HadısŞerifKülliyatı 5-01

5- Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 5

Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 5

 

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

‘’Elhamdülillahi rabbil alemin vesselatu vesselamu ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Sübhaneke la ilmelena illa ma allemtena inneke entel azüzül hakim’’ Euzu bikelimatillahittammati min ğazabih ve elimi igabih ve şerri ibadih ve min şerri hemezatiş şeyatın ve euzu bike rabbi en yahzurun’’

 

Çok kıymetli ve muhterem izleyenler; Hadis Külliyatından keşif notları vermeye devam ediyoruz. Bugün de dersimiz Yüce İslam’ın A’dan Z’ye ilim olmasıdır, ilmin yeri Yüce İslam’da bizzat İslam ilmin kendisidir hem de ilmel yakin olarak, Bismillahirrahmanirrahim (ن وَالْقَلَمِ وَمَا يَسْطُرُونَ) ayeti kerimesin de, استعيذ بالله

(وَالطُّورِۙ) (وَكِتَابٍ مَسْطُورٍۙ ) (ف۪ي رَقٍّ مَنْشُورٍ) ayeti kerimesin de bu ayeti kerimeler de ve hadis-i şerifler de İslam’ın tümün de, Kuran-ı Kerim’in tümün de, ilmin değerini, önemini görmek mümkündür. Cenabı Hak ne buyuruyor; (ن وَالْقَلَمِ وَمَا يَسْطُرُونَ) Nun ve kalem ve ehli kalemin satıra dizlikleri ve dizecekleri hakkı için diyor, bakın bura da kalem, ehli kalemin ilim ehlinin satıra dizlikleri ve dizecekleri hakkı için diyor. Dikkat et! Yüce Allah bura da kasem ediyor. Yine diğer ayeti kerime de Tura, yayılmış ince deri üzerine satır, satır dizilmiş olan kitaba kasem olsun ki buyuruyor, yine hadisi şerif’te sevgili Peygamberimiz (ASV) yüce Allah’ın ilk yarattığı şey kalemdir, onu yarattıktan sonra olacak şeyleri yazmasını emretti o da yazdı. İşte ilk yaratılanlardan birisi de kalem oldu, kalemin şahsın da artık ilimle ilgili ne varsa onları anlaman mümkündür. Oku kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin en büyük Kerem sahibidir. İşte bu da

 

اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ ﴿١﴾

خَلَقَ الْإِنسَانَ مِنْ عَلَقٍ ﴿٢﴾

اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ ﴿٣﴾

الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ ﴿٤﴾

عَلَّمَ الْإِنسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ ﴿٥﴾

 

İşte buraya kadar da bu ayeti kerimeler oku, oku diyor hem de (اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ ) seni yaratan Rabbinin adıyla oku. Ey besmelesiz dünya, besmeleyi unutan dünya yaratılmışlara bırakıp da yaratana kulluğu terk eden dünya, her şeyi sana rahmeti rahman ile ana sermayeyi Cenabı Hak ortaya koydu.

 

Dakika 5:25

 

