Tefsir 329-01

329- Tefsir Ders 329 hayat veren nurun keşif notları

329- Kur’an-ı Kerim Tefsîr Dersi 329

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

(Tevbe Sûresi 90’ıncı Âyet-i Kerime’den 99’uncu Âyet-i Kerim’ler)

 

 

وَجَاء الْمُعَذِّرُونَ مِنَ الأَعْرَابِ لِيُؤْذَنَ لَهُمْ وَقَعَدَ الَّذِينَ كَذَبُواْ اللّهَ وَرَسُولَهُ سَيُصِيبُ الَّذِينَ كَفَرُواْ مِنْهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿٩٠﴾

Bedevîlerden özür bahane edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah’a ve Rasûlüne yalan söyleyenlerden oturdular kaldılar. Bunlardan kâfir olanlara acıklı bir azâb Îsâbet edecektir.

İnsanlar birbirini kandırmaya alışmışlar peygamberi de kaldıracağını zannediyorlar Allah’ı, hâşâ sümme hâşâ, kandıracaklarını zannediyorlar. Münâfıkların, kâfirlerin kalpleri müşriklerin kalpleri böyledir akılları bunların nefislerine esir olmuştur.

لَّيْسَ عَلَى الضُّعَفَاء وَلاَ عَلَى الْمَرْضَى وَلاَ عَلَى الَّذِينَ لاَ يَجِدُونَ مَا يُنفِقُونَ حَرَجٌ إِذَا نَصَحُواْ لِلّهِ وَرَسُولِهِ مَا عَلَى الْمُحْسِنِينَ مِن سَبِيلٍ وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٩١﴾

Allah ve Rasûlü adına nasihat ettikleri takdirde ne zayıflara, ne de hastalara, ne de verecek bir şey bulamayan yoksullara savaştan kalmaktan dolayı bir günah yoktur. Bunların mazereti vardır ama Cenab-ı Hak bunlardan da ne istiyor? Bulunduğunuz yerde o topluma nasihat edin diyor, toplumu ikaz edin uyarın diyor, İslâmî tebliğden geri durmayın diyor. Cenab-ı Hak demek ki, özürlülerden bile nasihat yapabilecek durumda olanlardan nasihat etmelerini tüm insanlığa en yakınlarından başlayarak Hakk’ı tebliğ etmeye çalışmalarını onlardan da istiyor. Savaştan, cihâddan geri kalan özürlüler bunu yapsın diyor. İyilik edenleri ayıklamaya bir yol yoktur. Allah Gafurdur, Rahîmdir. İnsanlar gücünün yettiğini yaptığı zaman zaten Yüce Allah gücünü yetmediğini kimseden istemiyor.

Yine buyuruyor ki Yüce Rabbimiz;

وَلاَ عَلَى الَّذِينَ إِذَا مَا أَتَوْكَ لِتَحْمِلَهُمْ قُلْتَ لاَ أَجِدُ مَا أَحْمِلُكُمْ عَلَيْهِ تَوَلَّواْ وَّأَعْيُنُهُمْ تَفِيضُ مِنَ الدَّمْعِ حَزَنًا أَلاَّ يَجِدُواْ مَا يُنفِقُونَ ﴿٩٢﴾

Kendilerini bindirip savaşa gönderesin diye gönüllü olarak sana geldiklerinde, “Sizi dindirecek bir şey bulamıyorum.” Dediğin zaman, bu uğurda harcayacakları bir şey bulamadıklarından dolayı üzülüp gözlerinden yaş döke döke geri dönüp gidenlere de bir günah yoktur.

Bakın bunlarda savaşa gidecek araçları gereçleri yok. Cihâda gitmek istiyorlar can atıyorlar ve kendilerine binek ve savaş için ne lâzımsa onların teminini istediler onlara da bunlar temin edilemediğinden dolayı cihâda gidemediler. Cihâda gidemedikleri için bunlar hüngür hüngür ağladılar. İşte kahraman Mücâhitler cephede ki Mücâhit’tir ama cepheye gitmek için çırpınanlar da Mücâhit’tir. İmkânları olsa gideceklerdir imkânları olmadığı için gidemeyen bu işte bunlarda kahramandırlar Mücâhit’tirler.

