43- Amelde Fıkhı Ekber Ders 43
AMELDE FIKH-I EKBER DERS 43
Kıymetli izleyenler, amelî fıkıh ile ilgili ekolümüz ve derslerimizi okumak, okutmak devam etmektedir. Amelde Fıkh-ı Ekber dersimiz(de), bugünkü konumuz da yine namazın mekruhları ile dersimiz devam etmektedir. ‘Namazda gözlerin yumulması’ meselesi, buna mekruh, demişler. Fakat huşuyu sağlamak için gözler yumulabilir de kapatılabilir de demişlerdir. Yine gelen bir haberde; ‘’Sizden birisi namaza kalktığınız zaman gözlerini yummasın, kapatmasın’’ şeklinde bir haber de bulunmaktadır. Senedine, ‘zayıf’ diyenler olmuştur ve haberin yine namaz da sağa sola dönmek, bunlar mekruhtur. Ayaklar kıbleden dönerse namaz bozulur, bu Mâlikîlerin görüşüdür. Hanefilere göre boynu ile yani yüzünün tamamı veya bir kısmı ile veya gözüyle sağa sola dönmesi, Hanefilerde tenzihen mekruhtur. Yine Peygamberimiz’den gelen haberde; ‘’(A.S.V) Efendimiz Hazretleri namazda göz ucuyla sağa sola bakar, boynunu arkasına doğru çevirmezdi’’. Bu haber de Peygamberimiz’den İbn-i Abbas yolu ile gelmektedir. Kıymetliler yine Şafiîlere göre, yüzü sağa sola çevirmek -onlarda da- mekruhtur. İhtiyaç hâlinde mekruh değildir, demişlerdir. Yine gelen haber de; ‘’Bir süvariyi yolculuk esnasında koruma görevi ile iki dağ arasındaki bir geçide gönderdi’’. Kim? Sevgili Peygamberimiz (A.S.V). ‘’Sonra namaz kılmaya başladı, namaz kılarken o geçide doğru bakıyordu’’. Göğsünü kıbleden çevirirse namazı bozulur, demişlerdir. Evet, kıymetliler, Hanbelilere göre de az bir dönüş mekruh olur, kıbleye sırt çevirirse namazı bâtıl olur, demiştir Hanbeliler. Hepsi de güzel söylemektedirler, güzel söylüyorlar. Rahmet deryası dalgalanmaktadır. Gereksiz olarak dönmenin bütün mezheplerin ittifakı ile mekruh olmasının delili -bakın-; ‘’Sevgili Peygamberimiz (A.S.V) Efendimiz’e namazda sağa sola dönmekten sordum’’, şöyle buyurdu -bunu Ayşe anneniz soruyor-: ‘’Bu şeytanın kulun sevabından çalmasıdır’’, buyurdu.
Dakika 5:05
Kıymetliler yine başka bir haberde; ‘’Kul namazda iken, sağa sola dönmediği müddet, Allah (C.C) kuluna yönelir, kul yüzünü çevirirse Allah da ondan yüz çevirir’’, diyen bir de haber vardır. Bunlar kıymetli muhaddislerimiz tarafından rivayet edilmişlerdir. Resûlullah (A.S.V) bana (dedi): ‘’Namazda sağa sola dönmekten sakın. Çünkü sağa sola dönmek yok edicidir. Eğer mutlaka dönmek gerekirse, farzlarda değil nafile namazlarda dön’’ buyurdu. Yani farzlara -bak- özel bir itinanın olduğu ortada. Yine başka bir haberde; ‘’Sevgili Peygamberimiz’e (A.S.V) geldik ve onunla beraber namaz kıldık, namazda göz ucuyla rukü ve secdede belini düzgün tutmayan bir adama işarette bulunarak, şöyle buyurdu: ‘Belini düzgün tutmayanın namazı kabul değildir’ dedi’’. İşte kıymetliler, bunlar da yine hadis kaynaklarında bulunan kıymetli haberlerdir. Peygamberimiz’e istinat etmektedir. Gözün göğe doğru kaldırılması da mekruhtur. Bunda da ittifak vardır, demişlerdir. Sevgili Peygamberimiz’den (A.S.V) gelen haberde; ‘’Gözlerini göğe doğru, namazda iken diken topluluklara ne oluyor?’’