49- Amelde Fıkhı Ekber Ders 49
AMELDE FIKH-I EKBER DERS 49
Çok kıymetli ve muhterem izleyenler; dersimiz fıkıh okulunda okumak, okutmakla ilgili keşif notlarıyla derslerimiz devam ediyor. Bizi Yüce İslam ile şereflendiren Yüce Allah’a (C.C) bitmez tükenmez hamd-ü senalar olsun. Ve ebediyyû’l ebed Yüce Rabb’imize boynumuz eğri minnettarız. Yüce İslam, Şanlı Kur’an, Şanlı Peygamber Hz. Muhammed ile bizleri ve bu âlemleri şereflendiren Allah’a ebediyyû’l ebed ne kadar hamd etsek, hakkıyla şükretmiş olamayız. O Yüce Rabb’imize hamd-ü senalar olsun. ‘’Elhamdülillahi rabbil âlemin. Bir adedi halgîh ve mil’el-mîzân ve müntehe’l-ilm ve meblâr-rıdâ ve zinete’l-Arş’’. O Sevgili Habibi Hz. Muhammed’e (A.S.V), ona da ebediyyû’l ebed, salat-ü selâm olsun. O Şanlı Peygamber’in ashaplarından Allah çok razı olsun (Radıyallahü angüm ve erdahüm ecmain). İslam âlimlerine Allah çok rahmet eylesin, mağfiret eylesin, merhamet eylesin. İslam âlimleri Yüce İslam’a ömür vermişler göz nuru tüketmişler, bize kadar Yüce İslam sapasağlam gelmiş. Bizler de görevimizi iyi okuyarak, iyi okutarak bizden sonraki nesillere gerçek emanete, ihanet etmeden, mirası onlara, emaneti onlara teslim edebilmektir. Kıymetli efendiler, bu Yüce İslam’ın içerisinde bir ve bütün olarak Tevhid imânıyla birlik beraberlik içinde, Yüce İslam’a hizmet eden gönül veren ne kadar müminin, müminat varsa Ümmet-i Muhammed’in bu imânlı ümmetine Allahu Teâlâ rahmet eylesin, merhamet eylesin. Ey imânlı mücahit ümmet! Ehl-i Sünnet yolunda bir ve bütün olarak hizmet veren ey Ümmet-i Muhammed! Üzerinizden Allah’ın rahmeti, mağfireti merhameti, eksik olmasın. Şimdi bu dua ve dileklerimizle dersimize başlıyoruz. Namazı bozan meseleler üzerinde dersimiz devam ediyor. Namazı neler bozar işte konumuz bu. Namazın bir rüknünü terk ettin, kaza etmedin, bir şartın, özürün yok iken terk ettin. Bu namazı direkt bozar, namazı bozan hâllerdendir bunlar. Misal verelim; namazın bir rekâtının secdesini terk etmek ve bunu kazada etmeksizin yani kaza etmeden selâm vermek. Yine başka bir misal; özürsüz olarak avret yerini örtmeyi terk etmek. Avret yerini örtmeden namaza durmak, bunlar namazı bozar.
