Tefsir 256-01

256- Tefsir Ders 256 hayat veren nurun keşif notları

256- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 256

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

Tabii insanlar Hakk’a hakîkate inandığı zaman gereğini yaparlar. Şimdi hurma ile canlılar arasında benzerlik vardır böyle diyenler var filozoflardan Fahrettin Râzî de bunu duyuranlardandır. Hurma ağacını iyice incele bakın insana benzeyen nasıl yönleri vardır bunun. Birde bunun vahye dayanan tarafına bakalım Peygamberi Zîşân Efendimiz (A.S.V) bak ne diyor hurma konusunda: “Halanız diyor nahleye yani hurmaya ikrâm ediniz o Âdemin tıynetinin kalıntılarından yaratıldı” diyor bu haberin kaynağında Câmi-us Sağir bulunmaktadır. Demek ki Âdem (AS.) yaratıldığı diyor bakın, bir tıynet var o tınnetin kalıntılarından da hurma yaratıldı diyor. Yani babanız Âdem’in kalıntılarından yaratıldığı için Peygamberimiz ona halanız diyor. Bak “halanız nahleye yani hurmaya ikram ediniz o Âdemin tınnetinin kalıntılarından yaratıldı” diyor. Tıynet; böyle topraktan yaratılma topraktan yapılan çanak çömlekler vardır o topraktan yapılan çanak çömleklere şöyle kuruduğu zaman vurunca tıntın ederler. İşte o, o tıynetten yaratıldı diyor. Dolayısıyla bunun toprak, balçık ve vurunca tıntın edecek hâle gelmiş olması gibi böyle süzgeçlerden geçerek süzülerek o tıynetten yaratıldı Âdem (AS.) onun kalıntısından da diyor halanız hurma yaratıldı diyor. Üzüm en şereflisidir bu yaratık meyvelerden çekirdeği de çok faydalıdır. Bu İslam tabiplerinin ortaya koyduğu tıbbî bir görüştür. Cenab-ı Hak haram buyurmadığı helâl olan ne kadar nimetler varsa sebze, meyve canlılar diğer canlı hayvanlar bunlardan helâl olan Kur’an-ı Kerim’in İslam’ın helâl dediği ne varsa kıymetlidir. Ama bunların içinde birbirinden kıymetli olanlar da vardır. Üzüm hurma bunlardan birer tanesidir hepsi değil. Doktorların ittifâkı vardır bu konuda üzümün bu özelliğinden dolayı üzüm ve çekirdeği zarif nemli midelere faydalıdır.

Yine cinlerden bahsedilmektedir. Cin kelimesi: “gizlenme örtünme anlamındadır ve gizli yaratıklardır.” Sâffât Sûresinin 158’inci âyetinde: “Cinlerle Allah (C.C) arsında mezhep uyduranlar olmuştur.”            Bu da başka müşrik, başka şirke düşen putperestlerdir. Allah’la ne melek, ne cin, ne başkası arasında mezhep olmaz. Hz. Muhammed en büyük Peygamber ve en büyük sevgilisidir, Allah’ın sevgili kuludur. Ama kuludur ve Peygamberidir. En büyük kuludur ama kuludur, Peygamberidir. Îsâ da böyle, Mûsâ da böyle, diğerleri de böyle! Melekler nurdan yaratılmış Allah’ın kullarıdır, cinler ateşten yaratılmış Allah’ın kullarıdır. Onun için ne cine tapılır, ne meleğe tapılır, ne peygambere tapılır, ne de başkasına tapılır.

Dakika 5:00

Kimseye tapılmaz çünkü Allah’ın eşi benzeri yok ki başkasında ilâhlık yok. Allah’ın kullarına tapılır mı? Yüksek derece de kulları vardır ama kul yine kul bunlar. Peygamber Allah’ın kulu peygambere tapılır mı mevkisi makamı büyük diye? Birisi iyi savaşmış, iyi komutanlık yapmış, iyi bir asker, iyi bir mareşal şimdi tutalım da mareşale mi tapalım? Öbürü iyi bir pehlivan, tuttuğunu yeniyor şimdi pehlivana mı tapalım? Öbürü çok güzel âlim, şimdi tutalım âlime mi tapalım bu sapıklıktan dünya kurtulmalıdır bu yanlıştan. Allahtan başka İlâh yoktur Allaha kul ol kula kulluğu bırak! Bugün senin kahramanın benim kahramanım vardır yarın bir başka kahraman çıkar şimdi o kahramanı bırakıp birde buna tapacaksın, öyle mi? Allahtan başka taptıkların hep tağuttur ve puttur, şirktir. Değerli insanlara yapıyorsan bunu onlara da iftirâdır. Yapma bunu! Onun için birde ortada zındıklık vardır zındık tüm Mecûsîlerin lakabıdır. Zındıklar hakkında inen âyetlerden biride 100’üncü âyettir.