Ve ilim kalem bu işin başın da hem de ilk gelen şanlı Kur’an’ın ayeti kerimesi İkra yani oku diye geldi. Onun için kıymetliler, kâğıdın tarihçesine dahi baktığın zaman Müslümanlardan ta gördüğünüz Endülüs’e kadar İslam’ın doğuşundan Endülüs’e kadar kâğıt dahi batıya Müslümanlardan geçmiştir, bütün ilimlerin batıya İslam’dan ulaştığı gibi. Hicri 88 yıllarına rastladığını gerçek tarihçilerimiz dile getirmişlerdir. Evet, kıymetliler, her ne kadar içinden çıktığı söyleniyorsa da esas girişimi Müslümanlara, oradan da dünyaya yayılmasına şöyle bir baktığın zaman İslam âlemin de ilim, ilim, ilim ile ilgili gelişmeler nasıl geliştiğini görürsün. Evet, kıymetli ve muhterem izleyenler; ilim hakkın da bakın ne buyuruyor Cenabı Hak Kuran-ı Kerim’de; yüce Allah hikmeti dilediğine verir, kime hikmet verilmişse şüphesiz ona çokça hayır verilmiştir. Bundan ancak akıl sahipleri ibret alırlar, derslerini alırlar. Yine başka bir ayeti kerime de; Ey Muhammed Mustafa (sav) de ki hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? İşte Cenabı Hak burada da bu ayetle bilenle bilmeyenin bir olamayacağını, bura da üstünlük ilim de üstünlüğün mutlak olduğunu göreceksin. Onun için ilimlere İslam’ın bir dünyevi yönü bir de uhrevî yönü vardır. Müslümanlar hem dünyevi yönünü hem uhrevi yönünü ele alırlarsa iki cihan da mutlu olurlar. Çünkü bilenin eğer Mümin olursa ilim adamlarının iki Cihan’ı mükemmeldir, fakat Mümin olmayan İslam’ın dışındaki ilimle uğraşan insanların da dünya da kazanacakları bura da anlaşılmaktadır. Sonra yüce İslam’ın ilim sahası çok geniştir, kitabı ayetlerin ve kevni ayetlerin tamamı bu konuya dâhildir. Onun için Mümin iseniz mutlaka üstünsünüz ayeti kerimesine şöyle bir bak; Cenabı Hak bura da ne buyuruyor; Mümin iseniz üstünsünüz. ‘’Ali İmran 139. ayeti kerime’’ şimdi hem mümin olmak, hem ilim de yarışmak, üstünlüğün kemalini bulmak, ilim de kemale, iman da kemale, İslam’da kemale ulaşmak, iki cihanın mutluluğu dünyanın tümünün kurtuluşu demektir.

 

Dakika 10:15

 

Evet, Allah’ın kulları arasın da yüce Allah’tan hakkıyla korkan ancak âlimlerdir buyuruyor Cenabı Hak. İşte ilim dendiği zaman birinci vazifen Allah’ı tanımak, ona kulluk yapmaktır. Kula kul olanlar âlim olsa da bir işe yaramazlar, sadece dünyevi olarak belki faydalanırlar ama Allah’ın rızasını kazandırmayan ilim de ilim değildir. Dünya da işine yarar, mezar ve ötesin de işe yaramaz hatta başına bela olur. Allah içinizden inanmış olanları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin, yüce Allah işlediklerinizden haberdardır. İşte burada da ilim verilenlerin yüksek dereceler de oldukları apaçık buyuruluyor, Onun için üstünlüğün iman ve ilim de olduğunu hiç kimse unutmasın. Yine her ilim sahibinin üstün de ve her ilim sahibinden üstün bir âlim bulunur. Yüce Allah’ın üstünlüğü müstesna, bir de kullar arasın da ilmi yarış için de olup birbirinden üstün olanları iyi hesaba katıp, kulun yarış sahası orasıdır, kul hayırlı işler de yarışmalı, ilim de yarışmalıdır. Yüce Allah şanlı Peygamberi Hz. Muhammed’e ne diyor; ey Muhammed de ki (ASV) (رَّبِّ زِدْنِي عِلْمًا ) Rabbim ilmimi artır diye benden ilim iste ilim buyuruyor. İşte ilmin yüce Allah’tan istenmeli ama peygamberler zaten ilim de başı çekerler, onların ilmi, ilmi yakindir kesin hak ilimdir. Bu nedenle Peygamberlerin açtığı o çığır da insanlık âlemi yarışmalıdır, ilmi yarış için de olmalıdır. Bakın Cenabı Hak yine başka ayeti kerime de; hamdolsun ki Davud’a ve Süleyman’a ilim verdik, ikisi bizi mümin kullarının çoğundan üstün kılan Allah’a hamd olsun dediler. Onun yani Davud’un hükümranlığını kuvvetlendirmiştik, ona hikmet ve kesin hüküm verme salahiyeti vermiştik. İşte Kuran-ı Kerim burada da ilimden bahsediyor, Süleyman (as) ve Davut (as) bura da ilim bunlara Peygamber olarak ilim verildikleri Cenabı Hak bura da duyuruyor. Süleyman; Ey cemaat bana teslim olmalarından önce hanginiz o kraliçenin tahtını yanıma getirebilir? Dedi. Kitabın bilgisine sahip olan biri, gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm dedi.

