HadısŞerifKülliyatı 50-01

50-Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 50

50- Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 50

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

‘’Elhamdülillahi rabbil alemin vesselatu vesselamu ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain bismillahi zişan azimüs sultan şedidül burhan kaviyyül erkan maşaallahü kaan euzu billahi min külli şeytan insün ve can’’

 

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Çok sevgili ve muhterem efendiler, hadisi şerifler külliyatından keşif notları vermeye devam ediyoruz. Konumuz tefsir hakkındadır, sevgili Peygamberimizden gelen haber de (A.S.V) buyurdular ki (Ve men kale bi ra’yiyi fehtelada fek ad kefere) kim Kitabullah hakkın da şahsi reyi ile söz ederse isabet bile etse hatadadır, yine başka rivayette de kim reyi ile söz eder de hata ederse küfre düşer. Evet, kıymetliler, (Men fi kitabillahi Teâla bi ra’yiyi fe esabe fakad ihtela) isabet etse bile bakın hatadadır buyuruyor Peygamberimiz, kim Kitabullah hakkın da şahsi reyi ile söz ederse, isabet bile etse hatadadır. İşte haberin biri böyle Ebu Davud ve Tirmizi böyle derken, Rezin şu ilave de bulunuyor; kim reyi ile söz eder de hata ederse küfre düşer, Gazali de şöyle demiştir; büyük bir felaketlerden biridir buyurmuştur, akli bir nakle dayanmadan nakle dayanmadan ve öyle yapılmasın da zaruret olduğunu gösteren aklı bir delil bulunmadan, yorum yapmak haramdır. Evet, önce kelimenin cümlenin anlamına bakılır zahirine bakılır ondan sonra karine aranır ilmi metotlar uygulanır, buna göre Kuran’ı Kerime mana verilir. Kuranı Kerimi tefsir edebilmek için kişi o kelimenin o cümlenin Arapçasını bilmelidir, bedi beyan gibi edebiyata tefsir hadis fıkıh nasih mensûh gibi şeriata Kuran’a müteallik 15 kadar ilim bilmek gerekmektedir. Âlimler Kuran’la Kuranı Kerimi sünnetle, başta Ashabı Güzin olmak üzere selefin reyi ile yani Ashabı Güzin tabiin Tebei tabiinin içindeki büyün âlimlerle tefsiri esas alıp ona göre tefsir etmelidir.

 

Dakika 5:12

 

Şia’nın yaptığı üzere hevaya göre yani keyfine göre yapılan tefsirler merduttur yani reddolunmuşlardır. Mesela Musa’yı kalp Firavunu nefis olarak yorumlayanlar olmuştur, bunda nakli delile dayanmadıkları için merduttur yani reddolunmuşlardır, sen Musa’yı Musa olarak anlatman gerekir, çünkü biz onu kalp diye şey yapamazsın ama bir temsil misal olsun diye söylemek ayrı şey, bir de ayete o manayı vermek ayrı şeydir. Müçtehit ile mütekellif müçtehit taslağı mütekellif isabet bile etse müzmindir, günahkârdır yani müzmittir, günahkârdır. Lügat ilmi, nahiv ilmi, tasrif iştikak Meani beyan bedih ashabı nüzul kasas nasih mensûh fıkıh ehadis-ül mübeyyine, İlmu’l mevhibe gibi ilimleri gerçek müfessirlerimiz bu ilimleri yerli yerince okumuşlardır. Sevgili Peygamberimiz (A.S.V) Ey Allah’ım bakın İbni Abbas hakkın da ne diyor; ey yüce Allah’ım bunu dinde fakih kıl, Kuran-ı Kerim’in tevilini de öğret diye dua etmiştir İbn-i Abbas Hazretleri için. İbni Abbas bugün sahabelerin için de en önde gelenlerdendir. Ashabın tevillerinin hepsi Resulullah A.S.V)’dan işitilmiş açıklamalardır, yani Ashabı Güzin dediğin zaman Peygamber okulun da okuyan kişiler, esas selef oradan başlamaktadır. 4 hak mezhep de seleftir bunlara ehlisünnet vel cemaat denir. Bugünkü selefim diyenlerin bu seleflerle alakaları bile yoktur istisnalar hariçtir. Yine İbni Abbas Hazretleri anlatıyor; sevgili Peygamberimiz buyurmuşlardır ki kim Kur’an hakkın da ilme dayanmadan söz ederse, ateşteki yerine hazırlansın cehennemdeki yerine hazırlansın. İşte kim Kuran-ı Kerim hakkın da ilme dayanmadan söz ederse ateşteki yerine hazırlansın yerini hazırlasın diye de mânâ verilmiştir. Evet, kıymetliler, ilme dayanmadan Kuran-ı Kerim tefsir edenler zümresine dâhil olur, Kuran-ı Kerim’den mana çıkarma cihetine giderse, bilgisi ile ilmi olmadan, işte onlar da ilme dayanmadan Kuran-ı Kerim tefsir ediyorum zannedenler onlar da cehenneme yuvarlanırlar.

