Tefsir 269-01

269- Tefsir Ders 269 hayat veren nurun keşif notları

269- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 269

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

(En’âm Sûresi 141’inci Âyet-i Kerime’den 153’üncü Âyet-i Kerime’ler )

 

 

وَهُوَ الَّذِي أَنشَأَ جَنَّاتٍ مَّعْرُوشَاتٍ وَغَيْرَ مَعْرُوشَاتٍ وَالنَّخْلَ وَالزَّرْعَ مُخْتَلِفًا أُكُلُهُ وَالزَّيْتُونَ وَالرُّمَّانَ مُتَشَابِهًا وَغَيْرَ مُتَشَابِهٍ كُلُواْ مِن ثَمَرِهِ إِذَا أَثْمَرَ وَآتُواْ حَقَّهُ يَوْمَ حَصَادِهِ وَلاَ تُسْرِفُواْ إِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ ﴿١٤١﴾

وَمِنَ الأَنْعَامِ حَمُولَةً وَفَرْشًا كُلُواْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّهُ وَلاَ تَتَّبِعُواْ خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ ﴿١٤٢﴾

Yüce Rabbimiz bu âyeti kerimeler de; Asmalı ve asmasız (üzüm) bahçeleri, hurmaları, ürünleri çeşit çeşit ekinleri, zeytinleri ve narları, birbirine benzer ve benzemez biçim de yaratan O’dur. Ne varsa yaratan O’dur, bunları da yaratan O’dur. Her biri meyve verince meyvesinden yiyin, hasat günü de hakkını (zekât ve sadakasını öşürlerini) verin; ama israf etmeyin çünkü O israf edenleri sevmez.

Hayır işle yoksullara, garibanlara, yetimlere ara bul seve seve ver onlara sakın cimrilik yapma!

Hayvanlardan da (çeşit çeşit yarattı). Kimi yük taşır, kiminin yününden döşek yapılır. Allah’ın size verdiği rızıktan yiyin ve şeytanın adımlarına uymayın, (peşinden gitmeyin); çünkü o sizin için apaçık düşmandır diyor Cenab-ı Hak işte (لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ) diyor.

ثَمَانِيَةَ أَزْوَاجٍ مِّنَ الضَّأْنِ اثْنَيْنِ وَمِنَ الْمَعْزِ اثْنَيْنِ قُلْ آلذَّكَرَيْنِ حَرَّمَ أَمِ الأُنثَيَيْنِ أَمَّا اشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ أَرْحَامُ الأُنثَيَيْنِ نَبِّؤُونِي بِعِلْمٍ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ ﴿١٤٣﴾

وَمِنَ الإِبْلِ اثْنَيْنِ وَمِنَ الْبَقَرِ اثْنَيْنِ قُلْ آلذَّكَرَيْنِ حَرَّمَ أَمِ الأُنثَيَيْنِ أَمَّا اشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ أَرْحَامُ الأُنثَيَيْنِ أَمْ كُنتُمْ شُهَدَاء إِذْ وَصَّاكُمُ اللّهُ بِهَذَا فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللّهِ كَذِبًا لِيُضِلَّ النَّاسَ بِغَيْرِ عِلْمٍ إِنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ ﴿١٤٤﴾ 

Cenabı Hak; Sekiz çift diyor: Koyundan iki, keçiden de iki. De ki: (Allah), “İki erkeği mi, haram kıldı yoksa iki dişiyi mi, ya da iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı? Eğer doğru iseniz bana ilimle haber verin.” Ve deveden iki, sığırdan iki… De ki: (Allah), “İki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi, ya da iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı? Yoksa Allah’ın size böyle vasiyet ettiğine şahitler mi oldunuz? (O’nun yanında mıydınız?) Böyle hiçbir bilgiye dayanmadan, insanları saptırmak için, Allah’a karşı yalan uydurandan daha zâlim kim olabilir. Şüphesiz Allah, o zâlim topluluğunu doğru yola iletmez.”

Dakika 5:00

Bu âyetler müşriklerin safsata rastgele şuna haram, buna helâl demelerine o safsatalarına cevap verip İslam dışı ne varsa ret etmektedir.