Dakika 5:24
Özrü bulunursa, özürlü insanların özürleri miktarınca zarûretler karşısında zarûretler miktarınca kişi mazurdur, namazı bozulmaz. Özürlü olduğu zaman mazur olduğu zaman bunlarda miktarınca ölçülür. Şimdi dolayısıyla yine cemaatle namaz kılıyorsun, imama iktida eyledin, imamdan önce bir rükün yaptın. İmamdan önce kim rükün yaparsa, o namaz bozulur, o kişi namaz kılmamıştır. İmama da uymamıştır. Hanefilere göre o yüksek Hanefi âlimlerine göre (Rahmetullahi aleyh ve aleyhim ecmaîn) bir kimse yanılarak bile olsa imamdan önce bir rüknü eda etse imamla birlikte yahut imamdan sonra o rüknü yerine getirir ve selâm vermezse namazı bâtıl olur. İşte görüyorsunuz bir kimse yanılarak bile olsa imamdan önce bir rüknü eda etse namazı bâtıl olur. Onun için kıymetliler, o rüknü iade eder ve imamla birlikte selâm verirse o takdirde namazı bâtıl olmaz, demişlerdir. Kim? Hanefi âlimleri. Şafiîlere göre iki rüknü imamdan önce yapmadıkça cemaatin namazı bâtıl olmaz, demişler. ‘’Özürsüz olarak, bile bile bir rüknün yerine getirilmesinde, imamdan sonraya kalmak da namazı bozan hâllerdendir’’ de, demişler Şafiîler. İşte görüyorsunuz olay çok ciddi. Namazı cemaatle namaz kılmalı ama imama iktida etmeyi imama uymayı bilmeli. Sadece yatıp kalkarken imama uyup ondan sonra hem cemaate muhalefet edenler hem imama muhalefet eden -bugün- camilerde cemaatler görüyoruz hiçbir hak bilgiye de dayanmadan. Bunlar bir defa haram ve günah kazanan insanlardır. Bunlar sevap kazanmazlar. İmama farzlarda uymadığı müddetçe farz derecesinde haram işlemiştir o cemaat. Vaciplerde uyumadıysa tahrimen mekruh işlemiş, sünnetlerde uyumadıysa tenzihen mekruh işlemiştir. Onun için imama iktida etmeli, imama tâbi olmayı bilmeli. Arada boşluk olmadan erkeğin kadınla aynı hizada namaz kılması; işte bunlar da namazı bozar. Bir kişinin sığabileceği kadar aralık yoksa perde, duvar veya korkuluk gibi engeller yoksa. İşte o zaman namaz, bâtıl olur, bozulur.
Dakika 10:02
Bu da namazı bozan durumlardandır. Bu isterse kızı olsun ister kız kardeşi olsun ister hanımı (zevcesi) olsun, bunlarda hüküm değişmez, demişlerdir. Onun için kıymetliler, bunlara da dikkat edilmelidir. Şimdi Hanefilere göre kadın ile erkeğin topuklarının ve ayaklarının aynı hizada olması. Bak kadın ile erkeğin topuklarının ve ayaklarının aynı hizada olması (hakkında) Hanefiler, burada bu şartı ortaya koymuşlar. Yine iftitah tekbiri bakımından, müşterek bir namaz olması gerekir, demişler Hanefiler. Yani kadın erkek aynı imama, aynı namaza durmuş olmaları gerekir. Aynı namazı kılmaya niyet etmiş olmalıdırlar. O kadınla erkek aynı hizada bulunan, bir arada yan yana bulunan kadın-erkeğin namazı bozulması için bu şartlar gerekiyor. İmamın kadına imam olmaya niyet etmiş bulunması da gerekir. Bunlar Hanefilere göre. İmam da müşterek olmalıdır, aynı imama da uymuş olmaları gerekir. Kadına geri durması, yani erkek ile aynı hizada kalmaması için, işarette bulunmamışsa yine namaz bozulur, demişlerdir. İmam işaret etmiş olmasına rağmen, kadın erkekten geri durmamışsa, erkeğin namazı bozulmayıp kadının namazı bozulur, demişlerdir. Kadın ile erkeğin arada perde olmayacak şekilde, aynı mekânda olması da gerekir, demişler. Yani böylesi durumlarda namaz bozulur, diyorlar. Yan yana durmuş kadın erkek, arada perde yok. Aynı yerde aynı mekânda bulunuyorlar. Yine o kadının buluğ çağına ermiş ise yine namaz bozulur, demişler. Aynı hizada bulunma bakımından ölçüsü İmâm-ı Muhammed’e göre bir rüknü fiilen eda etmektir. İmâm-ı Ebû Yusuf’a göre ise yani üç tesbih miktarı aynı hizada bulunmuş olması şarttır, demişler. Eğer bu şekilde bulunuyorsa namaz bâtıl olur, demişlerdir, namaz bozulur. Demek ki kadınla erkek yan yana namaz kılmamalıdır. Hanefiler bunu bu gibi şartlarla izah etmişler. Bu şartlar bulunduğu müddetçe namaz bozulur, demişlerdir. Yine, teyemmümlü bir kimse, suyu gördüğü zaman namazı bozulur. Hanbeli ve Hanefilere göre namaz bozulur. Suyu görünce, teyemmüm etmiş adam su bulamamış ama namaza durmuş suyu görmüş, tamam teyemmüm bozulur, namaz da bozulur. Hanefilere göre son oturuşta teşehhüt miktarı oturmadan önce, suyu görürse bozulur, demişler. Teşehhüt miktarı oturduktan sonra görmüşse namaz bozulmaz. Çünkü artık namaz tamamlanmıştır, demişler, kim Hanefiler.