 

Dakika 10:09

 

Selefin açıklamaları yani ehil olanların dersini dinlemek zaruri olan iki ön şarttır. Hem ilim olacak hem de bilenleri dinleyeceksin, bütün müfessirleri ehlisünnet yolundaki gerçek âlim müfessirlerin ve ilmini gözden geçireceksin. Yine Tirmizi’nin rivayetin de benim hakkım da bildiğiniz dışın da sözden kaçının, bakın kim bana bile bile yalan nispet ederse ateşteki yerine hazırlansın, kim de Kuran-ı Kerim hakkın da reyi ile söz ederse ateşteki yerine hazırlansın. İşte bu hadisi şerifler hakkında da tefsir hakkında da Kuranı Kerim hakkında da Peygamberimiz insanlık âlemini uyarmaktadır. Bilhassa ümmetini uyarmaktadır. Evet, kıymetliler yine sevgili Peygamberimizden merfu olarak gelen haberler de, hadis yani sünnet sahabeninkilere mevkuf hadis denmektedir. Tabiin ve etbeunkilere de Munkatı Hadis denmektedir. Merfu hadis mevkuf hadis, maktu hadis bunları daha önceki hadis usulün de anlatmaya çalışmıştık yeri geldikçe de değiniyoruz. Evet, kıymetliler, Allah’u Teâlâ ne diyor; benim kitabımı kim bozarsa yanlış mana verirse, cehennemi ikametgâh edinmeye hazırlarsın demektir, kim bile bile bana yalan nispet ederse yani Peygamberimize, yalan nispet ederse o da cehennemdeki yerine hazırlansın. Cehennemdeki yerini hazırlasın diye de mânâ verildiğini görüyoruz. Evet, kıymetli efendiler, şimdi de Kuranı Kerim’in fazileti hakkın da sizlere bilgi vermeye çalışacağız. Haris El Ave anlatıyor (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain); Mescide diyor uğramıştım gördüm ki halk zikri terk edip malayani konulara dalmış konuşuyorlar, Hz. Ali (R.A) Hazretleri çıkıp durumdan haberdar ettim diyor, Hz. Ali’ye geldim ona durumu bildirdim. Bana doğru mu söylüyorsun öyle mi yapıyorlar? Dedi. Ben evet dedim, doğrudur deyince ben Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’ın şöyle dediğini işittim diyor Hz. Ali, haberiniz olsun bir fitne çıkacak ben hemen sordum, bundan kurtuluş yolu nedir ey Allah’ın Resulü, yani Hz. Ali diyor Peygamberimizden duyduklarını, Peygamberimize soruyor bundan kurtuluş yolu nedir? Ey Allah’ın Resulü buyurdu ki Allah’ın kitabı şanlı Kuran’a uymaktır, onda sizden önceki milletlerin ahval-i ile ilgili haber vardır.

 

Dakika 15:14

 