. Bu konudaki sözleri o kadar şiddetli oldu ki nihayet şöyle buyurdu: ‘’Ya buna son verirler veya Allah onların gözlerini kör eder’’ buyurdular. İşte bu da namazı, namazda iken göklere doğru gözleri çevirmek mekruh olduğu bu tehditlerden anlaşılıyor. Çünkü bunu da Buharî Şerif’in rivayet ettiğini görmekteyiz. Mâlikîler şöyle, demişlerdir. İbret almak için ise bu mekruh değildir, demişlerdir. Yani öğüt almak, ibret almak için ise mekruh değildir, demişler. Bu da Mâlikîlerin ortaya koyduğu bir rahmet görüşüdür. Niçin rahmettir bunlar? Kıymetliler, bu müçtehitlerin ihtilâfları birer birer rahmettir. Çünkü İslam ağacının bu rahmet dalları uzanmış, bu yerlere, göklere bütün cihetlere gönderilen rahmet dalgalanıyor, bu âlimler bunları keşfetmişler. İslam hayatı mutlu bir kolay hayata dönüşmüş. İslam’ın tamamen kolaylık olduğunu, hiç zorluk olmadığını, gerçek dindarlıkda bu delillere göre. Müçtehitlerin delillere istinadı var veya içtihatları var. İşte bu âlimlerin bu usul âlemidir bunlar. Usul âlimine vusul, Hakk’a vuslattır. Çünkü gerçeğe tâbi oluyor. Bilmeyenler, bilenlere tâbi oluyorlar.
Dakika 10:14
Onun için bu bir -âlimler için- rahmet olduğu gibi; bu, mezhebine sıkıca bağlı olan gereğini yapanlar için de rahmettir. Dinlenmek için iki ayaktan biri üzerinde durmak da ve benzeri şeylerde de beis yoktur. Yine, bunu da Mâlikîler söylemişlerdir. Bütün âlimlerimize Allah çok rahmet eylesin. Abdestin sıkışık olması da mekruhtur. Kişi abdesti sıkışık ola ola namaza durmamalı. Vakit müsait ise derhal abdestini tazeleyip namaza öyle durmalıdır. Yoksa abdestin sıkışık olarak namaza durulması mekruhtur. Yemeğe çok ihtiyaçlı, iştahlı olduğu hâlde, huşunuzu, ihlasınızı bozacak şekilde, -bu şekilde- aç bir insanın namaz kılması da mekruhtur. Vakit müsait ise yemeğini ye, karnını doyur, namaza dur. Yemek hazır iken bir de küçük veya büyük abdestin sıkıştırdığı kimselerin namazı kâmil değildir. Bu haber de Peygamberimiz’den gelmektedir. Hanefilere göre küçük ve büyük abdestin sıkıştırdığı kimselerin kıldıkları namazları tahrimen mekruhtur. Bakın, Hanefiler burada tahrimen mekruh olduğunu söylediler. Bu bütün dikkatleri çekmektedir. Vakit müsait olduğu müddetçe yerli yerince abdestini al, öyle namaz kıl. Yine önüne veya sağına tükürmek veya sümkürmek; mescit dışında da olsa sağına, önüne tükürmek ve sümkürmek mekruhtur. Kıymetli muhaddislerimizden bakıyoruz; İmâm-ı Ahmet’in rivayetinde de Müslim’in ve Buharî’nin rivayetinde de görüyoruz. ‘’Sizden biri namazda olunca Rabb’ine karşı yakarış hâlindedir, önüne ve sağına tükürmesin’’. Çünkü onun sağında melek vardır. Fakat solunda veya ayaklarının altına illa tükürmesi gerekiyorsa, soluna, ayakaltına bunu yapsın. Çünkü sağ ve öne tükürmek de ayrıca mekruhtur. Hiçbir zaman İslam dini, bir yere tükürmeyi tavsiye etmez. Yolları dâhil kirlettirmez, yola tükürmek en büyük hatalardandır. Çirkin terbiyesizliklerdendir. Bunun için Yüce İslam, ruhları, kalpleri, yerleri, gökleri, bütün insanlığı medeniyetle kucaklamıştır. Evrensel, eşi bulunmayan medeniyet, İslam medeniyetidir. Kıbleye karşı ise tükürmek mekruhtur. Mâlikîlere göre dünya ile ilgili bir işi düşünmek, namaz kılan bir insan dünya ile ilgili bir işi düşünmek yine ağzı ile; bir şeyi kaşımak, vücuduyla oynamak, harfleri çıkarmaya engel olmuyorsa mekruhtur. Fakat harflerin çıkmasına engel olursa namazı bozar iptal eder, demişlerdir.
