Tefsir 293-01

293- Tefsir Ders 293 hayat veren nurun keşif notları

293- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 293

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

Kıymetli dinleyenler,

Azâb rüzgârları bir de rahmet rüzgârları vardır. İbn-i Ömer’den rivâyet edilen bir haber de: (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) “Dördü diyor rahmet rüzgârlarıdır rahmetin habercileridir. Dördü de azâbın habercisidirler” diyor. Rahmetin habercisi olan rüzgârlar: “Nâşirât, Mübeşşirât, Mürselât, Zâriyâttır” diyor. Azâb rüzgârları ise: “Kâsıf, Âsıf, Sarsar, Akîm’dir” diyor. Bunlarda azâb rüzgârlarıdır, azâbında habercisidirler. Buhârî ve Müslîmin rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamberimiz şöyle buyurdular;

‘’Nusirtu bissabâ ve uhliket âdün biddebürî vel cenubu min rihîl cennetî’’ buyurdular.

Ben diyor sabah ile mensûr oldum diyorsun yani bana Allah sabah rüzgârını diyor rahmet rüzgârı olarak bana gönderdi. Ben onunla mensûr oldum diyor Muzaffer oldum diyor. Ad kavmi debur ile helâk edildi diyor debur da bir rüzgâr çeşidi azâb rüzgârlarından birisi. Cenupta diyor cennet rüzgârlarında bir rüzgârdır diyor. Cenup kıbleden güneyden esen rüzgâra denir. Sevgili dostlarımız, Hz. Kâ’b’tan üç gün diyor rüzgârı hapsetse Cenab-ı Hak rüzgâr estirmese üç gün diyor yeryüzünün çoğu kokardı diyor dünya kokmaya başlar. Allah’ın uçsuz, bucaksız, sayısız nimetleri var hangisine şükretsek hiç birinin şükrünü edâ edemeyiz. Hiç olmazsa nimetin sahibini bilelim gücümüz nispetinde kulluk görevini yapmaya çalışalım. İnkârcıların, nankörlerden olmayalım olmamak için Allah’a yalvaralım Yüce Allah’tan tevfik ve hidâyet isteyelim. Korku ve ümidi sakın birbirinden ayırma yani ikisi sende dâima bolunsun diyor. Hem korku Allah korkusu, hem Allah sevgisi, hem ümit diyor hiç birbirinden ayırma ikisi de sende bulunsun sürekli diyor. Rıh rüzgâr hareketli hava çeşitleri vardır diyor rüzgâr tahrik ile meydana gelir. Peki, rüzgâr tahrik ile hareket ile meydana geliyor rüzgâr olayı yağmur olayını hazırlıyor. Bunlara harekete geçiren emri kim veriyor? Yüce Allah. Rüzgârlar bulutları tepelerinde taşırlar hava hafif bulutlar ağırdır. Bulut bizzat su taneciklerinin toplu hâlidir. Boşlukta durmaları fizik konusudur bu konuda iki görüş vardır. Su tanecikleri sabun köpüğü gibi içerisi boş içinde hava hapsedilmiş olup bu hava hafif olduğundan diyor ne yapar? Üzerinde yüzüyor yani havadan diyor bu hava hafif olduğu için diyor onun üzerinde yüzüyor. Bu görüş sonradan çürütülmüştür su taneciklerinin içi boş değil dolu olup havanın hacminde ağır olduğu hâlde aşağıdan rüzgârın tahriki ile kum tanelerinin yukarı çıkması gibi hava boşluğunda muallak olarak sağa sola hareketi kabul edilmiştir. Öncekinden balon ve gemi gibi hafif ağır üzerinde duruşu ikinci görüşe göre de kuş ve uçak gibi ağırın hafif üzerinde duruşudur. Ağır olan bulutları kaldırıp yüklendiği zaman su havadan ağırdır. Peki, muharrik hareket emrini veren kimdir? Mutlak kudretinin sahibidir yani Yüce Allah’tır. (izâ egallet sahâben segîlâ) diyor. Burada dikkat et! Bu manayı öğrenmekle hareket ettirici kuvvet elde edilmesiyle uçaklar yapılmıştır. Dikkat edin! Kur’an-ı Kerim bunu 14 asır önce bunları açıklamış bilime işaret etmiş bilimsel keşiflerde bulunun demiş bin sene sonra anca yapabilmişler. Dikkat edin! Bazı konularda İslam’dan bugün ki bilim bin sene daha geride bazı konularda hiç zaten keşif yapamamıştır. İslam çok uçsuz bucaksız çağları kuşatmış ileride. Kur’an-ı Kerim’i ve kevnî âyetleri insanoğlu doğru keşif etseydi insanlık çok ilerlerdi. Onun için kıymetli dostlarımız, işte bu hareket ettirici kuvvet elde edilmesiyle uçaklar yapılmıştır uçma elde edilmiştir. Bu Peygamberliğinde delillerindendir. Çünkü bu haberleri hem Kur’an-ı Kerim hem Hazreti Muhammed birlikte bu haberi veriyor. O zaman Peygamberin hak Peygamber olduğu, Kur’an’ın hak kitap olduğu, İslam’ın hak din olduğu her şeyden bellidir. İlmi bir mucizedir beşer ilmi buna 1000 senede ulaşmıştır. İnsanoğlu bir şey keşfedince Allah’u Teâlâ’yı daha iyi tanıyıp îmân etmesi gerekirken birileri inkâra kalkıyor birileri de daha iyi îmân etmek için eline deliller elde ediyor ve îmânına vesile oluyor. Birisi de Hakk’ı görmüyor küfrüne vesile oluyor. Allah küfürden, şirkten, nifâktan bütün kötülüklerden muhafaza buyursun.