Sizden sonra kıyamete kadar gelecek fitneler ve kıyamet ahval-i ile ilgili haberler mevcuttur. Ayrıca sizin aranız da iman, küfür, taat, isyan, haram helal vesaire nevinden cereyan edecek, ahvalin de hükmü vardır, o hak ile batılı ayırt eden ölçüdür onda her şey ciddidir, gayesiz bir kelam yoktur, kim akılsızlık edip ona inanmaz ve onunla amel etmezse Allah onu helak eder. Kim onun dışın da hidayet ararsa Allah onu saptırır, o Allah’ın sağlam ipidir, o hikmetli olan zikirdir, o dosdoğru yoldur o kendine uyan hevaları koymaktan kendisini kıraat eden delilleri iltibastan korur, âlimler ona doyamazlar, onun çokça tekrarı usanç vermez tadını eksiltmez insanı hayretlere düşüren mümtaz yönleri son bulmaz, tükenmez. O öyle bir kitaptır ki cinler işittikleri zaman şöyle demekten kendilerini alamadılar; biz hiç duyulmadık bir tilavet dinledik bu doğruya götürmektedir, biz onun Allah kelamı olduğuna inandık. ‘’Cin Suresi 1. Ayeti Kerime’’ kim ondan haber getirirse doğru söyler, kim onunla amel ederse ücrete mazhar olur, kim onunla hüküm verirse adaletle hükmeder kim ona çağrılırsa doğru yola çağrılmış olur. Ey Aver bu güzel kelimeleri öğren dedi Hz. Ali Peygamberimizden duyduklarını böyle Aver’e nakletti bunu da Tirmizi anlatmaktadır, Tirmizi rivayet etmektedir altıncısı sahih kitaptan 1’de Tirmizi’dir. Ashabı Güzin arasın da cereyan eden hadiseler veya hataların çıkışı gibi nice fitneler zuhur etmiştir, deccal veya Dabbetül Arz’ın zuhuru gibi ahir zaman fitneleri olabileceği belirtilmiştir, ancak Alliyyül Kari birincisi dışındakileri kastetmiş olması makam icabı mümkün değildir demiştir. Hakikaten o Kuran-ı Kerim hak ile batılı ayırt eden kati bir sözdür, o hezl gayesiz bir söz değildir. ‘’Tarık Suresi 13 ve 14. Ayeti Kerimelerden’’ de bunları anlamaktayız. Tabii bakın ne diyor kim akılsızlık edip Kuran’ı Kerim’i terk ederse, Kuran’dan amel edilmesi vacip olan bir ayet veya bir kelimeyi tekebbür sebebiyle kibirlilik sebebiyle kim amel dışı bırakır veya kıraatini terk ederse küfre düşer. Kuran-ı Kerim’in yüceliğine inanmakla birlikte aciz tembellik veya zayıflık sebebiyle kıraati terk etmesin de durum farklıdır, ancak sevaptan mahrum kalır.

 

Dakika 20:09

 

Hoşlanmadığın senin bir ayet veya ilahi Kuran’dan bir emir hüküm olsa ayakların cehenneme doğru tepetakla kayar gidersin, aklını başına al, o şanlı Kur’an kendine uyan hevaları kaymaktan korur. Kuran-ı Kerim getirdiği hidayete tabi olursa Kuran-ı Kerim’in getirdiği hidayete tabi olursa kişi korunur, Kuran’a tabi olan heva, bidat’a düşmekten sapıtmaktan kendini korur. Zikri yani şanlı Kur’an’ı kitabı biz indirdik onun koruyucusu da biziz. ‘’Fecir Suresi Ayeti Kerime 9’’ biz Kuran’ı Kerim’i senin dilinle indirerek kolaylaştırdık. Peygamberlere verilen kitaplar, Peygamberin dili lisanı neyse o dil üzere gelirler ki iş kolay olsun diye. Hem Peygamberin çevresindekiler biraz daha kolay anlasın Peygamberin işi de kolaylaşsın diye Cenabı Hak Peygamberin lisanı dili üzere indirmektedir ilahi kitapları. Onun için Kuran-ı Kerim Arapçadır. Andolsun ki Kuran’ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık Kamer Suresi 22 de yine âlimler ona doymazlar buyuruyor Peygamberimiz, keşfettikçe yenilerini aramaya öncekinden daha fazla bir iştiyak duyar. Bu böyle doymadan, usanmadan devam eder gider. Ebu Hureyre Hazretleri rivayet ediyor (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain) sevgili Peygamberimiz buyurdular ki (A.S.V) bir grup Kitabullah’ı okuyup yani Kuran-ı Kerim okuyup ondan ders almak üzere Allah’ın evlerinden birin de bir araya gelerek, gelecek olsalar mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah’ın rahmeti büyük kuşatır, melekler de kanatlarıyla orayı sararlar, yüce Allah onları yanın da bulunan yüce cemaati de anar. Bakın yeryüzün de böyle kullarım var, Kuran-ı Kerim okuyorlar ondan ders alıyorlar buyurur göktekilere yerdekileri Cenabı Hak ne yapıyor hatırlatıyor, anıyor onlara övüyor, bunu da Ebu Davud, Tirmizi, Müslim, İbni Mace gibi sahih kaynaklar da görmekteyiz. Evet, kıymetliler sekinet esas itibarı ile vakar, itminan ve mehabet manasına gelmektedir. Bir kimseyi ameli yavaşlatırsa nesebi hızlandırmaz, soyuna sülalene güvenme ameline bak Kur’an ile amel et. Kuran’ı Kerim’i iyi anlı onun emrin de bir Müslüman ol. Ebu Hureyre hazretleri yine bir rivayette Peygamberimiz (A.S.V) sizden kim evine döndüğü zaman 3 adet gebe iri semiz deve bulmayı istemez diye buyurdu diye ashaba sordu.

