AmeldeFıkhı 166-01

166- Amelde Fıkhı Ekber Ders 166

 

AMELDE FIKHI EKBER DERS 166

 

Çok Kıymetli ve Muhterem İzleyenlerimiz; dersimiz hadana dolayısıyla ücret konusudur. Cumhur ulema ücret yoktur demişlerdir. Hanefi uleması ise ücret almak hakkına sahip değildir. Süt emzirmekte diyaneten anne üzerinde bir görevdir. Nafaka alma hakkı vardır. Buda yeterlidir demişlerdir. Hanefi uleması ücretsiz olarak süt emziren kadına anneye göre öncelik tanınır. Şayet anne ücretsiz süt emzirmeyi kabul etmiyor ise bu söylenmiştir. Yine Hanefiler, Maliki’ler mesken ücretini ödemenin gereği üzerinde ittifak etmişlerdir. Hizmetçi ücretinin gereği üzerine de ittifak vardır. Diğer mezheplerde bu görüşü kabul etmişlerdir. Yine hadane nafakasını karşılamakla yükümlü olan kişi babadır. Hanefilerin görüşüne göre ücret mesken ve hizmetçiden ibaret hadane ücretine hak etmeye başlanılır demişlerdir. Hadanenin yeri konusunda da evlilik devam ediyorsa karı ile kocanın kaldığı yerdir. Hanefiler ise meseleyi bakın biraz daha açmışlar. Yeri ikamet ettiği yerdir. Kocanın izni olmadıkça hadane altında bulunan alıp başka bir yere götürmesi caiz değildir. Kadın kocasına tabi olmak ve o nerede ikamet ediyorsa onunla birlikte ikamet etmekle mükelleftir. Onları evlerinden çıkarmayın Peygamberimiz buyuruyor yüce Allah’ta Talak suresinde Ayet 1 de onları evlerinden çıkarmayın onlarda çıkmasınlar belki apaçık bir ahlaksızlık yapmış olmasınlar. Boşanmış annenin yine kocanın ikame edeceği yerdir. Vatan ve oranın akit yeri olması caiz olur. Annenin dışındaki diğer hadaneler ise babasının izni ve rızası olmadığı sürece babasının bulunduğu beldeden bir başkasına hadane altında bulunanı götürmeleri ve oraya intikal etmeleri caiz değildir. Çünkü çocuk gözaltında bulunması lazım bakımı nasıl oluyor diye. Maliki’ler babasının ikamet yeridir. Yine altıberit yüz otuz üç kilometre buradan daha fazla uzaklıktaki bir yere alıp götürmeye yetkisi yoktur. Fakat ticaret, ziyaret, hac ve benzeri yolculuklar sebebiyle hadanedeki hakkı düşmez. Tedip öğrenim ve infakın kolaylığı maslahatı göz önünde tutulur.

5:04

Hanefi uleması baba veya veli başka bir beldeye taşınacak olursa annenin hadanedeki hakkı düşmez. Malikiler altıberit veya daha uzaklıktaki bir mesafeye gitse çocuğu hadinasından almak hakkına sahiptir dediler. Velinin hakkı daha güçlüdür. Ruhiz terbiye önceliklidir demiştir Maliki’ler. Şafi’ler de çocuk mukim olan ile birlikte kalır dönünceye kadar onunla birlikte olur demişlerdir. Diğerleri de bu görüşlere yakın görüşler beyan ederken velinin yolculuk yapması Hanefilerin görüşüne göre hadinanın hadane hakkını düşürmez. Cumhur’un görüşüne göre ise düşürür. Şimdi buradan bakıyoruz Hanefilerin durumuyla diğerlerinin durumu arasında da yine zengin bir farklılıklar görüyoruz. Sıla-i Rahim bunu gerektirir ziyareti konusunda çocuğun. Hanefi uleması babanın onu görmek hakkı vardır. Her gün onu görebileceği bir yere çıkartır. Annenin de onu görmek hakkı vardır azami süresi ise haftada bir defadır. Teyze de anne gibidir. Maliki’lere göre her gün bir defa büyük çocuklarını da haftada bir gün görmek hakkına sahiptir. Bu anne için. Baba ise anne gibidir. Eğitim ve öğretim yaşına ulaştıktan sonra ise çocuğunu her zaman görmek hakkına sahiptir. Evet, çok kıymetli ve muhterem efendiler Şafilerde temyiz yaşında babasını seçerse bu onun annesini ziyaret etmesine engel değildir. Baba, annesini ziyaretinden alıkoyamaz. Çocuk hastalanacak olursa anne daha önceliklidir. Hanbeli’ler Şafi’ler gibi annesini seçecek olursa geceleyin annesinin yanında gündüzünde onu gerektiği gibi tedip etmek ve öğrenimini sağlamak üzere babasının yanında olur. Kız çocuk ise yedi yaşına tamamladıktan gerdeğe gireceği zamana kadar babanın yanında kalır. Buda Hanbelilere göredir. Şayet kız hastalanacak olursa babanın evinde annenin ona bakma hakkı daha çoktur. Anne kızını kız da annesini haftada bir gün âdete göre ziyaret eder. Temyiz yaşından sonra Hanefi uleması yedi yaş ile takdir edilmiştir. Yedi yaşına gelince çocuklarınıza namaz kılmalarını emrediniz dokuz yaş olduğu da söylenilmiştir. Anne ve anneanne ay hali olmakla baliğ oluncaya kadar küçük kızı almaya daha bir hak sahibidirler. Kızın baliğ olması ise ya dokuz yaş veya on bir yaş iledir bu yine Hanefilere göredir. Ebubekir hazretleri Hz. Ömer’in oğlu Asım’ın gençlik çağına gelmedikçe veya annesi evlenmedikçe annesine ait olacağı hükmünü vermiştir.