قُل لاَّ أَجِدُ فِي مَا أُوْحِيَ إِلَيَّ مُحَرَّمًا عَلَى طَاعِمٍ يَطْعَمُهُ إِلاَّ أَن يَكُونَ مَيْتَةً أَوْ دَمًا مَّسْفُوحًا أَوْ لَحْمَ خِنزِيرٍ فَإِنَّهُ رِجْسٌ أَوْ فِسْقًا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللّهِ بِهِ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلاَ عَادٍ فَإِنَّ رَبَّكَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿١٤٥﴾

Cenab-ı Hak bu âyet-i kerimesinde de; De ki: “Bana vahiy olunana da, (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum. Ancak leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti – ki bu gerçekten pistir. Yahut Allah’tan başkası adına kesilmiş bir hayvan olursa, bunlar haramdır. Ama kim çâresiz kalırsa, (başkasının hakkına) tecâvüz etmemek, zarûret sınırını aşmamak üzere (bunlardan ölmeyecek miktar da yiyebilir) ölmemek için.” Çünkü Rabbin çok bağışlayandır, merhamet edendir.

Sevgili dostlarımız,

وَعَلَى الَّذِينَ هَادُواْ حَرَّمْنَا كُلَّ ذِي ظُفُرٍ وَمِنَ الْبَقَرِ وَالْغَنَمِ حَرَّمْنَا عَلَيْهِمْ شُحُومَهُمَا إِلاَّ مَا حَمَلَتْ ظُهُورُهُمَا أَوِ الْحَوَايَا أَوْ مَا اخْتَلَطَ بِعَظْمٍ ذَلِكَ جَزَيْنَاهُم بِبَغْيِهِمْ وِإِنَّا لَصَادِقُونَ ﴿١٤٦﴾

Cenab-ı Hak bu yüce âyetinde de: Yahûdîlere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sırtlarında yahut bağırsaklarında ya da kemiğe karışan yağlar dışında, sığır ve koyunun da, yağlarını onlara haram ettik diyor Cenab-ı Hak. Kime? Yahûdîlere. Saldırganlıkları yüzünden onları böyle cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz diyor Cenab-ı Hak. Allah hep doğruyu söyler. Kıymetli dostlar,

فَإِن كَذَّبُوكَ فَقُل رَّبُّكُمْ ذُو رَحْمَةٍ وَاسِعَةٍ وَلاَ يُرَدُّ بَأْسُهُ عَنِ الْقَوْمِ الْمُجْرِمِينَ ﴿١٤٧﴾

Bu âyeti kerimede de: Eğer seni (yani Hz. Muhammed’e diyor ‘’A.S.V’’) yalanladılarsa, de ki: “Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Bununla beraber O’nun azâbı da suçlu toplumdan geri çevrilmez.”

Allah geniş rahmetiyle kime rahmet edeceğini biliyor. Şiddetle azâbıyla da kime azâb edeceğini biliyor. Onun için suçlu toplumdan da diyor Allah’ın azâbı geri çevrilmez. Kimse engel olamaz.

Tsunami’nin hani önüne engel olsalardı ya, Marmara depremine, katinalara, ritalara haydi yıldırımlar geliyor gökten hadi engel olsunlar, Azrâil geliyor engel olsunlar. Var mı böyle bir babayiğit? Allah’a kafa tutulmaz Allah’ı iyi tanı ey insanoğlu! Onu ortaya koyduğu gerçeklerle tanı Kur’an ile tanı İslam ile tanı.

Cenab-ı Hak;

سَيَقُولُ الَّذِينَ أَشْرَكُواْ لَوْ شَاء اللّهُ مَا أَشْرَكْنَا وَلاَ آبَاؤُنَا وَلاَ حَرَّمْنَا مِن شَيْءٍ كَذَلِكَ كَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِم حَتَّى ذَاقُواْ بَأْسَنَا قُلْ هَلْ عِندَكُم مِّنْ عِلْمٍ فَتُخْرِجُوهُ لَنَا إِن تَتَّبِعُونَ إِلاَّ الظَّنَّ وَإِنْ أَنتُمْ إَلاَّ تَخْرُصُونَ ﴿١٤٨﴾    

Dakika 10:10

Yüce Rab bak ne diyor; Allah’a ortak koşanlar diyecekler ki: “Allah dileseydi ne bir ortak koşardık, ne de atalarımız ortak koşardı, hiçbir şeyi de haram kılmazdık.” Onlardan önce yalanlayanlarda böyle söylemişlerdi. Bu gâvur bahanesidir, şirk bahanesidir geçerli bahane değil bunlar. Bunlar böyle söylemişlerdi de sonunda azâbımızı tatmışlardı. De ki: “Yanınızda bize çıkaracağınız bir bilgi mi var? Siz, sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz” diyor Cenab-ı Hak.