Cenab-ı Hak bunları da duyurduktan sonra bak ne diyor;

Dakika 5:40

إِنَّمَا السَّبِيلُ عَلَى الَّذِينَ يَسْتَأْذِنُونَكَ وَهُمْ أَغْنِيَاء رَضُواْ بِأَن يَكُونُواْ مَعَ الْخَوَالِفِ وَطَبَعَ اللّهُ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ ﴿٩٣﴾

Kınamaya diyor yol, ancak zengin oldukları hâlde geri kalmak için senden izin isteyenleredir. İşte bunlar kınanacak insanlardır ki bunların durumları da iyi maddî durumları savaş için araç ve gereçleri de var her şeyleri var ama bunlarda cihâddan kaçıyorlar gitmiyorlar. Cenab-ı Hak ne diyor; (رَضُواْ بِأَن يَكُونُواْ مَعَ الْخَوَالِفِ وَطَبَعَ اللّهُ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ ) bunlar geri kalanlarla beraber olmayı tercih ettiler. Cihâddan geri durdular Allah da kalplerini mühürledi. Onlar, artık başlarına geleceği bilmezler.

Dünyada, mezarda ve mahşerde insanoğlu başına gelecekleri eğer bilseydiler bunlar bu hâle düşmezlerdi. Cenab-ı Hak ne yaptı? Bunların kalplerini Allah mühürledi diyor. Cihâd kaçkınları bunlar cihâddan kaçan adam yüce değerlerinin hepsini helâk etmiş ve kendi de helâk olmuş demektir. Onun için cihâd İslam’ın en yüce zirvesidir. İmkânı olup da cihâddan geri duran kaçanların Allah kalplerini mühürledi. Onlar artık başlarına geleceği bilmezler diyor Cenab-ı Hak. Yani bunların başına daha neler gelecek neler diyor. Kurtuluş ve mutluluk yolu Kur’an-ı Kerim’de Allah (C.C) bizden ne istiyorsa onu yerli yerince gücümüz nispetinde seve seve yapmamız gerekiyor.

يَعْتَذِرُونَ إِلَيْكُمْ إِذَا رَجَعْتُمْ إِلَيْهِمْ قُل لاَّ تَعْتَذِرُواْ لَن نُّؤْمِنَ لَكُمْ قَدْ نَبَّأَنَا اللّهُ مِنْ أَخْبَارِكُمْ وَسَيَرَى اللّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿٩٤﴾

Yüce Rabbimiz bu âyet-i kerimede de: Savaştan dönüp yanlarına geldiğinizde size özür beyân edecekler. De ki: “Özür beyân etmeyin size kesinlikle inanmayız. Allah bize, sizin durumunuzdan haberler verdi.” Bundan sonra da Allah ve Rasûlü yaptıklarınızı görecektir. Daha sonra da gizliyi ve aşikârı bilen Allah’a döndürüleceksiniz. Allah’ın huzurunda büyük mahkemede hesap vereceksiniz. O vakit O, size neler yapmış olduğunuzu tek tek haber verecektir.

Herkes ayağını denk alsın! Bugünkü ömrünü ve nefesinin her anını değerlendirsin çünkü herkes hesap verecek. Kur’an-ı Kerim’den sorulacak herkes, Kur’an-ı Kerim’e göre, İslam şeriatına göre amel edip etmediği Allah’u Teâlâ’ya itaat edip taatte bulunup bulunmadığının bir, bir Kur’an-ı Kerim2e göre hesaba çekilecektir herkes, Kur’an-ı Kerim’den sorulacak herkes. Başka kânûn yok mahşer de Allah’ın İslam kânûnları var. Onun için herkes ayağını denk alsın, iyi Müslüman olmaya baksın!

Dakika 10:40

سَيَحْلِفُونَ بِاللّهِ لَكُمْ إِذَا انقَلَبْتُمْ إِلَيْهِمْ لِتُعْرِضُواْ عَنْهُمْ فَأَعْرِضُواْ عَنْهُمْ إِنَّهُمْ رِجْسٌ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ جَزَاء بِمَا كَانُواْ يَكْسِبُونَ ﴿٩٥﴾

Cenab-ı Hak bu âyet-i kerimede de: Dönüp de yanlarına geldiğinizde kendilerinden yüz çeviresiniz (hesaba çekmekten vazgeçesiniz) diye Allah’a yemin edecekler. Siz de onlardan yüz çevirin. Bunlar yalancı, sahtekâr, cihâd kaçkınlarıdır bunlar çünkü onlar gerçekten murdar kimselerdir. Bunlar pistir, niyetleri pistir, düşünceleri pistir artık kalpleri bozulmuştur. Onun için bunlar murdar kimselerdir. Yaptıklarının cezâsı olarak nihâyet varacakları yer kesinkes cehennemdir. Münâfık cennete gitmez, müşrik cennete gitmez, kâfir cennete gitmez. Îmân ise İslam’ın ortaya koyduğu îmândır. Bunun dışında da geçerli îmân yoktur.

