hayat veren Tefsir 168-01

168- Tefsir Ders 168 hayat veren nurun keşif notları

 

168- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 168

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

 

           Kıymetli dinleyenlerimiz, sevgili izleyenler!

 

Şimdi bu âyetlerin size biraz keşfi üzerinde duralım. Bu âyeti kerimelerde biliyorsunuz ki, Cenab-ı Hak abdest, namaz için abdest âyeti, abdestin farziyyetini, İslam’daki yerini bildiriyor boy abdestini, guslü, gusül abdestini ve su bulunmadığı zaman teyemmümü emretmektedir. Şimdi bunların üzerinde şöyle bir duralım.

 

Bu abdest alırken insanlar doğru dürüst abdest almalıdırlar. Buhârî ve Müslim’in ve diğerlerinin de rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte: “Şu ökçelerin ateşten vay hâline!” dedi Peygamberimiz. Yani topuklarını, ökçelerini iyi yıkamayan birini gördü abdest alırken dedi ki: “Şu ökçelerin ateşten vay hâline!” dedi. Yani ateşle yıkanır doğru dürüst abdest almazsanız o kuru bıraktığınız yerler demek istedi ve şiddetle uyardı. Şimdi her konuda adâlet vaciptir. Müslümanlar her yaptığı işi doğru dürüst yapmaya çalışırlar, her yapılan doğru dürüst işin sana mükemmel bir faydası onun mutluluğu bol mükâfatı lütfu ilâhî olarak sana döner. Onun için güzel mi güzel, samîmî mi samîmî ilâhî emirler yapılmalıdır. Sırf Allah emrettiği için, sırf Allah için yapılmalıdır. Tat, lezzet, huzur burada. Yoksa çalım atarak, gösteriş yaparak başkalarına kendini beğendirmek için yapılanların hiçbirisi ibadet değil, başına belâ ve şirktir bunu unutma! Onun için burada mü’minlere vaatte vardır ki ne diyor Ebû Hayyan; şu mutlaka bilinmelidir ki: “Allah, mü’minlere vaat etti” diyor hem de fiil cümlesiyle yani maziyle geldi diyor. Cenab-ı Hak mü’mine ne vaat ettiyse kesin olarak bu yerine gelecektir. Münkire de azâbı bakın Cenab-ı Hak ne yaptı? Azâbı vaat etti. Burada da bir vahitten bahsediliyor yani azâb münkire süreklidir diyor buda isim cümlesiyle geldi. Ve dinin, İslam’ın tamam olduğunu duyan bir Yahûdî dedi ki; الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ âyeti dedi eğer biz olsaydık dedi Yahûdî bu âyetin geldiği günün saatine, dakikasına bakardık ve o günü biz bayram ilân ederdik dedi bir Yahûdî. Bu âyet ne diyordu: “Cenab-ı Hak size dininizi yüce İslam dinini kemâle erdirdim onu tamamladım, nimetimi üzerinize tamamladım. Din olarak size İslam’ı seçtim” diyen âyeti kerime burada İslam’ın ne kadar yüce bir din olduğu da ayrıca anlatılmaktadır. Hz. Ömer’e diyor bu Yahûdî tabi bu âyetin geldiği yer biliyorsunuz ki cuma günü geliyor hem de Arefe günü gelmektedir. Bu âyet-i kerime İslam’ın ebediyyata kadar mükemmel bir din olduğu anlaşılmaktadır ki Yüce Allah kendi anlatıyor. “Bu dini ben kemâle erdirdim” diyor. Öyleyse bu dinin her emri mükemmeldir. Abdesti mükemmel, namazı mükemmel, îmânı mükemmel, amelleri mükemmel, hukûku mükemmel, nizâmî ilâhî olduğu için her şey mükemmel ancak eksik ve kusur nerede? İslam’ı doğru anlamayan kafalardadır. İşte o kafaları İslam ile geliştirmek, olgunlaştırmak bütün insanlığı kemâle erdirmek için geldi İslam dini.