 

Dakika 25:02

 

Hepimiz isteriz diye cevap verdik, öyleyse buyurdu kim namazdan kim ki namaz da üç ayet okursa bu ona 3 iri ve semiz deveden daha hayırlıdır buyurdu bunu da Sahihi Müslim rivayet ediyor. İşte görüyorsunuz o halde birinizin mescide gidip orada Allah’ın kitabından iki ayeti öğrenmesi veya okuması kendisi için 2 deveden daha hayırlıdır. Üç ayet onun için 3 deveden, 4 ayet onun için 4 deveden ve okunacak ayetler kendi sayılarınca deveden daha hayırlıdır buyurdular bunu da Sahihi Müslim ve Ebu Davud’un rivayet ettiğini görüyoruz. Her bir ayetin bir deveden daha hayırlı olduğunu açıklıyor başka rivayetler de vardır ki yerlerden göklerden içindekilerden daha hayırlıdır bir ayeti kerime. Birinizin cennetteki kamçı kadar yeri dünyadan daha hayırlıdır buyurmuştur bakın cennetteki bir kamçı kadar yeri, dünyadan daha hayırlıdır buyuruyor, sana cenneti uçsuz bucaksız kazandıran nedir dinin imanın Kuranındır. Yine İbni Mesud Hazretlerinden gelen haber de sevgili Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam’ı diyor dinledim. Şöyle diyordu; Kuranı Kerim’den tek harf okuyana bile bir sevap vardır, her hasene on misliyle kayda geçer (Elif lam mim) bir harftir demiyorum, aksine elif bir harf, lam bir harf ve mim de bir harftir diyorum buyurdular. Yani bir elif demenin, elif lam mim demenin görüyorsunuz ki her birine onar sevap asgari bu, bunun 700’e kadar artanları da var daha da artıranlar da var. Evet, kıymetliler, her harfe en az asgari 10 sevap verildiğine göre Kuran-ı Kerim okuyanın kazandığı sevaplar, uçsuz bucaksızdır. Yine Ebu Hureyre Hazretlerinden gelen haber de anlatıyor ki (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain) sevgili Peygamberimiz (A.S.V) buyurdular ki Cenabı Hak Kuran’ı Kerim’i güzel bir sesle açıktan okuyan bir Peygambere kulak verip sevabı bol kıldığı kadar hiçbir şeye kulak verip, mükâfat ihsan etmemiştir diye haber var. Buhari, Müslim ve diğerleri rivayet etmektedir bu hadisi şerifi de. Demek ki yerli yerince Kuran-ı Kerim okumanın sevabı uçsuz bucaksızdır bu habere göre de. Tilavetten yüce Allah’ın memnun kalıp okuyana bol ikram ve sevap vermesi manasına gelmektedir. Öyleyse Kuran-ı Kerimi dost doğru güzel okumalı, doğru anlamalı doğru anlatmalı ve doğru amel işlemelidir yani Kuran’ı Kerim’i doğru öğrenip doğru okur, doğru anlarsan içini dışını, dost doğru Müslüman olursun o zamanda dosdoğru cennete gidersin, doğru Müslüman olmaya bak bu da ilim irfandan geçer.

 

Dakika 30:03

 