İşte En’âm Sûresinin âyetleriyle devam ediyoruz. 100’üncü âyette zındıklar hakkında inen âyetlerdendir. Mecûsîler ve benzerleri hakkındadır. Zındıklar hayrı Allah yarattı, şerri şeytan yarattı derler bu zındıklıktır. Hayrı da şerri de her şeyi yaratan Allah’tır. Yalnız Allah şerri niçin yaratır? Kul kesp eder ister. Kul kesin istemedikçe imkânlarını şerre özgürce hürriyetini özgürlüğünü hayra veya şerre sarf etmedikçe yaratılmaz. Buna kul kesp eder Allah hâlk eder. Böyle olmasaydı imtihan olmazdı özgürlük olmazdı. Şeytana yaratıcılık veren zihniyet şeytanı büyültüyor. Sonra bir kısmı da şeytana yaratıcılık vermiyor insana yaratıcılık veriyor insan yaratır diyor. İnsan bir şey yaratamaz insan kesp eder Allah hâlk eder. Yalnız kesp edebilme imkânlarını Cenab-ı Hak insanlara vermiştir. Her mahlûka ayrı bir ne vermiştir? Ona bir imkân vermiştir. Şimdi bir kuzu otu yer yemek için gücünü sarf eder. Otu yaratıyor mu yoksa otu yemek için kendine verilen gücü mü kullanıyor. İnsanoğlu bir iş yapar verilen gücü o iş için sarf eder. Bir şey yaratmaz yaratıcı yine Allah’u Teâlâ insanoğlu kendi gücünü ya günaha sarf eder, ya sevaba sarf eder. Kulun kesp etmesiyle Allah hâlk eder yaratıcı hiçbir konuda Allah’tan başka yaratıcı yoktur. İrâdeyi inkâr eden Ehl-i Bid’at görüşleri de yanılmış sapmıştır. Kaderi inkâr edenler ayrı sapmıştır, iradeyi inkâr edenler ayrı sapmıştır. İnsanlara kendi fiilini kendi yaratır diyenler de ayrıca yanılmışlardır. Yaratıcı Allah’tan başka yoktur bunun için kul kesp edip Allah’ın hâlk etmesi bu da yaratıcılığın gereğidir bir de kulunu özgür bırakmasının gereğidir.

Dakika 10:00

Kul özgür bırakıldı diye yaratıcılık sıfatını verirsen o zaman insanı ilâhlaştırıyorsun farkında değilsin. Zenâdika zındıklar şeytanı ilâhlaştırıyor, yaratıcılık veriyor biride çıkmış insana yaratıcılık sıfatı veriyor. Bunlar yanlış! Bunun için dostlarım, zındıklar hayrı Allah yaratır şerri şeytan yaratır demişler. ‘’Ehremen’’ İslam’da iblîs demektir. Mecûsîler nura Allah derler. Hayırlar nurdan şerler zulümattan yani ehremenden derler.