 

Dakika 15:02

 

İşte ilim verilen biri Belkıs’ın tahtını göz açıp yummadan getireceğini söyledi ve getirdi. İşte kıymetliler; her şeyi bilen yüce Allah’ın kendisidir, ilim de yarışanlara da ilim veren müstesna olarak yüce Allah’ın lütfudur, ilim de yarışmayı bilmelidir. Onun için bizim tarihimiz âlimlerle, evliyalarla doludur, kendi tarihini bilmeyen bir nesil yetişmiş ise kendi ecdadının, Muhammed ümmetinin asırlarca nice büyük âlimler yetiştirdiğini, nice evliyalar yetiştirdiğini, nice kâşiflerin yetiştiğini bilmeyen bir nesil yetişmiş ise bu vebali, o nesli tarihi ile koparanların boynunadır, boynunadır, boynunadır. Sen tarih ile ilgili bütün köprüleri yıkıp atarsan, bütün tarihin ile bağları koparıp atarsan, yönünü yüce İslam’dan çevirip sırtını İslam’a arkanı İslam’a dönersen, Müslümanın tepesine balyozdan başka ne varsa her balyozu ve çeşitli işkence ve zulüm ile Müslümanları baskı altına alırsan, ilminden irfanından mahrum bırakırsan, işte karşına böyle bir nesil çıkacaktır. Ve yaratanı bırakıp yaratılmışlara tapan, putunu büyüdükçe büyüten, Natürizmi, Animizmi ilahlaştıran bir ateist bir dünya bulacaksın kucağın da. Bunu kim yaptıysa biliyorsunuz kimlerin olduğunu, vebali bu dünyada da onların boynundadır, cehennemde de onların boynundadır, bu vebali yüce değerlerden bu insanlığın kalbini ayırırsan manevi bağlarını koparırsan, köprüleri yıkıp atarsan o zaman hafızasını kaybetmiş bir millet ortaya çıkar. Şimdi de tuttular bir hadisi şerifler düşmanlığına başladılar, hadisi şerif düşmanlığı demek yine Müslümanların elinden hazineleri almak, birbirine boğdurmak, İslam’ı planlı bir şekil de yok etme planıdır. Kuran’ı Kerim’i kendi keyfine göre yorumlayacak, hadisi şerifleri ortadan kaldıracak, yine ortaya ne çıkacak beşeri bir sisteme doğru beşerileştirme, ilahi olan İslam’ı ilahi olmaktan çıkaracak, vahye dayanan İslam’ı vahiy olmaktan çıkaracak, beşeri sistemler seviyesine ya Hristiyanlığa, ya Yahudiliğe eşitlemeye çalışacak. Musa’nın yolu hak yolu idi, Tevrat’ın yolu hak idi, İncil’in yolu hak idi. O yoldan saptılar. Bugünkü Hıristiyanlığın, Yahudiliğin, Musa ile Tevrat ile İncil ile İsa ile bir alakası kalmamıştır. İslam’ı da bu hale çevirmeye çalışanlar vardır. Şu anda mezhepsizliğin kökün de de bu var, hadisi şerifler düşmanlığının da kökün de bu yatmaktadır. Tarihte hariciler desteklendi, şimdi da Selefi’lik adı altın da Selefi ile alakası olmayanlar, Selefi kisvesi altın da ne yapıyorlar? Hadis düşmanlığı ve mezhep düşmanlığını körüklüyorlar, düşman hiçbir zaman uyumadı, su uyur düşman uyumaz dediler ya atalar doğru söylediler.

