209- Tefsir Ders 209 hayat veren nurun keşif notları
209- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 209
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Kıymetli dinleyenlerimiz,
Anlamını verdiğimiz yüce âyetlerin, yüce anlamlarının daha da iyi anlaşılması için sizlere keşif notları ile ilgili daha da nûrun yaygınlaşması akıllara, ruhlara, beyinlere yerleşmesi için asîl kaynaklardan sizlere rivâyet ve dirâyetle sahîh olan keşif notları vermeye devam ediyoruz.
Sevgili Peygamberimize (A.S.V) bir gün bir insan şöyle dedi, dedi ki; Ya Rasûlallah! Şaraptan servetim var dedi yani bu adam şarapçılık yapmış ve servet edinmiş. Hayır işlersem olur mu? Dedi. Sevgili Peygamberimize (A.S.V) Efendimiz şöyle buyurdular: Hacca, cihâda, sadakaya harcasan Allah katında bir sinek kanadına değmez dedi. Allah iyi ve güzelden başkasını kabul etmez. Yani Müslümanın kazanacağı helâl olmalıdır ve harcayacakları da helâl olmalıdır ve Müslümanın kazandığı da harcadığı da her şeyi Allah için, Allah yolunda olmalıdır. Bunun için sevgili Peygamberimiz böyle buyurdular. Şimdi bunlar nüzûl sebeplerinden birisidir. Anlamını verdiğimiz âyetlerin bir kısmı için bunlar nüzûl sebebi olmuştur.
Yine Hutam Bin Dubey’a el-Bekrî olayı da bu yine nüzûl sebeplerindendir ve birde bu kimse şarap meselesini soran kimsenin de sorusu üzerine âyetler gelmiş ve nüzûl sebebi olmuştur. Yani İslam da cevabı Allah verir, İslam ilâhî’dir, Kur’an-ı Kerim Allah’ın sözleridir. Onun için Kur’an-ı Kerimi iyi anlamalıdır, iyi dinlemelidir. Kur’an onun için hayat veren nûrun kendisidir. Kur’an ile kalbini yedir içir, kalbin Kur’an bahçesinden yesin içsin. O zaman kalbin hem cennet ortamını yaşar, hep de bahar hayatı yaşar. Yani kalbin ilkbahar hayatı nedir? Kur’an’dan yiyip, içmesidir onun anlamının kalbi, nefsi kuşatmasıdır. Kur’an-ı Kerim’in mânâsını doğru anlayabilmek, doğru dinleyebilmek, nefsi nûr ile kuşatmak ve onun sürekli bahar mevsimini yaşaması demektir. Onun için İslam hayat verir, seni mutlu hayata hazırlar.
Yine Hz. Ali’den (R.A) İmrân Sûresinin 97’nci âyeti nâzil olunca Ukkâşe Bin Mihsan veya Sürâka Bin Mâlik (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) şöyle sordular Peygamberimize: Hac her senemi? Dediler. Efendimiz (A.S.V) sükût etmiş, üç defa tekrar etmişler. Peygamber Efendimiz diyor ki: “Hayır diyor yani hac her sene değil, eğer evet deseydim üzerinize hac vacip olurdu, dayanamazdınız terk edince de kâfir olacaktınız” diyor.
Dakika 5:07
Şimdi bura da bakın küfür tehlikesi bile var onun için her sene olsaydı insanlar kendi üzerine ağır yükü kendi çekmeye çalışırlar. Yarın altını eşip de üzerine yarı uçurmaya çalışanların durumu gibidir. Gereksiz soruyu sormak Peygambere ve başkalarına da gereksiz sorular kişi başına iş açması demektir. Peygamber Efendimiz onlar sordukça sükût ediyor. “Hayır dedi, evet deseydim üzerinize vacip olurdu, dayanamazdınız, terk edince de kâfir olacaktınız” dedi. İnsan ne zaman kâfir olur? Allah’ın emirlerini kabul etmediği zaman böyle de olur muymuş deyip de Allah’ın emirlerine karşı çıktığın zaman kişinin îmânı ortadan çıkar ve yerine inkâr gelir. İnkâr ile beraber küfür kalbe yerleşir îmân çıkar yazık olur. Onun için soruları, gerekli sorular hep sorulmalıdır. Ama gereksiz soru sormayın dedi Peygamberimiz o zaman. Önceki kavimler çok soru sormaktan, karşı gelmekten yok oldular dedi. İslam Allah’ın kânûnlarıdır, İslam’a Allah’a karşı gelinemez. Kişi Allah’a karşı koyduğu zaman İslam’ın emirlerinden birini kesin olan bir emri kabul etmediği zaman ne yaptı burada? Karşı gelmekten dolayı işte şeytanın durumuna düşmüş olur. Şeytan rahmetten nasıl kovulduysa kişi de İslam’dan kovulur. Karşı geldiğin an İslam’ın zaten dışına atmış olursun. Bu nedenle çok soru sormaktan, karşı gelmekten önceki kavimler yok oldular diyor Peygamberimiz. Gücünüz nispetinde emirlere, nehiylere itaat edin dedi. Bak, gücünüz nispetinde diyor. İslam herkese hem gücünün yetmediğini teklif etmez, hep gücünün yeteceklerini teklif eder bir de hayatı kolaylaştırır cennete çevirir. Yine gücünüz nispetinde yasaklanandan çekininiz dedi Peygamberimiz. Bu haberlerinde kaynağında İbn-i Mâce var ve İbn-i Kesîr var.
Efendimiz (A.S.V) kızgın bir şekilde bir gün hutbeye çıktı ama Efendimiz kızgındı. Dedi ki: Sorun her soruya cevap vereceğim dedi. Bu defa da korktular, Sahâbîler korktular, başlarını eğerek ağlamaya başladılar. Bu haberin kaynağında da Ebû Hûreyre var.
Dakika 8:49