225 – Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 225
225- Hadis-i Şerif Külliyâtı Ders 225
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
‘’Elhamdülillahi Rabbil-âlemin vesselâtü vesselâmü alâ rasûlina Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihî ecmaîn’’
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Ebû Mes’ûd el-Bedrî (R.A) anlatıyor; Biz Sâd İbn-i Ubâde’nin meclisinde otururken Rasûlullah (A.S.V) yanımıza geldi. Kendisine Beşîr İbn-i Sâd; Ey Allah’ın Rasûlü! Bize Allah’u Teâlâ Hazretleri sana salât okumamızı emretti. Sana nasıl salât okuyabiliriz? Diye sordu. Efendimiz şu cevâbı verdi; ‘’Şöyle söyleyin…
(‘’Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahime ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed kemâ barekte alâ âli İbrahime inneke hamidün mecîd.’’).
Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in âline rahmet kıl, tıpkı İbrâhim’e rahmet kıldığın gibi. Muhammed’i ve Muhammed’in âlini mübârek kıl, tıpkı İbrâhim’in âlini mübârek kıldığın gibi. Rasûlullah da (A.S.V) bildiğiniz gibi olacak, selâm da bildiğiniz gibi olacak. Rasûlullah (A.S.V) şunu da söyledi; ‘’Selâm da bildiğiniz gibi olacak.’’ Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd, Nesâî’nin haberidir efendiler.
Kütüb-i Sitte kitaplarında Ebû Humeyd Essâidi’den (R.A) gelen bir rivâyette şöyledir; Ashâb-ı Güzin (R.A) sordu. Ey Allah’ın Rasûlü! Sana nasıl salât okuyalım? Rasûlullah (A.S.V) şöyle söyleyin buyurdu;
(‘’Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihî ve zürriyetihî kemâ salleyte alâ İbrahime ve bârik alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihî ve zürriyetihî kemâ bârekte inneke hamidün mecîd.’’)
Allah’ım! Muhammed’e zevcelerine ve zürriyetine rahmet kıl, tıpkı İbrâhim’e rahmet kıldığın gibi. Muhammed’i zevcelerini ve zürriyetini mübârek kıl, tıpkı İbrâhim’i mübârek kıldığın gibi. Sen övülmeye lâyıksın, şerefi yüce olansın. Buhârî, Müslim ve diğerlerinin haberidir bu da.
Kâ’b İbn-i Ucere’den gelen bir rivâyette şöyledir; Rasûlullah (A.S.V) yanımıza gelmişti. Ey Allah’ın Rasûlü! Dedik. Sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik ama sana nasıl salât okuyacağız bilmiyoruz. Şöyle buyurdu Peygamberimiz (A.S.V);
(‘’Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime inneke hamidün mecid. Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed kemâ barekte alâ âli İbrahime inneke hamidün mecîd.’’).Buhârî, Müslim ve diğerlerinin haberi bu da.
Dakika 5:05
Sevgili dostlarımız,
Müçtehit ve fâkih âlimlerimiz bunları hadis-i şeriflerin tümünü inceledikten sonra herkes mezhebine gerekeni almıştır.
Hz. Enes (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) anlatıyor; Rasûlullah (A.S.V) buyurdular ki: “Kim bana bir kere salât okursa yüce Allah’ta ona on salât okur ve 10 günâhını affeder, mertebesini 10 derece yükseltir.” Bu da Nesâî’nin haberidir.
Yine Nesâî’de Ebû Talhâ (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) Hazretleri’nden gelen bir rivâyet şöyledir; ‘’Bir gün Rasûlullah (A.S.V) yüzünde bir sevinç olduğu hâlde geldi kendisine, yüzünüzde bir sevinç görüyoruz dedik. Bana melek geldi ve şu müjdeyi verdi; Ey Muhammed (A.S.V)! Rabbim buyurdu ki sana salavât okuyan herkese benim 10 rahmette bulunmam selâm okuyan herkese de benim 10 selâm okumam sana ikrâm olarak yetmez mi?” Bu da Nesâi’nin haberidir.
İbn-i Mes’ûd (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) anlatıyor; Rasûlullah (A.S.V) buyurdular ki: “Kıyâmet günü bana insanların en yakını, bana en çok salavât okuyandır.” Bu da Tirmizî’nin haberidir.
Yine Tirmizî’de Hz. Ali (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) Hazretlerinden kaydedilen bir rivâyette şöyle buyrulur. Rasûlullah (A.S.V) buyurdular ki: “Gerçek cimri yanında zikrim geçtiği hâlde bana salavât okumayandır”.