 

Dakika 20:31

 

Düşman çalışıyor ey Müslüman sen daha çok çalışman gerekiyor, Müminler toptan savaşa çıkmamalıdırlar bakın bir ayet-i kerime de Cenabı Hak; her topluluktan bir taifenin dini iyi öğrenmek ve milletlerini geri döndüklerin de uyarmak üzere, geri kalmaları gerekli olmaz mı ki böylece belki yanlış hareketlerden çekinirler. Yüce İslam ne cepheyi ihmal etmiştir, nede ilmi sahayı ihmal etmiştir, cepheyi de ihmal edemezsin ilmi sahayı da ihmal edemezsin. İşte ayeti kerime bunu anlatıyor; Müslümanların bir tarafı cepheler de aslanlar gibi hakkı müdafaa ederken, cihad ederken, insanlığı zulümden kurtarmak için ne yaparken kahramanca cihad ederken bir tarafta ömrünü ilme irfana veriyor, ilim elde ediyor insanlığa o ilmi aktarıyor, insanlık cahil kalmaktan kurtulmak için, her kötülüğün anası cehalettir. Sizlere özlü olarak kısa olarak ayeti kerimelerden örnekler verdik, zaten baştan sona tefsir ilmin de biz bunları hem hadis-i şeriflerle, hem Kuran-ı Kerim’in tümüyle bunlardan size keşif notları vermeye çalıştık, sonra amel de fıkıh ilminde de bütün mezheplerin, meşreplerin, ekollerin ilmini ortaya keşif notları olarak koyduk, tasavvufu da özet olarak yine koyduk ortaya, tıp ilminden de haber vermeye çalıştık. Şimdi de hadisi şerifler külliyatından sizlere keşif notları vermeye devam ediyoruz. Şimdi Kuran-ı Kerim’den gördük durumu ilme ne kadar önem verdiğini şanlı Kuran’ın, bir de hadis-i şeriflere bakalım mealen veriyorum ki zaman tasarrufu olsun diye. Sevgili Peygamberimiz’den gelen hadisi şerifler de bakın ilim hakkın da Peygamberimiz ne buyuruyor (A.S.V) İlim talebi her Müslümana farzdır. İşte Müslümanlar tarihte bu farzı yerine getirdiler ilim de yarıştılar. Şimdi de eğitim sistemi milli olmadığı müddetçe bu farzlar yerine gelmez, eğitim sistemini milli bir sistem haline getireceksin, ehem, mühim farz olan farzdan önce farz olan, farzı kifaye olan ve müstehap olan ilimlerin tümünü kucaklayacaksın ama milli bir eğitim sistemi ile. Sen bir asırdan fazla en az bir asır Allah diyenleri cezalandıran bir zihniyet, elin de balyoz dindarın tepesine bulan bir zihniyetin olduğu yer de bilim adamı yetişir mi? gerçek dindar yetişir mi?

 

Dakika 25:00

 