Allah herkese özgürlük verdi, irâde verdi, akıl verdi önüne Allah kendi emirlerini, kitâbını, Peygamberini ve bunlarla gerçekleri herkesin önüne koydu. Özgür irâdesinin önüne koydu. İrâdeni sen şirke kullandın da, îmâna, Allah’a, itaate niye kullanmadın? Özgürlüğünü neden kötüye kullandın? İrâdeni neden kötüye kullandın? Neden Allah’ın verdiği kuvvetleri Allah’a olan îmâna, itaate neden kullanmadın, demeyecek mi sana Cenab-ı hak? Öteki inandı da sen niye inanmadın? Bunun için kıymetli dostlarımız, Cenab-ı Hak burada bu gerçeği de duyurduktan sonra;

قُلْ فَلِلّهِ الْحُجَّةُ الْبَالِغَةُ فَلَوْ شَاء لَهَدَاكُمْ أَجْمَعِينَ ﴿١٤٩﴾

قُلْ هَلُمَّ شُهَدَاءكُمُ الَّذِينَ يَشْهَدُونَ أَنَّ اللّهَ حَرَّمَ هَذَا فَإِن شَهِدُواْ فَلاَ تَشْهَدْ مَعَهُمْ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاء الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا وَالَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِالآخِرَةِ وَهُم بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ ﴿١٥٠﴾

De ki: “En kesin ve üstün delil, Allah’ındır.” İşte İslam ve Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed geçmişin bütün şahitliğini yapacak hak deliller Kur’an da, İslam’dadır, Muhammed Mustafa’dadır. (S.A.V) Allah isteseydi, elbette hepinizi doğru yola iletirdi.” Ama Allah zor kullanmaz. Cerb ile kimse kimseyi îmân ettirmez. Çünkü zor kullansaydı imtihan olmazdı, özgürlük olmazdı. Allah katında zorla Müslüman olmak kabul değil ki. Cenab-ı Hak yine buyuruyor ki; De ki: “Haydi, Allah bunu yasak etti diye tanıklık edecek şahitliğinizi getirin.” Rasgele şuna haram buna haram diyenlere hadi bunların delillerini getirin deyince ne diyeceksiniz? Eğer onlar şahitlik ederlerse sen onlarla beraber sakın şahitlik etme. Âyetlerini yalanlayanların ve âhirete inanmayanların keyiflerine sakın uyma. Onlardan yana olma, sakın onları tasdik edip tâbî olma. Çünkü onlar Rablerine başkasını denk tutuyorlar. Yani şirke saplanmış müşrik bunlar. Allah’ı gereği gibi tanımamış, hükümlerini tanımamış, gönderdiği kitâbını Peygamber’ini ve kitabı Peygamberiyle ortaya koyduğu Şârî Teâlâ’nın şeriatını tanımamıştır. Onun için sakın ola ki bunların keyiflerine uyma diyor Cenab-ı Hak.

Sevgili dostlarımız,

İşte Kur’an-ı Kerim nur saçıyor hakîkati cihâna aydınlatıyor Hakk’ı duyuruyor. Herkes aklını Kur’an-ı Kerim ile birleştirsin. İslam ile birleştirsin hayat veren nurun aydınlığında aydınlansın hayat bulsun; çünkü Kur’an-ı Kerim ruhtur hayat veriyor nurdur aydınlatıyor.