Dakika 9:10

İlâhî âdette yaratma ile emir arasında uyum vardır iyi topraktan iyi mahsul alınır. O’nun izniyle bereketiyle olur. Peygamberler İlâhî rahmetin müjdecisidirler. Peygamberlerin bizzat Hz. Muhammed alemlere rahmet Peygamber’idir hem de rahmetin müjdecisidir, beşîr ve nezîrdir. Rahmet onlardan tecellî eder. Teklifler, şeriatlar su dolu bulutlar gibi Kur’an-ı Kerim kalplerin âb-ı hayatı hayat suyudur. Din, marifet ebedî hayat olan İlâhî rahmet insanda suyun indiği toprak gibidir. Rahmet inmiş insanoğlunun tepesine ama toprağın kalitelisi var kaliteli olmayanı var. İnsanlarda eğer kendi kalitesini bozmuşlarsa, erdemini bozmuşlarsa rahmetten faydalanamıyor. Yağmur her toprağa yağar ama her toprak mahsul vermez. İnsanda suyun indiği toprak gibidir ki iyisi, kötüsü vardır mü’mini vardır insanoğlunun kâfiri vardır. İlâhî âyetleri düşünmek anlamakla ibret alır, îmân eder, hayat bulur. Çorak yer gibiler ise nimetlerini, rahmetlerini inkâr ve küfürle karşılarlar yazık! Bunlar kendini mahvedenlerdir. Bunları Allah’ın izni taalluk etmez milletler tarihi buna şahittir. Rahmet, hidâyet yerine felâkete sürüklenmişlerdir. Niçin? Hakk’ı kabul etmedikleri için. Altı devri teşkil eden altı peygamberin kıssası göz önünde bulundurulmalıdır. Buhârî, Müslîm ve diğerlerinin rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte şöyle diyor: “inne zamâne kadistedâre keheyetihî yevme halakallâhu semâvâtı vel arza” Ne diyor? Muhakkak ki zaman Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü hâli gibi devam etmektedir diyor. İnsanlar yaratılışı tabiatı bozmazlarsa hilkati eğer bozmazlarsa yaratıldığı gibi her şey yerli yerince devam edecektir, etmektedir. İnsanoğlu bozduğu kadar zarar görmektedir Şöyle bir bakın dünyaya! Dünya da insanoğlunun elinin değdiği bozulmuştur. Bugün köy yumurtası arıyor vatandaş niye öbür yumurtadan uzaklaşıyor da köy yumurtası arıyor? Niye ormanda yayılan kuzunun etini tercih ediyor da çiftlik kuzusunu tercih etmiyor? Neden seralarda ki o fennî insanların elinin karıştığı domatesi bırakıyor da aslî yaratılışını bozmadan normal tabiat ortamında yetişen natür ve biyo olanı niye araştırıyor, arıyor? Burada da dikkatlerinizi çekmek için şöyle bir bakalım; Hava, su, gıdalar, sebzeler, meyveler, etler şöyle bir bakın bunların durumu ne merkez de? Bilim fayda İslam’a göre sadece fayda veren bilim bilimdir. Zarar veren bilim, bilim değildir, ilimi ilim değildir, âlim, âlim değildir. Fayda olacak fayda insanlığa bütün mahlûkata zarar verdiğin müddetçe o ilim değildir,  o bilim değildir, o âlim değildi, o muzırdır. Onun için İslam faydadır, faydadan yanadır. İslam ilimdir, faydalı ilimdir faydalı ilimden yanadır. İslam tamamen bilimler üstü bilimdir faydalı bilimden yanadır. Cenab-ı Hak Allah’a itaat eden insanlığın da hayrına çalışan kullarından eylesin. Gerçek Müslüman olmayı Allah’u Teâlâ nasip eylesin. Ama kime tabii? Dileyenlere, isteyenlere. Dilemeden, istemeden olmuyor dilemeli, istemeli hem de gece gündüz her an Allah’tan hidâyet ve ondan tevfik refâkat istemelidir. İnân ondan, ihsân ondandır. Avni muâvemet ondandır. Onun için

“Allahümme einnî velâ tuin aleyye vensurnî velâ tensur aleyye vehdinî ve yessiril hüdânî inneke entettevvâburrahîm inneke alâ külli şeyin kadîr”.

Bakın şu yalvarışlara bak! Cenab-ı Hak Peygamberimiz ‘in yaptığı ve Kur’an-ı Kerim’de ortaya konan duaların tümüyle dua etmiş kullarından eylesin ve bütün şerlerden de emin eylesin.

Dakika 16:43

 

(Visited 78 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}