 

Dakika 5.55

 

Eğer insanlık kemâl bulmak, mutlu olmak, Allah’ın rızâsına vâsıl olmak, Cemâlî İlâhî’yi görmek, mazhar olmak istiyorsa, vuslata ermek istiyorsa, İslam dininin bütün değerlerini inanmalı ve yaşamalıdır. Şimdi kıraatler da biliyorsunuz ki bu أَرْجُلَكُمْ bu abdest âyetinde üstün okuyanlar var أَرْجُلَكُمْ âyetinde ki Cenab-ı Hak burada: “Ayaklarınızı da yıkayınız topuklarla beraber.” Bu üstün okuyanların kıraati ki bu kıraatin kaynağından Nâfi, İbn-i Âmir, Âsım Âsım’dan Hafz, Kisa, Yâkup kıratlarında ayaklarınızı yıkayın mest üzerine Mesih edin meşhur sünnet budur kıymetli dostlarım. Şimdi bir başka kıraat de var. Bunu bu meşhur sünnete dikkat et! Ehl-i Sünnetin çoğunluğu bunu üstün okuyan okunmasını tercih etmiş ve bunu da sünnetle ne yapmış? Tefsir etmiş açığa çıkarmıştır. Şimdi أَرْجُلَكُمْ yani esire okuyanlar İbn-i Kesîr, Ebû Âmir, Âsım’dan Ebû Bekir, Şûbe, Hamze, Ebû Câfer, Halefül Âşir kıraatlerinde Mesih ile yetinin anlamı verilmiş bu kıraatlerde de. Keffâl tefsirinde de Sahâbe’den yalnız İbn-i Abbâs, Enes Bin Mâlik Tâbiîn’den İkrime, Şâbî, Ebû Câfer Muhammed Bin Aliyyil Bakır ki Şîâ’dan İmâmiyye bunlar ayaklarda abdestin farzı Mesih demişlerdir. Fakat şuna dikkat edin! Tüm Fâkihler ve Tefsirciler yıkamaktır demişlerdir ayakları istisnâlar, azınlıklar hâriç çoğunluk. Yani tüm Fâkihler ve Tefsirciler yıkamaktır demişlerdir. Dâvûdî İsfahânî yani Zâhirîlerden her ikisini de demiştir. Ne demek? Her ikisinde yapmak vaciptir. Hem yıkacaksınız hem mesh edeceksiniz demiş Dâvûdî İsfahânî Zâhirîlerden her ikisini yapacaksınız bu vaciptir demiş. Zeydiye İmamlarında Nasır Lil Hakk’ın görüşü olarak benimsemiş Dâvûdî İsfahânî Zeydiye İmamlarından Nasır Lil Hakk’ın görüşünü benimsemiş. Hasan-ı Basrî Muhammed Bin Cerîr et-Taberî ’den Allah hepsine rahmet eylesin bol bol mükâfat bahşişlerinde bulunsun Cenab-ı Hak bütün âlimlerimize. Bunlar da mükellef serbesttir demişler yıkar veya mesh eder demişlerdir. Şimdi yıkanmamış kirli ayakla nasıl mesh edersin? Peygamberimizin hadisi var, dikkat et şimdi! Bu görüşlerin hepsi güzeldir ama daha güzel ve daha doğru ortadadır daha güzel daha doğru.

 

Dakika 10:40

 