Dakika 15:30

Yüce Rabbimiz o âyeti kerimeler de öyle buyururken bakın burada ki âyetlerde de şöyle diyor; En’âm Sûresi’nin 151’inci âyetine gelmiş bulunmaktayız. Sırayla Kur’an-ı Kerim’in baştan sırayla İnşâ’Allah bu hayat veren nurun, Kur’an’ın dersleri bunun keşif ve ortaya koyan ebedî mutluluk reçetesi İslam’ın bütün ilimlerini sizlere vermeye devam edeceğiz. Hayat veren nurun dersleri bunlarsız yaşanmaz. Bunlarla yaşayacaksın, bunlarla mutlu olacaksın, bunlarla donanıp Allah’ın huzuruna bunlarla çıkacaksın. Allah’ın huzuruna sakın başka türlü çıkma! Kur’an’la çık, İslam’la çık, Muhammed’e tâbî ol, onun izinde yürü Allah’ın doğru huzuruna rızâsına vâsıl ol. Sakın başka türlü yapma yazık olur! Allah bir ortaya koyduğu gerçekler ortada Kur’an bir Muhammed son en büyük Peygamber’i. Bu bırakılır mı bunlar? Bu değerleri bırakınca kimi bırakıyorsun sen? Allah’ı bırakıyorsun, O’nun emirlerini bırakıyorsun. O’nu bırakınca sen ebediyyû’l-ebed sen her şeyini kaybediyorsun, cehennemi satın alıyorsun. Aklını başına al! Bunlar tam hakîkatin nurun dersleri bunlar. Tarafsız, katıksız, katkısız sırf Kur’an’ın, Allah’ın, Peygamber’in tarafına tutarak bu hayat dersleri nurun dersleri devam ediyor. Kimsenin ne taşeronu ne uydusu nede bir başkasının yağcısı, yağlayan yuvarlayanı, kavuk sallayanı değiliz olamayız. Allah olanları da kurtarsın doğru dürüst olmayı bu gerçek hak ve hakîkat olan İslam’ı sırf İslam’ın, Allah’ın, Peygamber’in, Kur’an’ın tarafını tutarak bunları tebliğ etmeyi nasîb eylesin. Birinin tekelinde Kur’an anlatılmaz, İslam anlatılmaz ve bilinmezde. Başıbozukluk kargaşanın sebebi ne? Herkes kendi tekeline birini almış orada az veya çok rantın hatırına çarpık, çurpuk gerçek dışı bilgi saçanların haddi hesabı yok. Doğrulara bir sözümüz yok doğruları takdir ediyoruz. Her doğru bizden olduğu gibi bizde doğru olduğumuz müddetçe onlardanız. Çünkü doğrular birbirindendir. Îmânlar hep birbirindendir. Küfür, zulüm, cehâlet de onlarda birbirindendirler. Onun için Hakk’ın mensupları hepsi birbirindendirler. Gelin ey dünya, insanlık âlemi! Hak’ta hakîkatte birleşelim. İslam da bütün gerçekler birleşmiş bizde bu hakîkatler de birleşelim. Artık Allah bir niye biz iki olalım iki, niye beş olalım ki, niye yüz bin olalım ki, Allah bir biz Allah’ın kulları değil miyiz? Bir olalım son olarak ortaya Allah’ın yenilediği İslam şeriatı ortada, gerçekler ortada, İslam bütün insanlığı kucakladığı da ortada. Niye biz iki olalım, beş olalım, niye parçalanalım? Niye dostluk kardeşlik, hak, adâlet, barış varken niye düşman olalım ki? Buna hiç sebep yok.

Dakika 20:25

Bunu ortaya çıkaranlar emin olun kendi küfrünün şirkini dayatıyorlar, rantı öne alıyorlar, insanlığı sömürüyorlar. Gidin bu birlikten yana olmayanların mevkisine, makamına bakın, nereden beslendiğine bakın. Çevresin de onu o ranta bağlı aldatılmış nice temiz kanmış, aldanmış temiz oraya bağlanmış insanları görürsünüz. Birde oradan rant sağlayan üçkağıtçıları görürsünüz. Gelin oyunları bozulsun İslam bütün insanlığı kucaklayan Kur’an-ı Kerim Hz. Muhammed’le, Kur’an’la, İslam’la Allah bütün kullarını rahmetiyle kucaklıyor. Bu rahmetten kaçmayalım bir olalım, bütün olalım ve şu dünyayı kavgadan, dövüşten, düşmanlıktan, kan akıtmaktan dünyayı kurtaralım. Allah’ın sosyal adâletini kardeşliği ve bütün âlemi sevgiyle yaratmış o sevgiyi de egemen kılalım. Gerçek îmân olunca, ilim irfân olunca zaten dünyanın tümünün ortada sevginin âlemi kuşattığını göreceksiniz. Çünkü hayatın özü kalbin gözü sevgidir. İslam bu sevgiyle dolup taşmanın adıdır bu sevgi yapmacık, taklit değildir Allah sevgisidir. Allah sevgisinin ucu, bucağı bulunmaz. Ezelî, ebedî kapsayan, kuşatan Allah’ın sevgisiyle dolduğun zaman, bütün varlığınla Allah’ı sevdiğin zaman mahlûkat senden iyilik güzellikten başka ne görür ki? Senin insanlığa vereceğin sevgi, güzellik, hak, adâlet, hayırlı hizmetlerdir. İslam böyle bir yüce sermayedir, ilâhî nizâmdır. Bunu birileri bakın ne yapmışlar; toplarını, tüfeklerini İslam’a yöneltmişler ve kendilerine göre birini ötekileştirmişler vuruyorlar da vuruyorlar. Nereye kadar vuracaksın? O vurduğun insana Azrâil gelip onun canını alıp îmânlıları alıp cennete götürürken sende kâtil olarak Azrâil’e can verirken sen nereye gideceksin? Azrâil’in orduları (AS.) senide, kâtillerin tamamını da alıp götürmeyecek mi? Hak ettiğin yere götürmeyecekler mi? Sen can vermeyecek misin?  Birilerini sen öldürürken sen ölmeyecek misin? Fildişi kulelerine Azrâil gelmiyor mu? O Azrâil (AS.) saraylara gelmiyor mu? Oradakilerin canını almıyor mu? Bunlar fildişi kulelerinde yaşıyor aman bunlar zengin, kodaman bunlar şu mevki bu makamın adamları bunların canını almayım mı diyor Azrâil (AS.)? Gel kardeşim yanılma! Sende bir damla sudan yaratıldın bende, herkeste. Biz Allah’ın kullarıyız birbirimize tepeden bakmayalım, kan akıtmayalım, zulüm etmeyelim. Allah zâlimlerden intikam alacağını kesin söylüyor. Allah senden intikamını alacaktır. Ey zâlim, ey katiller, ey çağın katilleri, ey çağın en büyük teröristleri! Allah sizden bunun hesabını soracak bunun intikamını alacaktır.

