HadısŞerifKülliyatı 57-01

57- Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 57

57 Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 57

 

 

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

‘’Elhamdülillahi rabbil alemin vessalatü vesselamü ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Euzu billahi mimesteaze bihi Muhammed Mustafa sallallahu teala aleyhi ve sellem ve musa ve isa ve ibrahimüllezi veffa min şerri ma haleka ve zerea ve berea ve min şerri ma yütteka ve min şerri külli dabbetin rabbi ahizün bina sıyetiha inni rabbi ala sıratın müstakim vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azıym’’

 

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Çok kıymetli ve muhterem efendiler; dersimiz esbabı nüzul ile devam ediyor hadisi şerifler külliyatından da 489. hadisi şerife gelmiş bulunmaktayız bunu da Buhari, Tirmizi, Ebu Davut gibi zatı muhteremler (Rahmetullahi Aleyhim Ecmain) tahriç ettiklerini görüyoruz eserlerine aldıklarını görüyoruz. Bu hadisi şerifi Ma’kıl İbni Yesar Hazretleri anlatıyor. ‘’Bakara Suresinin 232. Ayeti Kerimesinde’’ Cenabı hak kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiler mi araların da meşru bir surette anlaştıkları takdir de artık kendilerini kocalarına nikâh etmelerine engel olmayın. Şu veya bu sebepten dolayı karı koca arasını ayırmaya çalışmayın bu ayeti kerime üzerine yeminim için kefaret de bulundum ve kız kardeşimi diyor eski kocasına nikâhladım diyor. Yani vermemek istiyordun niye boşadın diye fakat bu ayeti kerime gelince yemininin kefaretini vererek kız kardeşini diyor kocasına vermeye razı oldum. Evet, Ashab-ı Güzin’in şu özelliğini de bütün dünya iyi bilmelidir. Kuran-ı Kerim ne derse Peygamberimiz ne buyurursa derhal ona itaat ediyorlardı. Ey dünya aklınızı başınıza alın Ashab-ı Güzin Peygamber okulun da iyi okumuşlar iyi de iman etmişler ve mallarıyla canlarıyla da Allah yolun da cihad eden zatı muhteremlerdir (R.A) ve yüce İslam’ın öncüleri onlardır. Yine diğer bir hadisi şerif’te ki bunu da İbni Abbas Hazretlerinden geliyor Kuran-ı Kerim’in vefat iddeti bekleyen kadınların nikâhla isteyeceğinizi çıtlatmanız da üzerinize bir vebal yoktur. Bu da ‘’Bakara Suresi 235. Ayeti Kerimesinde’’ bu ayeti kerimeden maksadın evlenmeyi arzu eden kişinin ben nikâhlanmak istiyorum kadına ihtiyacım var saliha bir kadına kavuşmak istiyorum demesidir, kadına direkt dünür olmuyor sadece evleneceğinin işaretini veriyor.

 

Dakika 5:01

 