Gerçek dinini bilen yetişir mi? Yetişmişse bunlar Allah’ın lütfudur, sistemlerin bu kadar zulmü karşısın da ve dine ve dindara baskısı altın da yine de Cenabı Hakk’ın lütfu birçok insanlar da tecelli etti, ilim de geri durmadan Cenabı Hak ilim verdi ve dünyayı aydınlatacak ilimler devam etmektedir. Sen ne kadar baskı yaparsan yap ey din düşmanı ilim irfan düşmanı adam, güneşe karşı senin balçıklarının hiçbir tesiri olmaz, güneş balçıkla sıvanmadığı gibi Allah’ın yaktığı nuru kimse söndüremez bak söndüremedin işte, yeniden parlamaya başladı. Söndüremezsin ki Allah’a kimsenin gücü yetmez İslam yüce Allah’ın ortaya koyduğu ilahi bir müessesedir, ilahi nizam ilahi kanunlardır, sen bunu yok etme kalktığın an kendin yok olursun. Ebu Cehil’in ordusu çok güçlüydü, askeri vardı, Arap yarımadası bütün bütünüyle müşrik putperestti bir avuç Müslüman ile Bedir’de karşılaştı. O şirk ordusu güçlü şirk ordusu bir avuç Bedir’de Müslüman ki Müslümanlar 305 kişiler, ellerin de kılıçları yok, 300 kişinin elin de 8-10 kılıçları bile yoktu, binmeye develeri bile yok değiş, değiş, grup, grup birkaç deveye binerek gittiler, birkaç kılıçla geldiler. Ne oldu? O güçlü o günkü asrın, o günkü çağın en güçlüsü olan şirk ordusu, put ordusu, küfrü ile şirki ile iman ordusuna karşı ne yaptı, zillerle, zurnalarla, şaraplarla oyunlarla hoplayarak, zıplayarak Müslümanları hiç görerek karşıların da ne yaptılar? İslam ordusuna saldırdılar başların da Allah’ın Peygamberi var, elini açmış yüce Allah’a, bütün varlığıyla Allah’ın emrin de olan bir Peygambere hemen gökten melek orduları inmedi mi? Düşmanı yere sermedi mi? O Bedir’de bir avuç kahraman Müslümanlar bugün yeryüzünün en büyük aslanları olarak orada kahramanca savaşmadılar mı? Düşman orada küfür, şirk bunlar yenilmeye doymaz ta cehenneme kadar, bunlar kılıca kurşuna da doymazlar ta cehenneme kadar. Ey Müslümanlar dünya da barışı, adaleti, ilmi, irfanı korumak için cepheye de hazır olun, her an ilim irfan yolunda da yarışmaya devam edin. Çünkü bütün dünya iki zümreye borçludur borcunu ödeyemez, şehitler ve âlimler gaziler de bunların yanında. Evet, şehitler, gaziler, İslam âlimlerine kimse dünya ayakta duruyorsa hakikat yüce İslam orta da duruyorsa dimdik ayakta ise iki zümreye borçlusunuz.

 

Dakika 30:07

 

Ömrünü veren yüce İslam âlimleri, şehitler ve gaziler. Bunların değerini biliniz bizden söylemesi. Yine Peygamberimizin sözlerine devam ediyoruz; kıyamet günü âlimlerin mürekkebi, şehitlerin kanı ile tartılır, âlimlerin mürekkebi şehitlerin kanına üstün gelir. Şehitlik o kadar üstün iken bak görüyorsunuz ilim daha önde. Sıddık peygamberler, Sıddık âlimler, şehitler, Salihler protokol de işte bunlar önde gelirler. Kuran-ı Kerim’in sıralaması böyledir. Dikkat edin! Yüce Allah’tan sonra Peygamberler, Sıddık âlimler, şehitler ve Salihler bunlar Kuran-ı Kerim’in sıralamasıdır. İşte bunlarla beraber ol ey Müslüman, ey insanlık âlemi, Peygamberine tabii ol Hz. Muhammed’e. Sıddık olmaya Sıddıklarla beraber olmaya çalış, o olamazsan şehit olmaya çalış, şehit olamazsan Salihlerle beraber olmaya çalış, sakın bunların dışın da kalma bizden söylemesi. Hiç olmazsa bu konu da bir çalışma gayretin olsun ömrünü bu yolda harcamaya çalış. Peygamberlerin âlimler üzerin de iki derece üstünlüğü vardır, âlimlerin şehitler üzerinde bir derece üstünlüğü vardır. Kim ilim talep ederse bu onun geçmiş günahlarına bir kefaret vesilesi olur, yani günahlarının affına vesile olur. İlim talep etmek niyetiyle evinden çıkan her talibin üstüne melekler kanat gererler ve yüce Allah ona cennetin yolunu kolaylaştırır. Âlim için semâvâtta ve arz da bulunan her şey deniz de balığa varıncaya kadar istiğfar da bulunur, âlimin Abit yani ibadetle meşgul olan üstündeki üstünlüğü dolunay durumundaki ayın, diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler peygamberlerin varisleridir, peygamberler para pul miras bırakmazlar ama ilim bırakırlar. Ancak kim de ilim elde ederse nasibin bolunu elde etmiş olur, âlimlerin yerdeki durumu gökteki yıldızlar gibidir, kara ve denizin karanlıkların da onlarla istikamet tayin edilir. Yıldızlar gizlendiği takdir de yolu şaşırmak mukadderdir, ilim öğrenin çünkü ilim öğrenmek düşmana karşı silahtır, cehaletin silahı ilimdir, cehalet ortadan kalkarsa kötülükler ortadan kalkar. Allah’u Teâlâ Vetekaddes Hazretleri (cc) ilimle bir kısım milletleri yükseltir, hayır da komutan ve önder yapar, onların izlerinden gidilir ve fiillerine uyulur, âlimin abide karşı 70 derece üstünlüğü vardır.