10:13

Ebubekir bunu Hz. Ömer’e söylemiştir. Hz. Ebubekir (Radıyallahu anhüm ve ardahüm ecmain). Erkek çocuk tedip edilmeye, çeşitli ilimleri elde etmeye gerek duyar. Baba kız çocuğun ise kadınların adabını öğrenmeye onların ahlakıyla ahlaklanmaya ev hizmetini öğrenmeye daha çok ihtiyacı vardır. Anne bunu yapmaya daha muktedirdir. Bunu da Hanefi’ler söylüyor. Şayet kız baliğ olursa korunmaya ve muhafazaya ihtiyacı olur. Erkekler yapmaya daha muktedirdir bunları yani buradan Hanefi’lerin dediği şu ki; babaya düşen görevleri baba, anneye düşenleri de anne yapmalıdır diyor. Kıymetli ve muhterem izleyenler amelde Fıkhı Ekber’le ilgili derslerimiz devam ediyor. Konumuz hadane konusu idi. Şimdi onun devamında Maliki ekolüne göre baliğ hadane baliğ olacağı zamana kadar devam eder. Hadane erkek hakkında baliğ olacağı zamana kadar devam eder. Kız çocukta ise evlenip gerdeğe girinceye kadar devam eder. Boşanmış veya kocası ölmüş kadın hakkındadır. İsterse anne gayri Müslim bir kadın olsun bu hüküm ise boşanmış veya kocası ölmüş kadın hakkındadır. Kocasının nikâhı altında ise o takdirde bu hak anne ve babaya ait bir haktır. Hanefilerle Maliki’lerin görüşüne göre çocuk muhayyer bırakılmaz çünkü onun sözü muteber değildir ve kendi menfaatini çocuk bilemez. Şafi uleması çocuk yedi veya sekiz yaşında ise muhayyer bırakılır demişlerdir. Sevgili peygamberimiz erkek çocuğunu anneyle babası arasında muhayyer bırakmıştır. İntisap hususunda kız çocuk erkek çocuğu gibidir. Delilik, küfür, kölelik, fasıklık kadının yabancı birisiyle evli olması gibi herhangi bir sebep dolayısıyla hak sadece elverişli olana aittir. Hükmü esas ise yaş değil temyizdir. Yine bu hadisi şeriflerin içerisinde hasen olduğunu söylemişlerdir kıymetli muhaddislerimiz. Hanbeli uleması Şafilerin dedikleri gibi… Hz. Ali, Umare El Cerbi’yi annesiyle amcası arasında muhayyer bırakmıştı. Amca asebedir o bakımdan babaya benzer. Yine hadane ehliyetine sahip kimseler olmalıdır. Aklı başında olmalıdır. Annenin yanında kalır ve muhayyer bırakılmaz. Kız çocuk ise yedi yaşına ulaştı mı babanın onu alma hakkı daha fazladır muhayyer bırakılmaz. Çocuğun babasına ve dedesine verilmesidir yani hadane süresinin sona ermesinin sonucu olarak. Baliğ olduğu takdirde de tek başına kalmak muhayyer bırakılır sefi olarak buluğa ererse o vakit baba onu yanına alır. Aklı yerinde olmadan baliğ olursa ister erkek ister kız çocuğu olsun annenin yanında kalır. Güzel bir ahlak ve sağlıklı bir akıl sahibi olarak kırk yaşına ulaşırsa o takdirde dilediği yerde tek başına bir meskende kalabilir. Babasıyla birlikte kalmaya veya ona tabi olmayı reddeder ise babanın kız çocuğuna gereken harcamalarda infakta bulunmak yükümlülüğü yoktur.

15:57

Güvenilemiyor ise babaları onları yanına alır. Kıymetli ve muhterem izleyenler dersimiz velayet ile devam ediyor. Velayet Raşit durumdaki büyük bir kişinin kasır durumdaki birinin şahsi ve mali işlerini yürütmesidir. Kasır ise eda ehliyetini tam olarak bulundurmayan kimseye denmektedir. Hanefi’lerin dışındakilere velinin abdın rükünlerinden bir rükün olduğunu belirtmişlerdir. Hanefi’leri göre küçük çocuk, deli ve kölenin nikâhında ise sıhhat şartı olduğunu söylemiştik. Yine şahsa velayet ve mala velayet, şahsa velayet kasırın bakım, koruma, eğitim, öğretim ve evlendirme gibi şahsi işlerini gözetmektir. Mala velayet ise kasırın yatırım, alışveriş, kiralama ve rehin gibi işlerini yönetmektir. Evet, kıymetliler Hanefi’ler istesin veya istemesin sözün başkası hakkındaki uygulanmasıdır diye velayeti tarif ettiklerini görüyoruz. Şahsa velayet konusunda veli ve yetkileri Hanefi uleması oğul, baba, dede, erkek kardeş ve amcadır velayet sıralaması. Asebe anneye sonrada diğer zevil erhama geçer. Asebeden kimse olmazsa anneye daha sonrada zevil erhama geçer. Maliki uleması oğul, baba vasiyet kardeş, dede ve amca bunlarda böyle sıralamışlardır. Terbiye ve eğitim sağlığının korunması eğitim ve sağlığın korunması, öğretim, evliliğe delalet etmek kasır olan kişi kız veya kadın ise korunup gözetilmesi vacip olur. Erkeklerle iç içe olacağı bir yere teslim ederek sanat ve meslek öğretmesi caiz olmaz. Kız çocuğuna burada yüce İslam’ın ayrı bir ortam güven ortamı hazırladığını görüyoruz. Buluğ ve akıl Müslüman ise velinin de Müslüman olması baliğ veya akil olmayanın velayet hakkı yoktur. Savurgan, israfçı sefihinde yoktur. Fasığın da velayeti olmaz ihmal eden birinin de velayet hakkı yoktur. Şahıs üzerindeki velayetin sona ermesi konusunda erkek için on beş yaşına girmesi ya da tabii buluğ belirmesi ile sona erer. Dişi için ise bu dönem evlenmesi ile biter. Kocasına geçer ondan sonra velayet. Eğer evlenmezse kendine güven duyuncaya ve yaşlı hale gelinceye kadar başkalarının velayetinde kalır.

20:40

Maliki uleması velayet sebebin kalkmasıyla biter sebep ise küçüklük, delilik, bunaklık ve hastalıktır. Mali olan velayet kasırın malı varsa velayet babanındır. Hanefi uleması babaya, vasisine, sonra dedeye, sonra vasisine, sonrada Kadı’ya yani hâkime ve onun vasi tayin ettiği kimseye geçer. Maliki ve Hambeli’ler hâkim yoksa Müslüman cemaate düşer demişlerdir. Şafilere göre babaya düşer sonra dedeye demişlerdir. Velayetin illeti bulununca velayette bulunur. Veli olan kişide aranan şartlar; Veli tam ehliyetli olmalıdır buda buluğ, akıl ve hürriyet ile olur. İsrafçı ve savurgan, sefih kimse olmamalıdır. Kasırla din birliği olmak olması da gereklidir. Velinin mal üzerindeki tasarrufları konusunda tasadduk etmek ya da fahiş bir aldanma ile alışverişte hibe etmek veya alışverişte bulunmak gibi sırf zarar olan tasarruflarda bulunması caiz değildir. En güzel olandan başka bir yol ile yetimin malına yaklaşmayınız buyuruyor Cenabı Hak Enam suresi152. ayeti kerimede. satın alma hususunda tasarrufu geçerlidir. Satma bunun aksidir geçerli değildir. Teberru edemez baba teberru edemez küçük ve benzerlerinin malından yani bir şey teberru edemez baba olduğu halde. Borç olarak da veremez kendine de borç olarak alamaz. İşte görüyorsunuz baba veya dedenin tayin ettiği kimse vasilerden biri hâkimin tayin ettiği kimsedir biride. Buluğ, akil, Müslüman olması adalet yine çocuğun görüşüne göre değil kadın kadını vasi tayin etmek sahihtir. Ulemanın çoğunluğuna göre Cumhur’u ulema amanın vasi tayin edilmesi sahihtir demişlerdir. Evet, kıymetli ve muhterem izleyenler. Mala velayet, velayetin sebebi olan küçüklük durumunun kalkması rüşt yaşına ermesiyle velayet sona erer. Rüşt deneme ve tecrübe yolu ile bilinir. Şimdi de dersimiz eşin ve akrabaların nafakası konusunda nafakalarla dersimiz devam ediyor. Köle, hayvan, bitki, ekin, evler ve arazileri de ve teleften korumak için kapsamaktadır. Malın ziyan edilmesi haramdır.

