hayat veren Tefsir 167-01

167- Tefsir Ders 167 hayat veren nurun keşif notları

 

167- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 167

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

(Mâide Sûresi 4’üncü Âyet-i Kerime’den 7’nci Âyeti Kerime’ler)

 

 

يَسْأَلُونَكَ مَاذَا أُحِلَّ لَهُمْ قُلْ أُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُ وَمَا عَلَّمْتُم مِّنَ الْجَوَارِحِ مُكَلِّبِينَ تُعَلِّمُونَهُنَّ مِمَّا عَلَّمَكُمُ اللّهُ فَكُلُواْ مِمَّا أَمْسَكْنَ عَلَيْكُمْ وَاذْكُرُواْ اسْمَ اللّهِ عَلَيْهِ وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ ﴿٤﴾

الْيَوْمَ أُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُ وَطَعَامُ الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ حِلٌّ لَّكُمْ وَطَعَامُكُمْ حِلُّ لَّهُمْ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ مِن قَبْلِكُمْ إِذَا آتَيْتُمُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ مُحْصِنِينَ غَيْرَ مُسَافِحِينَ وَلاَ مُتَّخِذِي أَخْدَانٍ وَمَن يَكْفُرْ بِالإِيمَانِ فَقَدْ حَبِطَ عَمَلُهُ وَهُوَ فِي الآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ ﴿٥﴾

 

 

Yüce Rabbin nur saçan insanlığı ebedî mutlu kılan ve insanları cennete hazırlayan Yüce Allah’ın hayat veren kitâbının âyetleriyle dersimiz devam etmektedir. Mâide Sûresi’nin 4’üncü ve 5’inci âyetlerinin öz anlamından sonra birde sizlere rivâyette ve dirâyette keşif notlarımızı vermeye çalışacağız. Cenab-ı Hak Yüceler Yücesi olan Eşsiz Yüce varlık Allah’u Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri buyuruyor ki, “Ey Şanlı Peygamber Hz. Muhammed’e diyor! Sana kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar. Deki: “Size iyi ve temiz şeyler helal kılındı.” İslam sana ne helal diyorsa bunlar en iyi ve en güzeldir, en temiz ve en helal olanlar İslam’ın sana işte helal dedikleridir ki, bunları Allah’u Teâlâ söylüyor. İslam Allah’ın düzenidir, kurduğu düzendir, ilâhî nizamdır, onun kânûnlarıdır. Allah’ın size öğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah’ın adını anın besmele çekin yani Bismillâhi Allahüekber deyin. Allah’tan korunun azabından. Sadece ondan korkun. Muhakkak ki Allah, hesabı çabuk görendir. Yani mahşere büyük mahkemeye iyi hazırlanın çünkü orada hesaplar süratlice görülecektir. Tam adâlet tecellî edecektir. Oraya hazırlan İslam seni Mahkeme-i Kübrâ’ya cennete hazırlıyor. İslam’sızlık ise kişiyi işte cennetin dışında kalan cezaevlerine hazırlıyor. Allah’a isyanın sonucu nedir? İşte odur. İtaatin sonucu nedir? İşte cennet ve cemâlidir o büyük mahkeme de hem beraat edeceksin hem büyük ödüller ebedî lütuflara mazhar olacaksın.

 

Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Bugün dediği İslam dünyaya doğduğu andan artık kıyâmete kadar size en iyi ve en temiz, güzel şeyler helal kılındı. İyi mi iyi, temiz mi temiz, helal mi helal ne varsa size helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Ve mü’minlerden iffetli hür kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu, hür kadınlar, zinâ etmeksizin zinâ etmeyecek, gizli dost tutmayacak, bunlar olmaksızın namuslu bir şekilde Mehirlerini ödediğiniz takdirde size helâldir. Her kim îmânı inkâr ederse, ameli boşa gitmiş olur. Yazık olur ve öbür âlemde âhirette zarara uğrayanlardandır çünkü hüsrandadır. Bunun için îmân inkâr edilirse yerine neyi koymuş olursun? Küfrü koymuş olursun. Küfrü koyarsan, şirki koyarsan, nifâkı koyarsan, zulmü koyarsan, fâsık ve fâcirliği koyarsan kendine yazık edersin. İslam îmân ve ebedî saadetin adıdır. Gerçek îmân İslam îmânıdır. Bunu hiç mi hiç sakın ola ki unutma!