Aziz dostlarımız,

Her şeyin doğrusunun adresi İslam’dır. Her şeyi doğru öğreneceksen ki öğrenmemiz gerekiyor İslam’dan öğreneceğiz, Kur’an’dan, sünnetten, icma’dan, Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemâat ekolünden öğreneceğiz. Bize kadar sağlam gelmiş ebediyyâta kadar bu sağlam gidecektir. Doğruyu bırakıp da yanlışın içinde doğru aranmaz ve bulunmaz. Doğruyu doğrunun içinde arayacaksın. Şimdi maneviye, mezdekiyye iki ilâh tanıyanlar lisâniyye, merküniyye teslise inananlar gibi mezhepler bulunmaktadır. Yani bu mecûsîliğin içerisinde, zındıkların içerisinde ayrı, ayrı bu görüşler bulunmaktadır, bu mezhepler bulunmaktadır. Farsça “zendik”, Arapça “zındık” zenâdika, seneviyye bu seneviyye de, zenâdika da anasıyla, kız kardeşiyle dahi evlenenleri vardır bunların ki çok sapıktırlar sapmışlar ve bunları aldatmışlar o ortama koymuşlardır. Hurrem dînîler harama helâle inanmazlar. Dikkat edin! Bugün tasavvuf adı altında yazılan kitapların içlerine buralardan sızma ve karışma birçok yanlışlar girmiştir. Hinduizm’den girmiş, Mecûsîlikten girmiş, batı yunandan girmiş ve birçok yerde yanlışlar girmiştir. Dolayısıyla yanlış ister doğulu ister batılı olsun yanlış yanlıştır, İslam bütün yanlışları reddeder. Onun için dünyanın İslam’ın aydınlığıyla aydınlanması doğruyu bulması gerekmektedir. Haram helâle inanmazlar. Kim bu? Hürrem dînîler. İbâhiyye mezhebi, bunlara dikkat et! İbâhiyye mezhebi bunlar dere, tepe düzdür. Bunlar için haram helâl diye bir şey yoktur. Mezdekiyye, iştirâkiyye mezhebi: Kadınlar mallar ortak diyenlerdir bunlar da. Bu sapıklığın iyi meraklısıdır korkunç sapıklık bir sapıklıktan öbür sapıklığa devam etmektedir. Zerdüşt’ün Zend-Avesta eseriyle tüm Mecûsîler zındık grubundandır demiştir bizim kâşiflerimiz ve bu işin aslını iyi bilenlerde bu gerçekleri ortaya koymuş insanlık bu yanlışlara düşmesin diye. Başka mezhepleri de vardır bunların.

Dakika 15:10

Onun için cinlerden olan iblîs ilâhî emirden, Rabbânî emirlerden ne yapmıştır? Çıkmıştır, Allah’ın emrinin dışına çıktığı için iblîs olmuştur zaten birde ümit kesmiştir ve rahmetinden neticede de kovulmuştur. Onun için dünya da yanlışların önünde iblîs vardır, her yanlışın önünde iblîs vardır, şirkin önünde perdenin arkasında gizli iblîs vardır. İnsan şeytanları ve cin şeytanlarıdır. Sapık yolda giden herkes vardır. Yanlışta giden herkes o gruba, o hizbe dâhildir. Farsça “Yezdan” Ehremen nura Yezdan’dır diyorlar Ehremene de zulmet diyorlar. Nur ile zulmetin orduları arasında savaş olmuş melekler araya girmiş gibi bir sapık inançları da vardır. “Nur ile zulmetin orduları arasında savaş oldu melekler araya girdi. Süfli âlem Ehremene verildi, anlaşma oldu anlaşma yedi bin sene sürecek diyor sonra nura teslim edecekler”.

Şimdi Zervaniler, zervan şüpheye düşmüş bu şüpheden Ehremen şeytan meydana gelmiş bu da başka sapık inançları ve iddiaları. Bazıları da büyük zervan bir oğlu için 9999 sene hüzünle inlemiş bir fikir oluşmuş bundan Ehremen ortaya çıkmış. Yani şeytan iblîs ortaya çıkmış. İlminden de Hürmüz ortaya çıkmış ki ikiz doğmuşlar bakın bu da onların sapık iddialarından Ehremen hile yapmış yani şeytan Hürmüz’e hile yapmış anasının karnını yarmış çıkmış dünyayı zapt etmiş. Yani şeytan önce çıkmış anasının karnından dünyayı zapt etmiş. Bunlar zındık fikirleri Zenâdıka’nın, Zervanilerin çeşitli zındıkların içinde Mecûsîlerin içinde mezhepler bulunmaktadır onların bu sapık görüşleridir. Biz konuyla ilgili olduğu için bir keşif notu olsun diye ipuçları vermekteyiz. “Yezdan” tanrı, nur, “hürmüz”, melek, zulmet, cehennem yani iblîs üçlü idareci derler. Şimdi bunlarda bu şekil bir üçlü inanç da vardır. Yezdan’a tanrı diyorlar, nura hürmüz yani melek diyorlar zulümete “Ehremen” yani iblîs diyorlar ve üçlü ilâh ortaya atıyorlar. Aynen Hristiyan âleminin Sâlisü-Selâse dedikleri gibi. Zenâdıka hayır yaratıcı, şer yaratıcı derler senevîlik iki kardeş tanrı inancını ortaya atmışlardır ki, bunlarında kaynağında yine İbn-i Abbâs’ta bulunmaktadır oradan gelen haberlerdir (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) İbn-i Abbâs kimdir derseniz; Hz. Muhammedin (A.S.V) amcası Abbâs’ın oğludur sahâbînin büyük âlimlerinden birisidir.