Dakika 15:06
Bunlar güzel güzel izahlardır ve bu izahlardan size keşif notları veriyoruz. Mâlikî ve Şafiîlere göre suyu görmekle namaz bâtıl olmaz, demişler. Bakın, onlar da böyle, demişler. Yine namazı bozan durumlardan birisi; çıplak olarak namaz kılan kişinin elbiseyi görmesi, elbise bulması -namaza durmuş elbise görmüş-, bu da namazı bozar. Çünkü çıplaklık artık sona ermiş, elbise ortaya çıkmış olmaktadır. Mâlikîlere göre elbise uzakta ise namazı bâtıl olmaz. Elbiseyi görmüş ama elbise uzakta, gidip gelme, mesela konusunda bir zorluk var, engel var. O zaman o elbiseyi uzaktan görmesi ile namaz bozulmaz, demiş, Mâlikîler. Yine namazı bozan hususlardan biri de ‘namaz bitmeden selâm vermek’. Yanılarak selâm verirse bozulmaz, bile bile selâm verirse bozulur, diye de buyurmuşlardır. Şimdi kıymetliler, Hanefi âlimlerine göre şimdi sizlere şu konulara da bir göz atalım, bunlardan da bir keşif notu verelim. Teyemmümlü kişinin suyu görmesi, -bakın- meshin müddetinin sona ermesi. Ümmü kişinin, namaz kılacak kadar Kur’an-ı Kerim öğrenmiş olması. Yine çıplak namaz kılan kimsenin avret yerini örtecek elbise bulması. Yine hastanın bir sıhhate kavuşmuş olması. Mesela sahibi tertip deniyor ki bu sahibi tertip, kişinin bir namazı hatırlaması. Yani bir kaza namazını hatırına getirmesi. Yine imamlık yapma yetkisine sahip olmayanın, imamlığa geçirilmesi. Yine namaz kılarken sabah namazını güneşin doğması. Bayram namazlarında güneşin zeval vaktine gelmesi. İkindi vaktinin girmiş bulunması, cuma namazı kılınırken, ikindi vaktinin girmiş bulunması. İyileşmeden dolayı sargının düşmesi, özürlü kişinin özgürlüğünün ortadan kalkması, bunlarla namaz bozulur, demişlerdir. Kim diyor, bunu Ebû Hanife İmâm-ı Âzam diyor. Bunlarla namaz bozulur, demiş. Bu saydıklarımız da. Şimdi İmâm-ı Âzam’ın dayandığı deliller de bu zikredilen hususlar, farzları değiştiren hususlardır. Başlangıcı ile sonunda bunların bir farkı yoktur. Yani namazın başlangıcı ile sonunda ortaya çıkması arasında herhangi bir fark da yoktur, demiştir İmâm-ı Âzam. Ebû Yusuf ile İmâm-ı Muhammed’e göre, son oturuşta teşehhütten sonra vuku bulmuşsa yani bu yukarıdaki sayılanlar namaz fasit olmaz, demişler.
