172- Tefsir Ders 172 hayat veren nurun keşif notları

172- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 172

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

(Mâide Sûresi 8’inci Âyet-i Kerime’den 14’üncü Âyet-i Kerime’ler)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُونُواْ قَوَّامِينَ لِلّهِ شُهَدَاء بِالْقِسْطِ وَلاَ يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ عَلَى أَلاَّ تَعْدِلُواْ اعْدِلُواْ هُوَ أَقْرَبُ لِلتَّقْوَى وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ ﴿٨﴾

وَعَدَ اللّهُ الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ عَظِيمٌ ﴿٩﴾

وَالَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ ﴿١٠﴾

Ey îmân edenler! Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adâletle şahitlik yapanlar olunuz. İşte kıymetli dostlarımız, Yüce Allah bütün âlem de adâleti istiyor. Bir kavme olan kininiz, sizi adâletsizliğe sevk etmesin. Adâletli olun çünkü o, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Allah, îmân edenlere ve Sâlih Amel işleyenlere şöyle vaat etmiştir: “Onlar için mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.” İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, yani âyetlerimizi tekzip edenlere gelince, işte onlar, cehennemliktirler. Burada Allah’ın vaatleri bulunmaktadır. Hem inananlara vaat ediyor. Neyi? Mağfireti ve büyük bir mükâfatı emrediyor. Allah’ın âyetlerini tekzip edenlere ise, yalanlayanlara ise kesinlikle cehennem azâbını vaat ediyor. İşte vaatler, vaitler devam ediyor.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اذْكُرُواْ نِعْمَتَ اللّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ هَمَّ قَوْمٌ أَن يَبْسُطُواْ إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ فَكَفَّ أَيْدِيَهُمْ عَنكُمْ وَاتَّقُواْ اللّهَ وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ ﴿١١﴾

Ey îmân edenler! Allah’ın size olan nimetleriniz hatırlayın. Hani bir topluluk size el uzatmaya, tecavüze yeltenmişti de, O Allah onların ellerini sizden çekmişti. Allah’tan korkun. Mü’minler Allah’a tevekkül etsinler, Allah’a güvensinler, Allah’a tam sığınsınlar. Burada da Cenab-ı Hak kullarına bana tevekkül edin diyor. Görevinizi yaparak Allah’a tevekkül Allah’ın himâyesine girmek onun himâyesinde olmaktır.

وَلَقَدْ أَخَذَ اللّهُ مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَآئِيلَ وَبَعَثْنَا مِنهُمُ اثْنَيْ عَشَرَ نَقِيبًا وَقَالَ اللّهُ إِنِّي مَعَكُمْ لَئِنْ أَقَمْتُمُ الصَّلاَةَ وَآتَيْتُمُ الزَّكَاةَ وَآمَنتُم بِرُسُلِي وَعَزَّرْتُمُوهُمْ وَأَقْرَضْتُمُ اللّهَ قَرْضًا حَسَنًا لَّأُكَفِّرَنَّ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَلأُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ فَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاء السَّبِيلِ ﴿١٢﴾

فَبِمَا نَقْضِهِم مِّيثَاقَهُمْ لَعنَّاهُمْ وَجَعَلْنَا قُلُوبَهُمْ قَاسِيَةً يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ عَن مَّوَاضِعِهِ وَنَسُواْ حَظًّا مِّمَّا ذُكِّرُواْ بِهِ وَلاَ تَزَالُ تَطَّلِعُ عَلَىَ خَآئِنَةٍ مِّنْهُمْ إِلاَّ قَلِيلاً مِّنْهُمُ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاصْفَحْ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ ﴿١٣﴾

Dakika 5:25

Şöyle Cenab-ı Hak dünyaya ne yapıyor? Örnekler veriyor. Burada da İsrâil oğullarından örnek veriyor. Diyor ki; Allah, İsrâil oğullarından söz almıştı. İçlerinden 12 müfettiş göndermiştik… Allah şöyle demişti: “Ben muhakkak sizinle beraberim. Namazı dosdoğru kıldığınız, zekâtı verdiğiniz, peygamberime îmân ettiğiniz ve onlara yardımda bulunduğunuz ve mallarınızı Allah yolunda güzelce sarf ettiğiniz takdirde, günahlarınızı mutlaka örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere yerleştiririm. Fakat sizden her kim de, bundan sonra küfrederse, inkâra, küfre, şirke, nifâka düşerse dosdoğru yoldan sapmış olur. Sözlerini bozdukları için onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Allah’a verilen sözü yerine getirmezsen bakın lânet geldi burada Allah’ın lâneti kalpler katılaştı daha kötüye gidiş başladı. Kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar. Tevrât’ı bozuyorlardı, yanlış mânâ veriyorlardı. Uyarıldıkları şeyden pay almayı unuttular. İçlerinden pek azı hariç, daima onlardan hâinlik görürsün. İşte Cenab-ı Hak Yüce Allah örnek verdiği beni İsrail’in durumunu anlatıyor. İçlerinden diyor pek azı hariç, daima onlardan hainlik görürsün. Yine de onları affet, aldırma. Kime diyor? Hz. Muhammed’e diyordu o gün. Kıyâmete kadar Ümmet-i Muhammed’in işte vasıfları çok üstündür. Dünyaya tek dost ümmet Muhammed Ümmet’idir. Çünkü Allah güzel davrananları sever. Güzelliğin tamamı İslam da olduğu için Müslüman da bu sıfatları taşımak zorundadır.

Cenab-ı Hak bir de şimdi Hristiyanlardan örnek veriyor. Diyor ki;

وَمِنَ الَّذِينَ قَالُواْ إِنَّا نَصَارَى أَخَذْنَا مِيثَاقَهُمْ فَنَسُواْ حَظًّا مِّمَّا ذُكِّرُواْ بِهِ فَأَغْرَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاء إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَسَوْفَ يُنَبِّئُهُمُ اللّهُ بِمَا كَانُواْ يَصْنَعُونَ ﴿١٤﴾

Şimdi de “Biz Hristiyan’ız, Nasrânî’yiz” diyenlerden Cenab-ı Hak ne diyor bakın, “Biz Hristiyan’ız” diyenlerden de söz almıştık. Onlarda kendilerine hatırlatılan şeylerin çoğunu unutmuşlardı. Yani Nasrânî’ler, Hristiyanlar da sözlerini unuttular gereğini yapmadılar. Biz de onların arasına, kıyâmete kadar sürecek kin ve düşmanlık soktuk. Bakın her günahın karşılığında, her suçun karşılığında bir belâ hazırdır. Bak burada da bunların arasına kin ve düşmanlık girdi. Allah, ne yapmış olduklarını onlara – elbette haber verecektir.

İşte kıymetli dostlarım,

Kur’an-ı Kerim nur saçıyor gerçekleri duyuruyor. Bütün insanlık ibret alsın diye geçmişte yapılan yanlışlıkları bugün tekrarlamayın. Bugün yaptığınız kötülükleri artık vazgeçin. İstikbâliniz parlak olsun, mutlu olsun diye Allah Kur’an ile âlemlere vaazı nasihat ediyor, öğüt veriyor, hayat veriyor. Hayat veren dersleri Kur’an ile İslam ile insanlığa takdim ediyor.

Dakika 10:38