Sâffât Sûresinin 158’inci âyetinde de gerçek bilgiler Cenab-ı Hak kullarına sunmaktadır. Tüm Mecûsîlere işaret etmiştir yani bu bilgiler tüm Mecûsîler hakkında özlü kısa keşif notları vermiştir ve işaret etmiştir. Büyük aptallık ve sapıklık hürmüz ve “Ehremen” tanrının oğullarıdır diyenler işte Mecûsîlerin içinde bu yanlış görüşler bulunmaktadır.

Dakika 20:35

Her türün ilk ferdini ilk örneğini yaratan başka kimse değil Allah’u Teâlâ’dır. Her şeyi O yaratmıştır. Yüce yaratıcı Yüce Allah’tır. İbdâ, mebdâ, meâd, bedîun, mûbdî Cenab-ı Hak’tır her şeyi yoktan yaratmıştır.

Mûbdî: Daima icat eden gerçek mucittir yoktan yaratandır Yüce Allah. Kullarına da bilimsel çalışmalar yapsınlar diye kullarına yetenek vermiştir, kabiliyet vermiştir. Her insanda ayrı bir kabiliyet vardır. Herkes kabiliyetinin istikâmetinde çalışmalıdır, faydalı çalışmalar yapmalıdır. Tabiatın kendi kendine olması mümkün değildir. Tekevvün bizâtihi bunlar muhâldir mümkün değildir. Hiçbir şey kendi zâtıyla tekevvün etmez tabiatın kendi kendine olması mümkün değildir muhâldir. Tabiatı ve kâinatın tamamını Allah yaratmıştır. Onun için mucide bu kâinat bu tabiat mûcide yaratıcıya, yaratana muhtaçtır. Hâlık yaratıcı Allah’u Teâlâ’dır. Bârî yaratandır yine Allah’u Teâlâ’dır. Yapma inşadır bu da inşa, uful batmaktır ay, yıldız gibiler doğarlar batarlar bunlara uful denir. Hudüs sonradan olmadır. Ceâl yapma, imbat yerden bitirmedir imbat. İsmâr meyve verme, ikmâl tamamlamadır. İsmâr meyve vermedir. İşte bunların kânûnlarını her şeyini yaratan Allah’ın kendisidir. İkmâl ise tamamlamadır. Her şey yerli yerince mükemmel yaratılmıştır. Onun içinde her şey tamamlama olduğu için ikmâl olmuş kâinatta Cenab-ı Hakk’ın kânûnları işlemektedir. Ürümeler, gelişmeler, yenilenmeler ve hayat devam etmektedir. Bir anneden türeyenlere monomer denir. Bir anneden türemiş baba yok anne var bunlara monomer denir. Îsâ (AS.) monomerdir. Şimdi Âdem (AS.) annesi de yok babası da yoktur. O ise tamamen yoktan yaratılmıştır. Ruhlarda Yüce Allah’ın mahlûkudur. Bütün ruhları da Allah yaratmıştır. Mâsivâ Allahtan başka her şeye mâsivâ denir. Yani mâsivâ Allah’ın yarattıklarıdır ve Allahtan başka ne varsa bunlara mâsivâ denir. Mâsivânın tamamını da bizâtihi yaratan Allah’u Teâlâ’dır. Bunun için ruhlar mahlûktur onun icadı onun yaratmasıdır. Bütün masivada hepsi mahlûktur O’nun yaratmasıdır O’nun icadıdır yani Allah’ın yaratması Allah’ın icadıdır. Allah’ın kendi varlığı ise zâtının gereğidir. Ezelî ebedî vacibü’l vücuttur Allah’u Teâlâ diri Kayyûm’dur. Diridir el-Hayyu el-Kayyûm’dur her şeyi tutup koruyandır ayakta tutan O’dur.

Dakika 25:32

 

 

(Visited 37 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}