Cenabı Hak;

يَحْلِفُونَ لَكُمْ لِتَرْضَوْاْ عَنْهُمْ فَإِن تَرْضَوْاْ عَنْهُمْ فَإِنَّ اللّهَ لاَ يَرْضَى عَنِ الْقَوْمِ الْفَاسِقِينَ ﴿٩٦﴾

Kendilerinden râzı olasınız diye size yemin ederler. Yalan yere yemini basar bunlar. Eğer siz onlardan râzı olursanız, müminlere, Müslümanlara diyor. Vaktiyle saadet devrinde Hazreti Muhammed’in şahsında diğer Müslümanlara diyordu. Bugün de Kur’an’ın yine Hazreti Muhammed’in şahsında hepimize söylüyor. Şâyet bu münâfıklardan siz râzı olursanız, şunu bilin ki Allah, o fâsıklar güruhundan kesinlikle râzı olmaz diyor.

Yüce Allah ben bunlardan râzı değilim diyor. Allah’ın râzı olmadığından dünya râzı olsa hiçbir fayda sağlamaz, dünya alkış tutsa hiç faydası olmaz. Dünya îmânlı bir insanın aleyhinde konuşsa bütün dünya ve bütün dünya bir mü’mini kâmili kınasa kötüdür dese bir tek zarar gelmez. Çünkü Allah’ın râzı olduğuna bütün âlem râzı olmazsa bir zarar gelmez. Allah’ın râzı olmadığına bütün âlem alkış tutsa bir fayda sağlamaz. Herkes aklını başına alsın! Öyle boşuna ıslık çalmak, alkış tutmak, günahlara alkışlamak, çirkin köprü alkışlamak, zulme alkışlamak bu kişinin kendini değersiz, haysiyetsiz, şahsiyetsiz Hak’tan hakîkatten haberi olmadığını kesin alametidir. Batıla alkış tutulmaz, zulüm alkışlanmaz. Îmânı, Hakk’ı, adâleti, hukûkun üstünlüğünü, îmânın ilkelerini Allah’ın hâkimiyeti altında işte İ’lây-ı Kelimetullah uğrunda çalışanları alkışla bu insanlığın hayrına olanı alkışla.

Cenabı Hak;

Dakika 15:10

الأَعْرَابُ أَشَدُّ كُفْرًا وَنِفَاقًا وَأَجْدَرُ أَلاَّ يَعْلَمُواْ حُدُودَ مَا أَنزَلَ اللّهُ عَلَى رَسُولِهِ وَاللّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ ﴿٩٧﴾

Yüce Rab diyor ki; Bedevîler inkâr ve münâfıklık bakımından daha beterdirler. Bedevîden maksat nedir? İlla çölde ki yaşayan mı bedevîdir? Kur’an’ın ilkelerinden onun îmânından, ilminden, irfânından, mahrum kalan ve ilim, irfân adına nasibi olmayan, halk dilinde nasibi olmayan, hak adâletten nasibi olmayan hak, hukûk ve hukûkun üstünlüğünden nasibini almamış olan herkes bedevîdir. İlla çölde mi yaşamak gerekiyor? İlim, irfân peşinde koşacaksın. Yüce Allah’ın kendi katından kendi ilminden gönderdiği Şanlı Kur’an’dan haberdar olacaksın, Allah’ın emrine gireceksin, Kur’an’ın nuru ile nurlanacaksın, Kur’an-ı Kerim’in feyizlerleri ile feyizleneceksin, Kur’an okyanusunda ve o iklimde yaşayacaksın. 90’ıncı katta otur, lüks hayat yaşa Allah’a karşı koy, sen de bedevîsin ve dünyanın bütün felsefelerini oku ama Allah’a karşı koy, inkâr et Allah’ı bedevîden daha bedevîsin. Yani bedevî sadece çölde, mağarada, dağ başında değil ki.