Dakika 20:17
Namazı bozan işler ise farz ve rükünlerden sonra ortaya çıktıkları için namazı bozmazlar, demişler. Kim? Bunu diyenler de İmâm-ı Ebû Yusuf İmâm-ı Muhammed. Evet, farz ve rükünlerden sonra ortaya çıktıkları için, namazı bozmazlar, demişlerdir. Şimdi şöyle bir bakalım Hanefi ekolüne yine tekrar bakalım ve Hanefi ekolünün yüksek âlimlerine göre namazı bozan durumları tekrar şöyle bir gözden geçirelim. Namazda dünya kelâmı konuşmak, namazı bozar. Hanefilere göre şimdi sayıyor bunları; insanların sözlerine benzeyen sözlerle dua etmek. Yine namaz içinde başkasına selâm vermek, dili ile cevap vermek, tokalaşmak, çok iş yani amel-i kesîr de bulunmak, göğsü kıbleden çevirmek, yemek içmek, bunlar birer birer namazı bozan hâllerdir. Yine sakız çiğnemek, özürsüz olarak öksürmek öf demek, of demek, ses çıkarmak, inlemek, ah demek yine felaketten dolayı sesli olarak ağlamak. Aksıran kimseye yine namaz içinde ‘yerhamükellah’ demek. Yine namaz dışında veya işinde neyse başkasına cevap olarak ‘’la ilahe illallah’’ demek dahi bunlar birer birer namazı bozarlar. Çünkü namazda başkasına cevap verilmez ‘’la ilahe illallah’’ diyerek bile verse namaz bozulur. Kötü bir haberden dolayı (إِنَّا لِلّهِ) inna lillah yine müjdeli bir haberden dolayı ‘Elhamdülillah’ demek. Bir olay sebebiyle ‘la ilahe illallah’ yahut ‘Subhanallah’ demek. Yine namaz dışındaki birine söz söylemek, izin isteyen kimseye cevap olmak üzere herhangi bir ayeti okuyarak cevap vermek. Cevap vermeyi değil de; namazda bulunduğunu hatırlamak isterse, bu durum hariç, diğerleri bir bir namazı bozar, demişlerdir. Yine kıymetliler, teyemmümlü kimsenin suyu görmesi, mesh etme müddetinin son bulması, meshlerin çıkarılması, ümmü kişinin Kur’an-ı Kerim’den bir ayet öğrenmesi. Bunlar da birer birer namaz içinde vuku bulduğu zaman namaz bozulur. İşaretle namaz kılan kişi eğer güç kazanmış ise kendine güç gelmiş ise onun da namazı bozulur. Artık sağlamlar gibi kılması gerekir. Yine tertip sahibi. Kimdir tertip sahibi, hiç kazaya namazı olmayan kişinin kişiye tertip denir, sahib-i tertip. Şimdi tertip sahibinin bir namazını hatırlamış bulunması. Vaktin geniş olması, imamlığa ehliyeti bulunmayan kişinin imamlığa halef olarak getirilmesi. Bunlar da birer birer namazı bozar.
Dakika 25:00
Yine çıplak kimsenin elbise bulması. Güneşin doğması sabah namazı kılarken. Yine bunlarda namazı bozar. Bayram namazlarında güneşin zeval noktasına gelmesi. Yine Cuma Namazı’nda ikindi vaktinin girmiş olması. Bunlarda namazı bozar, demiştir. Bu Hanefi ekolüne göre olan durumu izaha çalışıyoruz. Özürlü kimse namaz kılıyordu. Özrünün ortadan kalkmasıyla o namaz bozulur artık özürsüz olarak namaz kılması gerekir. Ona göre harekete geçmesi gerekir. Bunlar son oturuşta teşehhüt miktarı oturmadan önce vuku buldukları takdirde namazı bir bir bozarlar, namaz bozulur. Teşehhütten sonra vuku bulursa bunların namazı bozmayacağını da daha önceki hatırlatmamızda söylemiştik. Yine abdestin bozulması, bir yerinin kanaması, yine bayılmak, delirmek, cünüp olmak, ihtilam olmak, erkek ile kadının aynı hizada bulunması bunlar da namazı birer birer bozar. İmâm-ı Muhammed’e göre bir rükûnün eda edilmiş