76- Tefsir Ders 76 hayat veren nurun keşif notları
76- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 76
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
(Âli İmrân Sûresi 35’inci Âyet-i Kerime’den 47’nci Âyet-i Kerime’ler)
إِذْ قَالَتِ امْرَأَةُ عِمْرَانَ رَبِّ إِنِّي نَذَرْتُ لَكَ مَا فِي بَطْنِي مُحَرَّرًا فَتَقَبَّلْ مِنِّي إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ ﴿٣٥﴾
İmrân’ın karısı dedi ki; Rabbim karnımdakini tam bir tam hür olarak sana adadım yani nezretti benden kabul buyur dedi. Şüphesiz sen işitensin, bilensin dedi.
(فَلَمَّا وَضَعَتْهَا قَالَتْ رَبِّ إِنِّي وَضَعْتُهَا أُنثَى وَاللّهُ أَعْلَمُ بِمَا وَضَعَتْ وَلَيْسَ الذَّكَرُ كَالأُنثَى وَإِنِّي سَمَّيْتُهَا مَرْيَمَ وِإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ﴿٣٦﴾)
Onu doğurunca Allah (C.C) onun ne doğurduğunu bilip dururken şöyle dedi; Rabbim onu kız doğurdum erkek kız gibi değildir ona Meryem adını verdim onu ve soyunu kovulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum dedi. İşte bu duayı herkes okumalı:
(إِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ )
Evlatlarınız için bu duayı okuyun. Meryem’in annesi işte Meryem’i dünyaya getirince bu duayı okudu Allah’a ısmarladı. Cenab-ı Hak’ta;
(فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَأَنبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًا وَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّا كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَ وَجَدَ عِندَهَا رِزْقاً قَالَ يَا مَرْيَمُ أَنَّى لَكِ هَذَا قَالَتْ هُوَ مِنْ عِندِ اللّهِ إنَّ اللّهَ يَرْزُقُ مَن يَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ ﴿٣٧﴾)
Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Yani saksıdaki çiçek gibi yetiştirdi ve Zekeriya’nın (AS.) himâyesine verdi. Zekeriya (AS.) bir peygamberdir. Meryem dünyaya gelince işte Zekeriya Aleyhisselâmın kefâletinde onun himâyesine verildi. Zekeriya ne zaman kızın bulunduğu mihraba girse, Meryem mihrapta ibadet ederdi. Onun yanında yeni bir yiyecek bulurdu. Meryem bu sana nereden geldi deyince, bak orada ne diyor; Bu Allah katındandır derdi. Şüphesiz Allah dilediğine hesapsız rızık verendir. İşte kıymetliler, Cenab-ı Hak dileyince her şeyi yapar.
استعيذ بالله
(هُنَالِكَ دَعَا زَكَرِيَّا رَبَّهُ قَالَ رَبِّ هَبْ لِي مِن لَّدُنْكَ ذُرِّيَّةً طَيِّبَةً إِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَاء ﴿٣٨﴾)
(فَنَادَتْهُ الْمَلآئِكَةُ وَهُوَ قَائِمٌ يُصَلِّي فِي الْمِحْرَابِ أَنَّ اللّهَ يُبَشِّرُكَ بِيَحْيَى مُصَدِّقًا بِكَلِمَةٍ مِّنَ اللّهِ وَسَيِّدًا وَحَصُورًا وَنَبِيًّا مِّنَ الصَّالِحِينَ ﴿٣٩﴾)
Orada Zekeriya (AS.) Rabbine dua etti. Rabbim! Bana katından hayırlı bir nesil ver hayırlı evlat ver dedi. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin dedi. İşte Cenab-ı Hak’ta Zekeriya mabette namaz kılarken melekler ona Allah sana Allah’tan bir kelimeyi doğrulayıcı efendi, nefsine hâkim ve iyilerden bir peygamber olarak Yahyâ’yı müjdeler diye ünlediler, melekler bu müjdeyi verdiler.
Dakika (5.40)
(قَالَ رَبِّ أَنَّىَ يَكُونُ لِي غُلاَمٌ وَقَدْ بَلَغَنِيَ الْكِبَرُ وَامْرَأَتِي عَاقِرٌ قَالَ كَذَلِكَ اللّهُ يَفْعَلُ مَا يَشَاء ﴿٤٠﴾)
(قَالَ رَبِّ اجْعَل لِّيَ آيَةً قَالَ آيَتُكَ أَلاَّ تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ إِلاَّ رَمْزًا وَاذْكُر رَّبَّكَ كَثِيرًا وَسَبِّحْ بِالْعَشِيِّ وَالإِبْكَارِ ﴿٤١﴾)
Zekeriya (AS.) Ey Rabbim! Benim nasıl oğlum olabilir bana ihtiyarlık gelip çattı karım ise kısırdır dedi. Allah öyledir fakat Allah dilediğini yapar buyurdu. Melekler müjde edince Zekeriya (AS.) böyle dedi. Cenab-ı Hak’ta Allah dilediğini yapar her şeye kâdirdir. Âdem’i anasız babasız yarattı da sende ihtiyarken sana da çocuk vermeye Allah kâdir değil mi? alla her şeye kâdir. Zekeriya’ya ihtiyarken, çok yaşlanmışken, hanımı da kendi de hanımı kısır, yaşlı, kendi ihtiyar. Bak bunlara Allah o yaştan sonra Yahyâ gibi çok mükemmel bir ahlâk sahibi peygamber verdi. Zekeriya (AS.), Rabbim! Oğlum olacağına dair bana bir alâmet ver dedi. Allah’ta buyurdu ki; Senin için alâmet insanlara üç gün işaretten başka söz söyleyememendir dedi. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et dedi ona tembihte bulundu.
