisi rüyayı görenin ihtiyaç duyduğu hususu bilip onu öğretecek veya sükût edecektir. Sevilen, habip de bir hayır görürse söyler, anlayamaz veya şüpheye düşerse sükût eder”.
Evet, sevgili dostlarımız! İnşâ’Allah rüya hakkında derslerimiz devam edecektir. Şu andaki dersimizin şu an sonuna gelmiş bulunmaktayız.
Dakika 26:57