Yine Buhari’nin rivayetin de sevgili Peygamberimiz (A.S.V) Kuran-ı Kerimi teganni etmeyen bizden değildir diye bir rivayet bulunmaktadır. Teganni kıraatin hüzünlü ve dokunaklı okunmasıdır. Kuran’ı Kerim’i doğru okuyarak hem hüzünlü hem de dokunaklı okumak teganni budur, yoksa sesini oyana buyana uzatıp Kur’an’ı bozmak demek teganni değil tam tersine başına beladır. Kuran-ı Kerim’in hüzünlü okunmasını tercih etmiştir bakın Kuran’ı Kerim’i rastgele türkü havasıyla okumak, içinden dışından haberi olmadan makam yapmaya çalışmak kelimeleri harfleri mahreçleri bozmak bunlar Kur’an okumak değildir. Sesi Kur’an’la güzelleştirip ziynetlemek, yerli yerince sanatlı okumak tecvidi yerli yerince uygulamak, manasını da anlayarak okumak. Kur’an okurken başka meşguliyetleri terk etmek, ondan lezzet almak zenginlik yani fakirliğin zıttıdır, faydalanmak istifade etmek Kuran’la yetinip önceki milletlere gelen kitaplardan onlarla ilgili rivayetlerden müstağni kalmak. Adam Kuran’ı Kerim’i bilmiyor başka kitaplar karıştırmaya başlamış, bunlar ileride sapabilirler ayakları kayabilir, önce Kur’an İslam’ı iyice öğren ondan sonra zamanın olursa ömrün yeterse başka ilimlerle de uğraş o da ayrı mesele. Kuranı Kerim’in ezgi olarak söylenmesini arzu buyurmuştur Hıristiyan ve Yahudiler arasın da mütedavil olan Kütüb-i Kadime ’den müstağni olmak, onlara iltifat etmemektir. Çünkü bugünkü Hıristiyan ve Yahudilerin elindeki kitaplar tahrife uğramış bozulmuştur. Kuran-ı Kerimi okuyup ondaki hakikatler ile yetinmeyip diğer dinlerin kitaplarına iltifat eden onlar da hakikat ve hikmet arayan bizden değildir, bakın bu haber de Peygamberimizden gelmektedir. Mamafih teganni fayda manasına da teyit edilerek Kuranı Kerimi okuyup ondaki terğib ve terhiplerle irşat olmayan istikametini doğrultmak da Kur’an’dan faydalanmayan kimse bizden değildir manası da vardır. Evet, hüzün manası kalbe daha ziyade müessir olur, manevi zenginlik de budur içeriğini anlamalı bu mana seni kuşatmalı, işte Allah sevgisi arttıkça artmalı, coştukça coşmalı, Allah korkusu de seni kuşatmalıdır Kuran-ı Kerimi böyle okumalıdır. Şimdiki insanlar ses dinliyorlar, güzel sese bakıyorlar makam dinliyorlar Kur’an dinlemiyorlar. Kur’an dinlemek demek Kuran-ı Kerimi anlamaya o mananın seni kuşatmasına gayret etmen demektir. Fatiha’nın içini öğrenmeden emekli olan şöyle bir din adamlarına bakın, daha Fatiha’nın içini bile öğrenmemiş ilmi olarak emekli olmuş imamlıktan veya şundan bundan.

 

Dakika 35:18

 

Ey Müslümanlar meslek için değil İslam, iman İslam hep Müslüman gerçek Müslüman olmak için öğren, dininde ne öğreniyorsan meslek için öğrendiklerin, o mesleğini doğru yapmanın alametidir ama her Müslüman doğru Müslüman olmak için öğrenmek zorundadır. Hoca olmak şart değil ama iyi bir Müslüman olmak şart herkes için, bu da ne ile olur? Yine İslam’ı Kuran’ı iyi bilmekle iyi anlamakla olur, bir de hoca olmuş adam müftü olmuş bir dinin cemaatin önüne geçmiş Kuran’ı bilmiyor doğru dürüst, bilmek de istemiyor oradakilerin cahilliğinden faydalanarak onları orada kendine toplamış doğru bilgi vermiyor. Bunlar yarın mahşer de sürüm, sürüm süründürürler, üzerine aldığın görevini doğru yapmaya çalış, hocaysan doğru hoca olmaya gayret et, imamsan doğru imam ol, müftüysen, doğru müftü ol, vaazsan doğru vaaz ol,  Müslümansan doğru Müslüman ol işte o zaman kazanırsın kaybetmezsin. Evet, sevgili dostlarımız, Cenabı Hak hep kazanan hiç mi hiç kaybetmeyen kullarından eylesin.

 

(Euzu billahi mineşşeytanirracim bismillahirrahmanirrahim elhamdülillahi rabbil alemin vesselatu vesselamu ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain euzu bikelimatillahittammati min şerri ma haleka ve zerea ve berea rabbi euzu bike min hemezatişşeyatın ve euzu bike rabbi en yahdurun bismillahirrahmanirrahim).(Leyse minna mellem yeteğanne bil kurani yecheru bih).

 

Sevgili izleyenler Buhari’nin rivayetin de Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam’dan bu şekil de rivayet edilmiştir. Kuran-ı Kerimi teganni etmeyen bizden değildir, Sahabe-i Kiram’dan biri bununla açıktan okumayı kastediyor demiştir. Evet, teganni kıraatin hüzünlü dokunaklı okunmasıdır. Yine teganni hakkın da Kuranı Kerim’in hüzünlü okunmasını murat edildiği gibi sesi Kur’an’la güzelleştirmek, ziynetlemek, bir bakıma da sanatlı okumak Kuran’a tam kendini vermek meşguliyetleri terk etmek ondan okurken lezzet almak.