Evet, sevgili efendiler;
Hz. İbn-i Mes’ûd (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) anlatıyor; Rasûlullah (A.S.V) buyurdular ki: “Yeryüzünde yüce Allah’ın seyyâh melekleri vardır, onlar ümmetimin selâmını anında bana tebliğ ederler.” Bu da Nesâî’nin haberidir.
Salâtü selâmın hükmü şunu belirtelim ki, Resûlullah’a salâtü selâm okumak bizzât Rasûlullah’ın emridir. “Şüphesiz ki Allah ve melekleri yâni melekleri Peygambere çok salât ve tekrim ederler. Ey îmân edenler! Siz de ona salât edin tam bir teslimiyetle de selâm verin. Evet, bu Rabbil Âleminin emridir.” Ahzâb Sûresi’nin 56’ncı âyet-i kerimesidir bu. Tekrar meâlini veriyorum. ‘’Şüphesiz ki Yüce Allah (C.C) ve melekleri Peygambere, Hz. Muhammed’e (A.S.V) çok salavât ve tekrim ederler. Ey îmân edenler! Siz de ona salât edin, tam bir teslimiyetle de selâm verin.’’ Ömürde bir kere salavât okumak vâciptir yâni farzdır burada vâcip farz anlamındadır vücut ifâde eder.
Evet, Taberî’ye göre müstehâptır, İbnü’l Kassâr’ın nakline göre vâciptir ve bu hükümde icmâ edilmiştir. Namazda da olsa namaz dışında da olsa vâcip yerine gelir tıpkı kelime-i tevhîd gibi, Hanefîlerden Ebû Bekir er-Râzî, İbn-i Hazm bu görüştedir. Kurtubî’de ömürde bir kere de olsa salavât okumanın vücûbunda ihtilâf yoktur.
Dakika 10:05
Ancak o müekked sünnetler gibidir. Onların vâcip olduğu zamânlarda o da vâciptir der. Namazda son oturuşta teşehhütte teşehhüt ile namazdan çıkış selâmı arasında vâciptir, Şâfiî ve kendisine tâbî olanlar bu görüştedir. Hanefîlerin dışındaki vâcipler farz anlamındadır. Teşehhütte vaciptir, Şâbî İshâk’ın görüşüdür. Teşehhütte salât okunması Şâfiî ve Ahmed İbn-i Hanbel’e göre farz ise de Hanefîlere Mâlik ve Cumhur’a göre sünnettir. Farz diyenlere göre salavât terk edilecek olsa namaz iptal olur yeniden kılınması gerekir. Bu görüşünden dolayı Şâfiî tenkit edilmiştir. Ebû Câfer el-Bâkır’ın teşehhüt diye kayıtlanmaksızın namazın herhangi bir yerinde okunması vâciptir dediği nakledilmiştir.
Evet, sevgili dostlarımız!
İşte Ulemâ hadis-i şerifler çıkarttıkları hükümleri, fıkıh kitaplarında zâten sizlere onları anlatmaya çalıştık. Ebû Bekir el-Mâlikî sayı ile tahdit edilmeksizin çokça okunması vâciptir demiştir ve Rasûlullah’ın (A.S.V) zikri geçtikçe hatırlandıkça söylenmelidir diye hükmedenler de olmuştur. Tahâvî bir kısım Hanefîlerle Hâlimî ve bir kısım Şâfiî’ler gibi Zemahşerî ve Mâlikîlerden İbnü’l Arabî böyle yapmak ihtiyata uygun olanıdır demişlerdir.
Zemahşerî’nin naklettiğine göre bir mecliste Rasûlullah’ın (A.S.V) zikri birçok kere geçse de bir kere salâtü-selâm okuması yeterlidir, her seferinde okumak müstehâptır. Yine Zemahşerî’nin nakline göre her duâ esnâsında vâciptir. Şu hâlde Ulemâ salâtü selâm okumanın vâcip olduğu hususunda ihtilâf etmemiştir. Hangi şartlarda vâcip olduğunda ihtilâf varsa da en uygunu Rasûlullah’ın ismi zikredildikçe okumaktır. Hutbe dinlerken, Kur’an okurken salavât getirmek vâcip değildir.
Evet, sevgili dostlarımız!
Salât nedir? Râgıb’a göre salât lügat olarak duâ, tebrik, tazîm mânâlarına gelir. Dini istilâh olarak duâ mânâsında kullanıldığı gibi ibâdet mânâsına da gelir. Kelime kulun Allah’a salâtını ifâde ediyorsa duâ namaz tazîm mânâlarına gelir ancak Allah ve Peygamber’in (A.S.V) insanlara salâtını ifâde ediyorsa bu durumda aynı kelime tezkiye ve ilâhî rahmete mazhâr kılma mânâlarına gelir. Melekler salât ediyorsa bu duâ ve istiğfârdır. Şu hâlde yukarıda kaydettiğimiz âyet-i kerimede Yüce Allah ve meleklerin Hz. Peygambere salâtü-selâm etmesi meleklerin Rasûlullah’a (A.S.V), Rasûlullah lehinde istiğfâr etmesi Cenab-ı Hakk’ın da rahmetine mazhâr kılması demektir.