25:20

Cumhur ekini ağaçları susuz ve bakımsız evleri ve arazileri de tamirsiz ve harap terk etmeyi mekruh görmüşlerdir. Hayvanın yedirmesi, içirmesi ve su vermesi vaciptir. Bir kadın bir kedi için azap olunmuştur çünkü açından ölünceye kadar onu hapsetmiş, ne kendisi yedirmiş nede salıp yeryüzündekilerden yemesini sağlamıştır onun için de bu kadının cehennemde azap çekmesi ve azap çektiğini Peygamberimiz söylemiştir. Taşıyamayacağını ona yüklemesi haram olur taşıyamayacağı teklifi yüklemiştir. Cenabı Hak ise hiç kimseye taşıyamayacağı yükü teklifi yüklememiştir. Hayvan içinde aynısı olması gerekir ayrıca işkence ve zarar verilmemesi hayvanında hakkıdır. Yavrusuna zarar verecek şekilde sütünün sağılması da haram olur. Sağma esnasında eziyet etmemesi, tırnaklarının kesilmesi sünnettir. Balı kovanda bırakmakta vaciptir. Yani arıya yetecek kadar balı bırakmak vaciptir. Hanefi’ler hayvana diyaneten harcama yapması gerektiği fetvası verilir. Malı zayi etmesi tahrimen mekruh olur. Yüzü damgalamak ve yüze vurmak haramdır. Vurana yüze vurana lanet etmiştir peygamber efendimiz ve bunu tamamen nehyetmiş yasaklamıştır. İnsanın yüzüne vurmak da haramdır. Saygınlığı daha büyük olduğu için haramlığı da daha şiddetlidir. Horozları dövüştürmek veya öküzleri güreştirmek onları eziyet olduğu için sahibine haramdır. Hayvana ağır yük yükleme yolu uzatma gibi şeylerde haramdır. Yine muhaddislerimiz hayvana lanet haramdır. Sevgili Peygamberimiz bir kadın deveye lanet etti bunun üzerine şanlı Peygamber buyurdu; üzerindekini alın ve lanetli olarak onu yerinde bırakın üzerinde lanet bulunan bir deve bizimle bulunmasın buyurdu. İnsana lanette haramdır. İtlafı malın itlafı ise yine yasaklanmıştır. Yaralanan bir şeyle yaralanan ve acı çeken bir insanında öldürülmesi haramdır çünkü canlı oldukça masumdur. Hayvanlardan ısırgan köpek gibi öldürülmesi mubah öldürmesi ise mubah olan eziyet verici hayvanların öldürmesi ise hoş görülür. Nafakanın manası ve sebepleri; Nafaka el infaktan gelir buda çıkarma anlamındadır. Yiyecek, giyecek ve mesken teminidir. Örfen de yiyecek, ekmek, katık ve içecekleri giyecek, örtü ve üslüğ mesken ve eşyası örfe göre su ve aydınlatma yağı, temizlik aleti ve hizmetçi ücretini kapsar. Kendinden başla sonrada baktıklarına geç peygamberimiz buyurdular. Evlilik, akrabalık ve mülkiyet insana başkası için gereken nafaka gereklilik sebebi de üçtür.

30:28

Evlilik, akrabalık ve mülkiyet yine yiyecek, katık, giyecek, temizlik aleti, ev eşyası, mesken, hanım hizmet edilen biri ise hizmetçi evlilikle gelen hukuki görevlerdir bunlar. Maliki uleması anne, baba, çocuklardır yani bunlara nafaka vaciptir. Anne babaya da ihsanı emretti yüce Rabbimiz İsra suresi ayet 23. Onlara dünyada iyi davran buyuruyor Cenabı Hak Lokman suresi ayet 15. yine peygamberimiz den gelen haber; sende malında babana aitsiniz yediklerinizin en temizi kendi kazancınızdan olandır evladınızda kazancınızdandır. Onun kazancını da afiyetle yiyin. Çocukların annelerin maruf bir şekilde yiyecekleri ve giyecekleri çocuğun babasına aittir Bakara suresi ayet 233’te buyruluyor. Eğer sizin için çocuğunuzu emzirmiş iseler emzirme ücretlerini onlara veriniz buyuruyor Cenabı Hak Talak suresi ayet 6. Sana ve çocuğuna normal yetecek kadarını al ana, baba ve çocuk için vaciptir. Şafi mezhebi uleması ana, baba, evlat yakınlığıdır yine dede ve nineler babanız İbrahim’in dini buyuruyor. Ey Âdemoğulları buyuruyor. Hanefi mezhebinde mahrem olan her şey için her yakın için gereklidir. Allah’a kulluk edin ona bir şeyi şirk koşmayın ana babaya ve akrabaya ihsanda bulunun Ayet. Nisa suresi 36. Akrabaya hakkını ver İsra suresi.26. Dedim ki Ya Resulullah kime iyilik edeyim buyurdu ki annene sonra kime yine annene buyurdu. Ya Resulullah sonra kime dedim. Annene buyurdu sonra kim dedim, buyurdu ki babana sonrada sırayla en yakın akrabalarına buyurdular. Şimdi kıymetliler varise de bunun misli vardır Bakara suresi ayet 233. Mahrem olan yakınlık sahibi varise de bunun misli vardır. Mahremlikle sınırladılar çünkü uzaktakinin değil de yakın akrabanın gözetilmesi vaciptir. Nafaka, usul, furuh mahrem olan akrabalar için gerekir. Hanbeli mezhebi usul, furuh ve kardeşler amcalar ve çocuklar gibi yakınlardan varis olan her akrabaya gerekir. Varis olsunlar veya olmasınlar nafakaya müstahaktırlar dedi Hanbeli’ler. Hanefi’ler de ise varisin üzerine de bunun misli vardır buyruluyor ayeti kerimede. Fukaha, babalar, anneler, çocuklar ve eşlere zor ve aciz olmaları durumunda nafakayı gerekli görmektedir.

35:05

Anne zengin olursa anne nafaka vermekle emredilir. Harcadığı nafaka babanın üzerine borç sayılır. Yine İbni Hazma göre koca kendi nafakasından aciz ve hanımı da zengin olursa hanım nafaka ile görevlendirilir sonra koca zengin olsa ondan verdiğini alamaz. Şu ayet buna delildir; Anaların bilinen usulde yiyecekleri ve giyecekleri babalarına aittir. Her nefse ancak takati kadar yüklenilir. Ne ona çocuğu yüzünden nede baba yine çocuğu yüzünden zarar görmemelidir ne ana nede baba. Varise de bunun misli vardır Bakara suresi ayeti kerime 233. Hz. Ali (R.a.) kadın varis olduğu için Kuran’ı Kerim nasi ile kocasına nafaka vermek de ona düşer demiştir. Akraba ve hanıma nafakanın yeterliliği prensibi konusunda ekmek, katık, yiyecek olarak verenin haline ve âdete ya da ülkenin gelir düzeyine göre yeter miktarda olması icap ettiği hususunda ulema hem fikirdirler. Çünkü ihtiyaçtan dolayı vaciptir. Sevgili peygamberimiz (A.S.) hinde sana ve çocuğuna yetecek olanı maruf miktarda al buyurmuşlardır. Yine yoksul olmalı ki buluğa ermemiş olma yaşlılık, delilik ve müzmin hastalık gibi durumlarda akraba malı bulunmayan bir yoksuldan başlayarak bunlara nafaka verilir. Maliki’ler anne baba kazanmaya muktedir ama işi terk etmiş iseler çocuğa nafaka vermek gerekmez. Kendi ihtiyacından fazla bir nafakaya sahip zengin olmalıdır. Çalışması gerekir. Evladının nafakası onun üzerine vaciptir. Kocada öyledir. Eli dar durumda da olsa eşinin nafakasını ona vaciptir. Maliki’lere göre fakir çocuğa anne babasına infak için kazanmak vacip olmaz. Nefsinden başla sonra da ailene buyuruyor peygamber efendimizden gelen haber. Sizden biriniz fakir ise kendi nefsinden başlasın artarsa ailesine yine artarsa yakınlarına versin. Ya Resulullah yanımda bir dinar var dedi adamın biri onunla kendine tasadduk et buyurdu. Başka dinar daha var dedi. Onu eşine tasadduk et buyurdu. Başka bir dinar daha var dedi çocuğuna tasadduk et buyurdu. Başka bir dinar daha var yanımda dedi onu da hizmetçine tasadduk et buyurdu. Başka bir dinar daha var yanımda dedi onu ne yapacağını sen daha iyi bilirsin buyurdu. Hanbeli uleması varisin üzerine de bunun misli vardır. Maliki’lere göre baba veya çocuk olmalıdır. Şafilere göre ise usul veya fürudan olmalı. Din birliği şartı fukaha geçimsizlik göstererek kocasının itaatinden çıkmış veya mürtet olmuş olmadıkça din ayrılığına rağmen hanıma nafakanın gerektiği hususunda müttefiktirler. Akrabaya infak için din birliği gerekliliğinde ise ihtilaf etmişlerdir.