Şimdi âyetin birde sonuna bak âyeti âyet tefsir eder, yine bir âyeti öbür âyet tefsir eder. Yine bir âyeti ne yapar? Peygamberimizin sünneti Hz. Muhammed tefsir eder, Muhammed’e de Cebrâil (AS.) ve Yüce Allah kendi tefsir eder. Onun için dâima Ulemâ’nın fikirleri, ilmi anlayışları güzeldir ama daha güzeli tam kaynağına ulaşabilmek daha güzeldir. Ama diyeceksin ki niye hepsi aynı kaynağa ulaşmamış? Cenab-ı Hak bunda da çeşitli hikmetleri var biz oraya karışmayız. Çünkü bahçede çiçek bir tane değil ki. Bütün çiçekler güzeldir ama içinde daha da bir güzeli de vardır. İlim ehli de böyledir yani kimse kimseyi tenkit etmesin sakın ve de taassupla harekette edilmesin! Bu Ulemâ’nın değişik bir mânâ ortaya çıkması büyük bir zenginliktir, en güzeli yakalamanın da yoludur bu. Bunlar böyle çalışmasalardı en güzeli nereden yakalayacaksın? O zaman câhil cühelâ devreye girerdi herkes rastgele hareket ederdi. Cenab-ı Hak âyetin sonunda  يُرِيدُ لِيُطَهَّرَكُمْ bak, buraya dikkat et! Âyeti aynı âyet kendi tefsir ediyor zaten. Cenab-ı Hak diyor ki Allah sizi temizlemek istiyor. Şimdi soralım temizlemek mesh etmek mi temizliktir yoksa yıkamak mı temizliktir? İşte gerçek ortadadır.  يُرِيدُ لِيُطَهَّرَكُمْ sizi temizlemek istiyor diyen temizlik hikmetine aykırıdır. Ne? Mesh etmek. O zaman güzelin güzeli işte nedir? Mesh değil yıkamaktır ama öyle anlar gelir ki, öyle mazeretler zuhûr eder ki, İslam hayatı hep kolaylaştıran bir din olduğu için öyle anlarda gelir ki, mesh edebilirsin bazen de mazeretin olur, şu olur, bu olur. Zaten o kuralları da koymuş İslam dini, Cenab-ı Hak. Bunun için Hz. Muhammed ne diyor (A.S.V) ayaklarını topuklarını doğru yıkamayan birine: ‚veylün lil eğgâbi minennâr‘ buyurdular.           Ayaklarını iyice yıkamayan ökçeleri biraz kuru kalana vay şu ökçelerin ateşten hâline!” buyurmuşlarıdır. Yani bu yıkanmayan yerler ateşle yıkanacaktır diye şiddetli bir uyarı vardır. Allah’a olan görevlerimizi samîmî olarak güzel en güzel yapmaya çalışalım. Hz. Muhammed’in bu sözü bu âyeti tefsir ediyor. Yani yıkamanın burada yıkamayla ilgili kıraatin daha uygun olduğu ortaya çıkmaktadır ve tekrar yıkanmasını da emretmişlerdir. Şu yıkamadığın yerler var mesh et dememiş bak, o topuklarını doğru yıkamayan adama tekrar yıkamasını emretmiş Peygamberimiz. Ve إِلَى الْكَعْبَينِ diyor bak topuklara kadar yıkayın, kaydı var ki topuklarla beraber yıkamak demektir. Yıkama burada muhkem olarak görünüyor. Mesh mücmel olarak görünüyor. Mesh etmek mücmel yıkamak muhkem görünmektedir. Bu mücmeli de kim tefsir ediyor açığa çıkarıyor? Yüksek sünnet ile bu mücmel tefsir ediliyor açıklanıyor ve bu yüksek sünnette Hz. Muhammed’in işte açıklamasıdır onun sözüdür Aleyhissalâtu Vesselâm. Ayaklarınızı yıkayınız ancak ayağınıza mest giyerseniz mestler üzerine Mesh yapabilirsiniz o ayrı.

 

Dakika 16:10

 

Nisâ Sûresi’nin 43’üncü âyetinde de yine bunları görüyoruz abdestten, gusülden, teyemmümden bahsediyor ve bunları emrediyor. Su yoksa teyemmüm yapın diyor. Demek ki su, yıkama esastır. Ancak ruhsat olarak da ne yapılmıştır? Teyemmüm suyun bulunmadığı zamandır. Yine Buhârî’nin, Müslim’in rivâyet ettiği Kütübü Sitte de var olan hadis-i şerifte Sevgili Peygamberimiz bak ne diyor: ‚’La yekbelüllahü salâten bi ğayri tuhûrin’’. “Taharetsiz hiçbir namazı Allah kabul etmez” diyor. Onun için taharetler, temizlikler güzel olmalı. Müslüman içi dışı temiz insan demektir. İslam temiz mi temiz, pak mı pak, nur üstüne nur bir dini ilâhîdir İslam. İslam her şeyiyle nur ve hakîkattir. Müslüman da bu nur olan İslam’la nurlanan ve her şeyi hak ve hakîkat olan kişi demektir. Onun için ruhsatlar gerektiği zaman bize lazım olur, ruhsatlara da sarılacağımız zamanlar olur ama faziletleri, azimetleri de durup dururken keyfi terk etmeyelim. Faziletler, azimetler bize çok şey kazandırıyor ama öyle an gelir ki ruhsat gerekli olur. Ruhsata sarılırsın o da ayrı. “Taharetsiz hiçbir namazı Allah kabul etmez” diyor. ‘’Tuhur’’ temizlik demektir ‘’vudu’’ ise abdest demektir. Hanefîler de abdestin farzı 3 yıkama birde Mesih olmak üzere 4’tür. İmâm-ı Şâfiî buna tertibi ve niyeti de eklemiş 6’dır demiştir. Ahmed Bin Hanbelî’de mazmaza, istinşak’ı da farz saymış ve 8’dir demiştir. Yani mazmaza, istinşak ağıza buruna su vermeyi Hanbelî Mezhebi farz saymıştır Ahmed Bin Hanbelî ve abdestin farzlarını o 8 demiştir, İmâm-ı Şâfiî 6 demiştir fakat Hanefîler 4 demişlerdir 3 yıkama bir nesih demişlerdir. Hanefîler de niyet, tertip, ağız buruna su vermek bunlar sünnettir Hanefîlerde. Zâhirîlerce her namaza abdesti yenilemek farzdır. Bu Hz. Muhammed’in sünnetidir bizim 4 mezhebe göre. Efendimiz (A.S.V) Râşit Halîfeler de böyle yapmıştır fakat farz değil sünnettir.