olması gerekir. Yani bir kadınla aynı hizada namazın bozulması için diyor İmâm-ı Muhammed bir rükûn eda edilmiş olması gerekir. İmâm-ı Ebû Yusuf’a göre bir rükûn eda edecek kadar zaman geçmiş bulunmalıdır. O da böyle, demiştir. Rükû ve secdeli bir namaz olması şarttır, demişlerdir. Bunlarda bu şartlar varsa kadın ve erkek bir hizada ise namaz bozulur. Namazda erkek ile kadın müşterek olmalı; yani aynı namazı kılar, kılan ve aynı imama uymuş olmalı. Yine kılınan yerleri de aynı olmaları hâlinde namaz bozulur. Mesafe, arada bir perde bulunmaması durumunda da namaz bozulur. Perde varsa namaz bozulmaz. İmamın işarette bulunmasına rağmen kadın eğer geri gitmemişse bu sefer kadının namazı bozulur. Erkeğin namazı bozulmaz. İmam kadına imam olmaya niyet etmiş de bulunmalıdır. Çünkü imam olan kimseler, kadınların da imamiyetine onlara da imam olacağına niyet etmesi gerekiyor. Kadınlara böyle bir niyet etmemişse orada kadın zaten imama uymuş olmuyor, namazı da bozulmaz o zaman. Cemaatle de o kadın namaz kılmış olmaz. İmamın özellikle kadınlara da imam olacağına dair niyet etmesi gerekir. Eğer kadına imam olmaya niyeti etmemişse kadın namazda bulunmuş sayılmaz. Abdestinin bozulması, avret yerinin açılması, bunlar namazı birer birer bozar. Avret yerinin açılması gibi mecburi olarak yapılan işler de olsa hüküm değişmez yine namaz bozulur. Evet, kıymetliler, Hanefilerin bu konudaki görüşlerini izah etmeye devam ediyoruz. Hanefi âlimleri gerçek delillere ve gerçek, hak bilgilere dayanarak namazı bozan şeyleri bize hatırlatıyorlar.
Dakika 30:00
Yine mescitten dışarı çıkması da namazı bozar. Namaz dışındaki birinin yardımı ile okuyuşunu düzeltmesi, bu da namazı bozar. Namaz dışındaki bir kimsenin emri ile herhangi bir iş yapmış olması da namazı bozar. Namaz kılan kişi namaz dışında hiç kimseden bir etki görmemelidir. Başka bir namaza intikâl etmek, başkasına uymaya niyet etmek, bunlar da namazı bozar. Farzdan başka bir farza intikâl etmek yahut da nafile namazlardan farz namaza intikâl etmek gibi hususlar son oturuştan önce vuku bulduğu zaman namaz bozulur buyurmuşlardır. Tekbirde hemzeyi uzatmak, mesela ‘Allahu Ekber’ diye tekbir alırken, ‘’Aaallahu’’ diye hemzeyi uzatıyor, bu namazı bozar, mânâ değişiyor. Mushaf’a bakarak okumak, bu da namazı bozar Hanefilerde. Avret yeri açık bulunmak, cemaatin imamdan ayrı olarak bir rüknü önce yapmış olması namazı bozar. İmamdan önce rükûya varmak veya kalkmak; bunu yapan kişinin namazı bozulur. İmama uymuş olmaz, namaz kılmış da olmaz. Cemaatin ayağını, imamın ayağından öne geçirmesi de namazı bozar. İmamdan ileriye ayağı dâhil geçemez, geçmemelidir. Eşit seviyede bulunması ise namazı bozmaz, demişler ama geride olması gerekir. Mânâyı bozacak şekilde Kur’an-ı Kerim’i yanlış okumak. Mesela ne yapıyor ‘’female hum yü’minûn’’ gibi bu ayette ‘la’ vardır. La’sız okunduğu takdirde mânâyı bozacağı için namaz kesin bozulur. ‘’Femalehum la yü’minun’’ diyeceği yerde, ‘’femalehum yü’minun’’ dedi, oradaki ‘La’ okunmadı. Mânâ bozulmuştur namazda bozulur buyurdular. Namaz kılanın önünden geçilen herhangi bir yerde tekbir almadan namaza durmak da mekruhtur. Namaz kılanın önünden geçen kişi de