Dakika 15:40
Ve güzel söylemişlerdir. Yine aksıran kimseye ‘’Yerhamükellah’’, müjdeye karşılık ‘’Elhamdülillah’’, az miktarda kaşınırsa, bunlar da mekruhtur. Bunları birer birer yapmalı, eğer bunları çok yaparsa namazı bozar. Çünkü amelî kesir olur. Az miktarda gülümsemek mekruhtur, çok miktarda gülmek namazı bozar. Namaz, namazlıktan çıkar. Hanbelilere göre dilini dışarı çıkarmak, yine huşuyu giderecek işler yapmak, ağzını açması ve ağzına bir şey koyması da mekruhtur. Namazda esnemek dahi mekruhtur ve şeytandandır, denilmiştir. ‘’Esnemek şeytandandır. Sizden biri esneyince gücünün yettiği ölçüde onu yenmeye çalışsın’’. Mesela İmâm-ı Âzam ağzını kapatırdı. Mesela üst dişleri ile alt damağını iyice kapatırdı. Ve aynı zamanda kıyamda ise elinin tersiyle -sağ elinin tersiyle- ağzını kapatmak istemek de gereklidir. Yine kıyamın dışındaki durumlarda sol elin sırtıyla, (elin) dışı ile kapatılır. Çünkü esnemek gaflet işidir, şeytandandır. Buna engel olmaya çalışılmalıdır. Namaza dururken şuurlu durulmalıdır. İhlas içinde olmalıdır. Huşu içinde namaz kılınırsa, şeytan musallat olamaz. Allah’ın lütf-u keremi, hidayeti ile. Kıymetliler, elini ağzına tutsun, -diyor- esneyen insana. ‘’Çünkü şeytan bu esnada ağzına girer, dedi’’ diyen haber bulunmaktadır. Namazda kasılmak da mekruhtur, Sevgili Peygamberimiz’in (A.S.V) bir insanın, namazda veya kadınlar yanında kasılarak durmasını yasakladı. Ancak kişi hanımı ve cariyelerinin yanında kasılarak durabilir. Bu da kendi hanımı olduğu için (uygun). Hanefilere göre bu mekruhlar tenzihidir. Kasten yaparsa o zaman tahrimen mekruh olur demiş Hanefi âlimleri (R.A). Faydasız iş yapmak ise -namazda- tahrimen mekruhtur. Namaz dışında ise tenzihen mekruhtur. Bunu da Hanefiler söylemişlerdir. Şafiî ve Hanbelilere göre yaslanarak namaz kılınması da yine mekruhtur. Namazda yaslanma! Allah’ın huzurunda duruyorsun. Ama bir ihtiyaçtan dolayı ise o olur.
Dakika 20:06
Çünkü Yüce İslam hayat dinidir, ihtiyacı olana hiç yasaklık koymaz. İhtiyaç sebebiyle olanlar mekruh değildir. Yine Şanlı Peygamberimiz’den gelen haberde; ‘’(A.S.V.) yaşlanınca ve şişmanlayınca namaz kıldığı yerde üzerine dayandığı bir direk edindi’’. O Cihan Peygamberi dünyada, kalplerde, ruhlarda bütün cephelerde, dünyanın en büyük inkılabını yapan Şanlı Peygamber. Tabii ki o(nun), zaman zaman yaslandığına dair rivayet var. Çünkü o bir Cihan Peygamberi, Cihat Peygamberi. Bütün kafalarda, kalplerde, ruhlarda bir inkılap yapan, bir inkılap Peygamberi. Bâtılı, yanlışı deviren Hakk Peygamberi. Cehaleti ortadan kaldıran, ilim irfan, Vahy-i İlahi Peygamberi. Onun için o Peygamber (A.S.V.), bütün gerçeklerle donatılmış. Bâtılın karşısında ebediyyû’l ebed var olan bir peygamber. Artık o bütün çağlarında, ebediyyû’l ebed peygamberdir. Allah’ın. (C.C) en büyük peygamberi, en büyük kulu ve son peygamberi. Bütün milletlerin, bütün çağların peygamberi. Otururken (kişinin) eline dayanması da mekruhtur. İbn-i Ömer’den gelen haberde; ‘’Şanlı Peygamberimiz (A.S.V.) Efendimiz, bir kimsenin eline dayanarak namazda oturmasını yasaklamıştır’’ diye haber