40:02

Maliki’ler ve Şafi’ler din birliği şartı gözetmezler infak edebilir. Hanbelilerden ise iki rivayet gelmektedir. Din ayrılığı halinde de nafaka gerekir. Mutemet olan din ayrılığında nafaka gerekmez. Hanefi’ler usulün babalar yukarı doğru çıksa bile dedeler nafakası furuhun çocuklarda aşağı doğru inseler de çocukların çocukları nafakası ile eşin nafakasında din birliğini şart koşmazlar. Bu üç gurubun dışındakiler de din birliği şartı gözetirler. Erkek kendi dininden olmasalar da fakirler, ana, baba, dedeler ve ninelere infak edecektir. Erkek kendi dininden olmasalar da fakir iseler anne, baba, dedeler ve ninelere infak edecektir. Babalarla ilgili delil şu ayeti kerimedir; Dünyada onlara iyilikle davran Lokman suresi ayet 15 buyuruyor Cenabı Hak. Yine müstemen de olsalar harbi iseler Müslüman üzerine onlara nafaka vermek gerekmez çünkü dinimiz konusunda bizimle savaşana iyilikten men edilmişizdir. Orta yolu izleyen Hanefi uleması cüz-i’yet sebebi ile akrabalardan sadece usul ve furuha nafakayı gerekli saymışlardır. Zenginlik ve fakirliğin sınırı Hanefi uleması zenginlik fıtrat zenginliğidir. Asli ihtiyaçlarından fazla gayri Nami çoğalmayan bile olsa zekât almasını haram kılacak kadar bir miktara sahip olmasıdır. Bu nisap miktarı zekâtın nisabı da altından yirmi miskal ya da dinar veya gümüşten iki yüz dirhemdir. Kendi nafakasından ailesinin nafakası da zaruri ihtiyaçlarından fazla olmak şartıyla nisap miktarı mala malik olmakla kendisine zekât vacip olan üzerine yakını için nafaka vermek de vacip olur. Cumhuru ulema ise mutlak bir ölçü getirmişlerdir. Yakının yakına infakı gerekir demişlerdir. Dişi olmak, hastalık, hasta olmak, küçük olmak, deli veya bunamış olmak, körlük ve felç gibi çalışmayı engelleyen bir afete uğramak istediğin yaygınlaşması sebebiyle iş bulamayıp boşta kalmak gibi durumlar ki kazanmaya muktedir ise ittifakla nafaka verilmez. Hanefilerin ve Şafilerin görüşü kazanmaya güçleri olsa da onlar nafaka alırlar. Babayı evlendirmeleri de gerekir. Cumhur’un görüşüne göre kocanın eşine nafaka vermesi vaciptir. Kişiye baktığı kimseyi zayi etmek günah olarak yeter. Kazanmaya gücü varsa zekât alması haram olur.

45:00

Hanefi’ler ve Şafi’ler vakit ayıramayan talebeleri de kazan için özel vakit ayıramayan talebeleri de istisna etmişlerdir. İlim tahsili farzı kifayedir. Özel uğraşmakta şarttır. Hanefi’ler ahrakı da istisna etmişlerdir. Ahrak becerip kazanamayandır. Hanımına nafakası hanımın nafakası hanım zengin de olsa kocaya aittir. Babanın çocuklarına nafakasında müstakil oluşu onların yiyeceği ve giyeceği babayadır. Çocuklarınızı emzirirlerse haklarını verin onlara sana ve çocuğuna yetecek kadarını maruf ölçüsünde al nafaka anaya değil babalarına yüklenmiştir. Ayeti kerimeler bunlar; Bakara suresi 233, Talak suresi ayet 6. Sevgili peygamberimiz de buyurdular oda hadisi şeriftir ve kıymetli fıkıh kaynaklarında da mukayyettir. Çocuğun ebeveynin nafakasında müstakil oluşu Hanefi’ler, Şafi’ler, Hanbeli’ler babalarının nafakasını miraslarına göre bölüşürler. Varisin üzerine de bunun misli vardır. Evlendirme nafakadan mıdır? Cumhur’u ulema Hanefilerde bir rivayete göre çocuğun fakir babasını evlendirmesi lazımdır. Masum fakir babasını evlendirmesi lazımdır. Şafi’ler, Hambeli’ler ve Hanefilere göre ana ve baba tarafından dedelerin evlendirilmesi lazımdır. Zaruri ihtiyaçlarındandır. Zinaya düşmemek için evlilik gerek duyulan bir ihtiyaçtır. Evlilik kemaliyattandır bu Hanefilere göre daha da önemlidir. Hanefi ve Şafi mezhebinde baba fakir oğlunu evlendirmeye zorlanmaz. Hanbeli’ler ise oğlunu evlendirmeyi vacip görürler. Çocuğun babayı evlendirdiği gibi babanın da oğlunu evlendirmesi gerekir. Hanbelilere göre oğulun baba gibi anneyi de evlendirmesi lazımdır. Hambeli’ler, Şafi’ler, Maliki’ler, Hanefi’lerinde bir rivayetine göre çocuk babasının hanımına ait nafakayı da karşılar. İffeti koruyacak sayıda hanımın nafakası da vacip olur. Oğulun hanımının nafakası baba oğulun namına borçlanır sonra imkân olduğunda oğlundan alır. Hanefi mezhebi uleması küçük veya büyük amma gayp olan oğlun hanımının nafakasının babaya vacip olmadığı şeklindedir ancak onu sonradan alacaksa baba oğlu namına borçlanır sonra imkânı olduğunda oğlundan alır. Hanbeli’ler ve Şafi’ler evlendirmesi gerektiği kimsenin hanımının nafakası da ona gerekir çünkü ifafa imkânı ancak onunla olur. Hanefi uleması hâkimin hükmüne ihtiyaç olmadan vacip olur. Nafaka yargı yoluyla mıdır sorusuna Hanefi’ler böyle dediler. Usul ve furuhun nafakası Hâkim’in hükmüne ihtiyaç olmadan vacip olur. Diyaneten geri alma hakkı olur.