Onun için Cenab-ı Hak bedevîlerden kimi de var ki, verdiğini angarya sayar ve sizin üzerinize belâlar gelmesini bekler. O çirkin belâlar kendi başlarına olsun! Allah her şeyi işitendir bilendir. Bugün bedevîlik şuanda şu medenî dünyada bedevîlik önde gidiyor, yobazlık önde gidiyor. Nerede yobazlık? İnsanlığın hakkını sömürenler çağdaş bedevîlerdir. Hak hukûk tanımayanlar hukûkun üstünlüğünü Hakk’ı tanımayanlar çağdaş bedevîlerdir. Bunlar inkâr ve münâfıklık bakımından daha beterdirler. Çağdaş beterler var, çağdaş bedevîler var, insanları toplu hâlde öldürüp kan akıtanlar var, nesilleri yok eden soykırım yapanlar var. Çağın ne kadar teröristleri varsa insan haklarını hukûkunu tanımayan Allah Peygamber ve O’nun kânûnlarını tanımayan çağdaş bedevîdir bunlar. Çünkü Yüce Allah’ın adâletinde bir yaprağı bile keyfi koparıp atmazsın. O yaprak keyfi yaratılmadı orada bir çiçek keyfi yaratılmadı, bir karınca eko sistemde keyfi yaratılmadı. Eko de hepsinin bir görevi var bu sistemin içerisinde, başta en değerlisi insanoğlu. Yüce Allah insana değer vermiş yerleri, gökleri ve bütün âlemleri ve içindekileri insan için yaratmış. İnsanı da Allah’u Teâlâ’yı tanısın, Allah’ın emrine girsin ve itaat etsin diye yaratmış. Kulluk Allah’a kulluk sultanlıktır. Allah’ı tanımamak ebedî cehennemin dibine doğru yol almaktır ve ora da ebedî kalmaktır, insanlığı batırmaktır.

Dakika 20:00

Allah’ın tanı emrine gir Kur’an-ı Kerim’in ilçelerine göre yaşa ölümsüz hayat burada. Onun için kıymetli efendiler, bununla beraber Allah’ın Rasûlüne indirdiği hükümlerin sınırlarını bilmemeye daha yatkındırlar. Şimdi bedevîlerin bir kısmı tahsili yok kültürü yok mektep medrese görmemiş bundan bedevî olanlar var. Fakat bunların bir kısmını eğitirsiniz öğretirsiniz bunlar adam olurlar, oldular İslam dininin ulaştığı İslâmî irşâdın, İslâmî tebliğin ulaştığı yerlerde o bedevîler öyle medenî oldular ki kızını yetişmiş kızını kuyuya atanlar, yetişmiş kızlarını toprağa diri, diri gömenler dünyanın en âdil insan oldular Müslüman olduktan sonra. Bugün dünyanın bedevîleri ise bir kız, 5 kız demiyor, çocuk kadın demiyor toplu hâlde insanları öldürüyor bu çağın kâfir bedevîleri. Hangi mektepten bahsediyorsun, hangi eğitimden öğretimden? İnsanları canavar yapmak için mi okuyorsunuz? Eğitim gösteriyorsunuz? Çocukları kitleler hâlinde kadınları kitleler hâlinde öldürmek için mi okutuyorsunuz bunları? Hani adâlet hukûkun üstünlüğü nerede? İslam dini o diri, diri insanları toprağa gömen vahşileri medenîleştirdi. Onların göğsüne îmân damladı, merhamet damladı sevgi damladı. O canavarlar o bedevîler medenî oldu. O îmânsızlar îmânla doldu taştı o sevgisiz, şefkatsizler, merhametsizler sevgiyle ile doldu taştı. Dünyaya adâlet öğretti, medeniyet öğretti, insanlığı öğretti. Beşikten mezara kadar oku emrini getirdi. Ama Allah’u Teâlâ’nın emrini tanımak Yüce Allah’a bağlanmak ve teslim olmak medeniyetini getirdi. Allah’la beraber olmayı getirdi hangi medenî hayattır ki hangi okulda hangi derstir ki insanları haksız yere öldürmeyi, terör estirmeyi emrediyorsunuz, terör estiriyorsunuz? Birileri terör yapınca terör de senin yaptığın terör değil mi? Sende haksız yere çocukları, kadınları, savunmasız insanlara varıncaya kadar öldürüyorsun? Tevrât böyle emretmiyor, İncîl böyle emretmiyor, Kur’an-ı Kerim böyle emretmiyor. Îsâ, Mûsâ, Muhammed böyle emretmiyor. Sen kimin kulusun? Hangi canavarın kulluğuna geçtin sen Allah’ı bıraktın da?