 

Dakika 35:04

 

Her iki derece arasındaki mesafe, yer ile sema arasındaki mesafe gibidir. Yüce Allah’ın rızasından başka bir maksatla ilim talep eden cehennemdeki yerini hazırlasın, cehennemdeki yerine hazırlansın, ilmin kalkıp cehaletin gelmesi kıyamet alametlerindendir. Ey insanlık âlemi, hayırlı olan ilim ile meşgul ol. Başta Kuran-ı Kerimi A’dan Z’ye keşfetmeye çalış, kitabi ayetleri iyi anla, kevni ayetleri de doğru keşfetmeye çalış ama insanlığın hayrına çalış, İslam bütün insanlığın hayrına, kurtuluşuna gelmiştir. İslam ’sız, iman ’sız dünyayı kurtaramazsınız onu da hiç hatırından çıkartma. Yüce Allah’a kasem olsun mektubum hususun da Yahudilere itimat etmiyorum dedi Peygamberimiz. Yahudilerden gelen İbranice mektupları Zeyd bin Sabit Hazretlerine dedi ki; İbraniceyi öğren. Daha Zeyd o zaman 10-11 veya 12 yaşların da ve Yahudilerin doğru tercüme etmediklerini görüyorum dedi. Burada da bakın her dilde bir doğru tercümanın olmasına işaret edilmiştir ve sahabe okuma yazma yarışın da bulunmuşlardır, nice kâtipler ortaya çıkmıştır. Evet, bu sıra da Zeyd 11 yaşların da olduğu söylendi gibi öbür taraftan İbnu Saad, Zeydi’n yazıyı Bedir esirlerinden öğrendiğini de kaydeder. Çok kıymetli ve muhterem izleyenler; yüce İslam oku diyerek dünyaya doğmuştur İslam ile Hz. Muhammed ile her saha da ilim artık yayılmaya başlamıştır. Kuran’ı Kerim’in her bir ayeti bir deryadan daha deryadır. Onun için Peygamber efendimiz yabancıları ve kendi valilerini ne yapıyordu? Gönderdiği mektuplarla onları yabancıları İslam’a davet ediyordu ve kendi valilerine, memurlarına da nasıl davranacaklarını bildiriyordu. Onun için kıymetliler; bakın Muaz Bin Cebel Hazretlerine Peygamberimizin bir taziye mektubu vardır. Şimdi onu mealini kısaca söyleyeyim ki taziyenin ne olduğunu insanlar bilsinler, birbirlerine taziyede de bulunsunlar. Peygamber efendimiz taziye mektubunun bakın başına Bismillahirrahmanirrahim yazıyor. Her hayırlı işe Besmele ile başlanır, her nimetin sahibi Allah’tır.