 

Dakika 40:01

 

Zenginlik yani teganninin bir anlamı da zenginlik fakirliğin zıttıdır, faydalanmak istifade etmek maddi manevi Kuran-ı Kerim ile yetinip, önceki milletlere gelen o tahribe uğramış kitapları bırakmak. Kuran-ı Kerim’in ezgi olarak söylenmesini arzu buyurmuştur diyenler de olmuştur. Evet, sevgili efendiler, daha önce de bilindiği gibi sevgili Peygamberimizden bu haber geliyor, bizde lahin ve tercih sesi tercih, lahin ve tercih sesi boğaz da tutup oynatmak titretmek dalgalandırmak ve sese böylece nağme vermek manası da söylenmiştir. Musiki kaidelerine uydurarak okumak manasına da gelir diyenler olmuştur. İmamı Malik, Hanefi, Şafii ve Hanbeli pek çok âlim buna haram dememiş ise de burada lahin ve tercihin mekruh demişlerdir. Şafiilerin makbul hükmü de cevazdır. Nevevi mahrecin değişmesine sebep olan tilavet tarzının haram olduğun da ulemanın icma ettiğini de belirtmiştir. Ulema, Kuran-ı Kerim’i okurken sesi güzelleştirmeyi uygun görmekte istihbap da icma etmiştir, yeter ki bunu yaparken yersiz uzatmalarla temdit yani normal kıraat hududu tecavüz edilmemiş olsun. Şayet bir harf dışına çıkılacak olursa bu haramdır da demişlerdir, normal mahrecinden dışarı çıkmazsa caizdir, çıkarsa haramdır demişlerdir. Hanefilerden Sahibüz zahire de uzatmalar da Kuran-ı Kerim’in nazmını bozacak şekil de ifrata kaçılmazsa caizdir aksi halde caiz değildir demiştir, hepsi aynı şeyi söylüyorlar. Rafi’nin kıraat sırasın da yersiz uzatmaların mutlak olarak caiz olduğuna dair rivayetini de konumuzun bütünlüğü için burada ona da değinmiş olmaktayız. Lahin ve teganni ile okumayı caiz görenler Hz. Davut Aleyhisselamın okuyuşu ile istidlal etmişlerdir. İbni Abbas (R.A) Hazretleri; Hz. Davut Aleyhisselamın Zebur’u 70 makamla okur ve okuyuşu ile hastaları coştururdu diye rivayeti vardır. Başka bir rivayette Ebu Umame’den gelen rivayette sevgili Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın şöyle dediğini işittim diyor; yüce Allah geceleyin Kuran-ı Kerim okuyan bir kula, kulak verdiği kadar hiçbir şeye kulak verip dinlemez. Allah’ım rahmeti namaz da olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır, kullar ondan çıktığı andaki kadar hiçbir zaman Allah’a yaklaşmış olmaz.

 

Dakika 45:07

 