gelmiştir, İbn-i Ömer tariki ile. Yine bu Hadis-i Şerif de muhaddislerimiz tarafından rivayet edilmiştir. Bunlardan birisi Ebu Davut’tur ve Ahmet Bin Hanbel’dir. Yine Hanefi ekolünün yüksek alimlerine göre (Rahmetullahi aleyhim ecmain) el veya baş ile verilmiş bir selâmı almak namaz esnasında tenzihen mekruhtur. Bakın, namaz içinde selâm dahi alamazsın, namaz kılana selâm veremezsin. O Allah’ın huzurundadır, selâm niyetiyle tokalaşırsa namazı bozulur, demişlerdir. Namaz içinde adam selâm niyetiyle tokalaşıyorsa namazı bozulur. Göz ile veya el ile veya benzeri şeyler ile yapılan işaretler de mekruhtur. Namazda bunlar olmaz. Ey kıymetli ve muhterem izleyenler! Namazın mekruhları ile derslerimiz devam ediyor. Gizli okunacak yerlerde açıktan okumak, açıktan okunacak yerlerde gizli okumak, Şafiîlere göre mekruhtur. Karıştıracaksa, açıktan okumak yine haramdır. Başkasının okumasını karıştırıyor, yanılmasına sebep oluyorsa bu şekil okumalar da haramdır, diyor. Mâlikîler de meşhur olana göre, ‘sehiv secdesi yapar’, demiştir onlar da.
Dakika 25:03
Şimdi saftan ayrı durmak, bunlar da mekruhtur. Hanefilere göre de mekruhtur. Muhalif, fâsık ve inatçı birine uymak, peşinde namaz kılmak da mekruhtur. Bunlara dikkat etmek lazım. Cihan Peygamberi, âlemlere Rahmet Peygamberi olan Hz. Muhammed (A.S.V.), imamın yüksekte, insanların da arkasında durmasını yasaklanmıştır. ‘’Papazlar için kilisede yüksek bir yer yaptırırlar, siz onlar gibi olmayın’’, demiştir Peygamberimiz. Namaz kılarken bu ilim kürsüleri falan hariç. Yine saçları örgü yapmak, namaz kılarken saçıyla oynamak, saçını örgü yapmak. Yine yenlerini sıvamak gibi şeyler mekruhtur. Kıymetliler, yine Sevgili Peygamberimiz’den gelen haberde (A.S.V.); erkeğin saçları örgülü olduğu hâlde namaz kılmasını yasaklamıştır ve bu tenzihidir. Evet muhterem izleyiciler, namazın mekruhları ile ilgili derslerimiz sürmektedir. Bir de ik’a oturuşu yani kelp oturuşu, köpek oturuşu da mekruhtur. Bunların (bu uzuvların) yere konulması ve dizlerin dikilmesi şeklindeki oturuşa denmektedir.
Mâlikîlere göre bu haramdır. Namaz bâtıl olmaz fakat mekruhtur. Delili, ‘’Sevgili Peygamberimiz (A.S.V.) beni üç şeyden yasaklamıştır’’ diyor. Bunu kim söylüyor? Ebu Hureyre (R.A.) Hazretleri söylüyor. ‘’Horozun gagası ile yem toplaması gibi çabuk çabuk secde etmek, yine kelp oturuşu gibi oturmak, tilki gibi sağa sola dönmek, Peygamberimiz bunlardan yasakladı, men etti’’, diyor. Yine Hz. Ali yoluyla gelen bir haberde -Cihan Peygamberi (A.S.V) ondan Hz. Ali (R.A) Hazretleri rivayet etmiştir ki-; o Şanlı Peygamber şöyle buyurdu: ‘’iki secde arasında kelp oturuşu gibi oturma!’’. Yine Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurdu: ‘’Başını secdeden kaldırdığın zaman, kelp oturuşu gibi oturma!’’ Bunlar birer birer Peygamberimiz’den gelen haberlerdir. Özür yokken bağdaş kurarak oturmak da namazda, tenzihen mekruhtur. İki elin yere yatırılması tarzındaki oturuş da mekruhtur. Yine başka bir haberde bunların delilleri bir, bir ortadadır. Bizim bu yüksek âlimlerimiz delil olmadan hiçbir hükmü ortaya açıklamazlar.