Dakika 25:00

Azrâil’in orduları ensende duruyor vakit saatini bekliyor şunun ecel saati dolsun canını alıyım diye bekliyor senin ensende duruyor Azrâil’in orduları. Sen kendi ordunu görüyorsun. Ebû Cehil de nereye geldiydi? Bedir’e, güçlü bir orduyla geldi. Bir avuç Muhammed’in Müslüman bir avuç askeri vardı 300 küsur kişi, silahları da yoktu 8, 9 kılıçları mı vardı yani kılıçları da yoktu. Çünkü İslam barış için gelmiş cihâna, hak adâlet için gelmiş cihâna. Ne yaptı Ebû Cehil ve adamları? Güçlü bir orduyla Hz. Muhammed’i Bedir’de karşıladılar. Ne oldu? Allah’ın orduları gökten iniverdi ve melekler geldi. Allah’ın savaş orduları var, rahmet orduları var, azâb orduları var Allah’ın. Bunları sen inkâr edince bunlar yok mu oluyor? Hadi sen îmân etmiyorsun yok sayıyorsun sen şimdi gözünü yumdun güneş yok diyorsun. Yok, mu güneş? Allah’ın orduları ezelî, ebedî kuşatmıştır. Allah’ın kudreti ezelî, ebedî kuşatmıştır. Kendi ordularını görüp Allah’ın ordularını görmüyorsan yarın bu ordular seni alıp götürecek. Nereye gideceksen ordularını da götürecek, senide götürecek. Allah’ın ordularının önünde kimsenin duramayacağını biliyorsun. Aklını kullan îmânın olmayabilir. Îmânın varsa îmânını da kullan, aklını da kullan şu kâtillikten zulümden, sömürüden vazgeç. Dünyaya barışı yerleştirmeye çalış. İşte Kur’an-ı Kerim dünyaya barışı, adâleti, kardeşliği getirmiştir. Bütün insanlar Allah’u Teâlâ’nın kuludur. Bir olun, bütün olun, sevin, sayılın, birbirinizin kıymetini bilin. İnsanların hepsi kıymetlidir. Ancak Hakk’a karşı koyanlar bu kendi kıymetini yok edenlerdir. Yukarı gideceği yerde aşağı gidenlerdir, Yazık değil mi? Her insan kıymetlidir. Gruplar hâlinde insan öldürüyorsunuz, vazgeçin bundan. Terör üretiyorsunuz, vazgeçin bundan. Terörü besliyorsunuz, vazgeçin bundan. Benim teröristim senin teröristin olmaz. Mikrop kime yapışırsa orayı hasta eder o organı perişan eder. Onun için dünya da sulh ve barış için yaşanırsa, adâlet uygulanırsa terör o zaman ortadan kalkar. Terörün kaynağı dünya nüfusunun 6 milyarın bir defa 6 milyara düşen dünya nimetlerine bakın birde içinde bunun dünya nimetlerinin % 80’ini elinde tutup milyarlarca insanın hakkını yiyenlere bakın. Küresel barış, küresel sömürüyle küresel barış olur mu? Zulüm ile barış olur mu? Adâletle olur âdil bir taksimatla olur. Gelir dağılımı dünya da Allah’ın rahmeti çok dünya da ne yapacağız? Bu taksimatı doğru yapacağız. Sömürmeyeceğiz, kimsenin hakkını yemeyeceğiz. Hattâ hakkı yenenlerin hakkını adâleti sağlayıp onların hakkı yenenlerin hakkını vereceğiz. İslam bunu emrediyor.