Bu rivayet Tirmizi’nin tahriç ettiği rivayettir, ondan tabiri ile Kuranı Kerim’den demek istemiştir de demiştir Ebu’n Nadr böyle diyor. Yine sevgili Peygamber Efendimizden (A.S.V) dinledim diyor Ukbe İbni Amir diyor bunu da; Peygamberimiz şöyle buyurdular Kuran’ı Kerim’i cehren yani açıktan okuyan sadakayı açıktan veren gibidir. Kuran’ı Kerim’i gizlice okuyan sadakayı gizlice veren gibidir Tirmizi, Ebu Davud ve Nesâi’nin bura da eserlerine aldıklarını görüyoruz bu rivayetin de. Burada şartlara göre yerine göre açıktan, yerine göre de gizli tilavet tercih edilmiştir, bu da yerine göredir. Yine İbni Abbas Hazretleri anlatıyor (R.A); bir adam ey Allah’ın Resulü yüce Allah’a hangi amel daha sevimlidir diye sordu? O Peygamber Efendimiz (A.S.V) yolculuğu bitirince tekrar yola başlayan cevabını verdi, yolculuğu bitirip tekrar başlamak nedir diye ikinci sefer sorunca, Kuran-ı Kerimi başından sonuna kadar okursun, bitirdikçe yeniden başlarsın cevabını verdi bunu da Tirmizi tahriç etmiştir, eserine almıştır. Evet, kıymetliler, Kuran’ı Kerim’i hatim ettikten sonra yeni bir hatime başlamayı burada Peygamber Efendimizin en makbul amellerden olduğunu haber verdiği rivayeti vardır. Yine Ebu Sait Hazretleri (R.A) anlatıyor; o şanlı Peygamber (A.S.V) buyurdular ki aziz ve celil olan Allah buyuruyor ki kim Kuran’ı Kerim’i okuma meşguliyeti sebebiyle benden istemekten geri kalırsa, ben ona isteyenlere verdiğimden fazlasını veririm buyurdular, bunu da yine Tirmizi rivayet ediyor. Yüce Allah indin de en makbul ibadet Kuranı Kerim okuyarak yapılan ibadet olmaktadır, yüce Allah’ın kelamının diğer kelamlara üstünlüğü, yüce Allah’ın mahlûkatına üstünlüğü gibidir. Fazilet Kuran-ı Kerim Allah kelamı olduğundandır. Sehil İbni Muaz Hazretleri anlatıyor; Peygamberimiz (A.S.V) buyurdular ki, kim Kuran-ı Kerimi okur ve onunla amel ederse kıyamet günü babasına bir taç giydirilir, bu tacın ışığı güneş dünyadaki herhangi bir evde bulunduğu takdir de onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse Kuran’ı Kerim’le bizzat amel edenin ışığı nasıl olacak düşünebiliyor musunuz? Buyurdular. Bunu da Ebu Davut rivayet etmektedir. Yine Hz. Ali’den gelen haber (R.A) sevgili Peygamberimiz buyurdular ki kim Kuran-ı Kerimi okur, ezberler helal kıldığı şeyi helal kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabul ederse yüce Allah (C.C) o kimseyi cennete koyar.

 

Dakika 50:08

 

Ayrıca hepsine cehennem şart olmuş bulunan ailesinden 10 kişiye şefaatçi kılınır bu da Tirmizi’nin rivayetidir. Abdullah İbni Amir Hazretleri de (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm

Ecmain) Peygamber efendimizden rivayet ediyor; O Peygamber efendimiz (A.S.V) buyurdular ki Kuran-ı Kerimi okuyup ona sahip çıkan kimseye ahirette oku ve cennetin derecelerine yüksel, dünyada nasıl ağır ağır okuyor idiysen öyle oku, zira senin makamın okuduğun en son ayetin seviyesindedir denir, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace bunu da rivayet etmektedirler. Sevabın en yüce mertebesi hatmi şerif ile elde edilebilir. Evet, kıymetliler, işte görüyorsunuz ki müjde üstüne müjde fazilet üstüne fazilet derece üstüne derece. Hz. Ayşe validemizden gelen haber de (R.A) anlatıyor; sevgili Peygamberimiz buyurdular ki Kuran-ı Kerim’de mahir olan hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan, sefere denilen Kerim ve Muti meleklerle beraber olacaktır. Kuran-ı Kerimi kekeleyerek zorlukla okuyana iki sevap vardır. İşte görüyorsunuz burada da Buhari Müslim ve diğerlerinin hepsi bu hadisi şerif’i rivayet etmektedirler. Evet, kıymetliler, Üseyd İbni Hudayr (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm

Ecmain) Hazretlerinden geliyor bir haber de, o gördüklerin neydi bilir misin diye sordu? Geceleyin hurma harmanın da iken diyor Kuran-ı Kerim’den ‘’Bakara Suresini’’ okuyordu Üseyd İbni Hudayr Hazretleri hemen yakınında da atı bağlı idi, birdenbire atı şahlandı bunun üzerine sükût ederek okumayı bıraktı, at da sükûnete geldi. Üseyd tekrar okumaya başlayınca at yine şahlandı Üseyd yine sükût edince at da sükûnete erdi, az sonra yine okumaya başlayınca atta şahlanmaya başladı. Oğlu Yahya ata yakındı, ona bir zarar vermesin diye attan uzaklaştırmak için yanına gitti bir ara başını göğe kaldırınca bir de ne görsün gökte şemsiye gibi bir şey ve içerisin de kandilimsi nesneler var, sabah olunca koşup gördüklerini sevgili Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam’a anlattı. Sevgili Peygamberimiz (A.S.V) kendisine o gördüklerin neydi bilir misin? Diye sordu. Hayır, cevabı üzerine açıkladı onlar melaike idi senin sesine gelmişlerdi, sen okumaya devam etseydin onlar seni sabaha kadar dinleyeceklerdi, öyle ki sabahleyin herkes onları da seyredecekti. Çünkü toplumdan gizlenmeyeceklerdi, bunu da Buhari, Müslim rivayet ediyor görüyorsunuz Kuran-ı Kerimi yer de gökte ne varsa dinlemeye koşuyorlar başta melekler.