 

Dakika 20:10

 

Efendimiz fetih günü yani Mekke’yi fetih ettiği gün 5 vakti bir abdestle kılmıştır.

Hz. Ömer sormuş (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) Sevgili Efendimiz Hz. Muhammed’e soruyor. Diyor ki; Ya Resulullah! Siz bugün bir abdestle 5 vakit namaz kıldınız, bilerek mi yaptınız? Efendimiz; bilerek yaptım demiştir. Bu rivâyette Müslim’in, Ebû Dâvûd’un ve Ahmed Bin Hanbelî’n rivâyetidir. Hanefîler elinizi ölçü tutarak başınızı mesh ediniz. Başın 4’te 1’ini mesh etmek Hanefîler de farzdır. Nâsiye miktarını Mesh farz, tamamını Mesh ise sünnettir. Başın tamamını mesh etmek de sünnettir. İmâm-ı Mâlik ve Ahmed Bin Hanbel başın tamamını meshin farz olduğunu söylemişlerdir. Kim? İmâm-ı Mâlik ve Ahmed Bin Hanbel. İmâm-ı Şâfiî ise bakın bir parmak dokunmanın bile kâfi olacağını söylemiştir. Bunların bütün anlayışları mükemmeldir sakın ola ki yanlış anlamayın. Bunlardan hepsi güzeldir ama daha güzelini içinde bu güzellik yarışmasıdır, ilim yarışmasıdır, mükemmel güzellikler vardır. Fakat güzellik yarışmasında sen ne yaparsın? Sen Hanefîleri, Hanefî müçtehitlerini öbürü Mâlikî’yi, daha öbürü Şâfiî’yi, daha öbürü Hanbelî’yi almış ve böyle seçmiştir hepsi güzeldir. Bunlar bu şekilde anlaşılmaya müsaittir. Bu bir İslam caddesinin ne kadar geniş ve güzel olduğunu gösteriyor bu müçtehitlerimizin tamamına Allah kandım deyinceye kadar, yeter mi yeter deyinceye kadar Allah rahmet eylesin. Sakın taassuba kapılmayın! Bu 4 mezhebin müçtehitleri mükemmel müçtehitlerdir. Hanefîler olsun, Mâlikîler olsun, Şâfiî, Hanbelî ekolünden gelen dünya Müslümanlarının %99,9 ve 9 bütün Müslümanlar bu 4 ekolün içindeki Ulemâdan İslamiyet’i mükemmel öğrenmişlerdir. Bunlar yerden Arş-ı Âlâya doğru dikilen İslam’ın, ilmin, irfânın direkleridir bunlar eftattır, mükemmel mi mükemmeldir. Sakın yanlış kanatlara gitmeyin! Hanefî, Hanefîlerden öğrendiği İslam’ı yaşasın mükemmeldir. Mâlikî olan Mâlikî’yi yaşasın. Şâfiî, Hanbelî olan o mezheplerinin görüşlerine göre, onların İslam anlayışına göre yaşasınlar. Bunlar mükemmeldir sakın taassuba kapılmayın! Şu doğru, şu yanlış demeyin bu bir güzellik, ilmi yarışmadır. Hepsi güzel ve birbirinden güzeldirler. Burada çirkin bulamazsınız. Çirkin diyen kendi çirkindir, câhildir. Bunların bildiği ilmin zerresini bilmeyen bir adam kalkıp da ben delilden bahsediyorum işte aha elimde âyet, elimde hadis birinin yazdığını altını okuyor üstünden haberi yok. Hadisin anlamı nereye gidiyor haberi yok. O konuda kaç tane hadis var haberi yok. Bu toy hareketlerden, câhil hareketlerden, dogmatik hareketlerden, ifrât ve tefritten şiddetle uzak kalınması gerekir. Karışma Ulemâ’nın işine onun kadar müçtehit ol ondan sonra konuş. Sen bir hadis, beş hadis bilirsin, onlar bunun tamamını biliyor.