50:30

Usul ve furuhun dışındakilerin durumu ise ihtilaflıdır oda Hâkim’in hükmüdür. Zamanın geçmiş olması, hanımın nafakasının kalkması konusunda zamanın geçmiş olması geçmiş nafaka ibra veya hibe ile kalkar. Eşlerden birinin ölümü kadının itaatten çıkması nüşuz değmesini bile men etmiş olsa kadının nüşuzu sebebiyle nafaka düşer. Özürsüz olarak kocasının kendisine değmesini bile men etmiş kadın için söylediler. Nafaka kadından faydalanmaya mukabildir. Hanefilere göre nüşuz ile düşen nafaka farz olan nafakadır esah görüşte borçlanılan değildir. İzinsiz kocanın evinden çıkması, izinsiz yolculuğa çıkması nüşuz sayılır. İzinsiz nafile oruç tutsa veya hac etse yahut muayyen bir vakitte nezir yapsa kadına nafaka yoktur. Kocanın hakkı ise acildir. Hanefiler nüşuzdan döndüğü için nafaka hakkı da döner derler. Kocanın gıyabında da olsa nüşuzdan döndüğü için nafaka hakkı da döner derler Hanefiler. Riddet İslam’a döndüğünde Şafi’ler ve Hanbelilere göre mücerret dönüşüyle nafaka da döner dediler. Kadının isyanı ile meydana gelen her ayrılık nafakasını düşürür. İşin özüne bakınca Hanefi uleması mürtet kocanın oğlunu öpen ölümden dolayı iddet bekleyen fasit bir nikâhla ya da kocasından iddet beklerken nikâhlanan, şüphe ile cinsi ilişki kurulan kendisi ile cima etmek mümkün olmayan küçük çocuk naşize olarak haksızlıkla kocasının evinden çıkan zulmen de olsa mahpus olan kendisi mani olmasa da kocasının evine gidemeyecek kadar hasta olan zorla kaçırılan farz da olsa kocası yanında olmadan mahremi ile de olsa hacca giden kocasıyla hac etse ve kocası onun için çıkmış olsa sadece hazeri halde nafakasını verir sefer nafakasını ve ücretlerini vermez. Âmâ koca onu çıkarmış olsa bütün yolculuk nafakasını verir. Evet, kıymetli ve muhterem efendiler netice olarak akrabanın yakının nafakası bir aydan az içindir. Eşin ve küçüğün nafakası zaman aşımı ile düşmez. Hanefi uleması nafakadan kaçınanın cezası hakkında hapis edileceğini söylemişlerdir. Yine peygamber efendimiz(A.S.) bir adama nefsinden başla ona tasadduk et bir şey artarsa ehlin için ehlinden de bir şey artarsa yakınların içindir. Yakınlarından da bir şey artarsa şöyle buyurmuştur; Ebu Hureyre bir hadisi şerifinde de bir adam peygamber efendimize gelerek (A.S.) ya Resulullah yanımda bir dinar var dedi onu kendine tasadduk et buyurdu. Başka bir dinar daha var dedi. Onu eşine tasadduk et buyurdu. Başka bir dinar daha var dedi, onu çocuğuna tasadduk et buyurdu. Başka bir dinar daha var yanımda dedi, onu hizmetçine tasadduk et buyurdu. Başka bir dinar daha var yanımda dedi, onu ne yapacağını sen daha iyi bilirsin buyurdu. Bir adam dedi ki ya Resulullah insanların hangisi benim güzelce kendisiyle ilgilenmem için daha evladır. Annen buyurdu, sonra kim dedi, annen buyurdu sonra kim dedi annen buyurdu, sonra kim dedi baban buyurdu. Evet, kıymetli efendiler Eşin nafakası konusunda evlilik akdiyle kocasına vacip olan asli haklardan bir haktır. Nafakanın manası ailesine harcadığı şey olduğunu açıklamıştık. Vacip oluşu müttefiktirler. Bütün âlimler hem fikirdirler bu konuda. Fasitliği nafakayı geri alır. Evliliğin fasitliği veya batıllığı ortaya çıkarsa koca yine verdiği nafakayı geri alır dediler. Vacipliği Kuran’ı Kerim, sünneti şerif, icma ve akıl ile sabittir Talak suresi ayet 6’da imkânı geniş olan nafakayı genişliğine göre versin rızkı kendisine daraltılmış bulunan fakirde nafakayı Allah’ın ona verdiğinden versin. Allah bir nebze ona verdiğinden fazlasını yüklemez. Yine ayeti kerimede annelerin maruf şekilde yiyeceği, giyeceği çocuk kendisinin olan babaya aittir onların da gücünüz yettiği ölçüde oturduğunuz yerde oturtun. Yine sevgili peygamberimiz veda haccında kadınlar hakkında Allah’tan korkun onlar sizin yönetiminize verilmişlerdir. Allah’ın emaneti ile aldınız onları namuslarını da Allah’ın kelamıyla helal ettiniz kendinize. Maruf şekilde rızıklarını ve giyeceklerini temin etmeniz onların sizin üzerinizdeki haklarıdır. Biliniz ki sizin kadınlarınızda haklarınız vardır, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlarınızdaki hakkınız yatağınıza hoşlanmayacağınızı koymamaları evlerinize hoşlanmayacağınızı sokmamalarıdır. Onların sizlerdeki hakları da giyecek ve yiyeceklerinde onlara iyi davranmanızdır buyuruyor sevgili peygamberimiz (A.S.) Ya Resulullah Ebu Süfyan cimri bir adamdır bana ve çocuğuma yetecek olanı vermiyor dedi bunu Hint söylüyor. Resul’ü Ekrem (A.S.) da sana ve çocuğuna yetecek olanı maruf ölçüsünde al diye cevap verdi. İcma’dan delil âlimler naşize hariç kadınların baliğ olmaları halinde nafakalarının kocalarına vacip olduğundan müttefiktirler.