Bu da iddet bekleyen kadınlar içindir, kocası ölmüş iddet bekliyor o iddetinden sonra kadının evlenme hakkı vardır bunu da Buhari Şerif nikâh bölümün de anlatmaktadır. Şimdi yasak olması bu işin iddet bekleyen kadına evlilik teklif edilmez ama kendi evleneceğinin işaretini verebilir. Bu bir de bunun yasak bölümü bulunur bir de mübah bölümü vardır bu da işte işaretle kendi evleneceğinin işaretini vermesidir. Yoksa direk dünür olması yasaktır. Hz. Ali (R.A) Hazretleri’nden gelen haber de sevgili Peygamberimiz (A.S.V) Hendek savaşı sırasın da yüce Allah onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun, bizim orta namazımıza mani oldular. Güneş batıncaya kadar kılamadık buyurdu, düşman Medine’yi kuşatmıştı. İşte Hendek savaşın da ilk defa Peygamber efendimizin 4 vakit namazı bu savaş esnasın da kazaya kaldığından dolayı Peygamberimiz düşmanlara müşriklere putperestlere bakın bu bedduayı yapıyor. Allah onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun, bizim orta namazımıza mani oldular güneş batıncaya kadar kılamadık buyurdu. Bir rivayette de bizi salatı vusta olan ikindi namazından alıkoydular denir. Bir diğer rivayette de sonra ikindiyi akşamla yatsı arasında kıldık denir, bu da Buhari Şerif’in, Müslimin ve diğerlerinin rivayetidir. Vusta olan hangi namazı olduğu konusun da salât-ı vustâ’nın birçok görüş beyan edilmiştir, bu hadisi şerif kuvvetli bir delil teşkil etmektedir. Bunun ikindi namazı olduğu hususun da bu salât-ı vustâ’nın ikindi olduğuna delil teşkil etmektedir. Evet, kıymetliler; fakat başka rivayetler de bütün namazların hepsinin adı geçmektedir. Vusta namazı olarak diğer kuvvetli rivayetten biri de sabah namazının diğer başka bir rivayette öğle namazının da salât-ı vustâ olduğu rivayetleri vardır. Evet, sevgili efendiler; yine Ebu Hureyre hazretlerinden rivayet edilen hadisi şerifte (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain) sevgili Peygamberimiz (A.S.V) şöyle buyurdular; her şeyin bir şerefesi var Kuran-ı Kerim’in şerefesi de Bakara Suresi’dir, bu sure de bir ayet var ki vardır ki Kuran-ı Kerim ayetlerinin efendisidir. Bu ayeti kerime Ayetel Kürsi ’dir buyurdular. İşte Ayetel Kürsi’nin Bakara Suresinin ve Ayetel Kürsi’nin durumunu bildirdi Peygamber Efendimiz. Bir hadisi şerifte şöyle zikredilir; kim farz olan her namazdan namazının peşinden Ayetel Kürsi’yi okursa ondan sonraki namaza kadar mahfuz kalır.

 

Dakika 10:16

 

Bu hadisi şerif sebebiyle her namazın arkasından tesbihattan önce okunan bu ayetin meali alisi tefsir derslerimiz de meal derslerimiz de verdik de yeri gelmişken bir daha verelim. meali alisi şöyle sizlere bildirmeye çalışalım; yüce Allah o Allah’tır ki kendinden başka hiçbir ilah yoktur, o zati ezeli ve ebedi hayat ile diridir bakidir zatı ile ve kemal ile kaimdir. Yarattıklarının her an tedbir ve hıfsın da yegâne hâkimdir, her şey onunla kaimdir. Onu ne bir uygulama tutabilir ne de bir gaflet. Ne de bir uyku göklerde ne var yerde ne varsa hepsi onundur, onun izni olmadıkça nezdin de şefaat edecek kim imiş o, o yarattıklarının önlerindekini arkalarındakini, yaptıklarını yapacaklarını, bildiklerini bilmediklerini, açıkladıklarını gizlediklerini, dünyalarını ahiretlerini hülasa her şeyini her şe’nini bilir. Mahlûkatı onun ilminden yalnız kendisinin dilediğinden başka hiçbir şeyi kabul değil kavrayamazlar. Kabil değil kavrayamazlar, onun kürsüsü gökleri ve yeri kuşatmıştır. O kadar geniştir, bunların muhafazası ona ağır da gelmez. O çok yüce çok eşsiz büyüktür, Ayetel Kürsi hakkın da gelen birkaç hadisi şerif daha; kim sabaha çıkınca Ayetel Kürsi ile (حم ﴿١﴾), (تَنزِيلُ الْكِتَابِ مِنَ اللَّهِ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ ﴿٢﴾) suresinin evvelindeki iki ayeti okursa o gün akşama kadar bela ve kazalardan mahfuz kalır. Kim de akşama dâhil olunca onları okursa o gece sabahlayıncaya kadar mahfuz olur yani korunur. İşte görüyorsunuz yüce Allah’ın en büyük ismi, ismi azamı ki Allah (C.C) onunla kendisine dua edilince isabet buyurur. Onunla bir şey istenince verir, şu 3 suredir; El Bakara, Ali İmran ve Taha sureleri, Ravi Ebu Ümame ilave ediyor, ben o ismi azamı aradım El Bakara suresindeki Ayetel Kürsi, Ali İmran suresindeki (الم) (اللّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ), yine Taha suresindeki ayeti kerimedir ki (وَعَنَتِ الْوُجُوهُ لِلْحَيِّ الْقَيُّومِ ) ve bu ayeti kerimelerin ismi azam olarak buldum diyor bu zatı muhterem.