Seyyid Şerife göre salât Allah’tan rahmet, meleklerden istiğfâr, mü’minlerden hayır duâdır.
Dakika 15:10
İbn-i Hacer’e göre ise salât Allah’tan Peygamberine olursa bu rahmetin artmasıdır, başkalarına olursa rahmet ve tezkiyedir. Mücâhide göre Allah’tan salât tevfîk ve ismettir. Meleklerden avun ve Nusret yardım ümmetten ittibâdır. Bazı âlimler de Rabbin, Peygamber’ine salâtı onun şerefini yüceltme ve tekrim yâni kıymet verme meleklerin salâtı onun mükerremiyetini izhârdır. Ümmetin salâtı da onun şefaâtini taleptir demiştir. Bazı âlimlere göre de meleklerden salâtın mânâsı atıftır yâni esirgeme Cenab-ı Hakk’a nispet edilince yâ kullarını meleklerin nezdinde senâ etmesi demek olur ki, bu Allah’u Teâlâ’nın Peygamberine salâtının tefsîrine daha uygun düşmektedir. Yâhut Kemâl-i Rahmeti mânâsınadır. Salât Allah’tan başkasına nispet edilince mânâsı hayır ile duâ olur.
Beyzavi’ ye göre Rasûlullah’a salât onun şerefini izhâra ve şânını tâzîm ve tekrime itinâdır demiştir.
İbn-i Hacer burada kaydedilmeyen bazı Ulemâdan benzer bir kısım nakillerden sonra şunu söyler, bu kaydedilen görüşlerin en uygunu Ebu’l Âlîye’den kaydettiğimizdir. Hz. Peygamber’e Allah’ın salâtının mânâsı ona senâsı ve şânını yüceltmesidir tâzîmi. Melâike’nin ve insanların salât-ı ise bu onun için Allah’tan taleptir, öyle ise bu talepten murâd artmayı talep etmektir, salâtın aslını talep etmek değil. İbn-i Hacer bu tevîlin en uygun oluşuna gerekçe olarak salât kelimesinin bütün kullanışlar da salât Allah’tan veyâ Melâike’den veyâ insandan da olsa hep aynı mânâyı taşımasını gösterir. Rasûlullah’a salât ve selâm mü’minlere emreden âyet-i kerime de Hz. Rasûlullah’ın (A.S.V) tâzîmi ve başkalarından farklı olarak tebcîlinin emredildiği hususunda ulemâ icmâ etmiştir. Halîmi salât okuyarak yerine getirilen bu tâzîmin mâhiyetini açıklamak üzere şöyle der; ‘’Rasûlullah’a (A.S.V) salât okumanın mânâsı onun tâzîm edilmesidir, yüceltilmesi öyle ise (Allahümme salli alâ Muhammedin), Ey Allah’ım! Muhammed’e salât et demenin mânâsı, Muhammed’i büyük kıl, (Azzım Muhammeden) demektir.’’ Büyük kılınması hem dünyâ hem âhirettedir. Dünyâda büyük kılınması zikrinin yüceltilmesi, dininin izhârı ve şeriâtının itgasıyla etkisiyle gerçekleşir. Âhirette büyük kılınması ise sevâbının bol kılınması, ümmetine şefaâtçi yapılması, Makâm-ı Mahmûd ile fazîletinin ebedileştirilmesi ile olur. Bu duruma göre âyet-i kerimede gelen: “Ey îmân edenler siz de ona salât edin emrinin mânâsı salât okuyarak O’nun için Rabbinize duâ edin.” Bu söylenen büyüklük vasıtâlarını ona vermesini talep edin demektir. Bârik: bereket ver demektir, burada bereket, hayır ve kerâmetin artması mânâsınadır. Ayıplardan temizleme ve tezkiye mânâsınadır diyen de olmuştur. Maksat bunun sabitlenip devâm etmesidir.
Evet, sevgili dostlarımız!
İnşâ’Allah’u Teâlâ dersimiz bu konu ile ilgili devâm edecektir.
(‘’Allahümme Salli ve Sellim ve Bârik alâ Muhammed ve alâ âli Muhammed bi-adedi ilmih’’)
Dakika 21:20