قُلْ تَعَالَوْاْ أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ أَلاَّ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَلاَ تَقْتُلُواْ أَوْلاَدَكُم مِّنْ إمْلاَقٍ نَّحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَإِيَّاهُمْ وَلاَ تَقْرَبُواْ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَلاَ تَقْتُلُواْ النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللّهُ إِلاَّ بِالْحَقِّ ذَلِكُمْ وَصَّاكُمْ بِهِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ ﴿١٥١﴾                                           

Dakika 30:34

Yüce Rab bu yüce âyetlerinde yücenin yüce kanûnları, yüce emirleri,  De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Allah’ın ortağı yok, eşi benzeri yok. Kulları var, yarattıkları var. Sakın Allah’a şirk koşma, ortak koşma benzeri yok misâli yok. Ana, babaya iyilik edin. Bak bugün ana babalar bakımsız dünya da istisnâlar hâriç. Bayram da, seyran da bile evlatları gelmeyen o ana babaları şöyle bir düşün insanlığı bu hâle getiren kim. Anadan, babadan evladı uzaklaştıran, ondan güzel ahlâkı yok eden, insanlığı çürüten, anayı babayı evlatsız bıraktıran ve anaya, babaya, evlada isyân ettiren, karıyı kocayı birbiriyle savaştıran kim bugün? Bunun sebeplerine bir bak. Cenab-ı Hak ne diyor; Anaya, babaya iyilik edin. Bu ana baba seni nasıl büyüttü? Yemedi yedirdi, giymedi giydirdi, soğuk sıcak demedi uykusundan tâviz verdi, istirahatinden taviz verdi. Benim yavrum aç kalmasın, açık kalmasın, hasta olmasın, yesin, içsin mutlu olsun diye o ana babanın yapmadığı iyilik kalmadı sana. Ey nankör herif! Sen anana, babana neden bakmıyorsun? Attın onu huzursuzluk evlerine o orada pencereden yavrum diye bağırıyor. Ne zaman gelecek şu yavrum benim ziyaretime diye bağırıyor. Huzur evleri huzursuzluk evleridir, çâresizlik evleridir. Evladı anasına, babasına bakan bir evlat anasını, babasını götürür de atar mı bir yere? Sana o bakmadı mı, o büyütmedi mi seni? İnsanlığı bu hâle kim getirdi? Ey materyalistler, ruhu inkâr edenler, insanlığı çürütenler! İnsanlığın güzel ahlâkını, merhametini, sevgisini elinden almaya ne hakkınız var sizin. Bakın insanlık ne hâle geldi. Netice de insanlar ölüyüm diye ne yapıyor? Ülkeden ülkeye gidiyor. Ölüm istiyor, ölmek istiyor. İnsanları bu hâle kim getirdi? İnançsız insan da ıstırap olur. Rab’bisiyle kulu birbirinden kim kopardı? İman bağlarını kim yok etti? Allah’tan insanları uzaklaştır, anadan babadan uzaklaştır insanları şehvetin uşağı maddenin esiri hâline getir dünya da huzur ara. Yapmayın bu kötülüklerden vazgeçin gerçeğe dönün.

Cenab-ı Hak ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, Allah diyor; fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin (وَلَا تَقْتُلُٓوا اَوْلَادَكُمْ خَشْيَةَ اِمْلَاقٍ) dünya da Allah’ın rahmeti, lütfu keremi dolu uçsuz, bucaksız nimetleri var. Ama rantiyeciler sömürücüler ne yapıyor? Taksîmi doğru yapmıyor.

Dakika 35:08

Adâlette ki taksîmât insanların pek çoğuna büyük kitlelere yansımıyor insanlık sömürülüyor. Dünyada ki güçler gücü elinde bulunduranlar bilhassa adâleti sağlamakta onlar gayret edeceklerdir. Bunun için birleşeceksiniz, bunun için güç birliği, iş birliği yapacaksınız adâlet için sömürmek için değil. O zaman sizde huzurlu olursunuz insanlık âlemi de.