1:00:09

Hanefi uleması kendisinden faydalanamayacak derecede küçüğe nafaka yoktur akli delil kadın evlilik akdi gereği kocası için mahpustur. Yalnız kocasına ait olduğu için tasarruf ve kazanmaktan uzaktır kadına infak etmelidir. Nafaka kime vacip olur? Hür ve hazır bulunan kocaya vacip olduğunda ittifak vardır. Nefsini kocaya teslim ettiğinde ihtiyacı olan bütün yiyecek, içecek, giyecek ve meskeni sağlamak kocasına aittir. Vücubunun sebebi kendisine ait kılarak alıkoyma hakkına sahip olmasıdır. Sahih bir nikâh ile kocanın karısını evinde alıkoyma hakkı doğmuştur. Cumhur da şöyle demiştir; kadının erkeğin eşi olmasıdır. Onları imkânınız ölçüsünde oturduğunuz yerde oturtun buyuruyor ayeti kerime. Cumhur’u ulema kadın nefsini kocasına tam bir şekilde teslim etmelidir. Sevgili peygamberimiz Aişe validemiz (R.A.) evlendikten iki sene sonra gerdeğe girdi gerdeğe girmeden önce ona infakta bulunmadı. Evlilik sahih olmalıdır. Gerdekten önceki şartlar Maliki’lere göre fakirliğin süresince Allah hiçbir nefse verdiğinden başkasını yüklemez. Naşize kadın kocasının evinden çıkınca nafakası düşer. Çalışan ya da memure kadın koca kadının çalışmasına razı olmaz ve onu çalışmaktan nehy eder ve kadın ona rağmen iş için ararsa nafakadaki hakkı düşer. Asi olan kadın anlamına gelmektedir naşize nüşuz. Şeriatte ise hakkı olmadan kocasının evinden çıkan kadın demektir. Kadın şart koşsa bu şart Hanefi’ler de fasittir. İşinde kalmayı şart koşsa mülgadır, akit ise sahihtir. Koca işini engelleyebilir. Çalışmaya devam ederse nafakadaki hakkı düşer. Maliki’ler bu şartı sahih kabul eder ancak böyle bir şart mekruhtur. Kadını işten alıkoyabilir. Kocasının isteğine cevap vermez ise naşize sayılır ve nafakası düşer. Hanbeli’ler kabul edilmişse alıkoyamaz naşize olamaz. Şafi’ler böyle bir şartı kabul etmez. Kocanın izni olmadan onun evinden çıkma nüşuz sayılır. Koca zararlı olacak bir şeyden onu engelleyebilir. Kocasına muhalefeti onu tedip eder. Hasta kadına infak ittifakla nafaka verilmesi vaciptir. Bütün mezheplerin fakihleri ki hak mezhepler vacip olmadığını söylemişlerdir. Malı varsa harcama malından yapılır yoksa nafakası kimin üzerine ise o harcama yapar ki buda birinciye kocası gelir. Fakihlerin içtihatları da zamanlarındaki mevcut örfe dayalı idi. Tedavi masraflarının da kocaya gerekeceği kanaatindeyiz. Çocuk için gerekli tedavi masraflarının babaya düştüğünün icma ile sabit olması gibi. Kadının habs edilmesi yolculuğu yine başka bir yere taşınması üzerlerine tazyikte bulunmanız için onlara zarar vermeyin ne zarar etmek ne de zarar görmek vardır buyuruyor sevgili Peygamberimiz. Yiyecek nafakası neyle takdir edilir ile dersimiz devam edecektir. Kıymetli izleyenlerimiz yiyecek nafakası neyle takdir edilir konusunda da sana ve çocuğuna yeterli olanı maruf şekilde al buyuruyor sevgili Peygamberimiz. Annelerin rızkı ve giyecekleri maruf bir şekilde babaya aittir. Onların sizin üzerinizdeki hakkı maruf bir şekilde yiyecek veya giyeceklerini temin etmenizdir buyurdu sevgili peygamberimiz veda haccında da. Hanefiler ve Maliki’ler para vermesini caiz görmüştürler şimdiki uygulama zaten böyledir. Şafi’ler şöyle derler: Varlıklı kocanın hanımına her gün iki müt fakir olanın bir müt temin etmesi lazımdır. Orta halli olanında bir buçuk müt temin etmesi gerekir. İmkânı olan imkânından infak etsin buyuruyor Cenabı Hak Talak süresi ayet 7. Her fakir için iki müttür buyruluyor. Şafilerin takdirine göre esah olan müt iki bin dokuz yüz yetmiş beş gramdır. Dolayısı ile ona göre ya kıymeti ya kendisi takdir edilir buda Şafilere göre yağ, tereyağı, peynir, hurma, sirke ve alışık olan için meyve yörenin âdeti et veya diğer lazım olan şeyler. İmkânı geniş olan nafakayı genişliğine göre versin. Rızkı kendisine daraltılmış olan fakir de nafakayı Allah’ın ona verdiğinden versin buyuruyor Talak suresi ayeti kerime 6. Sana yeterini al buyuruyor hadisi şerif te sevgili peygamberimiz. Maliki’ler bir buçuk rıtıl buğday ya da arpa veya mısırdır. Hanefi’ler ve Şafi’ler kadınlarınıza yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, onları dövmeyin ve yüzlerine de vurmayın buyuruyor sevgili peygamberimiz. Yine buyuruyor Hanefi’ler ve Maliki’ler günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak ödenmesinde daha uygun ve kolay olana ayarlanarak takdir edilir dediler.

1:10:03

Günlük veya haftalık memurun aylık zengin servet sahiplerinin de yıllık olarak takdir edilir. Her günün akşamında bir sonraki günün gün için verilir. Güneş doğumunda verilir buda Şafi’ler ve Hanbelilere göredir. Giyim konusunda babaya da onların rızkı ve giyimleri de çocukların babasına aittir buyurmuştur Bakara suresi ayet 233. Sevgili peygamberimiz onlarında sizdeki hakkı marufun marufla rızıkları ve giyeceklerini temin etmenizdir demiştir. Hinde de sana ve çocuğuna yetecek olanı marufla al buyurmuştur. Emsalinin normalde giydiği elbiseye göre yeterli miktarı tayin eder. Giyecekte vacip olanın en azı kamis; bütün bedeni örten dikili elbise, seravil; bedenin alt kısmını örtüp avreti koruyan dikili elbise başörtüsü veya peçe ile ayağa giyilen şeydir. Yaz ve kış her sene iki defa örf ve âdete göre yaz da yazın kışta da kışa uygun olan elbise verilir. Şafi’ler ve Hanefi’ler giyecek her altı ayda bir verilir. Mesken uygun bir mesken gerekir onları imkânınız dâhilinde oturduğunuz yerde oturtun buyuruyor Cenabı Hak. Onlarla iyi geçinin buyuruyor önceki ayet Talak 6, sonraki Nisa 19. Yine ayeti kerimede imkânınıza göre buyurulması ona ait müstakil bir yer olmalı, bu Hanefilere göredir vacip kılmıştır hak vacip oldu ise ondan başkası onda ortağı olamaz. Maliki’ler birimleri ile beraber müstakil bir odadır. Hanefi’ler aynı katta başka bir odada ikinci kadın olmamalıdır. Kadının kumasıyla kalması ona zarar verebilir. Erkeğin yakınları varsa Hanefi uleması söz veya fiille kadına eziyetleri sabit olursa oturtamaz. Hanefi uleması küçük de olsa kadınla kocadan başka kimse kalamaz. Maliki’ler bunu caiz gördüler. Cumhur’un görüşü ise mesken döşeli olmalı, mutfak malzemeleri ve diğer araç gereçlerin olması, yıkayacağı şey ve aydınlatma bunlar bulunmalı. Marufla muameleden sayılmıştır. Tuvalet, mutfak ve çamaşır kurutma yeri gibi bölümleri ihtiva etmesini şart koşmada ittifak ettiler. Hizmetçi tutmasıdır zengin için evla olan. Cumhur’u ulema, İmam’ı Azam, İmam’ı Muhammed, Şafi ve Ahmed bir hizmetçi onun şahsına yeter demişlerdir. Hizmetçi kadın veya mahrem bir yakını olabilir. Hanbelilere göre ehlikitap kadınlardan da olabilir mubahtır demiştir. Şafi’ler hizmetçinin nafakası da hanımınki gibidir demişlerdir. Karısı elinden geldiğince kendi hizmetini kendi görmelidir. Temizlik aleti ve eşyası ebe ve temizlik aletlerinin ücretinin koca tarafından sağlanmasının vücubun da ittifak etmiştir kıymetli fakihler. Hanefi uleması kocanın mutfak gereçlerini sağlaması gerekir. Kına ve sürme lazım değildir. Erkeğin tercihine kalmıştır. Haftada bir et gerekir sürme veya kına gibi bunlarda gerekir. Şafilere göre hamam ücreti gerekir yine pişirme aletlerini de alır. İnfaktan kaçınmanın hükmü hâkim malını cebren satar haps eder. Sevgili peygamberimiz zenginin oyalaması zulümdür. Malını ve cezasını mubah kılar buyuruyor. Darda ise kolaylık anına kadar mühlet verilir Ayet Bakara 280. Maliki’lerin dışındaki ulema darda ise kolaylık anına kadar mühlet verilir Ayet Bakara 280. Kavline göre zenginleşinceye kadar üzerinde borç kalır. Hanefiler fakirlik sebebiyle eşlerin arası ayrılmaz borca dönüşür dediler. Şafi’ler ve Hanbelilere göre kadın evliliği fesh etme hakkı olur. Yine sevgili peygamberimiz kadınına infak edecek bir şey bulamayan adam için araları ayrılır buyurmuştur. Geçindirdiğinden başla dedi ki kimi geçindiriyorum Ya Resulullah? Buyurdu ki; beni doyur yoksa ayır diyen kadınını dedi. Maliki’ler Allah bir nefse verdiğinden başkasını yüklemez. Cumhur’u ulema borç olacağı görüşündedir. İmam’ı Azam sadece hâkimin mecbur etmesiyle mecbur olur demiştir. Cumhur’un delili Hz. Ömer kadınlarına ya infak etmelerini ya da boşamalarını istemiştir. İmam’ı Azam Ebu Hanife günü birlik vacip olur yani kadın nafakası için söyledi. Hanefilerin görüşü eşi, küçük çocukları ve ebeveyni için konur. Gaip bir şahsın malında nafaka ancak bunlar için konur dedi. Yine kadına Allah’ın adıyla yemin ettirilir. Malı varsa hâkim o maldan nafaka koyar. Mal harcayacak vekilde bırakmadığına yemin ettirir. Bu yemin yemini istisak diye isimlendirilir. Hanefi’ler fakirliği boşamaya gerekçe olmaz dediler. Cumhur’un görüşü ise erkeğin fakirliği ile kadını boşar kocaya borç sayılır. Hanefi uleması yargı yani mahkeme veya karşılıklı anlaşma ile zimmette borç olur dediler. Kadının kocaya isyanı ile ve eşlerden birinin ölümü ile de düşer delilleri sıla karşılıksız verilmiş bağıştır bir yandan da karşılıktır. Yargı veya anlaşma yolu ile borç olmaktadır.