 

Dakika 55:10

 

Üseyd İbni Hudayr Hazretleri Kuran’ı Kerim’i sesçe güzel okuyanların başın da gelir. Yani güzel sesi ile güzel okuyanlardandır başta gelir denmektedir. Ashabı Kiramın mazhar olduğu kerametlere bir örnektir bu. Âlimler geceleyin ‘’Bakara Suresini’’ okumanın dinlemenin faziletine de buradan delil çıkarmışlardır diyor. Evet, sevgili dostlar Kuran-ı Kerim’in hepsi faziletlidir, birbirinden daha faziletli olan Zakir ayetler olduğu gibi mezkûr ayetler vardır. El Bera Hazretleri (R.A) anlatıyor; bizzat ‘’Kehf Suresini’’ okuyordu, yanın da iki uzun iple bağlı olan atı duruyordu, derken etrafını bir bulut kapladı ve bu bulut onu yaklaşmaya başladı. Atta bu durumdan huysuzlanmaya başladı, ürkmeye koyuldu sabah olunca adam Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’a gelip vakayı anlattı, Hz. Peygamber (A.S.V) ona şu açıklama da bulundu; Bu sekinet idi Kuranı Kerim için inmişti buyurdular, bunu da Buhari, Müslim, Tirmizi eserlerin de tahriç ettiklerini görüyoruz. Bu sekineti insan yüzü gibi simaya sahip bir rüzgârdır diyenler olduğu gibi bazıları üzerin de sekinet vakar bulunan meleklerdir demiştir. Muhtar olan görüşe göre sekinet kendisin de sükûnet ve rahmet olan bir mahlûktur, beraberin de Kuran-ı Kerimi dinleyen melekler vardır demişlerdir. İşte kıymetliler, fazilet üstüne fazilet, nurun ala nur, nur üstüne nur, Kuran-ı Kerim Hz. Osman (R.A) Hazretleri anlatıyor; sevgili Peygamberimiz buyurdular ki sizin en hayırlınız Kuran’ı Kerim’i öğrenen ve öğretendir, işte bunu da Buhari, Tirmizi, Ebu Davut ve İbni Mace’nin rivayet ettiğini görüyoruz. Yine İbni Abbas Hazretleri anlatıyor; sevgili Peygamberimiz buyurdular ki hafızasın da Kuran-ı Kerim’den hiçbir ezber bulunmayan kişi harap olmuş bir ev gibidir buyurdular, bunu da Tirmizi sahih olarak rivayet ettiğini bildirmiştir. Saad İbni Ubade Hazretleri (R.A), Peygamber efendimiz buyurdular ki; Kuran-ı Kerimi okuyan bir kimse sonradan terk eder ve okumayı unutursa kıyamet günü cüzzamlı olarak yüce Allah’ın huzuruna getirilir. Cüzzam hastalığı biliyorsunuz çaresiz dertlerdendir bunu da Ebu Davut rivayet etmiştir. Cenabı Hak Kuran-ı Kerimi en güzel şekil de okuyan içini anlayan, onunla güzelce amel eden iki cihan da mutlu olan kullarından eylesin. Allah’a ezzem olarak kavuşur denmektedir bazı rivayetler de. Çünkü cüzzam hastalığı dişlerin, azaların ellerin dökülmesine sebep olmaktadır. En korkunç hastalıklardandır yüce Allah muhafaza buyursun. Ey insanoğlu ey ümmeti Muhammed, bütün maddi manevi kuvvetlerinizle yüce İslam’a sarılın, Kuran-ı Kerimi sahih sünneti iyi okuyun iyi anlayın ve gerçek âlimleri de iyi dinleyin. Sakın ola ki âlimlerin dizinin dibinden ayrılmayın, ehlisünnet âlimi buldunuz mu kıymetini bilin. Evet, kıymetliler, İslam’ın amacı insanoğlunu cennete hazırlamaktır iki cihan da kurtarıcıdır kurtarmaktır kurtulan kullarından eylesin.

 

Dakika 1:01:19

 

(Visited 301 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}