Cenabı Hak fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Bugün o kadar insan öldürülüyor ki artık kürtajların haddi hesabı yok. Bakın dünya ne hâle geldi Arap çöllerinde İslam’dan önce câhiliye devrinde diri, diri kızlar toprağa gömülüyordu. Bugün ne yapılıyor? Canlı, canlı çocuklar alınıp atılıyor. Ve alınıp atılan bu çocukların kürtaj yapılan, nice diri, diri çocukları öldürülenler bu çocukların vücutlarından ne yapıyorlar? Bakın bir şey yapılmak isteniyor ve genç kalmak için bunları da kullanmaya çalışıyorlar. İnsanlığa bu kadar hakâret, bu kadar acımasız davranılamaz, hiçbir çocuk öldürülemez, hiçbir cana kıyılamaz. Mahlûkatın en şereflisi insandır, yer gök insana hizmet için yaratılmıştır. Bütün yeri göğü, bütün varlıkları korumak kollamak yerli yerince kullanmak zorundasın. Ama insanlığı korumak ve bunların tümünü insanın faydasına sunmak şartıyladır.

Sizin de, onların da rızkını biz veriyoruz diyor Cenab-ı Hak. Allah veriyor ama Allah’ın taksîmâtını insanlar ne yapıyor o adâleti sağlamıyor. Allah adâlet edin diyor. İnsanlar bu adâleti uygulamadığı için ne yapıyorlar? Bir taraf yığıyor, bir taraf aç kalıyor ve sömürülüyor. Rant uğruna insanlar öldürülüyor, ülkeler işgal ediliyor ve illegal örgütler desteleniyor. Terör üretiliyor, terör destekleniyor. Bunun sebebi ilâhî adâletin yeryüzünde tecellî etmemesindendir. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. İslam dini aynı zaman da yüksek ahlâkın dinidir en yüce. Tüm kötülüklerin açığını da, gizlisini de yasaklamıştır. Haksız yere Allah’ın haram kıldığı cana kıymayın tek bir İslam öldürmek göre bütün insanlığı öldürmek gibidir. Haksız yere hiçbir cana kıyılamaz adâleti ilâhî müstesnâ. “Tek bir canı haksız yere öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir.” “Bir hayat kurtarmakta bütün insanlığın hayatını kurtarmak gibidir.” Bu cümle, bu âyet Kur’an-ı Kerim’e aittir, Allah’a aittir. Sen insanları acımasızsa öldürüyorsan bunun hesabını Allah’a vereceksin. Haksız yere insan öldürüyorsun kadın, çocuk demeden ve suçlu, suçsuz ayırımı yapmadan öldürüyorsun. Hani adâlet nerede? Suç sadece işleyenindir başkasının suçu olmaz ki, suç işleyene aittir. (وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى) vebal taşıyan başkasının vebalini taşımaz. Herkes kendi vebalini taşır.

Dakika 40:08

Onun için İslam herkesi kurtarmaya gelmiştir. Allah herkese merhamet eder ve rahmetine çağırır. İtaat etmeyen rahmet dışında kalır Allah’ın gazâbına çarpılır yazık olur. Haksız yere Allah’ın haram kıldığı cana kıymayın, düşünesiniz diye Allah size bunları emretti diyor.

وَلاَ تَقْرَبُواْ مَالَ الْيَتِيمِ إِلاَّ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّى يَبْلُغَ أَشُدَّهُ وَأَوْفُواْ الْكَيْلَ وَالْمِيزَانَ بِالْقِسْطِ لاَ نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا وَإِذَا قُلْتُمْ فَاعْدِلُواْ وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَى وَبِعَهْدِ اللّهِ أَوْفُواْ ذَلِكُمْ وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ ﴿١٥٢﴾

Yüce Rabbimiz ne diyor burada da: Yetimin malına yaklaşmayın; (وَلاَ تَقْرَبُواْ مَالَ الْيَتِيمِ) diyor.