Dakika 30:00
Ya aslî delillere göre kitap, sünnet, icmâ delillerle hareket ederler veya bilinenden bilinmeyene terakki ederler. Hz. Peygamber (A.S.V.), şeytan oturuşu gibi oturmayı, kişinin iki kolunu yırtıcı hayvanların yaptığı gibi yere yatırmasını da yasaklamıştır. Buradaki mekruhlar Hanefi yüksek âlimlerine göre tahrimen mekruhtur, yani kerahet tahrimidir. Kıymetliler tahrimi keraheti bir daha açıklayalım. Açıklayarak geliyoruz da konular unutulabiliyor. Vacip derecesinde bir mekruh, tahrimidir. Sünnet derecesindekiler, tenzihidir. Yine ellerini birbirine vurmak, bu da mekruhtur. Mâlikîlere göre ‘Subhanallah’ diyerek tespih getirmektir. Şimdi eğer bir şey karşıya yansıtılması isteniyorsa, bir işaret verilmek; bu, ‘’Subhanallah’’ diyerek olmalıdır. Bütün mezhep âlimleri bunun emsâlini söylemişlerdir. Yine iş elbisesi ile başka elbise, temiz elbise varsa mekruhtur. İş elbisesi ile kılma namazı, başka elbisen varsa (kıl) ama yoksa o başka. ‘’Her mescit yanında ziynetlerinizi takının’’. Bu ayet-i kerime Yüce Allah (C.C), A’raf Suresi’nin 31. ayetinde; daha nice ayetlerde bize Yüce İslam A’dan, Z’ye güzelliği, temizliği, tesettürü emrediyor. ‘’Her mescit yanında ziynetlerinizi takının’’. Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri (C.C) böyle buyurdu. Şimdi burada da iş elbisesi ile namaz kılmak mekruhtur ve tenzihidir. Gücü yettiği hâlde izar veya sadece don ile namaz kılmak; güzel elbiseler var iken sırf izar bir parça elbise ile bile olsa sadece don ile namaz kılmak, bunlar mekruhtur. Tembellikten dolayı başı açık namaz kılmak da mekruhtur. Evet, kıymetliler. Şimdi, adam başına bir şey koymaya imkânı var; imamın kılık ve kıyafeti cemaat içinde kılık ve kıyafettir. Zannediyorlar ki; sarık, cübbe imama aittir. Cemaat de aynı kılık ve kıyafet ile namaz kılması, onun için de gereklidir. Yalnız buradaki kerahetler tenzihidir. Evet, kıymetliler şöyle bir bakalım. Yine, ‘’Sizden birisi namaz kıldığı zaman iki elbisesini giyinsin yani güzel elbisesini giyinsin, yeteri kadar bir elbise giyinsin. Çünkü Allah (C.C), kendisi için süslenilmeye en çok layık olandır. İki elbisesi bulunmayanlar namaz kıldıkları zaman izar giysinler. Yahudilerin bütün vücutlarını kaplayan elbise giydikleri gibi de yapılmasın’’.
