95- Tefsir Ders 95 hayat veren nurun keşif notları
95- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 95
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
(Âli İmrân Sûresi 104’üncü Âyet-i Kerime’den 112’nci Âyet-i Kerime’ler)
وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ ﴿١٠٤﴾
İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun işte kurtuluşa erenler onlardır, diyor Yüce Rabbimiz. İçinizden hayra çağıran İslam A’dan, Z’ye hayırdır. İnsanlığı İslam’a çağırmak, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İyilik nedir? Şer-i Şerifin emrettiği her şey iyiliktir. Kötülük nedir? Yüce Rabbimizin kendi Şer-i Şerifin de kötü dediği, günah ve haram dediği, insanoğluna zarar veren, dünyasına ve âhiretine tamamen muzır olan, aklıselime, bilime tamamen aykırı olan ne varsa işte diyor bunlar kötülüktür. Kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. Kim diyor? Cenab-ı Hak diyor. İşte kurtuluşa eren onlardır. İnsanlığı mutlak hayra çağıran bir topluluk olmalıdır. Kötülükten men eden bir topluluk mutlaka olmalıdır.
Cenab-ı Hak yine buyuruyor ki;
وَلاَ تَكُونُواْ كَالَّذِينَ تَفَرَّقُواْ وَاخْتَلَفُواْ مِن بَعْدِ مَا جَاءهُمُ الْبَيِّنَاتُ وَأُوْلَئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ ﴿١٠٥﴾
يَوْمَ تَبْيَضُّ وُجُوهٌ وَتَسْوَدُّ وُجُوهٌ فَأَمَّا الَّذِينَ اسْوَدَّتْ وُجُوهُهُمْ أَكْفَرْتُم بَعْدَ إِيمَانِكُمْ فَذُوقُواْ الْعَذَابَ بِمَا كُنْتُمْ تَكْفُرُونَ ﴿١٠٦﴾
Yüce Rabbimiz burada diyor ki; “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azâb vardır.” İslam geldi bütün delillerini ortaya koydu, parçalanmaya artık hiç mi hiç gerek kalmadı. Eğer parçalanırsanız büyük bir azâb vardır diyor. Ümmet-i Muhammed’in düştüğü bir duruma bakın dünya da şurada bir asırdır yaklaşık bir asırdır parçalanan ümmet ne hâle geldi. 14 asır dünyanın önünde efendisi olan ve cihan devletini kuran Ümmet-i Muhammed bugün bir asırdır ne hâle geldi şöyle bir bakın. Neden? İşte parçalandı. İslam bir bütün, bütün değerleri orta da, İslam’ın hiçbir noktası bile kaybolmadı, değişmedi, değişmeyecek, bozulmadı, bozulmayacak. Niye Ümmet parçalandı? İşte o yüce değerlerini bilen bir defa topluluk ile hareket etmediğinden, bilmeyen bilenle hareket edecektir, bir bütün olacaktır. Yine Yüce Rabbimiz o gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler de kararır. Yüzleri kararanlara îmânınızdan sonra küfür ettiniz hâ öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın denecektir.
Dakika 4:54
وَأَمَّا الَّذِينَ ابْيَضَّتْ وُجُوهُهُمْ فَفِي رَحْمَةِ اللّهِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ ﴿١٠٧﴾
Yüzleri ağaranlara gelince parıl, parıl parlayan yüzlere gelince onlar Allah’ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
تِلْكَ آيَاتُ اللّهِ نَتْلُوهَا عَلَيْكَ بِالْحَقِّ وَمَا اللّهُ يُرِيدُ ظُلْمًا لِّلْعَالَمِينَ ﴿١٠٨﴾
Bunlar sana Allah’ın gerçek olarak okuya geldiğimiz âyetleridir. Allah’ âlemlere hiçbir haksızlık etmek istemez.
وَلِلّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَإِلَى اللّهِ تُرْجَعُ الأُمُورُ ﴿١٠٩﴾
Gökler de ve yerde olanların hepsi Allah’ındır bütün işler Allah’a döndürülür. Dikkat ettin mi? Gökler de ve yerde olanların hepsi Allah’ındır. Çünkü bütün âlemleri o yaratmıştır, mülkün asıl sahibi O’dur, Muktedir hükümdar O’dur, Yaratan O’dur, yöneten O’dur. Onun kânûnları işlemektedir.
كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَلَوْ آمَنَ أَهْلُ الْكِتَابِ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُم مِّنْهُمُ الْمُؤْمِنُونَ وَأَكْثَرُهُمُ الْفَاسِقُونَ ﴿١١٠﴾
Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Ümmet-i Muhammed dünya da tamamen bütün milletlerin en hayırlısı olduğunu Cenab-ı Hak burada bildiriyor. Ne diyor? Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, iyiliği emreder kötülükten vazgeçirmeye çalışır ve Allah’a inanırsınız. Kitap ehli de inansaydı kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. İçlerinden îmân edenler de var. Ama pek çoğu yoldan çıkmışlardır. İşte Kur’an-ı Kerim, işte yeryüzüne hak bir mesaj veriyor Kur’an-ı Kerim.
ضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّلَّةُ أَيْنَ مَا ثُقِفُواْ إِلاَّ بِحَبْلٍ مِّنْ اللّهِ وَحَبْلٍ مِّنَ النَّاسِ وَبَآؤُوا بِغَضَبٍ مِّنَ اللّهِ وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الْمَسْكَنَةُ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ كَانُواْ يَكْفُرُونَ بِآيَاتِ اللّهِ وَيَقْتُلُونَ الأَنبِيَاء بِغَيْرِ حَقٍّ ذَلِكَ بِمَا عَصَوا وَّكَانُواْ يَعْتَدُونَ ﴿١١٢﴾
Kıymetliler!
Onlar size eziyetten başka bir şey veremezler. Eğer sizinle savaşmaya kalkışsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez. Onlar nerede bulunursa bulunsunlar üzerlerine alçaklık damgası vurulmuştur. Meğerki Allah’ın ipine ve insanlar mü’minlerin ahdine sığınmış olsunlar. İşte meğerki Allah’ın ipine ve insanlar mü’minlerin ahdine sığınmış olsunlar. Ya îmân edip kurtulacaklar veya inanmışların himâyesine girecekler ki zimmî olmakla paçalarını kurtaracaklar. 14 asır onlar Müslümanların zimmetinde yaşamışlardır. Onar Allah’ın hışmına uğradılar ve üzerlerine de miskinlik damgası vuruldu. Bunun sebebi onların Allah’ın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve haksız yere peygamberleri öldürmeleridir. Ayrıca isyan etmiş ve ahdide aşmışlardır.
Dakika 10:09