(وَإِذْ قَالَتِ الْمَلاَئِكَةُ يَا مَرْيَمُ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَاكِ وَطَهَّرَكِ وَاصْطَفَاكِ عَلَى نِسَاء الْعَالَمِينَ ﴿٤٢﴾)
(يَا مَرْيَمُ اقْنُتِي لِرَبِّكِ وَاسْجُدِي وَارْكَعِي مَعَ الرَّاكِعِينَ ﴿٤٣﴾)
Zekeriya’ya böyle yaşlılıkta evlat veren, Yahyâ’yı veren Allah bakın burada da başka bir harika meydana geliyor. Hani melekler, Ey Meryem! Allah seni seçti, seni tertemiz yarattı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı. Ey Meryem! Rabbine divan dur ve secdeye kapan ve rükû edenlerle beraber rükû et demişlerdi. Cenab-ı Hak Meryem’e bu şekilde melekler aracılığıyla ne yaptı? Ona yapacağı kulluk görevini bildirdi. Yine buyurdu ki;
(ذَلِكَ مِنْ أَنبَاء الْغَيْبِ نُوحِيهِ إِلَيكَ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يُلْقُون أَقْلاَمَهُمْ أَيُّهُمْ يَكْفُلُ مَرْيَمَ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يَخْتَصِمُونَ ﴿٤٤﴾)
İşte bu sana vahyettiğimiz kayıp haberlerindendir. Geçmişin haberlerinin tamamını Hz. Muhammed’e Yüce Allah anlatıyor. İncîl’in haberlerini Tevrât’ın, Zebur’un, suhufların ve onlarda olmayan ve istikbalde kıyâmete kadar lâzım olan bütün peygamberler Hz. Muhammed’e vahiy ediliyor. Geçmiş peygamberlerin ırmakları, denizler, Muhammed’in ummanına, deryâlarına karışıyor. Birde onlarda olmayan nice deryâlar Muhammed deryâsına geliyor. Hz. Muhammed’in deryâsı uçsuz, bucaksız ki, öbürlerine şeriat denirken bütün şeriatları içinde toplayan İslam şeriatı minhaçtır. Hepsini içine almıştır. Bunun için yoksa Meryem’i kim himâyesine alıp koruyacak diye kalemlerini kura için atarlarken sen yanlarında değildin.
Dakika 10.43
Bu hususta tartışırlarken de yanlarında bulunmadın. Bak Hz. Muhammed’e Cenab-ı Hak bütün haberleri kendi verdiğini de bura da açıklıyor.
إِذْ قَالَتِ الْمَلآئِكَةُ يَا مَرْيَمُ إِنَّ اللّهَ يُبَشِّرُكِ بِكَلِمَةٍ مِّنْهُ اسْمُهُ الْمَسِيحُ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ وَجِيهًا فِي الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ وَمِنَ
الْمُقَرَّبِينَ ﴿٤٥﴾
وَيُكَلِّمُ النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلاً وَمِنَ الصَّالِحِينَ ﴿٤٦﴾
قَالَتْ رَبِّ أَنَّى يَكُونُ لِي وَلَدٌ وَلَمْ يَمْسَسْنِي بَشَرٌ قَالَ كَذَلِكِ اللّهُ يَخْلُقُ مَا يَشَاء إِذَا قَضَى أَمْرًا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُن فَيَكُونُ ﴿٤٧﴾
Bakın şu duruma bakın, Yüce Allah’ın her şeye kâdir olan sınırsız kudretine bakın. Melekler şöyle demişti; Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor ki adı Meryem oğlu Îsâ Mesih’tir. Bak bakire kız Meryem ondan Îsâ Mesih’in doğacağını, böyle bir çocuk dünyaya getireceğini Cenab-ı Hak yine ona melek aracılığıyla durumu duyuruyor. Dünyada da, âhirette de itibarlı aynı zaman da Allah’a çok yakınlardandır buyurdu Cenab-ı Hak. Yani o peygamber bir kuldur. Beşikte de, yetişkin çağında da insanlarla konuşacak ve iyilerden olacaktır. Meryem, Ey Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur dedi. Yani ben bakire kızım dedi Meryem annemiz. Allah’ta ona şöyle dedi (C.C); Öyle ama Allah dilediğini yaratır. Bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece ol der o da hemen oluverir dedi. Allah ona kitap okuma ve yazmayı hikmeti ve Tevrât’ı, Tevrât ile İncîl’i öğretir. Meryem’e bunları da bildirdi. Îsâ’nın ileride Tevrât’ı, İncîl’i de bileceğini peygamber olacağını da söyledi.
Dakika 13:44