Onun için kıymetli dostlarımız; Cenab-ı Hak çağın bedevîlerini medenî hâle getirilmesini nasip eylesin. Bütün çağın vahşi bedevîlerini en medenî İslam’ın îmânıyla, onun yüce adâletiyle, engin merhametiyle bütün insanların sevgiye, medeniyete, merhamete mazhâr olmayı İslam’ın deryâsında hakîkatle buluşmayı Yüce Allah nasip eylesin. İslam, Kur’an-ı Kerim ve Hazreti Muhammed insanlığın kurtuluş vesilesidir. Hidâyet sırlarının, kurtuluş sırlarının tamamı Kur’an-ı Kerim’dedir. Eğer ebedî kurtulmak istiyorsa bu dünya ve insanlık Kur’an-ı Kerim’i keşif etsinler keşif eylesinler. Kur’an-ı Kerim’i keşfederlerse iyi anlarlarsa bütün insanlık barışa kavuşur. İslam A’dan, Z’ye tekrar, tekrar söylüyorum. İslam, A’dan Z’ye barıştır, kardeşliktir, sevgidir, îmândır, adâlettir, hukûkun üstünlüğüdür, hem de Yüce Allah’ın hukûkun üstünlüğüdür tabiatüstü ilâhî üstünlüktür.

Dakika 25:18

وَمِنَ الأَعْرَابِ مَن يَتَّخِذُ مَا يُنفِقُ مَغْرَمًا وَيَتَرَبَّصُ بِكُمُ الدَّوَائِرَ عَلَيْهِمْ دَآئِرَةُ السَّوْءِ وَاللّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ﴿٩٨﴾

Yüce Rabbimiz bu âyet-i kerimede de: Bedevîlerden kimi de var ki, diyor verdiğini angarya sayar ve sizin üzerinize belâlar gelmesini bekler. Hak hakîkat düşmanı insanlar çölde olsun, dağ başında olsun, mektepte medresede olsun, üniversitede olsun eğer ruhlar medenîleşmemiş bedevîleşmiş ise İşte o zaman Hakk’ın sönmesini, Hakk’ın nurunun sönmesini Hakk’ın Allah’ın yolunda ki insanların yok olmasını beklerler. O çirkin belâlar kendi başlarına olsun! Diyor. Kim diyor? Yüce Allah. Allah her şeyi işitendir, bilendir İslam herkesin kurtuluşuna gelmiştir. Ama küfrün adamları İslam’ın yok olmasını Müslümanların yok olmasını isterler. Bu küfrün kadrosudur, iblîsin kadrosudur, zâlimlerin kadrosudur, insanlığa acımayan hâinlerin kadrosudur.

Cenabı hak;

وَمِنَ الأَعْرَابِ مَن يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَيَتَّخِذُ مَا يُنفِقُ قُرُبَاتٍ عِندَ اللّهِ وَصَلَوَاتِ الرَّسُولِ أَلا إِنَّهَا قُرْبَةٌ لَّهُمْ سَيُدْخِلُهُمُ اللّهُ فِي رَحْمَتِهِ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٩٩﴾                                                                         

Yine bedevîlerden kimi de vardır ki, Allah’a ve âhiret gününe inanır… Göğsünde îmân parlayan bedevîler de var, o çağda da var, bu çağda da var. Bu çağın îmânlı bedevîleri de var. Her çağın çağdaş bedevîsi çağdaş îmânlı bedevîsi de var. Cenab-ı Hak ne diyor; Allah’a ve âhiret gününe inanır göğsünde îmân nuru parlayanlar var ve harcadığını Allah katında yakınlıklara ve Peygamberin dualarını almaya vesile sayar. Yani Allah’ın rızâsı için Rızâ’yı İlâhî’yi kazanmak için bunlar harcarlar, inanırlar, ibadetlerini yaparlar. Gerçekten de bu, onlar için bir yakınlıktır. Allah’a yaklaşmanın yollarıdır Allah’ın rızâsına mazhâr olmak için, vuslat sırları için nedir? Bu bir gayrettir. Allah onları rahmeti içine koyacaktır. Şüphesiz ki, Allah bağışlayıcıdır ve rahmet edicidir. İşte (سَيُدْخِلُهُمُ اللّهُ فِي رَحْمَتِهِ) buyuruyor. “Allah onları rahmetinin içine koyacaktır.” (إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ) buyuruyor. “Allah Gafurdur, Rahîmdir. Cenab-ı Hak mağfiret edendir ve rahmetine ve lütuflarına nihâyet yoktur merhametine de nihâyet yoktur.

Dakika 29:38

(Visited 83 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}