 

Dakika 40:03

 

Allah’ın nimetini sen tüketeceksin, besmeleyi umurun da bile olmayacak, besmeleyi sen saf dışı tutacaksın. Mahlûk Hâlıksız olmaz, nimet nimeti verensiz olmaz, nimeti vereni bilerek o nimetinden faydalan. Onun için Besmelesiz Müslümanın işi olmaz, her hayırlı işte besmele okuman gerekir, Besmelesiz işler noksandır güdüktür demiş Peygamberimiz. Besmele ile başlıyor bakın ne diyor; yüce Allah’ın elçisi Muhammed’den Muaz İbni Cebel’e

(Min muhammedin rasülillahi ila muaz ibni cebel) diye başlıyor Besmeleden sonra, sana selam olsun bakın Selamün Aleyke diyor, kendisinden başka ilah olmayan Allah’a olan hamdini ifade ederim, yani yüce Allah’a hamd ederim diyor, bakın Allah’a hamd etmeden hayat olmaz ki çünkü hamd esas övüleceği yüce övgülerle övmektir. Bütün övgüler kemali ile övme övülme hakkı Allah’a aittir. Hamd etmeden hayat olmaz, bütün ibadetlerin ruhu Allah’u Teâlâ’yı övmektir. Çünkü övme övülme hakkı Allah’ındır, her nimetin sahibi odur. Bir de yüce Allah’ın eşi benzeri olmayan kendinden başka ilah olmayan tek varlıktır.                         („Emmâ badu“ ) Yüce Allah ecrini büyük kılsın, sana sabır ilham etsin, bize de sana da şükretmeyi nasip etsin, şurası muhakkak ki nefislerimiz, mallarımız, ehlimiz Allah’ın hoş mevhibeleri ve geri almak üzere emanet bıraktığı ariyetleridir. Onlardan belli bir müddet istifade edersin, önceden belirlenen vakit gelince elinden alınırlar. Ayrıca şunu da bil, yüce Allah verince şükretmemizi, alınca da sabretmemizi farz kıldı, oğlun da Allah’ın tatlı bir mevhibesi. Geri almak üzere emanet ettiği bir ariyeti idi. Seni neşe ve sürur için de bir müddet onunla nimetlendirdi, büyük bir ecir mukabilinde de senden geri aldı. Şöyle ki mükâfatını umarak sabrettiğin takdir de yüce Allah’ın mağfireti, rahmet ve hidayeti seninledir. Öyleyse ey Muaz üzerin de iki sıfatı cem etme, dövünüp yakınmaların sabrını yok ederse, kaybettiklerine pişman olursun, sana gelen musibetin sevabını almaya gayret edersin. Eğer gayret edersen Rabbine itaat etmiş olur ve buna mukabil vadettiği mükâfatın haklı talibi olursun. Bilirsin ki ona musibet ulaşmaz, şunu da bil ki dövünüp yakınmalar boşadır.

 

Dakika 45:02

 