1:20:33

Cumhur ise eda veya ibra ile düşer. Delilleri nafaka karşılıktır. Şari nafakayı vacip kılmıştır. Rici talakla boşanan kadının nafakasının vacip olduğunda ittifak vardır. Eğer hamile iseler doğurana kadar onlara infak edin buyuruyor Cenabı Hak Talak suresi ayet 6. Maliki’ler meskeni gerekli saydılar. Bain talak ile boşanan konusunda da ihtilaf ettiler. Hanefi’ler koca hakkı için intibasından dolayı üç çeşidiyle de kadına nafakayı gerekli gördüler. Hanbeli’ler ise nafakayı gerekli görmemişlerdir. Resulullah (S.A.V.) kesin boşanan Fatıma Binti Kays’a nafaka ve mesken verilmesine hükmetmedi. Maliki’ler ve Şafi’ler Allahu Teâlâ’nın onları imkânınız dâhilinde oturduğunuz yerde oturtun buyuruyor bu ayeti kerimesindeki buna istinaden mesken gerekli görerek orta yolu tuttular. Hamilelik nafakası Maliki’ler hamlin nafakasını babasına vacip olduğu görüşündedir. Hamilden dolayı gerekir. Vacip olmakla ayrılması ile de düşmektedir. Kendisi için gerekir. Nafakanın öne alınması İmam’ı Azam, İmam’ı Ebu Yusuf geri alamazlar hibedir demişlerdir. Muhammed ve diğer imamlarda dediler erkek geri kalan müddetin nafakasını alabilir dediler. Nafakadan ibra geçmiş nafakalardan ibra Hanefilerde nafaka hâkimin kararı ya da eşlerin anlaşması ile konmuş ise ibra sahihtir dediler. Cumhur ise bundan ibra sahihtir. Gelecekteki nafakadan ibra henüz nafaka vacip olmamıştır, ibra kabul etmez. Hanefi’ler caiz görürler. Hul ve talak dışında ibra sahih olmaz. Nafaka borcu ile ödeşme; Hanefi uleması ödeşme istemesi caizdir. Cumhur mutlak olarak ödeşme sahihtir dediler zira nefsin ihyası borcun ödenmesinden öncedir. Nafakaya kefalet: Hanefi uleması yargıdan veya anlaşmadan sonra ve borçlanmadan önce kefalete istihsanen cevaz vermişlerdir. Cumhur’u ulema nafakaya kefalet sahihtir dediler. Erkeğin zimmetinde sahih bir borç kabul edilir. Yolculuk sebebiyle nafakaya kefalet: Tahmin ettiği müddet kadarını alır dediler. Geçmiş ve gelecekteki nafakanın kefaleti: Hambeli’ler caiz görmüşlerdir. Şafi’ler ise müstakbel nafakanın tazminini caiz görmediler.

1:25:10

Nafakada sulh: Hanefi’ler bir meblağ üzerinde uyuşma gibi hâkimde yeniden ayarlaya bilir dediler. Yine furuha infak etmenin vacip oluşu annelerin yiyecekleri ve giyeceklerini maruf bir şekilde temin etmek babaya aittir. Sana ve çocuğuna yeteni maruf bir şekilde al çocuğun ve eşin nafakası babaya aittir vaciptir. Cumhur’a göre kendi çocukları ile çocukların çocuklarıdır torunlarının nafakasını karşılar. Yine cüziyet vacip olur. Dede hangi yönden olursa olsun torunlarının nafakasını karşılar çünkü çocuk kişinin kendi çocuğu ve ondan dünyaya gelenleri kapsar. Bu sahihtir bu nafaka miras sebebiyle değil cüziyet birbirinin parçası olmak sebebiyle vacip olur. İmam’ı malik ise sadece kişiye kendi çocukların nafakasının vacip olduğu görüşündedir. Evet, kıymetli ve muhterem efendiler baba veya dedenin infaka kadir olması, kazanması vacip olur. Kazanmazsa hâkim onu haps eder. Maliki’lere göre fakirse zorlanması vacip olmaz. Çocuğun fakir ve malsız ve kudretsiz olması bir evi olanda fakir sayılır ikinci bir meskeni olursa muhtaç sayılmaz. Acizlik meselesi küçüklük kız ise hizmetçi olarak işe konmaz halvet tehlikesi vardır caiz değildir kadının yanında caiz olabilir. Büyük çocuğa gelince gerekmez. Delilik, acizlik gibi aklındaki bir afetten körlük, felç gibi ilim tahsil etmesinden dolayı, hastalıktan dolayı kazanamıyorsa nafakası verilir. Hanbeli’ler sağlıklıda olsa fakir olan büyük çocuk için nafakayı vacip sayarlar. Evleninceye kadar dişiler hakkında babasının üzerindedir. Evlenince de kocasının üzerinde olur. Çalışmaya mani olan durumlar; hastalık, körlük, felç, delilik, bunaklık gibi ilim tahsili babasına gerekir farzı kifayedir. Hanbelilere göre din ayrılığı olmamalı din ayrılığı sebebiyle nafaka vacip olmaz. Nafaka iyilik ve sılada yardımlaşmadır. Varis değilse yakınlık olmadığı için nafakada yoktur. Cumhur’u ulema annelerin yiyecek ve giyeceklerini maruf bir şekilde baba temin eder Ayeti kerimede buyrulmuştur böyle. Doğum çocukların nafakasının babanın üzerine olmasının sebebidir. Din birliği olsun veya olmasın doğum sabittir. Allah’u Teâlâ mümini ve gayri Müslim’i aynı şekilde rızıklandırmaktadır bu Hanbelilerin dışında Cumhur’un görüşüdür.