eğer başka geçit yolları varken önünden geçmişse bilhassa, secde edeceği yer ile ayakları arasından geçmişse bu kişi de günahkârdır. Çok kıymetli ve muhterem izleyenler. Şimdi de Mâlikî Mezhebi’nin bu konudaki keşif notlarına bir bakalım. Namaz hangi hâllerde bozulur? Mâlikîlere göre bir de ona bakalım. Mesela niyeti iptal etmek namazı bozar. Rükûn ve şartlarından birini -yani namazın rükün ve şartlarından birini- bilerek terk etmek namazı bozulur. Bir rüknü fazladan yapmak bu da namazı bozar. Yine gülmek kahkaha ile namazı bozar. Mâlikîlere göre anlatıyoruz. Bir şey yemek, az da olsa bir şey içmek, bir sözü bilerek konuşmak namazda, yine bilerek ses çıkartmak, bilerek ağız ile üflemek, yine az da olsa yine bilerek kasıtlı kusmak. Bunlar birer birer namazı bozar. Zaten bütün mezheplerin ortak görüşleri var, bir de çok kıymetli farklı keşifleri de var. Bunların hepsine dikkat etmeli, rahmet olduğunu ve İslam’ın rahmet dalgalarıyla âlemi kuşattığını ve caddenin çok geniş olduğunu bilmeli. İslam dini, kolaylıklar dinidir. Yine namazda bilerek selâm vermek. Daha önce de Hanefilerde de bunlara değindik. Avret yerinin görülmesi, yine üzerine bir temiz olmayan necasetin, pisliğin atılması, dökülmesi, böyle bir şeyin varlığından haberdar olup hatırlaması, bunlarda da namaz bir bir bozulur. Namaz kılan kişinin kendi imamının dışında bir kimsenin okuyuşunu açması, bunlar da bozar sonra amel-i kesîr (çok iş görmek) Hanefilerde de olduğu gibi Mâlikîlerde de namazı bozar. İdrarın sıkıştırması, çok derin bir hüzün ve keder içinde olmak, kusmak üzere olmak, insanı meşgul eden bir durumun ortaya çıkması, bunlar da namazı bozar Mâlikîlere göre. Dersimiz devam ediyor. İkindi namazını kılarken öğle namazını kılmamış olduğunu hatırlasa, ikindi namazı bozulur. Sahib-i tertiplerde bu yine. Çünkü tertiple riayet etmek kişiye Mâlikîlerde vaciptir. Bunlarda vacip farz anlamındadır. Namazlara yanılarak, ilavede bulunmak. Bunlar da namazı bozar, demişlerdir. Yine namazın sünnetlerinden üçünü terk etmek. Sehiv secdesi yapmayı da terk etmek, aynı zaman geçmiş bulunmak, bunlar da birer birer namazı bozar, demiştir Mâlikîler. Yine mürtet olmak, özürsüz olarak bir şeye dayanarak namaz kılmak, çekildiği takdirde düşecek kadar ona dayanıyor olmasıyla namaz bozulur. Kıbleyi bilmemek, Kâbe’nin içinde veya üstünde farz namaz kılmak, teyemmümlü kişinin suyun bulunduğunu hatırlaması, bunlar da birer birer namazı bozar. Yine imam ile cemaatin niyetlerinin farklı olması da namazı bozar. Biri öğleye niyet etmiş diğeri ikindiye niyet etmiş, bu namazı bozar. İmamın kıldırdığı namaza niyet etmiş olman gerekiyor. Yine imamın namazının bozulması, cemaatin de namazını bozar. Çok kıymetli muhterem izleyenler. Şimdi de Şafiî ekolünün yüksek âlimlerine göre namazı bozan hâllere bir de Şafiîlerin görüşüyle bir bakalım. Abdestsizliğin meydana çıkması ile namaz bozulur; Şafiîlerde diğerlerinde olduğu gibi. Yine vücudunda bir pisliğin, necasetin bedende bulunması vücuda bulaşması gibi durumlar namazı bozar. İki harfi ile de olsa bir tek harfi ile de söylese, -yani bunlar nedir, insana hitap edilen sözler- bir iki harf bile olsa namazı bozar, demişlerdir.