 

Dakika 15:10

 

Yani ismi azam el hayyu, el kayyum isimleridir diyor. Evet, kıymetliler; bu konu da başka rivayetler de vardır, yüce Allah’ın her ismi, ismi azamdır, fakat birbirinden daha azam olanlar vardır. Ama şunu herkes bilsin yüce Allah’ın her ismi, ismi azamdır, ama bunların için de birbirinden faziletli olanları vardır ki bu sayılanlar da bunlardandır. Evet, kıymetliler; eğer her geceyi ihya edebilirsen her gecen Kadir gecesi olduğunu anlarsın. Eğer yüce Allah’ın isimlerine iyi anlar iyi kavrar ona ihlasla Allah’a bağlanırsan her ismin ismi azam olduğunu anlarsın. Yine 500. hadisi şerifte Übey İbni Kââb (R.A.) anlatıyor; sevgili Peygamberimiz (A.S.V) bana diyor ey Ebul Münzir Allah’ın kitabından ezberin de bulunan hangi ayetin daha büyük olduğunu biliyor musun? Diye sordu. Ben de o Allah ki ondan başka ilah yoktur o haydır kayyumdur yani diridir her şeye kıyam sağlayandır. Bakara Suresi 225. Ayeti Kerime ki buna Ayetel Kürsi denir dedim. Göğsüme vurdu ve ilim sana mübarek olsun ey Ebul Münzir dedi bunu da Müslimin şerif, Ebu Davud rivayet etmektedir. Ayetel Kürsi’nin bu da diğer bir fazileti hakkındadır. Evet, sevgili dostlarımız; Ebu Hureyre Hazretleri dün akşamki esirini ne yaptın? Diye sordu. Ey Ebu Hureyre, dün akşamki esirini ne yaptın? Diye sordu. Peygamber efendimiz Ebu Hureyre’yi hurma yığınını beklemek için görevlendirilmişti, oraya dilenci kılığın da biri gelmişti onu da Ebu Hureyre yakalamıştı, ey Allah’ın Resulü bana şiddetli ihtiyacından ve çoluk çocuktan dert yandı bunun üzerine ona acıyarak salıverdim dedim. Resulullah (A.S.V) ama o sana muhakkak yalan söyledi haberin olsun o tekrar gelecek buyurdu. Bu sözünden anladım ki herif tekrar gelecek binaenaleyh onu beklemeye başladım, derken yine geldi ve zahireden avuçlamaya başladı, ben de derhal yakaladım ve seni mutlaka Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’a onun huzuruna çıkaracağım dedim. Yine yalvararak beni bırak gerçekten çok muhtacım üzerim de çoluk çocuk var bir daha yapmam dedi. Ben yine acıdım ve salıverdim, ertesi gün sevgili Peygamberimiz (A.S.V) ey Ebu Hureyre dün geceki esirini ne yaptın? Diye sordu. Ben yüce Allah’ın (C.C) Resulü bana ihtiyacından çoluk çocuklarından dert yandı.

 

Dakika 20:09

 