1:30:05

Baba mevcut ve zengin ya da kazanmaya muktedir ise burada ittifak vardır babaya bu nafaka gerekir, babaya gerekir çocuklarda ondan bir parçadır. Baba mevcut değil ise ya da fakir, hastalık, yaşlılık gibi bir sebeple kazanmaktan acizse Hanefilere göre usul üzerine aittir. Nafakaları usulden zengin ise erkek veya kadın varlıklı olan usul üzerine aittir. Zengin ise yalnız dedeye ya da zenginse yalnız anneye düşer. Nafaka anneye üçte bir dedeye de üçte iki düşer. Nineye altı da bir dedeye de geri kalan düşer. Nafaka derece olarak en yakının üzerine gerekir. Mirasçı olanın üzerine olur diğerine olmaz. Maliki’lere göre nafaka sadece babaya düşer başkasına değil. Peygamber efendimiz yanında bir dinar var diyen adama şöyle buyurmuştur; Kendine harca, ehline harca, hizmetçine harca buyurdu başka var dediğinde de onu sen daha iyi bilirsin buyurdu. Evet kıymetliler Şafi’ler baba bulunmazda aciz olursa bulunuyor da aciz ise bir ana çocuğu sebebiyle zarara sokulmasın annenin üzerine olur. Nine anne gibidir, dede baba gibidir dedi Şafilerde. Nafaka yakın olana lazım olur. Hanbeli’ler babası yoksa her mirasçıya mirastaki payı kadar düşer. Annelerin yiyeceği ve giyeceğini maruf bir şekilde temin etmek babaya aittir varisin üzerine de bunun misli vardır buyurmuştur Talak suresi ayet 6. Sevgili peygamberimiz (A.S.) kime iyilik edeyim dediğinde annene, babana, kız kardeşine ve erkek kardeşine buyuruyor. Vacip bir hak ve sıla-i rahim sahibi olarak kölene şeklindedir. Sevgili peygamberimizden bunu dinledikten sonra küçük çocuğun anne ve dedesi varsa anneye üçte biri nafakanın üçte biri dedeye de üçte ikisi ait olur. Varisin üstüne de bunun misli vardır buyuruyor. Nine ve erkek kardeş varsa nineye nafakanın altıda biri geri kalanda erkek kardeşe düşer. Mirasın tertibine göredir dedenin üzerinedir ondan başka yoksa. Nafaka ihtiyaçtan vacip olmuştur ve ihtiyaç miktarı kadar takdir edilir. Cihan peygamberi Muhammed (A.S.) hinde sana ve çocuğuna yetecek olanı maruf bir şekilde al buyurmuştur. Kadının nafakası ve çocuğunun nafakası kifayet miktarı kadar takdir edilmiştir. Hanefi’ler oğulun hanımının nafakasının vacip olmadığı şeklindedir. Malikilerde de erkeğin fakirliği durumunda kadının nafakası kalkmaktadır. Hanefi’lerin dışındakilere göre zamanın geçmesiyle düşmez. Hanefilere göre ise ancak yargı kararından ya da anlaşmadan sonra düşmez. Yargıdan veya anlaşmadan önce zaman aşımı ile düşer.

1:35:10

Usulün yani babalar ve annelerin nafakası konusunda Cumhur’u ulema yüce Allah’ın (C.C.) Rabbin ancak ona ibadet etmenizi ve ebeveyne ihsanda bulunmanızı emretti İsra suresi ayet 23. Ebeveynin nafakası vaciptir. Dünyada onlara marufla davran Lokman suresi ayet 15. Müslüman olmayan ebeveyn için inmiştir. Dinden muhalif olsalar da onlara infak maruftandır. Yine peygamberimiz buyurdu en iyi yediğiniz kazancınızdandır, evladınızda kazancınızdandır, onu afiyetle yiyin. Annene, sonra annene, sonra annene, sonra babana, sonrada sırayla akrabana Cumhur’a göre babalar, dedeler, anneler ve ninelerdir nafakaları gerekenler yine ebeveyn kelimesinin Âdem ile Havva için kullanılmıştır. Babanız İbrahim’in milleti buyurmaktadır. Ulema bir kimseye ninesinin haram olduğuna icma etmiştir. Anneleriniz size haram kılındı. İmam’ı Malik babalar ve annelerdir oğulun çocuğuna gerekmediği gibi dede ve nineye de nafaka gerekmez. Sahih olan Cumhur’un kavlidir. Usule nafaka düşmesinin şartları; asil, fakir ya da kazanmaktan aciz olmalıdır. Onlara öf bile deme diyor Cenabı Hak İsra suresi ayet 24. Maliki’ler ve Hanbelilere göre kazanmaya kadir ise ferin asıla nafaka vermesi gerekmez. Asıl yetineceği kazanca zorlanır nafakası yoktur zira nafaka yardımlaşma iyilik ve sıla içindir kazanan yardımlaşmaya muhtaç değildir. Ferin malının olması ya da Cumhur’a göre kazanmaya muktedir olması şarttır. Cumhur’u ulema ferin malı kalanı fazla olmalıdır kendi nafakasından fazla olmalıdır. Peygamberimiz (A.S.) sizden biriniz fakir ise kendisinden başlasın artarsa ailesine yine artarsa yakınlarına versin kendinden başla sonrada geçindirdiklerine verirsin kendine, çocuğa, hanımına ve hizmetçiye buyurdular. Hanbeli’ler varis olmalıdır infak eden dediler. Varisin üzerine de bunun aynısı diyen ayeti kerimeyi istinaden din ayrılığı ile vacip olmaz dediler. Hanefilere göre mirasa müstahak bir yakın olması şarttır ancak Maliki’ler Şafilerle beraber din birliği şart değildir dediler. Gayri Müslim ebeveyn hakkında şöyle buyurmuştur yüce Allah; ilmin olmayan bir şey de bana şirk koşman için anne baba seninle uğraşırlarsa onlara itaat etme dünya hayatında onlara marufla davran buyuruyor Lokman suresi ayet 15. Usulün nafakası kimin üzerine vaciptir. Usulün nafakası çocuğa vaciptir. Hanefilere göre erkekler ve kadınlar arasına eşit şekildedir.

1:40:20

Cumhur’un reyinde çocuğun çocuğu üzerine de düşer. Maliki’lere göre oğulun çocuğuna vacip olmaz. Furuhun birden çok olması Hanefilere göre bölüştürülür. İki oğul, iki kız ve bir oğul, bir kız gibi erken mirasta kızın bir kat fazlasını aldığına bakılmaz. En yakının üzerine olur. Kız ve oğlun kız ve oğlun oğlu gibi yakınlık dereceleri değişirse aslın nafakası en yakının üzerine olur. Maliki’ler zengin çocuklar arasında zenginliklerine göre taksim edilir. Şafi’ler eşit şekilde infak ederler en yakın olanın üzerinedir. Nafaka mirasa göre tespit edilir. İnfak miktarında eşittirler iki rivayet vardır Hanefi’lerin dediği gibi. Miras durumuna göre dağıtılır da demiştir. Hanbeli’ler mirastaki gibi üçte bir, üçte iki olarak tespit edilir. Varise de bunun aynısı düşer buyuruyor. Usulün nafakasının miktarı Kifayet miktarı kadar vacip olur. İhtiyaca binaen vacip olmuştur. Cumhur’u ulema çocuğu babasının hanımının nafakasını sağlamalı ve bir kadınla onu evlendirmelidir. Maliki’ler ve Hanbelilere göre iffet biri ile sağlanmıyorsa birden fazla hanımla evlendirilmesi lazımdır çünkü baba buna muhtaçtır olmazsa zarar görür o yüzden nafaka gibi de vacip olur. Hanefilerle racih olan Hanefilerde babanın hanımının nafakasının vacip olmadığıdır. Zevce, eş en büyük lezzetlerdendir. Baba için oğlun temin etmesi vacip değildir. Evet, kıymetli ve muhterem izleyenler dersimiz mükemmel bir şekilde devam ediyor.

 

(Visited 66 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}