Dakika 35:09
Başı örtmek müstehaptır. Evet, kıymetliler tabii bu erkekler için. Yine hayvan resimleri bulunan -insan, hayvan resimleri bulunan- bir elbise ile namaz kılmak da mekruhtur. Melekler için de -köpek-; yani melekler, içerisinde köpek bulunan veya resim ve heykel bulunan bir eve girmezler. Sevgili Peygamberimiz’den gelen bu haberdir ve bu haber Ebu Talha yoluyla gelmiştir (Radıyallahu anhü ve erdahüm ecmain). Yine bu haberin kaynağında Buharî ve Müslim gibi kıymetli muhaddislerimiz bulunmaktadır (Rahmetullahi aleyhim ecmain). Yine başka bir haberde Ayşe-i Sıddıka Annemiz, Validemiz (R.A)’nın bir kram’ı ince bir örtüsü vardı, bu örtüyü evinin bir tarafına asmıştı. O Cihan Peygamberi Efendimiz Hz. Muhammed, ona ‘bu perdeyi yok et’ dedi. ‘’Çünkü bunun üzerindeki resimler namazda gözüme takılıyor’’, buyurdu. O Şanlı Peygamber, Ayşe Annemiz’e öyle buyurdular. Elbise üzerinde şerit şeklinde olan müstesnadır diyen de haber vardır ki; bu da yine muhaddislerimizden, kıymetli muhaddislerimizden gelen habere dayalıdır. Dikili bir büste, resme doğru namaz kılmak da mekruhtur. Hanbeliler ile Şafiîlere göre küçük de olsa resim üzerine secde etmek mekruhtur. Hanefilere göre (resim) ayaklarının altında ise mekruh olmaz; yoksa onlara göre de mekruhtur. Örtülmüş olan resimler de mekruh değildir. Örtülü ise üzeri kapalıysa Hanefilere göre kerahet -bunlarda- tahrimidir. Yani tahrimen mekruhtur. Başı veya yüzü kesilmiş resim ile bitki ve benzeri, ruhu olmayan varlıkların resmi ile namaz kılmak mekruh değildir. Çünkü başı kesilmiş, yüzü kesilmiş, yine ruhu olmayan varlıkların resmi ile namaz kılmak mekruh değildir, demişlerdir. Yine gelen haberde; ‘’Biz içinde köpek veya resim ve heykel bulunan bir eve girmeyiz’’. Kim diyor bunu, Cebrail (A.S). Melekler, ‘içinde köpek bulunan, resim bulunan, heykel bulunan evlere girmeyiz’ diyor. Saygı gösterilen resim ve heykellere mahsustur, denmiştir bunlar. Yoksa ayak altlarındakiler için değildir bunlar. Saygı gösterilen resim ve heykellere mahsustur, demişlerdir.
Dakika 40:02
Elbise üzerinde haç bulunması da mekruhtur. Resûlullah (A.S.V) Efendimiz, evinde hiç resmi bulunan hiçbir şey bırakmaz. Yani resim bulunan hiçbir şey bırakmaz. ‘’Mutlaka onu bozar, değiştirirdi’’, diyor. Bunu da Ayşe Annemiz söylüyor. Hanefilere göre mihrabın dışında ise -mihrabın dışında ise- mekruh değildir. Mihrabın dışında bulunduğu hâlde, mihrabın içinde secde etmek ise mekruh değildir. Ayakları mihrabın dışında ise mekruh değildir. Yer darlığı olursa kerahet yoktur. Yine Hanefiler şöyle demişlerdir, kıymetliler: ‘’İmamın mihraba gömülerek namaz kılması da mekruhtur’’, demişlerdir. Kıymetli Hanefi âlimleri -bakın- namazda ayet sure ve tespihleri el parmakları ile saymak da mekruhtur, demişlerdir (Rahmetullahi aleyhim ecmain). Konuşan ve ses, gürültü çıkaran işlerle meşgul olan, uyuyan ve aynı zamanda bu gibi kimseler önünde namaz kılmak da mekruhtur, demişlerdir. Adam önünde uyuyor, uyku esnasında birçok yanlış hareketleri olabiliyor. Bu tür ortamlarda namaz kılma mekruhtur. ‘’Alnın yere değmezse namaz sahih olmaz’’. Yine Hanefilere göre alın, yere değmezse namaz sahih olmaz. Mekruhtan öte, tehlikedir bu. İticar, yani sarığın sadece başının etrafına sarıp, ortasını açık bırakmak da mekruhtur, dediler. ‘’Tespih kullanmak da bir beis yoktur’’ da dediler. ‘’Yanmakta olan bir ateşe doğru namaz kılmak mekruhtur. Bu Mecusîlere benzemektir’’, buyurdular. Bu konu da ittifakları da vardır, kerahet ve ittifakla tenzihidir. Şafiîler bunu mekruhlardan saymamıştır; sadece diğerleri ittifak hâlindedirler. Yine sedilin omuzlar üzerine atılması mekruhtur. Neyi? Elbise ve rıdasını giymemiş, omzuna atmış; bu şekilde de namaz mekruhtur, dediler. Mâlikîlere göre -bu delil bakın- diyor ki; Sevgili Peygamberimiz’den gelen o Şanlı haberde: ‘’(A.S.V) namazda elbisenin omuzlar üzerine atılmasını ve kişinin ağzını örtmesini yasaklamıştır’’. Hanefilere göre burada kerahat, tahrimidir. Tehlike büyüktür. Baştan aşağı örtülmesi, ellerin çıkarılacağı bir yerin bırakılmaması tarzındaki bir örtünme mekruhtur.