Öleni geri getirmez, üzüntüyü def etmez, mükâfatının güzel olmasına çalış, vaat edilen ecrin talibi ol ki başına gelen musibetten elde edeceğin ecrin tesellisi üzüntünü kaldırsın. Hiç yokmuş gibi olsun kader de olan değişmez vesselam dedi Peygamber efendimiz. Bu dünyayı sana verdi bir gün dünya alınacak, sana ömür verildi ömrün bitecek, evlat verdi dilediği zaman geri alacak, mal mülk verdi ya geri alacak ya dünya da kalacak sen ölünce, Allah yolun da harcarsan senin olacak, seninle mizana kadar sevaba gidip, sevap kefesine terazinin konacak, Müslüman akıllı insandır dünyasını da değerlendirir ukbasına da Allah’ın kanunlarına da teslim olur. Peygamber Efendimizin bu taziye mektubunu bütün dünya iyiden iyiye değerlendirsin, iyi anlasın, iyi de anlatsın dünyaya. Evet, kıymetliler; yüce Allah                 Kuran-ı Kerim ile bazı insanları yükseltecek, diğer bazılarını da alçaltacaktır. Kimi yükseltiyor? İman ve ameli salih ile Müslüman olanı yükseltiyor. Kim ona karşı koyar kıymetini bilmiyorsa onları da alçaltmıştır. Alçalmak ile kalmamış cehennemin dibine doğru dereke olarak gitmektedir. Nitekim biz size ayetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten temize çıkaracak arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi öğretecek, aranızdan bir peygamber gönderdik buyuruyor Cenabı Hak. İşte Peygamberin önemine bakın, hadisi şeriflerin değeri orta da. Bunlar Kur’an okuyorlar ve Allah’a dua da bulunuyorlar. Peygamberimiz bir gün bir rivayette iki topluluğa rastladı camide, bunlardan bir grup Kuran-ı Kerim okuyorlar ve Allah’a dua da bulunuyorlar, Allah’ın rızasını talep ediyorlar, dua ve arzularını Allah dilerse kabul eder ve verir dilerse vermez dedi Peygamberimiz. Öbür halkadakilere gelince onlar fıkıh ve ilim öğreniyorlar ve bilmeyenlere de öğretiyorlar. Bunlar daha üstündür ben de zaten bir muallim olarak gönderildim dedi, ilim halkasının içine oturdu. İşte görüyorsunuz ilmin üstünlüğünü burada da Peygamberimiz bu işareti ile gösterdi. Âlimler Peygamberlerin varisleridir, Peygamberler miras olarak para pul bırakmazlar, ilim bırakırlar. Öyle ki ne o Aleyhisselatu Vesselam’dan önce, ne de ondan sonra daha güzel talim de bulunan bir muallim görmediğini ve ondan daha müşfik şefkatli merhametli bir muallim görmediğini söylemişlerdir.

 

Dakika 50:01

 

Yani Sahabeyi Güzin Peygamberimizin bir öğretici, bir öğretmen konumundaki durumunu övmektedirler, daha böylesini hiç görmedik demişlerdir. Evet, kıymetliler; insanlar iki kısımdır; bilenler ve öğrenenler, böyle olmayanlar da hayır yoktur. İşte bileceksin, öğreneceksin, okuyacaksın, okutacaksın veya dinleyenlerden olacaksın, sakın bunların dışın da kalma helak olursun buyrulmuştur başka bir haber de. Sadakanın en eftali müslim kişinin ilim öğrenip Müslüman kardeşine öğretmesidir buyuruldu Peygamberimiz tarafından. Yüce Allah’ın senin vasıtanla bir kişiye hidayet vermesi senin için dünya dolusu maldan hayırlıdır buyuruldu. Öldükten sonra kişiye amelinden ve hasenatından oluşan şey öğretip neşrettiği ilimle geri de bıraktığı salih evlattır. Âlim amil ve muallim olan kimse semavatın melekûtun de büyük diye anılır. Yüce Allah melekler arz ve sema da bulunan her şey, yuvasındaki karıncaya denizdeki balığa varıncaya kadar bütün canlılar halka hayır öğreten, ilim öğreten gerçek ilim adamına dua ederler. Şu hadisi şerifler de bildiğini öğretmekten kaçınan, doğruyu öğretmeyen hakkın da bakın ne buyuruyor; kime bir ilim sorulunca o bunu gizlerse Cenabı Hak kıyamet günü ona ateşten bir gem vurur. Kim bir ilim öğrenir de bunu gizlerse öğretmezse kıyamet günü ateşten bir gem ile gemlenmiş olarak hesap yerine getirilir buyuruldu. İşte kıymetli ve muhterem izleyenler; gerçek orta da, gerçekten yüce Allah’ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleme de bulunup onu az bir değere değişenler var ya onların karınlarına tıkındıkları ancak ateştir. Yüce Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları günahlardan temize çıkartmaz. Onlara elem verici azap vardır, onlar doğruluk yerine sapıklığı, mağfiret yerine azabı alanlardır, ateşe ne kadar da dayanıklıdırlar. Evet, kıymetli ve muhterem efendiler, ailevi konuda da yüce İslam bütün aile reislerini aileleri uyarmıştır. İnşallah gelecek dersimiz onunla devam edecektir.

 

Dakika 54:18

 

(Visited 131 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}