Tefsir 130-01

130- Tefsir Ders 130 hayat veren nurun keşif notları

130- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 130

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

(Mü’min Sûresi 44’üncü Âyet-i Kerime’den 46’ncı Âyet-i Kerime’ler)

 

 

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ أُوتُواْ نَصِيبًا مِّنَ الْكِتَابِ يَشْتَرُونَ الضَّلاَلَةَ وَيُرِيدُونَ أَن تَضِلُّواْ السَّبِيلَ ﴿٤٤﴾

وَاللّهُ أَعْلَمُ بِأَعْدَائِكُمْ وَكَفَى بِاللّهِ وَلِيًّا وَكَفَى بِاللّهِ نَصِيرًا ﴿٤٥﴾

 

Kendilerine kitaptan bir nasip verilmiş olanları görmüyor musun? Onlar sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar. Kim bunlar? Kendilerine kitaptan nasip verilenler Yahûdîler, Yahûdîler, Nasrânî’ler ve Hristiyan’lardır.

İstisnalar kaideyi bozmaz işte Cenab-ı Hak bunların durumunu anlatıyor.

Allah sizin düşmanlarınızı çok iyi bilir, gerçek bir dost olarak Allah yeter ve yardımcı olarak da Allah yeter. (وَكَفَى بِاللّهِ نَصِيرً),

(وَاللّهُ أَعْلَمُ بِأَعْدَائِكُمْ وَكَفَى بِاللّهِ وَلِيًّا وَكَفَى بِاللّهِ نَصِيرًا ﴿٤٥﴾)

مِّنَ الَّذِينَ هَادُواْ يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ عَن مَّوَاضِعِهِ وَيَقُولُونَ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَاسْمَعْ غَيْرَ مُسْمَعٍ وَرَاعِنَا لَيًّا بِأَلْسِنَتِهِمْ وَطَعْنًا فِي الدِّينِ وَلَوْ أَنَّهُمْ قَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَاسْمَعْ وَانظُرْنَا لَكَانَ خَيْرًا لَّهُمْ وَأَقْوَمَ وَلَكِن لَّعَنَهُمُ اللّهُ بِكُفْرِهِمْ فَلاَ يُؤْمِنُونَ إِلاَّ قَلِيلاً ﴿٤٦﴾

Yahûdî’den bir kısmı Allah’ın kitâbında ki kelimeleri esas mânâsından kaydırıp dillerini eğerek ve dine saldırarak, “Sözünü işittik, emirlerine itaat ettik, dinle, dinlemez olası (وَرَاعِنَا) bizi gözet” diyorlar. Hâlbuki onlar, “İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize de bak” deselerdi bu kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemiştir. Artık onlar, pek azı müstesna, îmân etmezler.

Kıymetli dostlarımız!

Bunlar öyle bir yanlışın içine girdiler ki hem kendilerini, hem de kendi zürriyetlerini, nesillerini ve insanlığı gerçekten büyük bir mahrumiyetin içine girmelerine sebep ve vesile olmaya çalıştılar. Bunlar kelimeleri değiştirmiş, Tevrât’ta ki kelimeleri değiştiriyor. Yani Hz. Muhammed’i kimse tanımasın, Müslüman olmasın diye yapıyorlardı. Tevrât’ta ki Efendimizi bildiren ‘’reba’’ kelimesini, “recm” kelimesini kelime oyunlarıyla ne yapıyorlardı? Çevrelerini ve kendilerini aldatıyorlardı, insanların Müslüman olmasına engel oluyorlardı. Şüphe atarak söz değiştirerek övgüyü, saygıyı ihânete sövmeye çevirirler. Sövmek küçümsemek anlamın da kullanıyorlardı. Allah’ın kitâbına bu ihânet olur mu? Tevrât’a böyle ihanet ettiler. İncîl’e de böyle ihâ3net ettiler ve netice kendilerine ve insanlığa zarar verdiler. Bilhassa Yahûdî’nin îmân edenleri az bulunmaktadır.

Dakika 5:00

Cenab-ı Hak bunların tams olacağını duyurmaktadır. Maymun suratlı demişlerdir ki müfessirler İbn-i Abbâs’tan gelen rivâyette (R.A) devetabanı, hayvan tırnağı gibi olması, silme kör hâle getirilmesi bunların tabii bu hâle gelmelerinin çok sebepleri var. Birisi ateş bize sayılı günler dokunur demeleri diğeri Allah’ın dostları oğullarıyız demeleri, yine Yahûdîler Efendimize biz çocuklar gibiyiz, günahsızız demişlerdi. Âyet 50 nâzil oldu başka günahları olmasa bu günahları onlara yeter diyen âyet-i kerimeler geldi. Bunun için kıymetli dostlarımız, daima Allah’u Teâlâ’nın sözlerini dosdoğru anlamak, dosdoğru inanmak elbette ki her Müslümanın görevidir. Eğip bükmekle kelimeleri değiştirmekle ne yaptılar? Kendi îmânlarını mahvettiler, başkalarının da Müslüman olmalarına engel olmak istediler. Yani günah yığınları üzerine günah kazandılar, vebal üzerine vebal kazandılar. Yazık ettiler insanoğlu artık bu gerçekleri anlamalıdır, bu oyunları bozmalı, bu oyunlara gelememelidir.

Dakika 7:04

 

(Visited 70 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}