Dakika 45:05
Hanefilere göre -bu da yine- tahrimidir ve yasaklanmıştır. Baştan aşağı tek bir elbiseyle örtünmek; yine avret yeri açık kalacak şekilde elbiseyi baldırlarına ve sırtına dolamak. Bunlar da mekruhtur. Hem mekruh hem akıl dışı hareketlerdir. Bunlar da kıymetli eserlerimize istinaden delillere dayanmaktadır. Hanbelilere göre kırmızı elbise ile namaz kılmak mekruhtur -Hanbelilere göre-. Hanefilere göre erkeklerin kırmızı ve sarı elbise giymeleri tenzihen; kadınlar için ise hiçbir beis yoktur, demişlerdir. İmâm-ı Şafiî, kırmızıya boyanmış elbise giyinmeyi mübah kabul etmiştir. Evet, kıymetliler, Buharî Şerif’in şerhinde mevcuttur; İmâm-ı Şafiî’nin böyle dediğini görüyoruz. Mâlikîlere göre avret yerlerini belli edecek elbise giyinmek, namaz dışında da olsa mekruhtur, demişlerdir. Yani vücudun satıhlarını gösteren elbise olmamalı. Bir de sık dokunmuş olmalıdır. Izdıba, sağ ve sol omuzu açık bırakmak (mekruhtur) namaz esnasında; -bunlar- hacda durum farklıdır. Haccın dışında bu da mekruhtur -ızdıba-. İctimalüşşammaya dâhildir. Bu türlü kıyafet de daha önce yasaklandığı belirtilmiş olan İctimalüşşammaya müdahil olduğunu görmekteyiz. Zikirlerin asıl yerlerinde (değil), başka yerlerde yapılması da mekruhtur. Mesela tekbiri kendi yerinde, tahmidi, tespihi kendi yerinde değil, başka yerlerde yapıyorsun; bunlar da mekruhtur. Her şeyi kendi yerinde yapacaksın. Hanbelilere göre eğer kasten yapılmış olursa namazı iptal eder -Hanbelilere göre-. Mâlikîlere göre bunu yapmak mendubun tersini yapmak olur, demişlerdir. Allah bütün âlimlerimize çok rahmet eylesin, bakın işi kolaylaştırıyorlar. Tehlikeden, ümmeti kurtarıyorlar. Sütre edinmeyi terk etmesi de mekruhtur. Kıymetliler, Hanefilerde, helada avret yerlerinin kıbleye karşı döndürülmesi mekruhtur. Hanefi âlimleri böyle buyurmuşlar. Ve sünnette yasaklanmıştır. Yani helada hacet esnasında kıbleye önünü, arkanı dönme! Avret yerlerini dönme kıbleye doğru (helada). Kıbleye arkayı dönmek de mekruhtur, önünü de. Yanlarını döndür. ‘’Helaya geldiğinizde kıbleye yönelmeyin, kıbleye sırt da çevirmeyin. Doğu ve batı istikametlerinde durun’’. Sevgili Peygamberimiz’den gelen haberdir bu, Ebu Eyyub El Ensari’nin rivayet ettiği söylenmiştir (R.A). Yüce Rabb’imize uçsuz bucaksız namütenahi hamd-ü senalar olsun.
50:02
Şanlı Peygamberimiz’e salat-ü selâm olsun. Onun ashaplarından Allah çok razı olsun. İslam âlimlerinin üzerinden Allah’ın rahmeti eksik olmasın (Rahmetullahi aleyhim ecmain). Ey Ümmet-i Muhammed! Allah’ın rahmeti, mağfireti, merhameti, bereketi, birlik ve beraberliği, zaferi, kardeşliği ve bu yolda cihadı, cihat ittihadı da ümmet üzerine ebedî nasip olsun. Hep, İslam cihana hâkim olsun. Barış dünyaya yerleşsin. Adalet, kardeşlik, sevgi, merhamet, hukukun üstünlüğü yerleşsin bu dünyaya. İslam bu dünyaya bunun için geldi. Cehalet gitsin. İlim, irfan, ruhlara, kalplere, beyinlere hâkim olsun. Esselâmü Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatühü.
Dakika 51:27