 

Dakika 25:33

 

Kur’an-ı Kerim’in o deryâsından bunlar nasip almış Allah’ın ilim verdiği müçtehit zât-ı muhteremler. Bunlara toz kondurmak yoktur hiçbirine. Ehl-i Bid’at ve dalâlet bunların dışında kalan âlim görünenler de var. Onların da doğruları al yanlışlarını alma! Bunların dışında da ulema sınıfı var. Başka mezhepler var, meşrepler var, başka ekoller var onlarında içinden doğrularını al. Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemâate uymayanları alma yani onların da yanlışları var diye doğrularına da karşı çıkma onu da söyleyeyim sana. Onların yanlışları Ehl-i Sünnete uymayan tarafları var, Mu’tezile’nin ayrı var, Müşebbihe’nin ayrı var, Mürcie’nin ayrı var, Şîâ’nın kollarında ayrı ayrı bunların Ehl-i Sünnete uymayan tarafları var, bunların var ama birde doğru tarafları da var, doğrular hep bizimdir, yanlışlar ise doğrularla giderilir. Yanlışlar doğrularla ortadan kaldırılır. Bunun şu yanlışı var diye diğer doğrularına da karşı çıkılmaz. Bu da ifrât ve tefrit olur buna da hep beraber dikkat edelim. Bizim hedefimizde kimse yok sadece yanlışlar vardır. Hedefimizde sadece yanlışları kaldırıp doğruyu oraya koymak bütün insanlığın doğrudan faydalanmasıdır. Katıksız, katkısız doğruları egemen kılmaktır. Onun için ilmin caddeleri geniştir. Âlim olmayan kişiler ilime çalışsınlar ama âlimlerin işine de karışmasınlar.

 

Sizlere bu âyet-i kerimelerin içindeki keşif notlarından not vermeye devam ediyoruz. Yıkamak, suyu âzâ üzerinden akıtmak damlamadıkça yıkama denmez. Yıkama nedir? O âzâyı yıkadığın bölgeyi yıkarken su oradan damlayacaktır. Islayıp ta su damlamayacak kadar ıslayıp bırakırsan bu yıkama sayılmaz buna da dikkat et. Bir defa yıkamak farzdır, iki iyidir, üç sünnettir, ovuşturmakta sünnettir. Ama bak İmâm-ı Mâlik ovmak farz diyor. Bunların hepsi pek güzel, hepsi güzel birbirini uyarıyor neticede ortaya ne çıkıyor? Birbirini uyararak ortaya mükemmel kusursuz bir İslam ibâdeti ortaya çıkıyor. Birbirini bunlar uyarıyor ve birbirine nasıl yardımcı oluyorlar ve hayat nasıl kolaylaşıyor, nasıl güzelleşiyor ben bu müçtehitlerin bu şekildeki durumlarına bayılmıyor değilim bayılıyorum. Ümmet bunlardan faydalanmayı bilsin ve taassubu bıraksın da İslam’ı güzel keşfetmeye, iyi anlamaya gayret etsin. Bu zatlar güzel anlamışlar. Yine mesh demek dokunmak demektir ama taze, kullanılmamış bir yaşlığın istenen miktarda isâbet etmesidir.

 

Dakika 30:05

 

Dikkat et buraya da mesh ederken taze, kullanılmamış bir yaşlığın istenen miktarda isabet etmesidir başın meshi gibi, meshler üzerine mesh gibi. Şimdi cünüplük ne demektir? Kişi nasıl cünüp olur? Vücuttan dışarı atılan maddeyi biliyorsunuz ki fışkırarak meninin gelmesi, uyku hâlinde olabilir veya uyanık hâlinde olabilir veya iltika-i hataneyn erkek ve kadının sünnette kesilen yerleri yani tenasül uzuvlarının birleşmesi ile cünüp olur. İttisal, Tetahhür yani tepeden tırnağa kuru yer bırakmadan yıkanmak ağıza, buruna su vermek farzdır. Yani kişi cünüp oldu mu tepeden tırnağa bütün vücudunu kuru yer bırakmadan yıkayacak ve ağzına burnuna da su vermeyi unutmayacak çünkü ağıza buruna su vermek gusül abdestinde farzdır. Ve Hz. Muhammed’in aldığı abdest gibi de güzel boy abdesti alacak.

 

Dakika 31:46

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(Visited 72 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}