Dakika 40:17
Bu konuşma, namazın faydasına olsa da hüküm değişmez, demiştir Şafiîler. Kur’an-ı Kerim okuma maksadını taşımayıp, cevap maksadı ile Kur’an okumak Kur’an ile cevap vermek maksadını taşıyorsa namaz bozulur, demişlerdir, diğer mezheplerde de izah edildiği gibi. Yine dünyevi maksatlarla ağlamak ve inlemek, bunlar da namazı bozar ama Allah için ağlarsan; bunlar Allah korkusu, ahret, mezar, mahşer gibi duygularla ağlarsa namaz bozulmaz. Bir şey yer veya içerse namazda, namaz bozulur. Yine amel-i kesîr (çok iş yapmak) namazı bozar. Mesela üç adım atmak, üç kere elini götürüp getirmek, sıçramak; bunlar da namazı bozan hâllerdendir, buyurmuşlardır. Kimler, Şafiî ekolünün yüksek âlimleri. Kaşınma, aralıklarla olduğu takdirde çok da olsa namazı bozmaz, demişler. Ama peş peşe kaşınmalara devam edilirse o kaşınma ile amel-i kesîre ulaşınca namaz bozulur. Yine kahkaha ile sesli gülmek namazı bozar. Mürtet olmak, delirmek; bunlar da namazı bozan hâller edendir. Göğsünü kıbleye yönelmeyi terk etmek, bu da namazı bozar. Çünkü Kâbe-i Şerif’e -kıbleye- karşı namaz kılmak şarttır, farzdır. Avret yerini açmak, bu da namazı bozar ama hemen örterse o zaman hiçbir şey lâzım gelmez. Çıplak olarak namaz kılarken, elbise bulunduğunu haber almış bulunmak diğerlerinde olduğu gibi Şafiîlerde de bu namazı bozar. Fakat izah tarzları biraz farklıdır ama temelde, aslında olaylar konulara bakınca; hepsi çok kıymetli izahlar yapmaktadırlar. Rükünlerinden birini -yani namazı rükünlerinden birini-; niyet hakkında veya herhangi bir rükünler hakkında şüphelenmek bu da namazı bozar, niyet değiştirmek namazı bozar, demiştir Şafiîlerde. Namazdan çıkmaya niyet etmek, daha namaz tamamlanmamış ama namazdan çıkmaya niyet ediyor, bu da namazı bozar. Yine tereddüt göstermek. Mesela ‘namaza devam edeyim, etmeyeyim’ şeklinde. Bu da tereddüt de namazı bozar, demiş Şafiî ekolünün âlimleri. Namazı kesmeyi bir şeye bağlamak, bu da namazı bozar, demişlerdir. Bilerek rükünlerinden birini terk etmek, -namazını rükünlerinden birini terk etmek bilerek- bu namazı bozar. Rüknü tekrarlamak, başka bir rükünden önce yapmak, rükünlerin yerini değiştiriyor, öne alıyor öbürünü, bu da namazı bozar diyor. Ayağın görünmesi yahut mestlerde yırtık ortaya çıkması. Bu da mesh bozulduğu için abdest bozuluyor abdest bozulduğu için namaz bozuluyor. Meshin müddetinin sona ermesi de namazı bozar.