 

Dakika 7:20

 

Yine Yüce Rabbimizin devam eden âyetlerinde ki yine Mâide 6 ve 7’nci âyetlerinde de bak Rabbimizin bize gönderdiği yüce kelâmını okuyarak nefsimize mânâsını duyurarak onu da bütün insanlık âlemine takdim etmeye çalışalım. Bu rahmet sofrasına herkes otursun. İslam gönüllerin bayramıdır, ruhların bayramıdır. Maddî ve manevî âlemin cennetidir. İslam dünyanın cennetidir, mezarın, berzah âleminin cennettir. Öbür âlemde de işte seni saadet âlemi olan ebedî ölümsüz âleme o cennete de buradan seni hazırlayandır. İslam kişiyi cennete hazırlar, cehennemden kurtarır. İslam kişiyi mutluluğa gerçek hayata hazırlar bütün mutsuzluklardan üzüntü, kederlerin tümünden kurtarır. Değerli kardeşim! Bize duyurmak düşer. Ötesi senin özgür, hür irâdene kalmıştır. İster o Allah’ın ey güzel kulu! İster bu Allah’ın emirlerini öpersin başının üstüne koyarsın, ruhunda, kalbinde yaşarsın. Eğer kendine yazık edersen o zaman Kur’an-ı Kerim’e inanamazsın. İnanamayınca da sonuna katlanırsın yazık olur. Cenab-ı Hak bak,

 

استعيذ بالله

Diyor ki;

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُو Ey îmân edenler! Bu âyet İslam’ın tümüne inanmışlara hitap ediyor.

إِذَا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلاةِ  namaza kalktığınız zaman, namaz kılacağınız zaman, ne diyor: فاغْسِلُواْ وُجُوهَكُمْ yüzünüzü yıkayınız.

وَأَيْدِيَكُمْ إِلَى الْمَرَافِقِ ellerinizi, kollarınızı dirseklerinize kadar yıkayınız.

وَامْسَحُواْ بِرُؤُوسِكُمْ başınızı mesh ediniz.

وَأَرْجُلَكُمْ إِلَى الْكَعْبَينِ topuklarla beraber ayaklarınızı da yıkayınız.

 

 وَإِن كُنتُمْ جُنُبًا فَاطَّهَّرُواْ وَإِن كُنتُم مَّرْضَى أَوْ عَلَى سَفَرٍ أَوْ جَاء أَحَدٌ مَّنكُم مِّنَ الْغَائِطِ أَوْ لاَمَسْتُمُ النِّسَاء فَلَمْ تَجِدُواْ مَاء فَتَيَمَّمُواْ صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَحُواْ بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُم مِّنْهُ مَا يُرِيدُ اللّهُ لِيَجْعَلَ عَلَيْكُم مِّنْ حَرَجٍ وَلَكِن يُرِيدُ لِيُطَهَّرَكُمْ وَلِيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ ﴿٦﴾

 وَاذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللّهِ عَلَيْكُمْ وَمِيثَاقَهُ الَّذِي وَاثَقَكُم بِهِ إِذْ قُلْتُمْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ ﴿٧﴾

 

 

Yüce Rab bu âyeti kerimeler de: “Ey îmân edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi, kollarınızı yıkayın. Başlarınızı mesh edin, iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz temizlenin yani boy abdesti alın. Hasta iseniz yahut yolculukta iseniz yahut biriniz abdest bozmaktan gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, su da bulamışsanız, temiz bir toprağa teyemmüm edin. Bunun içinde yüzlerinizi ve ellerinizi o toprakla mesh edin. Allah size bir güçlük çıkarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve şükredesiniz diye üzerindeki nimetini tamamlamak istiyor. Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve “işittik itaat ettik” değiniz de sizden aldığı ve kendisiyle sizi bağladığı ahdini hatırlayın. Allah’tan gereği gibi korkun, bütün varlığınızla onu sevin. Sevgi kanadı ve korku kanatlarıyla Allah’a uçarak gitmeye bakın. Çünkü Allah göğüslerin özünü çok iyi bilir. Bütün sudurlar da, göğüslerde, kalplerde, ruhlarda, içte ve dışta ne varsa hepsini en iyi bilendir.

 

Öyleyse kıymetli ve muhterem dostum, işte Rabbine gereken îmân bağlarıyla, itaat bağıyla bağlan, Hz. Muhammed’e tâbî ol, onun getirdiği şeriata uy.

 

Dakika 13:54

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(Visited 73 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}