Ben de acıdım ve salıverdim dedim. Ama dedi Resulullah o yalan söyledi fakat yine gelecek dedi ve üçüncü sefer yine gözetledim yine geldi ve zahireden avuç, avuç almaya başladı onu yine yakalayıp seni mutlaka Peygamber Aleyhisselatu Vesselam’a götüreceğim bu üçüncü gelişin üstelik sıkılmadan başka gelmeyeceğim deyip yine de geliyorsun dedim. Yine bana rica ederek şöyle söyledi bırak beni sana birkaç kelime öğreteyim de Allah onlarla sana fayda ulaştırsın dedi. Ben nedir bu kelimeler söyle? Dedim. Bana dedi ki; yatağa girdin mi Ayetel Kürsi’yi sonuna kadar oku bunu yaparsan Allah senin üzerine muhafız bir melek gönderir. Sabah oluncaya kadar sana şeytan yaklaşamaz dedi. Ben yine acıdım ve serbest bıraktım. Sabah oldu Resulullah (A.S.V) dün akşamki esirini ne yaptın? Diye sordu? Ben ey Allah’ın Resulü bana birkaç kelime öğreteceğini bunlarla Allah’ın bana faide ihsan buyuracağını söyledi ben de kendisini yine serbest bıraktım dedim. Resuli Ekrem (A.S.V) neymiş onlar? Dedi. Ben efendim döşeğine uzandığın vakit Ayetel Kürsi’yi başından sonuna kadar oku, bunu okursan Allah’ın koyacağı bir muhafız üzerinden eksik olmaz ve ta sabaha kadar şeytan sana yaklaşamaz dedi cevabını verdim. Resulullah (A.S.V) bunun üzerine bak hele dedi o koyu bir yalancı olduğu halde bu sefer doğru söylemiş. Ey Ebu Hureyre, üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor musun? Dedi. Ben hayır cevabını verdim. O bir şeytandı buyurdular Buhari şerif bunu rivayet etmektedir. Evet, kıymetliler; şeytan bunalınca doğru söyler yoksa katiyen doğru söylemez şeytanlar yalancıdır. Hep yalan söylerler ama bunalınca doğru söylerler işte bu sözünün netice de Peygamberimiz Ayetel Kürsi hakkındaki sözünün doğru olduğunu Peygamberimiz buyurdular. Bu da Ayetel Kürsi’nin başka bir fazileti hakkındadır, yine başka bir hadisi şerifte Ebu Eyyub hazretleri anlatmıştır ki kendisinin bir hücresi vardı ve için de hurma bulunuyordu, buraya bir gulyabani yani gizli yaratıklardan birisi dadanmış gelip hurmadan alıyordu. Bu durumu Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’a açtı, Resulullah (A.S.V) kendisine git tekrar görecek olursan Allah’ın adıyla Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’a icabet et dersin buyurdu yani İslam’a çağırıyor o gizli yaratığı. Ebu Eyyub der ki bekledim tekrar gelince yakaladım ancak bir daha gelmeyeceğine dair yemin etti bende salıverdim.

 

Dakika 25:03

 

Sonra Resulullah (A.S.V) ile karşılaştığın da Resulullah (A.S.V) esirin ne oldu? Diye sordu. Ben bir daha gelmeyeceğine dair yemin etti ben de bıraktım dedim. O şanlı Resul (A.S.V) o yalan söylemiş o yalana alışkındır buyurdu, işte görüyorsunuz Ebu Eyyub bir başka sefer yine geldiğini yakalayınca gelmeyeceğine dair yine yemin ettiğini yemini üzerine salı verdiğini anlatır. Resulullah (A.S.V) tekrar esirin ne oldu diye sorar gelmeyeceğine dair yemin edince bıraktım der Resulullah (A.S.V) yalan söylemiş o zaten yalana alışkındır buyurur. Ebu Eyyub (R.A) 3. sefer yine yakalar ve bu sefer seni bırakmayacağım mutlaka Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’a kadar götüreceğim der. Bunun üzerine o gizli yaratık dinle beni sana mühim bir şey hatırlatacağım Ayetel Kürsi var ya onu evinde oku o takdirde sana hiç ne şeytan ne başkası yaklaşamaz der. Ebu Eyyub yine salar ve Hz. Peygamber Aleyhisselatu Vesselam’a gelir, şanlı Peygamberimiz (A.S.V) esirin ne oldu? Diye sorar. Olup biteni haber verince hayret yalancı olduğu halde bu sefer doğru söylemiş buyurur bunu da Tirmizi rivayet etmektedir Ebu Eyyub Hazretlerinden. Evet, kıymetliler; bu da Ayetel Kürsi’nin başka bir fazileti hakkındadır. Sevgili Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın adamlarınızı muhayyer bırakın şayet sizi tercih ederlerse onlar sizdendir yoksa onları tercih ederlerse Yahudilerle birlikte onları da sürgün edin der. Buda dinde zorlama yoktur ayeti kerimesi ile ilgilidir, Hattabi şöyle anlatır; İslam gelmezden önce küfür ve şirki bırakarak Hıristiyanlık veya Yahudiliğe girenler o girdiği hal üzere bırakılırlar. Kendilerine cizye alma, kadınları ile evlenme kestiklerini yeme gibi hususlar da ehli kitap muamelesi yapılır ama İslam gelip Yahudiliği nesh ettikten sonra şirki bırakıp Yahudiliğe giren olursa o hal üzere bırakılmazlar der Hattabi. İslam geldikten sonra kimsenin Hıristiyan olmak şansı da yoktur Yahudi olma. Çünkü bütün öncekileri ortadan kaldıran nesh eden onların hükmünü tamamen ortadan kaldırıp yeni hükümler koyan yüce İslam ile müşerref olmadıkça kimsenin inancı makbul bir inanç ve dini de din değildir, bütün dünyanın Müslüman olma ihtiyacı vardır. Hatta bu zorunludur dinde zorlama yoktur ayetine gelince bu ayetin hükmü ayetin inmiş bulunduğu hadisedeki Yahudilerle sınırlıdır. Kâfirin hak dine zorlanması vaciptir, işte bu vecibe sebebiyledir ki Müslüman olmaları veya cizye vererek haklarındaki dinin hükmüne razı olmaları için onlarla diyor savaştık diyor.