Dakika 45:08
Uyulması caiz olmayan bir imama uymak, bu da namazı bozar. Bile bile kısa olan bir rüknü uzatmak, bir rükünüm miktarı ne kadarsa o kadardır. Onu fazla uzattığın zaman namaz bozulur diyor Şafiî ekolünün yüksek şahsiyetleri. Bilerek selâm vermek, daha namaz bitmemiş bilerek selâm veriyor, namaz bozulur. Özürsüz rüknü, iki rüknü imamdan önce yapmak. Fiili olan iki rüknü imamdan önce yapmak veyahut sonraya bırakmak, imamdan sonraya bırakmak. Bunlar da namazı bozar çünkü imama uymamış oluyor. İftitah tekbirini ikinci kere tekrarlamak, Şafiîlerde bu da namazı bozuyor. Namaza başlamak niyeti ile iftitah tekbirini ikinci kere tekrarlamak. Ayağa kalktıktan sonra birinci teşehhüt için geri dönmek. Bakın, bu da Şafiîlere göre haramdır. Unutarak, bilmeyerek yaparsa namazı bâtıl olmaz, demişlerdir. Çok kıymetli ve muhterem izleyenler. Şimdi de Hanbelilere göre namazı bozan hâller; bu konuya bir de Hanbelilerin gözüyle bakalım onlar ne diyorlar. Daha çok Hanbelilerin görüşleri Şafiîlere benzemektedir. Abdesti bozan her şey namazı bozar. Yine ortada bir necasetin bulunması, ona temas etmesi ile kıbleye sırt çevirmek ile avret yerini açılmasıyla, çıplak namaz kılan kimsenin yine elbise bulunduğunu haber alması ile namaz bozulur. Özürsüz olarak bir şeye dayanarak namaz kılmak, dayandığı şeyi alınca düşecek durumda olursa namaz bozulur. Yine bir rüknünün terk edilmesi, bir vacibin terk edilmesi, namaza ilave etmek, rükünlerini bile bile birini diğerinden daha önce yapmak, yerlerini değiştirmek, yine ilk teşehhüt için geri dönmek, namaz bitmeden bile bile selâm vermek, bunlar da namazı birer birer bozar. Yine imamından önce selâm vermesi bir kişinin, yine Kur’an-ı Kerim’i yanlış okuması, (en amte)’yi (en amtü) gibi okuması mesela, niyetini feshetmesi, değiştirmesi, tereddüt göstermesi, niyetini feshetmeye azmetmesi, yine şüpheye düşmesi, rükû ve secde gibi bir işi şüphe içinde yapması, iftitah tekbirinde şüpheye düşmesi, yine namaz kılanın önünden simsiyah bir köpek geçmiş olması da Hanbelilere göre bunlar birer birer namaz bozulur, demişlerdir. ‘’Siyah köpek için şeytandır’’ denen bir habere istinat etmektedirler. Doğrulduktan sonra rükû ve secde tesbihi okumak, doğrulduktan sonra. Yine secde ettikten sonra oturup mağfiret dilemek, dünya zevkleri ile ilgili dua etmek. Namazda yine konuşmak, seslice gülmek, öksürmek, üflemek, iki harf anlaşılacak şekilde ağlamak gibi hâller namazı bozar, demişlerdir.
Dakika 50:20
Kime göre anlatıyoruz; Hanbelilere göre. Evet, kıymetliler, ancak kendiliğinden gelen ve hâkim olunamayan ağlamalar vardır. Bunlar namazı bozmaz. Çok işi peş peşe yapmak, yani amel-i kesîr, bu da namazı bozar. ‘’Namazının bâtıl olduğunu bildiği hâlde o namazı kılmaya devam ederse, bu kişi tertip cezası verilir’’ de, demiştir Hanbeliler. ‘’Az bir iş sebebiyle, gereksiz yere o işi yapmak mekruhtur’’. Şimdi az bir iş sebebiyle yahut peş peşe olmayan çok iş sebebiyle, namaz bâtıl olmaz ama fakat bunları gereksiz yere yapmak mekruhtur, demişlerdir. Yine Hanbelilere göre kabristanda, helada, hamamda ve develerin alının da namaz kılmak bâtıldır. Sevgili Peygamberimiz’den gelen bir Hadis-i Şerifte -bakın- ne buyruluyor: ‘’Hamamlar ve mezarlıklar dışında bütün yeryüzü mescittir. Develerin ahırında namaz kılmayın. Çünkü bunlar şeytanların bulunduğu yerlerdendir’’. Bu haberler Peygamberimiz’den (A.S.V) gelmektedir. Şimdi kıymetliler, İnşâAllah, bunun dışında yine namazla ilgili derslerimiz devam edecektir. Amelde Fıkh-ı Ekber okulunun keşif notlarını İnşâAllah vermeye devam edeceğiz. Yüce Rabb’imiz her sözü hak olan, Hakk’a tâbi olan, nur olan, nur ile iki cihanda aydınlanan ve iki cihanda mutlu olan, bâtıldan uzak olan ve Allah’ın rızâsına, cemaline vasıl olan, vuslata eren kullarından eylesin.
Dakika 53:21