Yetim malı yemeyin, insanlığın hakkını yemeyin. Yetimin malını yiyen bütün insanlığın hakkını yer ve sömürür. Cenab-ı Hak, yalnız ergenlik çağına erişinceye kadar (malına) en güzel biçimde (yaklaşabilir ve uygun şekilde harcayabilirsiniz). Ölçü ve tartıyı tam bir adâletle yapın. İslam tam bir adâlet dinidir, tam bir merhamet dinidir, tam bir sevgi dinidir tam bir kahramanca cihâd dinidir. Bu adâleti tanımayan haksız ve zorba zâlimlerin karşısında tam bir kahramanlıktır İslam dini. Onun için ölçü ve tartıyı tam adâletle yapın. Kimsenin zerre miktarı hakkını yemeyin bir tek buğday tanesi kadar dahi hak yemeyin. Bir tek buğday tanesi kadar kul hakkına 700 vakit namazın alınacağı ve hak sahibine verileceği o da hangi namaz – cemaatle kılınan Allah katında kabul edilen namaz diye müçtehitler derecesinde bu rivâyet vardır. Bir tek buğday tanesi kadar dahi olsa sakın kimsenin hakkını yeme ve ölçü ve tartıyı tam bir adâletle yapın diyor Cenab-ı Hak. 700 vakit namazı elinden alır. Varsa, yoksa o kadar günahlar boynuna biner ve cezân artar iflas edersin. Dünya da, mezar da, mahşer de hüsran vardır her şeyini kaybedersen hak sahipleri her şeyini alır. Sana bir şey kalmaz yağcılardan, yuvarlayıcından, çarpık çurpukça sahte müjde verenlerden uzak kal. Gerçeği duy şanlı Kur’an’dan, nurlu İslam’dan işte hayat veren nurun dersleridir bu. Doğruyu söylemeden, hak ve doğru yaşanmadan gerçek olmaz ki, kurtulamazsın yağcıların yağladığı din anlatımı seni kurtarmaz, beni kurtarmaz. Gerçek hak ve hakîkati gör hayat derslerini iyi oku. İşte İslam bu hayat veren nurun bizzat kendisidir. Bu derslerimiz de hayat veren nurun derslerdir, hayat veren ruhun derslerdir. Kur’an-ı Kerim aynı zaman da ruhtur. Biz kimseye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyiz diyor Cenab-ı Hak.

Dakika 45:01

Herkesin gücünü yettiği teklif olunmuştur. Hayatı İslam kolaylaştırır, zorlaştırmaz zorluğu oradan kaldırır. Herkesin gücüne göre teklif edilmiştir.  İslam hiç kimsenin gücünü aşacak bir teklif getirmemiştir. Söylediğiniz zaman da yakınınız da olsa âdil olun. Bu benim yakınımdır, dostumdur, eşimdir, oğlumdur, anamdır babamdır diye haksızlık etme diyor. Yakınınız da olsa adil olup ve Allah’a verdiğiniz sözü tutun diyor. Müslüman kim olursa olsun doğru dürüst olmak zorundadır, âdil olmak zorundadır her Müslüman. Öğüt alıp düşünesiniz diye Allah bunları size emretmiştir.

Kıymetli dostlarım,

İşte burada da bakın Cenab-ı Hak yine ne diyor; (وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ) diye âyeti bitirdi. Ve diyor ki;

استعيذ بالله

وَأَنَّ هَذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيمًا فَاتَّبِعُوهُ وَلاَ تَتَّبِعُواْ السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَن سَبِيلِهِ ذَلِكُمْ وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ ﴿١٥٣﴾

İşte benim yolum budur diyor Cenab-ı Hak. Kur’an-ı Kerim, İslam Allah’ın kendi yoludur. Allah’tan gelmiş Allah’a giden tek doğru yoldur. Bütün doğrular buradadır, bütün gerçekler buradadır. Çünkü burada ki hakîkatler insanların âlemlerin tümünü geçmişi geleceğe kuşatmıştır bu gerçekler. Onun için işte benim yolum budur bu yola uyun bu yolu takip edin. Yani gerçek Müslüman olun, İslam’ca yaşayın. (وَلاَ تَتَّبِعُواْ السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَن سَبِيلِهِ) sizi O’nun yolundan ayıracak başka yollara uymayın, sapmayın, aklınızı başınıza alın!                                    (ذَلِكُمْ وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ) Azâbından korunmanız için Allah size böyle vasiyet etmiştir diyor.

İslam tamamen Allah’ın kullarına hem emridir, hem vasiyetidir. Allah’ın vasiyeti, tavsiyesi kesin katîdir. Onun için aklını başına al! Bunu kendi nefsime söylüyorum kendime söylerken de siz bizden biz sizdeniz hepinize söylüyorum. Ama kendi nefsime söylerken beraber dinleyelim diye söylüyorum. Bu da ayrı görevimiz.

Dakika 48:38

 

 

 

 

 

(Visited 53 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}