 

Dakika 30:14

 

Bunları Hattabi anlatıyor, Fahrettin Razi de şöyle diyor (Rahmetullahi Aleyhim Ecmain); Allah’u Teâlâ Vetekaddes Hazretleri iman işini icmal ve zorlama işine bina etmemiştir. İmkân ve ihtiyar üzerine kurmuştur, küfür üzere kalmanın özrü yoktur. Yine de kabul etmezse imana icbardan başka yol kalmaz, bu ise imtihan mahalli olan dünya hayatın da caiz değildir. De ki gerçek Rabbinizdendir dileyen inansın dileyen inkar etsin. ‘’Kehf Suresi Ayeti Kerime 29’’ Ey Muhammed Rabbin dileseydi yeryüzün de bulunanların hepsi inanırdı, öyle iken insanları inanmaya sen mi zorlayacaksın? Bu da ‘’Yunus Suresi 99. Ayeti Kerime’’ Keza ey Muhammet inanmıyorlar diye neredeyse kendini mahvedeceksin biz dilesek onlara gökten bir mucize indiririz de ona boyun eğip kalırlar. Bu da ‘’Şuara Suresi Ayeti Kerime 3’’ Yine ikrah zorlama Müslümanın kâfire ya inanırsın ya öldürürüm demesi demesidir ayeti kerime dinde zorlama yok buyurmuştur. Bu buyruk ya ehli kitap ve Mecusiler hakkındadır ki bu durum da cizyeyi kabul ettiler mi haklarında katil düşer ya da diğer kâfirler hakkındadır. Bunlar da ya Yahudiliğe veya Hıristiyanlığa girenlerdir, bunlar hakkın da fukaha ihtilaf etmiş bazıları oldukları gibi kabul edilir demiştir bu durum da onlardan da cizyeyi kabul ettiler mi katil düşer, bu görüşe göre dinde zorlama yoktur ayeti kerimesi bütün kâfirler hakkın da caridir. Bazı fakihler de diğer kâfirler Hıristiyanlar veya Yahudi olsalar bu onlardan kabul edilmez. Bu görüşe göre onlara ikrah zorlama caiz olur, bu durum da zorlama yoktur hükmünü ehli kitaba tahsis etmek gerekir. Yine ayetten çıkarılan 3. tevile göre harpte mağlup düşerek dine girenlere zorla girdiniz dememelidir. Çünkü harpten sonra Müslüman olan dine girmeye girmeyi kabul eder ve girişin de samimi olursa bu zorlama sayılmaz. Size Müslüman olduğunu bildirene dünya hayatının geçici menfaatlerine göz dikerek sen Müslüman değilsin demeyin. ‘’Bu da Nisa Suresindeki 93. Ayeti Kerime’’ Evet, kıymetliler, bu da çeşitli ayetlerin çeşitli hükümleri ile ilgilidir. Cenabı Hak seve seve Müslüman olan İslam’ın bütün amir hükümlerini yerine getiren ve İslam’ın yasakladığı ne varsa ondan da Allah için sakınan içi dışı Mümin muttaki muhsin kullarından eylesin.

 

Dakika 35:15

 

(Visited 86 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}